Bizi Takip Edin

Asya

Trump-Zelenskiy çatışması Tayvan’ın korkularını körükledi

Yayınlanma

Cuma günü Volodimir Zelenskiy’e ABD arabuluculuğundaki barış görüşmelerinde “kartların kendisinde olmadığını” açıkça söyledikten sonra Ukrayna’ya askeri yardımı askıya alan Donald Trump’ın Kiev’i terk etmeye hazır görünmesi, Tayvanlı yetkilileri endişeye sevk etti.

Tayvan’da bazı kesimler, ülkenin hakim yarı iletken sektörünün Trump’ın gözüne girmesine yardımcı olabileceğini umuyor. Dünyanın en gelişmiş çiplerinin yüzde 90’ını üreten Taiwan Semiconductor Manufacturing Co (TSMC), pazartesi günü geç saatlerde Arizona’daki yatırımını 65 milyar dolardan 165 milyar dolara çıkarma sözü verdi.

Tayvan’ın iktidardaki Demokratik İlerici Parti’den eski bir milletvekili olan Lo Chih-cheng, “Pazarlık kozlarımızı masaya koymamız gerekiyor” dedi ve ekledi: “Tayvan’ın stratejik önemi Ukrayna’dan çok daha büyük ve küresel çip endüstrisi tedarik zincirinde merkezi bir role sahibiz.”

TSMC’nin açıklamasından önce pazartesi günü gazetecilere açıklamalarda bulunan Tayvan Savunma Bakanı Wellington Koo, “sadece değerlerden bahsedip ulusal çıkarları ihmal edemeyeceğinizi” kabul etti.

“Elbette ABD de kendi ulusal çıkarlarına öncelik vermek istiyor” dedi ve Tayvan kendisine “Hint-Pasifik bölgesinde barış ve istikrarı ve Tayvan Boğazı’ndaki statükoyu korumanın ABD’nin temel çıkarlarından biri olup olmadığını sormalıdır” diye ekledi.

Tayvan’da Çin düşmanı ayrılıkçılar için ABD’nin desteği en az Ukrayna için olduğu kadar hayati önem taşımakta. Tayvan’ın kendi topraklarının bir parçası olarak kabul Çin, gerekirse “zorla birleşmekle” tehdit ediyor. Bu arada Tayvan Birleşmiş Milletler tarafından da Çin’e bağlı olarak kabul ediliyor.

ABD on yıllardır Tayvan’ı silahlandırarak Çin’e karşı bir koz olarak kullanıyor. “Tayvan İlişkileri Yasası” uyarınca Washington, Tayvan’ın geleceğini “barışçıl olmayan yollarla belirleme girişimlerini” ABD için ciddi bir “endişe” konusu olarak görmektedir. Ayrıca Taipei’ye savunma silahları sağlamayı ve Tayvan’la birleşmeyi zorlamaya karşı kendi kapasitesini korumayı taahhüt ediyor. Pentagon adayı bölgede Çin’le olası bir çatışmaya karşı hayati önemde bir üs olarak görüyor.

Ancak Trump Tayvan’a kişisel olarak pek ilgi beslemedi, adayı defalarca ABD’nin yarı iletken işlerini “çalmakla” ve güvenlik desteğini bedavaya getirmekle suçladı.

Tayvan yönetimi ise Trump’ın gözüne girebilmek için TSMC’nin ABD’de fazladan 100 milyar dolar yatırım yapma sözü verdi.

Bunun üzerine pazartesi günü “dostane” bir ortak görünümde, muzaffer Trump TSMC başkanı CC Wei’ye çip üreticisinin “oyunun ilerisinde” olduğunu çünkü ABD yapımı çiplerinin ithal yarı iletkenlere yönelik yaklaşan gümrük vergilerinden kaçınacağını söyledi.

Wei’nin kendisine bu “fırsat” için defalarca teşekkür etmesi Trump’ı daha da memnun etmiş görünüyordu, ki bu durum, minnettarlığını yeterince gösteremediği için uyarılan Zelenskiy ile yaşanan çatışmanın üzerine geldi.

Tayvan teknolojisini tamamen ABD’ye transfer etmek istemiyor

Ancak anlaşmanın Washington’u ne kadar tatmin edeceği konusunda soru işaretleri var. Konuya aşina olan kişilerin Financial Times’a aktardığına göre, Trump yönetimi yetkilileri daha önce TSMC’ye, son teknoloji üretimde geride kalan Intel için üretim tesislerinin işletilmesine yardımcı olması, Intel’e sermaye yatırımı yapması ya da ABD’deki operasyonlarını ABD hükümetinin hissesi olan bir şirkete dönüştürmesi için baskı yaptı.

Tayvan’ın güvenliği uzun zamandır çip üretim gücüyle iç içe geçmiş durumda.

“Tayvan dikkatli olmalı: Eğer ‘silikon kalkan’ gerçekten varsa, en gelişmiş teknolojiyi ABD’ye vermek onu kırılgan hale getirmez mi?” diyor Taipei’deki Ulusal ChengChi Üniversitesi’nde diplomasi profesörü olan Huang Kwei-bo Financial Times’a verdiği demeçte.

TSMC anlaşması bu endişeleri doğrular nitelikteydi. Şirket yeni yatırımının Arizona’da bir araştırma ve geliştirme merkezi içereceğini söyledi. Daha önce TSMC, hükümetin de çok önemli gördüğü Ar-Ge’ nin Tayvan’da yoğunlaşması konusunda ısrar etmişti.

Başkan Lai Ching-te’nin ofisi salı günü yaptığı açıklamada, yatırımı onaylaması gereken hükümetin TSMC’ye yardımcı olacağını ancak en ileri teknolojinin ülkede kalmasını sağlamak için “kapı bekçiliği” de yapacağını söyledi.

Trump, yatırımın “[TSMC’nin çip üretiminin] büyük bir kısmını ABD’ye” koyacağını ve şirketin “çok güvenli bir yere çeşitlenmesine” izin vereceğini, bunun da Tayvan ile “bir şey olması durumunda büyük bir etkisi olacağını” söylediğinde bu korkuları daha da körükledi.

Huang’ın başında bulunduğu muhalefet destekli bir vakıf tarafından geçen hafta yayınlanan bir ankete göre, katılımcıların yüzde 85’i TSMC’nin 2 nanometre üretim teknolojisini ABD’ye transfer etmesine karşı çıktı. Katılımcıların yüzde 60’ından fazlası ABD’nin Tayvan ile müzakerelerde üstünlüğü elinde tuttuğuna inanıyor.

Bunun için sebepleri var. Tayvan’ın ABD ile ticaret fazlası geçen yıl 26.1 milyar dolar artarak 73.9 milyar dolara ulaştı – kısmen yapay zeka çipi ihracatındaki patlama nedeniyle – ABD başkanının planladığı “karşılıklı” tarifelere bir başka kanat daha açıyor.

Lai, savunma harcamalarını GSYH’nin yüzde 3’üne çıkarmanın yanı sıra ABD’den yatırım ve tedariki artırma sözü verdi.

Konuyla ilgili bilgi sahibi kişilere göre Tayvan petrol şirketi CPC, ABD’den sıvılaştırılmış doğal gaz spot piyasa alımlarını artırarak ABD’den yaptığı toplam ithalat oranını %9,5’ten %25’e çıkarabilir.

Tayvanlı ve ABD’li yetkililer ayrıca Himars roketatarları, komuta, kontrol ve istihbarat sistemleri ve yedek kuvvetleri güçlendirmeye yönelik teçhizat da dahil olmak üzere 10 milyar dolar değerinde bir silah tedarik paketi üzerinde çalışıyor. Taipei bu yıl içinde paket için özel bir bütçe taslağı sunmayı hedefliyor – alışılmadık derecede kısa bir zaman çizelgesi.

Taipei ayrıca, ABD yatırımlarını artırmak için teknoloji üretim sektörünü teşvik etme sözü verdi. Bazı ABD’li yetkililer de zor durumdaki ABD savunma tedarik zincirinin güçlendirilmesine yardımcı olmak üzere Tayvanlı hassas parça ve takım tezgahı üreticilerinin öz sermaye yatırımları için potansiyel görüyor.

Ekonomik teşviklerin yanı sıra Tayvan, Çin kıyılarında Japonya ve Filipinler ile birlikte bir ada zincirinde yer alan stratejik konumunun Washington’un bağlılığını sağlayacağını umuyor.

Savunma Bakanı Koo, Hint-Pasifik bölgesinin ABD’nin temel ilgi alanlarından biri olmaya devam ettiğini söyledi. Tayvan Boğazı’ndaki statükoyu korumanın Taipei ve Washington için “ortak bir hedef” olduğunu da sözlerine ekleyen Koo, Trump’ın iki ülkenin ortaklaşa “güç yoluyla barış” peşinde olduğu yönündeki sözlerini yineledi.

Ancak pek çok Tayvanlı temkinli davranmaya devam ediyor.

Adının açıklanmasını istemeyen Tayvanlı büyük bir teknoloji şirketinin genel müdürü “Trump’ın [Çin lideri] Xi Jinping ile görüştükten sonra ne yapacağını kim bilebilir?” diye sordu ve ekledi: “Şöyle diyebilir: ‘295 milyar dolarlık ticaret açığımızı dengelerseniz, size Tayvan’ı veririz.”

Asya

Çin’in ‘Yaz Davosu’, ticaret savaşının ortasında nefes alma fırsatı sundu

Yayınlanma

Bu hafta Tianjin’de Dünya Ekonomik Forumu’nun, Yaz Davosu olarak da biliniyor, açılışını yapmak üzere sahneye çıkan Çin’in ikinci yetkilisi Başbakan Li Qiang, 2008 küresel finans krizi sırasında şehirde düzenlenen ilk etkinlikle doğrudan bir karşılaştırma yaptı.

Çin Başbakanı, “İnsanlar, dünya ekonomisinin bu zor durumdan çıkıp çıkamayacağını ve nereye doğru gittiğini bilemedikleri için yönlerini kaybetmiş ve endişeliydiler” dedi.

“Tarih genellikle tekerrür eder” diye ekledi.

Bu yılki “Yaz Davosu” — Çin’in İsviçre’de her yıl düzenlenen iş dünyası liderleri ve devlet başkanları toplantısına alternatifi — Orta Doğu’daki çatışma ve ABD ile Çin arasında tam anlamıyla bir ticaret savaşının yaşandığı benzer belirsizliklerin gölgesinde gerçekleşti.

Washington ve Pekin, bu ay Londra’da gümrük vergilerini azaltmak için kırılgan bir ateşkes imzaladı, ancak ABD’nin düzinelerce ülkeye uyguladığı gümrük vergilerinin 90 günlük askıya alınma süresi 9 Temmuz’da sona eriyor.

Öte yandan Tianjin’in dışındaki dev konferans merkezindeki atmosfer, özellikle Covid önlemlerinin yavaş yavaş kaldırıldığı ve ekonomik koşulların zayıfladığı son yıllara kıyasla iyimserdi.

Tianjin ve Dalian şehirleri arasında dönüşümlü olarak düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun buluşmasına, pandemi sırasında yıllarca ara verildi. 2023’te yeniden başlatılan forum, ABD’den katılımcı sayısında belirgin bir düşüş ile dikkat çekti. Bu eğilim bu yıl da devam etti ve 950 Çinli katılımcı, 180 Avrupalı ve 110 Kuzey Amerikalı katılımcıyı geride bıraktı. ABD hükümetinden hiçbir temsilci forumda yer almadı.

2019’dan beri etkinliğe katılan Londra merkezli yapay zeka şirketi casuaLens’in kurucu ortağı Darko Matovski, “Büyük değişim Covid öncesi ve sonrası” dedi, “eskiden daha batı ve doğu, daha eşitlikçi bir yapı vardı, şimdi ise daha doğu ağırlıklı” diye konuştu.

“Bu iyi ya da kötü değil” diye ekleyen Matovski, “Sadece farklı” dedi.

Buna rağmen, delegeler, ABD’nin küresel ticaret düzenini sarsarken ve Pekin’in kendisini istikrarcı bir güç olarak konumlandırmaya çalışırken büyüme fırsatlarına dikkat çekti.

Danışmanlık şirketi APCO’nun Çin genel müdürü Chris Torrens, “Bu yıl geçen yıla göre daha fazla içerik var” dedi. “Daha fazla çok uluslu şirket, Çin ile işlerini hızlandırma konusunda ciddi” diye ekledi.

Li, açılış konuşmasının yanı sıra, çok uluslu şirketlerin yöneticileriyle kapalı bir toplantı düzenledi. Cisco, LG Chem, Unitel, Syensqo ve Louis Dreyfus gibi grupların temsilcileri, Çin’deki yabancı şirketlerin faaliyet ortamına ilişkin görüşlerini paylaşmak üzere toplantıya davet edildi. Bir katılımcıya göre Li, ani düzenleme değişikliklerinin riskine ilişkin endişeler de dahil olmak üzere, “geri bildirimlere çok açık ve duyarlı” bir tavır sergiledi.

Pakistanlı holding Engro Corp’un grup başkanı Hussain Dawood, Li’nin zirvede “açıklık ve adalet”i övdüğünü söyledi. Çin başbakanının dinleyicilere iki kez selam verdiğini de belirtti.

Çin, gelişmekte olan ekonomilerle ilişkilerini genişletmeye çalışıyor ve bu ay 53 Afrika ülkesiyle gümrüksüz ticaret anlaşması imzaladı. Li, açılış konuşmasında Küresel Güney’in yükselişinden bahsetti.

Pekin’deki Tsinghua Üniversitesi’nden akademisyen Gao Yuning, “Bu, küreselleşmeye inanan insanların en büyük buluşma noktası olan bir forum” dedi.

“Yüz yüze [toplantılara] katılma fırsatına sahip olmak hala çok önemli” diyen Gao, “Çin’in iyimser stratejisi, ABD’ye karşı karşılıklı gümrük vergilerini sürdürmek, ancak diğer tüm ekonomilere karşı gümrük vergilerini aktif olarak düşürmek” olduğunu ekledi.

Bu yılki Yaz Davosu delegeleri arasında HKEX başkanı Carlson Tong, e-ticaret devi JD.com’un kurucusu Richard Liu olarak da bilinen Liu Qiangdong, Singapur, Vietnam ve Senegal başbakanları ile Ekvador cumhurbaşkanı yer aldı.

Ana sahnede, eski İngiliz başbakanı Sir Tony Blair, yüzyılın ortasına kadar ABD, Çin ve Hindistan olmak üzere üç süper gücün yöneteceği yeni bir dünya düzeni taslağını çizdi.

“Çin’in güçlü olmasını istemeyenler var, Çin’in güçlü olmasını kabul etmeye tamamen hazır olanlar var, ancak bu gücün ne amaçla kullanılacağını merak edenler de var” diyen Blair, kendisini ikinci kategoriye dahil etti.

“Benim insanlara söylediğim şey, Çin’de ne olursa olsun bununla başa çıkacak kadar güçlü olmalıyız, ancak Çin ile ilişkilerimizi sürdürmeliyiz” diye ekledi.

Bu görüş, Roma’daki Dünya Çiftçiler Örgütü Başkanı Arnold Puech d’Alissac tarafından da yinelendi. Puech d’Alissac, Financial Times’a verdiği demeçte, eski bir Çinli DTÖ temsilcisiyle “çok iyi bir görüşme” yaptığını söyledi.

“Onlar [Çin] bizim bazı ürünlerimizi satın alıyor, [bu yüzden] onlarla bağlantı kurmamız gerekiyor” diyen Puech d’Alissac, Fransa’nın keten, şeker, sığır eti ve tahıl ihracatına işaret etti.

Toplantıya katılanlar arasında, yükselen bir gücün egemen güce meydan okumasının savaşa yol açabileceği fikrini popülerleştiren Harvard profesörü Graham Allison da vardı. Bu çerçeve, Çinli politika yapıcılar ve yorumcular arasında geniş kabul gördü.

Allison, jeopolitik konulu bir panelde, “Thucydides şimdi ne derdi? ‘Her şey plana göre gidiyor’ derdi” dedi.

Ancak, Donald Trump’ın “Çin şahini” olmadığını ve ülke hakkında olumlu konuşmaya istekli olduğunu da ekledi. Allison, “Trump ve Xi [Jinping]’in bizi olumlu yönde şaşırtma fırsatı, bence umutlu olmak için yeterli” dedi.

1988’de Çin’i ilk kez ziyaret eden Blair, daha geniş bir pragmatizm anlayışını yansıttı. “Çin, çoğu ülke için en yakın komşusu dışında en büyük ticaret ortağıdır” dedi.

“Çin’i Batı’nın gözünden değil, Çin’in gözünden görmelisiniz” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

Asya

Tayvan’ın eski lideri Ma Ying-jeou, ‘barışçıl ve demokratik’ birleşme çağrısı yaptı

Yayınlanma

Eski Tayvan lideri Ma Ying-jeou, Tayvan Boğazı’nın iki yakası arasındaki birleşme durumunun barışçıl ve demokratik yollarla gerçekleştirilmesi gerektiğini, güç kullanımı veya tehdidinin reddedilmesi gerektiğini önerdi.

Perşembe günü Çin anakarasına yaptığı bu dördüncü ziyaretinde Ma, ilk kez birleşme konusundaki görüşlerini açıkça dile getirdi.

2008-2016 yılları arasında Tayvan’ın lideri olan ve anakaraya dost Kuomintang (KMT) partisinin eski başkanı olan Ma, “Benim tutumum, boğazın iki tarafının barışçıl ve demokratik bir birleşmeyi hedeflemesi gerektiğidir” dedi.

Ma’nın 14 Haziran’da başlayan gezisi bugün (cuma) günü sona erecek.

Tayvan’ın United Daily News gazetesi perşembe günü, Ma’nın bu açıklamaları Gansu eyaletindeki Dunhuang kentinde düzenlenen bir Çin kültür etkinliğinde yaptığını bildirdi.

Gazeteye göre Ma, birleşmenin “kuvvet kullanımı veya tehdidi” yoluyla gerçekleştirilmemesi ve “Tayvan halkının iradesine saygı gösterilmesi” gerektiğini de açıkladı.

Dikkatle planlanmış bir ziyaret sırasında hazırlıksız olarak yapıldığı belirtilen bu açıklamalar, aralarında anakara Tayvan İşleri Ofisi başkanı Song Tao’nun da bulunduğu yaklaşık 180 katılımcıya yönelikti.

United Daily News’in ayrı bir haberine göre, Song, Ma’nın sürpriz açıklamasına yanıt olarak, “Tayvan’ın geleceği ve kaderi, boğazın iki yakasındaki tüm Çin halkı tarafından ortaklaşa belirlenmelidir” dedi.

Son yıllarda Ma, iki kıyı arasındaki ilişkiler için olası bir seçenek olarak birleşmeyi daha yüksek sesle dile getirmeye başladı. Adanın lideri olduğu dönemde Ma, “birleşme yok, bağımsızlık yok, güç kullanımı yok” politikasını savundu. Geçen yıl Deutsche Welle’ye verdiği röportajda, herhangi bir birleşmenin barışçıl ve demokratik olması gerektiğini söyledi.

Bir anakara analisti, Ma’nın birleşmeye koyduğu koşullar göz önüne alındığında, onun tutumunun Pekin tarafından hoş karşılanmayacağını söyledi.

Çin Renmin Üniversitesi’nden Profesör Shi Yinhong, “Ma’nın savunduğu birleşmenin ön koşulu, anakaranın hiçbir koşulda güç kullanmayacağına ve Tayvan’ın geleceğinin yalnızca adadaki halkın iradesiyle belirleneceğine dair taahhüdüdür” dedi.

Ma’nın açıklamaları, ayrılıkçılığı savunan Tayvan hükümeti tarafından pek hoş karşılanmayacaktır.

Taipei’deki bir düşünce kuruluşu olan Tayvan Kamuoyu Vakfı’nın aralık ayında yayınladığı bir ankete göre, Tayvanlıların yüzde 52’si nihai bağımsızlığı desteklediğini, yüzde 24’ü statükonun korunmasından yana olduğunu ve yüzde 13’ü anakara ile birleşmeyi desteklediğini belirtti.

Bağımsızlık yanlısı Demokratik İlerleme Partisi’nden (DPP) ada lideri William Lai Ching-te, boğazın iki yakasının birbirine tabi olmadığını belirtti. Ayrıca anakarayı “düşman” bir güç olarak nitelendirdi ve Pekin’in “ilhakına direneceklerini” söyledi.

Washington, özerk Ada’yı Çin’den bağımsız olarak tanımamasına rağmen, silahlandırarak William Lai hükümetinin ayrılıkçı çabalarını destekliyor.

Trump, Tayvan’a silah satışını ilk dönemini aşan bir seviyeye çıkarmayı planlıyor

Okumaya Devam Et

Asya

Çin donanmasının komutanı ve üst düzey bir nükleer bilimci, Ulusal Halk Kongresi’nden ihraç edildi

Yayınlanma

Çin donanmasının şefi ve üst düzey bir nükleer bilim adamı, ülkenin yasama organı üyeliklerinden ihraç edildi.

Halk Kurtuluş Ordusu (PLA) Donanması Kurmay Başkanı Koramiral Li Hanjun ve devlet şirketi China National Nuclear Corporation’ın baş mühendis yardımcısı Liu Shipeng, Ulusal Halk Kongresi’nden (NPC) ihraç edildi.

Li, orduda yapılan geniş çaplı bir soruşturma dalgasında adı geçen bir dizi PLA generali ve bir avuç savunma sanayi yöneticisinin en sonuncusu.

Cuma günü yapılan açıklamada, NPC Daimi Komitesi, “Donanma Askerleri Kongresi, Li Hanjun’u 14. Ulusal Halk Kongresi temsilciliği görevinden almaya karar verdi” dedi.

Gansu Halk Kongresi de Liu Shipeng’i NPC milletvekili görevinden aldı.

Ayrıca, Daimi Komite, daha önce PLA’nın ideoloji çalışmalarını denetleyen eski üst düzey general Miao Hua’yı, Cumhurbaşkanı Xi Jinping’in liderliğindeki Çin’in en üst askeri komuta organı olan Merkez Askeri Komisyonu’ndan (CMC) çıkarmak için oy kullandığını açıkladı.

Li ve Liu’nun NPC üyeliklerinin kaldırılması, ciddi disiplin cezalarıyla karşı karşıya olduklarını gösteriyor.

Çin, ordudaki tasfiyeler konusunda genellikle sessiz kalır ve NPC’nin açıklamaları bu tür kampanyaların birkaç işaretinden biridir.

Li ve Liu hakkında çok az kamuya açık bilgi var ve her ikisi de gizli pozisyonlarda çalışmış.

60 yaşındaki Li, donanma genelkurmay başkanlığı görevine gelmeden önce, CMC’nin Eğitim ve İdare Departmanı’nın müdür yardımcısıydı. Bu göreve, CMC’nin Reform ve Örgütsel Yapı Ofisi’nde bir yıl görev yaptıktan sonra atanmıştı.

2014 yılında, Miao’nun da kariyerinin büyük bir bölümünü geçirdiği Fujian eyaletindeki donanma üssünün komutanlığına atanarak amiral yardımcılığına terfi etti.

O dönemde Çin Deniz Komuta Koleji’nde eğitim müdürüydü ve kısa süre sonra okulun başkanlığına terfi etti.

Resmi medya haberlerine göre, nükleer bilimci Liu, “üç nesildir Çin’in nükleer hayaline hizmet eden” bir ailede doğdu.

Çin’in sivil ve askeri nükleer programlarının tüm yönlerini denetleyen CNNC’de baş mühendis yardımcısı olarak görev yapan Liu, aynı zamanda Gansu’daki CNNC’nin “404 üssü”nün Komünist Parti sekreteri ve başkanıydı.

1.000 kilometrekareden fazla bir alanı kaplayan üs, 1958 yılında kuruldu ve ülkenin ilk ve en büyük nükleer araştırma merkezidir. Bu merkez, 1964 yılında Çin’in ilk atom bombasının ve üç yıl sonra ilk hidrojen bombasının geliştirilmesinde önemli bir rol oynadı.

Gizli tutulan bu üs, hala Çin’in nükleer caydırıcılık ve nükleer endüstrisinin kilit merkezi olarak kabul ediliyor.

Eyalet yetkililerinin açıklamalarına göre, Liu 2023 yılında “Gansu’nun seçkin girişimcisi” seçilmişti.

Çin üst düzey kadrolara yönelik yolsuzluk soruşturmasında rekor kırdı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English