Rusya
Riyad görüşmeleri: Yeni tahıl anlaşması gündemde

Rusya, tahıl anlaşmasının yenilenmesinden yana olduğunu belirtti. Karadeniz’de güvenli seyrüsefer konusu, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da ABD heyetiyle yapılan görüşmelerde ele alındı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, görüşmelerin sona ermesinin ertesi günü, 25 Mart öğleden sonra, Pervıy Kanal‘a yaptığı açıklamada, “(Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in de belirttiği gibi, Karadeniz girişiminin (Ukrayna’dan tahıl ihracatını sağlayan 2022-2023 tahıl anlaşmasının resmi adı) bir şekilde, herkes için daha kabul edilebilir bir biçimde yenilenmesinden yanayız,” dedi.
Lavrov, bu konunun daha önce 18 Mart’ta Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında da görüşüldüğünü belirtti.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise Riyad’daki görüşmelerin sonuçlarının “başkentlere rapor edildiğini” ve “şu anda analiz edildiğini” kaydetti.
Suudi Arabistan’da 23-24 Mart tarihlerinde sırasıyla ABD-Ukrayna, ABD-Rusya ve tekrar ABD-Ukrayna görüşmeleri yapıldı.
25 Mart akşamına doğru önce Beyaz Saray, ardından Kremlin, Suudi Arabistan’daki toplantıların sonuçlarına ilişkin açıklamalar yayınladı.
Kremlin’in açıklamasına göre, Moskova ve Washington, Karadeniz’de seyrüsefer güvenliğini sağlama ve güç kullanmama konusunda anlaştı.
Açıklamada ayrıca, ABD’nin “Rusya’nın tarım ürünleri ve gübre ihracatının dünya pazarına yeniden erişimini kolaylaştıracağı, deniz taşımacılığı sigorta maliyetlerini düşüreceği ve bu tür işlemlerin gerçekleştirilmesi için limanlara ve ödeme sistemlerine erişimi genişleteceği” belirtildi.
Ancak bu anlaşmalar, 2022-2023 tahıl anlaşmasının Rusya ile ilgili kısmının yerine getirilmesinden sonra yürürlüğe girecek.
Bu kısım, Rosselhozbank (Rusya Ziraat Bankası) ve Rus üreticilere yönelik yaptırımların kaldırılmasını, gıda taşıyan Rus gemilerine limanlarda hizmet verilmesine ilişkin yasakların kaldırılmasını ve Rusya’ya tarım makineleri ile tarımsal üretim için gerekli diğer malların satışına izin verilmesini içeriyor.
Karadeniz girişiminin yeni bir versiyonu için Temmuz 2022’den Temmuz 2023’e kadar geçerli olan önceki anlaşmalar şeklinde bir temel halihazırda mevcut.
‘Amerikalıların şu anki ‘ev ödevi’ Avrupalıları bu yönde adım atmaya ikna etmek’
Ülkenin önde gelen düşünce kuruluşlarından Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Araştırma Direktörü Andrey Kortunov, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte, o dönemde Rus tahıl ve gübrelerinin dünya pazarlarına erişimini kolaylaştırmayı amaçlayan anlaşmanın Rusya ile ilgili kısmının yerine getirilmediğini anımsattı.
Kortunov, “Ancak tüm bu ürünler ABD’ye değil, Avrupa’ya veya Avrupa limanları üzerinden tedarik ediliyordu. Bu limanlar şimdi AB yaptırımları nedeniyle Rus gemilerine kapalı. Bu nedenle, Amerikalıların şu anki ‘ev ödevi’ Avrupalıları bu yönde adım atmaya ikna etmek,” değerlendirmesinde bulundu.
Moskova Uluslararası İlişkiler Üniversitesi (MGIMO) Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü’nden araştırmacı Artyom Sokolov da ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırım tedbirlerinde yapacağı herhangi bir değişikliğin AB tarafından destekleyici kararlar gerektireceği ve bu nedenle Amerikalıların Avrupalılar üzerindeki etkisinin kaçınılmaz olacağı konusunda hemfikir.
Bunun yanı sıra Valday Tartışma Kulübü Program Direktörü İvan Timofeyev, bu alandaki işlemler için yasal imkanların uzun zamandır mevcut olduğu görüşünde.
‘ABD yönetiminin yumuşak hukuk yöntemlerinden daha fazlasına başvurması pek mümkün değil’
Timofeyev’e göre, söz konusu olan ABD Hazine Bakanlığı’nın gıda ve ilaç işlemlerine izin veren 6D sayılı genel lisansı.
Timofeyev, ABD yönetiminin, piyasa aktörlerine aşırı uyumu azaltmaları yönünde açıklamalar yaparak “yumuşak hukuk” yöntemlerinden daha fazlasına başvurmasının pek mümkün olmadığını belirtti.
Bununla birlikte Kortunov, enerji santralleri ve genel olarak altyapıya yönelik saldırıların durdurulması konusunun, daha az gündeme gelmesine ve Kiev’in bu tür saldırıları durdurma sorumluluğunu üstlenmemesine rağmen, müzakere gündeminden “çıkamayacağını” düşünüyor.
Uzman, “Zira Ukrayna bu konuda anlaşmaya yanaşmazsa, Karadeniz girişimi ve diğer tüm konularda da anlaşmaya yanaşmaz olarak kabul edilecektir,” diye ekledi.
Kortunov ayrıca, anlaşmanın uygulanmasını izleme mekanizmaları hakkındaki tartışmaların devam ettiğini de kaydetti.
Kortunov, Karadeniz anlaşmasının “öncü” olabileceğini ve altyapıya yönelik saldırıların durdurulması ile izleme konularının bu anlaşmaya bağlanacağını dile getirdi.
Rusya Parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Vladimir Çijov, Rossiya-24‘e yaptığı açıklamada, NBC ve diğer medya kuruluşlarının kaynaklarının 25 Mart’ta beklediği ABD ve Rusya heyetlerinin ortak açıklamasının Ukrayna’nın tutumu nedeniyle yapılamadığını söyledi.
Çijov’a göre, Kiev’in oluşturduğu engel “oldukça semptomatik” idi. Fakat Çijov, ABD ve Rusya arasında Riyad’da somut görüşmeler yapılmasını olumlu olarak değerlendirdi.
Rus ve Amerikan heyetlerinin 24 Mart’ta Riyad’daki görüşmeleri aralıklarla 12 saatten fazla sürdü.
Rus heyetine FSB Direktörü Danışmanı Sergey Beseda ve senatör ve eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Grigoriy Karasin başkanlık etti.
Amerikan tarafında ise görüşmeleri Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Kıdemli Direktörü Andrew Peek ve Dışişleri Bakanlığı Planlama Direktörü Michael Anton yürüttü.
Kortunov, Riyad’daki ABD-Rusya görüşmelerinin ardından Ukrayna nedeniyle ortak bir açıklama yapılmamasını, Amerikalıların, ABD-Rusya anlaşmaları da dahil olmak üzere her türlü anlaşmanın en azından sembolik olarak Ukrayna tarafından onaylanması konusunda ısrar eden Kiev’i “rahatsız etmek” istememesine bağlıyor.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, şimdilik “üst düzey bir görüşme planı olmadığını, ancak gerektiğinde bu tür görüşmelerin oldukça hızlı ve etkin bir şekilde ortaya çıktığını” belirtti.
Peskov, “Temasların devam edeceği yönünde bir anlayış var. Ancak henüz net bir durum yok ve bu durum üzerinde mutabık kalınacak,” diye ekledi.
Diğer yandan Rusya’nın önde gelen diplomasi yayınlarından Vzglyad‘a konuşan uzmanlar, gerçek bir ateşkese ulaşılmasındaki temel sorunun Ukrayna ordusu ve Ukrayna makamlarının eylemlerinin kontrol edilmesi olacağını düşünüyor.
Batı medyası, ABD ve Rusya’nın Karadeniz mutabakatına nasıl tepki verdi?
‘Ukrayna’yı çöküşten kurtaran tek şey, hane halkı tüketicilerinin sayısındaki keskin düşüş’
Zelenskiy yönetiminin ana denetleyicisi olarak ABD öne çıkabilir, ancak Washington’un bile bu konuda yeterli nüfuz kaldıracı bulunmuyor. Bu durum, Ukrayna makamlarının enerji açığının en azından kısmen giderilmesiyle ilgilenmesi gerektiği gerçeğine rağmen geçerliliğini koruyor.
Osnovaniye Bilimsel Araştırmaları Destekleme ve Sivil Girişimleri Geliştirme Vakfı Başkanı Aleksey Anpilogov, Vzglyad‘a yaptığı açıklamada “Ukrayna enerjisinin mevcut durumu içler acısı olarak tanımlanabilir. Son bir yılda ülke net elektrik ithalatçısı haline geldi. Ülkeyi çöküşten kurtaran tek şey, hane halkı tüketicilerinin sayısındaki keskin düşüş,” dedi.
Anpilogov, “Şu anda Ukrayna’da termik üretim segmenti neredeyse tamamen yok edilmiş durumda. Harkov enerji merkezi devre dışı bırakıldı. Tripilska ve Pridniprovska Termik Santralleri ciddi hasar gördü. Ayrıca, ülkenin batısındaki santrallerin çalışması önemli ölçüde zorlaştı,” diye ekledi.
Anpilogov, “Bununla birlikte, Ukrayna’nın enerji sistemine yönelik saldırılarımız şimdiye kadar insani boyutunu korudu. Örneğin, hidroelektrik santrallerinin (HES) barajlarına vurmadık, sadece makine dairelerini devre dışı bırakmaya odaklandık. Yani, barış görüşmelerinin başlaması durumunda düşmana altyapıyı hızla yeniden inşa etme imkanı bıraktık,” vurgusunu yaptı.
Uzman, “Ayrıca, Ukrayna enerjisinin nükleer sektörü de dokunulmadan kaldı. Aslında, ülke şu anda kalan HES’ler ve nükleer santraller sayesinde ayakta duruyor. Bu yaklaşım, Ukrayna vatandaşlarının evlerinde elektriğin kesilmemesini garanti etti,” diye belirtti.
‘Varılan anlaşmalara uyulup uyulmadığını nasıl kontrol edebiliriz?’
Anpilogov, “Enerji alanında ateşkese gelince, öncelikle şu soruya cevap vermemiz gerekiyor: Varılan anlaşmalara uyulup uyulmadığını nasıl kontrol edebiliriz? Teorik olarak, kararlaştırılan rejimin ihlallerini tespit etme işini her iki taraf da yapabilir: Rusya ve Ukrayna. Bunu yapmak oldukça basit, üstelik saldırılara ait tüm fotoğraf ve video materyalleri hızla internete sızıyor,” değerlendirmesinde bulundu.
Anpilogov, “Yani, ihlal edenin sorumluluğunu kanıtlama gerekliliğini haklı çıkarmak zor olmayacaktır. Ancak kim ‘hakem’ rolünü üstlenebilir? Teoride, ABD bu role talip olabilir. Bu görevi yerine getirip getiremeyecekleri yakın zamanda anlaşılacak,” yorumunu yaptı
Bunun yanı sıra uzman, “Zelenskiy, Krasnodar Krayı’ndaki petrol deposuna yapılan saldırıyla ateşkesle ilgilenmediğini zaten gösterdi. Siyasi nedenlerle bundan vazgeçemez, bu yüzden karar yürürlüğe girmeden önce saldırmaya karar verdi. ABD bu durumda bazı cezai tedbirler uygulamayı deneyebilir. Örneğin, askeri sevkiyatları sınırlayabilir veya yakın zamanda olduğu gibi Kiev’e istihbarat verilerinin aktarılmasını reddedebilir,” dedi.
Anpilogov, “Ancak bu, Zelenskiy yönetimi üzerindeki neredeyse tek baskı aracı. Eğer ABD bunu kullanırsa, Beyaz Saray’ın Ukrayna üzerinde etki kurma yöntemi kalmayacak. Yüksek ihtimalle Amerikalılar, Zelenskiy yönetimini sıkı kontrol altına almak için Kiev’i sürekli tehditlerle kontrol altında tutmaya çalışacaklar,” görüşünü paylaştı.
‘Moskova, Ukrayna’yı tamamen elektriksiz bırakma hedefi gütmedi’
Öte yandan iktisatçı İvan Lizan, genel olarak Rusya’nın son aylarda Ukrayna’nın enerji sistemine yönelik büyük çaplı saldırılara başvurmadığını hatırlattı.
Lizan, “Yani Moskova, Ukrayna’yı tamamen elektriksiz bırakma hedefi gütmedi. Ancak ülkedeki durum karmaşık. Bu nedenle hükümet, Avrupa Birliği’nden ek kapasite satın almak zorunda kaldı. Özel askeri harekat başlamadan önce Ukrayna yaklaşık 55 GW elektrik üretebiliyordu. Şu an itibarıyla bu gösterge 19 GW’a düştü. Üstelik 5-6 GW’lık kısım yalnızca AB tarafından sağlanan akışlardan oluşuyor. Dolayısıyla, ülkenin bu alandaki kendi kendine yeterlilik seviyesi neredeyse üç kat azaldı,” diye belirtti.
Lizan, “Ayrıca Ukrayna manevra kapasitesini neredeyse tamamen kaybetti, rüzgar ve güneş enerjisi üretim göstergeleri ciddi şekilde düştü. Bu bağlamda hükümet, sanayi elektrik tüketimini sınırlamaya başladı. Prensip olarak Rusya, ulaşmak istediği tüm hedefleri vurdu,” dedi.
Lizan, “Elbette Kiev misilleme saldırıları yapmaya çalıştı. Zelenskiy yönetimi, bizim petrol rafinerisi altyapımıza kısmi zararlar vermeyi başardı, fakat birçok veri gizli tutulduğu için verilen zararı şu anda tam olarak değerlendirmek mümkün değil. Dolaylı göstergelere göre hasarın nispeten küçük olduğu söylenebilir,” diye açıkladı.
Eğer Rusya’nın bu sektörde ciddi sorunları başlasaydı, Moskova’nın Belarus’tan ek benzin hacimleri talep etmek zorunda kalacağını kaydeden Lizan, “Ancak böyle bir durum yaşanmadı. Ukrayna’nın, kararlaştırılan ateşkesi ihlal ederek tesislerimize saldırmaya devam etmeye çalışması muhtemel,” diye ekledi.
‘Zelenskiy yönetimini dizginlemeyi başarırlarsa iyi’
Lizan, “Fakat bizim için bu durum daha çok diplomatik öneme sahip. ABD önlem almaya çalışmadan Zelenskiy yönetiminin eylemlerine tepki vermek anlamsız. Fakat biz niyetimizin ciddiyetini gösterdik: Hedefi düşmanın üretim tesisleri olan kendi İHA’larımızı durdurduk,” dedi.
Lizan sözlerini şöyle tamamladı: “Şimdi sıra ABD’de. Eğer askeri sevkiyatları durdurma tehdidiyle Zelenskiy yönetimini dizginlemeyi başarırlarsa iyi. Aksi takdirde Washington, çözümle ilgilenmeyenin Moskova değil, Kiev olduğundan kesin olarak emin olacaktır.”
Rusya
Rusya, Alman büyükelçiyi dışişleri bakanlığına çağırdı

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Almanya’nın Rus gazetecilere yönelik eylemlerine karşılık olarak Moskova’daki Alman Büyükelçisi Alexander Lambsdorff’u bakanlığa çağırdı. Bakanlık, Berlin’in basın özgürlüğü konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek misilleme önlemleri alınacağını duyurdu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı, Almanya’nın ülkedeki Rus gazetecilere yönelik eylemlerine karşılık olarak Almanya’nın Moskova Büyükelçisi Alexander Lambsdorff’u bakanlığa çağırdığını duyurdu.
Bakanlık kaynaklarına dayandırılan haberlere göre, görüşmede Büyükelçi Lambsdorff’a Berlin’in tutumuna karşı alınacak misilleme önlemleri bildirilecek.
Rus haber ajansı RIA Novosti‘nin bakanlık temsilcisine dayandırdığı haberinde, “Dışişleri Bakanlığı, Lambsdorff’a Almanya Federal Cumhuriyeti’ndeki Rus gazetecilere yönelik zulme karşı alınacak misilleme önlemlerini açıklayacak,” ifadeleri kullanıldı.
Zaharova: Çağrılarımız görmezden geliniyor
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, 26 Haziran’da yaptığı bir açıklamada, Berlin’in Rus gazetecilere yönelik eylemlerine yanıt olarak Alman büyükelçinin bakanlığa çağrılacağını halihazırda belirtmişti.
Zaharova, Moskova’nın basın mensuplarına yönelik keyfi uygulamaların durdurulması ve basın özgürlüğünün korunması ile görüş çoğulculuğunun sağlanması konusundaki yükümlülüklere uyulması yönündeki çağrılarının Alman tarafınca ısrarla görmezden gelindiğini vurguladı.
Sözcü, 19 Haziran’da yaptığı bir başka açıklamada ise Rusya’nın, Rossiya Segodnya medya grubunun Berlin temsilciliği başkanı Sergey Feoktistov’a yönelik baskılar nedeniyle misilleme önlemleri almayı planladığı konusunda uyarıda bulunmuştu.
Zaharova, Moskova’nın benzer adımlar atma olasılığına karşı başkentteki Alman gazetecilerin durumunu değerlendirdiğini de sözlerine eklemişti. Zaharova’ya göre Almanya, Rus basın mensuplarını bilinçli olarak enformasyon alanının dışına itiyor.
Temsilcinin ülkeyi terk etmesi engellendi
Olayların merkezindeki isim olan Rossiya Segodnya temsilcisi Sergey Feoktistov, 6 Haziran’da yaptığı açıklamada, 19 Ağustos’a kadar Almanya’yı terk etmesi istenmesine rağmen Berlin havalimanında uçağa binmesinin engellendiğini bildirmişti.
Feoktistov ayrıca, Alman polis memurlarının Berlin’deki ailesinin evine gelerek eşinin ve yedi yaşındaki kızının pasaportlarına el koyduğunu da anlatmıştı.
Rusya, Almanya ile 1996 tarihli askeri anlaşmayı sonlandırma kararı aldı
Rusya
Rusya’ya komşu ülkeler giden malların kontrolünü sertleştirdi

Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan ve Ermenistan, yaptırım kapsamındaki ürünlerin Rusya’ya tedarikine yönelik gümrük kontrollerini önemli ölçüde sıkılaştırdı. Bu durum, özellikle elektronik ve otomotiv parçaları gibi ürünlerin teslimat sürelerinde ciddi gecikmelere yol açarken, Rus şirketleri alternatif güzergahlar aramaya başladı.
Kazakistan, Kırgızistan, Gürcistan ve Ermenistan, yaptırım uygulanan ürünlerin Rusya’ya sevkiyatına yönelik gümrük denetimlerini önemli ölçüde sıkılaştırdı.
Izvestiya gazetesine konuşan Rus iş dünyası temsilcileri, bu durumun teslimat sürelerinde ciddi artışlara neden olduğunu belirtirken, şu anda sadece Belarus üzerinden yapılan sevkiyatlarda gecikme yaşanmadığını bildirdi.
Anderida Financial Group’un kurucusu Aleksey Tarapovskiy, özellikle Kazakistan üzerinden yapılan teslimat sürelerinin ciddi şekilde uzadığına dikkat çekti.
Tarapovskiy, daha önce 10 ila 30 gün arasında süren teslimatların artık bir buçuk ayı bulduğunu ifade etti.
Elektronik ve çift kullanımlı ürünler mercek altında
Gecikmelerin öncelikli olarak elektronik tedarikini etkilediği, ancak otomotiv parçaları ve bileşenleri de dahil olmak üzere diğer ürün kategorilerini de seçici olarak kapsadığı belirtildi.
Alyans Traks şirketinin sahibi Aleksey İvanov, bu durumu doğrularken, Novasmart Ticari Direktörü Olga Şoall, sıkılaştırılmış kontrolün çift kullanımlı ürünleri de kapsadığını ekledi.
İmpaya Rus Ticari Direktörü Aleksey Razumovskiy, “Şu anda teknolojik ürünlere özel bir önem veriliyor. Sunucu ve bilişim altyapısı açığı koşullarında bu tür ürünler hem sivil hem de askeri amaçlarla kullanılabilir. Bu yüzden özellikle takip ediliyorlar. Ancak Gucci veya Louis Vuitton çantaları gibi markalı ürünler eskisi gibi geçmeye devam ediyor,” dedi.
Fiyatlar artacak, alternatif güzergahlar aranıyor
“Dost” ülkelerin gümrüklerinde yaşanan gecikmelerin, özellikle elektronik ve otomotiv bileşenleri segmentlerinde geçici kıtlıklara yol açabileceği öngörülüyor.
İvanov’a göre bu durum, tüketiciler için yaklaşık yüzde 10’luk bir fiyat artışına neden olacak. PEK şirketinin ortak sahibi ve direktör yardımcısı Vadim Filatov ise nakliyecilerin sınırdaki beklemeler nedeniyle günde 20 bin rubleye kadar kayıp yaşadığını belirtti.
Filatov, bu yılın ilk beş ayında lojistik maliyetlerinin yıllık bazda yüzde 25 arttığını da sözlerine ekledi.
Rus iş dünyası, bu gelişmeler üzerine alternatif tedarik kanallarını değerlendirmeye başladı. Ancak uzmanlar, tüm bu kanalların yeni lojistik ve yasal maliyetler içerdiğini vurguluyor.
Potansiyel transit merkezleri olarak Özbekistan ve Türkmenistan öne çıkarken, G.V. Plehanov Rusya Ekonomi Üniversitesi’nden Doçent Anastasiya Prikladova, gerekirse Moğolistan üzerinden de mal tedarikinin mümkün olabileceğini belirtti.
Batı baskısı ve gri ithalatla mücadele
Olga Şoall, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri tarafından gümrük kontrolünün sıkılaştırılmasının, Batı yaptırımlarının baskısı, 2024’te ortalama yüzde 30 artan transit akışları ve gri ithalat yöntemleriyle mücadele gibi faktörlerden kaynaklandığını kaydetti.
Prikladova, “dost” ülkeler üzerinden transit geçişle ilgili benzer sorunların 2022’de de yaşandığını ancak hızla çözüldüğünü hatırlattı.
Prikladova, bu kez de durumun benzer bir senaryoyla istikrara kavuşacağına dair umudunu dile getirdi.
Rusya
Rusya Maliye Bakanı: Ekonomide durgunluk değil, soğuma yaşanıyor

Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, ülke ekonomisinde bir durgunluk olmadığını, bunun yerine ‘planlı bir soğuma’ yaşandığını belirtti. Siluanov, Rusya’nın G20 ülkeleri arasında en iyi borç ve bütçe açığı göstergelerinden bazılarına sahip olduğunu ve ekonomik büyümenin birçok ülkeyi aştığını vurguladı.
Rusya Maliye Bakanı Anton Siluanov, ülke ekonomisinde bir durgunluk olmadığını, mevcut durumun “planlı bir soğuma” olduğunu açıkladı.
Siluanov, Rusya’nın ekonomik büyüme hızının son iki yılda birçok ülkeyi geride bıraktığını da sözlerine ekledi.
RT sunucusu Rick Sanchez’e verdiği röportajda konuşan Siluanov, Rusya’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYİH) oranla yüzde 15’lik borç seviyesiyle G20 ülkeleri arasında en iyi göstergelerden birine sahip olduğunu belirtti.
Bakan, geçen yılki bütçe açığının GSYİH’nin yüzde 1,7’si ile en düşük seviyelerden biri olduğunu ifade ederek, “Sorumlu maliye politikası işliyor,” dedi.
Bakan Siluanov, Rusya ekonomisinin büyüme oranının son iki yılda yüzde 4’ü aştığını ve bu rakamın çoğu ülkenin göstergesinden daha yüksek olduğunu vurguladı.
Ayrıca, halkın reel gelirlerinin 2024 yılında yüzde 7’den fazla arttığını kaydetti.
Rusya Başbakan Yardımcısı Novak: Merkez Bankası faiz indirimine gitmeli
Bakanlar arasında görüş ayrılığı
Öte yandan İktisadi Kalkınma Bakanı Maksim Reşetnikov, 19 Haziran’da St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’nda düzenlenen bir oturumda, iş dünyasının hissiyatına göre Rusya’nın durgunluğun “eşiğinde” olduğunu söylemişti.
Siluanov ise o dönemde ekonominin durumunu “soğuma” olarak değerlendirmiş ve “bunun ardından her zaman yaz gelir” yorumunu yapmıştı.
Merkez Bankası da ‘soğuma’ diyor
Rusya Merkez Bankası Para Politikası Dairesi Başkanı Andrey Gangan da Rusya’da şu anda bir durgunluk olmadığını, sadece ekonomik büyüme hızında kademeli bir yavaşlama gözlemlendiğini belirtmişti.
Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina ise 19 Haziran’da yaptığı açıklamada, ekonominin “aşırı ısınmadan çıkış” durumunda olduğunu ifade etmişti.
-
Görüş2 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Ortadoğu1 hafta önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi2 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?
-
Avrupa1 hafta önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savunma sanayiinde ‘Amerikan malı’ baskısı geri tepiyor
-
Dünya Basını5 gün önce
Sınıfsız modern para teorisi muhasebedir
-
Dünya Basını1 hafta önce
Foreign Policy: Çin İran’ı Destekliyor, İsrail’i Kınıyor