Bizi Takip Edin

AVRUPA

Tank krizi Almanya’yı sarsıyor

Yayınlanma

Almanya’nın Leopard tanklarının Ukrayna’ya verilmesine ayak sürümesinin yarattığı kriz sürüyor.

Geçen Cuma Almanya’daki Amerikan üssü Ramstein’da yapılan Ukrayna Savunma Temas Grubu toplantısından tank kararı çıkmamıştı.

Berlin’in, Kiev’e Leopard 2 tanklarını vermek için ABD’nin de M1 Abrams tanklarını vermesini şart koştuğu öne sürüldü.

Britanya’nın başını çektiği daha küçük bir koalisyon ise Almanya’ya baskı uygulamayı sürdürüyor ve en azından Leopard tanklarına sahip olan ülkelerin bu tankları yeniden ihracatına izin verilmesini hedefliyor.

Bunun yanında Der Spiegel’in haberine göre, Alman ordusunun (Bundeswehr), yeşil ışık yakılması durumunda Ukrayna’ya verilebilecek 19 adetlik bir Leopard 2 paketini sunduğu belirtiliyor.

Yeşiller’den destek

Almanya’daki trafik lambası koalisyonunun ortaklarından Yeşiller’in Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Polonya veya diğer müttefiklerin kendilerinde bulunan Leopard tanklarını Ukrayna’ya vermek istemesi durumunda Almanya’nın buna engel olmayacağını söyledi.

Baerbock, Polonya’dan henüz bu konuda bir izin başvurusu almadıklarını da ekledi. Polonya, Almanya izin vermese dahi Ukrayna’ya kendi Leopard tanklarını gönderebileceklerini açıklamıştı.

CDU, koalisyonu bozmak için harekete geçti

Trafik lambası koalisyonundaki Leopard çatlağı, Alman iç siyasetinde de yeni bir hareketliliğe neden oldu.

Koalisyon ortaklarından FDP ile Yeşiller’in Ukrayna’ya tank sevkiyatının derhal başlamasından yana olmaları, SPD’nin liderliğindeki hükümeti zorlamaya başladı.

Bild’e konuşan CDU Grup Başkanvekili Thorsten Frei, üç partinin bu denli merkezi bir mesele üzerinde anlaşamıyor olmasına işaret ederek, “Belki de yeni bir başlangıç yapmanın zamanıdır,” dedi. Frei, partisinin sorumluluk almaya hazır olduğunu da belirtti.

CDU dış ilişkiler uzmanı Norbert Röttgen de FDP ve Yeşiller’e seslenerek, “Bu başarısızlığın sorumluluğunu alıp almayacağınızı kendinize sormanız gerek,” dedi.

CDU Aşağı Saksonya lideri Sebastian Lechner daha da ileri giderek FDP ve Yeşiller’e trafik lambası koalisyonundan ayrılma çağrısı yaptı.

Almanya, Polonya’nın karşı saldırısından rahatsız

Polonya’nın başını çektiği ülkelerin Almanya’ya ‘tank’ baskısı yapması ve buna bir medya kampanyasının eşlik etmesi Berlin’deki yetkilileri kızdırıyor.

Polonya, son günlerde oldukça agresif bir propaganda yürütüyor ve Ukrayna’ya Leopard tanklarının sevkiyatını Almanya’nın engellediğini ileri sürüyor.

Varşova’nın bir ‘medya suçlama savaşı’ ilan ettiğini düşünen ve bundan rahatsız olan Alman yetkililer, tüm iddialara rağmen Polonya’dan henüz bir ihracat izin talebi gelmediğinin altını çiziyorlardı.

Polonya, yeniden ihracat talebinde bulunacak

Öte yandan, Rusya karşıtı bloğun en ‘şahin’ üyelerinden Polonya’nın, kendi elindeki Leopard tanklarını Ukrayna’ya göndermek için Almanya’ya izin başvurusunda bulunacağı bildiriliyor.

Savaş koalisyonunun önde gelen ülkelerinden Baltıkların dışişleri bakanları da Almanya’ya tank çağrısı yaptı. Baltık ülkeleri, Almanya’nın ‘özel bir sorumluluğu’ olduğunu ileri sürdü.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Almanya dahil olmasa da daha küçük bir koalisyonun Ukrayna’ya tank gönderebileceğini söyledi.

Morawiecki, dün (Pazar) yaptığı açıklamada, Almanya’nın tutumunun ‘kabul edilemez’ olduğunu söyerken, “Her gün masum insanlar ölüyor,” dedi.

Alman kamuoyundan destek yok

Muhalefetteki Sol Parti (Die Linke) Ukrayna’ya tank sevkiyatına karşı çıkıyor.

Partinin doğu işlerinden sorumlu komiseri Sören Pellmann, Doğu Almanya’daki kamuoyunun üçte birinden daha azının Ukrayna’ya Leopard tanklarının verilmesini desteklediğini açıkladı.

Tank sevkiyatının Almanya’daki demokrasiyi riske atabileceğini kaydeden Pellmann, Alman hükümetinden yurttaşların çoğunluğuna karşı bir karar almamasını talep etti.

Alman parlamentosu Bundestag’daki konuşmasında, tank sevkiyatının savaşı tırmandıracağına dikkat çeken Sol Partili vekil, “Tanklar hakkındaki tartışma, nükleer bir güce karşı yapılan çılgınlıktır,” dedi.

ABD’de senatörlerden ‘Abrams’ hamlesi

ABD’de bazı senatörler, Almanya’nın ‘Leopard için Abrams’ koşulu getirmesi üzerine harekete geçti.

Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin yeni Cumhuriyetçi başkanı Teksas senatörü ​​Michael McCaul, “Eğer Abrams tanklarını, sadece bir tanesini, vereceğimizi açıklarsak, bu bir şeyleri serbest bırakır… Duyduğuma göre, Almanya, bizim liderliği almamızı bekliyormuş,” dedi.

McCaul, Abrams tanklarının verilmesinin ‘domino etkisi’ yaratacağını ve bu sayede Avrupa ülkelerinin de Leopard tanklarını Ukrayna’ya vereceğini savundu.

ABD’den Almanya’ya ‘azar’

ABD, kamuoyu önünde Almanya hakkında olumsuz bir açıklama yapmaktan kaçınsa da kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin hayli gergin geçtiği belirtiliyor.

Süddeutsche Zeitung’un haberine göre, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ile SPD’li siyasetçi ve Federal Özel İlişkiler Bakanı Wolfgang Schmidt arasındaki görüşme bir hayli gergin geçti.

Görüşmede Austin’in Amerikan M1 Abrams tanklarını Ukrayna’ya vermesinin zor ve zaman alıcı olduğunu, Leopard 2 tanklarının ise tüm Avrupa’da hazır bulunduğunu söylediği ileri sürülüyor.

Almanların geri adım atmaması üzerine, ABD Başkanı Joe Biden’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Olaf Scholz’ün dış siyaset danışmanı Jens Plotner’i ağır bir şekilde azarlamaya başladı.

AVRUPA

Alman devleti, Uniper’deki hisselerini tamamen satabilir

Yayınlanma

Alman hükümeti, enerji şirketi Uniper’deki yüzde 99,12 oranındaki hissesini tamamen satmayı değerlendiriyor. Brookfield gibi özel yatırım fonlarına satış yapılabileceği belirtilirken, parlamentonun, Uniper’in temettü ödemelerini yeniden başlatmasına izin verecek bir yasayı onaylaması gerekiyor. Şirket, 2022’de Rusya’dan doğalgaz ithalatının sona ermesiyle büyük finansal kayıplar yaşamıştı.

Alman hükümeti, enerji şirketi Uniper’deki 18,8 milyar dolar değerindeki tüm hisselerini satmayı planlıyor.

2022 yılında şirketin kamulaştırılmasının ardından Alman hükümeti Uniper’in yüzde 99,12’sine sahip oldu. Reuters ajansının haberine göre şu anda, hükümet kısmi hisse satışını veya yaklaşık yüzde 25’lik bir hisse için yeniden bir halka arz düzenlemeyi öncelikli seçenekler olarak değerlendiriyor.

Bununla birlikte, şirketteki tüm hisselerin satışı da olasılıklar arasında bulunuyor.

İki kaynak, teklifin Kanadalı Brookfield yatırım fonuna iletildiğini belirtti. Haberde, “Özel bir yatırım fonuna yapılan bu satış, Avrupa’daki son yılların en büyük satışlarından biri olacak,” ifadeleri yer aldı.

Satış işleminin gerçekleşmesi için, Alman parlamentosunun Uniper’in temettü ödemelerini yeniden başlatmasına olanak tanıyacak bir yasayı kabul etmesi gerekiyor. Şirket, hükümetin sağladığı 13,5 milyar avroluk mali destek programı nedeniyle bu hakkını kaybetmişti.

Uniper, 2022 yılına kadar Almanya’nın Rus gazı ithalatçılarından biriydi. Fakat Batılı ülkeler, Ukrayna’daki savaş nedeniyle Rusya’ya yaptırımlar uyguladı ve bu durum, Uniper’in doğalgaz tedarikinin önce azalmasına, ardından tamamen durmasına yol açtı. Şirket, 2022’nin ilk dokuz ayında 40 milyar avro net zarar açıkladı.

2024 yılının haziran ayında Uniper, Rus Gazprom Eksport ile olan uzun vadeli gaz tedarik sözleşmelerini feshetme kararı aldığını duyurdu. Buna rağmen, şirket, bazı sözleşmelerin hukuki olarak geçerliliğini koruduğunu ve 2030’ların ortalarına kadar sürebileceğini belirtti.

Alman enerji devi Uniper, Rusya ile uzun vadeli doğalgaz tedarik sözleşmelerini feshetti

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya, ‘yurt savunması’ için yeni bir tümen kuracak

Yayınlanma

Alman ordusundan cumartesi günü yapılan açıklamaya göre, Alman Silahlı Kuvvetleri (Bundeswehr) sadece toprak savunmasıyla görevli yeni bir tümen kuracak ve mevcut tüm yedek birlikleri doğrudan ordu komutası altına alacak.

Reuters’ta yer alan habere göre yeniden yapılanma nisan ayında yürürlüğe girecek ve Alman kuvvetlerindeki yaklaşık 180.000 askerin toplam sayısını artırmadan Alman tümenlerinin sayısını dörde çıkaracak.

Alman ordusunda bir tümende yaklaşık 20.000 asker bulunuyor.

Alman haber ajansı dpa’nın haberini doğrulayan bir ordu sözcüsü, “Bölgesel savunma 1 Nisan 2025’ten itibaren ordu komutası altına alınacak,” dedi.

Almanya’nın bu hamlesi, Berlin’in ülkenin kritik altyapısına yönelik “Rus sabotajları” olarak tanımladığı eylemlerin yeni bir zirveye ulaştığı bir dönemde, bölgesel savunmada komuta yapılarını düzene sokacak.

Almanya’nın şu ana kadar NATO’nun bir çatışma durumunda çağırabileceği üç tümen bulunuyor ve bu tümenlerin ana görevi düşmanla ön saflarda karşı karşıya gelerek ittifakı savunmak.

Dördüncü tümen ise limanlar, demiryolları, ikmal ve konuşlanma yolları gibi altyapıların korunması da dahil olmak üzere Almanya’nın iç savunmasından sorumlu olacak.

Diğer NATO müttefiklerinden on binlerce takviye askerin Kuzey Denizi limanlarına ulaştıktan sonra Almanya üzerinden doğuya konuşlandırılması beklenirken, Berlin Moskova ile yaşanacak herhangi bir çatışmada önemli bir lojistik merkez olma rolüne hazırlanıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

BSW ilk federal seçimine hazırlanıyor: Konferansta AfD’ye sert eleştiriler

Yayınlanma

Almanya’da partilerin 23 Şubat’ta yapılacak erken federal seçimlere hazırlıkları son sürat devam ediyor. İlk federal seçimine katılacak yeni sol parti Sahra Wagenknecht İttifakı (BSW) da Bonn’da yaptığı parti konferansında seçim programına son şeklini verdi.

Toplantının hemen başında kürsünün arkasındaki ekranda kısa bir film gösterildi. Filmde 1981 yılında Bonn’da yer alan Hofgarten’da yüz binlerce kişinin NATO’nun Çift Yönlü Kararını protesto ettiği barış gösterisinin siyah beyaz fotoğrafları gösteriliyordu. Filmde, “Tarih burada yazıldı. Biz onu devam ettiriyoruz,” denildi.

Çift Yönlü Karara göre NATO, Avrupa’da konuşlandırılacak ABD Cruise Füzeleri ve Pershing II füzeleri ile nükleer silahlarını modernize edecek, ama aynı zamanda SSCB ile, başarılı olması halinde NATO’nun bu füzeleri konuşlandırmasını gereksiz kılacak bir silah kontrol anlaşması müzakere etmeye aktif olarak çalışacaktı.

BSW’de Thüringen krizi

Wagenknecht’e karşı ‘Hamburg muhalefeti’ konferansa alınmadı

Zaman zaman BSW lideri Sahra Wagenknecht’e parti içinde yaptığı muhalefetle bilinen Thüringen Eş Başkanı Katja Wolf, parti konferansında konuştu. Partinin başardıklarının “kesinlikle etkileyici” olduğunu ve BSW’nin özellikle Doğu’da “son demokratik umut” olduğunu söyleyen Wolf, federal yürütme kurulunun eyalet teşkilatı ile “her zaman iyi bir tonda tartışmamış” olmasına rağmen Thüringen’de elde edilen sonucun “saygıdeğer” olmasından memnun olduğunu söyledi. 

Hamburg’daki “BSW isyancıları” olarak adlandırılanlar için durum farklı görünüyor. Bu grup geçtiğimiz haftalarda BSW’nin katı üye kabul politikasını protesto etmiş, bu konuda medyaya konuşmuş ve kendi bölgesel derneklerini kurmuştu.

Bu nedenle federal yürütme kurulu Dijan Lazic ve Norbert Weber’i partiden atmak istiyor. Üyelik hakları zaten iptal edilmişti ama “isyancılar” yine de Lazic’in dediği gibi “barış görüşmeleri” yapmak için Bonn’a geldiler. 

Berliner Zeitung’da yer alan habere göre konferans güvenliği Lazic ve Weber’in girişine izin vermeyince, kameramanlar ve gazetecilerden oluşan bir kalabalık etraflarını sardı.

Hamburg’dan eski SPD’li ve Sol Partili, BSW’nin kurucularından Torsten Teichert’in ayrılığı da partiyi sarsmış gibi görünüyor. Der Spiegel’in haberine göre, “sevgili Sahra”ya yazdığı mektupta Teichert, Wagenknecht’in “önce kendisini ve birçok kişiyi kandırdığını, sonra da onları hayal kırıklığına uğrattığını” iddia etti ve Wagenknecht’i “gizlice AfD düşüncesine sempati duymakla” suçladı.

Wagenknecht’in “solda yeni bir bölünmeye yol açtığını” savunan eski BSW’li, “kendini beğenmiş” olmak istemeyen solcuların “modern muhafazakârlar” olmak zorunda kalacağını söyleyerek, “Bu tamamen delilik,” dedi.

Alman televizyonlarında bir ilk: AfD lideri Weidel ile BSW lideri Wagenknecht karşı karşıya geldi

Konuşmacıların hedefinde AfD vardı

Fakat parti konferansı, parti yönetiminin umduğu gibi uyumlu geçti. Seçim programı, hazır bulunan 600 üyenin büyük çoğunluğu tarafından onaylandı. BSW, Kuzey Akım boru hattı üzerinden Rus doğalgazının yeniden tedarik edilmesini, varlık vergisinin yeniden uygulanmasını, asgari emeklilik maaşını ve ilkokullarda cep telefonlarının yasaklanmasını talep ediyor.

Buna ek olarak, parti yönetim kurulu tarafından yeni kurulan Barış, Akıl ve Adalet Vakfının partiye bağlı bir vakıf olarak tanınması için acil bir önerge kabul edildi.

Berliner Zeitung’daki analize göre, parti çevrelerinde BSW’nin seçim kampanyası sırasında kararsız seçmenlere odaklanmak istediği konuşuluyor. Bunlar arasında, AfD’ye oy vermeyi hayal eden ama henüz çekirdek seçmen kitlesinin bir parçası olmayanlar da yer alıyor.

Bu nedenle Bonn’daki konferansta çok sayıda konuşmacının AfD’yi agresif bir şekilde eleştirmesinin makul olduğu düşünülüyor.

Özellikle AfD’nin şansölye adayı Alice Weidel ile Amerikalı teknoloji milyarderi Elon Musk arasındaki tartışma BSW’yi özellikle harekete geçirmiş görünüyor.

Bu kapsamda BSW Genel Sekreteri Christian Leye, AfD’yi dünyanın en zengin kişisi tarafından desteklenen ve bu nedenle sadece şirketler ve zenginler için politika yapan “sistemin kullanışlı aptalları” olarak tanımladı.

Eşbaşkan Amira Mohamed Ali de “aşırı sağdan gelen rekabet” hakkında, “Özellikle bizden nefret ediyorlar,” dedi.

Berlin’in liste başı adayı ve futbol kulübü Union Berlin’in eski yöneticisi Oliver Ruhnert, AfD’yi neo-Nazi partisi NPD ile kıyasladı.

AfD, seçim programını kabul etti, Weidel’i şansölye adayı seçti

Dağdelen: Amerikan askerleri ve nükleer silahları dışarı!

BSW Federal Meclis üyesi Sevim Dağdelen ise tüm ABD askerlerinin Almanya’dan çekilmesi çağrısında bulundu.

Parti konferansında konuşan Dağdelen, “Almanya’daki 37.000 ABD askerini daha fazla kaldıramayız. Bu yüzden biz de diyoruz ki: Yankiler evlerine dönsün,” dedi.

Dağdelen ayrıca ABD’nin nükleer silahlarının da Almanya’dan çıkarılması gerektiğini söyledi.

Ayrıca ABD’nin orta menzilli füzelerinin Almanya’ya yerleştirilmesine karşı olduğunu yineledi ve “Alman topraklarından Rusya’ya karşı bir savaş istemiyoruz, Rusya ile barış istiyoruz,” dedi ve delegelerden büyük alkış aldı

“Alman hükümetlerinin ABD’ye vassallığının nihayet sona ermesi gerektiğini” savunan Dağdelen, Almanya’nın “egemenliği hak ettiğini” söyledi.

Alman BSW’li milletvekili Hunko: Amerikan füzelerinin konuşlandırılması ülkeyi potansiyel bir hedef haline getiriyor

Wagenknecht AfD’ye çattı: ‘Weidel, Musk’ın fangirl’ü’

Wagenknecht konuşmasında partisinin ilk yılına ilişkin olumlu değerlendirmelerde bulundu. Brandenburg ve Thüringen’deki koalisyon anlaşmalarında partinin, “savaşın hüküm sürdüğü bir dönemde barış konusunu ön plana çıkardığını” savunan Wagenknecht, “Bu gurur duyabileceğimiz bir şey,” dedi.

BSW’yi ve kadrolarını eleştirenlere yanıt veren partinin şansölye adayı, “Öfkeniz bizi onurlandırıyor, öfkeniz bizi teşvik ediyor,” ifadelerini kullandı.

Wagenknecht, seçim kampanyasının genç bir parti için zor olacağını, çünkü pek çok kişinin taktiksel oy kullanacağını belirtiyor.

Fakat Wagenknecht, BSW’nin ilk seçimlerinde Federal Meclis’e giren ilk parti olacağının sözünü verdi.

AfD lideri Alice Weidel’in GSYİH’nin yüzde 5’ini silahlanmaya ayırma talebine sert çıkan BSW liderine göre AfD, artık “Donald (Trump) için silahlanmak” anlamına geliyor.

Partisinin şansölye adayı, Weidel’in Musk ile olan ilişkisini de eleştirerek, AfD Eş Başkanının, dünyanın en zengin adamının “itaatkâr bir hayranı” (fangirl) olduğunu savundu.

AfD ve BSW kimlerden oy aldı?

‘Yaptırımlar Ukrayna savaşı için değil, Amerikan çıkarları için’

Almanya’nın ucuz seçim kampanyası vaatlerine değil, ucuz enerjiye ihtiyacı olduğunu savunan BSW lideri, Yeşiller’in “mide bulandıracak kadar savaş sarhoşluğu” yaşadığını söyledi.

Alman hükümetinin ABD ile ittifakını eleştiren Wagenknecht, Ukrayna’ya yönelik saldırının ardından Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımların Ukrayna’daki savaşla hiçbir ilgisi olmadığını söyledi.

BSW lideri, “Yaptırımların ahlakla, insan haklarıyla, barış sevgisiyle hiçbir ilgisi yok, bunlar sadece ABD ekonomisi için bir ekonomik teşvik programı ve Alman ve Avrupalı şirketler için bir cinayet programı,” dedi.

Wagenknecht, insan hakları ve sınırların dokunulmazlığının “ABD’yi hiçbir zaman ilgilendirmediğini” söyledi ve “Tanrı aşkına: Artık bu saçmalıklara inanmayalım. Her şey Amerikan şirketlerinin ekonomik çıkarlarıyla ilgili,” iddiasında bulundu.

BSW lideri, “Enerji ithalatımızı çifte standart ya da ideolojiye göre değil, en düşük fiyat kriterine göre yeniden düzenlememiz gerekiyor,” dedi.

Wagenknecht, AfD’nin aksine BSW’nin siyasette enginlerin ve güçlülerin kayırıldığından söz ederek kendisini diğer partilerden ayırdığını belirtti. 

Bundestag’da “kutsal ittifak”: Antisemitizm tasarısı AfD ile Yeşiller’i birleştirdi

BSW, ‘Almanya modeli’ni kurtarmak istiyor

Konferansta kabul edilen seçim programının odak noktası, “Almanya modeli” olarak bilinen ekonomik refaha geri dönüşü sağlamak gibi görünüyor.

RedaktionsNetzwerk Deutschland (RND) ile yaptığı bir röportajda Wagenknecht, “Güçlü bir KOBİ sektörüne, uluslararası başarılı sanayi şirketlerine ve sosyal uyuma sahip başarılı bir sosyal piyasa ekonomisi olan Alman modelini canlandırmak istiyoruz, çünkü bu insanların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlıyordu. 30 yıl önce Almanya’da pek çok şeyin bugün olduğundan daha iyi işlediği bir gerçek,” dedi.

Parti programı, şu anda çökmekte olan endüstriyel değer yaratma oranını, dünya çapında tanınan otomotiv üretimini, ihracata yönelik makine mühendisliğini ve on yıllar boyunca yüz binlerce iyi maaşlı işi güvence altına alan orta ölçekli dünya pazar liderlerini korumayı vaat ediyor.

BSW’ye göre, Almanya “ülkemizin refahıyla gerçekten ilgilenen uzmanlardan oluşan bir kabine” tarafından yönetilmeli. Wagenknecht ve partisi ayrıca ülkenin refahının, genellikle tüketicilerin zararına olacak şekilde “ezici pazar gücü” oluşturan ve artık “hadlerinin bildirilmesi” gereken açgözlü şirketler tarafından tehdit edildiğini düşünüyor.

Parti programına göre, devlet desteği alan kilit sektörlerdeki şirketler “inovasyon dostu birlik şirketlerine” dönüştürülmeli; devlet, bir sanayi fonu aracılığıyla hızlı geri dönüş beklemeyen “sabırlı” sermaye ile inovatif girişimleri desteklemeli.

BSW ayrıca temel gıda maddelerinde KDV’nin kaldırılması da dahil olmak üzere milyarlarca dolarlık tüketici yardımı için kampanya yürütüyor. Ülke çapında bir onarım ikramiyesinin tüketicinin ve çevrenin korunmasını güçlendirmesi amaçlanıyor.

Parti ayrıca, “ortalamanın çok üzerindeki gelirlerin ve büyük servetlerin” daha yüksek vergilendirilmesini öneriyor. BSW, yılda 90.000 avroya kadar olan brüt gelirleri rahatlatmak istiyor.

BSW, diğer şeylerin yanı sıra, yasal sağlık sigortasında ek katkı paylarının kaldırılmasını istiyor.

Emeklilik için de BSW, aylık 2.000 avroya kadar olan emekli maaşlarının vergiden muaf tutulacağını vaat ediyor. Aynı zamanda, tüm emekli maaşları, enflasyonu telafi etmek için ayda 120 avroluk sabit bir oranla artırılacak.

Oskar Lafontaine: BSW’nin aksine AfD, Gazze’deki soykırımı destekliyor

Kapanış konuşması Lafontaine’den

Planlanandan yarım saat önce sona eren konferansta kapanış konuşmasını eski SPD’li ve Sol Partili ünlü Alman siyasetçi 81 yaşındaki Oskar Lafontaine yaptı.

“Barış” ve “Almanya’nın sanayisizleşme tehdidi” hakkında konuşan Lafontaine, Alman sanayisi için Rus enerjisinin önemini vurguladı.

Ukrayna savaşı ile ilgili olarak ABD’nin “çok daha fazla saldırganlık savaşı” yürüttüğü argümanını öne çıkaran Alman siyasetçi, ABD’yi işaret ederek “Kuzey Akım’ı en büyük müttefikimiz patlattı,” dedi.

“Rusya savaş suçlusu, gaz alamayız,” diyenlere seslenen eski Saarland Eyaleti Başbakanı, bu kimselerin ABD’den de gaz almamaları gerektiğini söyledi.

BSW’nin savaş ve barış, silahsızlanma ve sosyal adalet konularındaki benzersizliğini vurgulayan Lafontaine, Weidel’in silahlanma harcamaları önerisine de sert çıkarak, AfD liderini “hesap kitap bilmemekle” suçladı.

Lafontaine, Gazze’de yaşanan trajedinin “Batının nihilizmi” olduğunu da sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English