Rusya
Putin: Bu savaşı biz başlatmadık

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 27. St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu (SPIEF) çerçevesinde uluslararası haber ajanslarının yöneticileriyle yaptığı görüşmede, Ukrayna’daki savaşın Rusya yüzünden değil 2014’teki darbeden sonra başladığını söyledi.
RIA Novosti‘nin aktardığına göre Putin, yaptığı açıklamada “Bu savaşı biz başlatmadık, savaş 2014 yılında bir darbe ve darbeyi kabul etmeyenleri silah kullanarak ezme girişimlerinin ardından başladı,” dedi.
Rusya’nın Ukrayna’da barışçıl bir çözüm için bir formül bulmak amacıyla her türlü çabayı gösterdiğini kaydeden Putin, “Rusya barışçıl yollarla bir çözüm formülü bulmak için her türlü çabayı sarf etti; 2015 Minsk’te Minsk anlaşmaları olarak adlandırılan ve tesadüfen BM Güvenlik Konseyi kararıyla yasal olarak oluşturulan anlaşmaları imzaladık,” ifadelerini kullandı.
Rusya lideri, bunun anlaşmanın uygulanmasını gerekli kıldığını ancak Ukrayna’nın askeri yaklaşımı benimsemeye karar verdiğini de sözlerine ekledi.
Washington’un Ukrayna’da anayasaya aykırı bir şekilde yönetime el konulmasını kışkırttığına ve bu nedenle şu anda orada yaşananlardan eşit derecede sorumlu olduğuna dikkat çeken Putin, “Yaşananlardan, [Ukrayna’da] iktidarın anayasaya aykırı bir şekilde ele geçirilmesini provoke eden ekiple birlikte ABD de sorumludur. Sonucun ne olduğu hakkında daha fazla şey söylememe gerek var mı?” diye konuştu.
Rus gazetecilere yönelik engellemeler
Rusyalı gazetecilerin Batı’nın her yerinde engellendiğini ve gözdağına maruz kaldığını belirten Putin, şöyle devam etti: “Gazetecilerimiz nerede çalışmaya çalışırlarsa çalışsınlar, her yerde engelleniyorlar. Her yerde, yani çalışanlar korkutuluyor, banka hesapları kapatılıyor, ulaşım araçları ellerinden alınıyor.”
Rus medya temsilcilerinin yaptığı tek şeyin küresel olaylara dair Moskova’nın bakış açısını anlatmak olduğunu vurgulayan Putin, “Medya temsilcilerimizin ve Rusyalı meslektaşlarınızın yaptığı tek şey, dünyada, ülkemizde ve Avrupa’da meydana gelen belirli süreçlere ilişkin bizim bakış açımızı anlatmak,” diye ekledi.
Clooney Vakfı, Rus gazeteciler hakkında tutuklama emri istedi
Ukrayna’daki kayıplar
Bunun yanı sıra Putin, Rusya’nın Ukrayna’daki çatışmalarda yaşadığı kayıpların Kiev’in kayıplarından birkaç kat daha az olduğunu, geri dönülemez personel kaybı oranının ise bire beş olduğunun altını çizdi.
Rusya lideri, “Özellikle telafisi mümkün olmayan kayıplar söz konusu olduğunda, kayıplarımızın Ukrayna tarafının kayıplarından kesinlikle birkaç kat daha az olduğunu biliyorum,” değerlendirmesini yaptı.
Putin ayrıca Ukrayna ordusunun ayda yaklaşık 50 bin asker kaybettiğini söyledi. Savaş esirleriyle ilgili olarak Putin, toplam 1348 Rus asker ve subayının Kiev tarafından esir alındığını, Rusya’nın ise şu anda 6 bin 465 Ukraynalı askeri esir tuttuğunu ifade etti.
Bu arada, Rusya’nın istihbarat verilerine göre Kiev’in geçen ay seferberlik sırasında yaklaşık 50 bin asker topladığını söyleyen Putin, Kiev’in kayıplarını telafi etmeyi amaçladığını, zira ‘topyekûn seferberliğin’ bile sorunlarını çözemeyeceğini sözlerine ekledi.
Rusya Devlet Başkanı, “ABD yönetimi [Ukrayna’da] seferberlik eşiğinin kademeli olarak 25’ten 23’e, ardından 20’ye ve nihayet 18 yıla indirilmesinde ya da tek seferde 18 yaşa indirilmesinde ısrar ediyor. Halihazırda 17 yaşındaki erkek çocukların askeri kayıtlara geçirilmesi gerekiyor,” yorumunu yaptı.
Putin, Rusya’ya zarar vermeye çalışanların, kendilerine daha fazla zarar verdiklerini anlamaları gerektiğine işaret etti.
Çatışma bölgelerine silah temini üzerine
Putin, bir çatışma bölgesine silah tedarik etmenin her zaman kötü, tehlikeli ve ciddi bir adım olduğunu belirtti.
Rusya lideri, “Çatışma bölgesine silah tedariki her zaman kötüdür. Üstelik bu silahları tedarik edenlerin sadece silah tedarik etmekle kalmayıp bu silahları kontrol etmelerinden kaynaklanıyorsa. Bu da çok ciddi ve çok tehlikeli bir adımdır,” dedi.
Almanya’nın Ukrayna’ya füze tedariki üzerine
Putin, Berlin’in Kiev’e füze tedarik etmesinin Moskova ile ilişkilerini ‘tamamen’ bozacağını vurguladı.
Rusya lideri, “Alman yapımı ilk tanklar Ukrayna topraklarında göründüğünde, bu Rusya’da ahlaki ve etik bir şok yarattı. Zira Rusya toplumunda Federal Cumhuriyet’e yönelik tutum her zaman son derece iyi olmuştur. Şimdi, yakında Rusya topraklarındaki hedefleri vuracak bir tür füzenin ortaya çıkacağını söylediklerinde, bu elbette Rusya-Almanya ilişkilerini tamamen yok edecektir,” diye konuştu.
Alman yönetiminde hiç kimsenin kendi yurttaşlarının çıkarlarını korumadığını belirten Putin, Almanya’nın enformasyon politikaları ve savunma alanlarında ‘okyanus ötesindeki’ üst akla bağımlı olduğunu savundu.
Alman milletvekili Dağdelen: NATO, Ukrayna’ya asker göndermek için bahane arıyor
Ukrayna’ya uzun menzilli füze tedariki
Diğer yandan Putin, Rusya’nın Ukrayna’ya uzun menzilli silah tedarikine tepkisinin asimetrik olabileceğini kaydetti.
Rusya Devlet Başkanı, “Birileri topraklarımıza saldırmak ve bize sorun yaratmak için savaş bölgesine bu tür silahlar tedarik etmeyi mümkün görüyorsa, o zaman neden dünyanın hassas tesislerine saldırılar düzenlenecek bölgelerine aynı sınıftan silahlarımızı tedarik etme hakkına sahip olmadığımızı düşünüyoruz… Cevap asimetrik olabilir. Bunu düşüneceğiz,” ifadesini kullandı.
Putin, Rusya’nın başka ülkelerin kendisine karşı savaşa sürüklendiğini görürse, benzer şekilde hareket etme hakkını saklı tutacağını da sözlerine ekledi.
ABD başkanlık seçimleri üzerine
Putin, Rusya’nın Amerikan halkı tarafından seçilen herhangi bir ABD başkanıyla çalışacağını söyledi.
Putin, “Bizim için nihai sonucun çok da önemli olmadığına inanıyoruz. Rusya, Amerikan halkı tarafından seçilecek herhangi bir ABD başkanı ile çalışacaktır,” diye konuştu.
Rusya’nın ABD’deki siyasi sürece müdahale etmediğini ve etmeyeceğini söyleyen Putin, ABD’nin iç siyasi mücadelelerle ‘kendi kendini yaktığına’ dikkat çekti.
ABD Başkanı Joe Biden’ın eski usul bir politikacı olduğunu ve öngörülebilir olduğunu kaydeden Putin, “Sayın Biden hakkındaki açıklamamı herkesin şüpheyle karşıladığını daha önce de söylemiştim, ancak bu açıklamada Başkan Biden’a yönelik bir tür gizli saldırı da gördüler, ancak kendisi gerçekten eski usul bir politikacı,” değerlendirmesini yaptı.
Avrupa Birliği ile ilişkiler
Rusya lideri, Avrupa Birliği (AB) liderlerinin kendilerine daha fazla güvenmeleri ve ulusal çıkarlarını korumak için daha fazla cesarete sahip olmaları halinde sorunlara çözüm bulmanın mümkün olacağını vurguladı.
Putin, “Kendilerine daha fazla güven duymaları ve ulusal çıkarlarını korumak için daha fazla cesaret göstermeleri halinde [AB liderleriyle sorunlara çözüm bulmak] mümkün,” diye ekledi.
Washington’un ekonomi politikası üzerine
Rusya Devlet Başkanı, ABD yönetiminin ekonomi politikasında birbiri ardına hatalar yaptığını dile getirerek “Uluslararası politika alanında, iç politikada ve aynı zamanda ekonomi politikasında, bugünkü yönetimin birbiri ardına hatalar yaptığını düşünüyorum,” diye konuştu.
Washington’un küresel liberalizmin lideri olma arzusunun devleti içeriden çökerttiğini vurgulayan Putin, şunları söyledi: “ABD’de kimsenin Ukrayna’yı umursamadığı konusunda bana katılacağınızı düşünüyorum, Ukrayna ve Ukrayna halkı ile değil, kendi üstünlüklerini ellerinde tutmakla ilgileniyorlar.”
Donald Trump’ın iktidara gelmesi halinde ABD’nin Kiev politikasında herhangi bir değişiklik olup olmayacağını söylemenin zor olduğunu belirten Putin, ABD’nin şu anda üstünlük pozisyonuna zarar vereceği düşüncesiyle Rusya’nın başarısını engellemeye çalıştığını da sözlerine ekledi.
Rusya-Çin ilişkileri üzerine
Bunun yanı sıra Putin, Rusya ile Çin arasındaki ikili ilişkilerin durumsal olmadığını ve derin, karşılıklı çıkarlara dayandığını vurguladı.
Rusya lideri, “[Çin ve Rusya arasındaki] ikili ilişkilere gelince, bunların durumsal nitelikte olmadığına dikkatinizi çekmek isterim. Bu ilişkiler derin ve karşılıklı çıkarlara dayanıyor,” diye konuştu.
Putin, Çin’in Rusya’nın başlıca ticaret ortağı olduğu 15 yıl boyunca Moskova ile Pekin’in ilişkilerini fırsatçı dünya olaylarına değil, karşılıklı çıkarlara dayalı olarak inşa ettiklerini kaydetti.
Moskova ile Pekin arasında uçak üretimi ve yapay zeka da dahil olmak üzere yüksek teknoloji ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik beklentileri de ele alan Putin, “Yüksek teknolojiler alanında da iyi beklentilerimiz var,” dedi.
Putin, Rusya ile Çin’in savunma sanayi işbirliğini sürdürdüğünü ve Moskova’nın Pekin’e sunacak bir şeyleri olduğunu belirtti.
Rusya lideri, “Askeri-teknik iş birliği üzerinde çalışıyoruz. Burada Çinli dostlarımıza sunabileceğimiz bir şeyler var. Çinli dostlarımız da bu alanda birlikte çalışmak istiyorlar,” bilgisini verdi.
Putin ayrıca Rusya ve Çin’in ortak tatbikatlar gerçekleştirdiğini ve gerçekleştirmeye devam edeceğini kaydetti.
Türkiye ile ilişkiler
Türkiye ile ilişkilere ve ABD’nin ‘ikincil yaptırım’ tehditleri nedeniyle yaşanan sorunlara değinen Putin, şöyle devam etti:
“Türk hükümetinin ekonomik bloku son zamanlarda Batılı finans kuruluşlarından kredi, yatırım ve hibe almaya odaklanıyor. Bu muhtemelen kötü bir şey değil. Ama eğer bu Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkilerin kısıtlanmasından kaynaklanıyorsa, o zaman Türk ekonomisinin kazancından çok kaybı olacaktır.”
Azerbaycan ile ilişkiler
Putin, Rusya ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin başarılı, güvenilir ve pragmatik bir şekilde gelişmekte olduğunu, Bakü yönetiminin karşılıklı çıkara dayalı devletlerarası ilişkiler kurmaya kararlı olduğunu ifade etti.
Rusya lideri, “İlişkilerimiz başarılı, güvenilir ve son derece pragmatik bir şekilde gelişiyor. Azerbaycan yönetiminin devletlerarası ilişkileri tam olarak karşılıklı çıkar ve bir dereceye kadar birbirlerine sempati temelinde kurmaya kararlı olduğunu görüyoruz,” diye konuştu.
İkili ilişkilerin daha da geliştirilmesi için Rusya ile Azerbaycan arasındaki ulaşım altyapısının geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Putin, şöyle devam etti: “Lojistik gelişimi açısından bu alanda yapılması gereken çok şey var. Kesinlikle haklısınız. Bu sadece Kuzey-Güney [uluslararası ulaşım koridoru] ile ilgili değil, diğer alanlarda da geçerli. Örneğin Rusya-Azerbaycan sınırının Dağıstan kesimindeki lojistik merkezler arasındaki bağlantı.”
Azerbaycan, Ermenistan sınırındaki dört köyde kontrolü ele geçirdi
Rusya’nın ekonomik büyümesi üzerine
Bununla beraber Putin, Rusya ekonomisinin bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 5,4 oranında büyüdüğünü belirtti.
Rusya lideri, ekonomik sıralamadaki yerin kendi başına bir amaç olmadığını, önemli olanın ülkenin ekonomik büyüme hızını korumak olduğunu ve bunu da başardıklarını sözlerine ekledi.
Kuzey-Güney Koridoru
Arap devlet fonları da dahil olmak üzere yabancı yatırımcıların Kuzey-Güney uluslararası ulaşım koridoruna ilgi gösterdiklerini ve projenin oldukça karlı olacağını kaydeden Putin, şöyle devam etti: “Çok karlı olacağından, Arap egemen fonları da dahil olmak üzere bu projeye ilgi duyduklarını beyan eden yabancı yatırımcılar da var. Bu anlaşılabilir bir durum, zira egemen fonlar her zaman güvenilir yatırımlar ararlar. Bu güvenilir yatırımlardan biri, çünkü karlılığı sağlanacak ve garanti altına alınacak.”
Putin, projenin hayata geçirilmesinden ‘hiç şüphesi’ olmadığını vurguladı.
Putin: Kuzey-Güney koridoru geniş uluslararası işbirliğine örnek olmalı
Ukrayna üzerinden Avrupa’ya doğalgaz tedariki
Şu anda iki boru hattından sadece biri çalışır durumda olsa da Rusya, Ukrayna üzerinden Avrupa’ya gaz tedarik etmeye devam ediyor.
Putin, “Ukrayna toprakları üzerinden Avrupa’ya gaz tedarik etmeye devam ediyoruz. Biz tedarik ediyoruz. İki boru hattımız vardı. Ukrayna tarafı bunlardan birini kapattı, vanayı bozdu ve öylece kapattı. Oysa bunu yapmak için hiçbir neden yoktu. Sadece bir boru hattı kalmıştı. Her neyse, gazımız bunun üzerinden Avrupa’ya pompalanmaya devam ediyor,” dedi.
Ayrıca Putin, Avrupalı tüketicilerin TürkAkım boru hattı üzerinden de gaz aldığını anımsattı.
Putin, “Kuzey Akım boru hatlarından biri yok edildi. Tanrı’ya şükür bir diğeri hala sağlam, peki Almanya neden gazımızı bu boru hattı üzerinden almak istemiyor? Biri bana bunu açıklayabilir mi? Burada mantık nerede? Ukrayna’dan geçirebiliyorlar, Türkiye’den geçirebiliyorlar ama Baltık Denizi’nden geçiremiyorlar, öyle mi? Bu nasıl bir hezeyandır?” dedi.
Gazze’deki katliamlar üzerine
Gazze Şeridi’ndeki mevcut durumun bir savaştan ziyade sivil nüfusun tamamen yok edilmesi olduğuna dikkat çeken Putin, “İsrail’in uğradığı terör saldırısına karşılık olarak Gazze’de şu anda yaşananlar savaşa pek benzemiyor. Görünen, sivil nüfusun tamamen yok edilmesidir,” diye vurguladı.
Rusya Devlet Başkanı, bunun Washington’un Filistin krizini çözme konusunu tekeline almasından kaynaklandığına işaret etti.
Putin, “Bunun, ABD’nin İsrail-Filistin çözümünü tekeline alma ve bu karmaşık meseleyi birlikte çözmek için özel olarak oluşturulan tüm uluslararası araçları bir kenara itme politikasının bir sonucu olduğuna inanıyoruz… Belki de ABD yönetiminden birileri, bu konuda ne kadar az görüş olursa sonuç almanın o kadar kolay olacağına inanıyor, ancak açıkça yanılıyorlar,” diye konuştu.
Rus lider, Moskova’nın hem bölgedeki hem de İslam dünyasındaki siyasi ağırlığı nedeniyle Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu krizin çözümüne katkıda bulunacağına inandığını ve Moskova’nın da Erdoğan’a yardımcı olmak için elinden geleni yapacağını kaydetti.
Terör söz konusu olduğunda Rusya’nın her türlüsüne karşı olduğunu dile getiren Putin, “Elbette, herhangi bir yerde ve herhangi bir ülkede sivillere yönelik saldırılar da dahil olmak üzere terörün her türlüsüne karşıyız,” ifadelerini kullandı.
Bu arada Rusya Devlet Başkanı, Rusya’nın Gazze Şeridi konusundaki tutumunun siyasi koşullara bağlı olmadığını ve Sovyetler Birliği’nin Filistin devletini 1988’de tanıdığı göz önüne alındığında Sovyet döneminden bu yana değişmediğini anımsattı.
Rusya’nın çözümde öncü bir rol oynamaması gerektiğini, ancak katkıda bulunabileceğini de vurgulayan Putin, şöyle devam etti: “Rusya’nın öncü bir rol oynaması önemli mi? Bence değil. Bu çatışmaya dahil olan ve meydana gelen olaylar üzerinde büyük etkisi olan pek çok aktör var, ancak İsrail ile son 10 yılda gelişen ilişkilerimizi, geleneksel ilişkilerimizi ve Müslüman Arap dünyası ile çok güvene dayalı ilişkilerimizi göz önünde bulundurarak elbette çözüm girişimlerine katkıda bulunabiliriz.”
ABD ateşkes önerilerini veto etmeseydi Gazze Şeridi’deki savaşın çoktan sona ermiş olacağını ifade eden Putin, “BM Güvenlik Konseyi’nde ateşkes konusunda birkaç kez girişimde bulunduk. ABD engelliyor, veto ediyor. Dayanışma içinde çalışsaydık bir anlaşmaya varabilirdik, bu doğru senaryo olurdu. Şimdiye kadar bu mümkün olmadı,” diye ekledi.
Rusya’nın güvenliği üzerine
Aynı zamanda Putin, ülkenin egemenliği ve toprak bütünlüğünün tehdit edilmesi halinde Rusya’nın elindeki tüm araçları kullanacağını duyurdu.
Rusya lideri, “Bizim bir nükleer doktrinimiz var, bakın orada ne yazıyor. Birilerinin eylemleri egemenliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü tehdit ederse, elimizdeki tüm araçları kullanmanın mümkün olduğunu düşünüyoruz,” değerlendirmesini yaptı.
Rusya’yı sürekli olarak nükleer silah kullanmakla tehdit etmekle suçlamaya çalıştıklarını, ancak bunun doğru olmadığını anımsatan Putin, şöyle devam etti: “Bu çok zor bir konu. ABD, İkinci Dünya Savaşı’nda Hiroşima, Nagazaki, 20 kiloton nükleer silah kullanan tek ülkedir. Bizim taktik nükleer silahlarımız 70 ila 75 kiloton, taktik nükleer silahlar. Sadece kullanımını değil, kullanma tehdidini bile gündeme getirmeyelim.”
Rusya
Rusya’da bölgesel yöneticiler üç yıldan fazla koltuğunda oturamıyor

Siyaset bilimci Aleksandr Kinev’in hazırladığı rapora göre, Rusya Federasyonu’na bağlı bölgelerdeki üst düzey yönetici rotasyonu, Ukrayna’daki askeri müdahalenin ilk yıllarındaki yavaşlamanın ardından yeniden hız kazandı. 2026’daki Devlet Duması seçimleri yaklaşırken artan görev değişikliklerinin, elitlerin ve kamuoyunun tepkisini ölçmek için ‘test niteliği’ taşıdığı belirtiliyor. Rapora göre, 2024’te kadro değişim oranı yüzde 32,29’a ulaşarak harekât öncesi seviyelere geri döndü.
Siyaset bilimci Aleksandr Kinev tarafından hazırlanan “Rusya’da Özel Askeri Harekâtın Üçüncü Yılında Bölgesel Nomenklatura” başlıklı rapora göre, Rusya Federasyonu’na bağlı bölgelerdeki yönetici elitlerin rotasyonu, Ukrayna’daki çatışmaların başlamasının ardından geçen ilk yıllara kıyasla yeniden hız kazandı.
Rapor, 2026’daki Devlet Duması seçimleri yaklaşırken yaşanan bu hareketliliğin, siyasi ve iktisadi elitlerin yanı sıra kamuoyunun tepkilerini ve bunun bölgelerdeki sosyo-politik duruma etkilerini ölçmek için bir test niteliği taşıdığını öne sürüyor.
Raporda, 2024 yılı itibarıyla kadro değişimlerinin yeniden harekât öncesi seviyelere döndüğü vurgulanıyor. 2022 ve 2023’te beşer valinin değiştiği Rusya’da, 2024’te bu sayı 13’e yükseldi.
Kinev’in takip ettiği üst düzey yetkililer arasındaki rotasyon oranı ise 2022’de yüzde 30,63 ve 2023’te yüzde 24,6 iken, 2024’te yüzde 32,29’a ulaştı.
Rapora göre bu durum, ülkedeki siyasi atmosferin artık “yeni bir normal” statüsüne girdiğini gösteriyor.
Savaş sonrası kadrolar dondurulmuştu
Çatışmaların başlangıcında önceliğin savaş ve yaptırımlarla mücadeleye verilmesi nedeniyle kadro değişiklikleri “asgari düzeyde ve zorunlu” tutulmuştu.
2015-2022 döneminde idari istikrar endeksi hiçbir zaman yüzde 31’in altına düşmemişti; bu, her yıl üst düzey bölgesel yöneticilerin en az yüzde 31’inin görevini kaybettiği anlamına geliyordu.
Özellikle 2018-2019 yıllarındaki toplu vali değişiklikleri sırasında bu oran yüzde 50,97 ile rekor kırmıştı.
Kinev’in analizine göre, yıllık yüzde 30-35’lik değişim oranı, Rusya’da üst düzey bir bölgesel yetkilinin görevinde nadiren üç yıldan fazla kalabildiği anlamına geliyor.
Raporda Vologda, Kursk ve Samara oblastları ile Çukotka Özerk Okrugu, kadro değişimlerinin en yoğun yaşandığı bölgeler arasında sayılıyor.
Uzman, her yıl 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde valiler, yardımcıları, bölgesel hükümet başkanları, maliye bakanları, idari personel şefleri, bölgesel meclis başkanları ve bölgesel merkezlerin başkanlarından oluşan üst düzey bölgesel nomenklaturanın listesini çıkarıyor. İdari elitlerin istikrar endeksi, dönem başında görevden alınanlar ve yeni atananların bölgedeki toplam yetkili sayısına oranlanmasıyla hesaplanıyor.
Savaşa katılanlara öncelik
Raporda, bölgesel yetkililerin, federal merkezin savaşa katılan veya ilhak edilen topraklarda çalışan kişileri teşvik etme yönündeki taleplerine uyum sağlamaya çalıştığı belirtiliyor.
Bu kişiler iki kategoriye ayrılıyor: Harekâta katılmış olan ve önceki deneyimleri sayesinde daha geniş kariyer olanaklarına sahip olan yetkililer ile harekâta katılan eski askerler veya siviller.
İkinci grup için şimdilik özel pozisyonlar oluşturulduğu, ancak gelecekte bu grubun beklentilerinin artabileceği öngörülüyor. Kinev, yaklaşan Devlet Duması seçimlerinde bölgelerin rolünün büyük olduğunu ve birçok yetkilinin yorgunluk ve tükenmişlik nedeniyle de görev değiştirdiğini ekliyor.
Uzmanlar farklı görüşte
Öte yandan Vedomosti gazetesine demeç veren Sivil Toplumu Geliştirme Vakfı Başkanı Konstantin Kostin, 2022’de yaşanan atama durgunluğunun ardından sistemin “yeni normale” adapte olduğunu ve kadro değişikliklerinin olağan seyrine döndüğünü belirtiyor.
Fakat Kostin, “Raporda, vali değişiklikleri sonrası yaşanan rotasyonların ayrı bir başlık altında incelenmesi gerekirdi, çünkü bölgesel ekipler en çok bu durumlarda yenileniyor,” diyerek bir eleştiri getiriyor.
Siyasi Teknolojiler Merkezi Başkan Yardımcısı Rostislav Turovskiy ise rotasyon dinamiklerinin köklü bir değişim veya sistemin “donduğu” sonucuna varacak kadar güçlü değişmediğini savunuyor.
Turovskiy, “Ayrıca, belirtilen eğilim özel askeri harekâtın hemen ardından başlamadı, bu nedenle nedenleri çeşitli olabilir. Her halükârda, kadro değişikliklerinin yoğunluğu ve yolsuzluk vakalarının sayısı şu anda çığ gibi büyüyor. Eğer rotasyonlarda bir yavaşlama yaşandıysa bile bu kısa sürdü ve artık geçmişte kaldı,” diye konuştu.
Rusya
Rusya, finansal piyasalarda yapay zekâ kullanımına yönelik etik kurallarını açıkladı

Rusya Merkez Bankası, finansal piyasalarda yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasına yönelik tavsiye niteliğinde bir etik kurallar belgesi yayımladı. Beş temel ilkeye dayanan bu kurallar, teknolojiye olan güveni artırmayı, gelişimi teşvik etmeyi ve riskleri en aza indirmeyi amaçlıyor. Merkez Bankası, mevcut aşamada ‘yumuşak düzenlemenin’ yeterli olacağını belirterek bankalara deneyimlerini paylaşma çağrısında bulundu.
Rusya Merkez Bankası, finansal piyasalarda yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasına yönelik tavsiye niteliğinde bir etik kurallar belgesi yayımladı.
Vedomosti gazetesinin haberine göre beş temel ilkeye dayanan bu kurallar, yeni teknolojiye duyulan güveni artırmayı, finans piyasasında yapay zekânın gelişimini teşvik etmeyi ve kullanımından kaynaklanan riskleri en aza indirmeyi hedefliyor.
Merkez Bankası Finansal Teknolojiler Dairesi Başkanı Stanislav Korop, yayımlanan açıklamada, yapay zekâ düzenlemelerindeki küresel eğilimleri incelediklerini ve piyasa katılımcılarıyla görüştüklerini belirtti.
Korop, bu görüşmeler sonucunda mevcut aşamada bu tür teknolojilerin uygulanması için “yumuşak bir düzenlemenin” uygun olacağı sonucuna vardıklarını ifade etti.
Merkez Bankası ayrıca, kuralların hedeflerine ulaşılması için bankalara deneyimlerini paylaşmalarını ve ortak belgeler hazırlamalarını tavsiye etti.
Beş temel ilke belirlendi
Yayımlanan belgede, yapay zekâ kullanımına dair beş temel ilke sıralanıyor: İnsan odaklılık, adalet, şeffaflık, güvenlik ve sorumlu risk yönetimi.
İnsan odaklılık: Merkez Bankası, bu ilke doğrultusunda bankaların müşterileri yapay zekâ ile etkileşime girdiklerinde bilgilendirmesi ve bu etkileşimden vazgeçme seçeneği sunması gerektiğini belirtiyor.
Ayrıca, yapay zekâ kullanılarak alınan kararların yeniden gözden geçirilmesi için bir mekanizma oluşturulması isteniyor. Bankaların, yapay zekânın kalitesini ve bu teknolojiyle hizmet alan müşterilerin memnuniyetini düzenli olarak kontrol etmesi öneriliyor.
Finansal erişilebilirliği artırmak amacıyla, yapay zekâ geliştirilirken müşterilerin yaş, eğitim ve engellilik gibi hassas durumlarının dikkate alınması tavsiye ediliyor.
Adalet: Bu ilke, bankaların müşteri verilerini meşru gerekçelerle kullanmasını ve veri toplama süreçlerinde ayrımcılık yapmamasını öngörüyor.
Merkez Bankası, yapay zekâ destekli karar alma süreçlerinde müşterinin milliyeti, dili, ırkı, siyasi görüşleri veya dini inançlarının dikkate alınmamasını tavsiye ediyor.
Şeffaflık: Bankaların, müşterilere yapay zekânın riskleri ve kullanım koşulları hakkında tam bilgi vermesi gerekiyor.
Özellikle büyük üretken modellerle oluşturulan bilgilerin, yapay zekâ kullanımının bariz olduğu veya sadece düzenleme amaçlı kullanıldığı ve müşteriye zarar riski taşımadığı durumlar haricinde, etiketlenmesi öneriliyor.
Güvenlik, güvenilirlik ve verimlilik
Güvenlik ilkesi kapsamında Merkez Bankası, kuruluşlara veri setlerinin ve yapay zekânın kalitesini kontrol etme, kişisel verilerin gizliliğini koruma, bilgi güvenliğini sağlama ve faaliyetlerin sürekliliğini temin etme gibi önlemler almalarını tavsiye ediyor.
Bankaların, denetimlerde referans alınmak üzere yapay zekâ için kalite göstergeleri belirlemesi de öneriler arasında yer alıyor.
Ayrıca, hassas verilerin anonimleştirilmesi ve yetkisiz yayılmasını önleyecek teknolojik ve organizasyonel tedbirlerin geliştirilmesi isteniyor.
Sorumlu risk yönetimi: Bu ilke, bankaların risk yönetimi kurallarını geliştirip onaylamasını, bu kurallara ve etik koduna uyumu denetleyecek sorumlu bir kişi atamasını gerektiriyor.
Merkez Bankası, kullanılan yapay zekâ modellerinin kaydının tutulmasını, risklerin tespit edilip değerlendirilmesini, bu risklere müdahale edilmesini ve risk olayları veri tabanlarının oluşturulmasını tavsiye ediyor.
Bu süreçlere ilişkin tüm bilgilerin belgelenmesi zorunlu tutuluyor.
Kurum, yapay zekâya risk atanırken kullanım alanı, hassas veri kullanımı, olası kayıp veya itibar zararı ve yapay zekâdan etkilenen müşteri sayısı gibi faktörlerin dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.
Rusya
Putin, Dışişleri Bakan Yardımcısı Bogdanov’u görevden aldı

Rusya Devlet Başkanı Putin, imzaladığı kararnameyle Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov’u görevden aldı. Putin, başka bir kararnameyle Bogdanov’un Orta Doğu ve Afrika Ülkeleri Özel Temsilciliği görevine de son verdi. Bogdanov, 2011’den beri dışişleri bakan yardımcılığı görevini yürütüyordu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov’u görevden aldı.
Devlet başkanının imzaladığı ilgili kararname, resmi yasal düzenlemelerin yayımlandığı portalda yer aldı.
Kararnamenin metninde, “Mihail Leonidoviç Bogdanov, Rusya Federasyonu Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevinden alınmıştır,” ifadeleri kullanıldı.
Putin, imzaladığı bir başka kararnameyle Bogdanov’un Orta Doğu ve Afrika Ülkeleri Özel Temsilciliği görevine de son verdi. Her iki kararnamenin de imzalandığı andan itibaren yürürlüğe girdiği belirtildi.
Bogdanov’un sorumluluk alanları
Rusya Dışişleri Bakanlığının internet sitesinde yer alan bilgilere göre Bogdanov, Rusya’nın Orta Doğu ve Afrika ülkeleriyle ilişkilerinden, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve diğer uluslararası Müslüman kuruluşlarla olan temaslardan sorumluydu.
Ayrıca Suriye krizinin çözüm süreci, Kutsal Topraklar’daki (İsrail, Filistin, Lübnan, Ürdün) mülkiyet meseleleri ve Rusya-Afrika forumu sekretaryasının çalışmaları da Bogdanov’un görev alanına giriyordu.
2005-2011 yılları arasında Rusya’nın Mısır Büyükelçisi ve Arap Birliği nezdindeki temsilcisi olarak görev yapan Bogdanov, Haziran 2011’de dışişleri bakan yardımcılığına atanmıştı.
Ocak 2012’den bu yana ise devlet başkanının Orta Doğu özel temsilcisi olarak görev yapıyordu.
Bogdanov, 2001 yılından beri olağanüstü ve tam yetkili büyükelçi rütbesine sahipti.
-
Söyleşi2 hafta önce
İsrail-İran savaşını kim kazandı? E. Tuğamiral Alaettin Sevim Harici’ye anlattı
-
Ortadoğu2 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Jerusalem Post: Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde Çin’in Orta Doğu stratejisi
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’
-
Dünya Basını2 hafta önce
Kimler faşist olabilir? Önce Mussolini’nin İtalya’sına, sonra İsrail’e bakalım