Bizi Takip Edin

RUSYA

Rusya’nın Çin, Hindistan ve Türkiye ile para transferi krizi: Baypas yolları kapanıyor

Yayınlanma

Tarihin en ağır yaptırımlarına maruz kalan Rusya’nın kendi kendine yeter hale gelme çabalarına rağmen dış dünya ile olan bağlar hala önemini koruyor.

Hammadde ihracatı bütçeyi doldurmaya yardımcı olsa da gıda, tüketim, sanayi ve savunma sanayii başta olmak üzere ekonominin tüm sektörleri ithal mallara ihtiyaç duyuyor. Özellikle savunmada, füzeler ve insansız hava araçlarında gereken Batı elektroniğinin ikamesi kısa vadede çözülecek bir mesele değil.

Bu bağlamda Rusya hükmeti, ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 15’ini ve bütçe gelirlerinin büyük kısmını oluşturan hammadde ihracatının neredeyse tamamen yabancı teknolojilere bağımlı durumda olduğunu belirtti. Hükümet tarafından onaylanan 2050 yılına kadar Rusya’nın Doğal Kaynak Tabanının Geliştirilmesi Stratejisine göre, ülkede madencilik için ithal edilen sondaj ekipmanı ve analiz yazılımlarının payı şu anda yüzde 90’ı aşıyor.

Fakat yaptırımların sıkılaştırılması dış ticaret işlemlerini giderek zorlaştırıyor ve hem sermayedarlar hem de Merkez Bankası yöneticilerinin elini zorluyor.

Rusya Merkez Bankası Birinci Başkan Yardımcısı Vladimir Çistyuhin, bir ay evvel yaptığı açıklamada ‘dost’ ülkelerle bile ilişkilerde ortaya çıkmaya başlayan ödeme sorunlarını çözmek için her türlü aracın kullanılması gerektiği, modası geçmiş ya da ‘egzotik’ mekanizmalardan uzak durulması gerektiğini söylemişti:

“Dün bizde rağbet görmeyen şeyler, bilemiyorum, takaslar, bazı takas sistemleri, kripto kullanımı, her şey test edilmeli, her şey denenmeli.”

ABD’nin aralık ve haziran aylarında uygulamaya koyduğu yeni kısıtlamalar, Rusya ile ticaret yapan ülkelerdeki bankaları ikincil yaptırım riskiyle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg, sonuç olarak Çin ve Türkiye’deki bankaların ödemeleri giderek daha fazla geciktirdiğini ya da aksattığını, bunun da hem ithalat hem de ihracat işlemlerini imkansız olmasa da zorlaştırdığını yazdı.

Hindistan’da petrol için ödenen paranın geri çekilmesiyle ilgili sorunların sadece kısmen çözüldü ama geliştirilen üçüncü ülkeler üzerinden ödeme yapma çözümü maliyetleri artırdı.

Emtia ihracatçıları, pek çok durumda Çin ile işlemler yalnızca eski Sovyet ülkelerindeki acenteler aracılığıyla mümkün hale geldiğini söylüyor.

Bu tür işlemlerde yuan da dahil olmak üzere döviz Rusya’ya ulaşmıyor: Çinli müşteriler üçüncü ülkelerdeki aracılara yuan ödüyor ve bu aracılar da Rusya’daki ihracatçılara ruble aktarıyor. Fakat bu tür işlemler de karmaşık, zira pek çok aracı ülkenin döviz transferleri konusunda kendi kısıtlamaları olduğunu belirtiyor.

Bloomberg‘e konuşan bir kaynak Hong Kong üzerinden yapılan kripto para ödemelerinin giderek daha cazip hale geldiğini, ancak burada bile Rusların Özbekistan veya Kazakistan gibi ülkelerdeki aracıları kullanmak zorunda kaldıklarını ifade etti.

Ajansın üç kaynağına göre, Rus şirketleri ithalatçılarla takas anlaşmaları (30 yıl önce Rusya’da paranın dolaşımda olmadığı yıllarda popülerdi) ya da döviz takası yapmayı bile denedi.

Rusya ile Çin arasındaki ticaret hacmi, savaş öncesine kıyasla yüzde 60 artarak 240 milyar dolara (2023’te yüzde 26,3’lük bir artış da dahil olmak üzere) ulaştı.

Ancak burada sınıra ulaşılmış gibi görünüyor: Rusya’da yaptırımlar ve savunma sanayii işletmelerinin patlama yaptığı Rusya ekonomisinin kendi kısıtları, Çin’in ülkeye ihracatı artırmasını engelleyecek. 2024’ün ilk yarısında Çin’in Rusya’ya ihracatı, 2023’ün aynı dönemine kıyasla yüzde 1 oranında düştü.

Konunun Türkiye ve Hindistan boyutu

Çin ile karşılıklı anlaşmalardaki sorun ticaretin ölçeği nedeniyle en akut durumda, fakat Rus şirketleri Türkiye’de de benzer zorluklarla karşılaşıyor.

Bazı bankalar Rusya ile faaliyetlerini durdurmuş olsalar da ticaret ağırlıklı olarak ruble üzerinden yapılıyor: TÜİK verilerine göre, sonuç olarak Ocak-Haziran 2024 dönemi sonunda Türkiye’den Rusya’ya yapılan mal ihracatı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 28,3 azalarak 4,16 milyar dolara geriledi.

Hindistan ile anlaşmalarda yaşanan zorluklar hala büyük ölçüde ülkeden çekilemeyen konvertibl olmayan bir para birimine sahip olmasından kaynaklanıyor.

Hindistan’daki banka hesaplarında Rus petrolü için rupi cinsinden 8 milyar dolarlık ödeme birikmiş durumda. Ruslar bu rupileri Hint malları satın almak ve yerel yatırımlar yapmak için kullanmaya teşvik edilse de bu o kadar kolay değil.

Yaptırımlardan ve uzlaşma zorluklarından korkan Hintli şirketler cirolarını artırma konusunda isteksiz ve Rusya’nın Hindistan’dan satın alabileceği ürün miktarı çok fazla değil. 2023 yılında sadece 5 milyar dolar değerinde ürün satın alınırken, 67,1 milyar dolar değerinde mal (özellikle hammadde) tedarik edildi.

Baypas yolları kapanıyor

Özellikle savaşın ilk yılında Rusya için paralel ithalat düzenleyerek iyi para kazanan Orta Asya ülkelerinde bile ödeme reddi oranı temmuz ayında yüzde 30’a yükseldi ve ortalama işlem süresi yüzde 15 artarak iki haftaya çıktı.

Ülkelerin kendi para birimleriyle yapılan ödemelerde bile sorunlar ortaya çıkmaya başladı. ABD’nin aralık ayında uygulamaya koyduğu ikincil yaptırımları haziran ayında genişletmesiyle durum daha da karmaşık bir hal aldı.

Artık üçüncü ülkelerdeki bankalar sadece Rusya’nın savunma sanayii şirketlerine değil, önde gelen Rus bankaları ve onların yabancı iştirakleri de dahil olmak üzere tüm alt yaptırımlara tabi kuruluşlara ödeme yapamıyor. Başka bir deyişle kara listeye alınan şirket sayısı 1200’den 4 bin 500’ün üzerine çıktı.

Rusya şimdiye kadar kısıtlamaları aşmanın yollarını bulmayı başardı, fakat şimdi Batılı ülkeler kendi yaptırımlarını uygulamak ve boşlukları kapatmak için daha sert bir yaklaşım benimsedi.

Sekiz AB maliye bakanı, ‘özellikle enerji, finans ve teknoloji gibi stratejik öneme sahip sektörlerde yaptırımların güçlendirilmesi ve mevcut yaptırımların uygulanmasının iyileştirilmesi’ çağrısında bulundu:

“Doğu Asya ve Orta Doğu’daki diğer büyük yaptırım delme mekanizmaları üzerinde daha fazla baskı kurulması önemli.”

Savaştan önce kripto para kullanımına karşı çıkan Rusya Merkez Bankası, şimdi bu para birimlerinde uluslararası ödeme fikrini destekliyor. Merkez Bankası’nın birinci başkan yardımcısı Olga Skorobogatova, bunların bir ön deneme yapılmadan başlatılabileceğini ifade etti.

Çistyuhin, “Dış ticaret ürünleri için normal yerleşim yerleri yoksa, ihracata ve ithalata bağımlı ülkemiz için her şey demektir, ölüm demektir,” diye yakındı.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ise geçen ay Batılı ülkelerin yaptırımlarının ağırlaşmasıyla beraber geleneksel ödemelerin zorlaştığını ve Washington yönetiminin Rusya’nın kripto para ile ödeme yapma girişimlerini izlediğini dile getirmişti:

“Kripto para ve Stablecoin kullanımını oldukça yakından izliyoruz. Rusya’nın bunu çok aktif bir şekilde yaptığını düşünmüyoruz, ancak yaptırımlarımız giderek sertleştikçe, bu bir endişe kaynağı haline geliyor.”

Rusya parlamentosu, sınır ötesi ödemelerde kripto para kullanımını onayladı

RUSYA

Rus milyarderler Trump dönemine hazırlanıyor

Yayınlanma

Rus iş dünyasının önde gelen isimleri, hükümetin Rusya ekonomisi için öngördüğü iyimser büyüme tahminlerini gerçekçi bulmadıklarını ve Donald Trump’ın ABD Başkanı olarak Rusya’ya uygulanan yaptırımları kaldırmasını beklemediklerini öne sürdü.

Bloomberg, büyük ölçekli Rus şirketlerini yöneten milyarderler ve iş insanları ile yapılan görüşmeler sonucunda bu yönde bir habere yer verdi.

Hükümetin planına göre, Rusya ekonomisi bu yıl yüzde 3,9 oranında büyüyecek (2023’teki yüzde 3,6 büyüme sonrasında). Büyüme oranı 2025’te hafif bir düşüşle yüzde 2,5’e gerileyecek, ardından tekrar artacak: 2026’da yüzde 2,6, 2027’de yüzde 2,8, 2028-2030 yılları arasında ise yıllık ortalama yüzde 3 seviyesinde olacak.

Ancak Bloomberg‘in haberine göre, Rusya’nın en zengin sermayedarları bu büyüme rakamlarının ulaşılabilir olduğuna inanmıyor.

Milyarderler, ülke ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini ve Batılı şirketlerin ülkeden ayrılmasının özellikle makine ve teknoloji sektörlerinde üretim tabanını zayıflattığını düşünüyor.

İthal ikame süreçleri yavaş ilerlerken, yüz binlerce kişinin askere alınması iş gücü açığını artırarak durumu daha da kötüleştirdi.

Habere göre, Trump’ın 24 saat içinde bir “anlaşma” sözü vermesine rağmen milyarderlerin çoğu savaşın yakın zamanda sona ereceğinden şüpheli.

Ayrıca, Rusya’nın yaptırımların kalkacağına dair beklenti taşımadığı ve dünya çapında en fazla yaptırım uygulanan ülke olarak İran ve Kuzey Kore’yi geçtiği belirtildi.

Stockholm School of Economics uzmanları, kısa vadede Rusya ekonomisinin “mutlak bir çöküş” riski altında olmadığını, ancak “orta ve uzun vadede görünümün karamsar” olduğunu iddia etti.

Uluslararası Para Fonu ise önümüzdeki yılın başında Rusya’nın GSYİH büyüme oranının üç kat yavaşlayarak yüzde 1,3’e düşeceğini ve on yılın sonunda yıllık yüzde 1 seviyesine kadar gerileyeceğini öngörüyor.

Rusya Merkez Bankası’nın tahminlerine göre ise ekonomi 2025’te sadece yüzde 0,5 ila 1 oranında büyüme gösterecek ve özel tüketim ile yatırım artışı sıfırlanabilir.

Yaptırımlar nedeniyle petrol dışındaki diğer önemli kaynak bazlı sektörler zorlanmaya başladı. Gazprom çeyrek yüzyıldan bu yana ilk kez zarar ederken, kömür şirketleri ihracatta ciddi bir düşüş yaşadı.

İş dünyasının yeni karşılaştığı bir başka sorun ise Merkez Bankası’nın faiz oranlarını ekonominin 20 yıldan uzun süredir görmediği bir seviyeye çıkarması oldu.

Milyarderler Oleg Deripaska ve Aleksey Mordaşov, Merkez Bankası’nı bu konuda kamuya açık bir şekilde eleştirirken, diğer sermayedarlar Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina’nın, büyük savunma harcamaları karşısında enflasyonu dizginlemek için yeterli araçlara sahip olmadığını ifade etti.

Bloomberg’e konuşan milyarderlerden biri, hükümetin savaşı “özel bir askeri harekât” olarak değil, savaş olarak kabul etmesi durumunda, yüksek enflasyonu halka anlatmanın daha kolay olabileceğini savundu.

Rusya’nın neoliberal elitleri savaştan etkilendi mi?

Okumaya Devam Et

RUSYA

Arktik LNG-2’de üretim yaptırımlar nedeniyle fiilen durdu

Yayınlanma

ABD yaptırımları nedeniyle Rusya’nın Arktik LNG-2 projesinde doğalgaz üretimi ve sıvılaştırma neredeyse tamamen durduruldu ve Novatek’in projeye yönelik 2024 ihracat hedefleri sekteye uğradı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, enerji devi Novatek’e ve bazı diğer şirketlere, faaliyetleri hakkında bilgi açıklamama yetkisi tanıdı.

Bu yetki özellikle Novatek’in yürüttüğü Arktik LNG-2 projesini kapsıyor. Projede doğalgaz sıvılaştırma tamamen durdurulmuş durumda ve gaz üretimi de neredeyse sıfırlandı.

Sektörden bir yetkilinin Bloomberg‘e verdiği bilgiye göre, kasım ayının ilk 10 gününde Arktik LNG-2 sahalarında günlük ortalama 0,4 milyon metreküp gaz üretildi. Bu, ekim ayına kıyasla yüzde 90’dan fazla bir düşüş anlamına geliyor.

Bu seviye, Arktik LNG-2’nin ilk aşaması için kaydedilen en düşük üretim miktarı.

Bloomberg‘e konuşan bir kaynağa göre, 2023’ün dördüncü çeyreğinde ilk üretim hattının deneme işletmeleri sırasında proje günlük 2 milyon ila 14 milyon metreküp arasında gaz üretimi gerçekleştiriyordu. Fakat, ABD’nin devreye soktuğu ilk yaptırımlar, Novatek’in 2024 başında LNG ihracatına başlama planlarını baltaladı.

Novatek, projedeki üç üretim hattından ikisini inşa etmiş olmasına rağmen, Arktik LNG-2’den henüz hiçbir alıcıya gaz teslim edilmedi. Ağustos ayından bu yana sekiz LNG sevkiyatı yapılmış olsa da bu sevkiyatlar satılamadı; tankerler, taşıdıkları gazı ya yüzer depolama tesislerine geri yükledi ya da denizde bekletmek zorunda kaldı.

ABD’nin projeyle bağlantılı tankerleri hızla yaptırım kapsamına alması ve Novatek’in yüzde 40 fiyat indirimi teklif etmesine rağmen, hiçbir ülke bu gazı kabul etme yönünde adım atmıyor.

Yaptırımların etkileri, Arktik LNG-2 projesindeki gemilerin bayrağını taşıyan ülkelerin denizcilik yetkililerince de izleniyor. Geçtiğimiz günlerde Panama, Rusya’nın gölge LNG filosuyla bağlantılı olduğu iddia edilen Singapurlu dört tankerin kaydını iptal edeceğini açıkladı.

Bloomberg’in aktardığına göre, Arktik LNG-2 tesisleri ekim ayında ticari gaz sıvılaştırma işlemlerini durdurdu; sadece tesisin teknik durumunu korumak için gerekli operasyonlar sürdürülüyor. Şimdi ise üretim de fiilen durmuş durumda.

Doğalgaz üretimi en azından önümüzdeki yaz aylarına kadar ertelenmiş görünüyor. Bu sonbaharda faaliyete geçirilmesi planlanan ikinci hattın çalışmayacağı, üçüncü hattın ise 2026’dan 2028’e kadar ertelendiği belirtiliyor.

Arktik LNG-2’nin yıllık 19,8 milyon ton LNG üretme kapasitesine ulaşması bekleniyordu; ilk hat ise 6,6 milyon tonluk üretim kapasitesi sunuyordu.

Projenin tam kapasiteyle devreye alınması, Moskova’nın Rusya’nın yıllık LNG üretimini 2030’a kadar üç kattan fazla arttırarak 100 milyon tona çıkarma hedefinin önemli bir parçasıydı. Bu hedefin beşte biri kadar bir katkının Arktik LNG-2’den sağlanması öngörülüyordu.

Pazartesi günü Putin, Novatek ve Surgutneftegaz gibi şirketlere, mali göstergeler dahil, açıklanan bilgilerin kapsamını kendilerinin belirleyebilmesi için yetki veren bir kararname imzaladı. Bu kararname, Yamal LNG, Arktik LNG-2 ve Nijniy Novgorod’daki Lazurit Merkezi Tasarım Bürosu için de geçerli olacak.

Rusya makamları, yaklaşık 50 şirketin operasyonel bilgilerini açıklamama yetkisini, ABD ve diğer ülkelerin “uluslararası hukuka aykırı dostane olmayan eylemlerine” karşı alınan bir tedbir olarak tanımladı.

Yaptırım altındaki Arktik LNG-2’nin akıbeti

Okumaya Devam Et

RUSYA

Lavrentyev: Rusya, Hizbullah konusunda İsrail’e garanti vermeyecek

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, İsrail’in Hizbullah’a yönelik silah kaçakçılığını engelleme talebine cevap vererek, bu konuda garanti vermelerinin mümkün olmadığını açıkladı. Lavrentyev, sınırda yeni kontrol noktaları kurulmasının Rusya ordusunun yetkisi dışında olduğunu vurguladı.

Rusya Devlet Başkanı’nın Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, RIA Novosti haber ajansına verdiği mülakatta Moskova’nın, Suriye’den Lübnan’a yapılan “silah kaçakçılığını” önleme konusunda İsrail’e garanti veremeyeceğini bildirdi.

Daha önce İsrail basınında, İsrail’in Rusya’yı Orta Doğu’da çözüm sürecinde arabulucular arasında görmek istediği belirtilmişti.

Lavrentyev, İsrail’in “Şii grupların Suriye üzerinden Lübnan’a askeri malzeme geçişini engellemek için Rusya’dan garanti alma” talebi sunduğunu doğruladı. Ancak bu talebin karşılanmasının mümkün olmayacağını ifade etti.

Yetkili, “Bunun için sınırda yeni kontrol noktaları kurulması gerekiyor ki bu görev, Suriye’deki Rus ordusunun yetki alanı dahilinde değil,” ifadelerini kullandı.

Lavrentyev, İsrail’in bu düzenlemeye dair Rusya’dan garanti beklentisine dair, “Öncelikle, böyle bir garanti veremeyiz,” ifadesini kullandı.

İsrail’in, bölgesel çözüm süreci konusunda Moskova ile temas halinde olduğu daha önce de biliniyordu. Bu kapsamda, Başbakan Benyamin Netanyahu’nun en güvendiği isimlerden biri olarak kabul edilen Stratejik Planlama Bakanı Ron Dermer’in Moskova’ya gizli bir ziyaret gerçekleştireceği bile bildirilmişti.

Öte yandan Yedioth Ahronoth gazetesi yazarı Itamar Eichner, dün kaleme aldığı makalede, “İsrail, Rusya’nın Hizbullah, Suriye ve İran üzerinde etkisi olduğunu biliyor. Bu nedenle Tel Aviv, Lübnan’daki terör örgütünün savaştan sonra toparlanmasına engel olmak için Moskova’dan silah kaçakçılığını önleme konusunda garanti almak istiyor,” değerlendirmesini yaptı.

Lavrentyev, İsrail’in Suriye-Lübnan sınırını kapatma isteğine dair değerlendirmelerde bulunurken, Suriye’deki Rus hava üssü Hmeymim yakınlarında gerçekleşen bir saldırıya da dikkat çekti.

Bu saldırı, yaklaşık bir ay önce meydana gelmiş ve Rus birliklerini doğrudan etkilememiş olsa da Lavrentyev, bu olay hakkında açıklama yapmayı gerekli buldu.

Yetkili, “İsrail, Hmeymim’in yakınında bir hava saldırısı gerçekleştirdi. Doğrudan hava üssünü hedef almadılar; zira bunun İsrail açısından çok olumsuz sonuçları olurdu, bunu çok iyi biliyorlar. Bazı haberlere göre saldırı, depolara ve binalara yönelikti,” ifadelerini kullandı.

Lavrentyev ayrıca, Rusya Savunma Bakanlığı’nın “İsrail’e bir temsilci gönderdiğini” de belirtti.

Rusya Dışişleri: İran, İsrail’e saldırısını meşru müdafaa hakkı çerçevesinde gerçekleştirdi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English