Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

AB, “daha iyi ilişkiler” için Birleşik Krallık’a talep listesi sundu

Yayınlanma

Brüksel, Londra’yı blokla daha iyi bir ilişki kurmak istiyorsa Kuzey İrlanda’ya ilişkin mevcut Brexit anlaşmalarını ve Britanya’da yaşayan AB vatandaşlarının haklarını tam olarak uygulaması gerektiği konusunda uyardı.

Başbakan Sir Keir Starmer, hükümetinin Birleşik Krallık’ın AB ile ilişkilerini yeni ve geniş tabanlı bir güvenlik anlaşması yoluyla onarmak ve aynı zamanda daha iyi ticaret koşulları aramak istediğini söyledi.

Fakat Avrupa Komisyonu, Financial Times (FT) tarafından görülen ve Birleşik Krallık’ın Brüksel ile Brexit ayrılma anlaşmasını yerine getirme konusunda “gerçek Birleşik Krallık hükümeti taahhüdünü göstermek” için yerine getirmesi gereken sekiz talepten oluşan bir liste yayınladı.

Komisyonun sert tutumu, AB diplomatlarının yeni ilişkide bir “iyi niyet testi” olarak nitelendirdiği, Kuzey İrlanda ve Britanya’da yaşayan AB vatandaşlarının haklarına ilişkin mevcut Brexit anlaşmalarının unsurlarının tam olarak uygulanması taleplerini içeriyor.

Brüksel ayrıca, Britanya’da yaşayan AB vatandaşlarının, bu ülkede gerekli beş yıllık ikamet süresini tamamladıktan sonra “yerleşik statü” kazanmak için ayrı bir başvuru yapmak zorunda kalmamaları gerektiğini söyleyen bir Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi kararının tam olarak uygulanmasına yönelik bir gerekliliği de listeledi.

Bloğun kaygıları AB komisyon üyesi Maroš Šefčovič tarafından Britanya’nın yeni AB ilişkileri bakanı Nick Thomas-Symonds’a, İşçi Partisi’nin genel seçimlerindeki zaferinin ardından 15 Temmuz’da Brüksel’e yaptığı ilk ziyarette doğrudan iletildi.

Görüşmenin ardından her iki bakan da ilişkilerin yeniden başlatılması yönündeki kararlılıklarını vurgularken, AB diplomatları komisyonun Birleşik Krallık’ı bu kadar kısa süre içinde önceki anlaşmalara bağlı tutma kararlılığının, temel yaklaşımının İşçi Partisi için değişmeyeceğini gösterdiğini söyledi.

Thomas-Symonds FT’ye verdiği son röportajda güvenlik, enerji ve ticaret konularındaki bağları derinleştirme planlarının bir parçası olarak Brüksel ile yeni bir “yapılandırılmış diyalog” istediğini söyledi ancak üst düzey bir AB diplomatı komisyonun bu fikre “soğuk” yaklaştığını söyledi.

Komisyon geçen hafta bir başka niyet sinyali olarak, bazı AB diplomatlarının aşırı olduğunu söylediği bir hareketle, Mayıs 2020’de Birleşik Krallık’a karşı başlattığı yasal işlem tehdidini sürdürdü.

Söz konusu bildirim, Birleşik Krallık’ın Brexit geçiş döneminde AB serbest dolaşım kurallarını uygulama biçimiyle ilgili. Britanya’nın endişeleri gidermek ya da Avrupa Adalet Divanı’na sevk edilmekle karşı karşıya kalmak için şimdi iki ayı var.

Büyük bir AB ülkesinden bir AB diplomatı, “Komisyonun dört yıldan fazla bir süre sonra neden şimdi bunu yapma gereği duyduğu tam bir muamma. Bu sıfırlamanın işe yaraması çok önemli,” dedi.

“Zamanlama çok kötüydü,” diyen ikinci bir diplomat ise, Birleşik Krallık’la ilgilenen pek çok komisyon yetkilisinin, sekiz yıl boyunca sözlerini tutmaya isteksiz Muhafazakâr hükümetlerle uğraştıktan sonra “savunmacı bir zihniyete” sahip olduğunu söyledi ve “Yeni bir düşünce tarzına ihtiyacımız var,” dedi.

Starmer göreve geldiğinden bu yana, eski başbakan Rishi Sunak’ın geçen yıl Kuzey İrlanda ile ilgili Windsor çerçeve anlaşmasına aracılık etmesiyle kısmen onarılan Avrupa ile ilişkileri yeniden rayına sokma sözü verdi.

Anlaşma, İrlanda Denizi’nde bir ticaret sınırı görüntüsünü ortadan kaldırmak için bir dizi özel muafiyet içeriyor. Fakat AB belgesi, Birleşik Krallık’ın anlaşmayı gerektiği gibi uygulamadığını iddia ediyor.

Belge, Birleşik Krallık makamlarının hayvan ve bitki ürünlerini doğru bir şekilde sertifikalandırmadaki başarısızlığına ilişkin endişeleri dile getiriyor; uygun olmayan sevkiyatların sınırda veterinerler tarafından reddedilmesini talep ediyor ve evcil hayvanların kontrol edilmesine yönelik bir programın “acilen devreye sokulması” ve paketlerin içeriğine ilişkin verilerin sağlanmasına yönelik yeni bir rejimin “gecikmeksizin” uygulanması çağrısında bulunuyor.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English