Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Xi ve Putin’den, Çin-Rusya iktidar partileri diyalog mekanizması toplantısına özel kutlama

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, pazartesi günü Çin ve Rusya’nın iktidar partileri arasındaki diyalog mekanizmasının 10. toplantısına sırasıyla kutlama mektupları gönderdiler. Çinli uzmanlar, iki liderin iktidar partileri arasındaki diyalog mekanizmasına bu denli önem vermesinin, bu tür bir mekanizmanın ikili ilişkilerin önemli bir ayağı olduğunu ve ayrıca Çin ve Rusya’nın iktidar partileri arasında bu tür yakın iletişimi ortaklaşa geliştirmeye istekli olduğunu gösterdiğini söyledi.

Kutlama mektubunda toplantının düzenlenmesinden dolayı içten tebriklerini sunan Xi, şu anda yüzyıldır görülmemiş değişimlerin her zamankinden daha hızlı bir şekilde yaşandığını ve dünyanın yeni bir düzensizlik ve dönüşüm dönemine girdiğini söyledi.

Xi, “Çin-Rusya ilişkileri, uluslararası ortamdaki değişikliklerin ağır sınavına dayanmış, yüksek bir gelişme düzeyini korumuş, yeni bir büyük ülke ilişkileri modeli örneği oluşturmuş ve küresel istikrar ve kalkınmanın sağlanmasında daha belirgin bir stratejik rol oynamıştır” dedi.

Gelecek yılın Çin-Rusya diplomatik ilişkilerinin kurulmasının 75. yıldönümü olduğuna dikkat çeken Xi, Çin’in tarihin genel eğilimini kavramak, kalıcı iyi komşuluk ve dostluğu, kapsamlı stratejik koordinasyon ve karşılıklı yarar sağlayan işbirliği içeren ilişkileri sıkı bir şekilde geliştirmek ve dünyaya daha fazla istikrar ve pozitif enerji enjekte etmek ve her iki ülkenin kalkınmasını ve yeniden canlandırılmasını güçlü bir şekilde teşvik etmek için Rusya ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu söyledi.

Çinli lider, ÇKP ve Birleşik Rusya Partisi arasındaki değişim ve işbirliğinin yeni dönemde Çin-Rusya ilişkilerinin önemli bir parçasını oluşturduğuna ve Çin ve Rusya’nın iktidar partileri arasındaki diyalog mekanizmasının iki ülkenin siyasi karşılıklı güveni pekiştirmesi, stratejik koordinasyonu artırması ve karşılıklı fayda sağlayan işbirliğini teşvik etmesi için eşsiz bir kanal ve platform haline geldiğine dikkat çekti.

Xi, iki tarafın diyalog mekanizmasının 10. toplantısını büyük partilerin ve ülkelerin sorumluluğunu göstermek, yeni dönemde değişimleri zenginleştirmek, kurumsallaşmış değişimler ve işbirliği için yeni bir durum yaratmak ve yeni dönemde Çin-Rusya ilişkilerinin gelişmesine daha fazla katkıda bulunmak, uluslararası adalet ve hakkaniyeti korumak ve insanlık için ortak bir geleceği olan bir toplumun inşasını teşvik etmek için bir fırsat olarak değerlendirmesini umduğunu söyledi.

Putin tebrik mektubunda Rusya-Çin kapsamlı stratejik ortaklığının tarihteki en yüksek koordinasyon seviyesinde olduğunu ve iki ülkenin ekonomi, ulaşım, enerji ve kültür alanlarında bir dizi büyük ölçekli işbirliği projesini ilerletmek için birlikte çalıştığını söyledi.

Rus lider, “iki ülke, önemli uluslararası meseleleri çözmek ve daha adil ve demokratik bir uluslararası düzenin inşasını desteklemek için ikili kanallar ve Şanghay İşbirliği Örgütü ve BRICS gibi çok taraflı mekanizmalar aracılığıyla pozisyonlarını koordine etmektedir” dedi.

Putin, Rusya ve Çin’in iktidar partileri olarak Birleşik Rusya Partisi ve ÇKP’nin üst düzey ve yapıcı etkileşimler gerçekleştirdiğini ve çeşitli alanlarda ikili işbirliğinin hızla gelişmesini teşvik ettiğini söyledi. Putin, iki partinin merkez komite organları ve yerel kurumlarının kurumsallaşmış etkileşimlerini sürdürdüklerini, parti inşası, yasama ve sosyal çalışma konularında faydalı deneyim alışverişinde bulunduklarını ve ikili ve uluslararası gündemdeki bir dizi pratik konu üzerinde derinlemesine görüşmeler yaptıklarını sözlerine ekledi.

Rus lider, diyalog mekanizmasının 10. toplantısının anlamlı ve yapıcı olacağına ve Rusya ile Çin arasındaki verimli işbirliğini daha da ilerletip derinleştireceğine inandığını ifade etti.

Partiler arası ilişki, ikili ilişkilerin önemli bir ayağı

Doğu Çin Normal Üniversitesi Rusya Araştırmaları Merkezi’nden araştırma görevlisi Cui Heng Global Times’a yaptığı açıklamada, Çin ve Rusya’nın iktidar partileri arasındaki diyalog mekanizmasının iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin önemli bir ayağı olduğunu söyledi.

Cui, her iki liderin de toplantıya kutlama mektubu göndermesinin sadece mekanizmaya büyük önem verdiklerini göstermekle kalmadığını, aynı zamanda özellikle gelecek yıl Rusya’da yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde partiler arası iletişimi geliştirme isteklerini de ortaya koyduğunu söyledi.

Pazartesi günü Çin’in Xinhua Haber Ajansı, Rusya Devlet Duması Başkanı Vyacheslav Volodin’in Çin’in en üst düzey yasa koyucusu Zhao Leji’nin daveti üzerine salıdan perşembeye kadar Çin’i ziyaret edeceğini bildirdi.

Cui, Çin ve Rusya’nın iktidar partileri arasındaki diyalog mekanizmasının yanı sıra Çinli yetkililer ile Rusya Devlet Duması arasındaki ziyaretlerin iki ülke arasındaki rutin alışverişler olduğunu ve “bu alışverişlerin ikili ilişkilerin desteklenmesine ve yükseltilmesine yardımcı olduğunu” söyledi.

Bu ayın başlarında Moskova’da Çin Merkezi Askeri Komisyonu Başkan Yardımcısı Zhang Youxia ile görüşen Putin, Rusya’nın Çin ile stratejik iletişimi güçlendirmeye, pratik işbirliği seviyesini yükseltmeye ve iki ülke ve iki ordu arasındaki ikili ilişkilerin derinlemesine gelişimini sürekli olarak ilerletmeye istekli olduğunu söylemişti.

DİPLOMASİ

Norveçli üst düzey diplomat: Avrupa ve Çin daha yakın işbirliği yapmalı

Yayınlanma

Norveçli üst düzey diplomata göre, ABD’nin Başkan Donald Trump yönetiminde çok taraflı dünya düzeninden çekilmesiyle birlikte Avrupa ve Çin’in küresel sorunlarla mücadelede daha yakın işbirliği yapması gerekecek.

Norveç Dışişleri Bakan Yardımcısı Andreas Kravik bu ayın başlarında South China Morning Post’a verdiği bir mülakatta, transatlantik belirsizliklerin ortasında Çin’in hem Oslo hem de Avrupa için stratejik öneminin altını çizerken, Avrupa’nın Pekin ya da Washington’a bağımlı olmaktan kaçınması gerektiğini vurguladı.

İnsan hakları ve Güney Çin Denizi gibi bazı konulardaki farklılıklara rağmen, ekonomik ortaklığın geliştirilmesi ve çok taraflılığın sürdürülmesi konusunda Çin ile işbirliği yapmanın Oslo’nun çıkarına olduğunu belirten Kravik, Pekin’i gücünü daha sorumlu bir şekilde kullanmaya ve Rusya’nın dizginlenmesine yardımcı olmaya çağırdı.

Bu ayın başlarında ilk Çin ziyaretini tamamlayan Kravik, “Bizim bakış açımıza göre, Çin’in büyüklüğü, gelişmişliği ve jeopolitik ayak izi göz önüne alındığında, Çin ile işbirliği yapmadan küresel nitelikteki herhangi bir sorunu ele almak imkansızdır” dedi.

Kravik’in Pekin ve Hong Kong gezisi, Trump’ın politikalarının transatlantik ilişkileri zorladığı ve Çin’in Avrupa’ya yönelik “cazibe atağını” hızlandırdığı bir döneme denk geldi.

Kravik, Trump’ın ABD’yi 2015 Paris iklim anlaşmasından ikinci kez çekme kararını yorumlarken şunları söyledi: “ABD ne yaparsa yapsın, çözümleri belirlemek için Çinli muhataplarımızla birlikte çalışmamız gerektiği konusunda kararlıyız ve bu bizim peşinde olduğumuz bir şey.”

Kravik Pekin’de aralarında Komünist Parti’nin diplomatik kolu olan Uluslararası Departman Başkanı Liu Jianchao ve Avrupa işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Hua Chunying’in de bulunduğu Çinli yetkililerle bir dizi görüşme gerçekleştirdi.

Kravik’e göre gezi “çok faydalı” geçti ve jeopolitik, çevre politikaları, “insan hakları, Ukrayna, Rusya ve güneşin altındaki hemen her şeyi” kapsayan görüşmeler “çok yapıcıydı”.

Çin’in resmi açıklamasına göre Liu, ABD’nin adını anmadan Pekin’in “belirsizlik ve istikrarsızlığın giderek arttığı” bir dünyada “çok taraflılığı ortaklaşa korumak” için Norveç ile ikili ve çok taraflı koordinasyonu güçlendireceği sözünü verdi.

Liu ayrıca, güven inşa etmeye ve “belirli farklılıkların ikili ilişkiyi tanımlamamasını” sağlamaya yardımcı olduğunu söylediği ikili değişimler ve diyalogdan da övgüyle söz etti.

Çin’le resmi olarak ilişki kuran ilk Avrupa ülkelerinden biri olan Norveç ile Çin ilişkileri, 15 yıl önce 2010 Nobel Barış Ödülü’nün Çinli muhalif Liu Xiaobo’ya verilmesiyle dibe vurmuş ve altı yıllık bir diplomatik dondurmayı tetiklemişti.

Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre geçen yıl ilişkilerin 70. yılını anmak üzere Pekin’i ziyaret ettiğinde, her iki taraf da ticari bağları güçlendirmeyi ve iklim değişikliği, biyoçeşitlilik, yeşil gemicilik ve döngüsel ekonomiye odaklanan bir yeşil geçiş diyaloğu başlatmayı taahhüt etti.

Kravik, Çin’in Avrupa Birliği ve ABD’den sonra Norveç’in en büyük üçüncü ticaret ortağı olmasıyla birlikte “çok yönlü” ilişkilerin ilerlemesine olumlu yaklaştı.

Yaklaşık 160 Norveç şirketi Çin anakarasında ve Hong Kong’da, özellikle yeşil gemicilik, su ve atık yönetimi ve geri dönüşüm, güneş ve rüzgar gülleri ve karbon yakalama alanlarında faaliyet gösteriyor.

Kravik, “Çin’in büyüklüğü, jeopolitik üzerindeki etkisi ve iklim krizi, yapay zeka, nükleer silahlar, biyolojik silahlar, sınır ötesi saldırganlık, salgın hastalıklar gibi mücadele etmemiz gereken tüm bu küresel zorlukların ele alınmasında etkili olduğu gerçeği göz önüne alındığında, Çin ile işbirliği yapmak zorundayız. Çin ile işbirliği yapmak istiyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’ın Zaporijya nükleer santrali planı Kiev’i hazırlıksız yakaladı

Yayınlanma

The Washington Post‘a konulan eski Ukrayna Enerji Bakan Yardımcısı Aleksey Ryabçin, ABD Başkanı Trump’ın Ukrayna’daki nükleer santrallerin kontrolüne ilişkin önerisinin Kiev’de şaşkınlıkla karşılandığını söyledi. Ryabçin’e göre, nükleer enerji tesisleri, ABD ile Ukrayna arasındaki kaynak anlaşması kapsamında daha önce gündeme gelmemişti.

The Washington Post‘un haberine göre, nükleer enerji tesisleri ABD ile Ukrayna arasındaki kaynak anlaşması bağlamında daha önce hiç görüşülmemişti.

Bu nedenle, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’daki nükleer santrallerin kontrolüne ilişkin teklifi Kiev’de pek çok kişiyi hazırlıksız yakaladı.

Gazeteye konuşan Ukrayna’nın eski Enerji Bakan Yardımcısı Aleksey Ryabçin, Zaporijya nükleer santralinin geleceğine ilişkin konunun müzakerelerde kilit öneme sahip olacağını belirtti.

Ryabçinı, bunun sadece Ukrayna için değil, Avrupa Birliği için de önemli olduğunu vurguladı.

Ryabçin, Ukrayna’nın geçmişte Avrupa Birliği’ne büyük miktarda elektrik enerjisi sattığını da sözlerine ekledi.

Dİğer yandan gazete, ABD’nin Zaporijya nükleer santrali üzerindeki kontrolünün teoride Ukrayna’ya fayda sağlayabileceğini, zira bunun ülkedeki bazı enerji sorunlarını hafifletebileceğini belirtiyor.

The New York Times, 20 Mart’ta Ukraynalı nükleer enerji uzmanlarının, Trump’ın Zaporijya nükleer santralinin kontrolünü geçici olarak ABD’ye devretme planına şüpheyle yaklaştığını yazmıştı.

Uzmanlar, Ukrayna yasalarına göre santrallerin özelleştirilemeyeceğini iddia etmişlerdi.

19 Mart’ta Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti.

İki lider, elektrik tedariki ve nükleer santrallerle ilgili konuları ele aldı. Ukrayna Devlet Başkanı, ABD’den ilave hava savunma sistemleri talep etti.

Trump, ABD’nin Ukrayna’daki nükleer santrallere sahip olması durumunda, altyapıyı daha iyi koruyabileceğini belirtti.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Küresel borç 100 trilyon doları aştı

Yayınlanma

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yıllık raporuna göre, 2024 yılında dünya genelindeki devlet ve şirket tahvillerinden kaynaklanan toplam borç 100 trilyon doları aştı. Raporda, 2025 yılında borçlanma ve ödenmemiş borç miktarının artmaya devam edeceği öngörülüyor. OECD ülkelerinde devlet tahvili ihracının 17 trilyon dolara ulaşması ve toplam devlet borcunun 59 trilyon dolara yükselmesi bekleniyor.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) yıllık raporuna göre, dünya genelindeki devlet ve şirket tahvillerinin toplam değeri 2024 yılında 100 trilyon doları aştı.

Geçtiğimiz yıl, devletler ve şirketler borç piyasalarından yaklaşık 25 trilyon dolar borçlandı. Bu rakam, pandemi öncesi döneme kıyasla 10 trilyon dolar, 2007 yılındaki borçlanma hacmine kıyasla ise üç kat daha fazla.

OECD’nin 38 üye ülkesindeki borçlanmanın yüzde 85’inden fazlası, en büyük beş borçlu ülke olan ABD, Japonya, Fransa, İtalya ve İngiltere tarafından gerçekleştirildi.

Toplam borcun üçte ikisinden fazlası ise yalnızca ABD’ye ait.

Raporda yer alan tahminler, 2025 yılında hem borçlanma miktarının hem de ödenmemiş borçların artmaya devam edeceğini gösteriyor.

OECD ülkelerinde devlet tahvili ihracının rekor bir seviye olan 17 trilyon dolara ulaşması, bu ülkelerin toplam devlet borcunun ise yaklaşık 59 trilyon dolara yükselmesi bekleniyor.

Raporda, pandemi döneminde alınan borçların önemli bir kısmının önümüzdeki iki yıl içinde daha yüksek faiz oranlarıyla yeniden finanse edilmesi gerekeceği ve bununla ilgili endişeler olduğu belirtiliyor.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Ekim 2024’te küresel devlet borcunun 100 trilyon doları aşacağını öngörmüştü.

2030 yılına kadar küresel devlet borcunun GSYİH’nin yüzde 100’üne ulaşması bekleniyor.

Özellikle Brezilya, Fransa, İtalya, Güney Afrika, İngiltere ve ABD’de borçluluk oranının artacağı tahmin ediliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English