Bizi Takip Edin

Ortadoğu

14 bankaya yaptırım Irak dinarını eritti

Yayınlanma

ABD’nin, İran’a dolar transferine yardımcı olduğu iddiasıyla Iraklı özel bankalara yaptırım uygulamasından birkaç gün sonra Irak dinarı dolar karşısında sert bir düşüş yaşadı.

ABD’nin geçen hafta Irak’taki 14 bankanın dolarla işlem yapmasını yasaklamasından iki gün sonra piyasa kuru 1,470 dinardan 1,580 dinara sıçradı. Bu sıçrama, büyük ölçüde ithalata bağımlı ülkede yerel piyasada kaosa neden oldu. Dün Bağdat’taki Irak Merkez Bankası önünde protesto düzenleyen onlarca kişi hükümetten acil çözüm talep etti. Yaptırım uygulanan bankaların temsilcileri de çalışmalarında herhangi bir usulsüzlük olduğunu reddederek hükümeti müdahaleye çağırdı.

National News’in aktardığına göre Haydar el-Şamma 14 banka adına yaptığı açıklamada, “Irak hükümetini özel olarak bize ve genel olarak Irak bankacılık sektörüne verilen zararı önlemek için mevcut tüm araçları kullanmaya çağırıyoruz” dedi. El-Şamma şöyle devam etti: “Irak’taki özel bankaların üçte birini dolar işlemleri yapmaktan alıkoyan yaptırımlar sadece Irak dinarının ABD doları karşısındaki değeri üzerinde olumsuz sonuçlar doğurmakla kalmayacak, aynı zamanda yabancı yatırımlar üzerinde de çok büyük bir etki yaratacaktır. Bankalarımızın siyasi gerilimlerle hiçbir ilgisi yok, bunlar bağımsız finans kurumlarıdır.”

14 Irak bankasına “İran” yaptırımı

Irak hükümeti geçen yılın sonlarından bu yana, fiyatlardaki yükselişi ve sokak protestolarına yol açan döviz krizini durdurmaya çalışıyor. Irak dinarı, sene başından bu yana ABD’nin uluslararası transferler için prosedürleri sıkılaştırmasının ardından dalgalanma yaşıyor.

ABD, Irak Merkez Bankası tarafından yürütülen döviz ihalesi yoluyla doların ABD’nin yaptırım uyguladığı İran ve Suriye’ye aktarılmasından şikayetçi. Kasım ayında alınan karardan bu yana New York Merkez Bankası, Irak’tan gelen uluslararası işlem taleplerine sıkı tedbirler uyguluyor, bu da Irak’ta ABD dolarına olan talebin artmasına yol açıyor. Ayrıca kara para akladığından ve şüpheli işlemler gerçekleştirdiğinden şüphelenilen bazı Irak bankaları kara listeye alındı.

Irak hükümeti dolar kaosundan ABD’yi sorumlu tutuyor. Halkın öfkesini kontrol altına almak için bir dizi önlem aldı ancak bu önlemler henüz başarıya ulaşmış gözükmüyor.

Ortadoğu

Trump yönetiminin İran’a sunduğu teklif: BAE modeli

Yayınlanma

BAE modeli nükleer tesisler için ihtiyaç duyulan zenginleştirilmiş uranyumun ülke içinde üretimini yasaklarken ithaline izin veriyor.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington ile Tahran arasında bu hafta sonu yapılacak dolaylı müzakerelerin üçüncü turu öncesinde ABD’nin sivil nükleer reaktörler işletmesi için İran’a izin verebileceğini ancak kendi uranyumunu zenginleştirmesine karşı çıktığını belirtti.

The Free Press’te yayınlanan bir podcast programına konuk olan Rubio, İran’ın tıpkı Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve diğer bazı ülkeler gibi, sivil amaçlı düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyumu ithal edebileceğini söyledi.

Rubio, şöyle konuştu: “Eğer İran sivil bir nükleer program istiyorsa, bunu diğer birçok ülke gibi yapabilirler; yani zenginleştirilmiş uranyumu ithal ederler. Eğer gerçekten bunu istiyorlarsa barışçıl, sivil bir nükleer programa giden bir yol var. Ama uranyumu zenginleştirmede ısrar ederlerse, nükleer silah programı olmayan ama uranyum zenginleştiren tek ülke olurlar ki bu da sorun yaratır.”

Tamamen sonlandırma talebinden geri adım

Wall Street Journal’a (WSJ) göre bu öneri, geçen ay Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’ın dile getirdiği “nükleer programın tamamen sonlandırılması” talebinden önemli bir geri adım anlamına geliyor. Rubio’nun açıklamalarına göre İran, nükleer reaktörlerini işletmeye devam edebilecek ancak nükleer silah üretimine giden yol, uranyumu zenginleştirme yasağı ile tıkanmış olacak.

Bu öneri aynı zamanda İran’ın nükleer programının tamamen sonlandırılmasını öngören “Libya modeli”nde ısrar eden İsrail ile ABD’yi  karşı karşıya getirebilir.

BAE modeli için İran ne diyor?

ABD’nin sunduğu teklif, her ne kadar İran’a “sivil nükleer program” hakkı tanısa da İran’ın nükleer yakıt için dışa bağımlı hale gelmesini de öngörüyor. Bu da Tahran açısından siyasi ve stratejik bir geri adım anlamına gelebilir.

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’in kıdemli danışmanı Ali Şamhani, bu öneriyi Roma’daki görüşmeler sırasında reddederek “BAE modeli”ni kabul etmediklerini açıkça dile getirmişti. BAE, nükleer programının sivil kalacağı güvencesini vermek için uranyumu kendi imkanları ile zenginleştirmek yerine ithal ediyor.

İthal yakıta güvenmiyor

Princeton Üniversitesi’nde nükleer politika uzmanı olan eski İranlı yetkili Seyyid Hüseyin Museviyan’a göre Tahran, 1980’lerde ve 1990’ların başında ABD’nin Avrupa ülkelerinin yakıt sağlamasına izin vermesi halinde zenginleştirilmiş uranyumu ithal etmeyi kabul etmeye hazırdı, ancak Washington bu teklifi reddetti.

Obama ve Biden yönetimlerinde müzakereci olarak görev yapan Richard Nephew da 2015 anlaşmasına giden süreçte benzer fikirlerin gündeme geldiğini, ancak İran’ın daima kendi yakıtını üretme isteğini koruduğunu ve ithalata güvenmediğini söyledi.  Nephew, WSJ’ye yaptığı açıklamada, “Ortak girişimler ve uluslararası nükleer yakıt tedariki konuları on yıllardır tartışılıyor. Ancak konu her zaman aynı yere geliyor: İran, yakıtın zamanında kendilerine sağlanacağına güvenmiyor” dedi.

İran’ın kabul etme ihtimali düşük

Brandeis Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Başkanı Gary Samore’a göre İran’ın uranyum zenginleştirme programından tamamen vazgeçmesi son derece düşük bir ihtimal. Bu durumda Trump yönetiminin ya sıkı denetleme mekanizmaları altında sınırlı zenginleştirmeyi kabul etmesi ya da askeri seçeneği düşünmesi gerekeceğini iddia etti.

2015 tarihli nükleer anlaşmaya göre İran, uranyum zenginleştirme oranını 2031’e kadar %3,67 ile sınırlandırmayı kabul etmişti. Ancak ABD’nin 2018’de İsrail’in de teşvikiyle bu anlaşmadan çekilmesinden sonra İran’ın şu anda uranyumu %60 oranına kadar zenginleştirdiği belirtiliyor. Silahlarda kullanılan uranyumun ise en az yüzde 90 oranında zenginleşmiş olması gerekiyor.

İran’ın şu an en az altı nükleer bomba üretmeye yetecek miktarda yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğu bildiriliyor.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Müzakereler sürerken ABD’den yeni İran yaptırımı

Yayınlanma

ABD’nin İran’la yürüttüğü nükleer müzakerelerin üçüncü turu için hazırlıklar sürerken yeni İran yaptırımı  gündeme geldi. Amerikan yönetimi, İranlı bir LPG şirketini ve bağlı kuruluşları hedef alan yeni yaptırımlar açıkladı. Yeni yaptırımları kınayan İran bu yaptırımların “diyalog süreciyle çeliştiğini” belirtti.

Tahran ile Washington arasındaki nükleer müzakerelerin “beklenenden iyi gittiği” bir dönemde, ABD’den İran’ın enerji sektörüne yeni yaptırım geldi. ABD Hazine Bakanlığı, nükleer müzakerelerin üçüncü turuna günler kala, sıvılaştırılmış petrol gazı (LPG) sektöründe önde gelen İranlı iş insanı Seyid Asadullah Emamjomeh ve onunla bağlantılı kurumsal ağı hedef alan yeni yaptırımlar açıkladı. Yaptırımlar, ABD Başkanı Donald Trump’ın nükleer müzakerelere rağmen sürdürdüğü “İran üzerinde azami baskı” politikası çerçevesinde geldi.

Yeni İran yaptırımı için ‘Hamas ve Husi’ gerekçesi

ABD Hazine Bakanlığı’nın açıklamasında, Emamjomeh ile Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yaşayan İngiliz ve İran vatandaşı oğlu Meisam Emamjomeh’in iştiraklerinin “İran yönetimine ve vekillerine gelir sağladığı” ileri sürüldü. Bakanlık, baba-oğulun “birden fazla İran ve BAE merkezli şirketi kullanarak yüz milyonlarca dolarlık bir LPG satış, taşıma ve teslimat ağının sahibi ve işletmecisi olduğunu ifade edip şu iddiada bulundu:

ABD: İran’ın petrol ihracatını tamamen durdurabiliriz

“Ham petrolün yanı sıra LPG, İran rejimi için önemli bir gelir kaynağı olmaya devam ediyor ve bu gelir, İran’ın nükleer ve gelişmiş konvansiyonel silah programlarının yanı sıra Hizbullah, Husiler ve Hamas gibi bölgesel vekil grupları ve ortakları finanse ediyor.”

Yeni yaptırımla ilgili yazılı açıklama yapan İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi yaptırımların, Washington yönetiminin İran halkına karşı düşmanca tutumunun açık göstergesi olduğunu ve ABD’nin diyalog iddialarıyla çeliştiğini söyledi.

Bekayi, ABD’nin “siyasi baskı amacıyla zorbalık yaptığını” ve yaptırımların “hukuksuz” olduğunu belirtti.

Üçüncü tur bu cumartesi

Yeni yaptırım, El Arabi el Cedid’e konuşan kaynakların, “Tahran ile Washington arasındaki nükleer müzakerelerin beklenenden daha iyi ilerlediğini” söylediği bir dönemde açıklandı. Söz konusu kaynaklar, “Tahran ile Washington arasında önümüzdeki iki ay içinde -ki daha erken olması da muhtemel- bir anlaşma bekliyoruz. İran-Amerikan müzakereleri beklenenden daha iyi ilerliyor” demişti.

Beyaz Saray’da “İran” çekişmesi

Haberde “Amerikan müzakerecisinin ciddi davranışlarının İran tarafını şaşırttığı; nükleer anlaşmazlıkla ilgisiz, gerçekçi olmayan taleplerin dile getirilmediği” belirtilerek “ABD, İran’ın prensipte uranyum zenginleştirme hakkını onaylıyor” ifadeleri kullanılmıştı. Kaynaklar, İran’ın da “nükleer programının barışçıl doğası konusunda güvence vermek için öneriler sunduğunu” söylemişti.

Tahran ile Washington arasında Umman’ın arabuluculuğunda başlayan nükleer müzakerelerin ilk turu önceki cumartesi Maskat’ta, ikinci turu da 19 Nisan’da Roma’da yapıldı. Üçüncü turun da bu cumartesi Umman’da yapılması planlanıyor.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

69. Filo’da güvenlik açığı: İran’a saldırı hazırlıkları sızdırıldı

Yayınlanma

İsrail Hava Kuvvetleri’nin 69. Filosu, gizli belgeleri kamuya açık bir bulut sistemine yükleyerek ciddi bir güvenlik ihlaline yol açtı. Belgeler arasında İran’a saldırı planları ve hassas eğitim dokümanları da bulunuyor.

İsrail ordusunun dijital dönüşüm süreci kapsamında oluşturduğu “Click Portal” adlı bulut tabanlı dosya paylaşım sisteminde büyük bir güvenlik açığı ortaya çıktı. Haaretz’in haberine göre, 69. Filo’da görevli üst düzey subaylar, İran’a yönelik saldırı hazırlıkları da dahil yüksek derecede gizli belgeleri bu sisteme yükledi.

İsrail ordusu “yedek” kriziyle sarsılıyor

Habere göre ayrıca bazı belgeler, daha önce güvenlik açıkları nedeniyle Google Play’den kaldırıldığı iddia edilen Çin menşeli CamScanner adlı mobil uygulamayla tarandı. Uygulama, 2019 yılında kötü amaçlı yazılım içerdiği gerekçesiyle gündeme gelmiş, bazı ülkelerde güvenlik riski nedeniyle yasaklanmıştı.

Her askere sistem erişimi verildi

İsrail Savunma Kuvvetleri’nin dijital dönüşüm planı kapsamında geliştirilen Click Portal’ın Microsoft altyapısıyla kurulduğunun hatırlatıldığı haberde “Sistem askerlerin günlük işlemleri kolaylaştırması amacıyla hizmete alındı ve tüm askerlere açık hale getirildi; her yeni askere celp öncesi sistem erişim bilgisi gönderildi” denildi.

Ancak güvenlik standartlarına göre sadece sınıflandırılmamış belgelerin yüklenmesi gereken sistemde, ciddi derecede gizli dosyaların da yüklendiği belirlendi. Sisteme VPN ile yurtdışından bile giriş yapılabildiği ortaya çıktı. Haaretz, Rusya’dan giriş yaparak belgeleri görüntüleyebildiğini aktardı.

İran’a saldırı planları ifşa oldu

Habere göre sisteme yüklenen belgeler arasında İran’a yapılabilecek bir hava saldırısına ilişkin brifing takvimleri, görev listeleri ve gizli eğitim materyalleri de yer aldı. Belgelerin büyük bölümünün 69. Filo komutanı Yarbay M. tarafından sisteme yüklendiği sistem kayıtlarıyla ortaya konuldu.

İsrail; ABD-İran müzakereleri çökerse saldırı seçeneği için bastırıyor

Ordu yetkililerine göre belgelerin güvenlik derecesi “gizli” değil “kısıtlı” seviyesinde. Ancak Haaretz’in konuştuğu uzmanlar, bu belgelerin “gizli” hatta “çok gizli” olarak sınıflandırılması gerektiğini belirtti, bir bilgi güvenliği uzmanı, “Bu belgelerin orada bulunması bile başlı başına ciddi bir risk” dedi.

Soruşturma başlatıldı

Güvenlik ihlalinin yaşandığı 69. Filo’nun Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’a düzenlenen suikastı gerçekleştiren birim olduğu ve komutanlarının genellikle üst düzey görevlerine terfi ettirildiği biliniyor.

İsrail ordu sözcülüğü, olayla ilgili yaptığı açıklamada yaşananların “ciddi bir güvenlik sorunu” olduğunu ve belgelerin sistemden derhal kaldırıldığını açıkladı. Soruşturmanın, Bilgi Güvenliği Dairesi Başkanı liderliğinde ve Hava Kuvvetleri’nin işbirliğiyle sürdürüldüğü belirtildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English