Bizi Takip Edin

Amerika

ABD’de “Çin casusu” ve “Rusya’dan para alan influencerlar” tartışması

Yayınlanma

ABD’de geçen hafta, Çin Komünist Partisi (ÇKP) adına casusluk yapmakla suçlanan bir New York eyaleti çalışanı ile Rusya’dan para alarak propaganda yaptıkları ileri sürülen “influencerlar” meselesi büyük gündem oldu.

ABD’de hazırlanan bir iddianameye göre, New York eyalet yönetiminin üst düzey bir çalışanı olan Linda Sun, Pekin için gizli bir ajan olarak lüks bir yaşam tarzının tadını çıkarırken, Çin hükümetinin Covid-19 ile ilgili resmi bir çağrıya erişmesine gizlice yardımcı oldu.

İddianameye göre Sun, yaklaşık 14 yıllık bir süre içinde yükselerek New York Valisinin özel kalem müdür yardımcısı oldu.

Fakat federal savcılara göre 41 yaşındaki Sun, Tayvanlı diplomatların eyalet hükümeti ile temas kurmasını engellemek ve iç belgeleri Pekin’le gizlice paylaşmak da dahil olmak üzere pozisyonunu Çinli yetkililere yardım etmek için kullandı.

Bunun karşılığında Çin’in Sun ve kocası Christopher Hu’ya New York’ta 4,1 milyon dolarlık bir ev satın almalarına yardımcı olan milyonlarca dolarlık komisyon ve “eve özel tuzlu ördek” teslimatları gibi avantajlar sağladığı iddia ediliyor.

İddianameye göre çift ayrıca Honolulu, Hawaii’de 2,1 milyon dolarlık okyanus manzaralı bir apartman dairesi ve aralarında 2024 model Ferrari Roma spor otomobilin de bulunduğu lüks araçlar satın aldı.

Sun’ın hakkındaki suçlamalar

Çift salı günü Brooklyn federal mahkemesinde yabancı acenta olarak kayıt yaptırmamaktan vize dolandırıcılığına ve kara para aklamaya kadar bir dizi suçlamayı kabul etmedi.

Salı sabahı federal ajanlar çiftin Long Island’daki evine girerek onları 10 suçtan gözaltına aldı.

ABD yasaları, yabancı ülkeler ya da siyasi partiler adına ya da çıkarları doğrultusunda hareket eden kişilerin yabancı acenta olarak kayıt yaptırmalarını gerektiriyor.

Savcılara göre Çin doğumlu ve vatandaşlığa kabul edilmiş olan Sun, Çin hükümet yetkilileri ve temsilcilerinin “emri, talebi ya da yönlendirmesiyle hareket ettiğini aktif olarak gizlemiştir.”

Savcılar, 2020 yılında Covid-19 salgını eyalete yayılırken, Sun’ın Çinli konsolosluk yetkililerinin New York liderlerine erişim sağlamaları için yollar bulduğunu iddia ediyor.

Savcılara göre, Sun bir keresinde Çinli bir yetkiliyi virüse karşı halk sağlığı müdahalesiyle ilgili özel bir eyalet hükümeti görüşmesine gizlice eklemişti.

New York’un Tayvan ile ilişki kurmasını engellediği öne sürülüyor

Sun hakkındaki iddianamede, Tayvanlı temsilcilerin ABD hükümetindeki üst düzey yetkililerle iletişim kurmasını ya da görüşmesini engellemek için çalıştığı durumlar sıralanıyor.

Sun’ın 2016 yılında Çinli bir konsolosluk yetkilisine gönderdiği bir mesajda, New York’lu üst düzey bir siyasetçiyi Tayvan’ın ev sahipliği yaptığı bir etkinlikten başarıyla uzaklaştırdıktan sonra, “Her şey tatmin edici bir şekilde halledildi,” diyerek övündüğü söyleniyor.

Sun’ın, Tayvan’ın başkanı 2019’da New York’a gittiğinde, ziyarete karşı Pekin yanlısı bir protestoya katılırken görüntülendiği de öne sürülüyor.

Valiye Çin’den “konuşma talimatları” gitti iddiası

Çinli yetkililer valinin bir Ay Yeni Yılı videosu çekip çekemeyeceğini sorduklarında, Sun hangi “konuşma noktalarını” istediklerini sordu. 

Çinli yetkililer ise karşılığındai “Çoğunlukla tatil dilekleri ve dostluk ve işbirliği umudu. Çok siyasi bir şey yok,” cevabını verdiler.

Sun daha sonra başka bir Çinli yetkiliye, Bayan Hochul’un konuşma yazarıyla tartışarak valinin sözlerinin bir taslağından “Uygurların durumu” ifadesinin çıkarılmasını sağladığını söyledi.

2023 yılında New York Çalışma Bakanlığı’nda çalışırken Sun, Vali Kathy Hochul’dan çerçeveli resmi bir Yeni Ay Yılı bildirisi aldı ve bunu Çinli bir yetkiliye sundu.

İddiaya göre bildiri olağan kanalların dışında ve hatta Hochul’un ofisinin izni olmadan hazırlanmıştı.

Sun’ın ayrıca Çinli politikacıların ABD’ye seyahat etmeleri için sahte davet mektupları hazırladığı ve New York valisinin Asyalı Amerikalılar danışma konseyine bir vatandaşını eklemek için yetkisiz bir istihdam mektubu yazdığı öne sürülüyor.

Çin’e bilgi karşılığında ekonomik çıkar

Savcılar, tüm bunların karşılığında Sun ve Hu’nun “[Pekin] temsilcilerinden önemli ekonomik ve diğer faydalar elde ettiklerini” öne sürüyor.

Hediyeler arasında tüm masrafları karşılanan Çin seyahatleri; en iyi gösterilere, konserlere ve spor etkinliklerine biletler; Sun’ın kuzeni için Çin’de istihdam ve Çinli bir hükümet yetkilisinin kişisel aşçısı tarafından hazırlanan Nanjing usulü tuzlanmış ördeklerin eve teslimatı yer alıyordu.

İddianameye göre, tuzlu ördek teslimatı Sun’ın evine en az 16 farklı vesileyle yapıldı.

İkili kefaletle şimdilik serbest

Sun’ın avukatı Jarrod Schaeffer AP haber ajansına yaptığı açıklamada, “Bu suçlamaları mahkemede ele almak için sabırsızlanıyoruz. Müvekkilimiz bu suçlamalardan dolayı anlaşılabilir bir şekilde üzgün,” dedi.

Bir yargıç ikiliyi kefaletle serbest bıraktı fakat üç ABD eyaletine seyahatlerini sınırladı ve Sun’a New York’taki Çin konsolosluğu veya misyonundan temsilcilerle herhangi bir temastan kaçınmasını emretti.

Sun ve eşi Hu suçsuz olduklarını savunurken, avukatları suçlamaların “aşırı agresif soruşturmaların bir sonucu” olduğunu söyledi.

Rusya’nın “etki ajanlarına” yönelik soruşturma

Çarşamba günü hazırlanan başka bir iddianamede, aralarında Tim Pool, Dave Rubin ve Benny Johnson gibi tanınmış şahsiyetlerin de bulunduğu altı muhafazakâr influencer ile bağlantılı bir medya şirketinin Rusya tarafından fonlandığı öne sürülüyor.

İddianamede Kremlin’in Ukrayna’daki savaş gibi “Rus çıkarlarına karşı ABD’nin muhalefetini zayıflatmak” için, “ABD’nin iç bölünmelerini güçlendirmeye olan ilgisi” olan İngilizce videolar yayınlamak amacıyla Rus devlet medya çalışanları tarafından gizlice finanse edildiği iddia ediliyor.

ABD Adalet Bakanlığı, bazılarına şirketin finansman kaynağı hakkında yanlış bilgi verildiğini söylediği influencerların herhangi bir suç işlediğini iddia etmiyor.

Bunun yerine, bir Rus devlet medya şirketi olan RT’nin iki çalışanını, Rusya dostu içerik için Tennessee merkezli bir içerik oluşturma şirketine yaklaşık 10 milyon dolar aktarmakla suçluyor.

Kostiantyn Kalashnikov ve Elena Afanasyeva kara para aklamak için komplo kurmak ve Yabancı Ajanlar Kayıt Yasasını ihlal etmekle suçlanıyor.

İnfluencer çabuk döndü: Putin bir pisliktir, şan olsun Ukrayna’ya!

İddianamelerin açıklanmasının ardından hem Pool hem de Johnson sosyal medya üzerinden Rubin’in de retweet ettiği açıklamalar yaparak iddia edilen suçların mağduru olduklarını ve yanlış bir şey yapmadıklarını söylediler.

Pool, “Bunlar sadece iddialar olduğu için neyin doğru olduğunu hâlâ bilmiyoruz. Putin bir pisliktir,” dedi.

Pool, bir başka paylaşımında da, Ukrayna milliyetçileri tarafından kullanılan “Slava Ukraine!” (“Şan olsun Ukrayna’ya!”) sözünü tweet olarak attı.

Johnson paylaşımında, bir yıl önce kendisinden bir “medya girişimine” içerik sağlamasının istendiğini yazdı. Avukatlarının daha sonra feshedilen “standart, mesafeli bir anlaşma” müzakere ettiğini ileri sürdü.

İsim verilmese de odakta şirket Tenet Media

İddianame Tennessee merkezli şirketin adını vermese de, ayrıntılar “Batılı siyasi ve kültürel konulara odaklanan heterodoks yorumculardan oluşan bir ağa” ev sahipliği yapmakla övünen bir çevrimiçi medya şirketi olan Tenet Media ile birebir örtüşüyor.

Tenet’in web sitesinde Pool, Johnson, Rubin, Lauren Southern, Tayler Hansen ve Matt Christiansen dahil olmak üzere içerik sağlayan altı influencer listeleniyor.

Tenet Media’nın altı ana influencerının YouTube’da 7 milyondan fazla abonesi ve X’te 7 milyondan fazla takipçisi bulunuyor.

İddianame, bazı influencerlara çalışmaları karşılığında yüklü miktarda ödeme yapıldığını gösteriyor. Kimliği açıklanmayan bir influencerın sözleşmesinde aylık 400.000 dolar ücret, 100.000 dolar imza bonusu ve ek bir performans bonusu yer alıyor.

Tenet Media’nın son aylardaki programlarında Cumhuriyetçi Ulusal Konvansiyonu eş başkanı Lara Trump, eski Cumhuriyetçi başkan adayı ve Trump destekçisi Vivek Ramaswamy ve ABD Senatosu adayı Kari Lake gibi yüksek profilli muhafazakâr konuklar yer aldı. 

Savcılar, şirket tarafından yayınlanan yaklaşık 2.000 videonun sadece YouTube’da 16 milyondan fazla izlendiğini söyledi.

İnfluencerlar Trump destekçisi

İlk olarak Occupy Wall Street protestolarını canlı yayınlayarak kamuoyunun dikkatini çeken gazeteci kökenli YouTuber Pool, bu yılın başlarında Trump’ı podcast’inde ağırlamıştı.

Açık sözlü bir Trump destekçisi ve internet kişiliği olan Johnso ise, başka çalışmalarından intihal yaptığına dair kanıtlar bulunması üzerine BuzzFeed’den kovulmuştu.

Rubin daha önce liberal haber yorum programı “The Young Turks”ün bir parçasıydı fakat o zamandan beri kendisini “liberteryen” olarak tanımlıyor.

Tenet’in influencer listesindeki en büyük YouTube takipçisine sahip ve “The Rubin Report” adlı bir programa ev sahipliği yapıyor.

Tenet Media Başkanı Liam Donovan, Tenet Media’nın çeşitli videolarında konuk olarak yer alan Kanadalı bir influencer olan Lauren Chen’in kocası.

Chen muhafazakâr gençlik örgütü Turning Point USA ile bağlantılı ve sağcı ağ Blaze Media için programlar sundu.

Chen’in RT’nin web sitesinde de 2021 ve 2022 yıllarında çeşitli fikir makalelerine katkıda bulunduğu belirtiliyor.

Amerika

‘Büyük, harika yasa’: Şirketlere vergi teşvikleri artacak

Yayınlanma

Senato Finans Komitesi Başkanı Mike Crapo, Cumhuriyetçilerin “büyük, harika yasa” tasarısında üç önemli işletme vergi hükmünün kalıcı hale getirileceğini söyledi.

Brifinge katılan senatörler, bireysel vergi mükellefleri için önemli bir indirimin ise azaltılacağını belirtti.

Araştırma ve geliştirme maliyetleri, işletme ekipmanı alımları ve borç faizleri için daha büyük vergi indirimlerini geri getirme taahhüdü, Crapo ve komite üyeleri için önemli bir öncelik. Bu indirimler, ekonomik büyümenin önemli bir itici gücü olarak görülüyor.

Ne var ki bu indirimleri kalıcı hale getirmek maliyetli ve Cumhuriyetçi liderlerinin önümüzdeki haftalarda tasarı üzerindeki çalışmaları tamamlamaya çalışırken siyasi sorunlara yol açabilecek tavizler gerektirecek.

Crapo, bu tür bir adımın, eyalet ve yerel vergi indirimlerine ilişkin Temsilciler Meclisi’nde uzlaşılan anlaşmanın geri çekilmesi olacağını söyledi.

İşletme vergisi kesintilerini destekleyen Montana Senatörü Steve Daines ve Kuzey Dakota Senatörü John Hoeven, Crapo’nun açıklamalarını doğruladı. Hoeven, “Evet, işletme vergilerinin kalıcı olacağını garanti etti. Başından beri kararlıydım ve o da başından beri kararlıydı,” dedi.

Temsilciler Meclisi’nden geçen yasa tasarısı, üç vergi teşvikini 2029’a kadar geri getiriyor; bunların kalıcı hale getirilmesi, tasarıya muhtemelen yüz milyarlarca dolarlık ek maliyet getirecek.

Kalıcılık, esas olarak Senato’nun önceliği. Başkan Donald Trump, işletme vergisi indirimlerinin kısa süreli uzatılmasına sıcak baktığını işaret etti. Ek maliyetleri dengelemek için Crapo, SALT indirimi konusunda Temsilciler Meclisi’nin öncelikli gündem maddelerinden birini hedef alıyor.

Cumhuriyetçi Parti senatörlerine, SALT’ı Meclis Başkanı Mike Johnson’ın kendi üyeleriyle yaptığı 40.000 dolarlık anlaşmadan daha düşük bir seviyede sınırlamayı planladığını söyledi.

“Mavi” rengiyle bilinen Demokrat eyaletlerdeki Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, Senato Çoğunluk Lideri John Thune’un POLITICO‘ya ilk kez özetlediği plan hakkında şimdiden uyarı sinyalleri veriyor.

Katılımcılar, Crapo’nun toplantıda SALT için kesin bir rakam vermediğini, fakat bazı Cumhuriyetçi senatörlerin 20.000 dolara düşürmeyi önerirken, diğerlerinin Johnson’ın başlangıçta direnen üyelerine teklif ettiği 30.000 doları Temsilciler Meclisi’ne de teklif etmeleri gerektiğini savunduğunu söyledi.

Hoeven, “Temsilciler Meclisi 40.000 dolar teklif etti; biz daha azını yapacağız. Orada 350 milyar dolarlık bir potansiyel olduğunu biliyoruz, ancak henüz bir rakam üzerinde karar vermedik,” dedi.

Trump’ın ‘harika’ vergi yasasında sona doğru

SALT ile ilgili bu hamle, Thune’dan Temsilciler Meclisi tasarısında mümkün olduğunca az değişiklik yapmasını isteyen Johnson ve diğer Cumhuriyetçi milletvekilleri için bir darbe oldu.

Senato tasarısı Temsilciler Meclisi’nin tasarısının büyük bir bölümünü yansıtacak gibi görünse de, Crapo’nun sunumu, Senato’nun tasarıdaki en hassas siyasi alanlardan bazılarını değiştireceğine dair en önemli işaret.

Johnson, Senato toplantısının ardından gazetecilere verdiği demeçte, “SALT rakamı ve tasarıdaki bazı hükümler konusunda ne yapabilecekleri konusunda çok, çok endişeliyim. Umarım mümkün olduğunca az değişiklik yaparlar,” dedi.

Cumhuriyetçi Temsilci Nicole Malliotakois, Senato Cumhuriyetçilerinin Temsilciler Meclisi’nin SALT anlaşmasını değiştirirlerse “tüm tasarıyı çökertme riskiyle karşı karşıya olduklarını” söyledi ve “Amerikan halkına uygulanan en büyük vergi artışından sorumlu olacaklarını” savundu.

Crapo ve Thune, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya gelerek vergi planını ona anlatacak. Crapo’nun önümüzdeki hafta başında Senato Cumhuriyetçilerine daha ayrıntılı bilgi vermesi bekleniyor.

Vergi diline ek olarak, Crapo tasarıdaki Medicaid hükümlerinin taslağını hazırlamaktan da sorumlu ve senatörler, bu konuda ne gibi değişiklikler düşündüğü konusunda çok daha az ayrıntı verdiğini söyledi. Tasarıda programın ele alınışından endişe duyan birçok Cumhuriyetçi senatör, Finans Komitesi’nde yer almıyor.

Eyaletindeki kırsal hastaneleri korumaya çalışan Maine Senatörü Susan Collins, toplantı sonrası gazetecilere Medicaid’de bazı değişiklikler önerdiğini ancak ayrıntılara girmeyeceğini söyledi. Kuzey Dakota Senatörü Kevin Cramer ise “Medicaid ile ilgili bazı hususların çıkarılması gerekecek” diyerek, bu konuda daha fazla değişiklik olabileceğini ima etti.

Okumaya Devam Et

Amerika

Bezos, Washington Post’un görüş bölümünü yeniden yapılandırdı

Yayınlanma

Washington Post‘un (WP) sahibi Jeff Bezos tarafından istendiği şekliyle, görüş bölümünü yenilemesi kapsamında yeni görüş editörünü atadığını duyurdu.

Bezos şubat ayında, WP’nin geleneksel geniş görüş programını kaldırarak, “kişisel özgürlükler ve serbest piyasa” yanlısı başyazılara odaklanan bir bölüme geçeceğini duyurmuştu.

Bezos, haber yayıncılığının kamuoyundaki tartışmaların gündemini belirleme rolünün değiştiğini ileri sürmüştü.

Bezos, çalışanlarına yazdığı notta, “Bir zamanlar, özellikle yerel bir tekel olan gazeteler, her sabah okuyucuların kapısına tüm görüşleri kapsayan geniş bir köşe yazısı bölümü sunmayı bir hizmet olarak görebilirdi. Bugün ise bu işi internet yapıyor,” dedi.

The Economist’in Washington muhabiri ve The Dispatch’in eski genel yayın yönetmeni Adam O’Neal, yenilenen bölümün başına geçecek. 

O’Neal, mesajında yeni patronunun hedeflerini yineledi ve “Felsefemiz, bu ülkenin geleceğine dair temel bir iyimserliğe dayanacak. İdeoloji hakkında ders veren veya politikalar hakkında belirli şekillerde düşünmenizi talep eden insanlar olmayacağız,” dedi.

Gazete çalışanları, Bezos’un gazetenin haber içeriğini değiştirmeye çalışmadığını vurguladı fakat bu ilk kez olmuyor.

Geçen ekim ayında Bezos, WP’nin başkan adaylarını destekleme uygulamasını durdurarak, genel seçimler öncesinde eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e destek vermesini engellemişti.

Bu hamle, gazetenin birçok köşe yazarı ve eski baş editörü Marty Baron’un tepkisini çekmiş ve editörler kurulunun birkaç üyesi protesto için istifa etmişti.

Kararın ardından gazetenin okurları da isyan etmiş ve yaklaşık 250.000 kişinin aboneliklerini iptal ettiği bildirilmişti.

Okumaya Devam Et

Amerika

Trump’ın Los Angeles hamlesi Demokratları böldü

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump’ın milyonlarca belgesiz göçmeni sınır dışı etme girişimi, protestoları bastırmak için Los Angeles kentinde ABD ordusunu görevlendirmesiyle Demokratları böldü.

Financial Times’a (FT) göre bu hamle Washington’da, başkanın seçmenler nezdindeki gücünü pekiştirirken, Demokrat rakipleri arasında göç, hukuk ve düzen konusunda bölünmeleri ortaya çıkaran “kurnaz” bir siyasi hesap olarak da görülüyor.

Cumhuriyetçi kamuoyu araştırma şirketi North Star Opinion Research’ün başkan yardımcısı Jon McHenry, “Başkan Trump birçok açıdan takdire şayan olmayabilir, ama elindeki kartları nasıl oynayacağını iyi biliyor,” dedi.

Trump, 2024 seçim kampanyasında, Joe Biden’ın başkanlığı döneminde ülkeye yasadışı olarak giren milyonlarca göçmeni sınır dışı etme sözü vermişti ve o günden bu yana göçmenlik konusundaki tutumu nedeniyle nispeten yüksek onay oranları elde etti.

Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) görevlilerinin giderek sertleşen taktiklerine dair haberlere rağmen, son zamanlarda yapılan birkaç ankette, Amerikalıların çoğunluğunun Trump yönetiminin belgesiz göçmenleri sınır dışı etme çabalarını desteklediği ortaya çıktı.

Geçen hafta, Los Angeles şehrinde protestocular ile kolluk kuvvetleri arasında çıkan çatışmalar ve Ulusal Muhafızlar ile ABD Deniz Piyadeleri’nin görevlendirilme kararından önce yapılan bir CBS News anketine göre, Amerikalıların yüzde 54’ü yasadışı göçmenleri sınır dışı etme programını onaylarken, yüzde 46’sı desteklemiyor.

Beyaz Saray iletişim direktörü Steven Cheung, ankete yanıt olarak “Ulusal Muhafızların şiddeti bastırmak için Los Angeles’a gönderilmesinden sonra onay oranı daha da yükselecektir,” diye yazdı.

Trump daha da ileri giderek, bu hafta Beyaz Saray’da düzenlenen bir üst düzey yöneticiler toplantısında, Amerikalıların yüzde 95’inin kendisini desteklediğini düşündüğünü söyledi.

Trump, “Diğer birçok konu gibi, bunun da 95’e 5’lik bir konu olduğunu düşünüyorum. Demokratlar, konularda yanlış tarafta oldukları için seçimleri ezici bir çoğunlukla kaybettiler,” dedi.

Trump’ın Ulusal Muhafızları görevlendirmesinden bu yana çok az ulusal anket yapılmış olsa da, hafta sonu gerçekleştirilen ve çarşamba günü yayınlanan bir Quinnipiac anketi, başkanın hamlesine verilen desteğin değişiyor olabileceğini ortaya koydu.

Sadece %43’lük bir kesim Trump’ın göçmenlik meselesini ele alışını onaylarken, %54’lük bir kesim onaylamadı. %40’lık bir kesim ise yönetimin sınır dışı etme çabalarını onayladığını belirtti.

Trump, ABD’deki göstericilere ‘hayvan’ dedi

Yine de Beyaz Saray çarşamba günü sert bir tavır sergiledi. Trump’ı daha fazla sınır dışı etme kararından vazgeçirebilecek bir şey olup olmadığı sorulduğunda, Beyaz Saray basın sekreteri Karoline Leavitt, “Trump yönetimi, başkanın Amerikan halkına vaat ettiği toplu sınır dışı etme çabalarını sürdürecek,” yanıtını verdi.

Demokratlar, geçen kasımdaki seçimlerden bu yana, Biden yönetiminin ABD-Meksika sınırındaki tutumu nedeniyle Beyaz Saray ve Kongredeki kontrolünü kaybetmesinden bu yana, göç konusunda tutarlı bir mesaj oluşturmakta zorlanıyor.

Şimdi, Los Angeles sokaklarında şiddet ve kaosu desteklediği izlenimi vermeden Trump’ın göçmenlik uygulamalarını ve protestoları bastırmak için ABD ordusunun konuşlandırılmasını kınamaya çalışmak gibi ek bir zorlukla karşı karşıyalar.

Zorluklar, parti liderliğinin üst düzey bir üyesinin çarşamba gecesi istifa ettiğini açıkladığı Demokratik Ulusal Konvansiyon (DNC) da dahil olmak üzere, parti yapısının iç çekişmelerle boğuştuğu bir dönemde ortaya çıktı.

Kaliforniya’daki Demokrat yetkililer protestoların büyük ölçüde barışçıl olduğunu ısrarla belirtirken, yağma ve vandalizm olayları ABD genelinde manşetlere taşındı ve Los Angeles’ın Demokrat belediye başkanı Karen Bass’ın yerel sıkıyönetim ilan edip sokağa çıkma yasağı getirmesine neden oldu.

Washington’da Demokratlar nasıl tepki verileceği konusunda bölündü. Senato azınlık lideri Chuck Schumer dahil olmak üzere önde gelen parti isimleri Trump’ın eylemlerini “endişe verici otoriterlik” olarak kınadı.

Fakat parti tabanı, partinin protestocuları kınaması gerekip gerekmediği konusunda sert tartışmalar yaşadı.

Pennsylvanialı Demokrat senatör John Fetterman, sosyal medya hesabında, partisinin “arabaları ateşe vermeyi, binaları tahrip etmeyi ve kolluk kuvvetlerine saldırmayı kınamayı” reddederek “ahlaki üstünlüğünü” kaybettiğini yazdı.

New Yorklu Demokrat Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez, CNN’e verdiği demeçte, “Aileleri parçalamak, ICE’nin kanunları çiğnemek gibi şiddet eylemlerini kesinlikle kınamalıyız. Senatör Fetterman veya başka biri kanun ve düzenle ilgileniyorsa, ABD’de gördüğümüz en kanunsuz kurum ve yönetimlerden birine bakmalıyız,” yanıtını verdi.

Connecticut senatörü Chris Murphy, partisinin bu ikilemi çözebileceğini vurgulayarak, Kongrede gazetecilere, “Aynı anda iki şeyi yapabiliriz. Kontrolden çıkan protestoları kınayabiliriz ve Donald Trump’ın şiddet uygulayan protestoculara karşı durmakla ilgilenmediğini kabul edebiliriz,” dedi.

Murphy, “Gerçek şu ki: Donald Trump barış sağlamak istemiyor. Durumu yatıştırmak istemiyor. Kavga arıyor,” diye ekledi.

Öte yandan kavganın Trump’ın istediği gibi bitmeyebileceğine dair bazı işaretler var. Son günlerde bir grup Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, yaygın baskınların ekonomiyi bozabileceği ve toplulukları altüst edebileceği uyarısında bulunarak, yönetimi sınır dışı etme operasyonlarını daraltmaya çağırdı.

Kaliforniya’dan Cumhuriyetçi Kongre üyesi David Valadao salı günü X’te yaptığı açıklamada, “Kaliforniya’da devam eden ICE operasyonları konusunda endişeliyim ve yönetimle görüşmelerime devam ederek, yıllardır Valley’de barış içinde yaşayan çalışkan insanlardan çok, bilinen suçluların sınır dışı edilmesine öncelik verilmesi gerektiğini vurgulayacağım,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English