Rusya
Rusya ve Türkiye, ortak banka kurmayı planlıyor

Türk bankalarının ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırım tehditleri nedeniyle Rusya ile yaşadığı ödeme ve transfer sorunlarını çözmek amacıyla yetkililer, iki ülke arasında ortak bir banka kurulması için görüşmelere başladı.
Moskovskiy Komsomolets gazetesinde yer alan habere göre konuya ilişkin kesinleşmiş bir karar olmamakla birlikte taraflar, ortak bir finans kuruluşunun ortaya çıkmasının ülkeler arasında ticaret alışverişi kurulmasına yardımcı olacağı görüşünde.
Bu yılın başlarında Türkiye’deki bazı özel bankalar, ABD ve AB’nin ikincil yaptırım tehdidi nedeniyle Rus firmalarının hesaplarını kapatmıştı. Aynı zamanda, şahısların banka hesabı açmasına ilişkin prosedürler de sıkılaştırılmıştı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova’nın durumu çözmek için Ankara ile diyalog halinde olduğunu belirtmişti.
Türk ihracatçılar, bankaların Rusya’dan mal ödemeleri için yapılan para transferlerini kabul etmemesiyle karşı karşıya kaldı, işlemler 1 Ocak’tan bu yana fiilen durdu.
İki ülkenin ödeme pazarındaki sorunlar birkaç yıldır devam ediyor. Örneğin, Eylül 2022’de Türk bankaları Mir kartlarına hizmet vermeyi askıya almıştı.
2022 yılında ödemelerin yapılması için ayrı bir banka kurulması fikri de mevcuttu, bu banka Batılı ülkelerin yaptırımlarına maruz kalsa da ancak ödemeler yerel para birimleriyle (Türk lirası ve ruble) yapılacağı için bu durum bankanın çalışmasını etkilemeyecekti.
‘Türk bankalarının Rus karşı taraflara ödeme yapmayı reddetmesi sistemsel bir sorun haline geldi’
Konuya ilişkin yorumda bulunan Plehanov Rusya Ekonomi Üniversitesi Küresel Finansal Piyasalar ve Fintech Bölümü Doçenti İlyas Zaripov, şu ifadeleri kullandı:
“Rusya ile Türkiye arasında ortak banka kurulması, komşu ülkeler arasında istikrarlı yerleşimlerin sağlanması için acil bir ihtiyaç. İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2023 yılında 57 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor ve bu rakam 2022 yılına kıyasla yaklaşık 11 milyar dolar azaldı. Rusya ile Türkiye arasındaki ticari ilişkileri ve karşılıklı yatırımları artırma konusunda büyük bir potansiyel olmasına rağmen, yerleşim sorunları nedeniyle bu potansiyel tam olarak gerçekleştirilemiyor. Türk bankaları Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlara karşı zaten çok hassastı (2022 sonbaharından bu yana Rus ödeme sistemi Mir ile bağlantıları kesildi), ancak ABD Başkanı Joe Biden’ın aralık ayında Rus şirketlerinin yaptırımları delmesine yardımcı olduğundan şüphelenilen finans kuruluşlarına karşı ABD yönetimi tarafından ikincil yaptırımların uygulanması için basitleştirilmiş bir prosedür oluşturan kararnamesinden sonra, Türk bankalarının Rus karşı taraflara ödeme yapmayı reddetmesi sistemsel bir sorun haline geldi.
Aynı zamanda, Türk bankaları Rusları hesaplarını kapatmaya zorlamaya başladı: Rus şirketlerini işleri için herhangi bir bankacılık desteğinden mahrum bırakıyorlar. Bu durum sadece Türklerin ABD’nin ikincil yaptırımlarına maruz kalma ve Batılı muhataplarının gözünde reytinglerini ve ticari itibarlarını kaybetme korkularıyla değil, aynı zamanda bazı Türk bankalarının Batılı şirketlere ait olması ve bu nedenle başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin siyasi baskılarına karşı savunmasız ve uysal olmalarıyla da açıklanmaz.
Bu, ödemelerin tamamen dondurulduğu anlamına gelmiyor; sadece üçüncü ülke bankaları aracılığıyla, nihai ödeme amacının ve temel sözleşmenin tamamen kamufle edilmesiyle gerçekleştiriliyor. Bu da ek masraflara ve ürün ya da hizmetin nihai fiyatında artışa yol açıyor. Özel bir Rus-Türk bankasının kurulması, Ruslar için zehirli olan dolar ve avroya bağlı kalmadan, yerel para birimlerinde veya dost ülkelerin talep edilen para birimlerinde, örneğin yuanda, karşılıklı ödeme sisteminin organize edilmesine olanak sağlayacaktır.
‘Bankaya yönelik olası yaptırımların etkinliği düşük olacaktır’
Rus-Türk bankasına karşı yaptırım olasılığının yüksek olduğu belirtilebilir, fakat bu finans kuruluşunun esas olarak yerel para birimlerindeki ödemeler ve yerleşimlere yöneldiği dikkate alınırsa, Rus-Türk bankasının Batı bankalarıyla muhabirlik ilişkilerini sürdürmeye ihtiyacı olmadığından, olası yaptırımların etkinliği düşük olacaktır. Bu bankanın perakende müşterilerinin sorunlarını, yani Mir ve Troy ödeme kartlarıyla yapılan ödemeleri çözmesi pek mümkün görünmüyor.”
Rusya
Rusya’da hükümet zayıf ruble beklerken Merkez Bankası ‘istikrar’ mesajı verdi

Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, rublenin güçlenmesinin sürdürülebilir bir eğilim olduğunu ve bunun sıkı para politikasının bir sonucu olduğunu belirtti. Hükümet ve piyasa analistleri rublede zayıflama beklerken, Nabiullina kurun arz ve talep dengesiyle belirlendiğini ve hedeflenen bir seviye olmadığını vurguladı. Analistler ise petrol fiyatlarındaki düşüş ve ithalattaki artış riskiyle rublenin yakın zamanda zayıflayacağını öngörüyor.
Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, hükümetin bütçe açığını kapatmak ve yavaşlayan ekonomiyi canlandırmak için umduğu rubledeki düşüş beklentilerinin aksine, Rus para birimindeki güçlenmenin istikrarlı olduğunu açıkladı.
Piyasa katılımcıları da Rus para biriminde kaçınılmaz bir zayıflamanın ne zaman başlayacağını tartışırken, Merkez Bankası’nın bu beklenmedik değerlendirmesi dikkat çekti.
Nabiullina, politika faizini yüzde 21’den yüzde 20’ye düşürme kararının ardından yaptığı açıklamada, “Nisan ayına göre şu anda döviz kurunun dinamiklerinin istikrarı konusunda daha fazla güvene sahibiz,” dedi.
Nabiullina, “Rublenin güçlenmesinin büyük bir kısmını sıkı para politikasının sonuçlarına bağlıyoruz. Bu temel bir faktördür. Kısa vadeli faktörler ruble kurunu etkileyebilir ancak eğilimi belirlemez,” ifadelerini kullandı.
Güçlenmenin temel faktörü sıkı para politikası
Bu yılın başından bu yana dolara karşı yüzde 23 değer kazanan ruble, dünyanın en iyi performans gösteren para birimlerinden biri oldu.
Piyasa başlangıçta bu durumu, geçen yılın sonunda doların 110 rublenin üzerine çıkmasının ardından bir düzeltme olarak görüyordu.
Daha sonra savaşın sona ereceği umutları ve üç yıl aradan sonra ilk kez yurt dışından ülkeye para akışı başladı. Maliye Bakan Yardımcısı İvan Çebeskov, yaptırımlara rağmen gelen bu parayı “kovboy parası” olarak nitelendirmişti.
Rus vatandaşları bile yurt dışı bankalardaki paralarının küçük bir kısmını ülkeye geri getirdi. Mart-Nisan aylarında yurt dışından Rus bankalarındaki hesaplara yapılan transferler 62,6 milyar rubleyi buldu.
Merkez Bankası, şubat ayında yerleşik olmayanların Maliye Bakanlığı ihalelerinden 2019’dan bu yana en yüksek tutarda (43 milyar ruble) federal kredi tahvili aldığını ve mart ayında ikincil piyasadan 25 milyar rublelik menkul kıymet satın aldığını kaydetti.
Nabiullina, bunların çok büyük paralar olmadığını belirtti. Temettü sezonunun da (şirketlerin hissedarlara ödeme yapmak için rubleye ihtiyaç duyması ve ihracatçıların birikmiş dövizlerini satması) kuru etkilediğini ancak eğilimi bunun değil, Merkez Bankası politikasının şekillendirdiğini vurguladı.
CASE Analitik Merkezi Başkanı Dmitriy Nekrasov da rublenin bu seyrinin, Merkez Bankası’nın yüksek faiz oranının doğrudan bir sonucu olduğuna şüphe kalmadığını, ancak yaptırım koşullarında bu politikanın spekülatif sermayenin hızlı girişiyle değil, ithalatın ve sermaye çıkışının kademeli olarak azalmasıyla işlediğini belirtti.
Rusya Merkez Bankası, Eylül 2022’den bu yana ilk kez faiz indirimine gitti
Analistler düşüşün yakın olduğundan emin
Merkez Bankası’nın politika faizini düşürme kararının ardından yapılan açıklamada, politikanın uzun süre sıkı kalacağı vurgulandı.
Bütçenin durumu ve rublenin biraz zayıflatılması gerekip gerekmediği yönündeki bir soruya Nabiullina, “Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı herhangi bir hedef kur seviyesini tartışmıyor,” yanıtını verdi.
Kurun dalgalı olduğunu ve arz-talep dengesiyle belirlendiğini söyleyen Nabiullina, petrol fiyatları düşse de ithalatın azalmasıyla dış ticaret fazlasının çok düşmediğini, ruble varlıklarına talebin yüksek olduğunu ve bunun iç piyasada istikrarlı bir döviz dengesi sağladığını özetledi.
Ancak analistler, kurun tersine döneceğinden ve bu anın yakın olduğundan şüphe duymuyor. Yatırım bankeri Yevgeniy Kogan, ucuz petrolün döviz girişini azaltacağını ve güçlü rublenin ithalatta sıçramaya yol açabileceğini belirterek risklerin arttığını yazdı.
Kogan, rublenin önümüzdeki aylarda, muhtemelen haziran-temmuzda zayıflamasını bekliyor.
T-İnvestitsiy Baş Ekonomisti Sofya Donets ise rublenin dolar karşısında 90’ın üzerine çıkacağı zayıflama faktörlerinin temmuz-ağustos aylarında kritik seviyeye ulaşabileceğini düşünüyor.
Diğer yandna Makroekonomik Analiz ve Kısa Vadeli Tahmin Merkezi (TsMAKP), rubledeki düşüşün “aşırı bir sıçrama” ile gerçekleşmesinden, yani mevcut aşırı değerlenmenin ardından daha da sert bir zayıflama yaşanabileceğinden endişe ediyor.
Hükümetin de 100 rublelik bir dolar kuruna karşı olmasa da devalüasyonun kontrolden çıkmasından korktuğu belirtiliyor. Tsifra Broker analistleri ise yıl sonunda doların 107 ruble olmasını bekliyor.
Nisan sonunda güncellenen hükümet tahmini, bu yıl için ortalama 94,3 ruble/dolar ve yıl sonu için 98,7 ruble/dolar kuru öngörüyor.
Merkez Bankası’nın mayıs sonunda anket yaptığı analistlerin konsensüsü ise yıllık ortalama 91,5 ruble/dolar seviyesindeydi.
Gazprombank analistlerine göre bu, yıl sonunda doların 98-100 ruble seviyesine dönmesine karşılık geliyor. Ekonomist Yegor Susin ise Rus bankalarındaki döviz mevduatlarındaki artışa dikkat çekiyor.
Merkez Bankası’nın ön verilerine göre, mevduatlar mayıs ayında 3,2 milyar dolar, yıl başından bu yana ise 12,9 milyar dolar arttı. Susin, “İç piyasada biriken döviz rezervi, kurun yön değiştirmesi durumunda durumu yumuşatacaktır,” değerlendirmesini yaptı.
Rusya
Abhazya’da havalimanı çalışanı Ukrayna’ya bilgi sızdırırken FSB tarafından yakalandı

Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Abhazya Devlet Güvenlik Servisi ile ortak bir operasyonla Sohum Uluslararası Havalimanı’nda çalışan bir kişiyi Ukrayna askeri istihbaratıyla işbirliği yaptığı gerekçesiyle gözaltına aldı. Şüphelinin, terör saldırısında kullanılabileceği belirtilen havalimanı şemalarını Ukrayna’ya göndermeyi planladığı açıklandı. Gözaltına alınan şahıs, Ukrayna istihbaratıyla işbirliği yaptığını itiraf etti.
Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Abhazya Devlet Güvenlik Servisi ile ortaklaşa düzenlediği operasyonla, Sohum Uluslararası Havalimanı’nda Ukrayna askeri istihbaratıyla işbirliği yapan bir çalışanı gözaltına aldı.
TASS haber ajansının FSB Halkla İlişkiler Merkezi’ne dayandırdığı habere göre, 45 yaşındaki Rus vatandaşı olan şüpheli, havalimanının mühendislik-teknik hizmetler bölümünde uzman olarak görev yapıyordu.
Terör saldırısı için plan sızdıracaktı
FSB’nin açıklamasına göre şüpheli, Ukrayna Savunma Bakanlığı Ana İstihbarat Müdürlüğü (GUR) temsilcisiyle “gizli işbirliği ilişkisi” sürdürüyordu.
Bağlantıda olduğu kişilerin talimatıyla havalimanında yürüttüğü çalışmalar hakkında Ukrayna tarafına bilgi aktaran şüphelinin, ayrıca havalimanının plan şeması ile uluslararası delegasyonlar için kullanılan kapalı otoparkın krokisini de göndermeyi planladığı tespit edildi.
FSB, bu plan şemasının patlayıcı yerleştirilerek bir terör saldırısı düzenlemek amacıyla kullanılabileceğini değerlendiriyor.
Gözaltına alınan şahıs, GUR ile işbirliği yaptığını itiraf etti. Şüpheli, yerine getirdiği görevleri ve Rusya’dan resmi yetkililerin Abhazya’yı ziyaretleri hakkında bilgi toplama talimatı aldığını anlattı.
Abhazya’da gözaltına alınan kişi hakkında bölgenin Ceza Kanunu’nun 274. maddesi uyarınca casusluk suçlamasıyla ceza davası açıldı.
FSB direktörü terörle mücadele verilerini açıkladı
10 Haziran’da FSB Direktörü Aleksandr Bortnikov, güvenlik güçlerinin 2024 yılı içinde Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinde 550 terör ve aşırılık yanlısı suçu önlediğini açıklamıştı.
Bortnikov, geçen yıl 5 bin 500’den fazla terörist, aşırılık yanlısı ve paralı askerin tespit edildiğini ve bu kategorideki bin 500’den fazla kişinin ceza davalarına tabi tutulduğunu belirtmişti.
Krasnodar’da bir başka operasyon
Aynı gün FSB Halkla İlişkiler Merkezi, Krasnodar Krayı’nda Ukrayna Güvenlik Servisi’nin (SBU) talimatıyla terör saldırısı planlayan 22 yaşındaki bir Rusya vatandaşının gözaltına alındığını bildirmişti.
FSB’ye göre şahıs, şubat ayında Ukrayna özel servisi tarafından Rusya’da istihbarat toplamak amacıyla devşirildi.
Şüphelinin, Krasnodar Krayı’ndaki bir enerji tesisini havaya uçurmak için gizli bir yerden 2,5 kilogram ağırlığında el yapımı bir patlayıcıyı (EYP) almayı planladığı ifade edildi. Ayrıca, şüphelinin askeri tesislerin fotoğraflarını çektiği ve Karadeniz Filosu gemilerinin hareketleri hakkında bilgi topladığı da belirtildi.
Şahıs hakkında terör saldırısına hazırlık ve yasa dışı patlayıcı madde bulundurma suçlarından ceza davası açıldı.
WaPo: Ukrayna, Rusya’nın Pasifik Filosu’na saldırmaya hazırlanıyor
Rusya
Rusya’nın benzin ihracatı mayıs ayında yarı yarıya düştü

Rusya’nın deniz yoluyla benzin ihracatı, mayıs ayında yıllık bazda yüzde 47 düşerek 133 bin tona geriledi. Fiyat Endeksleri Merkezi’ne göre bu sert düşüşün arkasında Asya’ya yönelik sevkiyatların durması, rafinerilerdeki bakım çalışmaları ve güçlü ruble gibi nedenler yatıyor. İhracattaki düşüşe rağmen Afrika ve Brezilya’ya yapılan sevkiyatlarda artış gözlendi.
Rusya’nın deniz yoluyla benzin ihracatı, mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 47, nisan ayına göre ise yüzde 63 oranında düşerek 133 bin tona geriledi.
RBK gazetesi tarafından incelenen Fiyat Endeksleri Merkezi raporuna göre, bu sert düşüşle birlikte 2025’in ilk beş ayındaki toplam deniz yoluyla benzin ihracatı, yıllık bazda yüzde 3,3 azalarak 1,7 milyon ton olarak gerçekleşti.
İhracattaki düşüşün nedenleri
Fiyat Endeksleri Merkezi uzmanları, mayıs ayındaki çöküşün ana nedeninin “elverişsiz fiyat koşulları ve güçlü ruble” nedeniyle Asya’ya yönelik sevkiyatların tamamen durması olduğunu belirtti. Nisan ayında Rus ihracatçılar Asya’ya 156 bin ton benzin satmıştı.
İhracattaki düşüşte, ay sonuna kadar uzatılan petrol rafinerilerindeki bakım çalışmaları da etkili oldu.
Komsomolsk, Ufaneftehim ve Volgograd rafinerilerindeki birincil işleme ünitelerinde yapılan bakımlar, benzin üretiminin nisan ayına kıyasla toplamda 72 bin ton azalmasına yol açtı.
Raporda ayrıca, iç pazarda yakıta olan talebin mevsimsel olarak arttığına dikkat çekildi.
Ana rota Afrika ve Brezilya oldu
Mayıs ayında benzin sevkiyatı için kilit pazar Afrika ülkeleri oldu. Kıtaya yapılan yakıt ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 90, bir önceki aya göre ise yüzde 17 artarak 90 bin tona ulaştı.
Bu yılın ilk beş ayında Afrika’ya gönderilen toplam benzin miktarı, 2024’ün aynı dönemine göre yüzde 3 artışla 622 bin ton oldu.
Hacim bakımından ikinci en büyük pazar ise Brezilya oldu. Mayıs ayında bu ülkeye, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 artışla 41 bin ton benzin gönderildi.
Uzmanlar ihracatın artmasını bekliyor
Kantitatif analitik ajansı Siala’dan uzman Vladimir Nikitin, verilere göre 2025 yılında ayda sadece iki ila dört gemiyle benzin ihraç edildiğini hesapladı.
Nikitin, “İlkbaharda rafinerilere yönelik güçlü İHA saldırıları olmadı ancak bu riskler açıkça hesaba katılmıştı. Bu nedenle stoklar fazla olabilir ve dolayısıyla ihracat yakında artabilir,” diye ekledi.
NEFT Research yönetici ortağı Sergey Frolov, benzinin dizel yakıtın aksine Rus petrol şirketleri için kilit bir ihracat ürünü olmadığını belirtti.
Frolov, “Yurt dışı sevkiyat hacmi nispeten düşük ve sadece iç pazara sunulmayan fazlalık ile Çevre Sınıfı-5’e uymayan bazı benzin türleri ihraç ediliyor,” şeklinde konuştu.
Hükümete bağlı Finans Üniversitesi’nden Profesör Mihail Yumayev’e göre ise güçlü Rus para birimi, ihracatçıların ruble bazındaki gelirlerini düşürerek iç pazarı petrol şirketleri için daha cazip hâle getiriyor.
Fiyat Endeksleri Merkezi analisti David Martirosyan, “Rafinerilerdeki bakım çalışmalarının sona ermesi, iç piyasadaki yeterli benzin stokları ve tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu dönemde çiftçilere kesintisiz tedarik sağlanması göz önüne alındığında, deniz yoluyla ihracat seviyesinin yeniden toparlanması bekleniyor,” dedi.
Martirosyan, Rus para biriminin yılın ikinci yarısında dolar karşısında 100 ruble seviyesine yakın bir değere gerilemesinin de bu duruma etki edebileceğini sözlerine ekledi.
Suudi Arabistan’dan petrol resti: OPEC+ üretim artışında Rusya’yı dinlemedi
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Dünya Basını2 hafta önce
FP: ABD anlaşma değil teslimiyet istiyor
-
Görüş1 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2