DİPLOMASİ
Sudan’da neler oluyor?

Sudan ordusu, başkent Hartum’un büyük bölümünde kontrolü sağladığını duyurdu. Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Hartum Uluslararası Havalimanı’nı ziyaret ederek başkentin ‘özgürleştiğini’ ilan etti. Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) ise stratejik noktaları kaybederek Hartum’dan çekildiği ve unsurlarının Cebel Evliya Köprüsü üzerinden yaya olarak kaçtığı bildirildi.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, dün başkent Hartum’un merkezindeki Cumhurbaşkanlığı Sarayından yaptığı açıklamada, başkentin “özgürleştiğini” duyurdu.
Burhan’ın, savaşın başlamasından bu yana yaklaşık iki yıl sonra Hartum Uluslararası Havalimanı’na helikopterle inerek burayı ziyaret eden ilk yetkili olduğu belirtildi.
Ordu sözcülüğünden yapılan açıklamaya göre, Burhan havalimanındaki ilerleyen birlikleri ve Cumhurbaşkanlığı Sarayındaki kuvvetleri denetledi.
Analistler, Burhan’ın Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan “Hartum’un özgürleştiğini” ilan etmesinin, sadece başkentteki isyanın bittiğini duyurmanın ötesinde, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Sudan genelindeki yenilgisini teyit eden bir anlam taşıdığını belirtiyor.
Askeri uzman Tuğgeneral Cemal eş-Şehid, el-Ahbar‘a yaptığı değerlendirmede, “Kazanılan zaferler ve ardından Burhan’ın Hartum’da ilk ziyaret ettiği egemenlik alanı olarak Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gitmesi, büyük bir başarı ve dönüm noktasıdır,” dedi.
Eş-Şehid, “Bu başarılar, Silahlı Kuvvetlerin hak ettiği bir sonuç olup operasyonlar için önceden yapılan tüm stratejik planlama ve hazırlığı özetlemektedir,” diye ekledi.
Tuğgeneral eş-Şehid, ordunun HDK üzerinde kurduğu “yoğun baskı” sonucunda, HDK unsurlarının “Hartum’dan kaçmak ve kamplarını, silahlarını, teçhizatlarını geride bırakmak zorunda kaldığını” belirtti.
‘Hartum’daki milislerin en büyük askeri üssü olan Taybe kampı geri alındı’
Eş-Şehid, “Hartum’daki milislerin en büyük askeri üssü olan Taybe kampı geri alındı. Bu kamp, ordunun ele geçirdiği mühimmat ve silahlar için sığınaklar ve depolar içeren askeri teçhizatla donatılmıştı,” bilgisini paylaştı.
Uzman, “Hartum’da kazanılan zaferin önemli sonuçları olacaktır; bu, Silahlı Kuvvetlerin Sudan’ın tüm vilayetlerindeki isyanı bastırma planını sürdürmesi için büyük bir moral kaynağı teşkil edecektir,” değerlendirmesinde bulundu.
Sudan ordusu, bir haftadır çatışmaların sürdüğü Hartum’daki ilerleyişine devam etti.
Ordu birlikleri dün sabah itibarıyla, Hartum Havalimanı’nı ve başkentin güneyi ile doğusundaki Merkezi İhtiyat Kuvvetleri karargahı, Harekat Başkanlığı binaları, Nucumi Hava Üssü, HDK’nin başkentteki en büyük kamplarından Taybe Kampı ve Yermuk teçhizat fabrikası gibi stratejik noktaları geri alarak başkentin büyük bölümünde kontrolü sağladı.
Ordunun Menşiye Köprüsü’nün batı yakasında kontrolü sağlaması, HDK unsurlarının kuşatılmasını kolaylaştırdı.
Bu gelişme, HDK’nin Burri, Nasır, Riyad, Taif, Arkovit gibi başkentin doğusundaki yerleşim bölgelerinden ve Kalaklat, Cebel Evliya, Ezheri gibi güney bölgelerinden çıkarılmasına olanak tanıdı.
Ordu Sözcüsü Tuğgeneral Nebil Abdullah, Silahlı Kuvvetlerin ayrıca Hartum’un güneydoğu girişi olan el-Cezire vilayetindeki el-Bakir bölgesini ve buradaki Birinci Piyade Tümeni komutanlığını da “temizlediğini” doğruladı.
Hızlı Destek Kuvvetleri çöküş yaşadı
Buna karşılık, Hartum vilayetindeki HDK unsurları tam bir çöküş yaşadı.
Ordu tarafından yayınlanan video görüntülerinde, HDK piyadelerinin Cebel Evliya Köprüsü’nden kafileler hâlinde geçtiği görüldü.
Ordunun, kaçan HDK güçlerinin Hartum dışına çekilebilmesi için bu köprüyü kasıtlı olarak açık bıraktığı belirtildi.
Görüntülere göre, HDK mensupları köprüyü geçerken savaş uçaklarının hedefi olmamak için savaş araçlarını ve diğer taşıtları geride bırakarak yaya olarak topluca kaçtı.
Kaçan HDK güçlerinin yeniden toparlanabileceği yönündeki endişelere karşın, askeri uzman Tuğgeneral Cemal eş-Şehid bu ihtimali düşük görüyor.
Eş-Şehid, “Kaçan kuvvetler düzenli bir geri çekilme yapmadı. Bu, milis liderlerinin daha önce ailelerini güvenceye alma bahanesiyle Darfur’a kaçmasıyla başlayan toplu bir firar ve çöküştür,” ifadelerini kullandı.
‘HDK güçleri Cebel Evliya Köprüsü’nden silahsız ve yaya olarak kaçtı’
Tuğgeneral, “HDK güçleri Cebel Evliya Köprüsü’nden silahsız ve yaya olarak kaçtı. Bu durum, nihayet modern silah ve teçhizat edinen, şehir ve meskûn mahal savaşları konusunda eğitimli birlikleri devreye sokan Silahlı Kuvvetler sayesinde çatışmaların seyrinde ulaşılan önemli bir aşamaya işaret ediyor. Ordu böylece HDK’nin belini kırmayı başardı,” diye ekledi.
Eş-Şehid ayrıca, “Bu yenilgi sadece HDK ile sınırlı kalmayacak, onlara destek sağlayan tüm ülkelere de uzanacaktır,” yorumunu yaptı.
Çok sayıda ordu komutanının açıklamasına göre, Silahlı Kuvvetler “kaçan HDK unsurlarını batıdaki Darfur’a kadar takip ederek el-Faşir üzerindeki kuşatmayı kırmayı ve HDK kontrolündeki bölgeler ile vilayetleri kurtarmayı” hedefliyor.
Bu esnada, HDK güçlerinin Hartum’daki çöküşünün başka bölgelerde de yankı bulduğu anlaşılıyor.
Nitekim, başkenti el-Ubeyd olan Kuzey Kordofan’daki Beşinci Piyade Tümeni Komutanlığı, tümen karargahına bir grup HDK unsurunun teslim olduğunu duyurdu.
Gelişmeler hakkında HDK liderliğinden henüz resmi bir açıklama yapılmazken, liderin danışmanlarından Başa Tabik, X (eski adıyla Twitter) platformundan yaptığı paylaşımda, “Güçlerimizi Omdurman’da yeniden konuşlandırdık. Ordu, Hartum’da herhangi bir zafer kazanmadı,” açıklamasında bulundu.
DİPLOMASİ
Meloni, Trump ile Avrupa arasında seçim yapmayı ‘çocukça’ buluyor

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, ülkesinin ABD ve Avrupa arasında taraf seçmek zorunda kalacağı fikrini “çocukça” ve “yüzeysel” olarak niteleyerek ülkesinin çıkarlarını savunmak için ne gerekiyorsa yapacağında ısrar etti.
2022’de göreve gelmesinden bu yana yabancı bir gazeteye verdiği ilk mülakatta İtalya başbakanı, Financial Times’a (FT) transatlantik ilişkilerdeki ciddi gerginliklerin üstesinden gelmenin “herkesin çıkarına” olduğunu söyledi ve bazı Avrupalı liderlerin Donald Trump’a yönelik tepkilerini “biraz fazla siyasi” olarak niteledi.
İtalyan lider, ABD Başkanını düşman olarak görmediğini ve Roma’nın “ilk müttefikine” saygı duymaya devam edeceğini açıkça belirtti.
Meloni, “Ben muhafazakârım. Trump Cumhuriyetçi bir lider. Elbette ona diğer pek çok kişiden daha yakınım ama ulusal çıkarlarını savunan bir lideri anlıyorum. Ben kendi çıkarlarımı savunuyorum,” dedi.
Avrupa’da Trump yönetimine yönelik endişelerin arttığı bir dönemde Meloni, Beyaz Saray’ın Avrupa’nın ticaret uygulamaları ve savunma harcamalarına ilişkin şikâyetlerinin önceki ABD yönetimlerini tekrarladığını söyledi.
Trump’ın otomobil ithalatına yüzde 25 gümrük vergisi getireceğini açıklamasından birkaç saat önce konuşan Meloni, ABD’nin uzun zamandır Joe Biden’ın Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) da dahil olmak üzere giderek daha ‘korumacı’ bir gündem izlediğini ileri sürdü.
“ABD’de korumacılığın gerçekten Donald Trump tarafından icat edildiğini mi düşünüyorsunuz?” diye soran Meloni ayrıca Trump’ın Avrupa savunması konusundaki “çatışmacı” yaklaşımının, kıtanın kendi güvenliğinin sorumluluğunu üstlenmesi için çok ihtiyaç duyulan bir “teşvik” olacağını umduğunu söyledi.
İtalyan lider, “Krizin her zaman bir fırsatı gizlediğini söylemeyi severim,” dedi. Meloni, Ekim 2022’deki seçim zaferinden bu yana İtalya’ya getirdiği siyasi istikrarı övdü ve şu anda ülkesinin savaş sonrası tarihinde en uzun süre görev yapan beşinci hükümete liderlik ettiğine işaret etti.
ABD ile ilişkilerinin sahip oldukları “en önemli ilişki” olduğunu savunan Meloni, transatlantik bir çatlaktan kaçınmanın önemini vurgulayarak, Ukrayna için güvenlik garantileri ve Trump’ın gümrük vergisi saldırısına karşı “çatışmacı olmayan bir yanıt” vizyonunu özetledi.
Meloni, “İtalya’nın [ABD] ile iyi ilişkileri olabilir ve [ABD’nin] Avrupa ile karşı karşıya gelmesini önlemek ve köprüler kurmak için İtalya’nın da yapabileceği bir şey varsa, bunu yapacağım ve bu Avrupalıların yararınadır,” dedi.
Meloni, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance’in ifade özgürlüğü ve demokrasiye olan bağlılığını terk ettiği iddiasıyla Avrupa’ya yönelik sert saldırısına sempati duyduğunu da söyledi.
İtalya Başbakanı, “Aynı fikirde olduğumu söylemek zorundayım. Bunu yıllardır söylüyorum. Avrupa biraz kendini kaybetti,” iddiasında bulundu.
Meloni, Trump’ın Avrupa’ya yönelik eleştirilerinin Kıta halkına değil, “yönetici sınıfına … ve gerçekliği okumak ve insanlara cevap vermenin yollarını bulmak yerine, ideolojinizi insanlara empoze edebileceğiniz fikrine” yönelik olduğunu da ileri sürdü.
Avrupa Komisyonu, Trump’ın gümrük vergilerine misilleme yapma sözü vermiş olsa da Meloni AB’nin soğukkanlılığını korumasını istiyor. İtalyan lider, “Bazen sadece içgüdüsel olarak tepki verdiğimiz izlenimine kapılıyorum. Bu tür konularda ‘Sakin olun çocuklar’ demelisiniz. ‘Düşünelim’ demelisiniz,” dedi.
Meloni özellikle, ABD ve Avrupa arasındaki genel gümrük vergisi seviyeleri kabaca eşit olsa da, bazı spesifik kalemlerdeki yüksek vergilerin sürtüşmeye neden olduğunu savundu fakat AB’nin karar alma sürecinin yavaş ilerlemesi nedeniyle geri kaldığını söyledi.
Avrupa’da pek çok kişi Trump’ın Ukrayna’yı elverişsiz bir barış anlaşmasına zorlamaya hazırlandığından korkarken, Meloni Trump’ın çabalarına olan inancını dile getirdi ve Rusya’nın gelecekte savaşı yeniden başlatmamasını sağlamak için güçlü garantilere ihtiyaç olduğunu tekrar tekrar vurguladı.
Fransızların ve İngilizlerin Ukrayna’ya bir Avrupa “güvence gücü” gönderilmesi önerisine şüpheyle yaklaşan Meloni, bunun Moskova tarafından bir provokasyon olarak görülebileceğini söyledi ve “Burada dikkatli olmalıyız. Bu daha çok bir tehdit olarak görülebilir,” dedi.
Meloni bunun yerine, Kiev’i ittifaka kabul etmeden NATO’nun 5. Maddesindeki karşılıklı savunma hükmünün Ukrayna’yı da kapsayacak şekilde genişletilmesini savunuyor ve bunun diğer önerilerden “daha kolay ve daha etkili” olacağını iddia ediyor.
DİPLOMASİ
ABD, Ukrayna’ya ‘sömürge’ anlaşması teklif etti

ABD, Ukrayna’da gelecekte yapılacak tüm büyük altyapı ve maden yatırımlarını kontrol etmek, Kiev’in diğer müttefiklerinin rolünü veto etmek ve Avrupa Birliği üyeliği hedefini baltalamak için bastırıyor.
Bloomberg tarafından elde edilen taslak belgeye göre Donald Trump yönetimi, Ukrayna ile revize edilmiş bir ortaklık anlaşması kapsamında tüm altyapı ve doğal kaynak projelerine yapılacak yatırımlarda “ilk teklif hakkı” talep ediyor.
Kabul edilmesi halinde ortaklık anlaşması ABD’ye Ukrayna’da karayolları ve demiryolları, limanlar, madenler, petrol ve doğalgaz ile kritik minerallerin çıkarılması gibi projelere yapılacak yatırımları kontrol etme konusunda muazzam bir güç sağlayacak.
Anlaşma, Washington tarafından kontrol edilecek özel bir yeniden yapılandırma yatırım fonuna aktarılan kârlar üzerinde ABD’ye ilk hak talebini verecek.
Belgenin en önemli noktası ise ABD’nin, savaşın başlangıcından bu yana Ukrayna’ya sağladığı “maddi ve mali faydaları” bu fona katkı olarak görmesi.
Aslında bu, Trump yönetiminin Ukrayna’yı, Kiev ortaklık fonundan herhangi bir gelir elde etmeden önce, savaşın başlangıcından bu yana sağlanan tüm ABD askeri ve ekonomik desteğinin bedelini ödemeye zorlayacağı anlamına geliyor.
Taslak belgeye göre, ABD Uluslararası Kalkınma Finansmanı Kurumu (DFC), beş yönetim kurulu üyesinden üçünü aday göstererek ve belirli kararları engellemek için kendisine özel oy hakkı veren bir “altın hisseye” sahip olarak yatırım fonunu kontrol edecek. Ukrayna diğer iki üyeyi belirleyecek ve fonun günlük yönetimine müdahale etmesi engellenecek.
Kiev hükümetinin tüm yeni doğal kaynaklar ve altyapı projelerinden elde ettiği kazancın %50’sini fona yatırması gerekecek. Taslakta, ABD’nin, yatırımı geri kazanılana kadar kârın tamamına ve yıllık %4’lük bir getiriye sahip olacağı belirtiliyor.
Ukrayna tüm projeleri “mümkün olan en erken zamanda” incelenmek üzere fona sunmakla yükümlü olacak ve DFC finanse edilen tüm programlarda yönetim kurulu üyeliği veya gözetim hakkı elde edecek.
Kiev’in reddedilen projeleri en az bir yıl boyunca “maddi açıdan daha iyi” koşullarla başka taraflara sunması da yasaklanacak.
Ayrıca taslağa göre ABD hükümeti, fonun projeyi finanse edip etmediğine bakmaksızın, Ukrayna’nın metallerini, minerallerini ve petrol ve gazını ticari koşullarla diğer taraflardan önce satın alma hakkına sahip olacak.
Herhangi bir zaman sınırlaması olmayan anlaşma, Kiev’in kritik mineralleri ABD’nin “stratejik rakibi” olan ülkelere satmasını da yasaklıyor.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in daha önceki bir anlaşmayı imzalama planlarının geçen ay Oval Ofis’te Trump’la yaşadığı gergin tartışmanın ardından suya düşmesinin ardından ABD geçtiğimiz hafta sonu Kiev’deki yetkililere revize edilmiş bir anlaşma sundu.
Beyaz Saray geçen hafta yaptığı açıklamada, yönetimin Ukrayna’daki kritik madenleri kapsayan daha önce müzakere edilen anlaşmanın ötesine geçtiğini söyledi.
İki taraf arasında görüşmeler devam ediyor ve nihai taslak şartlarda revizyonlar içerebilir. Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişi Bloomberg’e yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın ABD belgesine bu hafta kendi değişiklikleriyle yanıt vereceğini söyledi.
Zelenskiy perşembe günü Avrupalı liderlerle bir zirveye katılmak üzere gittiği Paris’te gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD tarafından öne sürülen tam anlaşmanın “detaylı bir çalışma” gerektirdiğini ve müzakereler sırasında şartların sürekli değiştiğini söyledi.
Bir anlaşmaya varıldığını söylemek için henüz erken olsa da, “ABD ile işbirliğini destekliyoruz, ABD’nin Ukrayna’ya yardımı durdurmasına neden olabilecek tek bir sinyal vermek istemiyoruz,” dedi.
ABD Hazine Bakanlığı sözcüsü yorum talebine cevaben yaptığı açıklamada, ABD’nin anlaşmanın hızlı bir şekilde sonuçlandırılması ve hem Ukrayna hem de Rusya için kalıcı bir barışın sağlanması konusundaki kararlılığını sürdürdüğünü söyledi.
Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü James Hewitt, “Maden anlaşması Ukrayna’ya ABD ile uzun vadeli güvenlik ve barışın temeli olan kalıcı bir ekonomik ilişki kurma fırsatı sunuyor. Bu anlaşma iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirecek ve her iki tarafa da fayda sağlayacaktır,” diye konuştu.
Ukrayna 2022 yılında AB’ye aday ülke statüsü kazandı ve tam üyelik için tamamlanması yıllar alabilecek katılım görüşmelerine başlayacak. ABD’nin Ukrayna ekonomisinin geniş alanlarını kapsayan yatırım kararları üzerinde etkin bir kontrole sahip olması halinde bu durumun daha da karmaşık bir hal alması muhtemel.
Ukrayna daha önce ABD ile yapılacak bir anlaşmanın AB ile olan ortaklık antlaşması ile çelişmemesi gerektiğini söylemişti. Ayrıca daha önce ABD’nin, Washington’un Ukrayna’ya geçmişte verdiği desteğin ortak fona katkı olarak dahil edilmesi yönündeki talebini de reddetmişti.
DİPLOMASİ
Macron: Rusya’nın dondurulan varlıkları Ukrayna’nın yeniden inşasında kullanılabilir

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris’teki Avrupa liderleri zirvesinin ardından, Rusya’nın dondurulan 230 milyar avroluk varlığının Ukrayna’nın savaş sonrası yeniden inşası için kullanılmasını önerdi. Macron, bu konunun barış müzakerelerinin bir parçası olacağını belirtti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Paris’te 27 Mart’ta düzenlenen Avrupa liderleri zirvesinin ardından yaptığı açıklamada, Rusya’nın dondurulan 230 milyar avroluk varlığının Ukrayna’nın savaş sonrası yeniden inşası için kullanılmasını önerdi.
Macron, bu varlıkların akıbetinin barış müzakereleri kapsamında ele alınacağını kaydetti.
Reuters haber ajansının aktardığına göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, dün yaptığı açıklamada, “Rusya’nın 230 milyar avro (248,12 milyar dolar) değerindeki dondurulan varlıkları, barış anlaşması kapsamında gelecekteki yeniden inşa için kullanılabilir,” ifadesini kullandı.
Macron, daha önce Maliye Bakanlığı’na, Rusya’nın dondurulan varlıklarına el konulmasının olası sonuçlarını detaylı bir şekilde inceleme talimatı vermişti.
Macron, bu talimattan önce yaptığı bir açıklamada ise uluslararası hukuka aykırı olacağı gerekçesiyle, “Dondurulan varlıkların gelirleri alınabilir ancak varlıkların kendisi alınamaz,” demişti.
Çeşitli tahminlere göre AB, G7 ülkeleri ve Avustralya, Rusya’ya ait yaklaşık 280 milyar dolarlık devlet varlığını dondurdu.
Ayrıca, özel şahıslara ait ev, yat ve uçakları da içeren yaklaşık 58 milyar dolarlık varlık da dondurulanlar arasında yer alıyor.
AB, Mayıs 2024’te dondurulan varlıklardan elde edilen gelirlerin Ukrayna’ya yardım amacıyla kullanılmasına onay vermişti.
Bu karar sayesinde Kiev yönetimi 2024 yılında 3 milyar avro elde etti ve bu meblağın yüzde 90’ı Ukrayna ordusuna destek için ayrıldı. Fonların dağılımı her yıl yeniden değerlendiriliyor.
Fransa parlamentosu, Rusya’nın dondurulan varlıklarının el konulması yönünde karar aldı
-
GÖRÜŞ2 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 1
-
ORTADOĞU2 gün önce
Suriye İnsan Hakları Takip Komitesi: Sahil bölgesinde soykırım işlendi
-
GÖRÜŞ2 hafta önce
Suriye federasyona mı gidiyor?
-
DİPLOMASİ2 hafta önce
İngiltere, Ukrayna’ya binlerce asker göndermeye hazırlanıyor
-
DÜNYA BASINI6 gün önce
Batı medyası ve siyasetinden temkinli İmamoğlu değerlendirmeleri
-
DÜNYA BASINI2 hafta önce
Ekrem İmamoğlu’na gözaltı dünya medyasının gündeminde
-
DÜNYA BASINI2 hafta önce
Netanyahu’nun asıl hedefi
-
DÜNYA BASINI2 hafta önce
Şin-Bet Direktörü, “Qatargate” skandalı yüzünden mi kovuldu?