Bizi Takip Edin

Rusya

Mahaçkale ve Derbent’te silahlı saldırılar: 15 polis hayatını kaybetti, 25 sivil yaralandı

Yayınlanma

23 Haziran akşamı silahlı şahısların Rusya Federasyonu’na bağlı Dağıstan Cumhuriyeti’ne bağlı Derbent’te bir kilise ve sinagog ile Mahaçkale’de bir trafik polisi noktasına saldırmasının ardından hayatını kaybedenler ve yaralananlar oldu. Rusya Soruşturma Komitesi terör saldırısıyla ilgili inceleme başlattı.

Saldırının ardından Derbent’teki bir sinagog alev aldı; yangın ancak birkaç saat sonra söndürülebildi. Derbent’teki Meryem Ana Şefaat Kilisesinde 40 yılı aşkın bir süredir görev yapan Peder Nikolay, saldırıda hayatını kaybetti.

Soruşturma Komitesi, terör saldırısıyla ilgili bir ceza davası açtı. Dağıstan Devlet Başkanı Sergey Melikov, olayı bölgedeki durumu istikrarsızlaştırmaya yönelik bir girişim olarak nitelendirdi.

Mahaçkale ve Derbent’te polis ile saldırganlar arasındaki çatışmalar gece geç saatlere kadar devam etti.

Melikov’a göre 15’ten fazla polis memuru öldürüldü ve sivil kayıplar da var. Dağıstan Müftülüğü en az 25 kişinin yaralandığını bildirdi.

Melikov, Moskova saatiyle yaklaşık 2.30’da bölgede sürdürülen terörle mücadele operasyonunun aktif aşamasının tamamlandığını ve operasyonel tedbirlerin ve saldırganların suç ortaklarını arama çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.

Emniyet güçleri, beş militanın etkisiz hale getirildiğini bildirdi. RIA Novosti haber ajansı ise, kolluk kuvvetlerine atıfta bulunarak en az altı saldırganın ortadan kaldırıldığını kaydetti.

İnterfaks ajansına göre, bunlardan üçünün Dağıstan’ın Sergokala rayonu belediye başkanı Magomed Ömerov’un oğulları ve yeğeni olduğu tespit edildi. Gözaltına alınan Ömerov, polis tarafından sorgulanmak üzere götürüldü.

İktidar partisi Birleşik Rusya, Ömerov’u ‘itibarsızlaştırıcı eylemleri nedeniyle’ partiden ihraç etti.

Rusya makamları ve uluslararası toplumdan tepkiler

Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill, olayla ilgili taziyelerini ifade etti. Saldırının amacının ‘düşmanlık ateşini tutuşturmak, nefret ve nifak tohumlarını ekmek’ olduğuna işaret eden Kirill, saldırı için Ortodoksların bayramının nedeninin de bu olduğunu da sözlerine ekledi.

Çeçenistan lider, Ramzan Kadirov olayı ‘alçakça bir provokasyon ve mezhepler arasında anlaşmazlık yaratma girişimi’ olarak nitelendirdi. Saldırganların ‘ne inancı, ne milleti, ne de erkekliği’ olduğunu ifade eden Kadirov, ayrıca faillerin ‘hak ettikleri cezayı’ alacaklarından emin olduğunu vurguladı.

Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitriy Medvedev, hem Dağıstan’daki saldırıların hem de Sivastopol’a yapılan saldırının Rusya halkına yönelik ‘aşağılık ve iğrenç bir terör eylemi’ olduğunu söyledi. Medvedev, “Dolayısıyla şimdi hepsi; Amerikan yetkilileri, Banderist rejim ve çılgın fanatikler -bizim için aynı,” dedi.

Saldırı, bir dizi Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkesinin liderleri tarafından da kınandı. Kazakistan Devlet Başkanı Kasım Cömert Tokayev, Rusya’ya suçun soruşturulmasında yardım teklifinde bulundu.

Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev, terörle mücadelede aktif işbirliğini sürdürmeye hazır olduklarını ifade etti. Kırgız lider Sadır Caparov, kurbanların ailelerine metanet ve yaralılara acil şifalar diledi. Caparov, Kırgızistan’ın Rusya hükümetinin ‘ulusal güvenliğini tesis etme’ çabalarını desteklediğini vurguladı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Melikov’a ayrı ayrı telgraflar gönderdi. Azerbaycan lideri, telgraflarında başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diledi. Aliyev, ayrıca Bakü’nün ‘bu kanlı suçları şiddetle kınadığını’ ve terörle mücadeleyi desteklediğini belirtti.

İran Dışişleri Bakanlığı da Rusya hükümeti ve halkına başsağlığı ve taziye dileklerini iletti. Bakanlık, Tahran’ın Dağıstan’daki terör saldırısını kınadığını ve her türlü terörü insanlığa ve uluslararası güvenliğe yönelik bir tehdit olarak gördüğünü ifade etti.

Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Genel Sekreteri Zhang Ming Dağıstan’dan gelen haberler karşısında şok olduğunu söyledi ve başsağlığı diledi. Zhang, terörün hiçbir haklı gerekçesi olamayacağını ve ŞİÖ’nün ‘bu suç olgularının tamamen ortadan kaldırılmasını ısrarla takip edeceğini’ de sözlerine ekledi.

Rusya

Rusya’nın tarımsal ihracatı yükseldi

Yayınlanma

Rusya, 2025 yılının ilk çeyreğinde Afrika, Orta Doğu ve Asya-Pasifik ülkelerine tarım ürünü ihracatını kayda değer ölçüde artırdı. Özellikle buğday, tahıl, un ve kolza işleme ürünlerinde büyük artışlar kaydedildi. Bu artışlar, hem hacim artışını hem de pazar çeşitliliğini gösteriyor.

Rusya’nın tarım ürünü ihracatı, 2025 yılının ilk çeyreğinde Afrika, Orta Doğu ve Asya-Pasifik ülkelerine yapılan sevkiyatlardaki önemli artışlarla dikkat çekti.

Federal Tarım Ürünleri Güvenlik ve Kalite Değerlendirme Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, özellikle buğday, tahıl, un ve kolza işleme ürünlerinde büyük artışlar kaydedildi.

Nijerya’ya buğday sevkiyatı beş kat, Mozambik’e ise 11,7 kat arttı. İsrail’e yapılan un ihracatı ise yirmi katına çıktı.

TASS ajansının aktardığına göre merkezden yapılan açıklamada, Afrika’da pek çok ülkenin Rus buğdayı ithalatını artırdığı belirtildi.

Nijerya’ya yapılan sevkiyatlar geçen yılın aynı dönemine göre beş kat artarak 262 bin tona ulaştı.

Fas, Rus buğdayı ithalatını iki kat artırarak 174 bin tona çıkardı. Mozambik’e yapılan sevkiyatlar 11,7 kat artışla 73,8 bin tona, Kamerun’a 2,2 kat artışla 50 bin tona ve Burundi’ye 9,6 kat artışla 30,5 bin tona yükseldi.

Açıklamada ayrıca, Rusya’nın 2022’den bu yana ilk kez Togo’ya buğday ihraç ettiği ve sevkiyat hacminin 27 bin ton olduğu bilgisi verildi.

Aynı dönemde Orta Doğu’daki bazı ülkelerden de Rus buğdayı alımında artış gözlemlendi.

Lübnan’a 2024’ün ilk çeyreğine göre üç kat daha fazla, 149 bin ton buğday gönderildi. Irak’a yapılan sevkiyatlar iki kat artarken, İsrail’e yüzde 11 daha fazla buğday ihraç edildi.

Asya-Pasifik bölgesine yapılan tahıl ihracatında da artışlar yaşandı.

Güney Kore’ye 2025’in ilk çeyreğinde yapılan tahıl ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre 2,2 kat artarak 184,6 bin tona ulaştı.

Bu sevkiyatın büyük kısmını 103,6 bin ton ile mısır ve 79,7 bin ton ile buğday oluşturdu.

Japonya da Rus mısırı alımını artırdı; 2024’ün ilk çeyreğinde hiç sevkiyat yapılmamışken, 2025’in ilk çeyreğinde 10,5 bin ton mısır ithal etti.

Çin’e yapılan keten tohumu ihracatı da 2024’ün aynı dönemine göre iki kat artarak 307 bin tona yükseldi.

Merkezden yapılan açıklamada, “Çin, Rusya’nın tarım ürünü ticaretindeki kilit ortaklarından biri olmaya devam ediyor,” ifadeleri kullanıldı.

Raporlama döneminde buğday unu sevkiyatlarında da artışlar görüldü.

Moğolistan’a yapılan sevkiyatlar iki kattan fazla artarak 15,5 bin tona, Kuzey Kore’ye iki kat artarak 5,6 bin tona ve İsrail’e yirmi kat artarak 4,3 bin tona ulaştı.

Çin’e yapılan karabuğday ihracatı ise 2,5 kat artışla 134,2 bin tona yükseldi.

Rusya menşeli kolza işleme ürünlerinin de popülerlik kazandığı belirtildi. 2025’in ilk çeyreğinde bu ürünlerin sevkiyatı 2024’ün aynı dönemine göre yüzde 87 arttı.

En büyük ithalatçılar arasında Çin ve Türkiye yer aldı. Çin, bu dönemde Rusya’dan 141 bin ton kolza küspesi ve posası alarak geçen yılın ilk çeyreğindeki rakamları 4,1 kat aştı.

Türkiye ise belirtilen Rus ürünlerinin ithalatını yüzde 75 artırarak 35,9 bin tona çıkardı.

Merkezden yapılan açıklamada, bu verilerin Rusya’nın ihracatında hem hacim artışı (ekstansif büyüme) hem de pazar çeşitliliği (intensif büyüme) şeklinde bir gelişim gösterdiği vurgulandı.

Rusya ve Çin ticaretinde maliyetleri düşüren yeni ödeme ağı

Okumaya Devam Et

Rusya

Patruşev: NATO Kaliningrad’ı ele geçirme niyetinde

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Nikolay Patruşev, NATO’yu sınırları yakınındaki tatbikatlarda Kaliningrad oblastını ele geçirme senaryoları üzerinde çalışmakla suçladı. Patruşev, NATO’nun Rusya’nın güvenliğini açıkça tehdit ettiğini belirterek, Rusya’nın deniz güvenliğine yönelik girişimlere karşılık vereceğini söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı ve Denizcilik Kurulu Başkanı Nikolay Patruşev, NATO ülkelerinin Rusya sınırları yakınında düzenlediği tatbikatlarda Kaliningrad oblastını ele geçirme senaryoları üzerinde çalıştığını bildirdi.

TASS ajansına mülakat veren Patruşev, NATO’nun son on yılların en büyük tatbikatlarını ikinci yıldır Rusya sınırlarına yakın bölgelerde gerçekleştirdiğini belirtti. Bu tatbikatlarda Kaliningrad oblastının ele geçirilmesi, Baltık ve Karadeniz’de deniz trafiğinin engellenmesi ve Rusya’nın nükleer caydırıcılık güçlerinin konuşlandığı yerlere önleyici saldırılar düzenlenmesi gibi senaryoların prova edildiğini söyledi.

Patruşev, NATO güçlerinin Vilnius’tan Odessa’ya kadar olan topraklarda taarruz eğitimi yaptığına dikkat çekti.

Patruşev ayrıca, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Rusya’nın güvenliğini açıkça tehdit ettiğini öne sürdü.

Rus yetkili, İngiltere’nin Karadeniz bölgesinde nüfuz kazanma çabası içinde olduğunu da kaydetti.

Londra’nın halihazırda bir “mayın temizleme koalisyonu” kurduğunu ve şimdi de ticaret gemilerine kendi donanmasıyla eşlik etmek istediğini aktardı.

Patruşev daha önce de İngiltere ve bazı Avrupa Birliği ülkelerinin Rusya’nın denizlere erişimini kesmeyi ve Leningrad ile Kaliningrad oblastlarındaki limanların faaliyetlerini felç etmeyi amaçladığı konusunda uyarıda bulunmuştu.

Bu tür girişimlerin “yeterli ve orantılı bir karşılık” bulacağını söyleyen yetkili, “Eğer diplomatik veya hukuki araçlar işe yaramazsa, Rus denizciliğinin güvenliğini donanmamız sağlamaya hazır olacaktır. Londra veya Brüksel’deki ‘ateşli kafaların’ bunu net bir şekilde anlaması gerekiyor,” ifadelerini kullandı.

NATO ülkeleri, 2024 yılında Rusya ile olası bir savaşa hazırlanmaya başladı.

İttifakın 1988’den bu yana düzenlediği en büyük tatbikat olan Steadfast Defender 2024’e 90 binden fazla asker, uçak gemileri ve muhripler dahil 50’den fazla gemi, 80’den fazla uçak, helikopter ve insansız hava aracı ile 133 tank ve 533 zırhlı personel taşıyıcı dahil 1,1 binden fazla savaş aracı katıldı.

Söz konusu manevralar, Rusya’ya karşı İngiltere, Almanya, Macaristan, Yunanistan, Polonya, Finlandiya, İsveç ve diğerleri dahil olmak üzere tüm Avrupa ülkelerini kapsadı.

NATO Genel Sekreteri Rutte, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’i ittifak üyelerine yönelik bir saldırı durumunda “ezici bir yanıt” verileceği konusunda uyarmıştı.

Rutte, “Eğer birisi hata yapar ve Polonya’ya veya müttefiklerimizden herhangi birine saldırmanın cezasız kalacağını düşünürse, ittifakın tüm gücüyle karşılaşacaktır. Yanıtımız ezici olacaktır. Bunun Vladimir Zelenskiy ve bize saldırmaya cüret edecek herkes için son derece açık olması gerekiyor,” demişti.

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya, 9 Mayıs Zafer Bayramı için Ukrayna’da ateşkes ilan etti

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 9 Mayıs Zafer Bayramı’nın 80. yıl dönümü kutlamaları sırasında Ukrayna’da üç günlük ateşkes ilan etti. 7 Mayıs gece yarısından 10 Mayıs dahil olmak üzere sürecek ateşkesin, barış görüşmeleri için iyi niyet göstergesi olduğu belirtildi. Ukrayna’dan gelen ilk tepkiler ise temkinli oldu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 9 Mayıs Zafer Bayramı’nın 80. yıl dönümü kutlamaları vesilesiyle Ukrayna’daki silahlı çatışmada üç günlük bir ateşkes ilan etti.

Kremlin’den yapılan açıklamaya göre, ateşkes 7 Mayıs gece yarısından başlayıp 10 Mayıs dahil olmak üzere sürecek.

Kremlin, bu süre zarfında tüm muharebe eylemlerinin durdurulacağını belirterek, “Rusya, Ukrayna tarafının da bu örneği takip etmesi gerektiğine inanıyor,” ifadelerini kullandı.

Açıklamada ayrıca, Kiev’in bu dönemde ateşkese uymaması hâlinde Rusya ordusunun “yeterli ve etkili bir yanıt vereceği” kaydedildi.

Daha önce de Paskalya döneminde 30 saatlik bir ateşkes ilan edilmişti.

Kremlin, yeni kararıyla Rusya’nın “Ukrayna krizinin temel nedenlerini ortadan kaldırmayı amaçlayan, ön koşulsuz barış görüşmelerine hazır olduğunu bir kez daha ilan ettiğini” bildirdi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “Barışçıl çözüm çabaları devam ediyor, Rusya ve ABD ikili ilişkileri engelini kaldırmayı başardı,” diyerek, yeni ateşkesin “iyi niyet göstergesi” olduğunu vurguladı.

Kiev’in Moskova’nın bu girişimine ilk tepkisi belirsiz oldu. Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrey Sibiga, X sosyal medya platformundan yaptığı paylaşımda, “Eğer Rusya gerçekten barış istiyorsa, ateşi derhal kesmeli,” ifadelerini kullandı.

Sibiga, “Neden 8 Mayıs’a kadar beklemeli?” diye sorarak, bunun “bir geçit töreni için değil” yapılması gerektiğini öne sürdü.

28 Nisan akşamı geç saatlerde Zelenskiy, video mesajında dışişleri bakanının düşüncesini sürdürerek, “Biz inanıyoruz, dünya inanıyor ki 8 Mayıs’a kadar beklemenin bir nedeni yok ve ateş birkaç günlüğüne değil, derhal, tam, koşulsuz olarak ve en az 30 gün kesilmelidir,” dedi.

Putin, 80. Zafer Günü için ateşkes ilan etti

Geçmişteki ateşkesin (19-20 Nisan) ihlali konusunda karşılıklı suçlamalara rağmen, Ukrayna yetkilileri en azından o 30 saat boyunca hiçbir hava saldırısı sireninin çalmadığını kabul etti. 21 Nisan’da Zelenskiy de bunu, bazı çekincelerle de olsa, prensipte ateşkesin mümkün olduğunun bir kanıtı olarak doğruladı.

Moskova, Paskalya ateşkesini uzatmadı. Rusya Savunma Bakanlığı, Ukraynalıların sınır bölgelerine insansız hava araçları kullandığını ve Ukrayna ordusu birliklerinin gece saatlerinde Donetsk Halk Cumhuriyeti’ndeki Rus birliklerinin mevzilerine saldırı girişimlerinde bulunduğunu belirtti.

Genel olarak, cephedeki saldırıların yoğunluğu belirgin şekilde azaldı.

Ay içinde ikinci kez ilan edilen ateşkes, Ukrayna’daki çözüm seçenekleri etrafındaki istişare sürecinin devam ettiğini gösteriyor, ancak tarafların ne kadar ilerleme kaydettiği ve hangi yönde ilerlediği konusunda sessiz kaldığını belirten Rusya Bilimler Akademisi Dünya Ekonomisi ve Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Dmitriy Ofitserov-Belskiy, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte muharebe eylemlerinin durdurulmasının bu bağlamda tek olası yön olmadığını kaydetti.

Military Russia portalı editörü ve askeri uzman Dmitriy Kornev ise, ay içinde ikinci kez ilan edilen ateşkes süresince bazı koşullarda devamı konusunda anlaşmaya varılabileceğini kabul etti.

Fakat, 10 Mayıs’tan sonra muharebe eylemlerinin yeniden başlama olasılığının yüksek olduğunu belirten Kornev, Ukrayna’nın 8-10 Mayıs ateşkesini belirli çekincelerle destekleyebileceğini, ancak bunun pratikte nasıl gerçekleşeceğinin bir soru işareti olduğunu söyledi.

Yeni ateşkes girişiminin etkinliği bağlamında, şu anda Ukrayna konusunda kilit uluslararası müzakereci olan ABD’nin tepkisinin önemli olacağını belirten Kornev, ABD yetkililerinin Rus tarafını uzun vadeli bir barış anlaşması yapmaya ikna etmeye devam ettiğini kaydetti.

Üç günlük ateşkes haberinden sonra bile Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump’ın “her iki ülkenin liderlerinden (Rusya ve Ukrayna) artan bir hayal kırıklığı duyduğunu ve tam bir ateşkes görmek istediğini” söyledi.

Trump’ın kendisi de 28 Nisan gecesi Moskova saatiyle gazetecilere, Putin’den “ateş etmeyi bırakmasını, oturup bir anlaşma imzalamasını” istediğini yineledi.

Ayrıca, ABD Başkanı, Zelenskiy’nin Kırım üzerindeki iddialarından vazgeçmeye hazır olduğuna inandığını ve bu nedenle ABD’nin bir anlaşma için koşulları gördüğünü belirtti. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington’un çözüm sürecine devam edip etmeyeceğine karar vermeyi planladığı için önümüzdeki haftanın “belirleyici nitelikte” olacağını söyledi.

Yeni ateşkesin büyük ölçüde Rusya tarafından ABD’deki Cumhuriyetçi yönetime gönderilen yeni bir sinyal olarak değerlendirilebileceğini düşünen Rusya Bilimler Akademisi ABD ve Kanada Enstitüsü’nden kıdemli araştırmacı Pavel Koşkin, burada Trump’ın 100 günlük iktidar eşiğinin (30 Nisan) yaklaşması faktörünün dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Koşkin, “Amerikan iç politikasının bu önemli eşiğine Rusya, ABD Başkanı’na sanki eşlik ediyor, aynı zamanda diplomatik çabalarının sonuç verdiğini de ima ediyor. Kremlin, Washington’un oyundan çıkmasını istemediğini açıkça belirtiyor,” diye konuştu.

Koşkin, mayıs ateşkesinin duyurulmasından bir gün önce Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Rubio arasında bir telefon görüşmesi yapıldığını hatırlattı.

25 Nisan’da, Reuters‘ın Amerikan ve Avrupa-Ukrayna barış planlarının sızdırılan bilgilerini yayınladığı gün, Trump’ın özel temsilcisi Steve Witkoff Moskova’yı ziyaret ederek Putin ile görüştü.

Görüşmenin ardından Rusya Devlet Başkanı’nın yardımcısı Yuriy Uşakov, görüşmenin “yapıcı” olduğunu ve Rusya ile Ukrayna arasında doğrudan müzakerelerin yeniden başlama olasılığının ele alındığını belirtti.

Koşkin, Rusya’nın mevcut “iyi niyet jestinin” durmuş olan barış sürecini ilerletme arzusundan kaynaklandığını kabul etti. Zira daha yakın zamanda Trump, çatışmayı sona erdirme niyetinin samimiyetinden kamuoyu önünde şüphe duymuştu.

Koşkin, “Şimdi Moskova’dan bir yanıt geldi,” dedi.

9 Mayıs Zafer Bayramı’nın 80. yıl dönümü kutlamaları ve özellikle 9 Mayıs’ta Kızıl Meydan’da düzenlenecek geçit töreni için Moskova, yaklaşık 20 yabancı liderin gelmesini bekliyor.

Tüm Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin yanı sıra Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Vietnam Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri To Lam, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Sırbistan Devlet Başkanı Aleksandar Vucic ve Slovakya Başbakanı Robert Fico’nun katılımı teyit edildi.

9 Mayıs kutlamalarının, büyük insan kalabalığı ve yabancı heyetlerin katılımıyla ilgili belirli riskler taşıdığını hatırlatan Ofitserov-Belskiy, “Bu nedenle burada Rusya’nın çıkarı belli. Ancak Kiev için de bu anda Rus şehirlerine saldırmak mantıksız olacaktır. Dolayısıyla her iki taraf için de en iyi seçenek, bu günlerde genel olarak ciddi askeri faaliyetlerden kaçınmak olacaktır,” diye konuştu.

Lavrov: Rusya, Ukrayna konusunda çıkarlar dengesi aramaya hazır

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English