Bizi Takip Edin

AVRUPA

Alman sanayisi silah sektörüne yöneliyor

Yayınlanma

Ukrayna savaşının ardından silah endüstrisine tedarik sağlama konusundaki yaygın tabuyu yıkarak askeri teçhizat ve hizmet sektörüne giren Alman şirketlerinin sayısı giderek artıyor.

Financial Times’ta (FT) yer alan haberde, askeri ekipman ve hizmetine yönelik üretim ve yatırımda yaşanan artışa işaret ediliyor. Örneğin motor üreticisi Deutz geçen hafta motosiklet operasyonlarının yanı sıra tank motorları da üretmeyi planladığını açıkladıktan sonra hisseleri yüzde 20’den fazla artış gösterdi.

Mühendislik grubu, Alman ekonomisinin bel kemiği olarak nitelendirilen Mittelstand şirketleri arasında savunma sözleşmeleri yasağını yeniden gözden geçiren ya da sona erdirenler arasında yer alıyor.

Nazi rejimi ile endüstriyel işbirliğinin mirası nedeniyle Alman iş dünyasının bir bölümü uzun süredir savunma sektörüyle ilişki kurmaktan kaçınıyor. Fakat Şubat 2022’den bu yana, lazer üreticisi Trumpf ve bileşen firması Hawe Hydraulik gibi ülkenin mühendislik tedarik zincirindeki bazı kilit oyuncular askeri sözleşmeleri hedeflerine koydu.

Alman ekonomisi: Avrupa’nın iktisadi motoru dağılıyor mu?

“Özgürlüğün gerekirse askeri yollardan savunulması…”

FT’ye konuşan siyaset bilimci ve Alman Dış İlişkiler Konseyi’nin eski direktörü Cathryn Clüver Ashbrook, savunma sektörüne ilişkin uzun süredir devam eden tutumların hızla değiştiğini söyledi ve “Avrupa kıtasında üç yıl süren savaşın ve ağır ekonomik kayıpların ardından Almanya tarihi bir değişim geçirmeye hazır görünüyor,” dedi.

Geçtiğimiz ay Kanada ordusuna 1.500 kamyon sevk etmek üzere yeni bir sözleşme imzaladığını duyuran Daimler, “Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı saldırı savaşı, toplumumuzda özgürlüğün gerekirse askeri yollarla savunulması gerektiği konusundaki farkındalığı kesinlikle artırdı,” dedi.

Alman hükümeti ekonomide zorlanıyor: Hem Berlin’de, hem Brüksel’de gerilim

Savaş sanayisi artık “damgalanmıyor”

Savunma siparişleri üzerindeki yasağını 2022 yılında sona erdiren mühendislik şirketi Hawe Hydraulik’in başkanı Karl Haeusgen, Ukrayna savaşı ve ardından Avrupa’nın askeri harcamalarını artırma yönündeki baskısının savunma sektörü etrafındaki “damgalamayı” azalttığını söyledi.

Haeusgen, “Savunma tedarik zincirinin büyük bir kısmı üç ya da dört yıl öncesine göre tamamen farklı bir imaja sahip,” dedi.

Şirketin eskiden savunma sektörüne tedarik yapmama kuralı vardı, fakat şimdi yönetim kurulu düzeyindeki komitesi, araçlar ve gemiler de dahil olmak üzere askeri ekipmanlarda kullanılabilen valfleri ve pompaları için siparişleri değerlendiriyor.

FT: Alman KOBİ’leri alarm veriyor

“Sivil” üretim askeri üretim ile uyumlulaşıyor

Bu değişim aynı zamanda Alman endüstrisinin Çin’den gelen zayıf talep karşısında toparlanmaya çalıştığı bir döneme de denk geliyor. Gelişen savunma sektörünün aksine, ülkenin otomotiv endüstrisi elektrikli araçlara geçişin zor olduğu bir dönemde büyük çaplı işten çıkarmalar ilan etmek zorunda kaldı.

Alman Dış İlişkiler Konseyi’nden Christian Mölling, Almanya’nın, şirketlerin askeri üretim operasyonlarını sivil üretime dönüştürme ihtiyacıyla karşı karşıya kaldığı soğuk savaşın hemen ardından Avrupa’nın tersi bir durumla karşı karşıya olduğunu savundu.

Mölling, “Askeri dünyada daha verimli olmak için [sivil] üretim kapasitesini, teknolojiyi ve prosedürleri nasıl kullanabileceğinizi yeniden düşünüyorsunuz,” dedi.

AfD ve Almanya: Avrupa İhracatçılar Federasyonu mu?

İşgücü otomotivden savunmaya kayıyor

Dünyanın önde gelen otomotiv tedarikçilerinden biri olan ve 200.000 çalışanı bulunan Continental, kısa bir süre önce yüzlerce çalışanını Alman savunma şirketi Rheinmetall’e transfer etmek üzere bir plan başlatmıştı.

Rheinmetall yöneticilerinden Peter Sebastian Krause o dönemde yaptığı açıklamada Continental çalışanlarının şirkete “son derece değerli” beceriler kazandıracağını söylemişti.

Müşterileri arasında çip üretim ekipmanı şirketi ASML de dahil olmak üzere yarı iletken endüstrisi bulunan lazer üreticisi Trumpf, savunma sektörüne tedarik yasağını kaldırmayı düşünen bir başka şirket. 

Şirketin lazerleri Çin de dahil olmak üzere ihracat kısıtlamalarına tabi çünkü Alman hükümeti bunları hem sivil hem de askeri uygulamaları olan “çift kullanımlı” olarak değerlendiriyor.

Şirketin lazer operasyonları başkanı Hagen Zimer, savunma şirketlerinin şirketin lazerlerinin insansız hava araçlarını düşürmek gibi askeri kullanımlarına ilgi gösterdiğini söyledi. FT’ye verdiği demeçte lazerin güçlü bir savunma aracı olabileceğini belirten Zimer, bu teknoloji olmadan “savaş bölgelerinde 200 insansız hava aracından oluşan çok yönlü bir saldırıya karşı savunma yapmanın mümkün olmadığını” sözlerine ekledi.

Almanya’da sanayisizleşme tartışmaları üzerine bir değerlendirme

Lufthansa da askeri sanayiye adım attı

Havayolu grubunun yüzde yüz iştiraki olan ve aktif küresel filonun yaklaşık beşte birine hizmet veren Lufthansa Technik, geçen yıl resmi olarak bir askeri uçak servis bölümü kurdu. Hızla büyüyen bir iş kolu haline gelen birim, Almanya’nın Chinook helikopterlerinin ve F-35 savaş uçaklarının bakımına yardımcı olacak.

Lufthansa Technik yöneticisi Michael von Puttkamer, “Alman hükümetiyle olan ilişkimize dayanarak 2019’da savunmaya daha büyük bir adım atmaya karar verdik,” dedi ve askeri yeniden yapılandırılmaya ayrılan 100 milyar avroluk fonun “sektöre daha fazla adım atmak için bir fırsat olduğunu” sözlerine ekledi.

Puttkamer, “Savunmaya adım atmanın sadece büyük bir iş fırsatı değil, aynı zamanda Alman silahlı kuvvetlerimizin ülkemizi savunabilmesini desteklemek olduğunu düşünüyoruz,” dedi.

Tank parçaları üreticisi Renk’in CEO’su Susanne Wiegand, Almanya’da sivil ve savunma imalat sektörleri arasında artan “sinerjinin” her iki tarafa da fayda sağlayabileceğini söyledi.

Wiegand, “Bu, teknolojiyi daha da geliştirmenin harika bir yolu. Yenilikler askeri dünyadan geliyor ve sivil uygulamalara doğru yol alıyor ve bunun tersi de geçerli,” ifadelerini kullandı.

BASF CEO’su: Sanayinin AB ekonomisindeki payı küçülecek

AVRUPA

Finlandiya kablo hasarının ardından “gölge filo” gemisinin peşinde

Yayınlanma

Finlandiyalı yetkililer Rusya’nın “gölge filosunun” parçası olduğunu iddia ettiği bir petrol tankerini Finlandiya ile Estonya arasındaki elektrik kablosunu kesip kesmediği konusunda soruşturuyor.

Eagle S isimli gemi, çarşamba günü Finlandiya Körfezindeki Estlink 2 denizaltı elektrik kablosunun bağlantısının kesilmesinin ardından Finlandiyalı yetkililer tarafından durduruldu.

Cook Adalarına kayıtlı olan ve gemi takip verilerine göre Rusya’dan Mısır’a petrol taşıyan tanker, iddiaya göre olay sırasında kablonun üzerinden geçerken görüldü.

Financial Times’ın (FT) iddiasında göre yaşlı tanker Rusya’nın “gölge filosunun” bir parçası ve Finlandiya’nın soruşturmasının odağında yer alıyor.

FT’ye konuşan kaynaklar Eagle S’in Finlandiya Körfezindeki üç iletişim kablosunu kesip kesmediği konusunda da soruşturma altında olduğunu sözlerine ekledi.

“Gölge filo”, Rusya’nın petrol ihracatı üzerindeki uluslararası yaptırımları aşmak için kullandığı eski ve genellikle bakımsız gemilerden oluşan gruba verilen isim.

Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb perşembe günü güvenlik şefleriyle yaptığı toplantının ardından X’te yaptığı paylaşımda, “Rus gölge filosuna ait gemilerin yarattığı riskleri önleyebilmeliyiz,” dedi.

Yi Peng 3 adlı bir Çin dökme yük gemisi de geçen ay Finlandiya ile Almanya ve İsveç ile Litvanya arasındaki iki veri kablosunun üzerinden, kabloların koptuğu saatlerde geçti ve Danimarka ile İsveç arasındaki uluslararası sularda bir ay boyunca durdu.

Çinli müfettişler geçen hafta İsveç, Danimarka, Almanya ve Finlandiya temsilcilerinin gözlemci olarak hazır bulunduğu gemiye çıktılar. Fakat İsveç Dışişleri Bakanı Pekin’i, İsveçli başmüfettişin gemiye çıkmasına ya da şu anda bölgeyi terk etmiş olan gemiyi incelemesine izin vermediği için eleştirdi.

Soruşturmaya aşina olan kişilere göre Eagle S vakası farklı çünkü gemi Finlandiya sularında gönüllü olarak durdu ve yargı yetkisi konusunda hiçbir soru işareti bırakmadı. Eagle S’in mülkiyeti belirsiz fakat bir Dubai şirketine ait tek gemi gibi görünüyor. Perşembe günü gemi sahibine ulaşma girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı.

Yetkililer Estlink 2 kablosunun kopma nedenini henüz tespit edemediler. Estonya ayrıca bu durumun elektrik arzını etkilemeyeceğini açıkladı.

Kablo, kısa bir süre önce son nükleer santralini faaliyete geçiren Finlandiya’dan Estonya’ya elektrik ihraç etmek için kullanılıyor. Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo da ülkenin elektrik arzının etkilenmeyeceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Baltık Denizindeki Finlandiya-Estonya elektrik kablosu zarar gördü

Yayınlanma

Finlandiya Başbakanı, Finlandiya ve Estonya’yı birbirine bağlayan bir denizaltı elektrik kablosunun çarşamba günü koptuğunu ve bunun Baltık Denizindeki kablolar ve enerji boru hatlarıyla ilgili bir dizi olayın sonuncusu olduğunu söyledi.

Finlandiya elektrik şebekesinin operasyon müdürü Arto Pahkin, kamu yayıncısı Yle’ye yaptığı açıklamada sabotaj ihtimalinin göz ardı edilemeyeceğini söyledi.

Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo ise kesintinin ülkenin elektrik arzını etkilemediğini söyledi. Orpo, “Yetkililer Noelde bile tetikte olmaya devam ediyor ve durumu araştırıyor,” diye yazdı.

Fingrid, Estonya’ya elektrik gönderen EstLink 2 kablosundaki akımın yerel saatle 12:26’da (TSİ 13:26) kesildiğini söyledi.

Baltık’ta İsveç ve Danimarka’yı birbirine bağlayan iki telekom kablosu da geçen ay kesilmişti.

Şüpheler hızla, izleme sitelerine göre kabloların kesildiği saatlerde kabloların üzerinden geçen Çin gemisi Yi Peng 3’e yönelmişti.

İsveç geçen pazartesi günü yaptığı açıklamada Çin’in savcıların gemiyle ilgili soruşturma yapma talebini reddettiğini ve geminin bölgeyi terk ettiğini söyledi.

Avrupalı yetkililer olayların birçoğunun Ukrayna savaşı ile bağlantılı sabotajlar olduğundan şüphelendiklerini söylüyorlar. Kremlin bu iddiayı “saçma” ve “gülünç” olarak nitelendirerek reddediyor.

İsveç’in Gotland adasından Litvanya’ya uzanan Arelion kablosu 17 Kasım günü erken saatlerde hasar görmüş, Helsinki ile Almanya’nın Rostock limanını birbirine bağlayan C-Lion 1 kablosu ise ertesi gün İsveç’in Oland adasının güneyinde kesilmişti.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Alman borsası Dax’ı 7 şirket kurtardı

Yayınlanma

Almanya’da, ABD’nin teknoloji devlerinden oluşan ve “muhteşem yedili” olarak adlandırılan şirketlere atıfla adlandırılan yedi şirket, ülke ekonomisini saran karamsarlığa meydan okuyarak bu yıl ülkenin borsasında güçlü bir yükseliş sağladı.

Financial Times’ın (FT) aktardığına göre, Frankfurt’ta 40 güvenilir şirketten oluşan bir endeks olan Dax, bu yıl yüzde 18,7 yükselerek Fransa ve Birleşik Krallık’taki göstergeleri geride bıraktı ve bölge genelindeki Stoxx Europe 600 endeksinin yüzde 4,8’lik kazancını da geride bıraktı.

Bu performans, Almanya’nın “trafik lambası” koalisyon hükümetinin, partilerin mali “borç freni” reformları üzerinde anlaşmaya varamamasının ardından kasım ayında çökmesi ve ülkenin şubat ayında erken seçime gitmesi ile zayıf iç büyüme ve siyasi çalkantılara rağmen geldi.

Dax bileşenleri kazançlarının dörtte birinden daha azını Almanya’dan elde ediyor ve bu da örneğin otomotiv devi Volkswagen’in on binlerce işçiyi işten çıkarma ve birkaç fabrikayı kapatma planları yaptığı sarsıntılara karşı bir “tampon oluşturmaya” yardımcı oldu.

Bu yılın borsa getirilerini yönlendiren yedi şirket arasında yazılım devi SAP, savunma şirketi Rheinmetall, Siemens, Siemens Energy, Deutsche Telekom ve sigortacılar Allianz ve Munich Re yer alıyor.

SAP tek başına Dax’ın kazancının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor ve ticari müşterilerini buluta geçirmesi sayesinde hisseleri yüzde 70’in üzerinde artış gösterdi.

SAP endekste, her ikisi de bu yıl zararda olan Volkswagen ve Mercedes-Benz’in de dahil olduğu otomotiv sektöründen daha büyük bir paya sahip.

SAP, piyasanın bu yıl yapay zekaya maruz kalan hisse senetlerine duyduğu büyük iştahtan yararlandı. Bu amaçla, Kuzey Amerikalı yatırımcıları ve analistleri daha fazla etkilemek için kazanç yayınlama zamanlarını Avrupa sabahlarından ABD piyasasının kapanışından sonraya aldı.

Alman devi, ekim ayında Avrupa’nın en büyük teknoloji şirketi olarak Hollandalı yarı iletken ekipman üreticisi ASML’nin yerini aldı.

Avrupa’da daha fazla savunma harcaması beklentilerinin artmasıyla bu yıl hisse değerleri yüzde 107 yükselen savunma şirketi Rheinmetall’in yanı sıra, yenilenebilir enerjiye yönelik artan talep nedeniyle yüzde 329 değer kazanan Siemens Energy de başı çekenler arasında.

2014 yılında Bayer ve BASF gibi ilaç ve kimya tekelleri ile Mercedes-Benz gibi otomotiv devleri borsada esas ağırlığı oluşturuyordu. 2024 itibariyle ise SAP ve Deutsch Telekom gibi teknoloji ve iletişim devlerinin yanı sıra Siemens, Airbus ve Allianz yer alıyor.

Goldman Sachs makro stratejisti Guillaume Jaisson, piyasanın “iki farklı hikaye” anlattığını, Wall Street’in muhteşem yedi teknoloji hissesine benzettiği piyasa liderlerinin, zayıf Çin tüketicisi ve potansiyel ABD gümrük tarifelerine karşı savunmasız olan bir grup ihracatçının önünde güçlendiğini söyledi.

Zayıflayan Avro da Almanya’nın ihracat odaklı pazarını destekledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English