Diplomasi
‘ABD ve Avrupa’nın SWIFT konusundaki anlaşmazlığı Ukrayna müzakerelerini raydan çıkarabilir’

Emekli İngiliz diplomat Ian Proud, ABD ve Avrupa arasında Rusya’ya yönelik SWIFT yaptırımlarının hafifletilmesi konusundaki anlaşmazlığın Ukrayna barış görüşmelerini tehlikeye attığını belirtti. Proud, Responsible Statecraft’ta yayımlanan analizinde, tartışılan SWIFT tavizinin küçük olduğunu ancak Avrupa ve Ukrayna’nın direnişinin Batı ittifakında çatlak yarattığını ve bunun Rusya Devlet Başkanı Putin’in ‘işine yarayabileceğini’ savundu. Proud, Başkan Trump’ın Ukrayna’daki savaşı bitirmek için bu anlaşmazlığa müdahale etmesi gerekebileceğini ifade etti.
Emekli İngiliz diplomat Ian Proud, Responsible Statecraft için kaleme aldığı makalede, ABD ile Avrupa arasında Rusya’ya yönelik düşük etkili yaptırımların azaltılması konusundaki anlaşmazlığın, Ukrayna barış görüşmeleri açısından ciddi sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.
Proud, gümrük vergisi savaşlarının durumu daha da karmaşık hâle getireceğini ve Başkan Donald Trump’ın çıkmazı aşmak için devreye girmesi gerekebileceğini belirtti.
Proud, Ukrayna krizinin başladığı 2014’ten bu yana ilk kez Batı ittifakı içinde Rusya’ya yönelik yaptırım politikasında bir ayrışma ortaya çıktığını anımsattı.
Proud’a göre, geçen ay Suudi Arabistan’da ABD arabuluculuğunda yapılan barış görüşmeleri, Rusya ve Ukrayna’yı deniz ateşkesi yoluyla 2022 Karadeniz tahıl anlaşmasını canlandırmaya yaklaştırdı.
Ancak Proud, “İleriye dönük faydalı, küçük bir adım olma vaadi taşıyan bu gelişme, Avrupalı ve Ukraynalıların Rusya’ya yönelik küçük tavizleri engelleme çabalarıyla sekteye uğradı,” ifadelerini kullandı.
Proud, deniz ateşkesinin yeniden canlandırılması önerisi kapsamında Avrupalı bir sözcünün, Rusya’nın yaptırım muafiyeti alabileceği yönündeki önerileri hızla reddettiğini aktardı.
Ayrıca, 26 Mart’taki Paris Zirvesi’nde Avrupalı liderler ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin de konuya müdahil olarak Rusya için yaptırım muafiyeti olmaması çağrısında bulunduğunu ve daha fazla yaptırımın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i müzakere masasına getirmenin anahtarı olduğu görüşünü tekrarladıklarını belirtti.
‘ABD ile Avrupa, yaptırım politikasında aynı çizgide değil’
Emekli diplomat, ABD ve Avrupa’nın yaptırım politikasında artık aynı çizgide olmadığını vurguladı.
Proud, “Ukrayna hükümeti 2015’ten bu yana hem Batılı güçleri Rusya’ya daha fazla yaptırım uygulamaya teşvik etmek hem de barış çabalarının bir parçası olarak yaptırımların kaldırılması olasılığını en aza indirmek için yoğun çaba sarf etti. Başkan Trump döneminde ABD’nin Ukrayna politikasındaki sarsıcı değişimden hâlâ etkilenen Avrupa, Ukrayna’nın yanında yer alıyor,” değerlendirmesinde bulundu.
Fakat Proud, yaptırım muafiyeti konusundaki tartışmanın “son derece ihtiyaç duyulan barışa yönelik anlamlı adımları sekteye uğratma potansiyeli taşıyan sahte bir tartışma” gibi göründüğünü savundu.
Proud, bu tartışmanın özellikle deniz ateşkesiyle bağlantılı olarak, büyük bir Rus bankasına ödeme mesajlaşma hizmeti SWIFT’e sınırlı erişim izni verilip verilmeyeceği sorusuyla tetiklendiğini belirtti.
Proud, “Bu, ithalatçıların Rus tarım ihracatı için daha kolay ödeme yapmalarını sağlayacaktır. Bu, bireylere, şirketlere ve mal türlerine karşı 20 binden fazla önlemi içeren bir Rus yaptırım rejimi bağlamında küçük bir tavizdir,” dedi.
Proud, tarım ihracatının önemli olmakla birlikte, Rusya’nın 2024’teki toplam 433 milyar dolarlık ihracatının büyük kısmını oluşturmaya devam eden petrol ve doğalgaz ihracatına kıyasla küçük kaldığını vurguladı.
Diplomat, “Önerilen SWIFT kullanımına ilişkin sınırlı yaptırım hafifletilmesi, Rusya’nın petrol ve doğalgaz ticaretine yönelik bir muafiyeti kapsamayacaktır,” diye ekledi.
Proud, her halükârda SWIFT yasağının etkisinin sorgulanabilir olduğunu belirtti.
2022’de savaş patlak verdiğinde bunun “nükleer seçenek” olarak tanımlandığını hatırlatan Proud, “Rusya’nın uluslararası ticaret yapma kabiliyetini kesmenin, ithalat gelirlerinin hacmi üzerinde yıkıcı kısa vadeli sonuçları olacağı ileri sürülmüştü. Ancak bu işe yaramadı,” değerlendirmesini yaptı.
Rusya Merkez Bankası, Biden’ın ‘veda yaptırımlarının’ etkisini sınırlı görüyor
‘Rusya’yı kısmen SWIFT’ten çıkarmanın erhangi bir somut etkisi olduğuna dair çok az kanıt var’
Proud, 2022’de savaşın patlak vermesinin ardından Rusya’nın ihracattan rekor kırarak 592 milyar dolar gelir elde ettiğini ve o zamandan beri ihracatın savaş öncesi eğilime döndüğünü kaydetti.
Proud, “Rusya’yı kısmen SWIFT’ten çıkarmanın ülkenin ihracat hacimleri üzerinde herhangi bir somut etkisi olduğuna dair çok az kanıt var,” değerlendirmesini yaptı.
Proud’a göre, SWIFT seçeneğinin nükleer olduğu fikri, Batı yaptırımlarının Rusya’ya ilk kez uygulandığı 2014 yılında ancak kısmen geçerliydi.
Proud, o yıl Brent ham petrolünün varil fiyatının yılın ilk yarısında yaklaşık 100 dolar civarında seyrederken (bugün yaklaşık 72 dolar), Rusya’nın 2024’tekinden daha fazla (497 milyar dolar) ihracat yaptığını belirtti.
Proud, “Ancak Avrupa ülkeleri, ABD’nin Rusya’yı SWIFT’ten çıkarma hamlelerini veto etti. Bunu tam da Avrupa’nın enerji güvenliği açısından nükleer sonuçları olacağı için yaptılar, zira o zamanlar Avrupa şimdiye kıyasla daha bağımlıydı. Ayrıca 2014’te Rusya’yı SWIFT’ten çıkarmak zordu çünkü Rusya, uluslararası finansal işlemlerinin hacmi nedeniyle SWIFT Yönetim Kurulu’nda bir koltuğa sahipti,” diye açıkladı.
Proud, bunu takip eden sekiz yıllık kararsızlık döneminde Rusya’nın ekonomisini dolar cinsinden ticarete aşırı bağımlılıktan uzaklaştırmak için çok çalıştığını ve bunun, savaş başladığından beri ekonomisinin neden dirençli kaldığını açıklamaya yardımcı olduğunu ifade etti.
ABD, Rusya ve Ukrayna ile Karadeniz’de ateşkes konusunda anlaşmaya vardığını duyurdu
‘SWIFT yaptırımları, sisteme kripto ağları aracılığıyla alternatifler yaratma yarışını teşvik etti’
Emekli diplomat, SWIFT yasağının aslında bir yaptırım olmadığını, daha ziyade ödeme mesajlaşma hizmetlerine erişimi keserek uluslararası ödemelerin işlenmesinde bir engel teşkil ettiğini vurguladı.
Proud, “Döviz SWIFT üzerinden akmaz. SWIFT’e yaptırım uygulamak, 50 yaşın üzerindeki eski bir sisteme kripto ağları aracılığıyla alternatifler yaratma yarışını teşvik etti. Rusya, Çin ve diğer ülkeler de kendi alternatiflerini geliştiriyorlar,” dedi.
Proud, Rusya ihracatını giderek Asya’ya kaydırdıkça, bu işlemlerin yuan, rupi ve riyal dahil olmak üzere yerli para birimleriyle giderek daha fazla yapıldığını da ekledi.
Proud, Suudi Arabistan’da Rus devlet bankasının tarım ihracatı için SWIFT’e erişimine izin verilmesi yönündeki anlaşmanın süreci kolaylaştırmaya yardımcı olacağını, ancak savaş boyunca devam eden bu ihracatın hacmini artırmayacağını belirtti.
Proud, “Elbette Rusya, SWIFT’e erişimin herhangi bir şekilde kolaylaştırılmasına, özellikle ABD ile ilişkilerin kademeli olarak normalleştiğine dair gönderdiği sinyal nedeniyle değer verecektir. Bu aynı zamanda daha uzun vadeli bir barış süreci geliştikçe daha somut yaptırım muafiyeti olasılığı konusunda güven inşa edecektir,” dedi. Ancak Proud, “Devlet Başkanı Putin, bunun esasen ülkesi için göz ardı edilebilir ekonomik faydaları olan küçük bir yaptırım tavizi üzerine bir tartışma olduğunu da bilecektir,” diye ekledi.
Proud, Putin’in, Zelenskiy’nin Avrupa’yı Beyaz Saray tarafından önerilen herhangi bir uzlaşmaya direnmeye çağırmasıyla Başkan Trump ile Avrupalı liderler arasında gerilim oluşma potansiyelinin farkında olacağını belirtti.
Hindistan ve Rusya, SWIFT’e alternatif oluşturmayı planlıyor
‘Putin, arkasına yaslanıp Avrupalıların ve Ukraynalıların ilerlemeyi engellediğini ve kendisinin makul taraf olduğunu iddia edebilir’
Başkan Trump’ın 2 Nisan’da Avrupa Birliği ve diğer ülkelere karşı gümrük vergileri uygulanacağına dair açıklaması bağlamında, Putin’in ilişkilerin daha da bozulmasını izleyeceğini ifade eden Proud, “Savaş alanında çoğu gün küçük kazanımlar elde etmeye devam eden Putin, arkasına yaslanıp Avrupalıların ve Ukraynalıların ilerlemeyi engellediğini ve kendisinin makul taraf olduğunu iddia edebilir,” yorumunu yaptı.
Sonuç olarak Proud, SWIFT meselesinin faydasız bir yan gösteriye dönüşme riski taşıdığını belirtti.
Proud, Hazine Bakanı Bessent’in kısmi bir Rus yeniden girişine kapıyı açık tuttuğunu, ancak AB’nin tutumunun daha da katılaşıyor gibi göründüğünü ifade etti.
Proud, “Başkan Trump’ın Ukrayna’daki kan dökülmesini sona erdirmek istiyorsa, tıkanıklığı gidermek için Avrupalı meslektaşlarıyla temas kurması gerekebilir,” değerlendirmesinde bulundu.
ABD Hazine Bakanı: Yaptırımların geleceği Rusya’nın adımlarına bağlı
Diplomasi
Putin ve Katar Emiri, Moskova’da Suriye ve Gazze’yi görüştü

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad es-Sani, bugün Moskova’da bir araya geldi. Görüşmede, Suriye’deki HTŞ yönetiminin yeni lideri Ahmed eş-Şaraa’nın Moskova ile ilişki kurma isteği, Gazze’deki durum ve Ukrayna savaşı ele alındı. Putin, Suriye’nin egemenliğinin korunması gerektiğini vurgularken, Katar Emiri Gazze’deki ateşkesin İsrail tarafından ihlal edildiğini belirtti.
Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad es-Sani, bugün Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, Suriye’nin yeni liderinin Moskova ile ilişkiler kurmaya istekli olduğunu belirtti.
Katar Emiri, Kremlin’deki görüşmede Putin’e hitaben, “Suriye konusuna gelince, birkaç gün önce Devlet Başkanı (HTŞ yönetiminin lideri Ahmed) eş-Şaraa Katar’daydı ve kendisiyle Suriye ile Rusya arasındaki tarihi ve stratejik ilişki hakkında konuştuk. İki ülke arasında karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki kurmaya istekli,” ifadelerini kullandı.
Putin ise son haftalarda mezhepçi şiddet olaylarıyla sarsılan Suriye’deki durumun gelişiminin ciddi önem taşıdığını belirtti.
Putin, Katar Emiri’ne yönelik olarak, “Suriye’nin öncelikle egemen, bağımsız ve toprak bütünlüğüne sahip bir devlet olarak kalmasını sağlamak için her şeyi yapmak istiyoruz. Sizinle Suriye halkına insani yardım da dahil olmak üzere yardım sağlama olasılığını görüşmek istiyoruz,” dedi.
Putin sözlerine, “Orada siyasi, güvenlik ve tamamen ekonomik olmak üzere pek çok sorun var,” diyerek devam etti.
İki lider ayrıca Gazze’deki durumu da ele aldı.
Katar, ocak ayında İsrail ile Hamas arasında üç aşamalı bir ateşkes anlaşmasına aracılık etmede kilit rol oynamıştı.
İsrail’in mart ayında bölgedeki saldırılarını yeniden başlatmasının ardından ateşkesi yeniden sağlama amaçlı görüşmelerde henüz bir ilerleme kaydedilemedi.
Şeyh Temim, “Birkaç ay önce Gazze ile ilgili bir anlaşmaya vardık ancak İsrail anlaşmaya uymadı,” diye konuştu.
Katar Emiri, “Doha, arabulucu rolüyle, Filistin halkının acılarına son verecek bir anlaşmaya varmak amacıyla farklı bakış açıları arasında köprü kurmaya çalışacaktır,” diye ekledi.
Putin, Katar Emiri’ne hitaben, “Katar’ın İsrail-Filistin çatışmasını çözmek için çok ciddi çabalar sarf ettiğini biliyoruz. Maalesef, sizin de aralarında bulunduğunuz girişimler hayata geçirilmedi. Filistin’de sivil insanlar ölmeye devam ediyor ki bu günümüzün mutlak bir trajedisidir,” değerlendirmesini yaptı.
Taraflar, iki liderin Ukrayna’daki savaşı sona erdirme çabalarını da görüşeceğini belirtti.
Katar, Rusya ve Ukrayna arasında arabuluculuk yapmak için bir dizi girişimde bulunmuş ve savaş sırasında ailelerinden ayrı düşen her iki ülkeden çocukların geri gönderilmesine yardımcı olmuştu.
Diplomasi
Meloni ABD’de: Gümrük tarifelerinde orta yol arayışı

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, bugün (17 Nisan) Washington’da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşecek.
Meloni’nin 24 saat içinde hem Trump hem de Başkan Yardımcısı JD Vance ile bir araya gelmesi planlanıyor. Vance ayrıca cuma günü Roma’ya Paskalya ziyareti gerçekleştirecek.
İtalyan başbakanı Washington’a hareket etmeden bir gün önce gülümseyerek, “Tahmin edebileceğiniz gibi baskı yok. Elimizden gelenin en iyisini yapacağız, bakalım nasıl olacak,” dedi.
Meloni uzun zamandır Trump’ı “siyasi bir ilham perisi” olarak görüyor, mitinglerine katılıyor ve onun dünya görüşünü tekrar ediyor. Trump ise Meloni’yi “harika bir lider ve insan” olarak nitelendiriyor. İtalyan siyasetçi, Trump’ın ikinci yemin törenine davet edilen tek Avrupalı liderdi.
Brüksel, İtalyan liderin ziyaretini beklenti ve kaygıyla izliyor
Brüksel’deki pek çok kişi ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olsa da, bugünkü herhangi bir yakınlık gösterisinin Avrupa’yı kutuplaştırması muhtemel. Euractiv’e konuşan bir AB diplomatı “Oldukça rahatız. Meloni, Trump’la olan kişisel kimyasını AB’nin yararına kullanırsa daha iyi olur,” dedi.
Bir başka diplomat ise, “Bence AB için, özellikle ticaret söz konusu olduğunda, ortak yaklaşımımıza sadık kaldığını görmek kilit önem taşıyor. İdeal senaryoda Trump’la olan ayrıcalıklı konumunu hepimiz için olumlu bir sonuç elde etmek üzere kullanabilir,” diye konuştu.
İtalyan hükümeti, Meloni’nin kampının misyon konusunda “Brüksel ile tamamen uyumlu” olduğunu güçlü bir şekilde vurguladı. Nitekim Meloni’ye yakın kaynaklar, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile sık sık telefon görüşmeleri yaptığını ve en sonuncusunun kalkıştan hemen önce gerçekleştiğini söyledi.
Meloni’nin seçimi: Ya Avrupa-Amerikan sanayi ittifakı, ya Çin’e yöneliş
Masada ayrıca savunma harcamaları, LNG ithalatı ve Çin var
Meloni ve bakanları Trump’la birkaç konuyu gündeme getirme konusunda anlaştı: gümrük tarifeleri, NATO kapsamında savunma harcamaları hedefleri, ABD’den sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatının artırılması, endüstriyel işbirliği, Çin’’e yönelik politika koordinasyonu ve Ukrayna’ya destek.
Meloni’nin Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) İtalya’’nın Kardeşleri (FdI) grubunun lideri Carlo Fidanza Euractiv’e verdiği son röportajda Meloni’nin ana hedefinin ABD’nin Avrupa sanayi ürünlerine uyguladığı gümrük tarifelerini azaltmak ve ideal olarak ortadan kaldırmak olduğunu vurgulamıştı.
Trump’ın gümrük vergilerinden kaçınmak, halihazırda ekonomik durgunluğa yakın olan ve ihracat odaklı endüstrileri Trump’ın korumacı politikalarından doğrudan etkilenen İtalya için özellikle kritik önem taşıyor.
Zira Trump’ın geçen ay yürürlüğe giren %25’lik otomobil vergileri, geçen yıl ABD’ye 5,2 milyar dolar değerindeki araç satan İtalya’yı hakiki zararlar verebilir.
Trump ayrıca defalarca ilaç ürünlerine yönelik “büyük” gümrük vergileri tehdidinde bulundu ki bu da İtalya’nın ihracat odaklı ilaç endüstrisine ciddi hasar verebilir.
Roma, Pekin’e mesafelenmek istiyor
Ne var ki ekonominin ötesinde, daha büyük bir mesele de var. FdI’lı Fidanza, Trump’ın gümrük vergilerini askıya almasını, ABD’nin Çin’in endüstriyel hakimiyetine karşı Batı’nın ekonomik cephesini birleştirmeye yönelik ilgisinin derinleştiğinin bir işareti olarak yorumluyor.
Roma’nın bakış açısına göre Brüksel’in Pekin’e yönelik son yakınlaşma girişimleri tehlikeli derecede naif görünüyor.
Avrupa Politika Çalışmaları Merkezi’nde araştırma görevlisi Cinzia Alcidi, AB’nin Çin’e karşı daha sert bir çizgi benimsemesi karşılığında Trump’ın gümrük vergisi tavizleri önermesinin de olası olduğunu ve böyle bir teklif yapılması halinde Meloni’nin nasıl tepki vereceğinin belirsiz olduğunu söyledi.
Ticaretin kesinlikle Avrupa Komisyonu’nun yetkisinde olduğuna dikkat çeken Alcidi, “Meloni kesinlikle AB adına bir söz veremez. Fakat Meloni’nin ABD ile Çin’den daha fazla yakınlığı olduğu kesin,” diye ekledi.
BM verilerine göre İtalya geçen yıl Çin’e 14,6 milyar avro değerinde mal ihraç ederken, bu rakam ABD’ye 61,7 milyar avro.
Meloni, Trump ile Avrupa arasında seçim yapmayı ‘çocukça’ buluyor
‘Meloni en iyi şansımız’
Beyaz Saray’da Meloni’nin, askeri harcamalarda acil artışlar ve Çin’e karşı AB çapında daha sert tutumlar karşılığında, özellikle şarap ya da lüks mallar gibi alanlarda gümrük vergilerinden sektörel muafiyetler elde etmeyi denemesi mümkün.
AB ve ABD bu hafta Trump’ın çelik, alüminyum ve otomobil için %25, 90 günlük duraklama süresince de diğer tüm ihracatlar için %10 olarak belirlediği gümrük vergileriyle ilgili ilk tur görüşmelerini gerçekleştirdi.
Görüşmelerin başarısız olması halinde Washington, AB ihracatına %20’lik “karşılıklı gümrük vergisi” oranını yeniden uygulayacağını söyledi.
Fakat Trump yönetimiyle temaslarda bulunan AB ticaret müzakerecileri, ABD’nin taleplerinin kendilerine sunulmadığından şikâyet ederken, yetkililer Meloni’nin bu konuya açıklık getirmesini umuyor.
Meloni, ABD’nin de aynı şeyi yapması halinde AB’nin sanayi malları üzerindeki tüm gümrük vergilerini düşürme teklifini açıkça destekledi. Fakat görüşmeler hakkında bilgi sahibi diplomatların Financial Times’a (FT) bildirdiğine göre Washington vergileri düşürmeye yanaşmadı ve %10’luk gümrük vergisi oranı muhtemelen kalıcı olacak.
POLITICO’ya konuşan Avrupalı üst düzey yetkililer de, Meloni’nin Trump ile görüşmek üzere Washington’a gitmesinden ve ticaret görüşmelerinin bıçak sırtında olmasından endişe duyuyor ama “aynı zamanda onun transatlantik gerilimi azaltmak için en iyi şansları olabileceğini” de biliyorlar.
Meloni, geçen ay FT’ye verdiği bir mülakatta, Trump ile Avrupa arasında seçim yapmayı ‘çocukça’ bulduğunu söylemişti.
Diplomasi
Japonya Trump ile ‘zorlu’ ticaret müzakerelerine başladı

ABD Başkanı Donald Trump çarşamba günü Beyaz Saray’da Japonya’nın ticaret elçisiyle yaptığı görüşmenin ardından memnuniyetini dile getirerek görüşmelerde ilerleme kaydedildiğini belirtti. Ancak Japonya tarafı, Japon şirketlerinin ABD’ye yatırım yapma çabalarını olumsuz etkileyeceğini belirterek Başkan’ın gümrük vergilerinin gözden geçirilmesini talep etti.
Trump, Ekonomi ve Maliye Politikası Bakanı Ryosei Akazawa ile ticaret görüşmelerinde bulunduktan sonra Truth Social platformuna, “Ticaret konusunda Japon Delegasyonu ile bir araya gelmiş olmaktan büyük onur duyuyorum. Büyük İlerleme!” diye yazdı.
Akazawa daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada Trump ile Oval Ofis’te 50 dakika görüştükten sonra Beyaz Saray’da ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ile 75 dakika süren bir toplantıya katıldığını söyledi.
Akazawa, Trump’ın Japonya ile görüşmelerin Amerika’nın en yüksek önceliği olduğunu ve görüşmelerin bakanlar düzeyinde iyi bir şekilde ilerlemesini umduğunu açıkça belirttiğini söyledi.
Akazawa, kabine düzeyindeki görüşmeler sırasında, “karşılıklı” tarifeler ve otomobil, çelik ve alüminyum üzerindeki sektöre özgü tarifelerin yanı sıra %10’luk temel vergiler de dahil olmak üzere yeni uygulanan tüm tarifelerden duyduğu üzüntüyü dile getirdiğini kaydetti. Ayrıca ABD’yi tedbirleri gözden geçirmeye şiddetle çağırdığını söyledi.
İki taraf, Trump ve Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba tarafından mümkün olan en kısa sürede imzalanabilecek bir anlaşmaya varmak amacıyla bu ay bir tur görüşme daha yapmayı kararlaştırdı.
Akazawa çarşamba günkü görüşmelerin ayrıntıları hakkında bilgi vermekten kaçındı, ancak para birimlerinin tartışılmadığını açıkça belirtti.
Bir Japon Dışişleri Bakanlığı yetkilisi gazetecilere yaptığı açıklamada tarafların öğrendiklerini geri alacaklarını, birbirlerinin pozisyonlarını analiz edeceklerini ve bu ay içinde tekrar bir araya geleceklerini söyledi. İkinci toplantının yüz yüze mi yoksa sanal ortamda mı yapılacağı henüz belirlenmedi.
Günün erken saatlerinde Trump, Japonya’ya uygulanan ve şu anda %24 olarak belirlenen karşılıklı gümrük vergilerinin düşürülmesine yönelik görüşmelerin, Tokyo’nun ülkedeki ABD askeri üslerinin bakımıyla ilgili yükü daha fazla paylaşmaya istekli olmasına bağlı olacağının sinyalini verdi.
“Japonya bugün gümrük tarifeleri, askeri desteğin maliyeti ve ‘TİCARET ADALETİ’ konularını görüşmek üzere geliyor.” Toplantıya Hazine ve Ticaret Bakanları ile birlikte ben de katılacağım. Umarım Japonya ve ABD için iyi (BÜYÜK!) olan bir şey üzerinde çalışılabilir!” diye yazdı Truth Social’da.
Ticaret müzakerelerinde Japonya, Ishiba’nın yakın müttefiki olan Akazawa tarafından temsil edildi. Kendisine maliye, ekonomi ticaret ve sanayi ve dışişleri bakanlıklarından üst düzey yetkililer eşlik etti.
Trump’ın basın sekreteri Karoline Leavitt cuma günü gazetecilere yaptığı açıklamada Trump’ın ticaret ekibine görüşmelere “derinlemesine dahil olacağını” açıkça belirttiğini söyledi.
Leavitt, “Kendisi tüm bu anlaşmaları bizzat imzalamak istiyor” dedi.
Süreç zorlu olacak
Tokyo’da gazetecilere Japonya ve ABD arasında hala bir “uçurum” olduğunu söyleyen Başbakan Shigeru Ishiba, Akazawa’nın görüşmesinin yapıcı olduğunu söyledi. “Müzakereler kolay olmayacak” diyen Başbakan, “ancak Başkan Trump Japonya’ya öncelik vereceğini söyledi. Bence sonraki adımlara yol açacak bir görüşme oldu” diye ekledi.
Eski bir ulaştırma bürokratı olan Akazawa’nın önünde uzun bir görev var. Japonya %24’lük “karşılıklı” gümrük vergisinin düşürülmesini ve yabancı otomobillere uygulanan %25’lik gümrük vergisinden muaf tutulmayı istiyor. Ancak Trump yönetimi, otomobil tarifelerinin ulusal güvenlik kaygılarına dayanan “Bölüm 232” tarifeleri olduğunu ve müzakere edilemeyeceğinin sinyalini verdi.
Japon tarafının olası tavizleri arasında Alaska’dan uzun vadeli olarak sıvılaştırılmış doğal gaz satın alma garantisi, daha fazla pirinç ithalatı ve daha fazla Amerikan arabası satın alma taahhüdü yer alıyor.
En çekişmeli konulardan biri, ABD tarafının para birimi cephesinde harekete geçilmesini talep etmesi olacaktır – örneğin daha yüksek bir yen ve daha düşük bir dolara yol açacak önlemler.
Tarım konusunda verilecek tavizler, iktidardaki Liberal Demokrat Parti’nin tarım oylarını kaybetmeyi göze alamayacağı Japonya’da yaz aylarında yapılacak üst meclis seçimleri öncesinde hassas bir konu olacaktır.
Geçtiğimiz hafta Trump bir kabine toplantısında Japonya ile güvenlik ittifakının adil olduğuna inanmadığını söyledi.
Trump gazetecilere verdiği demeçte “Biz onları savunuyoruz ama onlar bizi savunmak zorunda değil. Bu kulağa pek hoş gelmiyor” dedi.
Japonya’nın aldığı koruma için ödeme yapmamasından duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi: “Onları savunmak için yüz milyarlarca dolar ödüyoruz… Bütün parayı biz ödüyoruz, onlar hiçbir şey ödemiyor. Ama eğer bir saldırıya uğrarsak, bizi korumak için hiçbir şey yapmak zorunda değiller.”
Kongre Araştırma Servisi’ne göre Japonya, ABD askeri personelinin Japonya’da konuşlandırılmasının maliyetini karşılamak için yılda yaklaşık 2 milyar dolar ödüyor. Buna ek olarak Japonya, ABD askerlerine ev sahipliği yapan yerel yönetimlere tazminat, üsler için kira ve yeni tesislerin masraflarını da ödüyor.
Çin’i izole etme planı
Çin’in görüşmelerde nasıl bir rol oynayacağı belli değil.
Wall Street Journal’ın salı günkü haberine göre Bessent, ticaret ortaklarından karşılıklı gümrük vergilerinde taviz karşılığında Çin’in ekonomilerine müdahalesini sınırlamalarını istiyor. Gazetenin haberine göre plan Çin’i izole etmek.
Gazeteye göre bu önlemler arasında Çin’in kendi ülkeleri üzerinden mal sevkiyatı yapmasına izin vermemek, Çinli şirketlerin ABD gümrük vergilerinden kaçınmak için kendi bölgelerine yerleşmelerini engellemek ve Çin’in ucuz sanayi mallarını kendi ekonomilerine dahil etmemek yer alıyor.
Rapora göre, Çin’i gümrük vergileriyle ABD ekonomisinden koparmak ve hatta potansiyel olarak Çin hisse senetlerini ABD borsalarından çıkarmak da değerlendiriliyor.
Bu arada Ishiba, sadece Japonya için bir düzenleme yapmak yerine, Trump’ın gümrük vergileriyle başa çıkmak için diğer ülkelerle birlikte çalışmak istediğini ima etti.
Ishiba pazartesi günü bir parlamento komitesine verdiği demeçte, Güneydoğu Asya ülkeleri ve şu anda gümrük vergisi tehditleriyle karşı karşıya olan İngiltere gibi ABD müttefikleriyle çalışmak istediğini söyledi.
Şu an itibariyle Trump’ın karşılıklı gümrük vergileri, ticaret müzakerelerine yer açmak için 90 günlük bir duraklama altında. ABD’ye otomobil, otomobil parçaları, çelik ve alüminyum ihracatında %10’luk temel tarife ve %25’lik tarife yürürlükte kalmaya devam ediyor.
Japonya Başbakanı uyardı: ABD’nin tarifeleri küresel ekonomik düzeni bozma potansiyeline sahip
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’daki Porsche fabrikaları tank üretmeye başlayacak
-
Görüş2 hafta önce
Sosyalizmin yeni dünya-sistemindeki yeri – 4
-
Görüş2 hafta önce
Yemen’de 48 saatlik Husi karargâhı ziyareti…
-
Ortadoğu2 hafta önce
İsrail’den Türkiye’ye “bombalı” mesaj
-
Avrupa1 hafta önce
Komünist Parti’ye karşı ilk ‘Twitter devrimi’: Moldova’da 16 yıl önce ne olmuştu?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Wolfgang Münchau: Trump’ın tarifeleri küreselleşmenin sonudur
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan için Şili neden önemli?
-
Görüş1 hafta önce
Trump’ın gümrük vergileri ticaret savaşını tetikliyor