Bizi Takip Edin

Diplomasi

‘ABD ve Avrupa’nın SWIFT konusundaki anlaşmazlığı Ukrayna müzakerelerini raydan çıkarabilir’

Yayınlanma

Emekli İngiliz diplomat Ian Proud, ABD ve Avrupa arasında Rusya’ya yönelik SWIFT yaptırımlarının hafifletilmesi konusundaki anlaşmazlığın Ukrayna barış görüşmelerini tehlikeye attığını belirtti. Proud, Responsible Statecraft’ta yayımlanan analizinde, tartışılan SWIFT tavizinin küçük olduğunu ancak Avrupa ve Ukrayna’nın direnişinin Batı ittifakında çatlak yarattığını ve bunun Rusya Devlet Başkanı Putin’in ‘işine yarayabileceğini’ savundu. Proud, Başkan Trump’ın Ukrayna’daki savaşı bitirmek için bu anlaşmazlığa müdahale etmesi gerekebileceğini ifade etti.

Emekli İngiliz diplomat Ian Proud, Responsible Statecraft için kaleme aldığı makalede, ABD ile Avrupa arasında Rusya’ya yönelik düşük etkili yaptırımların azaltılması konusundaki anlaşmazlığın, Ukrayna barış görüşmeleri açısından ciddi sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.

Proud, gümrük vergisi savaşlarının durumu daha da karmaşık hâle getireceğini ve Başkan Donald Trump’ın çıkmazı aşmak için devreye girmesi gerekebileceğini belirtti.

Proud, Ukrayna krizinin başladığı 2014’ten bu yana ilk kez Batı ittifakı içinde Rusya’ya yönelik yaptırım politikasında bir ayrışma ortaya çıktığını anımsattı.

Proud’a göre, geçen ay Suudi Arabistan’da ABD arabuluculuğunda yapılan barış görüşmeleri, Rusya ve Ukrayna’yı deniz ateşkesi yoluyla 2022 Karadeniz tahıl anlaşmasını canlandırmaya yaklaştırdı.

Ancak Proud, “İleriye dönük faydalı, küçük bir adım olma vaadi taşıyan bu gelişme, Avrupalı ve Ukraynalıların Rusya’ya yönelik küçük tavizleri engelleme çabalarıyla sekteye uğradı,” ifadelerini kullandı.

Proud, deniz ateşkesinin yeniden canlandırılması önerisi kapsamında Avrupalı bir sözcünün, Rusya’nın yaptırım muafiyeti alabileceği yönündeki önerileri hızla reddettiğini aktardı.

Ayrıca, 26 Mart’taki Paris Zirvesi’nde Avrupalı liderler ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin de konuya müdahil olarak Rusya için yaptırım muafiyeti olmaması çağrısında bulunduğunu ve daha fazla yaptırımın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i müzakere masasına getirmenin anahtarı olduğu görüşünü tekrarladıklarını belirtti.

‘ABD ile Avrupa, yaptırım politikasında aynı çizgide değil’

Emekli diplomat, ABD ve Avrupa’nın yaptırım politikasında artık aynı çizgide olmadığını vurguladı.

Proud, “Ukrayna hükümeti 2015’ten bu yana hem Batılı güçleri Rusya’ya daha fazla yaptırım uygulamaya teşvik etmek hem de barış çabalarının bir parçası olarak yaptırımların kaldırılması olasılığını en aza indirmek için yoğun çaba sarf etti. Başkan Trump döneminde ABD’nin Ukrayna politikasındaki sarsıcı değişimden hâlâ etkilenen Avrupa, Ukrayna’nın yanında yer alıyor,” değerlendirmesinde bulundu.

Fakat Proud, yaptırım muafiyeti konusundaki tartışmanın “son derece ihtiyaç duyulan barışa yönelik anlamlı adımları sekteye uğratma potansiyeli taşıyan sahte bir tartışma” gibi göründüğünü savundu.

Proud, bu tartışmanın özellikle deniz ateşkesiyle bağlantılı olarak, büyük bir Rus bankasına ödeme mesajlaşma hizmeti SWIFT’e sınırlı erişim izni verilip verilmeyeceği sorusuyla tetiklendiğini belirtti.

Proud, “Bu, ithalatçıların Rus tarım ihracatı için daha kolay ödeme yapmalarını sağlayacaktır. Bu, bireylere, şirketlere ve mal türlerine karşı 20 binden fazla önlemi içeren bir Rus yaptırım rejimi bağlamında küçük bir tavizdir,” dedi.

Proud, tarım ihracatının önemli olmakla birlikte, Rusya’nın 2024’teki toplam 433 milyar dolarlık ihracatının büyük kısmını oluşturmaya devam eden petrol ve doğalgaz ihracatına kıyasla küçük kaldığını vurguladı.

Diplomat, “Önerilen SWIFT kullanımına ilişkin sınırlı yaptırım hafifletilmesi, Rusya’nın petrol ve doğalgaz ticaretine yönelik bir muafiyeti kapsamayacaktır,” diye ekledi.

Proud, her halükârda SWIFT yasağının etkisinin sorgulanabilir olduğunu belirtti.

2022’de savaş patlak verdiğinde bunun “nükleer seçenek” olarak tanımlandığını hatırlatan Proud, “Rusya’nın uluslararası ticaret yapma kabiliyetini kesmenin, ithalat gelirlerinin hacmi üzerinde yıkıcı kısa vadeli sonuçları olacağı ileri sürülmüştü. Ancak bu işe yaramadı,” değerlendirmesini yaptı.

‘Rusya’yı kısmen SWIFT’ten çıkarmanın erhangi bir somut etkisi olduğuna dair çok az kanıt var’

Proud, 2022’de savaşın patlak vermesinin ardından Rusya’nın ihracattan rekor kırarak 592 milyar dolar gelir elde ettiğini ve o zamandan beri ihracatın savaş öncesi eğilime döndüğünü kaydetti.

Proud, “Rusya’yı kısmen SWIFT’ten çıkarmanın ülkenin ihracat hacimleri üzerinde herhangi bir somut etkisi olduğuna dair çok az kanıt var,” değerlendirmesini yaptı.

Proud’a göre, SWIFT seçeneğinin nükleer olduğu fikri, Batı yaptırımlarının Rusya’ya ilk kez uygulandığı 2014 yılında ancak kısmen geçerliydi.

Proud, o yıl Brent ham petrolünün varil fiyatının yılın ilk yarısında yaklaşık 100 dolar civarında seyrederken (bugün yaklaşık 72 dolar), Rusya’nın 2024’tekinden daha fazla (497 milyar dolar) ihracat yaptığını belirtti.

Proud, “Ancak Avrupa ülkeleri, ABD’nin Rusya’yı SWIFT’ten çıkarma hamlelerini veto etti. Bunu tam da Avrupa’nın enerji güvenliği açısından nükleer sonuçları olacağı için yaptılar, zira o zamanlar Avrupa şimdiye kıyasla daha bağımlıydı. Ayrıca 2014’te Rusya’yı SWIFT’ten çıkarmak zordu çünkü Rusya, uluslararası finansal işlemlerinin hacmi nedeniyle SWIFT Yönetim Kurulu’nda bir koltuğa sahipti,” diye açıkladı.

Proud, bunu takip eden sekiz yıllık kararsızlık döneminde Rusya’nın ekonomisini dolar cinsinden ticarete aşırı bağımlılıktan uzaklaştırmak için çok çalıştığını ve bunun, savaş başladığından beri ekonomisinin neden dirençli kaldığını açıklamaya yardımcı olduğunu ifade etti.

ABD, Rusya ve Ukrayna ile Karadeniz’de ateşkes konusunda anlaşmaya vardığını duyurdu

‘SWIFT yaptırımları, sisteme kripto ağları aracılığıyla alternatifler yaratma yarışını teşvik etti’

Emekli diplomat, SWIFT yasağının aslında bir yaptırım olmadığını, daha ziyade ödeme mesajlaşma hizmetlerine erişimi keserek uluslararası ödemelerin işlenmesinde bir engel teşkil ettiğini vurguladı.

Proud, “Döviz SWIFT üzerinden akmaz. SWIFT’e yaptırım uygulamak, 50 yaşın üzerindeki eski bir sisteme kripto ağları aracılığıyla alternatifler yaratma yarışını teşvik etti. Rusya, Çin ve diğer ülkeler de kendi alternatiflerini geliştiriyorlar,” dedi.

Proud, Rusya ihracatını giderek Asya’ya kaydırdıkça, bu işlemlerin yuan, rupi ve riyal dahil olmak üzere yerli para birimleriyle giderek daha fazla yapıldığını da ekledi.

Proud, Suudi Arabistan’da Rus devlet bankasının tarım ihracatı için SWIFT’e erişimine izin verilmesi yönündeki anlaşmanın süreci kolaylaştırmaya yardımcı olacağını, ancak savaş boyunca devam eden bu ihracatın hacmini artırmayacağını belirtti.

Proud, “Elbette Rusya, SWIFT’e erişimin herhangi bir şekilde kolaylaştırılmasına, özellikle ABD ile ilişkilerin kademeli olarak normalleştiğine dair gönderdiği sinyal nedeniyle değer verecektir. Bu aynı zamanda daha uzun vadeli bir barış süreci geliştikçe daha somut yaptırım muafiyeti olasılığı konusunda güven inşa edecektir,” dedi. Ancak Proud, “Devlet Başkanı Putin, bunun esasen ülkesi için göz ardı edilebilir ekonomik faydaları olan küçük bir yaptırım tavizi üzerine bir tartışma olduğunu da bilecektir,” diye ekledi.

Proud, Putin’in, Zelenskiy’nin Avrupa’yı Beyaz Saray tarafından önerilen herhangi bir uzlaşmaya direnmeye çağırmasıyla Başkan Trump ile Avrupalı liderler arasında gerilim oluşma potansiyelinin farkında olacağını belirtti.

Hindistan ve Rusya, SWIFT’e alternatif oluşturmayı planlıyor

‘Putin, arkasına yaslanıp Avrupalıların ve Ukraynalıların ilerlemeyi engellediğini ve kendisinin makul taraf olduğunu iddia edebilir’

Başkan Trump’ın 2 Nisan’da Avrupa Birliği ve diğer ülkelere karşı gümrük vergileri uygulanacağına dair açıklaması bağlamında, Putin’in ilişkilerin daha da bozulmasını izleyeceğini ifade eden Proud, “Savaş alanında çoğu gün küçük kazanımlar elde etmeye devam eden Putin, arkasına yaslanıp Avrupalıların ve Ukraynalıların ilerlemeyi engellediğini ve kendisinin makul taraf olduğunu iddia edebilir,” yorumunu yaptı.

Sonuç olarak Proud, SWIFT meselesinin faydasız bir yan gösteriye dönüşme riski taşıdığını belirtti.

Proud, Hazine Bakanı Bessent’in kısmi bir Rus yeniden girişine kapıyı açık tuttuğunu, ancak AB’nin tutumunun daha da katılaşıyor gibi göründüğünü ifade etti.

Proud, “Başkan Trump’ın Ukrayna’daki kan dökülmesini sona erdirmek istiyorsa, tıkanıklığı gidermek için Avrupalı meslektaşlarıyla temas kurması gerekebilir,” değerlendirmesinde bulundu.

ABD Hazine Bakanı: Yaptırımların geleceği Rusya’nın adımlarına bağlı

Diplomasi

Almanya ile Fransa arasındaki yeni nesil savaş uçağı sorunu sürüyor

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Avrupa’nın yeni nesil savaş uçağı programına desteğini yineledi, fakat projenin yapısı konusunda Fransa ile devam eden gerginliği kabul etti.

Berlin’de NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile birlikte konuşan Merz, 2040 yılına kadar mevcut savaş uçağı filosunu yenilemek için başlatılan milyarlarca avroluk bir girişim olan Gelecek Savaş Hava Sistemi (FCAS) konusunda Paris ve Madrid ile yapılan geçmiş anlaşmalara bağlı olduğunu söyledi.

Merz, “FCAS ile ilgili olarak Fransa ve İspanya ile yaptığımız anlaşmalara kesinlikle bağlı kalmak istiyorum,” diyerek, bunu “Avrupa savunması için iyi bir proje” olarak nitelendirdi ve Almanya’nın operasyonel gereksinimlerini karşılamak için “bu tür uçaklara ihtiyaç olduğunu” ekledi.

Merz’in açıklamaları, Fransız sanayi oyuncularının programın temel unsuru olan yeni nesil savaş uçağı projesinin yüzde 80’ini talep etmesiyle Berlin ve Paris arasında gerginliğin tırmandığı bir dönemde geldi. Bu talep, Alman sanayi ve hükümetinde endişe yarattı.

Merz çarşamba günü, sınır ötesi anlaşmazlıkların hâlâ çözülmediğini kabul etti. Şansölye, “Fransa’da yapılan görüşmeler” olarak nitelendirdiği konuyla ilgili olarak, “Bu konuyu önümüzdeki birkaç ay içinde kesin olarak netleştirmeye karar verdik. Bu konsorsiyumun yapısı konusunda farklı görüşler hâlâ çözülmedi,” diye ekledi.

Merz’in açıklamaları, POLITICO’nun Almanya’nın bu girişimdeki başlıca endüstri ortağı olan Airbus’ın, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu ayın sonunda Berlin’i ziyaret etmeden önce siyasi bir yeniden düzenleme yapılmazsa projenin çökebileceği uyarısında bulunmak için şansölye ile görüşme talep ettiğini bildirmesinden sonra FCAS hakkında yaptığı ilk kamuoyu açıklaması oldu.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Parlamento komitesi: İran, İngiltere için ‘kalıcı bir tehdit’

Yayınlanma

İngiltere parlamentosunun istihbarat ve güvenlik komitesi, İran’ın İngiltere için “kalıcı ve öngörülemez” bir risk oluşturduğu uyarısında bulundu.

Geçen yılki genel seçimler nedeniyle yayınlanması ertelenen İran güvenlik raporu, İngiliz hükümetini Tahran’ın etkisine karşı önlemleri güçlendirmeye çağırdı.

Komite başkanı Lord Beamish, “İran, Birleşik Krallık, Birleşik Krallık vatandaşları ve Birleşik Krallık’ın çıkarları için geniş kapsamlı, kalıcı ve öngörülemez bir tehdit oluşturmaktadır,” iddiasında bulundu.

Beamish, İran’ın devlet politikası aracı olarak “suikastı kullanmaya istekli olduğunu” göz önünde bulundurarak, Birleşik Krallık’ta bulunan muhaliflere ve rejim karşıtlarına yönelik fiziksel tehdidin keskin artışından “özellikle endişe duyduklarını” ekledi.

Raporda, 2022’nin başından bu yana İran’ın Birleşik Krallık’ta yaşayan kişilere yönelik tehditlerinde “önemli bir artış” olduğu ve bu tehditlerin “İngiliz vatandaşlarına veya Birleşik Krallık’ta yaşayan kişilere yönelik 15 cinayet veya kaçırma girişimini” içerdiği belirtildi.

Raporda, “Bu tehdit, muhaliflere ve rejim muhaliflerine yoğun bir şekilde odaklanıyor. Birleşik Krallık’taki Yahudi ve İsrail çıkarlarına yönelik tehdit de artıyor,” denildi ve saldırıların çoğunun “üçüncü taraf ajanlar” aracılığıyla gerçekleştirildiği öne sürüldü.

Raporda, “İran, Birleşik Krallık’taki muhalif, Yahudi ve İsrail hedeflerine yönelik saldırıları Birleşik Krallık’a yönelik saldırılar olarak görmüyor,” denildi.

Rapor, İngiliz hükümetini ve uluslararası ortaklarını, bu tür saldırıların aslında Birleşik Krallık’a yönelik saldırılar olduğunu ve uygun şekilde yanıtlanacağını İran’a her fırsatta açıkça belirtmeye teşvik ettiğini duyurdu.

Raporda, İran’ın “gizli yabancı nüfuz”u izlemek için İngiliz hükümetinin yeni kayıt defterinde Rusya ile birlikte en üst sıraya yerleştirilmesinden kısa bir süre sonra yayınlandı.

Komite, 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonu ve ardından Orta Doğu’da çıkan çatışmalardan önce, Ağustos 2021’den Ağustos 2023’e kadar delil topladı.

Raporu hazırlayanlar, “Orta Doğu’daki manzaranın önemli ölçüde değiştiğini” kabul ederken, İran’ın faaliyetlerine ilişkin daha geniş bakış açısının “hâlâ geçerli olduğunu” belirtti.

Raporda, İran’ın casusluk ve siber tehditlerine karşı uyarıda bulunuldu ve Birleşik Krallık’ın “öncelikli hedef” olduğu belirtildi, fakat bu tehdidin Rusya ve Çin’in oluşturduğu tehditten “daha dar” ve “daha az sofistike” olduğu ifade edildi.

Raporda, hükümetin İran tehdidine daha uzun vadeli bir yaklaşım benimsemesi tavsiye edildi ve acil krizlere yanıt olarak hükümetin çok fazla “yangın söndürme” faaliyetinde bulunduğu belirtildi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Lavrov ve Rubio, Ukrayna, İran ve Suriye’yi görüştü

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Malezya’nın başkentinde bir araya geldi. Görüşmede Ukrayna, İran ve Suriye’deki durum ele alınırken, Rubio, Rusya’nın Ukrayna konusunda esneklik göstermemesinden duyulan hayal kırıklığını iletti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Malezya’nın başkentinde gerçekleştirdikleri görüşmede Ukrayna, İran ve Suriye’deki durum başta olmak üzere bir dizi uluslararası sorunu ele aldı.

ABD tarafı, Rusya’nın Ukrayna meselesindeki tutumundan duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, Rusya ise iki ülke arasında doğrudan uçuşların yeniden başlatılmasını gündeme getirdi.

Görüşmenin ardından açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Lavrov ile yaptığı görüşmenin “önemli ve samimi” olduğunu belirtti.

Rubio, Başkan Donald Trump’ın, Rus tarafının Ukrayna ihtilafının çözümünde esneklik göstermemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradığını Lavrov’a ilettiğini söyledi.

Rubio, “Bu çatışmanın nasıl sona erebileceğini belirleyen bir yol haritasına ihtiyacımız var,” diye konuştu.

Moskova’dan işbirliği ve hava bağlantısının yeniden kurulması vurgusu

Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan resmi açıklamada ise görüşmenin, çatışma durumlarına barışçıl çözümler bulma ve Rusya-ABD iktisadi ve insani işbirliğini yeniden tesis etme yönündeki karşılıklı niyeti teyit ettiği vurgulandı.

Açıklamada, Rusya ile ABD arasında doğrudan hava bağlantısının yeniden kurulmasının bu sürece katkı sağlayabileceği ifade edildi.

Bakanlık, “İkili diplomatik misyonların işleyişinin normalleştirilmesi için daha fazla çalışmanın önemi vurgulandı,” ifadelerine yer verdi.

Açıklamanın devamında Moskova, “Rusya ve ABD dışişleri bakanlıkları arasındaki yapıcı ve karşılıklı saygıya dayalı diyalog, karşılıklı çıkar sağlayan ve genişleyen bir dizi konuda devam edecektir,” mesajını verdi.

ABD’den Rusya’nın enerji sektörünü hedef alan yeni yaptırım hamlesi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English