Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki ‘balayı’ sona mı eriyor?

Yayınlanma

Suudi Arabistan, BRICS zirvesine katılmayı reddederek Rusya ile olan ilişkilerinde dikkat çekici bir adım attı. Riyad’ın, petrol üretimini artırma planı da Rusya için ciddi ekonomik sonuçlar doğurabilir ve iki ülkenin petrol piyasasındaki ittifakını sarsabilir.

Moskova’nın petrol piyasasındaki önemli ortağı Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktasına gelinmiş olabilir.

Suudi tahtının fiili sahibi Veliaht Prens Muhammed bin Selman, 22-24 Ekim tarihlerinde Kazan’da düzenlenecek olan BRICS zirvesine katılma davetini geri çevirdi.

Moskova’nın bu zirveyi “Rusya tarihinin en önemli dış politika olayı” olarak gördüğü ve bin Selman’ı burada görmek istediği, eylül ayında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov tarafından açıklanmıştı.

Fakat Riyad’dan gelen ret yanıtı, iki ülke arasındaki ilişkilere dair soru işaretleri uyandırdı.

Geçen hafta zirve hazırlıklarını değerlendiren Rusya Devlet Başkan Yardımcısı Yuriy Uşakov, Suudi Arabistan’ın bir dışişleri bakanı göndereceğini belirtti.

Uşakov, prensin kararına dair ayrıntı vermezken, Batılı ülkelerin baskısı altında olan bazı ortakların Kazan’a gelmeleri durumunda tepkiyle karşılaşacakları yönünde tehditler aldığını ifade etti.

Yaptırımlara katılmayan Suudi Arabistan, savaşın başından bu yana Moskova’nın petrol piyasasındaki en önemli müttefiklerinden biri olmayı sürdürdü.,

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, 2022 sonbaharında Suudi Arabistan’ı Rusya’ya uygulanan ambargolar sonrası petrol üretimini artırmaya ikna etmeye çalışsa da bin Selman, Moskova ile ittifakını bozmadı ve aksine üretimi günde 2 milyon varil azalttı. Bu hamlenin amacı, petrol fiyatlarını varil başına 100 dolara yakın tutmaktı.

Fakat aradan geçen iki yılın ardından Riyad’daki hava değişmeye başladı. Eylül ayı sonunda Financial Times’a konuşan kaynaklara göre, Suudi Arabistan, azalan pazar payından endişe ediyor ve düşük fiyatlara daha uzun süre katlanmak zorunda kalsa bile üretimi artırma politikasına geçmeyi planlıyor.

Suudi Enerji Bakanı Prens Abdülaziz bin Selman, başta Kazakistan ve Irak olmak üzere bazı OPEC+ ülkelerinin üretim kotalarını doldurmadığını vurgularken, varil fiyatlarının 50 dolara kadar düşebileceği uyarısında bulundu.

London School of Economics’te araştırma görevlisi olan Luke Cooper, bu durumun Rusya için en kötü senaryo olabileceğini belirtiyor: Petrol fiyatlarının 2014-2016 seviyelerine gerilemesi, Putin’in savaş çabalarını finanse etmesini çok daha zor hale getirecek.

Rusya hükümeti bu yılın bütçesinde petrol fiyatını 70 dolar olarak öngördü ve gelecek yıl da yaklaşık olarak 69,7 dolar seviyesinde kalmasını bekliyor.

Cooper, Rusya’nın aksine, Suudi Arabistan’ın düşük maliyetli petrol üretme kapasitesine sahip olduğunu belirtiyor: Suudi yatakları, Sibirya’nın buzlu arazilerindeki rezervlere kıyasla çok daha sığ ve bu nedenle Suudi varillerinin üretim maliyeti daha düşük.

Diğer yandan, Riyad üretimi hızlıca artırabilir ve hacim artışıyla fiyat düşüşlerini telafi edebilir.

Bin Selman, Rusya’nın 2020’de pandemi sırasında OPEC+ anlaşmasından çekilme kararı aldığında, Moskova’ya nasıl bir hamle yapılabileceğini net bir şekilde göstermişti.

Suudi Arabistan üretimi günde 12 milyon varile çıkardı, 30 yılın en büyük indirimlerini açıkladı ve petrol fiyatlarını varil başına 10 doların altına düşürdü.

Cooper’a göre, Suudi petrolünün aksine Rus petrolü üretimi ucuz değil. Bu nedenle Rusya, düşük fiyatlı bir piyasaya hazırlıklı değil. Bu durum da Rusya’nın, petrol fiyatları düşmeden önce savaş alanında hızlı başarılar elde etmeyi zorunlu kılan askeri stratejisini açıklıyor.

Suudi Arabistan şu anda günde 8,9 milyon varil petrol üretiyor ve bu, 2011’den bu yana en düşük seviyeye işaret ediyor. Krallık, aralık ayından itibaren piyasaya her ay 83 bin varil daha eklemeye başlayacak ve 2025 yılı sonuna kadar günlük üretimi 1 milyon varil artırmayı hedefliyor.

Financial Times (FT) gazetesinin kaynaklarına göre, OPEC+ ülkelerinin kotalara uymaması durumunda bu artış daha da hızlanabilir.

DİPLOMASİ

AB, ilk kez Rus petrolüne tavan fiyatı ihlal eden bir Avrupalıya yaptırım uyguladı

Yayınlanma

Avrupa Birliği (AB), Rusya’dan ihraç edilen petrole getirilen tavan fiyatı ihlal ettiği gerekçesiyle İsviçre’de yaşayan Hollanda vatandaşı petrol tüccarı Nils Trost’a yaptırım uyguladı. İsviçreli yetkililer, Trost’un sahibi olduğu şirketi de mercek altına aldı.

AB’nin açıklamasına göre, Trost’un Cenevre merkezli şirketi Paramount Energy & Commodities SA, Haziran 2022’de Rus petrol ticareti operasyonlarını Dubai merkezli Paramount Energy & Commodities DMCC adlı yan kuruluşa devretti.

AB’ye göre, bu Dubai merkezli şirket, varil başına 60 doların üzerinde fiyatlarla düzenli olarak Rus ham petrolü ticareti yaptı.

Aralık 2022’de Batılı ülkeler, Rus ham petrolüne tavan fiyat uygulaması getirmişti. Buna göre, Batılı sigortacı ve finansörlerin hizmetleri kullanılırken, yalnızca varil başına 60 doları aşmayan fiyatlarla ticaret yapılabiliyor.

Ancak Paramount’un Dubai’deki iştiraki, Rusya’nın Ural petrolünden farklı olarak, neredeyse her zaman 60 doların üzerinde işlem gören Doğu Sibirya Pasifik Okyanusu (ESPO) kalitesindeki petrol ticaretini sürdürdü.

Trost, Financial Times’a verdiği demeçte, avukatlarının kendisine BAE’deki iştiraklerin, Avrupa’daki ana şirketin faaliyetlerine dahil olmaması durumunda AB yaptırımlarına uymak zorunda olmadığını söylediğini aktardı ve bu nedenle, kendisinin ve Paramount SA’nın Dubai iştiraki Paramount DMCC’nin operasyonlarından uzak durduğunu belirtti.

Trost ayrıca, kendisine uygulanan yaptırımların, eski iş ortağı Gaurav Kumar Srivastava’nın “entrikalarından” kaynaklandığını savundu.

İsviçre’deki şirketlerin yabancı iştirakleri, yasal olarak bağımsız sayılabilir ve İsviçre’nin getirdiği yaptırımlara uymayabilir. Fakat, ana şirket ile iştirakler arasında bağlantı tespit edilirse (örneğin, yaptırımlara tabi işlemlerden elde edilen ödemeler veya merkez ofisten iştiraklere verilen talimatlar), bu durum yaptırımların ihlali olarak değerlendirilebilir.

Bazı İsviçreli emtia tüccarları, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) iştiraklerini kullanarak Rusya ile ticareti sürdürdü. Bu bağlamda İsviçre Federal Hükümet İş Döngüleri Uzman Grubu (SECO), 2023 yılı başlarında Paramount dahil bazı şirketlerin faaliyetlerini incelemeye başladı.

Financial Times’ın haberine göre, 2024 baharında SECO, başsavcılığa iki soruşturma sonucuna dayanarak cezai işlem başlatılması için talepte bulundu.

Fakat savcılık, bir davayı kabul ederken diğerini reddetti. Söz konusu şirketlerin isimleri açıklanmadı.

ABD, Rusya’nın petrol endüstrisine ‘İran tarzı’ yaptırımlar planlıyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Macaristan, ikinci kez Patrik Kirill’in AB yaptırım listesine girmesine engel oldu

Yayınlanma

Macaristan, Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill’in AB’nin 15. yaptırım paketine dahil edilmesini ikinci kez engelledi. Ayrıca Budapeşte, Rusya’ya yönelik diğer önemli yaptırım kararlarına da çeşitli engellemeler uyguladı.

Macaristan Dışişleri Bakanı Péter Szijjártó, Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill’i, Avrupa Birliği’nin 15. yaptırım paketi kapsamına alınmasını engellediklerini açıkladı.

Magyar Nemzet gazetesinin haberine göre Szijjártó, “Din adamlarına yönelik yaptırımlar, barış için son umudu da ortadan kaldırır,” diyerek bu kararın gerekçesini vurguladı.

Bu, Rus Ortodoks Kilisesi liderinin, Budapeşte’nin girişimleri sayesinde yaptırımlardan ikinci kez kurtulması anlamına geliyor.

Temmuz-Aralık 2024 döneminde AB Konseyi Dönem Başkanlığını yürüten Macaristan, Rusya Olimpiyat Komitesi ve BM Daimî Temsilcisi Vasiliy Nebenzya’yı da aynı yaptırım paketinden muaf tutmayı başardı.

Rus Ortodoks Kilisesi liderleri, Moskova’nın Ukrayna’ya yönelik askerî harekâtını açıkça desteklediklerini defalarca dile getirmişti. AB, 2022 yılında Rus Ortodoks Kilisesi Patriği’ne yaptırım uygulanmasını ilk kez gündeme getirmiş ancak Macaristan’ın itirazları nedeniyle bu girişim sonuçsuz kalmıştı.

Fakat Çekya, Litvanya, İngiltere, Ukrayna ve Kanada, Patrik Kirill’e yönelik ayrı kısıtlayıcı tedbirler uygulamış durumda.

AB, 16 Aralık 2024’te 15. yaptırım paketini resmen kabul etti. Bu paket, Ukrayna’nın egemenliği, toprak bütünlüğü ve bağımsızlığını tehdit eden 54 kişi ve 30 kurumu kapsıyor.

Yaptırımlar, Gazprom Medya Genel Müdür Yardımcısı Tina Kandelaki, şarkıcı Larisa Dolina, Kiev’deki Ohmatdıt çocuk kiliniğine düzenlenen saldırıdan sorumlu tutulan askeri yetkililer, enerji şirketlerinin üst düzey yöneticileri ve üçüncü ülkelerden Rus petrolü taşıyan 52 tankeri de içeriyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Rusya Devlet Dumasından Taliban kararı

Yayınlanma

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, Taliban’ın Rusya’da yasaklı terör örgütü listesinden çıkarılmasını mümkün kılacak yasa tasarısını kabul etti. Yeni düzenleme, örgütlerin faaliyetlerine yönelik yasağın mahkeme kararıyla geçici olarak askıya alınabilmesini öngörüyor.

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, Afganistan’daki Taliban hareketinin Rusya’da yasaklı örgütler listesinden çıkarılmasını öngören yasayı ikinci ve üçüncü son okumalarda kabul etti.

Söz konusu tasarıda, federal terör örgütleri listesinde yer alan örgütlerin faaliyetlerine yönelik yasağın mahkeme kararıyla geçici olarak askıya alınabileceği belirtiliyor.

Halihazırda Rusya mevzuatı, terörist olarak kabul edilen örgütler için yasağın askıya alınması imkanını sağlamıyor. Fakat kabul deilen yasaya göre, ilgili mahkeme kararı yürürlüğe girer girmez federal terör örgütleri listesinde değişiklik yapılması mümkün olacak.

Tasarıda ayrıca Rusya Federasyonu İdari Yargılama Kanunu’nda değişiklik yapılarak, örgütlere yönelik yasağın geçici olarak askıya alınmasına ilişkin idari davaların değerlendirilme usulü düzenleniyor.

Aynı zamanda 7 Ağustos 2001 tarihli ve 115-FZ sayılı “Kara Para Aklama ve Terörün Finansmanı ile Mücadele” Kanununa da eklemeler yapıldı. Özellikle, bir örgütün veya bireyin aşırılıkçı ya da teröristler listesinden çıkarılma gerekçeleri açıklığa kavuşturuldu.

Tasarı, aralarında Andrey Klişas, Vasiliy Piskarev ve Andrey Lugovoy’un da bulunduğu beş milletvekili ve yedi senatör tarafından hazırlandı.

Duma Güvenlik Komisyonu Başkan Yardımcısı Ernest Valeyev, Taliban’ın terör listesinden çıkarılmasının ardından Rusların yasal sonuçlar olmaksızın Taliban’a katılabileceklerini bildirdi.

Taliban, 2003 yılından bu yana Rusya’da terör örgütü olarak kabul edilmesine rağmen, Moskova son birkaç yıldır Taliban ile temaslarını sürdürüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Taliban’dan “müttefik” olarak bahsederken, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Taliban yetkililerini “aklı başında insanlar” olarak tanımlamıştı.

Bu yılın mayıs ayında Rusya’nın dışişleri ve adalet bakanlıkları, Putin’e Taliban’ın terör listesinden çıkarılması gerektiğini gerekçelendiren bir rapor sundu.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, ilgili kararın pragmatizmle alındığını belirtti. Putin ise Rusya’nın Taliban’ı terör listesinden çıkarma yönünde ilerlediğini, ancak bu yönde ilk adımı BM’nin atmasını umduğunu ifade etmişti.

Taliban, Amerikan askerlerinin ülkeden çekilmesinin ardından 2021 yılında Afganistan’da iktidara gelerek kendi hükümetini kurdu. Fakat şu ana kadar Rusya da dahil olmak üzere hiçbir devlet Taliban’ı resmi olarak tanımış değil.

Rusya, Taliban’ı terör örgütleri listesinden çıkarma hazırlığında

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English