Bizi Takip Edin

AVRUPA

Alman hükümeti ‘bürokrasiye’ savaş açtı

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, ekonomik sıkıntılarla mücadele etmek için, ‘bürokrasi küfünü’ temizleyerek büyümeyi artırma sözü verdi.

Scholz Çarşamba günü, ekonomiyi yeniden ayağa kaldırmak için federal hükümet, eyaletler, belediyeler ve muhalefet arasında bir ‘Almanya paktı’ çağrısında bulundu.

Scholz, hafta sonu koşu yaparken düşmesinden bu yana taktığı göz bandıyla Federal Meclis’te (Bundestag) yaptığı konuşmada, “Yıllar ve on yıllar boyunca ülkemizin üzerine çöken bürokrasi, riskten kaçınma ve umutsuzluk küfünü ancak birlikte silkeleyebiliriz,” dedi.

SPD, Yeşiller ve liberal Hür Demokratlardan (FDP) oluşan ‘trafik lambası’ koalisyonu iç çekişmelerden ve anketlerdeki düşüşten muzdarip olan Scholz, ülkeyi ‘gerileme senaryolarından ve panik tacirliğinden siyasi kazanç elde etmek isteyenlere’ karşı savunmanın tek yolunun yeni bir ‘ulusal ivme’ yaratmak olduğunu söyledi.

Scholz, “Almanya’yı ne zaman dolaşsam herkes bana ülkeyi yeniden rayına oturtmamı, işlerin daha hızlı, daha az karmaşık ve bürokratik bir şekilde yürümesini sağlamamı söylüyor,” dedi.

Hükümet taslak hazırladı: ‘Almanya paktı’

EURACTIV’in elde ettiği ve hükümet tarafından hazırlanan bir taslak belgeye göre, izin prosedürlerini hızlandırmak için federal hükümet ve eyaletler arasında ortak bir politika paketi önerisini de içeren bir ‘Almanya paktı’ çağrısı yapılıyor.

Bu paket inşaat, altyapı ve ağır nakliye gibi alanlarda idari süreçlerin basitleştirilmesini ve sürecin daha fazla dijitalleştirilmesini içeriyor.

CDU da ‘bürokrasiye’ işaret ediyor ama ihtiyatlı 

Ana muhalefetteki Hıristiyan Demokrat CDU’nun lideri Friedrich Merz de ülkenin ‘bürokrasi içinde boğulduğunu’ ve bunun 2021’de Angela Merkel’in CDU ve SPD arasındaki ‘büyük koalisyonunun’ yerine geçen mevcut hükümet tarafından daha da kötüleştirildiğini ileri sürdü.

Öte yandan Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin CDU’lu başbakanı Hendrik Wüst, “Sözde ‘Almanya paktı’, halihazırda uygulanmakta olan ve eyaletler tarafından uzun süredir talep edilen projeler için tamamen bir PR çalışmasıdır,” diyerek çağrıya yönelik itirazını dile getirdi.

Fakat CDU’nun Bavyera’daki kardeş partisi CSU’nun parlamento lideri Alexander Dobrindt, CDU/CSU’nun ‘işbirliğine hazır’ olduğunu söyledi. Buna ek olarak Dobrindt, Scholz’un teklifinin ‘kendi hükümeti içinde kilit konularda artık çoğunluk olmadığının’ bir işareti olduğunu savundu.

Almanya’nın eyaletlerinin bakan ve başkanlarının Perşembe günü ‘Brüksel deklarasyonunu’ sunmaları bekleniyor. EURACTIV tarafından görülen taslakta, özellikle AB’nin Ortak Avrupa Çıkarına Yönelik Önemli Projeleri (IPCEI) ve devlet yardımı kurallarıyla ilgili olarak ‘daha kısa ve basit planlama ve izin prosedürleri’ çağrısında bulunuluyor.

Ek teşvik paketi yok

Scholz, ekonomiyi canlandırmak için ek teşvik paketleri fikrini reddederek, hükümetinin yeşil dönüşüm ve çip üretimi için on milyarlarca destek de dahil olmak üzere zaten rekor miktarda yatırım yaptığını savundu. Şansölye bunun yerine, Almanya’nın AB’deki benzerlerinin gerisinde kaldığı çevrimiçi devlet hizmetleri ve e-faturalar için dijitalleşmeyi hızlandırarak ve startup’ların kurulmasını ve büyümesini kolaylaştırarak büyümeyi yeniden canlandırma sözü verdi.

Scholz, hükümetinin, sık sık geç kalan trenleri ‘ulusal bir endişe kaynağı’ haline gelen devlete ait Deutsche Bahn demiryolu ağındaki yatırım eksikliğiyle de mücadele ettiğini söyledi.

Metal sendikasından destek

Almanya’nın en büyük işçi sendikası IG Metall’in yönetim kurulu üyesi Wolfgang Lemb, ülkenin iddialı ‘yeşil dönüşüm’ünün bir parçası olarak sanayi ve enerji ağında düzenlemeler yapmak için önümüzdeki birkaç yıl içinde 20.000’den fazla ek onay verilmesi gerekeceği konusunda uyarıda bulunan Scholz’un sözlerini memnuniyetle karşıladı. 

Financial Times’ın (FT) aktardığına göre Berlin’de düzenlenen bir etkinlikte konuşan Lemb, “Bu, mevcut planlama ve onay prosedürü ile yapılamaz. Almanya’nın modernleşmesi, hızlanması ve dijitalleşmesi için her zamankinden daha acil bir durum söz konusu,” dedi.

İmalat sanayisinde durum kötüleşiyor

Öte yandan dün açıklanan Alman imalat verileri de işlerin daha da kötüye gittiğine işaret ediyor.

Alman imalatçıların siparişleri, üç yıl önceki pandemi şokundan bu yana aylık bazda en hızlı düşüşünü yaşadı.

Temmuz ayında Almanya’da sanayi siparişlerinde yaşanan yüzde 11,7’lik düşüş, Nisan 2020’den bu yana görülen en büyük düşüş oldu. Değeri 50 milyon avroyu aşan büyük tutarlı siparişler hariç tutulduğunda, sanayi siparişleri Temmuz ayında yüzde 0,3 arttı. Alman sanayisinde ciro ise Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 1 azaldı.

AVRUPA

Merkel: Rusya’nın çıkarları tartışılmalı

Yayınlanma

Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Berliner Zeitung‘a verdiği özel röportajda, savunma bütçesinden Washington’daki krize, Putin yanlıları ile Putin destekçileri arasındaki ayrımdan uyku düzenine kadar çeşitli konularda açıklamalarda bulundu. Merkel, Ukrayna’ya destek vermenin önemini vurgularken, Rusya’nın çıkarlarının da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, AfD’nin yükselişine de değinen Merkel, bu durumun sadece Doğu Almanya’ya özgü olmadığını ifade etti.

Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Berliner Zeitung‘dan Anja Reich ve Tomasz Kurianowicz’e verdiği özel röportajda önemli değerlendirmelerde bulundu. Merkel, savunma bütçesi, Ukrayna ve Washington’daki kriz gibi çeşitli konulara değindi.

Röportajın başında, planlanan görüşmenin “dramatik gelişmeler” nedeniyle ertelenmesi konusu gündeme geldi.

Merkel, Washington’daki toplantı ve CDU ile SPD arasındaki özel bütçe görüşmeleri nedeniyle röportajı ertelediğini belirterek, “Görüşme, Washington’daki toplantıdan sonra ve Başkan Trump’ın ABD Kongresi’ndeki konuşmasından hemen önce planlanmıştı. Hem Trump’ın Ukrayna hakkında söyleyecekleri hem de CDU ile SPD arasındaki özel bütçe görüşmeleriyle ilgili olarak bazı gelişmeler olabileceğini düşündüm,” dedi.

Yüz milyarlarca avroluk özel bütçe konusuna da değinen Merkel, prensipte bu bütçeye destek vereceğini ifade etti.

Savunma için ayrılan bu özel bütçenin akıllıca seçildiğini düşünen Merkel, “Savunma için ayrılan ve büyüklüğü tam olarak belirlenmemiş olan bu özel bütçenin çok akıllıca seçildiğini düşünüyorum. Belli bir taban miktar normal bütçeye alınıyor ve NATO’daki tartışmaların nasıl geliştiği, NATO Konseyi’nde hangi kararların alındığı görülebiliyor. Böylece belli bir hareket alanı bırakılıyor,” diye konuştu.

Ek özel bütçenin, bir amaca yönelik olması ve paranın sosyal harcamalar veya diğer tüketim harcamaları için kullanılamaması gibi büyük bir avantajı olacağını savunan Merkel, bütçe disiplininden yana olduğunu ancak olağanüstü durumlarda gerekli adımların atılması gerektiğini vurguladı.

Trump ile Zelenskiy’nin Washington’daki görüşmesinin “her şeyi tetikleyen an” olduğunu belirten Merkel, bu görüşmenin Amerikalıların artık Ukrayna Devlet Başkanı’nın yanında olmadığının bir ifadesi olduğunu söyledi.

Merkel, görüşmeyi izlerken yaşadığı duyguları, “Böyle bir şeyi bir daha görmek istemem. Çok üzücü,” sözleriyle ifade etti.

Trump’ın muhataplarına suçluluk duygusu yaşatmak istediğini ve Amerika’nın tüm dünya tarafından kullanıldığı görüşünde olduğunu belirten Merkel, “Evet, Başkan Trump, Amerika’nın tüm dünya tarafından bir şekilde kullanıldığı görüşünde. ABD’nin sebepsiz yere diğer ülkelere yardım ettiğini veya onları koruduğunu düşünüyor,” ifadelerini kullandı.

Ukrayna’ya destek verilmesinin ABD ve Avrupa’nın kendi çıkarları için olduğunu vurgulayan Merkel, bir ülkenin işgal edilmesine ve toprak bütünlüğünün sorgulanmasına izin verilemeyeceğini söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile sık sık görüşen bir siyasetçi olarak, Rusya liderinin olaylara bakış açısının dikkate alınmamasının büyük bir ihmal olduğunu belirten Merkel, “Rusya’nın çıkarları hakkında tartışmaya izin vermek gerekir,” dedi.

Ancak Merkel, Putin’in Baltık ülkelerine, Polonya’ya ve Almanya’ya saldırmasını mümkün görmediğini ifade etti.

Kuzey Akım-2 projesinin bir hata olup olmadığı sorusuna ise Merkel, “Sanırım, şimdi biraz kibirli konuşacak olursam, Putin hakkında çok az yanılsaması olanlardan biriyim. Gürcistan’ı işgal ettiğini, Kırım’ı ilhak ettiğini biliyordum, o zamanlar bana yalan söylemişti. Yine de böyle bir savaşı önlemek için her şeyi denemeyi doğru buluyorum,” şeklinde yanıt verdi.

AfD’nin yükselişine de değinen Merkel, bu durumun sadece Doğu Almanya’ya özgü olmadığını, ancak Doğu’da daha belirgin olduğunu ifade etti. AfD’nin ideolojik üst yapısının Doğu Almanya’da büyümediğini belirten Merkel, “AfD, ‘Biz halkız’ sloganıyla, devrim zamanının bu harika sloganını yeniden tanımlamaya çalışıyor. Memnun olmayan insanlara ‘Siz halksınız’ diyor. Ve memnun olmayan herkes elit kesime ait. Böylece toplumu bölüyorlar ve çeşitli şeylerden memnun olmayan insanlardan oluşan bir yankı odasıyla karşılaşıyorlar,” yorumunu yaptı.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Alman partilerinin ‘savaş’ anlaşması borsayı uçurdu

Yayınlanma

Almanya’da CDU/CSU, SPD ve Yeşiller arasında bir borç paketi için varılan milyar avroluk anlaşma borsada “sevinç çığlıklarına” yol verdi.

Spiegel’in aktardığına göre özellikle savunma ve altyapı hisseleri yükseldi.

Almanya’nın önde gelen endeksi Dax, bir ara 23.000 puanın üzerine çıktı ve öğleden sonra erken saatlerde yüzde 1,7 artışla 22.907 puana ulaştı.

Dax’ın liderleri, öğleden önce yaklaşık yüzde 5,7 oranında yükselen savunma şirketi Rheinmetall’in hisseleri oldu. Yapı malzemeleri üreticisi Heidelberg Materials ve enerji teknolojileri grubu Siemens Energy’nin hisseleri de talep gördü.

MDax’ta listelenen zırhlı şanzıman üreticisi Renk bile yaklaşık yüzde on oranında yükseldi. Yaklaşık yüzde 5,5 oranında yükselen savunma şirketi Hensoldt’un hisselerine de güçlü bir talep vardı.

Finansal hizmet sunan Helaba’da uzman olarak çalışan Ulf Krauss, “Donald Trump’ın giderek daha kaotik ve tehditkar olarak algılanan ekonomi politikası ABD’de ekonomik karamsarlığa yol açarken, Almanya’nın borç frenini gevşetme girişimi Avro bölgesinde büyüme için iyimserlik yaratıyor,” diyerek piyasalardaki durumu özetledi.

Bu arada, bankacılık hisseleri Avrupa genelinde sektörün kazananları oldu. Sektör endeksi yüzde 2,2 oranında yükseldi. Commerzbank hisseleri yüzde üç artış gösterdi. Büyük İtalyan bankası UniCredit olası bir devralmaya bir adım daha yaklaştı.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Commerzbank’ın doğrudan hisselerinin yüzde 29,9’a çıkarılmasını onayladı.

Tahvil piyasası da milyarlarca avroluk harcama paketi için varılan anlaşmaya tepki gösterdi: Alman devlet tahvillerinin fiyatları düşerken, getirileri de önemli ölçüde yükseldi. On yıllık Alman devlet tahvillerinin getirisi yüzde 2,93’e çıktı.

Özel fonun duyurulmasından ve borç frenine istisna getirilmesinden bu yana Bund (Alman devlet tahvili) getirileri keskin bir şekilde yükseldi.

Diğer Avro bölgesi ülkelerinde de getiriler önemli ölçüde artarak ülkelerin borçlanmasını daha pahalı hale getirdi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya’da Siemens yöneticileri Kırım’a türbin sevkiyatı nedeniyle yargılanacak

Yayınlanma

Almanya’da Hamburg Bölge Mahkemesi, Siemens’in iki eski yöneticisi hakkında, Rusya’ya bağlanan Kırım’a gaz türbinlerinin ihracatına yardım ederek yaptırımları ihlal ettikleri gerekçesiyle dava açtı. Dava, 2024 baharında açıldı ve Siemens yetkilileri, konuyla ilgili soruşturmanın şirkete yönelik olmadığını ve suçlanan kişilerin artık şirkette çalışmadığını belirtti. Avrupa Birliği ve ABD yaptırımları, Batılı şirketlerin Kırım’a enerji veya enerji ekipmanı tedarik etmesini yasaklıyor.

Hamburg Bölge Mahkemesi, 2014’te referandumla Rusya Federasyonu’na bağlanan Kırım’a gaz türbinlerinin ihracatına yardım ederek yaptırım rejimini ihlal etmekle suçlanan sanayi şirketi Siemens’in iki eski yöneticisi hakkında dava açtı.

Reuters ajansının haberine göre yaptırım ihlali davası 2024 baharında açıldı. Hamburg savcılığı, Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşı olan dört kişi ve Fransa-İsviçre vatandaşlığına sahip bir kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.

Fakat daha sonra bölge mahkemesi, kovuşturma için yeterli gerekçe bulunmaması nedeniyle üç sanıkla ilgili soruşturmayı durdurdu. Mahkeme belgelerinde sanıkların isimleri açıklanmadı.

İsmi belirtilmeyen bir Siemens yetkilisi, şirketin devam eden davalar hakkında yorum yapamayacağını, ancak davanın şirkete yönelik olmadığını ve sanıkların artık orada çalışmadığını belirtti.

Türbin işinin sahibi olan Siemens Energy ise, iki sanığın artık şirket çalışanı olmaması nedeniyle yorum yapmadı.

Avrupa Birliği (AB) ve ABD yaptırımlarına göre, Batılı şirketlerin Kırım’a enerji veya enerji ekipmanı tedarik etmesi yasak.

Fakat kısıtlamalara rağmen, Siemens’in elektrik üretimi için türbinleri, 2017 yılında Rusya’nın yarımadada inşa ettiği iki elektrik santraline teslim edildi.

O dönemde Siemens, türbinleri Rus bir müşteriye sattığını, bunların Rusya’daki elektrik santrallerine kurulmasını beklediğini ve Kırım’a gönderilme planlarından haberdar olmadığını açıklamıştı.

Rusya’nın Ukrayna’ya Şubat 2022’de başlattığı askeri müdahalenin ardından Batılı ülkeler, Rusya’ya karşı askeri, havacılık, petrol ve doğalgaz ve diğer sektörler için teknoloji ve ekipman tedarikini yasaklayan geniş kapsamlı yaptırımlar uyguladı.

The New York Times gazetesi, tedariki sağlamak için “devasa bir paravan şirket ağı kurulduğunu” ve çiplerin önemli bir kısmı Hong Kong üzerinden geldiğini iddia etmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English