Amerika
FT: Yatırımcılar resesyon riski nedeniyle şirket tahvillerine geri dönüyor

Financial Times’a göre temmuz başından bu yana sabit getirili fonlara 66 milyar dolardan fazla para akışı oldu.
Financial Times (FT) gazetesinin haberine göre, yatırımcılar resesyon riski nedeniyle şirket tahvillerine geri dönüyor. Temmuz başından bu yana sabit getirili fonlara 66 milyar dolardan fazla para akışı oldu.
Emerging Portfolio Fund Research (EPFR) akış istatistiklerine göre, yatırımcılar ağustos ayında ABD devlet ve şirket tahvil fonlarına 8,9 milyar dolar akıtarak temmuz ayındaki 57,4 milyar dolarlık girişi sürdürdü.
Bu, Ocak 2024’ten bu yana en yüksek ve 2021 ortasından bu yana en yüksek ikinci aylık toplama karşılık geliyor.
Yüksek kaliteli kurumsal tahviller, son dört yılın en uzun serisi olan 10 haftalık pozitif ivme yaşadı.
PGIM Fixed Income küresel tahviller müdürü Robert Tipp, “Resesyon gibi aşağı yönlü bir senaryoya karşı en iyi savunma Hazine tahvilleridir,” değerlendirmesini yaptı.
Resesyon korkuları ABD Merkez Bankası (Fed) değerlendirmelerindeki düşüşlerle körüklendi.
Örneğin ABD’de işsizlik oranının haziran ayındaki yüzde 4,1’den temmuz ayında yüzde 4,3’e beklenmedik bir şekilde yükseldiğini ve işverenlerin ekonomistlerin beklediğinden daha az istihdam açtığını gösteren ağustos ayı başındaki kötümser raporun ardından Fed’in faiz indirimi beklentileri keskin bir şekilde değişti.
FT‘ye göre Fed, duruma faiz oranlarını yıl sonuna kadar 1 puanın biraz üzerinde düşürerek karşılık verecek.
Amerika
ABD, Francesca Albanese’ye yaptırım kararı aldı

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İsrail’in Gazze’deki saldırılarını eleştiren Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi yetkilisi Francesca Albanese’ye yönelik yeni yaptırımlar açıkladı.
Rubio, insan hakları uzmanının “ABD ve İsrail’e karşı siyasi ve iktisadi savaş” başlattığını iddia etti.
Geçen hafta, BM İnsan Hakları Konseyi Özel Raportörü Francesca Albanese, Uluslararası Ceza Mahkemesinden (UCM) “şirket yöneticilerini ve/veya şirketleri soruşturup yargılamasını” talep etmiş, İsrail’in Hamas ile savaşı sırasında savaş suçları işlediğini öne sürmüştü.
“İşgal Ekonomisinden Soykırım Ekonomisine” başlıklı raporda Albanese, silah üreticilerinden finans şirketlerine kadar 48 şirketi, İsrail hükümetiyle işbirliği yaparak kâr elde etmekle suçlamıştı.
Rubio yaptığı açıklamada, Albanese’nin UCM ve diğer aktörlerden cezai kovuşturma başlatma çabalarını “gayri meşru ve utanç verici” olarak nitelendirdi.
Rubio, “ABD, hukuk savaşına yanıt vermek ve egemenliğimizi ve müttefiklerimizin egemenliğini korumak için gerekli gördüğümüz her türlü önlemi almaya devam edecek,” dedi.
Bu yılın başlarında, ABD Adalet Bakanlığı Antisemitizmle Mücadele Görev Gücü, Albanese’nin “sessizliği ve seçici öfkesi”ni gerekçe göstererek Birleşmiş Milletler’den onu görevinden almasını istemişti.
2022’de atanan İtalyan akademisyen, İsrail’in Ekim 2023’te Gazze Şeridine yönelik işgalinden bu yana İsrail’e yaptırımlar ve silah ambargosu çağrısında bulunuyor.
İsrail hükümeti, Albanese’nin “7 Ekim katliamının kurbanları Yahudi oldukları için değil, İsrail’in baskılarına tepki olarak öldürüldüler” şeklindeki açıklamalarının ardından Şubat 2024’te Albanese’nin ülkeye girişini yasaklamıştı.
Amerika
ABD’den Rusya’nın enerji sektörünü hedef alan yeni yaptırım hamlesi

ABD Temsilciler Meclisi’ne, Rusya’nın enerji sektörünü finanse eden veya yaptırım altındaki Rus kuruluşlarıyla iş yapan yabancı bankaları hedef alan yeni bir yasa tasarısı sunuldu. ‘PEACE Act’ adlı tasarı, bu bankaların ABD finans sistemine erişimini kısıtlamayı amaçlıyor. Tasarının yazarlarından Temsilci Zach Nunn, ‘sözlerin tek başına Rusları masaya getirmeyeceğini’ belirtti.
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Cumhuriyetçi ve Demokrat vekiller, Rusya’nın enerji sektörünü finanse eden veya yaptırım altındaki Rus kuruluşlarıyla iş yapan yabancı bankaları hedef alan yeni bir yasa tasarısını Temsilciler Meclisi’ne sundu.
“Avrupa’da Silahlı Çatışmanın Tırmanmasını Önleme Yasası” (PEACE Act) olarak adlandırılan tasarı, bu tür finansal faaliyetlerde bulunan bankaların ABD finans sistemine erişimini engellemeyi amaçlıyor.
Tasarı, Iowa’dan Cumhuriyetçi Temsilci Zach Nunn ve New Jersey’den Demokrat Temsilci Josh Gottheimer tarafından ortaklaşa sunuldu.
Tasarının yasalaşması hâlinde, Rusya’nın enerji sektörünü destekleyen veya yaptırım uygulanan Rus kuruluşlarıyla iş yapan yabancı bankalara yönelik yeni mali yaptırımlar devreye girecek.
‘Sözler tek başına Rusları masaya getirmez’
Tasarının yazarlarından ve eski bir istihbarat subayı olan Temsilci Zach Nunn, yaptığı yazılı açıklamada, “Savaş gazisi ve eski bir istihbarat subayı olarak, sözlerin tek başına Rusları masaya getirmeyeceğini biliyorum,” dedi.
Nunn, bu partiler üstü tasarının, “Moskova’yı finanse eden finansal can damarlarını vergi mükelleflerine bir kuruş bile maliyet getirmeden keserek” mesajlarının arkasına güç kattığını belirtti.
Demokrat Temsilci Josh Gottheimer ise “Yabancı kurumların (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in Ukrayna’daki acımasız saldırı savaşını finanse etmesine izin veremeyiz,” ifadelerini kullandı.
Gottheimer, “Putin’i canını en çok yakan yerden vurmalıyız. Bu yüzden Putin’in sebepsiz ve gaddar saldırganlığını destekleyen finansal can damarlarını kesmek için bu iki partili yasayı sunmaktan gurur duyuyorum,” diye konuştu.
Tasarı neler içeriyor?
Yasa tasarısı, ABD Hazine Bakanlığı’na, yaptırım uygulanan Rus aktörlerle bilerek iş yapan veya Rusya’nın enerji sektöründe faaliyet gösteren herhangi bir yabancı bankanın ABD sistemine erişimini engelleme yetkisini genişletiyor.
Tasarı, zorunlu yaptırımların yanı sıra, ABD başkanına ulusal çıkar gerekçesiyle bu yaptırımları geçici olarak askıya alma yetkisi tanıyor.
Fakat bu durumun Kongre’ye bildirilmesi zorunlu olacak. Ayrıca, tasarıda yaptırım yetkisinin yasalaştıktan beş yıl sonra veya “Rusya’nın Ukrayna‘yı istikrarsızlaştıran eylemlerini” durdurmasından 30 gün sonra sona ermesini öngören bir madde de yer alıyor.
Senato’da da benzer bir girişim var
Nisan ayında bir grup ABD’li senatör, Rusya’ya yönelik yaptırım rejimini önemli ölçüde sıkılaştırmayı amaçlayan bir yasa teklifi sunmuştu.
Bu teklif, Rusya’dan petrol, doğalgaz ve uranyum gibi kaynakları satın alan ülkelere yüzde 500’lük ithalat vergisi getirilmesini öngörüyor.
Projenin yazarlarından Senatör Lindsey Graham, 9 Temmuz’da yaptığı açıklamada, belgenin yakında Senato’da ele alınacağını belirtmişti.
Amerika
Google’ın kurucu ortağı Sergey Brin: BM açıkça antisemitik

Google’ın kurucu ortağı Sergey Brin, cumartesi günü çalışanlara yönelik bir iç forumda Birleşmiş Milletler’i “açıkça antisemitik” olarak nitelendirdi.
Brin’in yorumları, geçen ay yayınlanan ve Google ve ana şirketi Alphabet’in de dahil olduğu teknoloji şirketlerinin İsrail hükümetine ve ordusuna bulut ve yapay zeka teknolojileri sağlayarak Gazze’de “İsrail’in gerçekleştirdiği soykırımdan” kâr elde ettiğini iddia eden BM raporuna yanıt olarak geldi.
Washington Post’ın gördüğü ekran görüntülerine göre Brin, şirketin yapay zeka bölümü Google DeepMind’da çalışanların raporu tartıştığı bir forumda, “Tüm saygımla, Gazze ile ilgili olarak soykırım terimini kullanmak, gerçek soykırımlara maruz kalmış birçok Yahudi için son derece incitici. Bu konularda BM gibi şeffaf bir şekilde antisemitik kuruluşları alıntılamaya da dikkat ederdim,” diye yazdı.
BM raporu, işgal altındaki Filistin toprakları özel raportörü İtalyan hukukçu Francesca Albanese tarafından yazıldı. ABD’nin BM temsilcisi, Albanese’yi “antisemitizm ve İsrail’e karşı önyargılı olmakla” suçlayarak görevden alınmasını istedi.
Sözcüsü aracılığıyla Post’a yorum yapan Brin, “Yorumlarım, açıkça önyargılı ve yanıltıcı bir raporu alıntılayan bir iç tartışmaya yanıt olarak yapıldı,” dedi.
Brin, Google Chat’te bulunan ve çoğu yapay zeka araştırmacısı olan yaklaşık 2.500 üyenin bulunduğu iç forumda nadiren yorum yapıyor. Forum üyesi ve Post tarafından incelenen ekran görüntülerine göre, Brin’in BM’ye yönelik suçlamaları bazı çalışanları “şaşırttı ve üzdü.”
Google yönetimi, 7 Ekim 2023 Aksa Tufanı operasyonunun ardından, şirketin İsrail ile olan ilişkilerini protesto eden çalışanlarla çatışmış ve onları işten çıkarmıştı.
Post’un ocak ayında bildirdiğine göre, şirket, operasyonun ardından yapay zeka araçlarını İsrail ordusuna satmaya karar verdi.
Ken Auletta’nın 2009 yılında yayınlanan Googled: The End of the World as We Know It [Google’landınız: Bildiğimiz Dünyanın Sonu] kitabına göre, Brin, “Sovyetler Birliği’nde maruz kaldıkları antisemitizmden kaçmak isteyen” Rus Yahudisi ebeveynleriyle birlikte çocukken Amerika Birleşik Devletleri’ne göç etti.
Brin ve Google’ın kurucu ortağı Larry Page, 2019 yılında şirketteki günlük görevlerinden ayrıldı. Fakat Brin, 2022’nin sonlarında OpenAI’ın ChatGPT’sini piyasaya sürmesinin ardından Google’ın yapay zeka alanında rekabet etme çabalarına dahil oldu.
BM raporu, örgütün özel raportörü Albanese’nin İsrail’in Gazze’deki askeri harekatından sorumlu tutulması gerektiğini söylediği şirketlerin isimlerini veriyor.
Washington Post: Google çalışanları İsrail ordusuna doğrudan yardım ediyor
Raporda, Amerikan teknoloji devlerinin, İsrail’in Gazze’yi kontrolü altında tutmasıyla ortaya çıkan ve ordunun bilgi işlem hizmetleri ve bulut depolama alanına olan ihtiyacının artmasıyla oluşan kazançlı fırsatı değerlendirdikleri iddia ediliyor.
Raporda, İsrail’in 2021 yılında Google ve Amazon’a verdiği 1,2 milyar dolarlık bulut bilişim sözleşmesi olan Project Nimbus’a dikkat çekiliyor ve İsrail’in iç askeri bulutunun Hamas saldırıları sonrasında aşırı yüklenmesi üzerine bu şirketlerin “kritik bulut ve yapay zeka altyapısı ile devreye girdikleri” iddia ediliyor.
Geçen hafta, ABD’nin Birleşmiş Milletler Nezdindeki Misyonu, BM Genel Sekreteri’nden Albanese’nin faaliyetlerini kınamasını ve görevinden alınmasını talep ederek, bu yılın başlarında yaptığı, Albanese’nin görev süresinin uzatılmasına karşı çıkan talebini yineledi.
Google, İsrail’in ulusal güvenlik kurumlarından kamuoyu önünde uzak durmaya çalıştı, fakat Post ocak ayında, şirketin bulut bölümündeki belgelerin, 7 Ekim saldırıları sonrasında çalışanların ülkenin Savunma Bakanlığı ve İsrail Savunma Kuvvetlerinin yapay zeka teknolojisine erişimine doğrudan yardım ettiğini gösterdiğini bildirdi.
Şubat ayında şirket, yapay zeka teknolojisine ilişkin etik kurallarından, yapay zeka teknolojisini silah veya gözetleme amaçlı kullanmayacağına dair taahhüdünü kaldırdı.
Google’ın askeri sözleşmelerine karşı çalışanların protestoları üzerine 2018’de ilk kez yayınlanan genel kurallar, “uluslararası hukuk ve insan haklarının yaygın olarak kabul edilen ilkeleriyle” uyumlu, sorumlu yapay zeka peşinde olunacağını vaat ediyor.
Bazı teknoloji şirketleri, İsrail hükümetiyle iş yapmaları nedeniyle çalışanların protestoları üzerine çalışanların aktivizm ve siyasi muhalefetini bastırdı.
Google, 2024 yılında İsrail ile bulut sözleşmesini protesto eden bazı çalışanlarını işten çıkardıktan sonra, CEO Sundar Pichai bir şirket notunda çalışanların işyerlerini “rahatsız edici konular hakkında tartışmak veya siyaset tartışmak” için kullanmamaları gerektiğini söyledi.
Brin’in Google DeepMind’a atıfta bulunarak “GDM Hot Goss” olarak adlandırılan AI forumundaki yorumu, raporun bulgularından “dehşete düşmüş” görünen bir AI araştırma mühendisinin mesajının ardından geldi.
Mühendis, Google’ın AI yatırımlarının çoğunun sanal asistan uygulaması Gemini’ye odaklandığını belirtti. Ekran görüntülerinde, “Buradaki tek olumlu nokta, tüm zamanımızı ve paramızı Gemini’ye harcıyor ve soykırım için daha yararlı bir şeye harcamıyor olmamız,” yazıyor.
-
Söyleşi2 hafta önce
İsrail-İran savaşını kim kazandı? E. Tuğamiral Alaettin Sevim Harici’ye anlattı
-
Ortadoğu1 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Jerusalem Post: Rusya-Ukrayna savaşının gölgesinde Çin’in Orta Doğu stratejisi
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’
-
Dünya Basını2 hafta önce
Kimler faşist olabilir? Önce Mussolini’nin İtalya’sına, sonra İsrail’e bakalım