Diplomasi
Avrupa’nın gözü Orta Asya’da

Washington merkezli Second Floor Strategies danışmanlık firmasının başkanı ve analist Wilder Alejandro Sánchez, National Interest dergisi için kaleme aldığı makalede, Avrupa Birliği (AB) ile Orta Asya ülkeleri arasındaki ilk zirvenin önemine dikkat çekti.
3-4 Nisan’da Özbekistan’ın Semerkant kentinde düzenlenecek zirve öncesi Sánchez, “Orta Asya, 340 milyar avroluk (368 milyar dolar) hızla büyüyen bir ekonomiye sahip. Bu zirve, bölgeler arası ticaret ve yatırım için bir dönüm noktası olabilir,” değerlendirmesinde bulundu.
AB Komiseri Josef Sikela, Ukrayna savaşının ardından öne çıkan Orta Koridor’un Avrupa ile Asya arasındaki taşıma süresini 15 güne düşürdüğünü vurgulamıştı: “Bu güzergâh, geleneksel rotalara alternatif oluşturuyor.” Ancak koridorun geleceğinin, Ukrayna’daki savaşın seyrine ve AB-Rusya ilişkilerine bağlı olacağı belirtiliyor.
Sánchez, Orta Asya ülkelerinin AB ile ilişkilerde tek ses olmadığını ifade etti: “Diktatörlükle yönetilen Türkmenistan tarafsızlık politikasını sürdürürken, Kırgızistan ve Tacikistan son yıllarda Çin’e yakınlaştı. Özbekistan ve Kazakistan ise Avrupa ile bağları güçlendirmek istiyor.”
Zirveye ev sahipliği yapan Özbekistan’ın yanı sıra Kazakistan’ın da AB ile ticari anlaşmalara odaklandığı vurgulandı.
Kazakistan, zirve öncesi Almanya’daki iş çevrelerine yönelik yatırım rehberi yayınlayarak ve Benelux ülkeleriyle Astana’da ticaret görüşmeleri düzenleyerek adımlar attı.
Sánchez, “AB’nin Kazakistan’daki ilgi alanları arasında kritik ham maddeler, yenilenebilir enerji ve Orta Koridor’un geliştirilmesi var,” diye ekledi.
Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev ise Mart ayındaki Ulusal Kurultay’da, “Küresel jeopolitikte çıkarlarımızı korumak için pragmatik davranmalıyız,” açıklamasını yaptı.
Analistlere göre zirve, “insan hakları ve Ukrayna” gibi hassas konuları dışarıda bırakarak ticaret ve yatırım odaklı sonuçlar üretecek.
Sánchez, “Kazakistan ve Özbekistan, hidroelektrik, nükleer enerji ve tarım gibi alanlarda Avrupa’dan yatırım çekmek istiyor. AB ise yeşil enerji projelerine destek verecek,” tahmininde bulundu.
AB’nin Kazakistan ve Kırgızistan ile geliştirilmiş ortaklık anlaşmaları imzaladığı, Özbekistan ve Tacikistan ile müzakerelerin sürdüğü belirtildi. Ayrıca Orta Koridor’a 58 milyon avroluk destek sağlandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2023 Orta Asya turu ve Almanya’nın 2024’teki Astana zirvesi, ilişkilerin ivme kazandığının göstergesi olarak yorumlanıyor.
Semerkant’taki buluşmaya AB Konseyi ve Komisyonu başkanlarının yanı sıra beş Orta Asya liderinin katılması bekleniyor.
Sánchez, “Bu zirve, AB’nin Orta Asya’yı stratejik ortak olarak gördüğünün kanıtı. Kazakistan-AB örneğindeki gibi kazan-kazan ilişkileri yaygınlaştırmak hedefleniyor,” diyerek sürecin önemine işaret etti.
Diplomasi
Avustralya, Japonya ve ABD, deniz lojistiği konusunda ‘tarihi’ anlaşma imzaladı

Avustralya, Japonya ve ABD savunma güçleri cuma günü, kuvvetleri arasındaki lojistik işbirliğini güçlendirmek için bir anlaşma imzaladı. Anlaşma, donanmalarının daha sorunsuz bir şekilde yakıt ikmali yapmasını, ekipman yüklemesini ve gemileri onarmasını ve bakımla ilgili verileri paylaşmasını sağlayacak.
Her ülkenin temsilcileri, Avustralya’nın kuzeydoğusundaki liman kenti Brisbane’de demirlemiş olan USS America adlı amfibi saldırı gemisinde bir Görev Tanımı belgesi imzaladı.
ABD Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkan Yardımcısı Jeff Jablon, anlaşmayı “tarihi” olarak nitelendirerek, “ortaklıkları derinleştirerek, önemli projelerde işbirliğini kolaylaştırdığını ve bizi daha uyumlu ve değiştirilebilir hale getiren bilgileri paylaşmamızı sağladığını” söyledi.
Geçmişte ülkeler arasında benzer işbirliği çerçeveleri imzalanmıştı, ancak bu anlaşmaların tümü ikili anlaşmalardı. Jablon, Avustralya, Japonya ve ABD üçlüsünün lojistik işbirliğinin “üçlü düzeyde” genişletilmesini hedeflediklerini açıkladı.
Anlaşma, füze sistemlerinin yeniden yüklenmesi ve deniz dahil esnek yakıt ikmali konusunda işbirliğini içeriyor. Bu tür işbirliği biçimleri, Hint-Pasifik bölgesindeki ülkeler askeri tedarikleri için deniz veya hava taşımacılığına bağımlı oldukları için lojistik avantajlar sağlıyor, ancak sabit limanlar ve havaalanlarının potansiyel saldırılara karşı savunulması zor olabilir.
Bu adım, Çin’in tatbikatının ardından geldi. Şubat ayında, Çin savaş gemileri Avustralya’yı dolaşarak Avustralya ve Yeni Zelanda arasında bulunan Tasman Denizi’nde canlı ateş tatbikatları gerçekleştirdi.
Çin’in donanma gücü büyüyor. ABD Kongre Araştırma Servisi’ne göre, Çin donanması halihazırda Doğu Asya’nın en büyük donanmasına sahip. Donanma filosunun 2020 itibarıyla ABD Donanması’nı geçtiği ve 2030’a kadar 435 gemiye çıkacağı tahmin ediliyor.
Japon Deniz Öz Savunma Kuvvetleri Lojistik Genel Müdürü Naoya Hoshi, Çin, Rusya ve Kuzey Kore’yi kastederek, Asya’nın “mevcut kurallara dayalı düzenin ciddi ve benzeri görülmemiş bir meydan okumayla karşı karşıya olduğu yeni bir kriz dönemine girdiğini” uyarısında bulundu. Avustralya Kraliyet Donanması Lojistik Genel Müdürü Catherine Rhodes, “işbirliği ve uyumluluğun çok önemli olduğunu” vurgulayarak, bu üçlü lojistik işbirliğinin “stratejik bir sıçrama” olduğunu söyledi.
Sidney Üniversitesi Amerika Birleşik Devletleri Araştırmaları Merkezi araştırma görevlisi Tom Corben, anlaşmanın “üçlü işbirliğinin, gümrük vergisi müzakerelerinden kaynaklanan siyasi düzeydeki aksaklıklara rağmen” üç ülke için de en önemli öncelik olmaya devam ettiğinin “güçlü bir işareti” olduğunu söyledi.
Üçlü, istihbarat paylaşımı ve savunma teknolojisi işbirliği dahil olmak üzere halihazırda başka üçlü anlaşmalara da sahip.
Corben, daha fazla işbirliği için bir sonraki adımın üçlü erişim anlaşması olacağını söyledi. Corben, “Bu, modern savunma ortaklıklarının temelini oluşturan dört temel anlaşmanın eksik son parçası gibi görünüyor” diye ekledi.
Japonya için bu anlaşma, Avustralya’ya deniz gemileri satma konusunda Almanya ile rekabetinde bir avantaj sağlayabilir. Avustralya, Mogami sınıfı fırkateynlerin modernize edilmiş versiyonunu seçerse, cuma günkü anlaşmaya dayalı veri paylaşımı, gemilerin bakımını kolaylaştırabilir ve birlikte çalışabilirliklerini artırabilir.
Pentagon, AUKUS nükleer denizaltı anlaşmasını gözden geçirmeye başladı
Diplomasi
Trump’ın Brezilya kavgasındaki BRICS ayrıntısı

ABD Başkanı Donald Trump’ın Brezilya’yı yüzde 50 gümrük vergisi ile tehdit etmesiyle şiddetlenen gerilimde BRICS zirvesinin payı olduğu belirtiliyor.
POLITICO’da yer alan habere göre Trump, Brezilya’ya % ağır bir gümrük vergisi uygulama tehdidini, arkadaşı ve müttefiki olan aşırı sağcı eski Başkan Jair Bolsonaro için adalet arayışı olarak sunuyor.
Fakat hafta sonu Rio de Janeiro’da düzenlenen BRICS liderleri toplantısından duyduğu hoşnutsuzluk, başkanın kararını kesinleştirdi ve yeni vergileri açıklayan bir mektup göndermesine ikna etti.
Beyaz Saray, Bolsonaro’ya kötü muamele ettiği ve sosyal medyada sansür uyguladığı iddiasıyla Brezilya’yı cezalandırmak için yaptırımlar gibi diğer yöntemlerin çok uzun süre alacağı veya çok karmaşık olacağı sonucuna vardı.
Ne var ki, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun yakın müttefiki ve Trump’ın eski Latin Amerika özel elçisi Mauricio Claver-Carone, “BRICS dengeleri değiştirdi,” dedi.
Steve Bannon: Trump, dolarsızlaşma girişimlerine sinirleniyor
BRICS koalisyonu, Trump’ın ikinci dönemindeki en önemli dış politika hedeflerinden biri olarak ortaya çıktı. Grup, üyelik sayısını artırmaya ve gelişmiş ekonomilerden bağımsızlık için baskı yapmaya devam etti.
Geçen kasım ayında, ABD dolarına alternatif olarak kendi rezerv para birimini başlatmayı deneyebileceğini açıklayan BRICS’a karşı Trump, üye ülkelere yüzde 100 gümrük vergisi uygulama tehdidini savurmuştu.
Trump’ın eski Beyaz Saray baş stratejisti ve MAGA ideoloğu Steve Bannon, “Başkan, BRICS’in doların uluslararası ticaret ve finans sisteminden çıkarılmasına yönelik çabalarına her baktığında sinirlendiğini belli ediyor. Rio [toplantısı] da yardımcı olmadı,” diye konuştu.
BRICS, pazartesi günü yıllık zirvesini tamamlayarak, üyelerinden biri olan İran’a yönelik ABD’nin askeri saldırılarını kınayan bir bildiri yayınladı.
BRICS üyeleri, Trump’ın gümrük vergilerini de eleştirerek, başkanın adını anmadan, “uluslararası hukuka aykırı tek taraflı, cezai ve ayrımcı korumacı önlemleri reddettiklerini” belirttiler.
Başkan, Brezilya’yı ‘yasadışı sansür’ ile suçladı
Bu açıklama, başkanın sert tepkisine neden oldu ve başkan pazar günü sosyal medyada üye ülkelere yüzde 10’luk ek gümrük vergisi uygulayacağı tehdidinde bulundu.
Ardından çarşamba günü Truth Social’da Trump, bu hafta ABD’nin ticaret ortaklarına gönderdiği form mektubun daha sert bir versiyonunu paylaştı.
Bu kez mektup Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva’ya hitaben yazılmıştı. Mektup, Brezilya hükümetinin Bolsonaro’ya yönelik muamelesine ilişkin sert ifadelerle doluydu ve başkan, bu muameleyi kendi hikayesinin bir yansıması olarak görüyor.
Trump’ın mektubu, Brezilya hükümetinin “ABD sosyal medya platformlarına yüzlerce GİZLİ ve YASADIŞI sansür emri çıkardığını, milyonlarca dolarlık para cezası ve Brezilya sosyal medya pazarından çıkarılma tehdidinde bulunduğunu” iddia eden yönetimin iddialarını da yineledi.
Trump’ın oğlu ile Bolsonaro’nun oğlu arasındaki dostluk da etkili
POLITICO’ya konuşan iki kaynak, Trump’ın MAGA hareketiyle de derin bağları olan Bolsonaro ile kişisel dostluğunun, Brezilya üzerindeki baskıyı artırma kararında etkili olduğunu söyledi.
Brezilya hükümetiyle çalışan Washington merkezli bir yetkili, POLITICO’ya “perde arkasında birçok kişisel dinamik var” diyerek, Donald Trump Jr. ile eski başkanın oğlu Eduardo Bolsonaro arasındaki dostluğa ve daha geniş ideolojik uyumlarına işaret etti.
BRICS zirvesinin Brezilya’da sona erdiği sabah, Trump Bolsonaro’yu desteklemek için Truth Social’da bir mesaj daha yayınladı ve onu “ülkesini gerçekten seven güçlü bir lider” olarak nitelendirerek, hakkında devam eden yargılama sürecini “cadı avı” olarak nitelendirdi.
Trump, “Bu, siyasi bir rakibe yönelik bir saldırıdan başka bir şey değildir; bu konuda çok şey biliyorum! Bana 10 kez oldu ve şimdi ülkemiz dünyanın ‘EN SICAK’ ülkesi!. BOLSONARO’YU RAHAT BIRAKIN!” diye yazdı.
Trump’a göre dolarsızlaşma ‘büyük bir dünya savaşını kaybetmek gibi’
Kabine toplantısında da mevzuya değinen Trump, “BRICS, benim görüşüme göre ciddi bir tehdit değildir. Ama onların yapmaya çalıştığı şey, başka bir ülkenin kontrolü ele geçirip standart haline gelmesi için doları yok etmektir ve biz bu standardı hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz,” dedi.
Başkan, “dünya standardı olan” doları kaybederlerse, bunun “büyük bir dünya savaşını kaybetmek gibi” olacağını savundu ve doların tahtından edilmesine izin veremeyeceklerini söyledi.
Trump, “Sadece şunu söylüyorum, eğer insanlar buna karşı çıkmak istiyorlarsa, çıkabilirler, ancak bunun bedelini çok ağır ödeyecekler ve bence hiçbiri bu bedeli ödemeye hazır değil,” diye ekledi.
Lula meydan okudu: ABD ile ticaret olmadan da hayatta kalabiliriz
Öte yandan Brezilya Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, Brezilya’nın ABD ile ticaret yapmasa da ayakta kalabileceğini ve bunun yerine başka ortaklar arayacağını söyledi.
Bu, Trump’ın Brezilya’ya %50 gümrük vergisi uygulayacağı tehdidine sert bir yanıt olarak görülüyor.
Lula, perşembe akşamı Record TV’ye verdiği röportajda, “Ürünlerimizi satın alacak başka ortaklar aramak zorundayız. Brezilya’nın ABD ile ticareti, GSYİH’sinin %1,7’sini oluşturuyor. ABD olmadan hayatta kalamayız diye bir şey yok,” diye konuştu.
Brezilyalı lider, iki televizyon röportajında, ABD’li mevkidaşına karşı meydan okuyan bir tavır sergiledi ve Trump’ın Brezilya’nın egemenliğine saygı duyması ve ABD başkanının diğer ülkeleri kendi ülkesi gibi yönetemeyeceği yönündeki tutumunu yineledi.
Globo TV’ye verdiği röportajda, gümrük vergisi savaşının “sonsuz” olabileceğini söyleyerek, geri adım atmaya niyetinin olmadığını açıkça belirtti.
Brezilyalı lider, ülkesinin gibi ülkelerin ticaret için dolar kullanmaya devam etmek zorunda olmadığını da belirterek, geçen hafta sonu Rio de Janeiro’da düzenlenen BRICS zirvesinde yaptığı ve “Trump’ı endişelendirdiğini” kabul ettiği açıklamalarını yineledi.
Lula, Record gazetesine verdiği röportajda, “Diğer ülkelerle ticaret para birimi oluşturmak istiyoruz. Venezuela, Bolivya, Şili, İsveç, Avrupa Birliği veya Çin ile ticaret yapmak için dolar satın almak zorunda değilim. Kendi para birimlerimizle ticaret yapabiliriz,” dedi.
Diplomasi
Trump, NATO aracılığıyla Ukrayna’ya daha fazla silah gönderecek

ABD Başkanı Donald Trump, önümüzdeki hafta Rusya hakkında “önemli bir açıklama” yapacağını söyledi ve ABD’nin müttefiklerine Ukrayna’ya gönderilmek üzere Patriot füze sistemleri de dahil olmak üzere daha fazla silah satacağını işaret etti.
ABD Başkanı, NBC’ye verdiği röportajda Rus mevkidaşı Vladimir Putin’e yönelik eleştirilerini yineledi ve yeni silahların doğrudan ABD’den değil, NATO müttefikleri aracılığıyla gönderileceğini söyledi.
Trump, “Rusya’dan hayal kırıklığına uğradım, ancak önümüzdeki birkaç hafta içinde ne olacağını göreceğiz… Pazartesi günü Rusya hakkında önemli bir açıklama yapacağım,” dedi.
Trump, bu hafta başında, savaşa son veremediği için Rus liderden “memnun olmadığını” söylemişti.
ABD başkanı, NATO müttefiklerinin yapacağı alımlar yoluyla Ukrayna’ya silah gönderilmesi için yeni bir anlaşmaya vardığını söyledi.
Trump, “Silahları NATO’ya gönderiyoruz ve bu silahların bedelini yüzde 100 NATO ödüyor. Gönderilen silahlar NATO’ya gidiyor, NATO da bu silahları [Ukrayna’ya] verecek ve bu silahların bedelini NATO ödeyecek. Patriot füzelerini NATO’ya göndereceğiz ve NATO bunları dağıtacak,” diye ekledi.
NATO toplu silah alımı yapmıyor ama ittifakın bazı üyeleri Ukrayna adına daha fazla silah satın almaya hazır olduklarını belirtmişti. Almanya, Kiev’e vermek üzere ABD’den iki Patriot sistemi satın almayı teklif etti.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy de, Ukrayna’yı Rusya saldırılarından korumak için ABD’den üç Patriot hava savunma sistemi satın almak üzere Almanya ve Norveç ile anlaşma sağladığını söyledi.
Rusya, çarşamba gecesinden perşembe gününe kadar yaklaşık 10 saat süren füze ve insansız hava aracı saldırıları da dahil olmak üzere, savaşın en şiddetli bombardımanlarından bazılarını geçen hafta gerçekleştirdi.
Zelenskiy, perşembe günü Avrupa liderleriyle bir araya geldiği Roma’da, “Rusya yakında Ukrayna’ya günde 1.000 insansız hava aracı fırlatmak istiyor,” dedi.
Rusya’nın İran tasarımı kamikaze İHA’larını düşürebilecek önleme insansız hava araçlarının ortak üretiminin, Batılı müttefikleriyle görüştüğü bir çözüm olduğunu söyleyen Ukrayna lideri, “Ortaklarımız paylaştığım her şeyi kabul eder ve gerekli fon ayrılırsa, bunu başarabiliriz,” dedi.
Zelenskiy, halihazırda insansız hava araçlarını üreten dört Ukrayna şirketi ve bir ABD-Ukrayna şirketi olduğunu söyledi ve şu anda üretimi artırmaya ihtiyaç duyduklarını belirtti.
Trump salı günü, Ukrayna’ya silah göndermeye devam edeceğini söylemiş ve Pentagon’un bazı kritik silahların teslimatını durdurma kararını tersine çevirmişti.
NBC röportajında Trump, Cumhuriyetçi Lindsey Graham’ın Rusya’ya yeni yaptırımlar getirmeyi öngören tasarısına destek verdiğini de belirtti ve tasarıyı “başkanın istediğini yapmasına izin veren” bir yasa olarak nitelendirdi.
Trump, “Senatonun kabul ettiği bu yasa tasarısı, bildiğiniz gibi, başkanın istediği her şeyi yapmasına saygıyla izin veriyor. Başka bir deyişle, bu benim seçeneğim. Çok önemli ve çok sert bir yaptırım yasası kabul edilecek, ancak bunu uygulamak ya da uygulamamak başkanın takdirine kalmış,” diye konuştu.
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Ortadoğu2 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Kimler faşist olabilir? Önce Mussolini’nin İtalya’sına, sonra İsrail’e bakalım
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’
-
Görüş2 hafta önce
Modi dönemi, Hindistan’ın ‘karanlık döneminin’ ileri bir uyarlaması mı?
-
Amerika1 hafta önce
Trump’ın gümrük vergilerini erteleme süresi 9 Temmuz’da doluyor, şimdi ne olacak?