Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’de petrol devlerinden ’küçükleri’ yutma hamleleri

Yayınlanma

ABD’nin en büyük iki petrol şirketi Chevron ve ExxonMobil, en kritik üretim noktalarını ele geçirmek için milyarlarca dolarlık anlaşmalar imzalayarak önümüzdeki on yıllar için petrol rezervlerini güvence altına alma yarışını başlattı.

Chevron Pazartesi günü şimdiye kadarki en büyük satın alımını açıkladı ve ABD’li enerji şirketi Hess’i 53 milyar dolara satın alarak sektörün son on yıldaki en önemli keşfi olan Guyana kıyılarındaki petrol üretiminde önemli bir yer edindi.

Anlaşma ile Exxon ve Chevron daha yakın bir rekabete girecek ve her ikisi de Hess’in yüzde 30 hisseye sahip olduğu ve Exxon’un yüzde 45 işletme hissesini elinde tuttuğu Guyana açıklarındaki Stabroek bloğunu ortaklaşa kontrol edecek.

Diğer Amerikan petrol devi ExxonMobil ise iki hafta önce, dünyanın en verimli petrol sahası olarak kabul edilen Teksas ve New Mexico’daki Permian Havzası’nın en büyük işletmecisi Pioneer Natural Resources’ı 60 milyar dolara satın almıştı.

Her iki anlaşma da 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında gerçekleşen ve modern süper büyük şirketleri oluşturan BP-Amoco, Exxon-Mobil ve Chevron-Texaco mega birleşmelerinden bu yana nadiren görülen ölçekte.

Maliyetleri düşürmek için birleşme

Financial Times’ın (FT) aktardığına göre analistler ve anlaşma sahipleri, diğer şirketler ölçek kazanmak ve petrol üretiminin maliyetini düşürmek amacıyla, kalan en iyi sondaj sahalarını elde etmek için hareket ettikçe, yakın vadede daha fazla birleşmenin olası göründüğünü söylüyorlar.

Uluslararası Enerji Ajansı gibi kuruluşlar, fosil yakıtlara talebin 2030’da zirveye ulaşacağını öngörüyor. Petrol tekellerinin hamlelerinde bunun da payı olduğu düşünülüyor.

Chevron CEO’’su Mike Wirth FT’ye verdiği son röportajda, “Gerçek dünyada yaşıyoruz ve gerçek dünya taleplerini karşılamak için sermaye tahsis etmek zorundayız,” demiş ve petrol talebinin ‘2030 ve sonrasına kadar artmaya devam edeceğini’ öngörmüştü.

London Stock Exchange Group’a (LSEG) göre bu yıl petrol ve doğalgaz sektöründe 254 milyar dolar değerinde birleşme ve satın alma anlaşması duyuruldu ve bu rakam 2014’ten bu yana en yüksek yıllık toplam.

‘Silahlanma yarışı’

Tekelleşmenin önümüzdeki on yılda ‘savaş’ terimleri ile devam edeceği de anlaşılıyor.

Sektördeki son satın alma ve birleşme hareketliliğine dahil olan kişilerden birisi, “Bu bir silahlanma yarışı. Çoğu sektörde, birinci anlaşmanın ikinci ve üçüncü anlaşmaya yol açması gerekmez. Bu durumda ise öyle olacağına inanıyorum, çünkü zamanlama çok önemli ve en büyük iki oyuncu hamlelerini yaptı,” diyor.

BP ve Shell Avrupa’daki ‘temiz enerji’ baskısından rahatsız

Analistler, en cazip birleşmelerden birinin BP ve Shell olabileceğini söylerken, bu tür bir anlaşmanın önünde bir dizi ciddi engel olduğu ve böyle bir görüşmeden haberdar olmadıkları konusunda uyarıda bulundular.

Bunun yanı sıra ABD’nin zengin kaya gazı bölgelerindeki büyük bağımsız üreticiler de birleşmek ya da daha küçük rakiplerini satın almak isteyebilir.

İngiltere merkezli BP ve Shell, değerlemelerinin Exxon ve Chevron’un gerisinde kaldığından şikayet ederek, bunun kısmen Avrupa’daki enerji şirketlerinin ‘temiz enerji’ dönüşümünü benimsemeleri için daha fazla baskı görmesinden kaynaklandığına inanıyor.

ABD’li büyük şirketler ise küresel ekonomiyi ‘karbonsuzlaştırma’ çabalarının artmasına rağmen gelecekteki petrol üretimi konusunda daha agresif bir duruş sergiliyor.

Ne Exxon ne de Chevron, rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş değil. Bu, Avrupalı rakiplerinin aksine bir durum.

Chevron ve Exxon’un hamleleri devam edebilir

Analistler, ABD’nin kaya gazı arama ve üretim uzmanları arasında kalan daha büyük şirketlerin, ölçek kazanmak ve ileride süper büyük bir satın alma için cazip bir hedef sunmak üzere birleşmeye çalışacağını söylüyorlar.

Buna göre Occidental Petroleum, ConocoPhilips ve Marathon Oil gibi gruplar bir sonraki hamle yapanlar arasında yer alabilir.

Enverus’ta analist olan Andrew Dittmar FT’ye verdiği demeçte, “Exxon ya da Chevron’un işi hiçbir şekilde bitmedi. Fakat bu özel dalga için yaptıkları hamleleri gördük. Bence bir adım geri atacağız ve ‘23 ve ‘24’ün geri kalanında bu bağımsızlardan bazıları kendi aralarında birleşecek,” iddiasında bulunuyor.

Yeni birleşmeler yolda

Bloomberg’in haberine göre, bir diğer büyük Permian Havzası üreticisi Devon Energy’nin Marathon Oil ve CrownRock’ı da içeren şirketleri incelediği söyleniyor.

Reuters’a göre gaz üreticisi Chesapeake Energy, Southwestern Energy’yi satın almayı düşünüyor.

Azalan kaliteli kaya gazı envanteri havuzu ve verimli Permian Havzası’ndaki sınırlı sayıdaki büyük hedefler nedeniyle, enerji şirketleri yakında yeni anlaşmalara zorlanabilir. 

Wall Street Journal’a (WSJ) konuşan Pickering Energy Partners’ın baş yatırım yetkilisi Dan Pickering, “Bunun FOMO [kaçırma korkusu] bileşeni sadece hızlanacak. Bir ya da iki anlaşma daha görürsek, kıtlık primi ortaya çıkmaya başlayabilir,” diyor. Kıtlık primi, anlık olarak talepteki artışın arzdaki düşüşle birleşmesinden kaynaklı maliyet yüksekliğine işaret ediyor.

Enverus’un verilerine göre Occidental Petroleum, Devon Energy ve Diamondback Energy, Permian’daki en büyük üreticiler arasında yer alıyor ve Pickering’e göre de hem potansiyel bir hedef hem de bir alıcı olabilecek kadar büyükler.

Pickering, EOG Resources’ın da bu bölgedeki en büyük üreticilerden biri olmasına rağmen, şirketin tarihsel olarak kurumsal anlaşmalardan ziyade varlık satın almalarıyla daha çok ilgilendiğini belirtiyor.

Piyasa tekelleşme için müsait

WSJ’ye göre piyasa konsolidasyon için olgunlaşmıştı. Enerji varlık yöneticisi Kimmeridge, Haziran ayında yayınladığı bir raporda, ABD’li petrol ve gaz üreticilerine yönelik ‘yatırımcı ilgisinin derecesine göre çok fazla halka açık şirket’ olduğunu belirtmişti.

En büyük beş aktif fon yöneticisinin (Fidelity ve J.P. Morgan dahil) dosyalarının analizinde, bu yöneticilerin S&P 500’deki en büyük beş enerji şirketindeki varlıklarının, beş yıl önceki aynı dönemle karşılaştırıldığında, 2023’ün ikinci çeyreğinde ABD enerji varlıklarının %40’ından %53’üne yükseldiğini tespit etti. Aynı zamanda, daha küçük enerji şirketlerinin varlıkları azaldı. Başka bir deyişle, yatırımcılar belirli bir piyasa değerinin altındaki enerji şirketlerini ciddiye bile almıyor.

Bu nedenle, enerji tekelleri ile daha küçük üreticiler arasındaki değerleme farkı genişlemiş durumda. Exxon Mobil, Chevron ve diğer büyük üreticilerin ağırlıkta olduğu bir endeks, daha küçük üreticileri takip eden bir endeksten %44 daha yüksek bir değerlemeye sahip. Bu fark son 17 yılda ortalama %14’tü.

Dolayısıyla devlerle küçükler arasında açılan fark, küçük şirketlerin büyükler tarafından ‘yutulmasına’ yol açıyor.

AMERİKA

Joe Biden gizli belge soruşturmasının ses kaydının yayınlanmasını engelledi

Yayınlanma

Joe Biden, şubat ayında ABD başkanını “hafızası zayıf yaşlı bir adam” olarak göstererek siyasi bir çalkantıya yol açan özel danışmanla yaptığı görüşmelerin ses kayıtlarının yayınlanmasını engelledi.

Financial Times’ın (FT) haberine göre Beyaz Saray perşembe günü Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçilere gönderdiği bir mektupta, Başkan’ın, soruşturmada yapılan kayıtlar üzerinde yürütme ayrıcalığını ileri sürdüğünü söyledi.

Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri kayıtları mahkeme celbiyle talep etmiş ve ABD Başsavcısı Merrick Garland’ı kayıtları vermeyi reddettiği için Kongre’ye saygısızlıkla suçlamakla tehdit etmişti.

Biden’ın avukatı kasetlerin yayınlanmasına “meşru bir ihtiyaç” olmadığını savunsa da bu hamlenin Washington’da Başkan’ın yaşı ve Cumhuriyetçilerin onu göreve uygunsuz gösterme çabalarıyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirmesi muhtemel.

Başkanın danışmanı Edward Siskel perşembe günü gönderdiği mektupta Garland’ın Biden’dan kayıtların yayınlanmasını engellemesini talep ettiğini söyledi.

Adalet Bakanlığı Biden’ı suçlamadı ama ‘akli yeteneklerini’ sorguladı

FT tarafından görülen mektupta, Adalet Bakanlığı’nın yasama işleri birimi başkanı Carlos Uriarte, Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerine, bakanlığın “ifşa edilmesinin gelecekteki soruşturmaları tehlikeye atacağı durumlarda kolluk kuvvetlerinin dosyalarının gizliliğini koruma sorumluluğu” olduğunu söyledi.

Uriarte, Garland’ın “Bakanlığı uygunsuz siyasi etkilerden koruyacak bir çizgi çizmesi gerektiğini” de sözlerine ekledi. Adalet Bakanlığı mülakatların dökümlerini yayınladı.

Siskel, Cumhuriyetçi milletvekillerini kayıtları “parçalamak, çarpıtmak ve partizan siyasi amaçlar için kullanmak” üzere aramakla suçladı.

Fakat Cumhuriyetçi Kongre üyeleri Beyaz Saray’ı korkarak kaçmakla suçladı. Kayıtları mahkemeye veren Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi Başkanı James Comer, “Açıkça görülüyor ki Başkan Biden ve danışmanları röportajının ses kayıtlarının yayınlanmasından korkuyor çünkü bu Amerikan halkına Başkan Biden’ın akli durumunun çöküşte olduğunu bir kez daha teyit edecektir,” dedi.

Biden’ın bu hamlesi, Başkan’ın özel konut ve ofislerinde bulunan gizli materyallerin kullanımına ilişkin soruşturmayı yürüten özel danışman Robert Hur’un 345 sayfalık raporunun yayınlanmasından üç ay sonra geldi.

Hur, Biden’ın bir ceza davasıyla karşı karşıya kalmayacağını söylemiş, fakat raporunda 81 yaşındaki Biden’dan “hafızası zayıf, iyi niyetli yaşlı bir adam” olarak bahsetmişti. Hur, 2023’te özel danışmanlık bürosuyla ve 2017’de anı kitabı üzerinde çalışan bir hayalet yazarla yaptığı görüşmeler sırasında hafıza kayıplarına atıfta bulunmuştu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Pentagon: Ukrayna’da yolsuzluk oranı Avrupa’nın en yükseği

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Genel Müfettişi Robert Storch, Kongre’ye sunduğu raporda Ukrayna’daki yolsuzluğun Avrupa’daki en yüksek oranlardan biri olmaya devam ettiğini belirtti.

Raporda, “Ukrayna’da yolsuzluk algısı 2013’ten bu yana azalmış olsa da ülke hükümeti Avrupa’nın en az şeffaf ülkelerinden biri olmaya devam ediyor,” ifadelerine yer verildi.

Mevcut çatışmanın Ukrayna Savunma Bakanlığı’nda yolsuzluk, rüşvet, komisyon ve özellikle ölümcül teçhizatın tedarik maliyetinin şişirilmesi konusunda fırsatlar yarattığına işaret eden Storch, gizlilik uygulamaları nedeniyle şeffaflığa mahal verilmediğini kaydetti.

Şubat ayında Ukrayna’nın baş denetçisi Alla Basalayeva, ülkede yolsuzluğun arttığına dikkat çekmiş ve ülkedeki pek çok kişinin savaşı para kazanmanın bir yolu olarak algıladığı için kamu ihalelerindeki ihlallerin sayısı son iki yılda arttığını söylemişti.

Savunma Bakan Yardımcısı Yuriy Dıjgir ise bakanlığın 2023 yılının son çeyreğinde 270 milyon dolardan fazla mali ihlal tespit ettiğini itiraf etti.

Ayrıca bu yılın başlarında Ukrayna Devlet Soruşturma Dairesi, eski Savunma Bakanı ve beraberindeki bir yetkili hakkında bir dava açtı. Söz konusu yetkililer, zimmetlerine yaklaşık 950 milyon grivna (25 milyon doların üzerinde) geçirmekle suçlanıyorlar.

Ocak ayında Ukrayna basınında bakanlık yetkilileri ve silah şirketi Lviv Arsenal’ın yöneticilerinin arandığına dair haberler çıktı. Soruşturmaya göre yetkililer, mermi alımından yaklaşık 1,5 milyar grivna (yaklaşık 40 milyon dolar) çalmışlardı.

Ukrayna ordusunda dev yolsuzluk: Rusya ordusu neden bu kadar hızlı ilerliyor?

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD İçişleri Bakanlığının Yahudi çalışanı, Gazze siyasetine tepki göstererek istifa etti

Yayınlanma

ABD’de bir içişleri bakanlığı çalışanı, Biden yönetiminin, İsrail’in Gazze işgaline verdiği desteği protesto etmek için kamuoyu önünde istifa eden ilk Yahudi isim oldu.

İçişleri Bakanlığı’nda özel kalem müdürü olarak görev yapan Lily Greenberg Call, Joe Biden’ı ABD’nin çatışmadaki politikasını meşrulaştırmak için Yahudileri kullanmakla suçladı.

Call, hem Biden’ın hem de Kamala Harris’in başkanlık kampanyalarında çalışmış ve hükümete katılmadan önce Washington’da ve başka yerlerde uzun süredir İsrail için çalışan bir aktivistti.

Call, Biden yönetiminin Gazze’de yedi aydır devam eden İsrail savaşına verdiği askeri ve diplomatik desteği protesto etmek amacıyla istifasını kamuoyuna açıklayan en az beşinci orta ya da üst düzey yönetim çalışanı oldu.

İstifa mektubunda, ülke için vizyonunun çoğunu paylaştığına inandığı bir yönetime katılmaktan duyduğu heyecanı anlattı ve “Fakat, artık vicdanen bu yönetimi temsil etmeye devam edemem,” diye yazdı.

Associated Press’e (AP) verdiği bir mülakatta Call, Biden’ın Beyaz Saray’daki Hanuka etkinliğinde, “İsrail olmasaydı, dünyada güvende olan bir Yahudi olmazdı” ve geçen hafta Washington’daki Holokost Anıtı’nda düzenlenen bir etkinlikte savaşı tetikleyen 7 Ekim’deki Hamas öncülüğündeki saldırıların “Yahudi halkını yok etmeye yönelik kadim bir arzudan” kaynaklandığını söylediği yorumlarına işaret etti.

Call, “[Biden] Yahudileri Amerikan savaş makinesinin yüzü haline getiriyor ve bu son derece yanlış,” dedi ve atalarının ‘devlet destekli şiddet’ tarafından öldürüldüğünü savundu.

Call, savaşın geneli ve ABD’nin savaşa verdiği destekle ilgili olarak, “Bence Başkan, yönetiminde bunun felaket olduğunu düşünen insanlar olduğunu bilmeli. Sadece Filistinliler için değil, İsrailliler için, Yahudiler için, Amerikalılar için, seçim beklentileri için de felaket,” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English