Bizi Takip Edin

Amerika

Hedge fonları felaket beklentisinden rekor kâr etti

Yayınlanma

Bloomberg’de yer alan habere göre, 2023’te 16,4 milyar dolarlık rekor bir ‘felaket tahvili’ ihraç edildi. Bu ‘felaket tahvilleri’ni satın alan hedge fonları tarihi kârlara ulaştı.

‘CAT bonoları’ da denen felaket tahvilleri, bir doğal afet olmadığı takdirde büyük getiriler ödeyen sigorta şirketleri bağlantılı tahvillere verilen ad. Buna göre, yatırımcı, felaket meydana gelirse kullanılmak üzere bir teminat koyar, fakat bu felaket olmazsa hem teminatını geri alır hem de yatırdığı süre boyunca faiz elde eder.

Bu kapsamda neyin felaket olarak nitelendirildiğine dair kesin, sözleşmeye bağlı olarak önceden tanımlanmış şartlar gerekiyor (örneğin, bir selde suyun ne kadar yükseldiği gibi) ve felaket bu belirli kriterleri karşılamıyorsa, tahvil sahibinin para harcaması gerekmez.

‘İklim değişikliği’ ile felaket riski arttıkça, risk primi (yani kâr) da artıyor.

CAT tahvilleri aynı zamanda sigortacılara da fayda sağlar, çünkü felaketler meydana geldiğinde ödeme yükünün bir kısmını riskten korunma fonlarına ve emeklilik planları ve çok zengin bireyler gibi diğer alıcılara kaydırabiliyorlar.

FEMA, Ulusal Sel Sigortası Programını desteklemek için bu yılın başlarında 275 milyon dolarlık CAT tahvili ihraç etti. Dünya Bankası, Şili’yi deprem ve tsunami hasarına karşı sigortalamaya yardımcı olmak için geçen yıl 350 milyon dolarlık CAT tahvili ihraç etti.

Uzmanlar, CAT tahvil piyasasının, orman yangınlarını ve ilk olarak geçen yıl piyasaya çıkan siber saldırıları kapsayan daha fazla tahvil ile genişleyeceğini tahmin ediyor.

2023’ün rekor felaket tahvili performansının tohumları birkaç yıl önce atıldı. Menkul kıymetler, birkaç büyük kasırganın ABD’yi vurduğu ve yatırımcıların mülk kayıplarını karşılamak için gereken parayı ödemeye çağrıldığı 2017 gibi bir tarihte genellikle kötü bir bahis olarak görülüyordu. 2019 ve 20202’de de kârlar pek iyi görünmüyordu.

Ardından, Ian kasırgası Eylül 2022’de Florida’yı vurunca ‘piyasa hareketlendi.’ Ian, eyalet tarihindeki en yıkıcı fırtınaydı ve 100 milyar dolarlık zarara neden oldu; bu zararın yalnızca %60’ı sigortalıydı.

Olay, sigortacıların defterlerindeki riskin daha fazlasını sermaye piyasalarına kaydırmasına yol açtı ve yaygın enflasyonun ortasında çok daha yüksek yeniden yapılanma maliyetleriyle, CAT tahvilleri piyasasının ısınarak geri gelmesi için zemin hazırlandı.

Sigortaya bağlı menkul kıymetler piyasasını takip eden Artemis’e göre, 2023’te CAT tahvil ihracı, mülk dışı ve özel işlemler de dahil olmak üzere tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 16,4 milyar dolara ulaştı.

Amerika

ABD’li Senatör Warner: İstihbaratımız İran’ın nükleer silah programına dair kanıt bulamadı

Yayınlanma

ABD Senatosu İstihbarat Komisyonu Başkan Yardımcısı Mark Warner, Amerikan istihbaratının İran’ın nükleer bomba üretme çalışmalarına yeniden başladığına dair kanıt bulamadığını açıkladı. Warner, bu durumun İsrail tarafından sunulan bilgilere rağmen geçerli olduğunu belirtirken, Başkan Donald Trump’ı istihbaratı görmezden gelmekle ve belirsiz bir İran politikası izlemekle eleştirdi.

ABD Senatosu İstihbarat Komisyonu Başkan Yardımcısı Mark Warner, Amerikan ulusal istihbaratının elinde İran’ın nükleer bomba yapma çalışmalarını yeniden başlattığına dair bir bilgi olmadığını belirtti.

MSNBC kanalına konuşan Warner, bu bilginin hafta başında senatörlere verilen kapalı bir brifingde teyit edildiğini söyledi.

Warner, daha önce mart ayında Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard’ın “İran’ın bir bomba yaratmaya yönelik herhangi bir eylemde bulunmadığını” ifade ettiğini hatırlattı.

Warner, “Ve bu hafta pazartesi günü, istihbarat verilerinin değişmediğine dair yeniden teyit aldık,” diye ekledi.

İsrail’in iddiası, ABD’yi ikna etmedi

The Wall Street Journal‘ın 17 Haziran tarihli haberine göre, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarından önce Tel Aviv, Washington’a istihbarat verileri sunmuştu.

İsrail tarafı, bu verilerin İran’ın nükleer silah geliştirme çalışmalarına yeniden başladığını gösterdiğini iddia etmişti.

Ancak gazete, Amerikan istihbarat temsilcileri ve diğer yetkililerin bu bilgiyi, İran’ın nükleer bomba yapma kararı aldığına dair ikna edici bir kanıt olarak görmediğini kaydetti.

Yetkililere göre veriler, daha çok İran’ın askeri nükleer programının 2003’te rafa kaldırılmasından önce toplanan materyallerin gözden geçirilmesi de dahil olmak üzere bilimsel araştırmaların devam ettiğine işaret ediyor.

‘Amerika’nın politikasının ne olduğu hakkında fikrim yok’

Senatör Warner, açıklamalarında Başkan Donald Trump‘ın İran politikasını sert bir dille eleştirerek, Trump’ın tüm istihbarat verilerini görmezden geldiğini belirtti. Warner, ABD’nin Tahran konusunda net bir pozisyonunun olmamasından duyduğu endişeyi dile getirdi.

Warner, “Tweet atarak dış politika yapmak delilik. Ve bu adamın yaptığı da bu,” ifadelerini kullanarak şunları söyledi:

“Başkan temelde tüm istihbaratı bir kenara bırakıyor. Amerikan politikasının bu durum karşısında ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. Ben İstihbarat Komisyonunun başkan yardımcısıyım. Eğer benim en ufak bir fikrim yoksa, Amerikan halkı ne biliyor? Ve bu konuda, dünya çapında kalan az sayıdaki dostumuz ne biliyor?”

İran: ABD savaşa dahil olursa yanıtımız sert olur

Okumaya Devam Et

Amerika

Gabbard ile Trump arasındaki gerilimin arka planı

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump ile Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard arasındaki gerilimin, dün Trump’ın açıklamalarından önce başladığı belirtiliyor.

POLITICO’da yer alan habere göre, Gabbard’ın 10 Haziran’da X’te paylaştığı bir video Trump’ı kızdırdı. Gabbard 3 dakikalık bu videoda, “siyasi elitler ve savaş çığırtkanları”nın “nükleer güçler arasında dikkatsizce korku ve gerginlik körüklediğini” ve dünyanın “nükleer yok oluşun eşiğinde” olduğunu söylüyordu.

Trump’ın bu izinsiz videoyu gördüğü ve öfkelendiği belirtiliyor. Kaynaklara göre, Beyaz Saray’daki çalışma arkadaşlarına, Gabbard’ın “haddini aştığını” söyledi. 

Gabbard’ın paylaşımı, İsrail’in Trump ile Beyaz Saray’da bir araya gelerek İran’a yönelik saldırılarını desteklemesi için lobi faaliyetlerinde bulunduktan birkaç gün sonra geldi.

Trump ve ona yakın bazı kişilerin gözünde Gabbard, İsrail’in İran’a saldırmasına yeşil ışık yakmaması konusunda Trump’ı uyarıyordu. Kaynaklar, Trump’ın Gabbard’a rahatsızlığını şahsen de ifade ettiği söyleniyor.

Bir Beyaz Saray yetkilisi, “Onun Tulsi’yi bir insan olarak sevmediğini sanmıyorum… Ama videonun onu Tulsi’ye karşı pek sıcak hissettirmediğini söyleyebilirim… ve insanların mesajından sapmasını sevmez,” dedi.

Yetkili, Trump’ın insanların kendisini düzeltmeye çalıştığını da sevmediğini ve “birçok kişinin bu videoyu yönetimin pozisyonunu düzeltmeye çalışmak olarak algıladığını” ekledi.

Trump’ın videoya verdiği tepki, İsrail’in savaşına katılma eşiğinde olan bir başkan ile geçmişte ABD’nin yeni dış çatışmalara girmesine şiddetle karşı çıkan müdahale karşıtı istihbarat şefi arasındaki uçurumun giderek genişlediğini ortaya koyuyor.

Bu gerginlikler salı günü, Air Force One uçağında bulunan bir muhabirin Trump’a Gabbard’ın mart ayında Kongrede yaptığı İran’ın nükleer silah üretmeye çalışmadığı yönündeki açıklaması hakkında soru sormasıyla gündeme geldi.

Trump, Gabbard’ın değerlendirmesini reddetti ve “Onun ne dediği umurumda değil. Bence silah üretmeye çok yakındılar,” dedi.

Geçen sonbaharda Trump, Gabbard’ın seçim kampanyasındaki desteğini övmüş ve “Amerika’yı Yeniden Büyük Yap” (MAGA) koalisyonunun ideolojik çeşitliliğini vurgulamak amacıyla, onu Robert F. Kennedy Jr. ile birlikte kabinesine dahil etmişti.

Fakat son aylarda Trump, Gabbard’ın ofisini tamamen kapatma konusunda giderek daha fazla düşünmeye başladı. Bu fikri, Gabbard’a görevi verirken de dile getirmişti.

Videoya verdiği tepkiye aşina olan bir kişi ve konuyla ilgili iki başka kaynağa göre, Beyaz Saray’da bu görevin CIA veya başka bir kuruma devredilmesi tartışılıyor ama bunun Gabbard için ne anlama geleceği belirsiz.

Ulusal İstihbarat Direktörü, başkanın baş istihbarat danışmanı olarak görev yapar ve geniş ABD casusluk ağını denetler.

Gabbard salı günü gazetecilere, kendisiyle başkanın İran konusunda “aynı görüşte” olduğunu vurguladı ve Gabbard’a yakın bir kişi, kendisiyle başkan arasında herhangi bir gerginlik olduğu iddialarını yalanladı.

Bu kişi, salı günü ikilinin Beyaz Saray’daki Durum Odasında diğer üst düzey yetkililerle bir araya geldiğini ve yönetimin, Gabbard’ın toplantıya katılabilmesi için brifingin saatini bile değiştirdiğini söyledi.

Gabbard’ın yakını, Trump’ın İran’a yönelik politikasını tamamen desteklediğini ve kişisel görüşlerinin başkana verdiği tavsiyeleri etkilemediğini, Trump’ı kendi görüşüne çekmeye çalışmadığını da sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

Amerika

‘Beyaz yaka’ işçiler ‘sonsuz iş gününe’ hapsedildi

Yayınlanma

Microsoft’un Work Trend Index Özel Raporundaki son verilere göre, işçiler için iş günleri giderek uzamaya devam ediyor.

Raporda “sonsuz iş günü” olarak adlandırılan bu durum, Covid-19 pandemisi sırasında uzaktan çalışmanın yaygınlaşmasıyla bir istisna olarak başladı, fakat o zamandan beri “bağlantısını tamamen kesemeyen” birçok kişi için norm haline geldi.

Microsoft, Microsoft 365 ürünlerinde “trilyonlarca” veri noktasını analiz ettikten sonra bu gözlemi yaptı.

Raporun elde ettiği bulgulara göre, telemetriyi kullanarak sabah 6’da çevrimiçi olan kişilerin %40’ının alarmı erteleme yerine iş e-postalarını kontrol ediyor. Bu arada, Teams sabah 8’e kadar Microsoft ortamındaki birincil iletişim platformu haline geliyor ve çalışanlar hafta içi ortalama 153 mesaj alıyor.

Toplantıların yarısı, insanların en üretken olduğu saatler olan (sirkadiyen ritimler nedeniyle) sabah 9 ile 11 ve öğleden sonra 1 ile 3 arasında gerçekleşiyor. Toplantıların %57’si takvim daveti olmadan gerçekleşirken, her 10 toplantıdan 1’i son dakikada planlanıyor.

Saat 20:00’den sonra yapılan toplantılar geçen yıla göre %16 arttı ve ortalama bir çalışan, normal çalışma saatleri dışında 50’den fazla e-posta gönderiyor veya alıyor. Hafta sonları, çalışanların yaklaşık %20’si öğleden önce iş e-postalarını kontrol ediyor.

Rapordaki en şaşırtıcı ayrıntılardan biri de şu: Microsoft 365 kullanan çalışanlar, “ana çalışma saatleri” içinde her iki dakikada bir toplantı, e-posta veya bildirimle kesintiye uğruyor.

Rapor, basit görevler için yapay zeka (AI) kullanmanın insanları işlerinin daha önemli yönlerine odaklanmaları için “özgürleştireceği” sonucuna varıyor. Fakat Forbes’ta yer alan bir değerlendirmede belirtildiği gibi, AI insanları sadece daha fazla görev için özgürleştiriyorsa, sağlıklı bir iş-yaşam dengesi ulaşılamaz olmaya devam edecek.

Üstelik Büyük Teknoloji’nin, yapay zeka otomasyonu ile “beyaz yaka” işgücü piyasasında elini rahatlatmaya hazırlandığı da görülüyor.

Amazon CEO’su Andy Jassy, yapay zekanın “kurumsal” işlerin azalacağı anlamına geldiğini söyledi. Jassy, şirketin “önümüzdeki birkaç yıl içinde” işten çıkarmalar yapacağı konusunda da uyarıda bulundu.

E-ticaret devinin CEO’su, salı günü çalışanlarına gönderdiği bir notta, şirketin maliyetleri düşürmek için tüm operasyonlarında, özellikle lojistik ağında yapay zeka kullanmaya başladığını duyurdu.

Jassy, şirketin yapay zeka kullanımını artırmak istediğini ve bunun iş kayıpları anlamına geleceğini söyledi.

Jassy, “Bugün yapılan bazı işleri yapan daha az insana, diğer tür işleri yapan daha fazla insana ihtiyacımız olacak. Bunun zaman içinde tam olarak ne gibi sonuçlar doğuracağını bilmek zor, ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde toplam kurumsal işgücümüzün azalmasını bekliyoruz,” dedi.

Bu not, Amazon ve diğer büyük teknoloji şirketlerinin, yapay zekaya yaptıkları büyük yatırımların verimliliğini kanıtlamaları için yatırımcıların baskısı altında olduğu bir dönemde geldi.

Seattle merkezli holding, mevcut mali yılda yaklaşık 100 milyar dolarlık yatırım yapmayı taahhüt etti ve bu yatırımın büyük bir kısmı yapay zeka altyapısına yönlendirilecek.

Amazon, yapay zeka patlamasında liderliği ele geçirmek ve hızla büyüyen kâr motoru Amazon Web Services’i güçlendirmek için rakipleri Google ve Microsoft ile yarışıyor.

Jassy geçen yıl, şirketin “bürokrasiyi ortadan kaldırmak” için çaba gösterdiğini ve daha az orta kademe yöneticiye sahip daha düz bir yapıya geçeceğini söylemişti.

Grup, 2023 yılında iki büyük işten çıkarma dalgasında 27.000 kişiyi işten çıkarırken, Amazon Web Services 2024 yılında yüzlerce kişiyi işten çıkardı.

Teknoloji şirketlerinin yöneticileri, AI’ın işten çıkarmalara yol açacağı görüşünü kamuoyuna açıklamaktan çekinirken, bu modellerin sağladığı verimlilik artışını vurgulamayı tercih ediyor.

Microsoft, mayıs ayında küresel işgücünün yüzde 3’ünü işten çıkardı. Eyalet kayıtlarına göre, Washington eyaletindeki genel merkezinde işten çıkarılanların çoğu yazılım mühendisleriydi.

Genel müdür Satya Nadella, AI’ın kod yazmada insanları yerini alabileceğini öne sürmüştü.

Nadella, nisan ayında Meta kurucusu Mark Zuckerberg’e, “Bugün depolarımızda bulunan kodların %20 ila 30’u ve bazı projelerimizin tamamı muhtemelen yazılım tarafından yazılmıştır,” dedi.

Microsoft, kesintilerin AI nedeniyle yapılmadığını açıkladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English