Bizi Takip Edin

Diplomasi

AB, Trump’ın gümrük vergilerine misilleme olarak “Big Tech”i vurmaya hazırlanıyor

Yayınlanma

AB, Donald Trump’ın bloğa gümrük vergisi uygulama tehditlerini yerine getirmesi halinde, misilleme önlemleriyle Silikon Vadisini vurmayı planlıyor.

Planlar hakkında bilgi sahibi iki yetkilinin Financial Times’a (FT) aktardığına göre, Washington ile olası bir anlaşmazlıkta, AB’nin “Big Tech” (Büyük Teknoloji) gibi ABD hizmet sektörlerini hedef almasına olanak tanıyacak “zorlama karşıtı enstrümanını” (ACI) kullanmayı düşünüyor.

Bir yetkili “tüm seçenekler masada” dedi ve uluslararası hukuku ihlal etmeden verilebilecek en sert yanıt olarak ACI’ı işaret etti.

Trump’ın ilk döneminde hazırlanan ve daha sonra Çin’e karşı caydırıcı bir unsur olarak kullanılan bu araç, AB’nin yürütme organına, bir ülkenin politikasında değişiklik yapmaya zorlamak için mal tarifelerini kullandığını tespit etmesi halinde hizmet ticaretine kısıtlamalar getirme yetkisi veriyor.

Brüksel’in tereddütleri: Hizmetler ve fikri mülkiyet

Yetkililer, Trump’ın Danimarka’yı Grönland’ı devretmeye zorlamak ve AB’yi ABD teknoloji şirketlerine yönelik yaptırımlardan vazgeçmeye zorlamak için gümrük tarifelerini kullanma tehdidinin bu kapsama gireceğini söyledi.

2023’te yürürlüğe girdiğinde bazı AB yetkilileri tarafından “bazuka” olarak adlandırılan ACI, bloğun fikri mülkiyet haklarının korunmasını veya yazılım indirmeleri ve akış hizmetleri gibi ticari kullanımlarını iptal etmek gibi çok çeşitli misilleme önlemleri arasından seçim yapmasına izin veriyor.

Ayrıca AB’nin doğrudan yabancı yatırımı engellemesine ya da bankacılık, sigorta ve diğer mali hizmet firmalarının pazara erişimini kısıtlamasına da izin veriyor.

İkinci bir yetkili ise AB’nin anlaşmazlığı hizmetler ve fikri mülkiyet hakları gibi yeni alanlara yaymakta tereddüt edebileceği uyarısında bulundu.

Trump geçen hafta Brüksel’in ABD’li teknoloji şirketlerine yönelik eylemlerini ve büyük ticaret açığını gerekçe göstererek AB’ye “kesinlikle” gümrük vergisi uygulayacağını söylemişti.

Önlemlerin ne zaman alınacağı ya da Kanada ve Meksika’nın sağladığı gibi bloğun bir erteleme için müzakere edip edemeyeceği konusunda ayrıntı vermedi.

AB ticaret bakanlarının çoğunluğu misillemeden yana

AB ticaret bakanları ise tehditleri görüşmek üzere salı günü Varşova’da bir araya geldi. Kapalı kapılar ardında yapılan görüşmeler hakkında bilgi veren yetkililer, çoğunluğun gerekirse cezalandırıcı eylemlere destek verdiğini söyledi.

Ticaretten sorumlu komisyon üyesi Maroš Šefčovič, gümrük vergilerinden kaçınmanın bir yolunu müzakere etmek istediğini söyledi.

Fakat Šefčovič, “Eğer vurulursak, sert bir şekilde tepki vereceğiz,” dedi ve bloğun mallarda fazla vermesine rağmen hizmetlerde ABD ile büyük bir açık verdiğine dikkat çekti.

Fakat bazı üye devletler ekonomik büyüme bu kadar zayıfken bir ticaret savaşına girmekten çekiniyor. Görüşmeler hakkında bilgi sahibi olan bir AB diplomatı “gerilimi düşürmek istediklerini” söyledi.

Herhangi bir misillemenin orantılı olması ve komisyonun AB endüstrilerine verilen zarara ilişkin kanıt sunması gerekecek. Ayrıca 27 üye ülkeden en az 15’inin onayını alması gerekiyor.

İstişareler birkaç hafta sürebilir. Örneğin ABD’ye 2018’de uygulanan son misilleme tarifelerinin kabul edilmesi üç ay sürmüştü.

Fransa Ticaret Bakanı Laurent Saint-Martin Financial Times’a yaptığı açıklamada, ACI’a rağmen AB’nin daha hızlı misilleme önlemlerine ihtiyaç duyabileceğini söyledi ve “hızın kilit konulardan biri” olduğuna işaret ederek, “Geçen seferkinden daha hızlı hazır olmalıyız. Daha birlik içinde ve daha hızlı olmalıyız,” dedi.

Diplomasi

Papa, Kiev ve Moskova için Vatikan’da müzakere teklifini yineledi

Yayınlanma

Papa XIV. Leo, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yaptığı görüşmede, Kiev ve Moskova arasında olası barış müzakerelerine Vatikan’da ev sahipliği yapma teklifini yineledi. Moskova ise iki Ortodoks ülke arasındaki görüşmelerin Katolik bir devlette yapılmasının ‘şık olmayacağını’ belirterek bu teklifi ‘gerçekçi değil’ diyerek reddetti.

Papa XIV. Leo, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yaptığı görüşmede, Kiev ve Moskova arasında olası barış müzakerelerine Vatikan’da ev sahipliği yapma teklifini bir kez daha dile getirdi.

Kutsal Makam Basın Dairesinden yapılan açıklamaya göre Papa, savaşın sona erdirilmesi ve adil bir çözüm bulunması çabalarını ele aldığı görüşmede, Vatikan’ın hem Ukrayna hem de Rusya temsilcilerini ağırlamaya hazır olduğunu teyit etti.

Vatican News tarafından aktarılan resmi açıklamada, “Papa [XIV. Leo], olası müzakereler için Vatikan’ın hem Ukrayna hem de Rusya temsilcilerini ağırlamaya hazır olduğunu doğruladı,” ifadeleri kullanıldı.

Papa’dan esirlerin serbest bırakılması çağrısı

Görüşmede Papa XIV. Leo, Ukrayna’daki çatışmalarda hayatını kaybeden çok sayıda kurban nedeniyle duyduğu üzüntüyü dile getirerek Ukrayna halkına dualarını ve daimi desteğini sundu.

Papa ayrıca, esirlerin serbest bırakılması ve Rusya’ya götürülen Ukraynalı çocukların geri gönderilmesi için çaba gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Vatikan’da müzakere yapılması fikri ilk olarak mayıs ayında ABD Başkanı Donald Trump tarafından kamuoyuna duyurulmuş, kısa bir süre sonra Papa da bu girişime destek vermişti.

The Washington Post gazetesinin haberine göre İtalya, olası istişarelere katılacak Rus heyetinin geçişini sağlamaya hazır olduğunu Moskova’ya bildirmişti.

Moskova’dan ret

Ancak Moskova, bu senaryoyu neredeyse anında reddetti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Vatikan’da yapılacak müzakereleri “gerçekçi değil” olarak nitelendirerek böyle bir seçeneği tartışmanın bile “zihinsel kabiliyetlerin boşa harcanması” olduğunu söyledi.

Lavrov, iki Ortodoks ülke arasındaki görüşmelerin Katolik bir devletin topraklarında yapılmasının “şık olmayacağını” savundu.

Bakan ayrıca, çatışmanın “nedenlerinden biri” olarak Kiev’in “Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ni yok etme” politikası izlediği iddiasını öne sürdü.

Rus Ortodoks Kilisesi de şüpheci

Vatikan’ın barış girişimlerine şüpheyle yaklaşan bir diğer kurum ise Rus Ortodoks Kilisesi oldu. Bloomberg‘in haberine göre, Rus Ortodoks Kilisesi, Kutsal Makam’ı Ukrayna topraklarında “tarihsel bir rakip” olarak görüyor.

Kilise, Moskova Patrikhanesi’ne bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ne ait mabetlerin kapatılmasına “tepki göstermemesi” nedeniyle Vatikan’ı eleştiriyor.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Trump, Ukrayna’ya silah sevkiyatını yeniden başlattı

Yayınlanma

Trump yönetimi, bir haftalık aranın ardından Ukrayna’ya 155 mm’lik top mermileri ve yüksek hassasiyetli güdümlü füzelerin sevkiyatını yeniden başlattı. Pentagon’un sevkiyatı durdurma kararının kendisinden habersiz alındığını belirten Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ile yaptığı görüşmenin ardından Kiev’e yeni bir Patriot sistemi de dahil olmak üzere daha fazla silah sözü verdi. Diğer yandan ABD ordusunun, artan talebi karşılamak amacıyla Patriot füzesi alımlarını dört katına çıkarmayı planladığı bildirildi.

ABD Başkanı Donald Trump yönetimi, bir haftalık aranın ardından Ukrayna’ya bazı silah türlerinin sevkiyatını yeniden başlattı.

Reuters ve Associated Press (AP) ajanslarının konuya aşina kaynaklara dayandırdığı haberlere göre, Kiev yeniden 155 mm’lik top mermileri ve yüksek hassasiyetli güdümlü füzeler (GMLRS) almaya başladı.

Silahların sevkiyatının tam olarak ne zaman başladığı ve ne kadar mühimmat gönderildiği ise bilinmiyor.

Daha önce ABD, 8 bin 400 adet 155 mm’lik top mermisi, 142 Hellfire füzesi, HIMARS çok namlulu roketatar sistemleri için 252 füze ve Patriot hava savunma sistemleri için 30 adet önleyici füzenin transferini dondurmuştu.

Pentagon’un kararı Trump’ı gafil avladı

Pentagon, Ukrayna’ya askeri yardımı temmuz ayı başında askıya almıştı. CNN televizyonuna konuşan kaynaklara göre Trump, Savunma Bakanı Pete Hegseth’e silah stoklarının denetlenmesi talimatı vermiş, Hegseth ise Beyaz Saray’a haber vermeden denetim süresince Ukrayna’ya tüm silah sevkiyatını durdurmuştu.

Hegseth’in bu kararı Trump’ı gafil avladı. Beyaz Saray, Kiev’e askeri yardımın durdurulması yönünde bir emir vermediğini açıkladı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından Trump, Kiev’e daha fazla silah sağlama sözü verdi ve Pentagon’a ek bir Patriot hava savunma sistemi göndermeyi değerlendirme talimatı verdi.

ABD Başkanı, “Çok sert vuruluyorlar, çok sert. Bu yüzden bu konuyu değerlendireceğiz,” diye konuştu.

The Wall Street Journal‘ın belirttiğine göre, eğer ABD Kiev’e yeni bir hava savunma sistemi gönderirse, bu Trump’ın Ukrayna’ya yeni bir ağır silah sevkiyatını onayladığı ilk durum olacak. Zira Washington şimdiye kadar sadece eski Başkan Joe Biden döneminde onaylanan sevkiyatları sürdürüyordu.

ABD, Patriot alımlarını dört katına çıkarıyor

Diğer yandan Bloomberg‘in haberine göre, ABD ordusu 1 Ekim’de başlayacak yeni mali yılda Patriot hava savunma sistemleri için füze alımına 1,3 milyar dolardan fazla kaynak ayırmayı planlıyor.

Haberde, Pentagon’un “sessiz sedasız” bir şekilde bu hava savunma füzelerinin toplam planlanan tedarik hacmini dört katına çıkardığı belirtildi.

Habere göre, nisan ayında savunma ihtiyaçlarını belirlemekten sorumlu üst düzey askeri yetkililerden oluşan bir grup, alım parametrelerini revize ederek planlanan önleyici füze sayısını 3 bin 376’dan 13 bin 773’e yükseltti.

Bloomberg, alım hacmindeki bu keskin artışın, ABD ordusunun özellikle PAC-3 MSE füzelerine artan bağımlılığını gösterdiğini vurguladı.

Bu durum, ABD ve müttefiklerinin hava ve füze savunma sistemlerini güçlendirme çabalarıyla da örtüşüyor.

Örneğin Ukrayna, şehirlerine yönelik Rusya’nın yoğun saldırılarını püskürtmek için büyük ölçüde Patriot bataryalarına ve bu sistemlere sağlanan füzelere güveniyor.

Bütçe kayıtlarına göre, ABD 2024 mali yılı başlangıcına kadar bu füzelerden 2 bin 47 adet satın aldı. 2024’te 230, 2025’te ise 214 adet daha alındı.

2026 yılı için 224 yeni önleyici füze alımı amacıyla 945,9 milyon dolar talep edildi. Bu miktarın 549,6 milyon doları temel bütçeden, 396,3 milyon doları ise NATO’nun Avrupa’daki savunmasını güçlendirmeyi hedefleyen “Atlantik Kararlılığı” programı kapsamında karşılanacak.

Kremlin: Askeri yardım savaşı bitirmez

Kremlin, Ukrayna’ya askeri yardımın devam etmesinin savaşın sona ermesine katkı sağlamayacağını açıkladı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, “ABD’den Ukrayna’ya tam olarak hangi sevkiyatların, ne miktarda gelmeye devam ettiğini nihai olarak netleştirmek zaman alacaktır,” dedi.

Bununla birlikte, The New York Times‘a konuşan Kremlin’e yakın kaynaklara göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna savunmasının önümüzdeki aylarda çökebileceğine inanıyor ve Kiev’den büyük tavizler almadan çatışmaları durdurmayı reddediyor.

Axios haber sitesi ise Trump’ın Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinde Kiev’e acil olarak Patriot sistemleri için on adet önleyici füze gönderme sözü verdiğini yazdı.

Bu görüşmeden önce Trump, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz ile bir araya gelmişti. Merz, füze sevkiyatlarının yeniden başlatılması çağrısında bulunmuş ve Ukrayna’ya devretmek üzere ABD’den ek Patriot bataryaları satın almaya hazır olduğunu ifade etmişti.

Kaynaklara göre, somut bir anlaşmaya varılmasa da konunun görüşülmeye devam ettiği belirtildi.

Trump, Beyaz Saray’da basın mensuplarına yaptığı açıklamada da Kiev’e silah sevkiyatını artırma niyetini teyit ederek, “Kendilerini savunabilmeliler. Şu anda çok ağır darbeler alıyorlar,” ifadelerini kullandı.

Pentagon da Trump’ın talimatıyla, Ukrayna’nın kalıcı bir barışa ulaşılana kadar pozisyonlarını koruyabilmesi için ek “savunma silahları” gönderileceğini doğruladı.

Beyaz Saray, Pentagon’a Ukrayna için Patriot talimatı verdi

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Moritanya’nın Beyaz Saray’da İsrail ile yeniden diplomatik ilişki kuracağı iddia edildi

Yayınlanma

Moritanya’nın Trump’ın desteğiyle çarşamba günü Beyaz Saray’da yapılacak bir toplantıda İsrail ile diplomatik ilişkilerini yeniden kurmaya hazırlandığı iddia edildi.

İsrail Başbakan Benyamin Netanyahu’nun bugün ABD yönetiminin arabuluculuğunda Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Gazvani ile görüşmesi bekleniyor.

Görüşmenin, İsrail ile Arap ve Müslüman ülkeler arasındaki İbrahim Anlaşmaları’nın genişletilmesi amacıyla Trump yönetimi tarafından organize edildiği iddia edildi.

ABD haber sitesi Semafor’a göre, görüşme Washington’da düzenlenen ABD-Afrika zirvesi sırasında yapılacak.

The Times of Israel, Trump’ın ilk başkanlık döneminin sonunda, İsrail ile Moritanya ve Endonezya arasında normalleşme anlaşmaları imzalamaya çok yaklaştığını ancak görev süresinin sona ermesi nedeniyle bunun hayata geçmediğini ileri sürmüştü.

Moritanya, 1999’da İsrail ile diplomatik ilişki kuran ilk Müslüman ülkelerden biri olmuş, ancak İsrail’in Gazze’ye saldırmasının ardından 2010 yılında İsrail ile ilişkilerini kesmişti. Bir dizi yıkıcı saldırının ilki olan bu savaş, Arap dünyasında geniş çaplı öfkeye yol açmıştı. Moritanya’nın iddia edilen bu son hamlesi İsrail’in Gazze’deki saldırılarının uluslararası kamuoyunca “soykırım” olarak nitelendirildiği bir dönemde geldi.

Trump yönetimi, Arap ve Afrika ülkeleri ile İsrail arasında normalleşme anlaşmalarını uzun süredir destekliyor ve bunları ekonomik ortaklıklar olarak sunuyor. Ancak, bu anlaşmaların İsrail’in Filistin topraklarında sürdürdüğü işgal ve savaş suçlarına siyasi bir örtü sağladığı yaygın olarak savunuluyor.

Moritanya, İsrail’i tanımayan (Cezayir, Komorlar, Cibuti, Libya, Somali ve Tunus dahil) veya ilişkilerini askıya alan (Mali ve Nijer gibi) dokuz Afrika ülkesinden biri.

ABD’li yetkililer İsrail’le normalleşme ve İbrahim Anlaşmaları için büyük sürprizleri olduğunu iddia etmişti. Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt, “Başkan, bölgedeki daha fazla ülkenin İbrahim Anlaşmaları’nı imzalayacağından kesinlikle umutlu” açıklamasını yapmıştı.

Suudi Arabistan’ın bu ülkelerden biri olacağı konuşuluyordu, ancak analistler Riyad’ın şu an bu anlaşmayı jeopolitik açıdan “karlı” bulmadığını ve yanaşmadığını belirtmişti. Nitekim savaşın bölgede yayılmasıyla Suudi Arabistan, İran ile ilişkilerini de güçlendirdi ve İsrail’in İran’a yönelik saldırıları kınadı.

İsrail’le görüşmeleri sürdüren Suriye’nin ise şimdilik “sınır güvenliği” bağlamında Tel Aviv’le anlaşacağı düşünülüyor.Kaynaklara göre, Suriye ile İsrail arasındaki “sessiz” görüşmeler tam anlamıyla normalleşmeyi değil taraflar arasında sınırlı bir güvenlik anlaşmasını hedefliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English