Bizi Takip Edin

AVRUPA

Trump’ın Gazzelileri tehcir planına Avrupa’dan tepkiler

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump, çarşamba günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridini “ele geçirmek” ve Filistinlileri komşu ülkelere yerleştirmek istediğini söylemişti.

Trump’ın açıklaması, Avrupa’da özellikle “Filistin dostu” olarak bilinen ülkeler arasında büyük tepkiyle karşılandı.

Örneğin İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, kendi hükümeti için “Gazze’nin Gazzeli Filistinlilerin toprağı” olduğunu açıkça belirtti.

Europa Press’in haberine göre Madrid’deki resmi bir etkinliğin ardından bir basın toplantısı düzenleyen Albares, “Gazze’de kalmalılar çünkü Gazze, İspanya’nın son derece emin olduğu gelecekteki Filistin devletinin bir parçası,” dedi.

Üst düzey İspanyol yetkili ayrıca İspanya’nın Gazze Şeridi sakinlerine tam desteğini yineledi ve Madrid’in Gazze’nin de Filistin devletinin bir parçası olması gerektiği yönündeki tutumunu hatırlattı.

Geçtiğimiz yıl Norveç ve İrlanda ile birlikte Filistin devletini tanıyarak BM üyesi ülke sayısını 146’ya çıkaran İspanya, Gazze’ye insani yardım göndermeye devam etme sözü verdi.

Ülkesi geçen yıl İspanya ile birlikte Filistin devletini tanıyan İrlanda Başbakan Yardımcısı Simon Harris, Beyaz Saray’ın açıklamalarına kuşkuyla yaklaştığını ifade ederek onları “söylediklerine değil yaptıklarına bakarak” değerlendireceğini söyledi.

Trump’ın Filistinlilerin Ürdün ya da Mısır’a yerleştirilmesi önerisine açıklık getirilmesini isteyen Harris, bunun “BM Güvenlik Konseyi kararlarına açıkça aykırı” olacağını söyledi.

Hem Harris hem de Başbakan Micheál Martin iki devletli çözümün ileriye dönük bir yol olması gerektiğini vurguladı.

Fransa’dan Trump’a karşı sert açıklama

Trump’ın Filistinlileri Gazze’den çıkarma önerilerine sert bir şekilde karşı çıkan Fransa, bu tür eylemlere kesin bir şekilde karşı olduğunu yineledi.

Fransa Dışişleri Bakanlığı basına yaptığı açıklamada, herhangi bir zorla yerinden edilmeyi “uluslararası hukukun ciddi bir ihlali” ve Filistin halkının meşru isteklerine bir saldırı olarak nitelendirdi.

Fransa, bu tür eylemlerin sadece iki devletli çözüm beklentilerini baltalamakla kalmayacağı, aynı zamanda Mısır ve Ürdün gibi yakın bölgesel müttefikler ve daha geniş Orta Doğu manzarası için de önemli istikrarsızlık riskleri oluşturacağı uyarısında bulundu.

Varşova’dan iki devletli çözüm vurgusu

Varşova’dan da benzer yorumlar gelirken Polonya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrzej Szejna çarşamba günü RMF FM radyosuna verdiği demeçte Polonya’nın iki devletli çözümü desteklediğini söyledi.

Szejna, “Ukrayna olmadan Ukrayna hakkında karar veremeyeceğimizi söylediğimiz gibi, Filistinliler olmadan da Filistin hakkında karar veremeyiz,” dedi.

Fakat bakan, Trump’ı önceki yönetimle birlikte çalışarak bu kadar kısa sürede ateşkes sağladığı için övdü.

Almanya’da hükümet ile muhalefet ayrı telden çalıyor

Almanya’da ise Şansölyeyi de temsil eden hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit, Olaf Scholz liderliğindeki hükümetin “iki devletli bir çözüm üzerinde yoğun bir şekilde” çalışmaya devam ettiğini açıkladı.

Hebestreit, “ABD’de yapılan ilk açıklamalardan sonra bunun nasıl gelişeceğini bekleyip göreceğim ve ancak daha somut hale geldiğinde yorum yapacağım,” diye ekledi.

Genellikle hem ABD hem de İsrail pozisyonlarına çok yakın durması ile bilinen Yeşil Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock bile Trump’ın açıklamalarına mesafeli durdu ve Gazze Şeridinden olası bir Filistinli sivil nüfusun sınır dışı edilmesini “kabul edilemez ve uluslararası hukuka aykırı” olarak nitelendirdi.

Federal Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı SPD’li Michael Roth da Trump’ın planlarının açıkça “toprak hırsızlığı, etnik temizlik ve sömürgecilik” anlamına geldiğini belirtti.

Bununla birlikte, bir sonraki muhtemel Federal Şansölye Friedrich Merz’in partisi CDU’dan, Trump’ın sözlerini ihtiyatlı bir şekilde onaylayan açıklamalar geldi.

CDU/CSU Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Johann Wadephul, Trump’ın “Orta Doğu politikasında tahmin edilebileceği üzere yıkıcı unsurlar” sunduğunu söyledi.

Bununla birlikte Wadephul, ABD’nin “sorumluluk almasının”, kendisini “Gazze Şeridinin geleceğine adamasının” ve aynı zamanda “uzun vadeli yeniden inşa çabalarına şimdiden kendini adamasının” iyi bir şey olduğunu ileri sürdü.

Wadephul ayrıca, “Mevcut statükonun uzun vadede sürdürülebilir olmadığı analizini paylaşıyoruz,” diye ekledi.

İtalya, Gazze ve Batı Şeria’yı birleştirmek için ordusunu göndermeyi teklif ediyor

Güneyde ise İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani Temsilciler Meclisi ve Senato Dış İlişkiler Komitelerine Ürdün ve Mısır’ın Gazzelilerin tehcirine verdiği tepkinin olumsuz olduğunu, bunun da Trump’ın çözümünün “uygulanmasının biraz zor” olabileceği anlamına geldiğini söyledi.

Tajani, “Biz iki halk iki devletten yanayız, hatta Gazze’yi Batı Şeria ile yeniden birleştirmek için İtalyan ordusunu göreve göndermeye hazır olduğumuzu söyledim. Hükümet fikrini değiştirmedi,” diye ekledi.

Bir AB sözcüsü de bloğun Orta Doğu’da iki devletli çözüme olan bağlılığını teyit etti.

Sözcü, “AB, hem İsrailliler hem de Filistinliler için uzun vadeli barışa giden tek yol olduğuna inandığımız iki devletli çözüme olan bağlılığını kararlılıkla sürdürmektedir. Gazze, gelecekteki Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır,” dedi.

AVRUPA

Gagavuzya lideri Gutsul hakkında 20 gün tutuklama kararı

Yayınlanma

Moldova yargısı, Gagavuzya Özerk Bölgesi Başkanı Evgeniya Gutsul’u 20 gün süreyle tutukladı. Gutsul, tutuklanmasının siyasi amaçlı olduğunu savunarak Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu’yu suçladı ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım talep etti. Gutsul, 25 Mart’ta Kişinev Havalimanı’nda İstanbul’a gitmek üzereyken gözaltına alınmıştı.

Kişinev’deki mahkeme, Gagavuzya Özerk Bölgesi Başkanı Evgeniya Gutsul’u 20 gün süreyle tutukladı.

Savcılık, Gutsul için 30 gün tutukluluk talep etmişti, ancak mahkeme bu talebi kısmen kabul ederek siyasetçinin 20 gün tutuklu kalmasına karar verdi.

Mahkeme çıkışında konvoy eşliğinde ayrılırken Gutsul, “Gagavuzya bugün başsız bırakıldı,” dedi.

Savcı Adrian Scutaru, Gutsul’a yöneltilen suçlamaları “2023 yılında Gagavuzya’daki başkanlık seçimi kampanyasının yasa dışı finansmanı, evrakta sahtecilik, beyannamelerde sahtecilik, kampanya finansmanı raporlarında sahtecilik” olarak sıraladı.

Gutsul’un avukatları, tutukluluk kararına itiraz etmeyi planlıyor.

Evgeniya Gutsul, gözaltına alınmasının absürt olduğunu ve suçlamaların siyasi amaçlı olduğunu savundu ve kendisine yönelik bu baskının Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu tarafından başlatıldığına işaret etti.

Gutsul, 25 Mart’ta Kişinev Havalimanı’nda İstanbul’a gitmek üzereyken gözaltına alındı.

Yetkililer, seçim fonlarının yönetimi düzeninin ihlali ve belgelerde sahtecilik suçlamalarıyla ilgili bir soruşturma kapsamında 72 saatliğine gözaltına alındığını açıkladı.

Gözaltına alınmasının hemen ardından Gutsul, avukatları aracılığıyla Gagavuzya halkına bir mesaj iletti.

Mesajında, “başkanlık görevinden ayrılması ve derhal ülkeyi terk etmesi karşılığında hakkındaki davanın düşürülmesinin teklif edildiğini” belirtti.

Gutsul’un avukatı Sergey Moraru, 2023 yılında da ceza davasının kapatılması karşılığında istifa etmesinin teklif edildiğini de sözlerine ekledi.

Gutsul, sadece özerk bölge halkına değil, aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da başvurdu.

Putin’den, “Moldova makamlarına baskı yapmak için tüm diplomatik, siyasi ve hukuki mekanizmaları kullanmasını” ve “bağımsız Moldova Cumhuriyeti içindeki Gagavuz Özerk Bölgesi’nin özel statüsüne kesin ve net bir destek vermesini” istedi.

Erdoğan’a hitaben ise Gutsul, Ankara’nın 30 yıl önce Gagavuzya’nın Moldova içinde özel statü kazanmasına yardımcı olduğunu hatırlattı ve özerk bölge halkının Türkiye Cumhurbaşkanı’nın müdahalesini beklediğini söyledi.

Gagavuzya, Moldova’nın güneyinde yaklaşık 135 bin kişinin yaşadığı özerk bir bölge.

Yerli halkın neredeyse tamamı Rusya’yı destekliyor ve ülkenin Avrupa Birliği’ne katılmasına karşı çıkıyor.

Geçen seneki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunda, Gagavuzya’da özerk bölge doğumlu Aleksandr Stoianoglo birinci olurken, görevdeki Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu (sonunda ikinci dönem için yeniden seçildi) ancak beşinci sırada yer aldı.

Evgeniya Gutsul, Temmuz 2023’ten beri Gagavuzya’yı yönetiyor.

Özerk bölge başkanlığı seçimlerine, iş insanı İlan Şor tarafından kurulan Şor Partisi’nden katıldı.

Haziran 2023’te, seçimlerden bir ay sonra, Moldova Anayasa Mahkemesi Şor Partisi’nin faaliyetlerini yasa dışı ilan etti.

Gözaltına alınan Gagavuzya lideri Gutsul, Putin ve Erdoğan’dan yardım istedi

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Fransa, savunma sanayisi için 450 milyon avroluk fon kuruyor

Yayınlanma

Fransa Ekonomi Bakanı Eric Lombard geçen hafta Fransa’nın kamu yatırım bankası BpiFrance’ın, insanların paralarını “uzun vadede” savunma şirketlerine yatırmaları için 450 milyon avroya kadar yeni bir fon açacağını duyurdu.

Fona minimum 500 avro yatırım yapılması gerekiyor ve garanti edilmeyen kazançlar beş yıl boyunca geri çekilemiyor.

Duyuru, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu ayın başlarında ülkenin zorunlu askerliği yeniden getirmeye hazır olmadığını, ama “sivilleri harekete geçirmenin yollarına bakmak” istediğini söylemesinin ardından geldi.

Lombard geçen hafta yaptığı açıklamada, sabit bir getiri oranı sunmayan yeni kişisel yatırım planının, Fransızların “uzun vadeli plasmanlarla” “savunma sektöründeki şirketlerde doğrudan hissedar” olmaları için bir yol olduğunu söyledi.

Lombard, fona doğrudan ya da hayat sigortası poliçeleri aracılığıyla yatırım yapmanın mümkün olacağını da sözlerine ekledi.

Lombard açıklamasının ardından yayın kuruluşu TF1’e yaptığı açıklamada, “Diğer özel şirketler, yatırım fonları ve bankalar müşterilerine uyarlanmış ürünler sunacaklar,” dedi.

Müşterilerin bu yılın ikinci yarısından itibaren programa abone olmaya başlaması bekleniyor.

Sıradan insanlar için cazip bir yatırım mı?

BFM TV’nin kısa süre önce yaptığı bir ankete göre, Fransa’nın Ukrayna’ya desteğinin artırılması ya da sürdürülmesinden yana olan insanlar arasında yatırım fonuna olan ilk ilgi oldukça yüksek görünüyor.

Ouest-France’a göre Fransa Silahlanma Bakanı Sébastien Lecornu kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, “Bakanlık olarak yurttaşlarımızdan hiç bu kadar çok mektup almamıştık: ‘Nasıl yardımcı olabiliriz?’ [diye soruyorlar],” dedi.

Bpifrance Genel Müdürü Nicolas Dufourcq geçen hafta yatırımcılar ve savunma şirketleri arasında yapılan bir toplantıda fonun “savunma şirketlerine yatırım yapacağını” söyledi.

Ekonomi Bakanlığı, fonun Dassault Aviation, Safran, Thales ve Airbus gibi dokuz büyük grubun yanı sıra 4.500’den fazla küçük ve orta ölçekli işletmeyi içeren Fransa’nın “endüstriyel ve teknolojik savunma üssünü” desteklemeyi amaçladığını söyledi.

Başlıca Fransız bankaları Fransız savunma sanayine desteklerini ve sektörün beklenen ihtiyaçlarını finanse etmeye hazır olduklarını teyit ettiler.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İsveç’ten Soğuk Savaş sonrası en büyük savunma harcaması artışı

Yayınlanma

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük savunma harcaması artışını planladığını duyurdu. Silahlı kuvvetlerin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayrılacak ve savunma harcamalarının 2030’a kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılması hedefleniyor.

İsveç, silahlı kuvvetlerinin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayırarak savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmayı planlıyor.

Başbakan Ulf Kristersson, bunun İsveç’in Soğuk Savaş’tan bu yana savunma kapasitesini en kapsamlı şekilde güçlendirmesi olacağını vurguladı.

Kristersson, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsveç ve tüm Avrupa, benzeri görülmemiş yeni güvenlik sınamalarıyla karşı karşıya. Bu nedenle bugün, İsveç silahlı kuvvetleri için Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük yeniden silahlanma planını sunuyoruz,” ifadelerini kullandı.

Başbakan, ülkenin savunma bütçesinin hâlihazırda NATO’nun yüzde 2’lik Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) hedefini aştığını ancak bunun yeterli olmadığını belirtti.

Yeni strateji kapsamında, savunma harcamalarının 2030 yılına kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılacağını açıkladı.

Kristersson, bu girişimin hayata geçirilmesi için kredi finansmanı kullanılmasının planlandığını da sözlerine ekledi.

Ayrıca Kristersson, NATO’nun üye ülkelerin askeri harcamalarına ilişkin gerekliliklerinin gözden geçirilmesini başlatmayı planladığını bildirdi.

Başbakan, haziran ayında Lahey’de yapılacak NATO zirvesinde, ittifakın asgari harcama oranının yüzde 2’den daha yüksek bir seviyeye çıkarılması için çaba göstereceğini ifade etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English