Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından dünyanın en büyük 100 şirketinin silah satışları ve askeri hizmet gelirlerine ilişkin yapılan son analize göre silah üreticileri, Şubat 2022’de Ukrayna savaşını takip eden aylarda büyük kazançlar elde etti.
SIPRI’nin ilk 100 listesinde yer alan Amerikan şirketlerinin toplam silah gelirlerindeki düşüşe rağmen, ABD merkezli bu şirketler 302 milyar dolar ile en büyük silah gelirine sahip olarak egemen olmaya devam ediyor.
SIPRI için verilerin derlenmesine yardımcı olan Lucie Béraud-Sudreau, “Güney Kore, İsrail ve Türkiye artan harcamalara yanıt verebilecek ülkeler olarak öne çıkıyor,” dedi.
Türkiye’nin en büyük dört savunma şirketinin 2022 gelirleri 2021’e kıyasla yüzde 22 artarak 5,5 milyar dolara ulaşırken, bu şirketler arasında drone üreticisi Baykar öne çıkıyor.
Ukrayna güçleri tarafından kullanılan Bayraktar TB-2 insansız hava aracının üreticisi Baykar’ın gelirleri yüzde 94 artarak şirketi ilk kez SIPRI’nin ilk 100 listesine soktu.
Baykar’ın silah gelirindeki 690 milyon dolarlık artış, ilk 100 listesindeki diğer Türk şirketlerinin (TAI ve Roketsan) elde ettiği kazançları gölgede bırakıyor.
SIPRI sıralamasındaki üç İsrail şirketinin (Rafael, Israel Aerospace Industries ve Elbit Systems) toplam silah gelirleri 2022’de 12,4 milyar dolara ulaşarak 2021’e kıyasla yüzde 6,5’lik bir artış gösterdi.
Sıralamadaki dört Güney Koreli şirketin toplam silah gelirleri, özellikle ülkenin en büyük silah üreticisi Hanwha Aerospace’in kaydettiği yüzde 8,5’lik düşüş nedeniyle yüzde 0,9 oranında azaldı; fakat Güney Koreli şirketlerin Polonya ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne verilen büyük siparişler nedeniyle bu yıl gelirlerinde bir artış görmesi muhtemel.
Ukrayna ile sınır komşusu olan Polonya, Güney Koreli silah üreticilerine K2 Black Panther tankları, K9 kundağı motorlu obüsler ve FA-50 savaş uçakları için büyük siparişler verdi (bunların hepsi henüz SIPRI’nin 2022 verilerinde görünmüyor, bu yıl içinde hesaba katılacak). Varşova geleneksel olarak büyük silah anlaşmaları için ABD’ye yönelegelmişti, fakat siparişleri birikmiş ABD şirketlerinden daha hızlı doldurabildiği için Güney Kore öne çıktı.
Geçen yıl düzenlenen bir imza töreninde Polonya Savunma Bakanı Mariusz Błaszczak, “Ne yazık ki sınırlı endüstriyel kabiliyetler nedeniyle ekipmanın tatmin edici bir zaman diliminde teslim edilmesi mümkün olmayacak. Bu nedenle, kendini kanıtlamış ortağımız Güney Kore ile görüşmelere başladık,” demişti.
ABD merkezli devler Lockheed Martin, Raytheon ve Boeing SIPRI listesinin başında yer almaya devam ederken, üçünün de silah gelirleri 2022’de azaldı, Northrup ve İngiltere merkezli BAE Systems’in rakamları ise sadece biraz arttı.
ABD’nin en büyük 42 savunma şirketinin silah gelirleri 2022 yılında yüzde 7,9 azalarak 302 milyar dolara geriledi.
Bu arada, Avrupa’da MBDA ve Leonardo gibi şirketlerin silah gelirleri de geçen yıl düşüş gösterdi.
ABD ve Avrupa’daki silah üreticileri çok sayıda yeni sipariş aldılar, fakat işgücü kıtlığı, artan maliyetler ve tedarik zincirindeki zorluklar nedeniyle üretim kapasitelerini önemli ölçüde artıramadılar.
ABD medyasının bildirdiğine göre ABD Savunma Bakanlığı, ABD Japonya Kuvvetleri’nin (USFJ) planlanan genişlemesini durdurmayı düşünüyor.
NBC ve CNN tarafından görülen taslak belgelere göre, böyle bir hamle personel ve komuta kontrol yükseltmeleriyle ilgili maliyetlerde yaklaşık 1.1 milyar dolar tasarruf sağlayabilir.
Bu hamle, muharip komutanlıkların birleştirilmesi ve NATO askeri operasyonlarının ABD liderliğinden vazgeçilmesi de dahil olmak üzere Pentagon bütçesinde önemli kesintiler yapılmasına yönelik daha büyük bir planın parçası olacaktır.
Uygulanması halinde, USFJ genişlemesinin iptali ittifak entegrasyonunda ciddi bir geri dönüş anlamına gelecektir. Daha 7 Şubat’ta ABD Başkanı Donald Trump ve Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba yaptıkları ortak açıklamada ABD ve Japon kuvvetlerinin komuta ve kontrol çerçevelerinin geliştirilmesinden söz etmişti.
Kongre liderleri çarşamba günü teklifle ilgili çekincelerini hızla dile getirdiler.
Senato Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Senatör Roger Wicker ve Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Temsilci Mike Rogers ortak bir açıklama yayınlayarak Pentagon’un “Beyaz Saray ve Kongre ile koordinasyon olmaksızın, yurtdışında konuşlu ABD kuvvetlerinde önemli azaltmalar da dahil olmak üzere, önemli stratejik konularda tek taraflı değişiklikler yapmayı düşünmesinden büyük endişe duyduklarını” belirttiler.
Amerika’nın savaş gücü yapısında kurumlar arası titiz bir süreç olmaksızın yapılan önemli değişikliklerin “Amerika’nın dünya genelindeki caydırıcılığını zayıflatma ve Amerika’nın düşmanlarıyla müzakere pozisyonumuzu zayıflatma riski taşıdığını” savundular.
USFJ, Japonya’daki yaklaşık 53,000 aktif görevdeki askeri ve 15 büyük üssü denetliyor ancak operasyonel komutaya sahip değil. Sasakawa Peace Foundation USA tarafından hazırlanan bir raporda “USFJ yaklaşık 140 kişilik personeliyle Tokyo’daki ABD Büyükelçiliğinin yarısından daha az bir büyüklüğe sahip” deniyor.
Temmuz 2024’te, Çin’in artan askeri kapasitesini gerekçe göstererek, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, USFJ’yi “Japonya ve çevresindeki güvenlik faaliyetlerini koordine etmek için birincil sorumluluğu” üstlenecek yeni bir ABD ortak kuvvet karargahına dönüştürme planını açıklamıştı.
Austin bunu “kuruluşundan bu yana ABD Japonya Kuvvetleri’nde yapılan en önemli değişiklik ve Japonya ile askeri bağlarımızda 70 yıldır yapılan en güçlü iyileştirmelerden biri” olarak nitelendirmişti.
Japon tarafında ise Öz Savunma Kuvvetleri hava, deniz ve kara operasyonlarını denetlemek üzere JJOC olarak bilinen bir Ortak Operasyonlar Komutanlığı kurma sürecinde. ABD’nin yeni müşterek kuvvet karargâhı JJOC’un muadili olarak görev yapacaktı.
Haber, Savunma Bakanı Pete Hegseth’in bu ay sonunda Japonya’ya ilk seyahatine çıkmayı planladığı sırada geldi.
Beyaz Saray, ABD’nin Ukrayna’ya savunma amaçlı istihbarat sağlamaya devam edeceğini açıkladı. Açıklama, ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasındaki telefon görüşmesinin ardından geldi. Zelenskiy, görüşmede ABD’den ek hava savunma sistemleri talep ederken, Trump bu konuyu değerlendireceğini belirtti. Ayrıca Trump, Ukrayna’daki enerji tesislerinin ABD kontrolünde olmasının Rusya’dan gelebilecek saldırılara karşı ‘en iyi koruma’ olacağını ifade etti.
ABD Başkanı Donald Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasında gerçekleşen telefon görüşmesinin ardından Beyaz Saray, ABD’nin Ukrayna’ya savunma amaçlı istihbarat sağlamaya devam edeceğini açıkladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump ile yaptığı görüşmede Batı’nın Kiev’e yönelik askeri desteğinin, özellikle de istihbarat paylaşımının durdurulmasını talep etmişti.
Beyaz Saray’ın açıklamasına göre, Zelenskiy, Washington’dan özellikle Patriot hava savunma sistemleri olmak üzere ek hava savunma sistemleri tedariki talebinde bulundu. Trump ise bu konuyu değerlendireceği yanıtını verdi.
Trump: Enerji tesisleri ABD’nin kontrolünde olmalı
Görüşmede Trump, ABD’nin Ukrayna’daki enerji tesislerine sahip olmasının, bu tesisler için Rusya tarafından gelebilecek saldırılara karşı “en iyi koruma” olacağını dile getirdi.
Trump ayrıca, Washington’ın Ukrayna’ya elektrik ve nükleer santrallerin yönetimi konusunda yardım etmeye hazır olduğunu söyledi.
Vladimir Zelenskiy, dün Donald Trump ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Trump, daha sonra Truth Social adlı sosyal medya platformunda yaptığı açıklamada, yaklaşık bir saat süren görüşmeyi “çok iyi” olarak nitelendirdi.
Görüşmenin büyük bölümünün, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı son görüşmenin sonuçları ve her iki tarafın da çıkarlarını gözeten uzlaşma arayışları üzerine olduğunu belirtti.
Trump, “Doğru yoldayız,” diyerek Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’dan anlaşmaların detaylı bir özetini hazırlamalarını istediğini ekledi.
Bloomberg ise, konuya vakıf kaynaklara dayandırdığı haberinde, Zelenskiy’nin görüşme sırasında Rus enerji altyapısına yönelik saldırıları durdurmayı kabul ettiğini bildirdi.
Kaynaklar, tarafların ateşkes rejiminin daha da genişletilmesi için çalışmaya istekli olduklarını da ifade etti.
Zelenskiy’den ateşkes açıklaması
Zelenskiy de bu bilgiyi doğruladı. Yaptığı açıklamada, “Kalıcı bir barışın bu yıl içinde sağlanabileceğine” inandığını belirtti.
Ayrıca, Ukrayna ve ABD ekiplerinin önümüzdeki günlerde Suudi Arabistan’da bir araya gelerek atılacak adımları koordine etmeyi planladıklarını söyleyen Zelenskiy, Trump’ın kendisine 18 Mart’ta Putin ile yaptığı görüşmenin detaylarını aktardığını da sözlerine ekledi.
Zelenskiy, X’te (eski adıyla Twitter) yaptığı paylaşımda, “Savaşın tamamen sona ermesine yönelik ilk adımlardan biri, enerji ve diğer sivil altyapılara yönelik saldırıların durdurulması olabilir. Bu girişimi destekledim ve Ukrayna bunu uygulamaya hazır olduğunu teyit etti. ABD tarafı da cephe hattında koşulsuz bir ateşkes önerdi ve Ukrayna bu teklifi kabul etti. Bu anlaşmaların yerine getirilmesi için çalışmaya devam edeceğiz. Bu tür adımlar, kapsamlı bir barış anlaşmasının hazırlanmasına katkıda bulunacak koşulların yaratılması için gereklidir,” ifadelerini kullandı.
Waltz: Teknik gruplar Riyad’da bir araya gelecek
Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuriy Uşakov ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, ülkelerin teknik gruplarının önümüzdeki günlerde Riyad’da bir araya gelmesi konusunda anlaştı.
Waltz, yaptığı açıklamda yapılacak toplantının amacını Ukrayna’daki kısmi ateşkesin uygulanması ve genişletilmesi olarak belirtti.
Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff ise Fox News kanalına verdiği demeçte, Rusya ve ABD heyetlerinin Ukrayna’daki ateşkes anlaşmasının detaylarını görüşmek üzere 23 Mart’ta Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde bir araya geleceğini söyledi.
Bloomberg‘in haberine göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde Rusya’nın enerji tesislerine yönelik saldırıları durdurmayı kabul etti. Taraflar, ateşkes rejimini daha da genişletme konusunda anlaştılar. Trump, görüşmenin ‘çok iyi’ geçtiğini ve Rusya ile Ukrayna’nın taleplerini uyumlu hâle getirmeyi amaçladığını belirtti.
Bloomberg‘in haberine göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ABD Başkanı Donald Trump ile 19 Mart Çarşamba günü yaptığı telefon görüşmesinde Rus enerji tesislerine yönelik saldırıları durdurmayı kabul etti.
Ajansa konuşan bir kaynak, her iki tarafın da ateşkes rejimini daha da genişletmek için çalışmaya razı olduğunu belirtti.
Trump, görüşmenin “çok iyi” geçtiğini ifade etti. Yaklaşık bir saat süren görüşmenin amacının “Rusya ve Ukrayna’nın talep ve ihtiyaçlarını koordine etmek” olduğunu söyledi.
Görüşmenin “büyük” bir bölümünün, ABD liderinin 18 Mart’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesine dayandığını belirten Trump, “Doğru yoldayız,” diye konuştu.
Zelenskiy’nin ofisi henüz görüşmeyle ilgili bir açıklama yapmadı. Suspilne, ABD ve Ukrayna başkanlarının “cephede, havada ve denizde sessizliğe” ulaşma yollarını görüştüğünü yazdı.
Zelenskiy’nin Trump’ı cephedeki durum hakkında bilgilendirdiği ve esirlerin serbest bırakılması konusunu gündeme getirdiği belirtildi.
Ukrayna Devlet Başkanlığından bir kaynak, ülkenin yönetiminin Rusya’nın enerji altyapısına yönelik saldırıların durdurulmasını desteklediğini, ancak bunun karşılıklı olması şartıyla mümkün olduğunu söyledi.
Zelenskiy de 18 Mart’ta bu konuya değinerek, “Bizim tarafımız bunu destekleyecektir. Ancak Rusya bizim enerjimizi vururken bizim sessiz kalmamız söz konusu olamaz. Cevap vereceğiz,” uyarısında bulundu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Trump’a Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için ilk adım olarak Ukrayna’nın enerji altyapısına yönelik saldırıları sınırlamaya hazır olduğunu, ancak ABD’nin talep ettiği tam ateşkesi kabul etmediğini söyledi.
Putin, tam bir ateşkes için Ukrayna’daki seferberliğin durdurulmasını ve Ukrayna ordusuna Batı silahlarının sevkiyatının sona ermesini talep etti.
Bu arada, ABD Başkanı’nın özel temsilcisi Steve Witkoff, Ukrayna’da tam ateşkes anlaşmasına birkaç hafta içinde varılabileceğini söyledi.
Witkoff, ateşkes rejiminin tüm ayrıntılarını çözmenin “biraz daha karmaşık olduğunu, zira 2 bin kilometrelik bir sınır, Kursk ve bunu etkileyen pek çok başka şey olduğunu” belirtti.