Bir zamanlar “yeşil” modayken, şimdi “haki” ön planda. Alman Yeşiller Partisi için uzun süredir geçerli olan bu durum, artık fon sektöründe de gözlemleniyor.
Uzun süre silah, kömür, nükleer enerji, tütün, pornografi veya kumar gibi alanlara yapılan yatırımlar hoş karşılanmazken, en azından silahlar, görünen o ki, yeniden kabul görmeye başladı.
Yılın başında, hem DekaBank hem de Landesbank Baden-Württemberg (LBBW), “güvenlik ve savunma” odaklı iki yatırım fonu başlattı.
Her iki fon da aktif olarak yönetiliyor, bireysel yatırımcılara yönelik ve savaş araçlarına yatırım yapıyor.
Sparkasse’nin fon şirketi DekaBank’ın açıklamasına göre, “Deka-Security and Defense” temalı fon, BT güvenliği, kişisel ve kamu güvenliği ile savunma alanlarını kapsayan, küresel olarak çeşitlendirilmiş bir portföyü yönetiyor.
Savunma sanayii şirketlerinin yanı sıra, bina koruma, güvenli ödeme işlemleri, siber güvenlik ve benzeri alanlardaki şirketler de bu fona dahil edilebiliyor.
Toplam yatırım yelpazesi yaklaşık 250 şirketi kapsarken, fonun kendisi 60 ila 90 pozisyondan oluşuyor.
LBBW’nin “LBBW Sicher Leben” fonu da benzer bir yapıya sahip. Burada da siber güvenlik, jeopolitik istikrarsızlık ve savunma gibi konular temel alınıyor. Her iki fon da yalnızca Batılı ülkelerdeki savunma şirketlerine yatırım yaptıklarını vurguluyor.
‘Savunma sanayii ETF’lerine’ yatırımlar
NachDenkSeiten portalından Thomas Trares’in haberine göre geçtiğimiz iki-üç yılda yaşanan savunma sanayii patlamasından “kâr” elde etmek isteyenler, ya Rheinmetall veya Hensoldt gibi hisse senetlerine ya da borsa yatırım fonları (ETF’ler) olarak bilinen pasif olarak yönetilen ürünlere yatırım yapmak zorundaydı.
Bunun bir örneği, Mart 2023’te başlatılan ve askeri ve savunma sanayisindeki şirketlere dünya çapında erişim sunan Van Eck Defense Ucits ETF.
Fon, yüzde 63,9’u ABD şirketlerinden oluşan Market Vector Global Defense Industry Index’i takip ediyor ve bu da ABD’nin küresel savunma sektöründeki baskın konumunu yansıtıyor.
Van Eck Defense Ucits ETF’nin hacmi şu anda neredeyse 2,2 milyar avroya ulaşmış durumda. Sadece son on iki ayda, değer artışı yaklaşık yüzde 44 oldu.
Böylece, fon şirketleri de Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle yaklaşık üç yıl önce tetiklenen savunma sanayiindeki mega trende dahil oluyorlar.
O zamandan beri pek çok ülke, özellikle NATO’nun gayri safi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 2’sini kalıcı olarak savunmaya harcama kararıyla, ordularına milyarlarca ek yatırım yapıyor.
Borsalarda da savunma sanayii hisselerindeki yükseliş trendi hız kesmeden devam ediyor. Bunun bir sembolü, ABD Başkan Yardımcısı J. D. Vance’in geçen hafta Münih Güvenlik Konferansı’ndaki konuşmasının ardından, daha fazla savunma siparişi beklentisiyle neredeyse dikey olarak yükselen Rheinmetall hissesi.
Ve son olarak, Insa kamuoyu araştırma enstitüsüne göre, Savunma Bakanı Boris Pistorius hala Almanya’nın en popüler politikacısı.
Fon yöneticileri de yeni ürünleriyle kendilerini tamamen trendin içinde görüyorlar. DekaBank’ta “Deka-Security and Defense” fonunu yöneten Michael Beyer-Enke, “Fonun yatırım yaptığı tüm alanlarda yatırım ihtiyacı yüksek ve artmaya devam edecek. Güvenlik teması, daha yeni başlayan uzun vadeli bir trend,” açıklamasını yaptı.
DekaBank Yönetim Kurulu Başkan Vekili Matthias Danne ise, sivil toplum kuruluşlarının (STK) savunma sanayisine karşı tutumlarını değiştirmeye başladıklarını vurgulayarak, “Ukrayna savaşından bu yana, STK’lar tarafından savunma sanayii, güvenlik stratejisinin gerekli bir parçası olarak giderek daha fazla kabul görüyor,” dedi.
İki Deka yöneticisi bu görüşlerinde yalnız değiller. İngiliz varlık yöneticisi Han-ETF’nin İngiltere, İtalya ve Almanya’dan 50 varlık yöneticisiyle yaptığı bir ankette, katılımcıların yüzde 94’ü savunma şirketlerine yapılan yatırımların ESG kriterleriyle uyumlu olduğunu düşünüyor.
ESG, Çevre, Sosyal ve Yönetişim (Environment, Social ve Governance) anlamına geliyor ve şu anda finans piyasalarında sürdürülebilirlik standardı olarak kabul ediliyor.
ESG etiketli finansal ürünler, daha iyi bir imaja sahip olmaları ve vakıflar veya kiliseler gibi belirli yatırımcıların yalnızca sürdürülebilirlik ürünlerine yatırım yapabilmeleri nedeniyle daha yüksek talep görebilirler.
Savunma sanayii sürdürülebilir mi?
DekaBank ve LBBW, yeni ürünlerini sürdürülebilirlik fonları olarak tasarlamamış olsalar da, Ukrayna savaşının patlak vermesinden bu yana sektörde savunma şirketlerinin ne ölçüde sürdürülebilir sayılabileceği konusunda yoğun bir tartışma başladı.
Fon sektörünün lobi kuruluşu olan Alman Yatırım ve Varlık Yönetimi Birliği (BVI), misket bombaları veya kimyasal silahlar gibi yasaklanmış silahlar olmadığı sürece, geçen yıl bu konuda onayını vermişti.
Bazı fon sağlayıcıları bu konuya hala şüpheyle yaklaşsa da, bunlar genelde zaten sürdürülebilirlik konusunu benimsemiş olanlar.
Örneğin, Kilise Yatırımcıları Çalışma Grubu (AKI), “Savunma sanayii ne etik, ne sürdürülebilir ne de sosyaldir,” açıklamasını yaptı.