Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Sırbistan ile Kosova arasındaki gerilim tekrar artıyor

Yayınlanma

Kosova Başbakanı Albin Kurti’nin kendisini “mantıksızlık”, “çaresizlik” ve “yeni çatışmalar için agresif bir kampanya” yürütmekle suçlamasının ardından Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić POLITICO’ya verdiği bir mülakatta yanıt verdi.

Vučić, “Eğer mantıksızlık ve saldırganlık demokratik seçimlere sahip olmaksa… Tamam, ona çok teşekkürler,” dedi.

Yeni söz düellosu, Sırp liderin bu hafta Kosova’nın kuzeyinde 2023 yılında Sırp toplumunun büyük ölçüde oylamayı boykot etmesiyle alevlenen gerilimi azaltmak için yeni belediye seçimleri yapılması çağrısının ardından geldi.

Etnik Sırplar Priştine’ye karşı memnuniyetsizliklerini ifade etmek istemiş ve belediye seçimlerini boykot etmişlerdi. Seçmenlerin yüzde 3’ünden biraz fazlasını temsil eden etnik Arnavut adaylar seçimleri kazanınca gerilim yükselmişti.

Kurti, kazananları göreve gelmeye teşvik edip onları korumak için özel polis birimleri gönderince kriz patlak vermişti.

Anlaşmazlığın başlamasından sonra, geçen eylül ayında ülkenin kuzey kesiminde çıkan silahlı çatışmalarda bir polis ve üç Sırp öldürüldü. Ayrıca, iki tarafı birbirinden uzak tutmaya çalışırken meydana gelen protestolarda onlarca NATO askeri yaralandı.

Kosova hükümeti, sorunlu bölgelerdeki polis baskınları sırasında bulunan makineli tüfekler, havan topları ve tanksavar el bombaları da dahil olmak üzere yüzlerce silaha el koydu.

AB’nin arabuluculuğu başarısız oldu

Çatışmayı yatıştırmak için defalarca girişimde bulunulmasına rağmen Avrupa Birliği yetersiz kaldı. Bu hafta AB müzakerecileri, tarafları Brüksel’de, bloğun çatışmayla ilgilenen özel temsilcisi eski Slovak Dışişleri Bakanı Miroslav Lajčák’ın da katılacağı üçlü bir toplantı için bir araya getirmeye çalıştı fakat taraflar bunu reddetti.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen perşembe günü Balkan liderlerini AB büyüme gündemini ve bölgenin Avrupa tek pazarına entegrasyonunu görüşmek üzere Brüksel’de bir çalışma yemeğine davet etti. Kurti ve Vučić yemeğe katılmalarına rağmen konuşmadılar.

Vučić gezi öncesinde POLITICO’ya yaptığı açıklamada, “Hiçbir ilişkimiz yok,” dedi.

Kurti, yerel Sırp kurumlarını polis zoruyla kapatıyor

Vučić, gerilimi körüklemekle ilgilenmediği konusunda ısrar etti. Sırp lider, “Kurti karşıtı bir kampanyaya ya da herhangi birine karşı bir karalama kampanyasına katılmak istemiyorum,” dedi ve Kosova liderliğinin “kendisine takıntılı göründüğünü” sözlerine ekledi.

Sırbistan, Kosova’da yaşayan Sırpları özellikle sağlık ve eğitim alanlarında mali olarak desteklemeye devam ediyor.

Geçtiğimiz ay boyunca Kurti hükümeti, Kuzey Mitrovica, Zubin Potok ve Leposaviç gibi çoğunluğu Sırp olan yaklaşık 80.000 nüfuslu kasabalardaki yerel Sırp kurumlarının bulunduğu binaları kapatmak ve devralmak üzere polis güçlerini gönderdi.

Belgrad’dan “etnik temizlik” suçlaması

Priştine’nin son hamleleri protestolara ve Kosova hükümetinin Sırpları çoğunluğu oluşturdukları bölgelerden “etnik olarak temizlemeye” kararlı olduğu iddialarına neden oldu.

Kurti defalarca, kendisine ülke topraklarının tamamı üzerinde yetki veren Kosova anayasasını uyguladığı konusunda ısrar etti.

Sırbistan, Kosova’nın Sırp azınlığı temsil eden siyasi bir organ olan Sırp Belediyeler Birliğinin kurulmasına yönelik Nisan 2013 Brüksel anlaşmasındaki taahhüt de dahil olmak üzere Kosova’nın mevcut anlaşmalara uymasında ısrar ediyor.

Buna karşılık Kosova hükümeti, ülkenin Sırpların çoğunlukta olduğu kuzeyine açılan ve NATO tarafından korunan İbar Nehri köprüsünün yeniden açılmasını talep etti.

Vučić: AB ve ABD bizimle aynı fikirde

Her iki taraf da Brüksel ziyaretleri sırasında NATO yetkilileriyle ayrı ayrı görüşecek.

Vučić Kosova’nın görüşmelerde ilerleme kaydedilmesini engellediğini iddia ediyor.

POLITICO’ya verdiği demeçte, “Brüksel’deki insanlar ilerlemeyi hangi tarafın engellediğini görseler de bunu asla kamuoyu önünde söylemezler. AB ve Amerikalılar da bizimle aynı fikirde,” iddiasında bulundu.

DİPLOMASİ

Çin ve Rusya, Japon Denizi’nde ABD ve böledeki müttefiklerine karşı güç gösterisi yapıyor

Yayınlanma

Çin donanması bu ayın başlarında Japon Denizi ya da Doğu Denizi’nde Rusya ile arka arkaya tatbikatlar düzenledi. Analistlere göre bu tatbikatlar Pekin ve Moskova’nın ABD ve bölgedeki müttefiklerinin koordinasyonuna karşı koyma kabiliyetlerinin arttığını gösteriyor.

Çin Devlet medyasına göre, Çin ve Rus kuvvetleri 11-15 Eylül tarihleri arasında ortak bir canlı ateş deniz tatbikatı olan “Kuzey/Etkileşim-2024” tatbikatının ilk aşamasını gerçekleştirdi.

Aralarında güdümlü füze destroyeri Xining’in de bulunduğu bir Halk Kurtuluş Ordusu deniz filosu, bu ayın sonunda Okhotsk Denizi’nde gerçekleştirilecek tatbikatın ikinci aşaması öncesinde çarşamba günü Rusya’nın Uzak Doğu’sundaki bir askeri limanı ziyaret etti. İki donanma ayrıca tatbikat kapsamında Pasifik Okyanusu’nun kuzeyinde beşinci ortak deniz devriyesini gerçekleştirecek.

China Military Online’a göre tatbikatın ilk aşaması, “iki tarafın taktik komuta koordinasyonunu ve ortak operasyonel yeteneklerini incelemeyi” amaçlayan hava birliklerinden gelen verileri kullanarak simüle edilmiş füze saldırılarını içeriyordu.

Çin Savunma Bakanlığı tatbikatın amacının “Çin ve Rus orduları arasındaki stratejik koordinasyon seviyesini derinleştirmek ve güvenlik tehditlerine ortak yanıt verme kabiliyetlerini artırmak” olduğunu söyledi.

Yılda on ortak tatbikat

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin verilerine göre Çin ve Rusya son on yılda askeri tatbikatlarını artırarak yılda 10’a kadar ortak tatbikat düzenledi. İki taraf 2014’ten önce yılda en fazla dört tatbikat yapıyor, bazı yıllarda ise hiç yapmıyordu.

Son iki tatbikat da dâhil olmak üzere Çin ve Rusya bu yıl şimdiye kadar dokuz ortak tatbikat gerçekleştirdi. Temmuz ayında Pekin’in Güneydoğu Asyalı komşularıyla çeşitli toprak ve deniz ihtilaflarının bulunduğu Güney Çin Denizi’nde ortak bir deniz tatbikatı olan “Joint Sea-2024” de bu iki ülkenin diğer faaliyetleri arasında yer aldı.

Aynı ayın ilerleyen günlerinde Çin ve Rus bombardıman uçakları Alaska üzerindeki hava savunma tanımlama bölgesine girdi. Uçakların önü Amerikan ve Kanada savaş uçakları tarafından kesildi.

Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü’nde kıdemli bir analist olan Malcolm Davis, Çin ve Rusya arasındaki askeri tatbikatların “Moskova ve Pekin arasındaki ‘sınır tanımayan’ ortaklığın öneminin bir göstergesi” olduğunu ve bu ilişkilerin “askeri bir ittifak niteliği” kazandığını gösterdiğini söyledi.

South China Morning Post’a konuşan Davis, “Çin ve Rusya bu askeri tatbikatları gerçekleştirerek ABD, Japonya ve Güney Kore’nin yanı sıra Avustralya’ya da ABD’nin bölgedeki varlığını ve etkisini zayıflatma ve büyük bir kriz durumunda ABD ve müttefik kuvvetlerini risk altında tutma istek ve kabiliyetlerini göstermiş oluyorlar” dedi.

Japonya Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nde misafir araştırmacı olarak görev yapan Stephen Nagy, hem Pekin hem de Moskova’nın Washington’a işbirliğini tırmandırma ve ABD ile müttefiklerinin bölgedeki stratejik konumunu zorlaştırma kabiliyetleri konusunda “bir mesaj gönderdiklerini” söyledi.

South China Morning Post’a konuşan Nagy, “Rusya, Ukrayna ile tam ölçekli bir savaşa girebileceğini [ve] aynı zamanda Hint-Pasifik’te önemli bir varlığa sahip olabileceğini göstermek istiyor” dedi.

“Öte yandan Çin de ABD’ye Filipinler, Japonya, Avustralya ve bölgedeki diğer ortaklarıyla ilişkilerini güçlendirmeye devam ederken Rusya, potansiyel olarak Kuzey Kore ve İran gibi benzer düşünen devletlerle de askeri ortaklıklarını güçlendirebileceğini göstermek istiyor” diye ekledi.

ABD ve müttefikleri ile bölgede rekabet

Bu ayki tatbikatların her ikisi de Japon Denizi’nde gerçekleştirildi ve Rusya’nın Uzak Doğu’sunu Doğu Çin Denizi’ne bağlayan su yolunun artan stratejik önemini vurguladı. Japon Denizi Rusya, Kuzey Kore ve ABD’nin iki müttefiki Güney Kore ve Japonya ile çevrili.

Japon Denizi yakınlarındaki su yolları ayrıca ABD ve müttefikleri arasında birçok ortak askeri tatbikata sahne oldu.

Haziran ayında Seul, Tokyo ve Washington, ABD Donanması’na ait USS Theodore Roosevelt uçak gemisinin Güney Kore’deki Busan’ı ziyaretini de içeren “Freedom Edge” adlı ilk üçlü çok alanlı tatbikatlarını gerçekleştirdiler.

ABD, Güney Kore ve Japonya geçen yıl Camp David’de gerçekleştirdikleri üçlü zirveden bu yana askeri bağlarını güçlendirdiler ve üçlü tatbikatları düzenli hale getirme sözü verdiler.

Çin ve Rusya’nın tatbikat motivasyonları farklı

Singapur’daki S. Rajaratnam Uluslararası Çalışmalar Okulu’nda kıdemli bir araştırmacı olan Collin Koh, Japon Denizi’ndeki ortak tatbikatların stratejik motivasyonlarının ve öneminin Çin ve Rusya için “aslında farklı olabileceğini” söyledi.

Moskova için Batı ile yaşanan son gerilimlerin nükleer caydırıcılığa ve Rusya’nın Uzak Doğusundaki stratejik varlıkların korunmasına yeniden vurgu yaptığını söyledi.

Koh, Çin için ise Japon Denizi’nde deneyim kazanmanın, Tayvan Boğazı da dahil olmak üzere bölgedeki potansiyel çatışmalar durumunda PLA’yı ABD, Güney Kore ve Japonya arasındaki askeri işbirliğine karşı koymaya hazırlayabileceğini söyledi.

“Bir Tayvan Boğazı çatışması durumunda Japon Denizi, Doğu Çin Denizi, kesinlikle bitişik harekat alanının bir parçasıdır. Dolayısıyla Çin için bu bölgeye alışmak ve aşina olmak gereklidir” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Biden Quad liderlerini son kez evinde ağırlayacak, gündem Hint-Pasifik

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden, bu hafta sonu Quad Dörtlüsünün liderlerini Wilmington, Delaware’deki kişisel evine davet etti.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Nikkei Asia’ya yaptığı açıklamada Biden’ın Japonya Başbakanı Fumio Kishida, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ile evinde ikili görüşmeler yapacağını doğruladı.

İkili görüşmeleri ilk olarak haberleştiren NBC News, resmi dörtlü toplantı ve akşam yemeğinin cumartesi günü Biden’ın lisesi Archmere Academy’de yapılacağını söyledi.

Ulusal Güvenlik Konseyi Doğu Asya ve Okyanusya kıdemli direktörü Mira Rapp-Hooper perşembe günü gazetecilere yaptığı açıklamada dörtlü güvenlik diyaloğu Quad’ın kurumsallaştırılmasıyla ilgili duyurular yapılacağını söyledi.

“Dörtlü’nün sadece bir yönetimin ya da bir ülkenin girişimi olmadığına, uzun vadede devam edecek bir girişim olduğuna dair işaretler göreceksiniz” dedi.

Ayrıca Dörtlü liderlerinin tartışmanın “büyük bir bölümünü” Dörtlü’nün bundan sonra nereye yönelmesi gerektiği konusunda harcayacaklarını söyledi. Örneğin, “Hint Okyanusu’nda daha geniş kapsamlı işbirliği kesinlikle yeni bir bölümde görmeyi beklediğimiz bir şey” dedi.

ABD ve Hindistan, Hint Okyanusu konusunda ilk diyaloğu gerçekleştirecek

Dışişleri Bakan Yardımcısı Kurt Campbell çarşamba günü Kongre’ye yaptığı açıklamada ABD ve Hindistan’ın yakında Hint Okyanusu konusunda bir diyalog başlatacağını söyledi.

Biden, 2021 yılında Quad grubunu lider seviyesine yükselten ilk ABD başkanı oldu. Bu zirve, Biden dönemindeki altıncı Dörtlü zirve ve liderlerin dördüncü kez bir araya gelişi olacak.

Rapp-Hooper, “Bu gruplaşma eşi benzeri görülmemiş bir stratejik uyum derecesine ulaştı ve Hint Pasifik’e büyük ölçekte somut faydalar sağlıyor” dedi.

“Başkan, Dörtlü’nün önde gelen bir bölgesel gruplaşma haline gelmesinden gurur duyuyor ve Dörtlü ortaklarıyla birlikte, en azından önümüzdeki birkaç yıl için önceliğin Dörtlü’yü kurumsallaştırmaya ve Hint-Pasifik’te güçlü bir şekilde kök salmasını sağlamaya odaklanması gerektiği konusunda hemfikir” dedi.

Japonya’nın bir sonraki lider kim olursa olsun Dörtlü’ye bağlı kalacağına olan inancını dile getirdi.

Bu yılki yıllık Dörtlü’ye başlangıçta Hindistan’ın ev sahipliği yapması planlanmıştı. Ancak Rapp-Hooper, Biden’ın yeniden seçilmemeye karar vermesinin ardından Modi’nin ev sahipliğini “nezaketle değiştirmeyi kabul ettiğini” söyledi. Bu sayede Biden kendi memleketinde son bir Dörtlü’ye ev sahipliği yaparken Hindistan da gelecek yıl ABD ve Japonya’nın yeni liderlerini ağırlayabilecek.

Rapp-Hooper, “her Dörtlü zirvenin önemli bir kısmı her zaman Hint Pasifik’in stratejik konularını tartışmakla geçer” dedi.

Liderlerin Güney Çin Denizi’ndeki Çin-Filipinler geriliminin yanı sıra Kuzey Kore’nin Rusya ile işbirliğini de derinlemesine ele alacaklarını söyledi.

Biden’ın engellemeye karar verdiği bildirilen Nippon Steel’in U.S. Steel’i satın alması konusunda ise Rapp-Hooper şunları söyledi: “ABD-Japonya ittifakının durumuna ve bu ilişkiye çok ama çok güveniyoruz ve verimli görüşmeler yapmayı dört gözle bekliyoruz.”

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Sırbistan, ABD ile enerji sektöründe stratejik işbirliği anlaşması imzaladı

Yayınlanma

ABD ve Sırbistan temsilcileri, Washington’da stratejik enerji iş birliği anlaşması imzaladı. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, bu anlaşma, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirecek ve Amerikan şirketlerine Sırbistan’ın enerji sektörüne yatırım yapma fırsatlarını genişletecek.

Anlaşma kapsamında yeşil enerji alanında da iş birliği yapılması öngörülüyor. Dışişleri Bakan Yardımcısı Jose Fernandez, “Bu anlaşma, Sırbistan’ın enerji üretimini çeşitlendirmesine ve artırmasına yardımcı olacak, ekonomisinin büyümesini destekleyecektir,” dedi.

Sırbistan’ın ekonomik büyümesi bugüne kadar kısmen ucuz Rus gazıyla desteklendi. Gazprom, müttefiki olan Sırbistan’ı ayakta tutmak amacıyla, Rusya-Sırbistan hükümetler arası işbirliği komitesi eş başkanı Nenad Popovic’in ağustos ayında “Avrupa’nın en iyisi” olarak tanımladığı bir fiyatla yakıt tedarik ediyor.

Popovic, “Sırbistan’ın Rusya Federasyonu ile gerçekten çok avantajlı bir gaz anlaşması var; bu, Cumhurbaşkanınızın kararıdır… Sırbistan’ın ekonomisini geliştirmesine yardımcı oluyor,” ifadelerini kullanmıştı. Bu arada, devlete ait Srbijagas şirketi, Gazprom ile kış tedarikini günde 6 milyon metreküpten 11 milyon metreküpe çıkarma konusunda anlaştı.

Sırbistan’a gaz tedarikiyle ilgili mevcut sözleşme Mart 2025’e kadar geçerli. Eylül ayı başında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Vladivostok’taki Doğu Ekonomi Forumu’nda Sırbistan Başbakan Yardımcısı Aleksandar Vulin ile sözleşmenin uzatılması konusunu görüşeceğini bildirmişti. Vulin ise bu görüşmelere dair bir bilgi vermedi.

Dışişleri Bakanı Marko Djuric, Washington’da belgeyi imzaladıktan sonra yaptığı açıklamada, Sırbistan’ın ABD ile ortaklığını geliştirme ve uzun vadeli enerji güvenliğini sağlama yolunda önemli bir adım attığını dile getirdi.

Sırbistan ayrıca AB ülkeleriyle de aktif bir şekilde iş birliğini geliştiriyor. Ağustos ayı sonunda, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Belgrad ziyaretinde, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, 2,7 milyar avro değerinde 12 Rafale savaş uçağı alımı için bir sözleşme imzaladı.

Macron, bu anlaşmayı Sırbistan’ın “stratejik yön değişimi” olarak değerlendirirken, ülkede nükleer enerjinin gelişimi de dâhil olmak üzere pek çok anlaşma imzalandı.

Vučić: Rusya bizi Sırbistan’da darbe planlandığı konusunda uyardı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English