Diplomasi
Avro bölgesinden G7’nin Rusya’nın dondurulmuş varlıkları planına destek

Avro bölgesi maliye bakanları 5 Mayıs Çarşamba günü, haziran ayında yapılacak G7 liderler zirvesinin ardından görüşmeye hazır oldukları, Rus varlıklarından elde edilen karları kullanarak Ukrayna’ya kredi sağlamaya yönelik G7 planına siyasi destek verdi.
Avro bölgesi maliye bakanları toplantılarına başkanlık eden Eurogroup Başkanı Paschal Donohoe yaptığı açıklamada, “Bakanlar arasındaki tartışma, G7 ortaklarıyla bu konudaki yapıcı angajmanın takdir edildiğini ve bunun devam etmesi için tam destek verildiğini gösterdi,” dedi.
Çarşamba günkü sanal görüşmeler, dondurulan Rus merkez bankası varlıklarından elde edilen kârlara dayalı krediler sağlayarak Ukrayna’ya mali yardımın nasıl önden yüklenebileceğine ilişkin seçenekleri araştırmak üzere düzenlenmişti.
Hazirandaki G7 zirvesi kritik
G7 ülkeleri, çoğunluğu Belçika merkezli takas kurumu Euroclear’de olmak üzere, bu tür varlıkların yaklaşık 280 milyar dolarını ortaklaşa dondurmuşlardı.
Yeni destek, G7 maliye bakanlarının geçen ay Ukrayna’nın savaş çabalarına yardımcı olmak üzere varlıklardan 50 milyar dolara kadar bir meblağın çekilmesini öngören plana sıcak bakmalarının ardından geldi.
Donohoe görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada, “Maliye bakanları haziran ayındaki toplantılarında Apulia’daki G7 Zirvesinin ardından daha fazla tartışmanın gerekliliğini değerlendirecekler,” dedi.
ABD, Kanada, Japonya, İngiltere, Fransa, Almanya ve İtalya’dan oluşan G7 ülkelerinin liderlerinin 13-15 Haziran tarihlerinde İtalya’da bir araya gelerek önerinin farklı yollarını değerlendirmeleri planlanıyor.
Kârın yüzde 90’ı ‘barış fonu’na, yüzde 10’u AB bütçesine
G7 planlarına göre, AB’de tutulan Rusya’ya ait varlıklardan elde edilen kârlar faizleri karşılayacak ve aynı zamanda ABD ya da ABD’nin diğer G7 ülkeleriyle birlikte ya da AB’nin kendi bütçesinden Ukrayna’ya vereceği kredinin anaparasını geri ödeyebilecek.
Yıllık kârlar Ukrayna’nın silah ihtiyacını ve ülkenin yeniden inşasını karşılayacak özel bir fona aktarılacak.
Planlara göre fonların %90’ı ilk etapta Avrupa Barış Fonu’na (EPF), bloğun Kiev’e teslim edilen silahlar için üye ülkelere geri ödeme mekanizmasına ve ardından yeni oluşturulan Ukrayna Yardım Fonu’na (UAF) tahsis edilecek.
Kalan %10’luk kısım ise AB bütçesine aktarılacak ve Ukrayna savunma sanayisinin kapasitesini artırmak için kullanılacak.
Ukrayna’nın ihtiyaçları savunmadan yeniden inşaya kaydığında, plan fonların amacını değiştirme seçeneğini öngörüyor.
Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan kişiler, planın hayata geçirilebilmesi için AB ülkeleri ve Avrupa Merkez Bankası’nın AB’nin ortak para birimine yönelik olası bir riskten çekindikleri için AB ve ABD arasında risk paylaşımına ihtiyaç duyulacağını söyledi.
ABD’nin planı daha iddialı
Öte yandan Washington, ülkelerin uzun vadede yılda birkaç milyar avro ile yetinmek yerine Ukrayna’ya mümkün olan en kısa sürede büyük bir kredi sağlamak için kârları kullanmayı kabul edecekleri daha iddialı bir öneriyi de gündeme getiriyor.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen geçen hafta New York Times’a verdiği demeçte, kâr ve faiz gelirleriyle desteklenecek söz konusu kredi miktarının yaklaşık 50 milyar dolar olacağını söyledi.
AB yetkilileri, ABD öncülüğündeki planın işleyebilmesi için AB’nin krediyi verecek olan tarafa, Rusya’nın dondurulan varlıklarından elde edilecek kârın krediyi karşılamak için kullanılacağına dair güvence vermesi gerektiğini söyledi.
Diplomasi
Karin Kneissl: Trump, İran’a saldırarak aptalca bir karar verdi

Eski Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırı kararını ‘aptalca’ olarak nitelendirdi. Kneissl, bu saldırının tüm savaş yasalarını ihlal ettiğini ve İran’a bölgedeki Amerikan üslerini vurma konusunda meşruiyet kazandırdığını belirtti.
Eski Avusturya Dışişleri Bakanı ve St. Petersburg Devlet Üniversitesi GORKI Merkezi Başkanı Karin Kneissl, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’daki nükleer tesislere saldırma kararının “aptalca” olduğunu ve tüm savaş yasalarını ihlal ettiğini açıkladı.
Kneissl, 22 Haziran gecesi gerçekleştiği belirtilen saldırının ardından yaptığı değerlendirmede, bu hamlenin İran’a bölgedeki Amerikan askeri üslerine saldırma hakkı tanıdığını vurguladı.
Kneissl, Telegram kanalından yaptığı paylaşımda, “ABD Başkanı Trump bunu Kongre’nin onayı olmadan yaptı. Böylesine aptalca bir karar beklemiyordum,” ifadelerini kullandı.
‘Tüm savaş yasaları ihlal edildi’
ABD ve İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini bombalamaya nasıl cüret ettiğini sorgulayan Kneissl, “Tüm savaş yasaları ihlal edildi,” diyerek duruma tepki gösterdi.
Kneissl, Trump’ın bu kararında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun baskısı altında kaldığını belirterek, “Ancak bu bir mazeret olamaz,” diye ekledi.
Eski bakan, saldırının sonuçlarına dikkat çekerek şunları kaydetti:
“Artık İran’ın, bölgedeki 40 bin ABD askerinin bulunduğu Amerikan askeri üslerine saldırması önünde hiçbir engel kalmadı. Ve hâlâ Tahran adına bu tür saldırılar düzenleyebilecek çok sayıda silahlı grup var.”
ABD’nin İran saldırısına Kongre’den ortak tepki: ‘Anayasaya aykırı’
Diyalog fırsatı kaçırıldı
Kneissl, saldırıdan önce Cuma günü İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile Amerikan yönetimi arasında diyalog için küçük bir fırsat penceresi doğduğunu hatırlattı. “İran belirli konuları tartışmaya hazırdı,” diyen Kneissl, “Peki ya şimdi?” sorusunu yöneltti.
Eski bakan ayrıca, ABD’nin İran’daki nükleer tesislere seyreltilmiş uranyum içeren bombalarla saldırmış olabileceği ihtimali üzerinde durdu.
Bu tür mühimmatların ilk kez 1999 baharında ABD’nin Belgrad’ı bombaladığı Sırbistan’da kullanıldığını belirten Kneissl, “Bu işe yaramayacak. Seyreltilmiş uranyumlu mühimmatlar eski Yugoslav Halk Ordusu’nun tanklarına karşı kullanılmıştı. Hiçbir etkisi olmadı, sadece daha önce Irak’ta olduğu gibi çevre felaketine yol açtı. Bu kez sonuçlar 26 yıl öncesine göre çok daha büyük olabilir. ABD ve NATO güçleri o zaman da askeri hedeflerine ulaşamamış, o çatışmada da desteğe ihtiyaç duymuşlardı,” dedi.
ABD’nin saldırı açıklaması
22 Haziran’ı sabaha bağlayan gece ABD Başkanı Donald Trump, ABD Hava Kuvvetleri’nin “Fordo, Natanz ve İsfahan dahil olmak üzere İran’daki üç nükleer tesise” başarılı bir saldırı düzenlediğini duyurmuştu.
Trump, Tahran’ın çatışmayı sona erdirmeyi kabul etmesi gerektiğini ifade etmişti.
Bu saldırıdan önce, 13 Haziran’dan itibaren İsrail’in de İran’a yönelik günlük saldırılar düzenlediği ve operasyonun amacının İran’ın füze ve nükleer programlarını yok etmek olduğu belirtilmişti.
Diplomasi
UAEA: İran’ın nükleer tesislerinde radyasyon seviyesinde artış yok

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), ABD’nin İran’daki üç nükleer tesise yönelik saldırısının ardından bölgede radyasyon seviyelerinde herhangi bir artış tespit edilmediğini duyurdu. İranlı yetkililer de tesislerin altyapısının güvende olduğunu ve radyasyon sızıntısı olmadığını açıkladı.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), bugün yaptığı açıklamada, ABD’nin İran’daki üç nükleer tesise yönelik saldırılarının ardından radyasyon seviyelerinde herhangi bir artış gözlemlenmediğini bildirdi.
İranlı yetkililer de tesislerde sızıntı olmadığını ve altyapının güvende olduğunu belirtti.
ABD uçakları, pazar günü şafak vaktinde İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesislerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirmişti.
UAEA, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, “İran’daki Fordo dahil üç nükleer tesise yönelik saldırıların ardından, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, şu ana kadar tesis dışında radyasyon seviyelerinde herhangi bir artış bildirilmediğini teyit etmektedir,” ifadelerini kullandı.
Ajans, daha fazla bilgi elde edildiğinde İran’daki duruma ilişkin ek değerlendirmeler sunacağını da ekledi.
İran: Tesisler güvende, sızıntı yok
ABD saldırılarına ilk resmi tepki İranlı yetkililerden geldi. Sabah saatlerinde yapılan açıklamada, saldırıdan etkilenen tesislerde herhangi bir radyasyon sızıntısı veya çevredeki halk için bir tehdit kaydedilmediği vurgulandı.
Açıklamada ayrıca, nükleer tesislerin altyapısının güvende olduğu ifade edildi.
İran Atom Enerjisi Kurumu da derhal gerekli incelemelerin yapıldığını ve “ABD’nin nükleer tesislere yönelik saldırıları sonucunda herhangi bir kirliliğe dair bir belirti olmadığını” duyurdu.
ABD’nin İran saldırısına Kongre’den ortak tepki: ‘Anayasaya aykırı’
Diplomasi
ABD’nin İran saldırısı sonra ülkelerden ‘diplomasi’ çağrıları geldi

ABD’nin İran saldırısı, İsrail’in Tahran ile savaşının daha geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşebileceği korkularını körükledi ve diğer ülkeler pazar günü diplomasi çağrıları ve uyarıcı açıklamalarla tepki göstermeye başladı.
ABD Başkanı Donald Trump perşembe günü, İran’a müdahale edip etmeyeceğine iki hafta içinde karar vereceğini söylemişti. Washington, pazar günü erken saatlerdeki saldırısıyla İsrail’in kampanyasına dahil oldu.
Saldırının ne kadar hasara yol açtığı henüz belli değil, ancak İranlı yetkililer “önemli bir hasar” olmadığını söyledi. Tahran daha önce ABD’nin İsrail’in saldırısına katılması halinde misilleme yapacağına söz vermişti.
İran ABD saldırısının ardından İsrail’e füze gönderdi. 10 füzenin isabet ettiği ve ciddi hasara yol açtığı kaydedildi.
İşte dünya çapında ABD’nin İran saldırısı sonrası hükümetlerin ve yetkililerin ilk tepkileri.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, ABD’nin güç kullanmasından “ciddi şekilde endişe duyduğunu” söyledi.
“Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’a karşı güç kullanmasından derin endişe duyuyorum. Bu, zaten gergin bir bölgede tehlikeli bir tırmanış ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan bir tehdittir. Bu çatışmanın hızla kontrolden çıkma riski artmaktadır ve bu da siviller, bölge ve dünya için felaketle sonuçlanabilir. Üye devletlere, gerilimi azaltma ve BM Şartı ve diğer uluslararası hukuk kuralları kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirme çağrısında bulunuyorum. Bu tehlikeli saatlerde, kaos sarmalının önlenmesi hayati önem taşımaktadır. Askeri bir çözüm yoktur. İlerlememizin tek yolu diplomasi. Tek umudumuz barış.”
MEKSİKA
Meksika Dışişleri Bakanlığı X hesabı:
“Bakanlık, Orta Doğu çatışmasına taraf olanlar arasında barış için diplomatik diyalog çağrısında bulunuyor. Dış politika anayasal ilkelerimiz ve ülkemizin barışçıl inancı doğrultusunda, bölgedeki gerginliğin azaltılması çağrımızı yineliyoruz. Bölge ülkeleri arasında barış içinde bir arada yaşamanın yeniden tesis edilmesi en yüksek önceliktir.”
VENEZUELA
Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil Pinto, Telegram’da:
“Venezuela, ABD’nin İran’a yönelik askeri saldırısını kınamakta ve düşmanlıkların derhal durdurulmasını talep etmektedir. Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti, İsrail Devleti’nin talebi üzerine ABD ordusu tarafından İran İslam Cumhuriyeti’nin Fordo, Natanz ve İsfahan kompleksleri dahil olmak üzere nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirilen bombardımanı kesin ve kategorik olarak kınamaktadır.”
KÜBA
Küba Cumhurbaşkanı Miguel Diaz-Canel, X’te:
“ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik bombardımanını, Orta Doğu’daki çatışmanın tehlikeli bir şekilde tırmanmasına yol açan bir eylem olarak şiddetle kınıyoruz. Bu saldırı, BM Şartı ve uluslararası hukuku ciddi şekilde ihlal etmekte ve insanlığı geri dönüşü olmayan bir krize sürüklemektedir.”
YENİ ZELANDA
Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters, “tüm tarafları müzakerelere dönmeye” çağırdı.
Peters, pazar günü gazetecilere Yeni Zelanda’nın Başkan Trump’ın eylemlerini destekleyip desteklemediğini söylemedi ve olayların henüz yeni olduğunu belirtti.
Üç kez dışişleri bakanlığı görevini yürüten Peters, krizin “şimdiye kadar karşılaştığı en ciddi kriz” olduğunu ve “daha fazla tırmanmanın önlenmesinin kritik önem taşıdığını” söyledi.
“Başkan Trump’ın İran’daki nükleer tesislere yönelik ABD saldırılarını duyurması da dahil olmak üzere, son 24 saatte yaşanan gelişmeleri takip ediyoruz. Orta Doğu’da devam eden askeri eylemler son derece endişe vericidir ve daha fazla tırmanmanın önlenmesi hayati önem taşımaktadır. Yeni Zelanda, diplomasiye yönelik çabaları güçlü bir şekilde desteklemektedir. Tüm tarafları müzakerelere dönmeye çağırıyoruz. Diplomasi, askeri eylemlerden daha kalıcı bir çözüm sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
ÇİN
Çin devlet medyasında yer alan kısa bir yorumda, ABD’nin “Irak’ta yaptığı hatayı İran’da tekrar edip etmediği” soruldu.
Devlet televizyonunun yabancı dil kanalı CGTN’nin çevrimiçi haberinde, ABD’nin saldırılarının tehlikeli bir dönüm noktası olduğu belirtildi.
Haberde, 2003’teki ABD’nin Irak işgaline atıfta bulunularak, “Tarih, Orta Doğu’daki askeri müdahalelerin genellikle uzun süreli çatışmalar ve bölgesel istikrarsızlık gibi istenmeyen sonuçlar doğurduğunu defalarca göstermiştir” denildi.
Haberde, askeri çatışmadan çok diyaloğa öncelik veren ölçülü ve diplomatik bir yaklaşımın Orta Doğu’da istikrar için en iyi umut olduğunu belirtildi.
JAPONYA
Japonya’nın NHK televizyonuna göre, Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba’nın pazar öğleden sonra önemli bakanlarla bir toplantı düzenleyerek ABD saldırısının etkilerini görüşmesi bekleniyor.
Japonya’nın en yüksek tirajlı gazetesi Yomiuri, saldırıyla ilgili Tokyo’da ek baskı dağıtıyor.
GÜNEY KORE
Güney Kore cumhurbaşkanlığı ofisi, ABD saldırılarının güvenlik ve ekonomiye etkileri ile Güney Kore’nin olası tepkilerini görüşmek üzere pazar günü acil toplantı düzenleyeceğini açıkladı.
AVUSTRALYA
Cuma günü Tahran’daki büyükelçiliğini kapatarak personelini tahliye eden Avustralya, çatışmanın diplomatik yolla sona erdirilmesi için baskı yaptı.
Bir hükümet yetkilisi yazılı açıklamasında, “İran’ın nükleer ve balistik füze programının uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturduğunu açıkça belirtmiştik. ABD başkanının şimdi barış zamanı olduğu yönündeki açıklamasını not ediyoruz” dedi.
“Bölgedeki güvenlik durumu son derece istikrarsız. Gerginliğin azaltılması, diyalog ve diplomasi çağrımızı sürdürüyoruz.”
SUUDİ ARABİSTAN
Suudi düzenleyici makamlar, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Körfez bölgesinde “radyoaktif etki tespit edilmediğini” açıkladı.
Suudi Arabistan Nükleer ve Radyolojik Düzenleme Komisyonu, X’te yayınladığı bir açıklamada, “ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini hedef alan askeri saldırıları sonucunda, Krallık ve Arap Körfezi ülkelerinin çevresinde radyoaktif etki tespit edilmedi” dedi.
ABD, İran’daki nükleer tesisleri bombaladı, İran misilleme başlattı, İsrail’de sirenler çalıyor
-
Görüş6 gün önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Asya2 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Ortadoğu4 gün önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi7 gün önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Dünya Basını2 hafta önce
Mevcut jeopolitik değişiklikleri anlamak: Sergey Karaganov ile mülakat
-
Görüş2 hafta önce
Avrupa’nın savunma özerkliği ve Almanya’nın askerî rolü dönüm noktasında
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 3