Diplomasi
Handelsblatt: İmamoğlu tutuklaması nedeniyle Almanya, Türkiye’ye Eurofighter satışını engelledi

Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt Almanya’da görevini yeni CDU-SPD koalisyon hükümetine devretmeye hazırlanan SPD-Yeşiller koalisyonunun, Türkiye’ye Eurofighter tipi savaş uçaklarının satışını engellediğini yazdı.
Haberini, hükümet üyeleri arasında yapılan gizli görüşmeleri bilen çok sayıda kaynağa dayandıran Handelsblatt, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının Türkiye’ye Eurofighter satışına veto kararına gerekçe olarak gösterildiğini belirtti.
Haberde, İmamoğlu’nun tutuklanması nedeniyle Berlin’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sert bir şekilde eleştirdiği, bunu “Türk demokrasisine saldırı” olarak nitelendirdiği kaydedildi. Bu nedenle de hükümetin silah ticaretini durdurmayı doğru bulduğu ifade edildi.
Gazetenin “içeriden” elde ettiği bilgilere göre, görevdeki Federal Şansölye Olaf Scholz (SPD) son yıllarda Türkiye’ye Eurofighter teslimatı konusundaki endişeleri gidermek için bizzat çaba sarf etti.
Erdoğan ile yapılan gizli görüşmelerde önemli ilerlemeler kaydedilmişti ve onay süreci “yolunda gidiyordu.” Haberlere göre, Yeşiller tarafından yönetilen Dışişleri ve Ekonomi bakanlıkları daha önce şüpheyle yaklaştıkları onaylarını çoktan vermişlerdi.
Fakat İmamoğlu’nun tutuklanması sürece darbe vurdu. Türkiye’deki iç siyasi gerilimlerin Almanya’yı zor durumda bıraktığını yazan Handelsblatt, “Berlin bir yandan hem Orta Doğu’da hem de Ukrayna’daki savaşta önemli bir rol oynayan Türk hükümetiyle iyi ilişkilerini sürdürmeye çalışıyor. Öte yandan, Türkiye’deki otokrasi eğilimi bu ülkedeki hükümetle ilişkileri zorlaştırıyor,” diyor.
Görevini CDU lideri Friedrich Merz’e devretmeye hazırlanan Şansölye Olaf Scholz, 19 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirdiği İstanbul ziyaretinde Eurofighter satış sürecinin başlatılması için ilk onayı verdiklerini resmen açıklamıştı.
Scholz, Birleşik Krallık öncülüğünde yürütülen sürecin başında olunduğunu, müzakerelerle sürecin ileriye taşınacağını söylemişti.
Eurofighter ihracatı, CDU/CSU ve SPD’den oluşan gelecekteki “siyah-kırmızı” federal hükümeti için de büyük olasılıkla bir yük olacak. Partiler koalisyon sözleşmelerinde silah ihracatına ilişkin zorlu iç tartışmaların üstesinden gelme sözü verdiler.
Koalisyon belgesinde, “İhracat kontrol lisansları daha hızlı ve daha koordineli bir şekilde gözden geçirilmelidir. [Amaç] Avrupa silah ihracatı düzenlemelerini uyumlu hale getirmektir,” deniyor.
Bu özellikle Eurofighter için önemli; zira savaş uçağı Almanya, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık arasında ortak bir proje. Berlin’in silah ihracatı konusundaki kısıtlayıcı tutumu nedeniyle konsorsiyum içinde yıllardır bir anlaşmazlık yaşanıyor.
Gazete, CDU/CSU’nun ihracatı onaylamaya SPD’den daha meyilli olmasını muhtemel görüyor. CDU/CSU parlamento grubuna göre Eurofighter konsorsiyumundaki ortak ülkelerin çıkarları göz önünde bulundurulmalı.
Öte yandan SPD, CDU lideri Friedrich Merz’in Erdoğan ile görüşmeler yapacağına ve Eurofighterları İmamoğlu’nun serbest bırakılması için bir koz olarak kullanacağına inanıyor.
Türk hükümeti toplam 40 adet Eurofighter Typhoon satın almayı planlıyor. Ankara, önümüzdeki yılın başlarında İngiltere’den Tranche 1 olarak bilinen ilk seriden 20 Typhoon uçağı satın almayı planlıyor. Bunu 20 adet ultra-modern Typhoon Tranche 4 uçağının satın alınması izleyecek. Bu tesislerin 2030 yılına kadar faaliyete geçmesi bekleniyor.
Satışı kabul eden İngilizlerle müzakereler halihazırda devam ediyor. Mart ayında Ankara’ya somut bir teklif sunuldu. Savunma Bakanlığına göre bu teklif şu anda inceleniyor. Bunun ötesinde Berlin ağzını sıkı tutuyor.
Bakanlık prensip olarak Türk Hava Kuvvetleri’nin operasyonel olabilmesi için her tür savaş uçağına ihtiyacı olduğunu söylüyor. Fakat Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüyle birlikte konu başka bir hal alabilir. Handelsblatt’a göre Türkiye bir kez daha F-35 ve modern ABD yapımı F-16’lara umut bağlayabilir.
CDU/CSU ve SPD koalisyon sözleşmesinde “Alman güvenlik ve savunma sanayisine, yabancı ortaklarına ve müşterilerine güven veren stratejik odaklı bir silah ihracatı politikası” vaat ediyor.
Nitekim Türkiye, yıllar süren kısıtlamaların ardından geçen yıl bir kez daha Alman savunma sanayinin en büyük müşterilerinden biri oldu. Geçici rakamlara göre, torpidolar, güdümlü füzeler ve denizaltılar için parçalar da dahil olmak üzere ülkeye yaklaşık 231 milyon avro değerinde savunma ekipmanı teslim edildi.
Bu da Türkiye’yi Almanya’nın müşterisi ülkeler arasında beşinci sıraya yerleştirdi. 2020-2024 döneminde Almanya, İspanya ve İtalya’dan sonra Türkiye’nin en büyük üçüncü savunma ekipmanı tedarikçisi oldu. ABD ise dördüncü sırada yer aldı.
Diplomasi
Grossi: İran’ın nükleer tesislerine yönelik tırmanış son derece endişe verici

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi, İsrail’in İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırılarının ardından tırmanan gerilimin “son derece endişe verici” olduğunu belirtti. Grossi, bu tür saldırıların BM Şartı ve uluslararası hukukun ihlali anlamına geldiğini vurgularken, İranlı yetkililer UAEA’yı “İsrail’in elinde bir araç olmakla” suçladı ve saldırıya kararlı bir yanıt verileceğini açıkladı.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Grossi, nükleer tesislere yönelik saldırıların Birleşmiş Milletler (BM) Şartı, uluslararası hukuk ve UAEA’nın temel statüsünün ihlali anlamına geldiğini vurguladı.
Grossi, İsrail’in İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırılarını içeren askeri operasyonunun yarattığı tırmanışın “son derece endişe verici” olduğunu ifade etti.
UAEA Yönetim Kurulu’na hitap eden Grossi, ajansın “bu sabah İsrail tarafından başlatılan ve İran’daki nükleer tesisleri hedef alan askeri operasyon hakkında bilgilendirildiğini” söyledi.
Grossi, ilgili nükleer tesislerin durumunu belirlemek ve nükleer güvenlik üzerindeki olası geniş çaplı etkileri değerlendirmek üzere İran’ın nükleer güvenlikten sorumlu yetkilileriyle temas hâlinde olduklarını ekledi.
İranlı yetkililerden alınan bilgilere göre Grossi, “Natanz zenginleştirme tesisinin saldırıya uğradığını, ancak radyoaktivite seviyelerinde herhangi bir artış gözlemlenmediğini, İsfahan ve Fordo tesislerinin ise güvende olduğunu” belirtti.
‘Nükleer tesislere saldırının sonuçları ‘vahim’ olur’
Grossi, “Nükleer tesisler, insanlara ve çevreye zarar vermemek için hiçbir şekilde hedef alınmamalıdır. Bu durumun nükleer güvenlik, güvenceler, bölgesel ve uluslararası barış ile güvenlik üzerinde ciddi yansımaları olacaktır,” diyerek uyardı.
Barışçıl amaçlı nükleer tesislere yönelik herhangi bir silahlı saldırının veya saldırı tehdidinin uluslararası hukukun ihlali olduğunu teyit eden uluslararası kararları hatırlatan Grossi, “Nükleer tesislere yönelik silahlı saldırılar, radyoaktif maddelerin salınımına yol açabilir ve bunun hem saldırıya uğrayan ülke sınırları içinde hem de dışında vahim sonuçları olabilir,” değerlendirmesini yaptı.
Tüm tarafları daha fazla tırmanışı önlemek için azami itidal göstermeye çağıran Grossi, ajansın durumu yakından izlediğini, teknik yardım sunmaya hazır olduğunu ve her koşulda nükleer güvenlik, emniyet ve güvence misyonuna bağlı kalacağını ifade etti.
UAEA Başkanı ayrıca, durumu değerlendirmek, güvenlik ve emniyeti sağlamak ve nükleer silahların yayılmasını önlemek amacıyla en kısa zamanda İran’a gitmeye hazır olduğunu ilgili makamlara bildirdiğini de sözlerine ekledi.
İran’dan Grossi’ye ‘sessizliğini boz’ çağrısı
İsrail saldırısının ardından İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, UAEA Başkanı Grossi’ye bir mektup göndererek, sessizliğinden sıyrılarak nükleer tesislere yönelik saldırganlığı açıkça kınamaya çağırmıştı. Arakçi mektubunda, “İran’ın nükleer ekipman ve malzemeleri korumak için özel tedbirler aldığını” ve bu saldırganlığa “kararlı bir şekilde karşılık vereceğini” vurguladı.
‘UAEA, İsrail’in elinde bir araç haline geldi’
Öte yandan İran Atom Enerjisi Kurumu, “UAEA’nın İsrail’in elinde bir araç haline gelecek kadar yozlaştığını ve güvenilir bir uluslararası kuruluş olarak itibarını yitirdiğini” belirtti.
Kurumdan yapılan açıklamada, İsrail saldırısının, “ajansın ve genel direktörünün, denetim altındaki barışçıl nükleer tesislerin güvenliğini sağlama da dahil olmak üzere mesleki ve tarafsız rolünü yerine getirmedeki haksız ihmali ve kusuru nedeniyle UAEA için bir gerileme teşkil ettiği” ifadelerine yer verildi.
Diplomasi
G7 zirvesinde gündem Rusya karşıtı yaptırımlar

Kanada’da yapılacak G7 toplantısında, Rusya karşıtı yaptırımlarda AB ile ABD’nin ortaklaşıp ortaklaşamayacağı soru işareti olarak duruyor.
Reuters’a konuşan Almanya hükümetinden bir yetkili, zirvede AB ve ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlar konusunda ne ölçüde uzlaşabileceğinin görüşüleceğini söyledi.
AB, bu hafta Moskova’nın enerji gelirlerini, bankalarını ve askeri sanayisini hedef alan 18. yaptırım paketini açıkladı.
Alman yetkili, ABD’nin de bir yaptırım paketi üzerinde görüşmelerde bulunduğunu söyledi ve “Dolayısıyla Kanada’da, paralel hareketin ne kadar mümkün olacağına bakılacak,” dedi.
ABD Kongresi’nin önümüzdeki hafta başlayacak zirve öncesinde yaptırım tasarısını kabul etmesi olası görünmüyor.
Alman yetkiliye göre, 15-17 Haziran tarihlerinde yapılacak G7 zirvesi, Ukrayna açısından bir dönüm noktası olsa da, Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in katılımıyla Moskova’ya karşı Kiev’e destek konusunda bir ilerleme sağlanması olası görünmüyor.
Zirveye, ABD Başkanı Donald Trump ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz de katılacak. Merz’in bu ayın başlarında Trump ile Beyaz Saray’da yaptığı görüşme, genel olarak başarılı olarak değerlendirilmişti.
Yetkili, ABD’nin Rusya ve Ukrayna arasındaki müzakerelerde yer almasının ve yaptırım tartışmalarının doğru yönde “biraz daha ilerletilmesinin” çok önemli olduğunu söyledi.
Almanya’nın Ukrayna’ya askeri ve mali desteğini sürdürmesi konusunda ise gerçekçi olunması gerektiğini belirtti.
Yetkili, “Mevcut durumu koruyarak, ABD’nin Ukrayna’ya bazı çok önemli hizmetleri sunmaya devam etmesi halinde, iyi bir yol izlemiş oluruz,” dedi.
Diplomasi
NATO, Rusya’yı ve Arktik’i uydudan gözetleyecek

NATO, ABD yönetimiyle yaşanabilecek istihbarat sorunlarına karşı SINBAD adlı kendi uydu gözetleme sistemini devreye alıyor. Yapay zeka destekli proje, Rusya’nın askeri hareketliliğini, Ukrayna’daki savaşı ve stratejik önemi artan Arktik bölgesini izleyecek.
NATO, ittifakın istihbaratında ana rolü oynayan ABD ile işbirliğinde yaşanabilecek sorunları göz önünde bulundurarak kendi uydu gözetleme araçlarına geçiş yapıyor.
Bloomberg‘e konuşan NATO Dönüşüm Müttefik Yüksek Komutanı Pierre Vandier, yeni sistemin ittifakın Rusya sınırları, Ukrayna’daki savaş ve Arktik gibi “devasa toprakları” gözlemlemesine ilk kez olanak tanıyacağını belirtti.
SINBAD (Geniş Alan Tespiti için Akıllı Gösterge ve Uyarı) adı verilen girişim için NATO, ABD’li uydu görüntüleme tedarikçisi Planet Labs ile anlaştı.
Şirket, dünya genelindeki belirli bölgeleri yıl boyunca tarayarak yüksek frekanslı görüntüler elde edecek ve yapay zeka, herhangi bir değişikliği tespit ederek uyarılar oluşturmak için kullanılacak.
‘Rusların Ukrayna’da duracağından emin değiliz’
NATO komutanı Vandier, yeni uydu gözetleme imkanlarının hem mevcut görevleri hem de Ukrayna’da bir barış anlaşması durumunda ortaya çıkabilecek ihtiyaçları karşılayacağını ifade etti.
Vandier, “Bugün Rusların Ukrayna’da duracağından emin değiliz,” diyerek Doğu Avrupa ülkelerine zamanında istihbarat sağlamanın önemini vurguladı ve “Onlara şunu söyleyebileceğiz: Sizi izliyoruz,” dedi.
Yetkililere göre, bir barış anlaşmasına varılması halinde uydu istihbaratı, NATO ülkelerinin ateşkesin uygulanmasını denetlemesine yardımcı olacak.
Bu denetim, Ukrayna’da barış gücü misyonu planlayan “gönüllüler koalisyonu” içindeki ülkeler tarafından Kiev’in alması gereken garantilerin önemli bir parçası olarak görülüyor.
Pilot proje Ocak 2026’da genişleyecek
Bir ittifak yetkilisine göre SINBAD, NATO’nun Ocak 2026’da planlanan daha büyük ölçekli bir uzay istihbaratı konuşlandırması öncesinde gerçekleştirilen bir pilot proje niteliğinde.
Başka bir ittifak temsilcisi ise teknolojinin, Rusya ve Çin‘in bölgedeki artan nüfuzu nedeniyle NATO için giderek daha önemli hâle gelen Arktik’i izlemek için de kullanılabileceğini söyledi.
İsveç ABD’den bağımsız olarak silah ve uzay kapasitesini artıracak
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya3 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını5 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Avrupa2 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Rusya2 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savaş sonrası Suriye’yi dönüştüren ‘Sünni popülizm’