Bizi Takip Edin

Ortadoğu

“Trump ve Netanyahu arasında ipler koptu”

Yayınlanma

Trump ve Netanyahu arasındaki ilişkiler, Gazze’deki ateşkes ve esir takası süreci nedeniyle kritik bir dönemece girdi. ABD Başkanı Trump’ın Netanyahu ile teması kestiği iddia edilirken, üst düzey bir ABD’li yetkili Tel Aviv’in anlaşmaya yanaşmaması durumunda “ağır bedel” ödeyeceğini söyledi. Hafta sonu Trump’tan kapsamlı bir ateşkes planı duyurusu bekleniyor.

Trump ve Netanyahu: Güvensizlik krizi derinleşiyor

İsrail Ordu Radyosu muhabiri Yanir Cozin’in aktardığına göre, ABD Başkanı Donald Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile teması kesme kararı aldı.

Cozin, X hesabından yaptığı paylaşımda, bu kararın arkasında Trump’ın çevresinden gelen “Netanyahu seni manipüle ediyor” yönündeki uyarıların etkili olduğunu belirtti.

İsrailli bir yetkiliye göre, Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in Cumhuriyetçi senatörlerle Trump hakkında “küstahça” konuşması da ilişkileri daha da gerdi. Trump’ın “enayi” gibi görünmekten hoşlanmadığı, bu nedenle Netanyahu ile doğrudan teması sona erdirdiği belirtildi.

İddia: Trump ve Netanyahu ilişkisi son derece gergin

Cozin ayrıca, ABD ile İsrail ilişkilerindeki bozulmanın temelinde Tel Aviv’in İran ve Husiler konusunda somut bir strateji ortaya koyamaması ve Gazze’ye dair net bir yol haritası sunamamasının yattığını aktardı.

ABD’den uyarı: İsrail anlaşmazsa bedel ödeyecek

The Jerusalem Post’un haberine göre, Gazze’deki esirlerin aileleriyle yapılan bir toplantıda konuşan üst düzey bir ABD’li yetkili, İsrail’in ateşkes ve esir takası anlaşmasına yanaşmaması halinde çok ağır sonuçlarla karşılaşacağını ifade etti.

Habere göre ABD’li yetkili, İsrail’in müzakerelerdeki tutumunu sert bir şekilde eleştirerek, İsrail dahil olmasa bile ABD’nin Suudi Arabistan ile bölgesel bir anlaşmaya varacağını söyledi.

Savaşı sona erdirmemenin bedelini şimdiye kadar esirlerin ödediğini belirten yetkili, “Anlaşmaz olmazsa sadece esirler için değil İsrail için bunun bedeli çok ağır olacak” dedi.

Yetkili ayrıca, ABD’nin Husilerle yaptığı ateşkesin sadece başlangıç olduğunu belirterek “İsrail aklını başına almazsa anlaşma İsrail olmadan gerçekleşecek” ifadesini kullandı.

“ABD, İsrail’den izin almak zorunda değil”

Öte yandan ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee’den ABD’nin Husilerle yaptığı ateşkese ilişkin dikkat çekici bir çıkış geldi.  Huckabee, Washington’un Husilerle anlaşma yapmak için İsrail’den izin almak zorunda olmadığını söyledi.

İsrail basını: Trump, Netanyahu’ya saksı muamelesi yaptı

Kanal 12’ye verdiği röportajın yayımlanan ön gösteriminde Huckabee, Husilerin İsrail’e yönelik saldırılarında Amerikan vatandaşlarının zarar görmesi durumunda ABD’nin harekete geçeceğini duyurdu.

“ABD, Husilerin gemilerimize ateş açmasını engelleyecek bir tür düzenleme yapmak için İsrail’den izin almak zorunda değil” diyen Huckabee, ABD’nin kararlarının kendi ulusal güvenlik önceliklerine bağlı olduğunu vurguladı.

“Amerikalıya zarar gelirse bu bizim işimiz olur”

ABD Başkanı Donald Trump ile Başkan Yardımcısı JD Vance ile konuya ilişkin görüştüğünü belirten Huckabee, şu ifadeleri kullandı: “İsrail’de yaşayan 700 bin Amerikalı bulunuyor. Eğer Husiler İsrail’e bir şeyler yapmaya devam etmek istiyorlarsa ve bir Amerikalıya zarar verirlerse ancak o zaman bu bizim işimiz olur.”

Röportajı yapan gazetecinin, “ABD’nin sadece Husi füzelerinin Amerikan vatandaşlarını hedef alması halinde mi müdahil olacağını” sorması üzerine Huckabee “Bu, bizim öncelikli işimizin ne olacağı meselesi” dedi.

“Trump’tan ateşkes planı gelebilir”

Öte yandan Israel Hayom gazetesine göre, Trump’ın bu hafta sonu Gazze’deki ateşkes sürecine ilişkin bir anlaşma taslağını açıklaması bekleniyor. Diplomatik kaynaklara göre, bu plan İsrail’in tüm taleplerini karşılamayacak ve Hamas’a sivil yönetime katılım gibi bazı garantiler içerebilecek.

Planın ilk aşamasında, ABD’nin Gazze’de yerinden edilmiş sivillere insani yardım sağlaması ve bölgenin yeniden inşasında merkezi bir rol üstlenmesi hedefleniyor.

Trump’ın açıklamasının Netanyahu’ya bir “oldu bitti” olarak sunulabileceği ve İsrail Başbakanı’nın bu durum karşısında içeride yeni bir koalisyon krizine sürüklenebileceği belirtiliyor.

Ortadoğu

İsrail’den Gazze’ye insani yardım girişi adımı

Yayınlanma

İsrail, Mart ayında tamamen durdurduğu insani yardım girişi konusunda geri adım attı. Gazze’ye temel miktarda gıda geçişine izin verileceği açıklandı.

İsrail, 2 Mart’ta başlattığı abluka sonrası artan kıtlık riski ve uluslararası baskılar karşısında, Gazze’ye yönelik yardım engelleme politikasını kısmen esnetme kararı aldı.

İsrail Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, “İsrail, Gazze Şeridi’nde bir kıtlık krizinin ortaya çıkmamasını sağlamak amacıyla halka temel miktarda gıda sağlayacaktır” ifadesine yer verildi.

Kıtlık krizinin Hamas’a yarayacağı iddia edilen açıklamada, İsrail ordusunun yardımların dağıtımının kontrolünü yapacağı kaydedildi.

Reuters’ta yer alan habere göre, Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinatörü Sözcüsü Eri Kaneko, İsrail’in sınırlı yardım teslimatını yeniden başlatmak için BM ile temasa geçtiğini doğruladı. Kaneko, sahadaki koşullar dikkate alınarak lojistik ayrıntıların görüşüldüğünü belirtti.

İnsani yardım girişi uluslararası baskılar sonucu gündeme geldi

İsrail basını, güvenlik kabinesinin Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşması için Doha’da süren müzakereler ve bölgeye insani yardım girişini görüşmek üzere toplandığını kaydetti.

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberine göre, Gazze’ye insani yardım geçişinin derhal başlatılmasına ilişkin karar, ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere İsrail’e uygulanan siyasi baskı nedeniyle alındı.

Kabine kararının oylama yapılmaksızın alındığı, daha önce böyle bir karar alınırsa hükümeti dağıtmakla tehdit eden aşırı sağcı bakanlar Itamar Ben-Gvir ve Bezalel Smotrich’in itirazlarının göz ardı edildiği ve kararın oylamaya açılması önerilerinin reddedildiği aktarıldı.

Itamar Ben-Gvir, yaptığı açıklamada kararı eleştirerek, “Esirlerimiz tünellerdeyken, Şerit’e giren her türlü insani yardım kesinlikle Hamas’ı besleyecek ve ona oksijen verecektir” iddiasında bulundu, Netanyahu’yu hata yapmakla suçladı.

Öte yandan Walla internet sitesinin haberinde, yardımların 24 Mayıs’a kadar Birleşmiş Milletler ve uluslararası kuruluşlarla sağlanacağı, bu tarihten sonra İsrail’in öncülüğündeki yardım dağıtma planına geçileceği aktarıldı.

İsrail 2 Mart’tan bu yana Gazze’ye tıbbi malzeme, gıda ve yakıt girişini engelliyor. İsrail güvenlik kabinesi kısa süre önce yardım dağıtımını tamamen İsrail ordusunun kontrolüne alınmasını da içeren Gazze’de işgalin genişletilmesine ilişkin planı onaylamış ve bu kapsamda “Gideon’un Arabaları” isimli operasyonu başlatmıştı.

Saldırılar sürüyor, ölü sayısı artıyor

İsrail ordusu “Gideon’un Arabaları” operasyonu kapsamında son bir hafta içinde 670’ten fazla Hamas hedefini vurduğunu ve çok sayıda Hamas mensubunu etkisiz hale getirdiğini öne sürdü.

Gazze Sağlık Bakanlığı ise aynı süreçte en az 464 Filistinlinin yaşamını yitirdiğini bildirdi. Bakanlık Sözcüsü Halil ed-Dekran, “İsrail bombardımanıyla bazı aileler tamamen sivil kayıt sisteminden silindi” açıklamasında bulundu.

Gazze’de sağlık sistemi neredeyse tamamen çökmüş durumda. Yakıt sıkıntısı nedeniyle ambulansların yüzde 75’i hizmet veremiyor. Sadece 72 saat içinde tüm sağlık araçlarının durabileceği ifade ediliyor. Sağlık yetkilileri, ölü sayısının 53 bini aştığını, bunların çoğunun sivil olduğunu açıkladı.

İsrail’in gece düzenlediği hava saldırılarından biri, Han Yunus’ta yerinden edilmiş sivillerin yaşadığı çadır kampını hedef aldı. Saldırıda kadın ve çocukların da bulunduğu çok sayıda kişi yaşamını yitirdi, çadırlar alev aldı.

Gazze Sağlık Bakanlığı, kuzeyde kısmen faaliyet gösteren Endonezya Hastanesi’nin, İsrail ateşi nedeniyle tamamen hizmet dışı kaldığını duyurdu. İsrail ordusu, bu bölgede “terör altyapısına” yönelik operasyonların sürdüğünü belirtti.

Ayrıca Hamas liderlerinden Muhammed Sinvar’ın, geçen hafta bir hastanenin altındaki tünelde düzenlenen hava saldırısında öldürüldüğüne dair haberlere yönelik resmi bir doğrulama gelmedi.

Katar’daki görüşmelerden sonuç çıkmadı

Öte yandan İsrail’in bu kararı, Katar’da İsrail ile Hamas arasında yapılan ve herhangi bir ilerleme sağlanamayan dolaylı görüşmelerin ardından geldi. Başbakan Binyamin Netanyahu, müzakerelerde ateşkes, esir takası, Hamas militanlarının sürgüne gönderilmesi ve Gazze’nin silahsızlandırılması gibi başlıkların ele alındığını belirtmişti. Ancak Hamas, bu şartları daha önce reddetmişti.

Hamas yetkilileri, Reuters’a verdikleri demeçte, Katar’daki görüşmelerde İsrail’in yalnızca rehinelerin serbest bırakılmasını istediğini ancak savaşı sona erdirmeyi taahhüt etmediğini söyledi. Hamas ise elindeki tüm rehineleri, İsrail’in Gazze’den çekilmesi, ablukayı kaldırması ve Filistinli tutukluları serbest bırakması karşılığında bırakabileceğini belirtti.

İsrailli üst düzey bir yetkili, şu ana kadar müzakerelerde herhangi bir ilerleme sağlanamadığını ifade etti.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

HTŞ yönetimi, parasını Rusya yerine BAE ve Almanya’da basacak

Yayınlanma

Suriye’deki HTŞ yönetiminin yeni para birimini Rusya yerine Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Almanya’da basmayı planladığı bildirildi. Bu adımın, ABD’nin yaptırımları hafifletme sinyalleri sonrası Körfez ve Batı ülkeleriyle ilişkilerin hızla düzeldiğini gösterdiği belirtiliyor.

Suriye’deki Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) yönetiminin yeni para birimini Rusya yerine Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Almanya’da basmayı planladığı bildirildi.

Reuters‘a konuşan ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen üç kaynak, bu gelişmenin ABD’nin yaptırımları hafifletme yönündeki açıklamalarının ardından Şam’ın Körfez Arap ülkeleri ve Batılı ülkelerle ilişkilerinde “hızlı bir iyileşme” yaşandığının göstergesi olduğunu belirtti.

Finans sektöründen konuya vakıf iki Suriyeli kaynak, Suriye makamlarının BAE merkezli Oumolat adlı şirketle para basımı konusunda bir anlaşma yapmak üzere görüşmeler yürüttüğünü ifade etti.

Bir Suriyeli ve bir Avrupalı yetkili ise Almanya’da devlete ait Bundesdruckerei ile özel bir şirket olan Giesecke+Devrient’in konuyla ilgilendiğini söyledi.

Ancak, henüz hiçbir taraftan bu iddiaları doğrulayan resmi bir açıklama yapılmadı.

Rusya, Avrupa Birliği’nin yaptırımları nedeniyle Avrupalı bir firmayla olan sözleşmenin feshedilmesinin ardından on yılı aşkın bir süredir Suriye para birimini basıyordu.

Konuyla bağlantılı olarak Reuters, 14 Nisan’da Suudi Arabistan’ın Suriye’nin Dünya Bankası’na olan borçlarını ödemeyi planladığını duyurmuştu.

Pentagon’dan 19 Nisan’da yapılan açıklamada ise ABD’nin Suriye’deki asker sayısını 1000’in altına düşürmek istediği belirtilmişti.

The Times ve Reuters‘ın 13 Mayıs tarihli haberlerinde de Suriye liderinin, yaptırımların kaldırılması karşılığında ABD Başkanı Donald Trump’a yeraltı kaynaklarıyla ilgili bir anlaşma önerebileceği iddia edilmişti.

HTŞ yönetimi, Tartus limanını Rusya’dan alıp BAE’ye devretti

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

HTŞ yönetimi, Tartus limanını Rusya’dan alıp BAE’ye devretti

Yayınlanma

Suriye’deki HTŞ yönetimi, Tartus limanının geliştirilmesi ve işletilmesi için Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli DP World ile 800 milyon dolarlık bir mutabakat zaptı imzaladı.

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) yönetiminin kontrolündeki Suriye Limanlar İdaresi, dünyanın en büyük liman operatörlerinden biri olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli DP World ile bir mutabakat zaptı imzaladı.

Suriye devlet televizyonunun haberine göre, anlaşma kapsamında Tartus liman terminalinin geliştirilmesi ve lojistik hizmetleri için 800 milyon dolar yatırım yapılacak.

Yapılan açıklamada, projenin, limanın “bölgesel ve uluslararası ticaretin kilit bir merkezi” olarak konumunu güçlendirmesinin hedeflendiği belirtildi.

Suriye ve BAE’li şirket ayrıca, ülke genelinde özel ekonomik bölgeler oluşturulması, terminaller ve transit merkezleri inşa edilmesi konularında ortak çalışma yürütme konusunda anlaştı.

Bu yeni anlaşma, Şam yönetiminin Rusya ile Tartus limanının ortak yönetimine ilişkin daha önce yaptığı sözleşmeyi feshetmesinin beraberinde geldi.

Ocak ayında Suriye gazetesi el-Vatan, Tartus Gümrük Müdürü’ne dayandırdığı haberinde, yeni hükümetin 2019’da imzalanan ve 49 yıl geçerli olacak liman işletme anlaşmasını iptal ettiğini bildirmişti.

Tartus Gümrük Müdürü Riyad Codi, limanın yasalar, yüksek liman hizmet bedelleri ve teknik sorunlar nedeniyle neredeyse hiç çalışmadığını söylemişti.

Şam yönetiminin feshettiği 2019 tarihli anlaşma, limanın sivil kısmıyla ilgiliydi. Rusya’nın Suriye’deki askeri üslerinin kontrolünü kaybetmesi gibi bir durumun şu an için söz konusu olmadığı belirtiliyor.

Anlaşmanın iptal edilmesinin ardından Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın Suriye’deki yeni yönetimle tüm güncel konularda temas halinde olmaya devam ettiğini açıklamıştı.

Bu, Suriye’nin liman yönetimi konusunda yaptığı ilk anlaşma değil. Suriye makamları, 1 Mayıs’ta Fransız lojistik operatörü CMA CGM ile diğer önemli liman olan Lazkiye’nin işletilmesi için de bir anlaşma imzalamıştı. Bu anlaşma, 4 yıl içinde 230 milyon avroluk bir yatırımı içeriyor.

Rusya, Suriye’ye yeniden tahıl göndermeye başladı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English