Bizi Takip Edin

Ortadoğu

WSJ: İran, Hizbullah’a bavullarla para taşıyor

Yayınlanma

beyrut havaalanı

İsrail, ABD liderliğindeki ateşkes izleme komitesine, İranlı diplomatlar ve diğer unsurlar tarafından Hizbullah’a on milyonlarca dolar nakit para taşındığı şikayetinde bulundu. Wall Street Journal’ın (WSJ) ABD’li bir savunma yetkilisi ve şikayetle ilgili bilgi sahibi kaynaklara dayandırdığı habere göre, İsrail’in bu iddiaları komiteye resmîn iletildi.

İsrail’in şikayetlerine göre, İranlı temsilciler, Tahran’dan Beyrut Uluslararası Havalimanı’na bavullarla ABD dolarlı taşıyarak Hizbullah’a fon sağlıyor. Ayrıca, İsrail, Türk vatandaşlarının da İstanbul’dan Beyrut’a havayolu ile para taşımak için kullanıldığını iddia ediyor.

İsrail, Lübnan, ABD, Fransa ve Birleşmiş Milletler temsilcilerinden oluşan ateşkes komitesi, iddia edilen ihlalleri yargılama yetkisine sahip olmamakla birlikte, İsrail’in bu şikayetlerini, Lübnan hükümetine iletti. Bazı komite üyesi hükümetler, İran’ın hava yolunu nakit para kaçakçılığında kullandığına dair bilgileri ya doğruladı ya da iddiaları güvenilir buldu.

Ateşkes anlaşması, Lübnan’ın sınır kapılarını kontrol etmesini ve Hizbullah gibi gruplara silah ve ilgili malzemelerin ulaşmasını önlemesini öngörüyor. Ancak anlaşma, nakit para transferleri konusunda özel bir madde içermiyor.

WSJ’ye göre Lübnan hükümeti ve ordusu ile New York’taki İran’ın BM Temsilciliği ve Hizbullah yetkilileri konuyla ilgili açıklama yapmadı. Lübnan’daki İran Büyükelçiliği’nde görevli diplomat Behnam Khosravi, bu ay İran devlet medyasına verdiği demeçte, Tahran’ın yolcu uçaklarını kullanarak Lübnan’a para kaçırmadığını söyledi.

Türk yetkililer, İstanbul Havalimanı’ndan geçen büyük miktarda nakit paraların X-ray cihazları veya diğer güvenlik önlemleriyle tespit edileceğini belirterek, böyle bir hareketliliğe rastlanmadığını ve hiçbir ülkenin konuyla ilgili kendilerine başvurmadığını ifade etti.

WSJ’nin haberinde özetle şu bilgilere yer verildi:

İsrail, Hizbullah’ın yeniden güç kazanmasını önlemeye kararlı olduğunu ve grubun yardım alması için Beyrut Havalimanı’nın kullanılması halinde burayı vurma tehdidinde bulundu.

Ateşkes iki ay boyunca büyük ölçüde korunmuş olsa da İsrail, Hizbullah’ın anlaşmayı ihlal ettiğini öne sürerek yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Salı günü, İsrail ordusu askeri ekipman taşıdığını iddia ettiği iki araca saldırdı. Lübnan bu saldırıları ateşkes ihlali olarak değerlendirdi.

2 Ocak’ta, bir Suudi haber kanalının Mahan Hava Yolları’na ait uçakların Hizbullah’a fon taşıdığını iddia etmesi üzerine Lübnanlı yetkililer Beyrut’a inen yolcuları aradı. Uçaktaki bir İranlı diplomat aranmayı kabul etmedi iki çanta ile Lübnan’a girdi. Lübnan Dışişleri Bakanlığı, bu çantaların büyükelçilik operasyonları için nakit ve belgeler içerdiğini açıkladı.

Hizbullah, savaşta yaşanan kayıpların ardından toparlanmaya çalışıyor ve militanların maaşlarını, yaralıların ailelerine yardımları ve altyapı hasarlarını karşılamaya yönelik fonlara ihtiyacı duyuyor. İsrail, Hizbullah’ın mali kaynaklarını hedef alarak grubun toparlanma sürecini zorlaştırmayı amaçlıyor.

Hizbullah’ın düşüncelerini bilen bir kişi, grubun likidite krizi yaşamadığını ve ağır hasar gören mülkler için yılda 12.000 ila 14.000 dolar arasında değişen kira ve mobilya için ekstra ödemeler yaptığını söyledi.

Kasım sonunda ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana Karz el‑Hasan bankası 28 şubesini yeniden açtı ve Hizbullah bankayı 500 milyon dolar değerinde çek düzenlemek için kullandı; bu da grubun nakit sorunu yaşamadığını gösteriyor.

Ancak Lübnan’daki hasarın boyutları, Suriye üzerinden gelen desteğin kesilmesi ve Beyrut havaalanındaki incelemelerin artması Hizbullah’ın yeniden yapılanmasını zorlaştıracaktır.

Lübnanlı yetkililer, ateşkes anlaşması uyarınca havaalanının Hizbullah’a finansman ve silah sağlanmaması için Lübnan ordusunun sıkı kontrolü altında olduğunu söyledi. Lübnanlı üst düzey bir güvenlik yetkilisi, havaalanından büyük miktarda nakit para kaçırmanın zor olacağını, ancak değerli taşlar ve elmaslar gibi değerli eşyaların tespit edilmesinin daha zor olduğunu söyledi.

Görevden ayrılan ABD’li yetkililer, yönetim değişikliğinin ardından yaptıkları açıklamalarda, Hizbullah’ın Lübnan güvenlik güçleri üzerinde yeterli etkiye sahip olabileceğinden endişe duyduklarını belirtti. Bu durumun, İran destekli kuryelerin havaalanında sıkı aramalardan kaçmasına olanak tanıyabileceğini ifade ettiler.

Ortadoğu

Mahmud Abbas’tan Macron ve Selman’a “bir yıl içinde seçim” sözü

Yayınlanma

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Macron ve Selman’a Gazze ve Filistin Yönetimi adına bazı taahhütlerde bulunduğu ortaya çıktı.

Fransa ile Suudi Arabistan’ın öncülüğünde Ortadoğu’da iki devletli çözümü canlandırma amacıyla New York’ta düzenlenecek Birleşmiş Milletler (BM) konferansına bir hafta kala, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Gazze ve Filistin Yönetimi adına bazı taahhütlerde bulunduğu ortaya çıktı.

Abbas, konferansın ev sahipleri olan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a bir mektup yazarak Filistin Yönetimi’nde yeni seçim vaadinde bulundu. Hamas’ın silah bırakması gerektiğini savunanan Abbas mektubunda “Filistin topraklarına uluslararası güç konuşlandırılmasını” istedi.

Élysée Sarayı’ndan (Fransa Cumhurbaşkanlığı) yapılan açıklamaya göre Abbas mektupta, Gazze’deki savaşa son verilmesi ve Ortadoğu’da barış sağlanması için gerekli gördüğü adımları anlattı. Filistin Yönetimi Başkanı’nın bu çerçevede “Hamas artık Gazze’yi yönetmeyecek; silahlarını ve askeri kapasitesini Filistin Yönetimi’nin güvenlik güçlerine devretmek zorunda” dediği belirtildi.

Abbas, “BM Güvenlik Konseyi tarafından yetkilendirilmiş bir istikrar/koruma gücünün parçası olarak Arap ve uluslararası güçleri davet etmeye hazır olduğunu” söyledi. Abbas’ın, “Filistin Devleti topraklarında güvenliğin tek sağlayıcısı olmalı ama militarize bir devlet olma niyeti yok” dediği aktarıldı.

Abbas, “Net ve bağlayıcı bir zaman çizelgesi, uluslararası destek, denetim ve garantilerle İsrail işgalini sona erdiren, tüm çözülmemiş meseleleri ve nihai statü sorunlarını çözen bir barış anlaşması yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı. Abbas’ın, “Hamas tüm rehineleri ve tutsakları derhal serbest bırakmak zorunda” diye eklediği de açıklandı.

Öte yandan Abbas mektubunda, Filistin Yönetimi’nde reform yapma taahhüdünü yineledi ve bir yıl içinde, uluslararası gözlemcilerin de denetleyeceği şekilde başkanlık seçimleri ve genel seçim düzenleme vaadini teyit etti.

Élysée Sarayı, Abbas’ın “iki devletli çözümün uygulanması yolunda ilerleme kaydetmek için gerçek bir isteklilik gösteren somut ve benzeri görülmemiş taahhütlerini” memnuniyetle karşıladıklarını açıkladı.

Macron, ev sahipliği yapacağı konferans öncesinde Filistin devletini tanımanın ahlaki bir görev ve siyasi bir gereklilik olduğunu söylemiş ancak tanıma için Hamas’ın silah bırakması da dahil olmak üzere bazı koşullar öne sürmüştü.

Fransa, uzun süredir iki devletli çözümü savunuyor. Ancak Filistin devletini resmen tanıması ciddi bir politika değişikliği anlamına gelecek.

İsrail basını, iki devletli çözümü reddeden Binyamin Netanyahu hükümetinin ise konferans öncesinde, Filistin’in tanınması halinde Batı Şeria’da daha fazla yasadışı yerleşim inşa etme tehdidinde bulunduğunu yazmıştı.

Tel Aviv yönetimi ayrıca Filistin devletini tanımanın ahlaki sorumluluk olduğunu söyleyen Macron’a İsrail’e karşı “Yahudi devletine karşı Haçlı Seferi düzenleme” suçlaması yöneltmişti.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

ABD’li elçi, İsrail koalisyon hükümeti çökmesin diye devrede

Yayınlanma

ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee, İsrail koalisyon hükümeti çökmesin diye ultra-Ortodoks (Haredi) partilerin temsilcileriyle görüştü.

Huckabee, askerlik muafiyeti krizi nedeniyle Netanyahu hükümetinden çekileceklerini duyuran ultra-Ortodoks partilerin liderlerine “İran tehdidi karşısında hükümetin istikrarı şart” dedi.

Ynet News’in İbranice basından aktardığına göre Huckabee, üst düzey Haredi siyasetçilere, “İran meselesiyle başa çıkmak için hükümet istikrarı önemli” dedi ve erken seçimlerin hata olacağını söyledi.

Bu görüşmelerden birinin geçen perşembe Birleşik Tevrat Yahudiliği Partisi’nden İsrail Kudüs İşleri ve Yahudi Mirası Bakanı Meir Porush ile yapıldığı bildirildi. Habere göre Huckabee, Porush’a “hükümeti devirmeyin” dedi.

İsrail hükümetinde Haredi krizi: Meclisin feshi için harekete geçildi

Büyükelçinin ayrıca önde gelen ultra-Ortodoks dini liderlerden Haham Moşe Hillel Hirsch ile de görüştüğü; ve Hirsch’e “Seçime gidilmesi durumunda ABD’nin İsrail’e destek vermesinin zorlaşacağını” tehdidinde bulunduğu belirtildi.

Habere göre Huckabee’nin bu adımları ABD Başkanı Donald Trump’ın talimatıyla mı yoksa kendi inisiyatifiyle mi attığı net değil. Ancak Netanyahu görüşmelerden haberdar ve memnuniyet duyuyor.

Huckabee’nin ofisinden Kanal 13’e yapılan açıklamada “Büyükelçi çeşitli İsrailli isimlerle görüşmeler yapıyor. Bu görüşmelerin içeriği gizli” denildi. ABD’nin İsrail Büyükelçiliği ise konuya ilişkin soruları yanıtlamada.

Söz konusu haber üzerine değerlendirmede bulunan muhalefet lideri Yair Lapid, haberin doğru olmamasını umduğunu belirtti. Lapid, X hesabından yaptığı paylaşımda şöyle dedi: “Büyükelçi Huckabee’nin İsrail’in bağımsızlığına ve demokrasisine saygı duyduğundan hiç şüphem yok. Bu nedenle, Netanyahu’ya yardım etmek amacıyla askeri muafiyet krizinde ultra-Ortodoksları ikna etmeye çalıştığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını umuyor ve inanıyorum. İsrail bir manda yönetimi değil.”

Netanyahu’nun liderliğindeki koalisyon, geçen hafta Birleşik Tevrat Yahudiliği ve Şas partilerinin, yeşiva öğrencilerine askerlik muafiyeti getirilmediği takdirde hükümetten çekileceklerini ve Meclis’in feshi yönünde oy kullanacaklarını açıklamalarıyla ciddi bir krizle karşı karşıya kalmıştı.

Meclis’in feshedilmesine yönelik yasa tasarısının ön oylaması yarın yapılacak. Şas Partisi, dün tasarıya destek vereceğini duyurdu.

Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği, Meclis’teki iki Haredi partisi olarak, tartışmalı askerlik muafiyeti yasa tasarısının bu yıl 2 Haziran’da sona eren Şavuot Bayramı’na kadar geçirilmesini talep etmişti. Aksi takdirde hükümetin geleceğinin riske gireceği uyarısında bulunmuşlardı.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

İsrail donanması Hudeyde Limanı’nı vurdu

Yayınlanma

İsrail donanması sabah erken saatlerde Yemen’de Husilerin kontrolündeki Hudeyde Limanı’nı hedef aldı. Bu saldırı, 7 Ekim’den bu yana Husilere karşı savaş gemileriyle denizden yapılan ilk saldırı oldu.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada, İsrail donanması tarafından gerçekleştirilen saldırının Husilerin İsrail topraklarına yönelik art arda düzenlediği füze ve insansız hava aracı (İHA) saldırılarına yanıt olarak gerçekleştirildiği belirtildi.  Açıklamada Hudeyde Limanı’nın “silah transferinde merkez” olduğu ileri sürüldü ve saldırının hedefinin limanın askeri amaçlarla kullanılmasını engellemek olduğunu savunuldu.

İsrail’in Husilere karşı Somaliland hamlesi

Limanın geçen yıl da İsrail tarafından hedef alındığı hatırlatılan açıklamada, “Liman terör amaçlı kullanılmaya devam etmektedir” denildi. Saldırının Hudeyde Limanı’ndaki tahribatı daha da derinleştirmeyi amaçladığı belirtildi.

İsrail donanmasının saldırısından sonra İsrail Savunma Bakanı Israel Katz da “İsrail’in havadaki ve denizdeki uzun eli her yere ulaşacaktır. Husileri, İsrail’e saldırmaya devam ederlerse güçlü bir karşılık vereceğimiz ve onları deniz ve hava ablukası içine alacağımız konusunda uyardık” açıklamasını yaptı.

Husilerin üst düzey yetkililerinden Nasreddin Amir, saldırıyı X üzerinden yaptığı paylaşımla doğruladı. Amir, İsrail donanmasına ait unsurların Hudeyde’deki limanı iki füzeyle hedef aldığını belirtti.

Yemen’de 48 saatlik Husi karargâhı ziyareti…

Yemen’deki Husiler, ateşkes anlaşmasını bozarak Gazze Şeridi’ne şiddetli saldırılarını tekrar başlatan İsrail’i zaman zaman balistik füzelerle hedef alıyor. Grup, dün de İsrail’e doğru bir füze fırlattı; ancak füze hedefe ulaşamadan düştü ve sirenler devreye girmedi. En son sirenlerin çaldığı olay ise geçen perşembe günü yaşandı.

Husiler 7 Ekim’den sonra ABD ve İngiltere’nin ortak saldırılarına da maruz kalmıştı. Ancak ABD Başkanı Donald Trump, göreve geldikten sonra Husilere yönelik saldırıların dozajını önce artırmış sonra İsrail’e haber vermeden ateşkes ilan etmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English