Bizi Takip Edin

RUSYA

Taliban, Kazan’daki BRICS zirvesine davet edilebilir

Yayınlanma

Taliban yönetimindeki Afganistan, ekim ayında Kazan’da düzenlenecek BRICS zirvesine katılmak için Rusya’ya resmi bir talepte bulundu.

Taliban yönetimindeki Afganistan, ekim ayında Kazan’da düzenlenecek BRICS zirvesine katılmak için Moskova’ya resmi bir talepte bulundu.

RIA Novosti‘nin haberine göre, Taliban’ın siyasi kanadının lideri ve ülkenin Başbakan Yardımcısı Abdullah Gani Baradar’ın zirveye katılması isteniyor.

Bu bilgi, Afganistan’daki Rus İş Merkezi Başkanı Rüstem Habibullin tarafından da doğrulandı.

Habibullin, “Afgan hükümeti, 22-24 Ekim tarihlerinde Kazan’da gerçekleşecek BRICS zirvesine üst düzey yöneticilerin katılımı için yazılı bir talepte bulundu,” ifadelerini kullandı.

Afganistan Sanayi ve Ticaret Bakanı Nuriddin Azizi imzalı dilekçe, Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuri Uşakov’a hitaben yazıldı. Dilekçede, mevcut ‘Afgan yetkililerin BRICS zirvesine katılımının önemi’ vurgulanıyor.

Bu ayın başında Taliban temsilcileri, Vladivostok’taki 9. Doğu Ekonomi Forumu’na katılmıştı.

Afgan Ticaret Odası yetkilisi Muhammed Yunus Hüseyin, Rus yatırımcılarla iş birliği planlarından bahsetti ve “Ülkemizdeki iş insanlarıyla çalışma fırsatlarını görüşmek istiyoruz. Afganistan güvenli bir ülke; yolsuzluk ve uyuşturucu yok, tarım sektörü gelişmiş durumda. Ortam elverişli, bu nedenle Rus iş insanlarını Afganistan’da yatırım yapmaya davet ediyoruz,” diye konuştu.

Habibullin’in açıklamasına göre, geçen yıl Rusya ile Afganistan arasındaki ticaret hacmi 170 milyon dolardan 1 milyar dolara yükseldi. Başlıca ticaret alanları arasında gaz, petrol ürünleri, un, buğday, ayçiçek yağı, süt ürünleri, metal ürünler ve inşaat malzemeleri yer alıyor.

Geçen yaz Taliban, Rusya’ya Hindistan’ı Avrupa’ya bağlayacak büyük bir ulaşım koridorunun parçası olarak planlanan Tirmiz-Mezar-ı Şerif-Kabil-Peşaver demiryolunun inşasına katılmayı teklif etmişti. Bu proje, Afganistan’daki iktidar değişikliği nedeniyle askıya alınmıştı.

Rusya, hâlihazırda Afgan enerji, madencilik ve altyapı gelişimine yatırım yapmayı kabul etti. 2023 yılının başlarında Taliban ile Afgan iş insanlarının yanı sıra İran ve Pakistan’dan şirketlerle 1 milyar dolarlık bir anlaşma imzalandı.

2023 baharında Taliban temsilcileri, Rus petrolünü Güney Asya’ya taşıyacak bir enerji merkezi kurulacağını duyurdu. Nuriddin Azizi daha sonra projeyi desteklemek için Kazakistan ve Türkmenistan ile anlaşmalar yapıldığını açıkladı.

Rusya, Taliban’ı yasaklı örgütler listesinden çıkarabilir

Taliban, ABD askerlerinin çekilmesinin ardından 2021 yılında Afganistan’da yönetimi ele geçirdi. Örgüt Rusya’da yasaklı olmasına rağmen, Moskova Taliban’la temaslarını sürdürüyor ve onları üst düzey hükümet yetkililerinin de katıldığı çeşitli etkinliklere davet ediyor.

Taliban’ın kurduğu hükümet, insan haklarına saygı gösterme, kapsayıcı bir siyasi sistem oluşturma ve terörizmle mücadele etme taahhütlerini yerine getiremediği için henüz Rusya dahil hiçbir devlet tarafından meşru olarak tanınmadı.

RUSYA

Rusya’da evrim teorisinin okul müfredatından çıkarılması gündemde

Yayınlanma

Rusya Başbakanı Mihail Mişustin’in yardımcısı ve eski Çeçenistan Başbakanı Muslim Huçiyev, Darwin’in evrim teorisinin ‘hatalı’ olduğu ve ‘çocukların ruhsal çöküşüne’ yol açtığı gerekçesiyle okullarda öğretilmesinin yasaklanması çağrısında bulundu.

Rus Ortodoks Kilisesi Patriklik Aile, Annelik ve Çocukluk Koruma Komisyonu Başkanı Rahip Fyodor Lukyanov, Darwin’in teorisinin ‘çocukları yanılttığı’ gerekçesiyle okul kitaplarından çıkarılması gerektiğini söyledi.

RIA Novosti‘ye verdiği demeçte rahip, “Evrim teorisi, insan ırkının öksüzlüğünü ve evrenimiz gibi karmaşık ve güzel bir yaratılış için bir yaratıcının yokluğunu varsaydığı için doğası gereği ahlak dışıdır,” dedi.

Lukyanov, evrim teorisinin temelindeki görüşlerin modern bilimin verileriyle çeliştiğini ve bu nedenle pek çok ünlü bilim insanının teoriyi sorguladığını öne sürdü. Rahip, örnek olarak penisilinin kaşiflerinden Nobel Ödüllü Ernst Chain’i gösterdi ve onu Darwinizm’in tutarlı bir eleştirmeni olarak nitelendirdi.

Lukyanov, “Evrim teorisi, yaşamın kökeni sorusuna, canlı varlıkların yapısının karmaşıklığı ve akılcılığı sorusuna cevap veremiyor. Ayrıca, başlangıçta karmaşık sistemlerin doğasında bulunan genetik bozulmayı açıklayamıyor ve organizmada geri dönüşü olmayan evrimsel değişiklikleri sabitleyen bir mekanizmadan yoksun,” ifadelerini kullandı.

Ayrıca okullarda evrim teorisinin ancak tarihsel bir bağlamda öğretilebileceğini savunan Lukyanov, Darwin’in teorisini ‘bilimsel olmaktan ziyade siyasi ve ideolojik bir araç’ olarak nitelendirdi.

“Evrim teorisi Anglo-Sakson sömürgeciler tarafından fethedilen halklara aşağılık kompleksi aşılamak amacıyla ortaya atılmıştır. ‘Aydınlanmış’ Batı’da 20. yüzyılın ortalarına kadar köleliği ve ‘insan hayvanat bahçelerini’ teşvik edenler tarafından icat edilen bu ideolojileri neden kendi eğitim sistemimizde öğretelim?” diye soran din adamı, Sovyet döneminde genetiğin evrim teorisini doğrulamadığı, aksine “dünyanın ve insanın karmaşık ve aynı zamanda uyumlu, akılcı yapısını” ortaya koyduğu için baskı gördüğünü de sözlerine ekledi.

Tsargrad kanalının kurucusu Konstantin Malofeev de fikri destekledi. Malofeev, Darwin’in teorisini ’20. yüzyılın ortalarında ideolojik ve bilimsel olarak modası geçmiş’ olarak nitelendirerek “Bugün genetik bilimi Darwinistlere hiçbir şans bırakmıyor. Evrimcilik tanrısız bir mezhebe dönüştü (Darwin’in kendisi tanrı tanımaz biri olmasa da),” diye konuştu.

Eğitim sisteminin şimdi beşinci sınıf öğrencilerine “Tanrı’nın sureti olduklarına mı yoksa dik duran primatlar olduklarına mı?” inanmaları gerektiğini öğretmekle karşı karşıya olduğunu söyleyen Malofeev, “Bu tür bir eğitimin nelere yol açtığını, Tanrı’ya takıntılı Batı’dan anlayabiliriz. Çocuklarımız için aynı geleceği istemiyorsak, okul programını değiştirmenin zamanı geldi,” diye ekledi.

Malofeev, “Bu da onların Darwinizmi dayatan modası geçmiş ders kitaplarıyla okuyan çocuklardan çok daha iyi bir şekilde üniversite sınavını geçmelerini sağlıyor,” iddiasında bulundu.

Öte yandan, Malofeev’in görüşünü yorumlayan rahip Pavel Ostrovskiy, adı açıklanmayan akademisyenlerin bir yorumunu aktardı: “(Sergey Vertyanov’un) bu ders kitabı üç kez yeniden basıldı, ancak her baskıda daha fazla hata var.”

Ostrovskiy ayrıca Moskova İlahiyat Akademisi’nde profesör olan Aleksey Osipov’un Vertyanov’un ders kitabını ‘zayıf ve yetersiz’ olarak nitelendirdiğini aktardı. Osipov, “Akademisyenlerin değerlendirmelerinin de gösterdiği gibi sadece bilimsel açıdan değil, teolojik açıdan da eleştirinin altında,” dedi.

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma’nın eğitim komitesi üyesi Anatoliy Vasserman ise öneriye karşı çıktı. Vasserman, “Kutsal kitaplara atıfta bulunarak bilimlerin bazı başarılarını inkar etmeye çalışan bir kişi, böylece dini iyi anlamaktan uzak olduğunu kanıtlar,” değerlendirmesini yaptı.

Milletvekili, “İnanç hakkında yüzeysel açıklamalar yapmamak daha iyidir. Asıl ifade edilmesi gereken evrim teorisidir, zira teologlar bile uzun zaman önce bu teoriyi elimizdeki kutsal metinlerle nasıl bağdaştıracaklarını öğrenmişlerdir,” diye ekledi.

Din adına bilimin reddedilmesinin toplum açısından tehlikeli olabileceğini dile getiren Vasserman, şöyle devam etti:

“Dünya deneyiminin de gösterdiği üzere, bilimin başarılarını reddetmeye çalışan herkes, kendisini oldukça hızlı bir şekilde felakete sürükler. Sosyal bilimler, dinin toplum için faydalı olduğuna dair güçlü kanıtlara sahiptir. Dolayısıyla dini tamamen reddetmenin hiçbir anlamı yoktur. Ancak dinle çeliştiği bahanesiyle bilimi reddetmek de son derece tehlikeli bir şeydir.”

Okumaya Devam Et

RUSYA

Batılı ülkelerden ürün ithalatının yasaklanması Rusya ekonomisinde büyümeyi beraberinde getirdi

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2014 yılında Batılı ülkelerden tarım ürünleri ithalatına getirilen gıda ambargosunu 2026 yılı sonuna kadar uzattı.

Bu kısıtlamalar 10 yıl boyunca sadece Rusya’nın tarımsal sanayiini ihracata yönelik hale getirmeyi ve ülkenin gıda güvenliği için mekanizmalar oluşturmayı değil, aynı zamanda Batı’nın 2022’de uygulamaya koyduğu benzeri görülmemiş yaptırımlar rejiminin nispeten sancısız atlatılmasını da sağladı.

İzvestiya gazetesi, ambargonun etkilerini değerlendirdi.

Ambargo neler getirdi?

6 Ağustos 2014 tarihinde, Kırım’ın Rusya ile birleşmesine tepki olarak yaptırım uygulayan ülkelerden tarım ürünleri ithalatının yasaklanmasına ilişkin bir devlet başkanı kararnamesi yayımlandı. İlk aşamada Avrupa Birliği, ABD, Avustralya, Kanada ve Norveç’ten, bir yıl sonra İzlanda, Lihtenştayn, Arnavutluk ve Karadağ’dan, 2016 yılında ise Ukrayna’dan gelen ürünlere ambargo uygulandı. İthalat yasağı sığır eti, domuz eti, kümes hayvanları, balık, deniz ürünleri, peynir, süt, meyve, sebze ve hükümet tarafından belirlenen diğer ürünleri kapsıyor. Tam liste düzenli olarak gözden geçiriliyor. Ambargo da düzenli olarak uzatılıyor.

Uzmanlar, gıda ambargosunun yerli tarımsal sanayinin gelişmesine yol açtığı konusunda hemfikir. Rus üreticilerin elde ettiği rekabet avantajları sayesinde ithal ikamesi süreci başlatıldı. Sonuç olarak, 2014’ten 2023’e kadar tarımdaki üretim artışı toplamda yüzde 33,2 ve özellikle gıda ürünlerinde yüzde 42,9 oldu. Tahıl, meyve ve sebze ürünleri, canlı hayvan ve kümes hayvanı eti, süt ve süt ürünleri, balık ve gıda ürünleri üretiminde artış gözlendi.

Peynir üretimi tüketiciler için en belirgin artışı gösterdi ve hacmi neredeyse iki katına çıkarak yılda 801 bin tona ulaştı. Daha önce neredeyse tamamı ithal edilen parmesan ve camembert gibi bir dizi yabancı çeşidin üretiminde sıfırdan ustalaşıldı. Yağ ve katı yağ endüstrisi de büyüme lideri oldu. Bitkisel yağ üretimi 2,5 kat artarak yılda 9,8 milyon tona ulaştı. Ticari balık yetiştiriciliği 2,1 kat artarak 402 bin tona çıktı. Et ürünleri yüzde 84, makarna ürünleri ise neredeyse bir buçuk kat büyüdü.

2020’den bu yana Rus tarım ürünlerinin ihracatı ithalatı aştı, bu da tarımsal kalkınma modelinin ihracat odaklı bir modele dönüştüğünü gösteriyor. 2023 yılında ihracat 43,5 milyar dolara ulaştı (2013’e kıyasla 2,5 kat artış) ve Rus tarımcıların ürünleri 160 ülkeye tedarik edildi. Tarımdaki mevcut durumun, 2030 yılı için belirlenen hedeflerin (gıda üretiminin yüzde 25 ve ihracatın yüzde 50 arttırılması) gerçekleştirilmesi için bir temel oluşturduğuna işaret ediliyor.

2022 yılında Rusya üzerindeki yaptırım baskısı arttı, ancak tarımsal sanayi sektörü ambargodan etkilenmedi. Büyük ölçüde 2014’te uygulanan kısıtlamalar nedeniyle Batı’nın elinde gıda ithalatını sınırlamak gibi potansiyel olarak tehlikeli bir baskı aracı yoktu, Rusya o zamana kadar gıda egemenliğini çoktan sağlamıştı. Aynı zamanda, planlandığı alanlarda ithal ikamesi hızlanmaya başladı.

Ambargonun sonuçları

Tarımda ithal ikamesi, ekonominin diğer sektörlerine dolaylı bir ivme kazandırdı. Yerli ürünlere olan talep; makine yapımı ve özel makine üretimi, biyoteknoloji, ıslah ve genetik geliştirme, veteriner ilaçları üretimi ve inşaat alanlarında büyümeye yol açtı. Ayrıca, istihdam artışı ve sektördeki personel talebi tarım bilimi ve eğitimini yeniden canlandırdı.

Tarımsal sanayi sektöründeki bazı aktörler, daha önce tarımı yatırım yapmak için çok riskli olarak görenlerin büyük yatırımlarını çekerek, hesaplanabilir yatırım getirisi ve gelişme beklentileri olan büyük uluslararası işletmelere dönüştü. Ambargonun 2026 yılına kadar uzatılması, piyasa katılımcılarına korumacı bir sinyal gönderecek ve onları daha güçlü bir şekilde koruyacak.

Batı ürünlerinin ithalatının azaltılması, diğer faktörlerin yanı sıra, dış politikanın yeni önceliklerine uygun olarak Doğu’ya yeniden yönelme nedeniyle Rusya ekonomisi açısından elverişli hale geldi. İthal ikamesi, Çin, Hindistan ve diğer küresel Güney ülkeleriyle ilişki kurulmasını ve bu ülkelerle ticaretin arttırılmasını mümkün kılacak. Tarımsal üreticilerin kârlılığı 2023 sonunda yüzde 18,9’a ulaştı; bu oran aynı dönemde ülke genelinde ekonominin tüm sektörleri için ortalama kârlılıktan 5,4 puan daha yüksek. Toplam gelir, bir önceki yıla göre yüzde 6,6 artışla 6 trilyon ruble oldu.

Tarım Bakanlığı 2024 yılı için 132 milyon ton tahıl hasadı öngörüyor. Bu sonuç, büyük ölçüde 1 milyon hektar mahsulü yok eden hava koşulları nedeniyle 2023’e göre daha düşük olsa da tarihteki en yüksek beş hasat arasında yer alacak.

İthal ikamesinde büyüme potansiyeli hala önemli ve esas olarak hammadde, tohum ve girdilerle ilgili. İkame edilemeyenler ya kışın yetiştirilen salatalık ve domates gibi aşırı pahalı ürünler ya da doğal nedenlerle yetiştirilemeyen muz, mango ve diğer egzotik meyveler. Aynı zamanda ambargo, Rusya’nın bu tür ürünlerin tedarik yönünü değiştirmesine olanak sağladı, artık “dost” pazarlardan tedarik ediliyorlar.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya, Arktik LNG-2 projesinden çıkan doğalgaz için yüzde 40 indirimle alıcı arıyor

Yayınlanma

ABD yaptırımlarının hedefi olan Arktik LNG-2 projesi, Rusya’nın sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihracatını 2030 yılına kadar üç katına çıkaracak ve küresel pazardaki payını yüzde 8’den yüzde 20’ye yükseltecek.

Ayrıca, kaybedilen Avrupa gaz pazarının yerini kısmen dolduracak. Bu nedenle hem Novatek’in üst düzey yöneticileri hem de Moskova, Kuzey Kutbu’ndan gaz çıkarmanın yollarını ve alıcıları bulmak için yoğun çaba sarf ediyor.

Strateji hakkında bilgi sahibi kişilerin Bloomberg‘e aktardığına göre, hükümet yetkilileri Arktik LNG-2 için pazar arayışında.

Proje için LNG tankerlerini tedarik edecek ve bunları satın alma riskini göze alacak şirketleri bulması beklenen bir şirketler ağı aracılığıyla bir gölge filo oluşturulmasına katkıda bulunuyor.

Novatek yöneticilerinin şubat ayında Mumbai’yi ziyaret ederek nakliye şirketlerinin temsilcileriyle bir araya geldikleri belirtildi. Novatek ayrıca yeni müşteriler bulmak amacıyla Çin’de bir ofis açtı.

Bloomberg‘in yaklaşık otuz LNG tüccarı, gemi brokeri ve şirket temsilcisiyle yaptığı görüşmelere dayanan haberine göre, gölge filo oluşturma çabaları mart ayında ciddi şekilde hız kazandı.

Tanker sahibi olan ya da işleten firmalar Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) kayıtlı; örneğin Mumbai’de bir apartman dairesinde ve Dubai’nin serbest ekonomik bölgesinde bir otelde.

Yılın ilk yarısında birkaç eski gemiyi satın alan Dubai merkezli Nur Global Shipping, özellikle dikkat çekti. Firma, modern çevre gerekliliklerini karşılamadıkları için normalde hurdaya çıkarılacak olan tankerlerin her biri için 50 milyon dolardan fazla ödeyerek piyasa aktörlerinin ilgisini üzerine çekti. Nur, beş ayrı firma aracılığıyla beş gemi satın aldı. Bunlardan biri olan Pioneer, ağustos ayı başında Arktik LNG-2’den LNG alan ilk tanker oldu.

Toplamda üç tanker, projeden beş kez gaz yükledi. Ancak bu teslimatların hiçbiri henüz alıcılara ulaşmadı. Tankerler iki kargoyu Murmansk oblastındaki Saam UGS yüzer depolama tesisine bıraktı. Ardından, buzda seyre uygun olmayan 21 yaşındaki tanker Everest Energy, Arktik LNG-2’deki kargoyu bir kez daha aldı ve Kuzey Denizi Rotası boyunca doğuya doğru yol aldı. Bu tanker aynı zamanda Glavsevmorput’tan geçiş izni de almamıştı.

ICIS gaz analizleri direktörü Tom Marzec-Manser, “Böylesine eski ve donanımsız bir geminin Kuzey Denizi Rotası’ndan gönderilmesi, Arktik LNG-2’nin alternatiflerinin tükenmekte olduğunu gösteriyor. Arktik LNG-2 için zor zamanlar yaşanıyor gibi görünüyor, zira çaresizlikten doğan tedbirlere başvuruyorlar” ifadelerini kullandı.

Arktik LNG-2 projesinin sırları: Yaptırımlar gerçekten işe yarıyor mu?

Asya’ya giden aynı rotada Everest Energy’yi Asya Energy takip ediyor. Ancak bu tür tankerler için uygun hava koşulları penceresi, buzun buz sınıfı olmayan tankerler için geçilmez hale geldiği ekim sonunda kapanacak.

Doğalgazı çıkarmak işin sadece bir kısmı; ayrıca, yaptırımlara tabi bir tankerle teslim edilen, yaptırımlara tabi bir tesisten çıkan malları satın almak isteyecek alıcıları bulmak da gerekiyor ve ABD kara listesinde halihazırda Arktik LNG-2 ile bir şekilde ilişkili toplam dokuz LNG tankeri bulunuyor.

Novatek’in üst düzey yöneticileri alıcı bulmak için dünyayı dolaşmaya devam ediyor; tüccarlar ve şirket temsilcileri Bloomberg‘e, Çin ve diğer Asya ülkelerinde anlaşma yapmak için yoğun girişimlerde bulunduklarını aktardı.

Ancak spot fiyatlara göre yüzde 40 indirimle gaz teklif etmelerine rağmen, çoğu ABD’den de LNG satın alan potansiyel alıcılar, Washington’un ikincil yaptırımlarına maruz kalma riski nedeniyle çekimser davranıyor.

Washington’daki Arktik Enstitüsü’nün kurucusu Malte Humpert, “Arktik LNG-2’nin iptali sadece bir projenin kapatılması ya da hayata geçirilmesinin ertelenmesi anlamına gelmiyor. Bu proje Rusya’nın yeniden dirilişinin bir sembolü,” değerlendirmesini yaptı.

Putin, eylül başında düzenlenen Doğu Ekonomi Forumu’nda ülkesinin gaz sıvılaştırma projesini geliştireceğini ifade ederek, “Burada bizim için sorun yaratmaya çalışıyorlar, Sayın [Novatek’in CEO’su] Mihelson bunu herkesten daha iyi biliyor… Ancak bize çıkarmaya çalıştıkları zorluklara rağmen, biz yine de bunu başaracağız,” açıklamasında bulunmuştu.

WSJ: ABD, Rusya’nın Arktik LNG-2 projesini raydan çıkarmaya çalışıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English