Bizi Takip Edin

Amerika

Amazon’un gümrük vergisi hamlesi Beyaz Saray’ı kızdırdı

Yayınlanma

E-ticaret devi Amazon’un, Trump tarafınfan uygulanan gümrük vergilerinin maliyetini internet sitesindeki ürün fiyatlarının yanında göstermeyi düşündüğü ortaya çıktı. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, bu planı ‘düşmanca ve siyasi bir eylem’ olarak nitelendirdi. Amazon ise daha sonra bu düşüncenin sadece belirli bir bütçe bölümü için değerlendirildiğini ve uygulanmadığını açıkladı.

E-ticaret devi Amazon’un, ABD Başkanı Donald Trump tarafından uygulanan gümrük vergilerinin maliyetini internet sitesindeki ürün fiyatlarının yanında göstermeyi düşündüğü ortaya çıktı.

Punchbowl‘un haberine göre, Amazon bu şekilde müşterilere uygulanan vergiler nedeniyle ne kadar ek ödeme yapacaklarını göstermeyi ve fiyat artışlarının sorumluluğunu hükümet politikasına yüklemeyi amaçlıyordu.

Bu ek maliyetin, ürünün toplam fiyatının yanında gösterilmesi planlanıyordu.

Reuters‘ın aktardığına göre, Trump yönetimi Amazon’un bu düşüncesine sert tepki gösterdi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Amazon’un gümrük vergisi maliyetini ürün fiyatlarına dahil etme niyetinin düşmanca bir eylem olduğunu söyledi.

Leavitt, bu planlar hakkında Trump ile konuştuğunu ve Trump’ın Amazon’un eylemlerini “düşmanca ve siyasi bir eylem” olarak nitelendirdiğini belirtti.

Leavitt, “Biden yönetimi enflasyonu 40 yılın en yüksek seviyesine çıkardığında Amazon neden böyle eylemlere başvurmadı?” diye sordu.

Amazon’dan açıklama: Sadece bütçe odaklı birimi olan Amazon Haul için düşündük

Öte yandan dün Amazon’dan bir temsilci CNBC‘ye yaptığı açıklamada, Punchbowl‘un haberini esasen yalanladı.

Temsilci, şirketin vergilerin etkisini gösterme ihtimalini sadece bütçe odaklı birimi olan Amazon Haul için düşündüğünü, ana site için böyle bir planın hiçbir zaman olmadığını belirtti.

Amazon temsilcisi, “Aşırı düşük fiyatlara odaklanan Amazon Haul mağazamızı yöneten ekip, belirli ürünlerde ithalat ücretlerini belirtme olasılığını değerlendiriyordu,” dedi.

Temsilci, “Bu, ana Amazon sitesi için hiçbir zaman düşünülmedi ve Amazon’un hiçbir platformunda hiçbir şey uygulanmadı,” diye ekledi.

Trump, nisan ayının başlarında yüzde 10 ila yüzde 50 arasında değişen “karşılıklı” gümrük vergileri getireceğini duyurmuştu.

75’ten fazla ülkeden müzakere talebi aldıktan sonra ABD, bu vergilerin uygulanmasını 90 gün süreyle askıya aldı (çoğu ülke için yüzde 10 vergi uygulanacak).

Karşılık veren Çin için ise “karşılıklı” vergi oranı yüzde 125’e yükseldi (önceki vergilerle birlikte toplamda yüzde 145).

Beyaz Saray’ın Amazon’a yönelik siyasi çifte standardı

Geçmişte Amazon’un kurucusu Jeff Bezos ile Trump arasındaki ilişkiler gergindi. Ancak Bezos, Aralık ayında yaptığı bir açıklamada, Trump’ın ikinci dönemine iyimser baktığını ve onun daha sakin ve kendine güvenir hâle geldiğini düşündüğünü belirtmişti. Amazon, aynı ay Trump’ın yemin töreni fonuna 1 milyon dolar bağışta bulunmuştu.

Bezos, sahibi olduğu The Washington Post‘a yaptığı açıklamada, gazetenin fikir bölümünün yalnızca “kişisel özgürlükleri ve serbest piyasaları” savunan yazılar yayımlayabileceğini söylemişti.

Ancak bu durumun artık geçerli olmadığı görülüyor. Leavitt’e Bezos’un Trump destekçisi olup olmadığı sorulduğunda, “Bakın, Jeff Bezos ile olan görüşmeler hakkında konuşmayacağım, ancak size şunu söyleyebilirim ki bu, Amazon’un kesinlikle düşmanca ve siyasi bir eylemidir,” ifadesini kullandı.

Trump, milyarder arkadaşlarından hiçbirini kayırmadı. Aslında, çoğu, onun gümrük vergisi savaşında milyarlarca dolar kaybetti. Buna Elon Musk ve diğer teknoloji devleri de dahil.

Amazon, yeni vergilerin fiyatlarını nasıl etkilediğine dikkat çeken ilk mağaza değil.

Çin merkezli iki büyük hızlı moda markası Shein ve Temu da yakın zamanda büyük ücretler ekledi.

Temu’nun internet sitesindeki ödeme sayfasında yer alan yeni bir satır, her ürüne yaklaşık yüzde 145 ekleyen bir “ithalat ücreti” gösteriyor.

Amazon’un hisseleri bu yıl yüzde 15 düştü

Perakende devinin hisseleri, açıklamaların ardından piyasa öncesi işlemlerde yüzde 2’den fazla düştü.

Şirketin çevrimiçi satışlarının yaklaşık yüzde 60’ının gerçekleştiği üçüncü taraf platformundaki satıcılar, Çin ile yaşanan ticaret savaşından zarar gördü.

Pek çok satıcı Çin’de bulunuyor veya ürünlerini tedarik etmek ve bir araya getirmek için dünyanın en büyük ikinci ekonomisine bağımlı.

Satıcılar şimdi fiyatları artırma veya Trump’ın yeni vergilerinin ek maliyetlerini karşılama kararıyla karşı karşıya.

Birçok satıcı, kâr marjları çok düşük olduğu için işlerini bırakma riskiyle karşı karşıya.

Son birkaç yıldır depolama, nakliye, teslimat ve reklam ücretleri nedeniyle artan Amazon maliyetleriyle ve daha fazla satıcının getirdiği fiyat baskısıyla da uğraşmak zorunda kaldılar. Gümrük vergisi sorunu sadece daha fazla baskı ekledi.

Amazon’un hisse senedi fiyatı, piyasanın geri kalanını takip ederek bu yıl yüzde 15 düştü.

Şirket, önümüzdeki hafta ilk çeyrek gelirlerini açıklayacak.

Raporun iyi ya da kötü haber içermesine bağlı olarak hisseler ya yükselecek ya da düşecek.

Ayrıca, Jim Cramer konu hakkında yorum yaparak, “Amazon ürünlere gümrük vergisi maliyetleri koymuyor. Yalan bir hikaye…” dedi.

Piyasa yorumcusu, Trump’ın ABD piyasalarını etkileyebilecek her şeyden paniklediğini belirtti.

Amerika

Pentagon’un UFO sırrı: Komplo teorilerini ordu kendi uydurmuş

Yayınlanma

Pentagon bünyesinde kurulan ve UFO iddialarını araştıran özel bir birim, ABD’nin uzaylı teknolojilerini ele geçirdiğine dair komplo teorilerini incelerken şaşırtıcı bir sonuca ulaştı. Araştırmacılar, en az bir komplo teorisinin bizzat Pentagon tarafından, gizli askeri projeleri yabancı istihbarattan korumak amacıyla kasıtlı olarak uydurulduğunu tespit etti.

Pentagon bünyesinde kurulan ve “Tüm Alanlardaki Anomali Çözüm Ofisi (AARO)” olarak bilinen küçük bir departman, ABD’nin düşürülen UFO’ları incelediği veya uzaylılarla temas kurduğu yönündeki komplo teorilerini aylarca araştırdıktan sonra beklenmedik bir şekilde yine kendisine ulaştı.

Ofisin yaptığı araştırma, bu teorilerden en az birinin resmi olarak bizzat Pentagon tarafından uydurulduğunu ortaya çıkardı.

’51. Bölge’ efsanesi casusları yanıltmak için yaratıldı

1980’li yıllarda bir ABD Hava Kuvvetleri albayı, Nevada çölündeki çok gizli askeri tesis “51. Bölge” yakınlarındaki bir barın sahibiyle sohbete başladı.

Asker, pervasızca UFO’lar hakkında konuşarak bar sahibine uçan dairelere ait fotoğraflar bile verdi. Bar sahibi de bu fotoğrafları barının duvarlarına asarak, Amerikan ordusunun bir uzaylı gemisini düşürdüğü ve şimdi de uzaylı teknolojilerini test ettiği efsanesini başlattı.

AARO’nun araştırması, “geveze” albayın bara kasıtlı olarak gönderildiğini ve kendisine sahte uçan daire fotoğrafları verildiğini ortaya çıkardı.

Asıl amaç, o dönem için yeni bir teknoloji olan “stealth” (hayalet) teknolojisine sahip uçakların gizli üste yapılan testlerini örtbas etmekti.

Gerçekten de F-117 hayalet avcı uçağının tasarımı, dünya dışı bir görünüme sahipti. Bu durum, orduya yabancı istihbaratı yanıltmak için bir fikir verdi.

Plana göre, eğer yerel halktan biri sıradışı bir uçak görür ve bu konuda konuşmaya başlarsa, bu durum yabancı istihbarat servislerinin dikkatini çekebilirdi. Ancak casuslar, “bardaki fotoğraftakine benzer” bir UFO gördüğünü söyleyen kişilerin anlattıklarını ciddiye almayacaktı.

Nükleer füzeleri uzaylılar değil, gizli bir deney durdurdu

AARO, bir zamanlar UFO araştırmacıları arasında büyük yankı uyandıran bir başka gizemi daha çözdü. 1967’de Montana’da Hava Kuvvetleri Yüzbaşısı Robert Salas, on adet nükleer füzeyi kontrol eden bir sığınakta nöbet tutuyordu.

Görevi, SSCB’nin olası bir nükleer savaşı başlatması durumunda misilleme emri vermekti. Akşam saat sekiz sularında güvenlik noktasından bir telefon aldı: Kapıların üzerinde gizemli, kırmızımsı-turuncu parlayan oval bir cisim belirmişti. Bu aramadan kısa bir süre sonra füzelerin kontrolü geçici olarak devre dışı kaldı.

Üstleri, olay hakkında sessiz kalmasını emretti. 1990’larda olayın tanıkları emekli olunca konuşmaya başladı ve Yüzbaşı Salas, nükleer savaşı önlemek için uzaylıların füzelere müdahale ettiğine inanmaya başladı.

Ancak AARO, Pentagon arşivlerinde bu anomaliye dair tamamen dünyevi bir açıklama buldu. Bilim insanları, Sovyet füzelerinin ABD’ye ulaşması halinde ortaya çıkacak bir elektromanyetik darbenin (EMP), Amerikan füzelerinin kontrol sistemini devre dışı bırakmasından ve misilleme saldırısını imkansız hale getirmesinden endişe ediyordu.

Ekipmanın ne kadar güvenli olduğunu test etmek için bir deney yapıldı. Montana’daki üsse, nükleer bir patlama olmadan elektromanyetik darbe üreten özel bir jeneratör kuruldu. Bu jeneratör, enerji toplarken parlamaya başlıyor ve ardından darbeyi serbest bırakıyordu.

Deney, bilim insanlarının endişelerini doğruladı. Ancak bu bilginin herhangi bir şekilde sızması, SSCB’nin ilk saldırısıyla Amerika’nın nükleer cephaneliğinin devre dışı kalacağını ve bir karşı saldırının olmayacağını öğrenmesine olanak tanıyacaktı. Bu nedenle, konuyu bilenlerin sayısını sınırlı tutmak için Yüzbaşı Salas ve diğer tanıkların deney hakkında bilgilendirilmemesine karar verildi.

Hava kuvvetleri içinde yıllarca süren ‘uzaylı’ şakası

AARO tarafından incelenen bir başka vakada ise Amerikan askerlerinin kendi meslektaşlarına on yıllardır nasıl şakalar yaptığı ortaya çıktı.

AARO, oryantasyon brifingleri sırasında subayların kendilerine “yerçekimi karşıtı manevra aracı” yazılı, uçan daireye benzer bir şeyin fotoğrafını gösterdiği Hava Kuvvetleri personeline ulaştı.

Subaylar, ciddi bir yüz ifadesiyle, “Mesele şu ki, ABD’de ‘Yankee Blue’ adında bir UFO tersine mühendislik programı var. Ama idam tehdidi altında bu konuyu asla kimseye anlatmamalısınız,” diyorlardı.

Ardından, şaşkın havacıya gizlilik sözleşmesi imzalatarak, ihlali halinde en ağır ceza olan idamla cezalandırılacağı uyarısında bulunuyorlardı. Tüm bunların subayların kişisel bir girişimi olduğu ve kimsenin bir daha “Yankee Blue” hakkında bir şey duymadığı anlaşıldı.

2023 baharında ABD Savunma Bakanlığı, bu tür şakaların durdurulmasını talep eden bir genelge yayımladı. Fakat bunların sadece bir şaka mı, yoksa bir zamanların gizli askeri projelerini örtbas etmeye yönelik başka bir plan mı olduğu tam olarak anlaşılamadı.

Okumaya Devam Et

Amerika

Trump yönetiminin göçmen baskınlarında belirsizlik dönemi

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump geçen cuma sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda, yönetiminin “göçmenlere yönelik çok agresif politikasının” çiftliklere ve konaklama sektörüne zarar verdiğini kabul etti.

Trump, değişiklikler ve bu konuya “sağduyulu” bir yaklaşım sözü vererek, hükümet verilerine göre işçilerin yaklaşık %50’sinin kaçak olduğu bir sektörde faaliyet gösteren çiftlik sahiplerinin değerli çalışanlarını kaybetmek istemediğini söyledi.

Trump’ın açıklamaları, ülke çapında belgesiz çalışanları hedef alan işyeri göçmenlik baskınlarının yoğunlaşmasının ardından geldi. Bu baskınlar, geçen hafta Los Angeles ve diğer şehirlerde protestolara yol açmıştı.

Beyaz Saray “sınır çarı” Tom Homan, geçen hafta başında, yönetimin belgesiz göçmenleri istihdam eden ABD şirketlerine yönelik denetimleri artırmayı planladığını söylemişti.

İşyerlerine yapılan baskınlar ve daha sert önlemler alınacağına dair vaatler, çalışanların gözaltına alınması veya korkudan işe gitmemesi nedeniyle işletmelerin yasal sorunlara ve işçi eksikliğine hazırlıklı olmasını gerektirdi.

Et işleme devi Smithfield, göçmenlik denetimlerinin işgücünün bir kısmını veya faaliyetlerini aksatabileceği uyarısında bulundu. Benzer şekilde, Doordash da göçmenlik denetimlerinin Dasher çalışanlarının sayısını azaltabileceğini söyledi.

Trump yönetiminin vize programlarını azaltmasıyla birlikte, ABD işgücü son birkaç ayda kısmen sınır dışı edilmeler ve göçmen sayısındaki azalma nedeniyle zaten küçülmüştü. 

İktisatçılar, göçün azalmasının işçi eksikliğinin norm haline gelmesine ve ABD’nin iktisadi büyümesinin yavaşlamasına yol açabileceğini öngörüyor.

Bu arada, sektör grupları, geçici işçilerin ABD’ye girişine izin veren vize programlarının genişletilmesi için Kongre üyelerine baskı yapıyor. Beyaz Saray daha önce, tarım, konaklama ve turizm sektörlerinde çalışan işçilere daha fazla vize vermek istediğini açıklamıştı.

Tarım Bakanı Brooke Rollins, pazar günü sosyal medya platformu X’te, yönetimin “Amerikan hanelerinin istikrarlı ve YASAL bir tarım işgücüne bağlı olduğunu kabul ederek, ‘Çiftçiler Önce’ yaklaşımını tutarlı bir şekilde ilerlettiğini” yazdı.

Bakan, “Gıda tedarikimizde ciddi aksaklıklar Amerikalıları zarar verecektir. Bu karmaşaya girmemiz on yıllarımızı aldı ve bu durumdan çıkmamızı sağlayacak şekilde sınır dışı işlemlerine öncelik veriyoruz,” diye ekledi.

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberine göre, küçük aile işletmeleri ve Coca-Cola gibi tüketim malları devleri, göçmenlere yönelik baskının kendilerini müşterilerinden mahrum bıraktığından şikayet ediyor.

Hispanik kökenli insanlarsa, baskınların odağındaki Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) ajanları ile karşılaşma korkusuyla mağazalara gitmeyi azaltıyor.

Amerika Birleşik Çiftçi İşçileri Sendikası (UFW), tarım işçilerinin çalıştığı yerlere yönelik göçmen baskınlarının “askıya alındığı” haberlerine şüpheyle yaklaştı. UFW cuma günü yaptığı açıklamada, “Sınır Devriyesi ve Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Birimi (ICE) çiftçi işçilerinin yaşadığı mahalleleri basarak kaos ortamı yaratıp keyfi tutuklamalar yapmaya devam ettiği sürece, çiftçi işçileri avlamaya devam edecek,” dedi.

Sendika, Trump’a “çalışkan Kaliforniyalılara yönelik baskınları durdurması” çağrısında bulundu.

Cuma günü Trump “yumuşama” sinyalleri verirken, pazar günü tavrını sertleştirdi. Demokrat liderlere yönelik sert eleştirilerinde Başkan Trump, “Amerika’nın en büyük şehirlerinde yasadışı göçmenleri gözaltına alma ve sınır dışı etme çabalarını genişletmek” istediğini söyledi.

Truth Social gönderisinde, “GERÇEK Amerikalılar” olarak adlandırdığı kişilerle, uzun bir “günah, ahlaksızlık ve genel ahlaki kusurlar” listesi ile suçladığı “Radikal Sol Demokratlar” arasında ayrım yapmaya çalıştı.

Cumartesi günü ABD çapında şehir ve kasabalarda “Kral İstemiyoruz” sloganı ile Trump karşıtı yaygın protestoların düzenlenmesi Başkanı kızdırmışa benziyor.

Organizatörlerin ülke çapında 5 milyondan fazla kişinin katıldığı söylediği protestolar, Trump’ın 79. doğum gününe denk gelen ABD ordusunun 250. yıldönümü için Washington’da düzenlenen askeri geçit töreniyle aynı zamanda gerçekleşti.

Trump, “ICE memurlarına, bu [Social] TRUTH bildirisiyle, tarihin en büyük toplu sınır dışı etme programını gerçekleştirmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaları emredilmiştir,” dedi.

Başkan, “Federal hükümetimiz, yabancıların geldikleri yerlere geri gönderilmesine ve Amerika Birleşik Devletleri’nin iç huzurunu bozan HERHANGİ BİR KİŞİNİN ülkeye girişine izin vermemeye odaklanmaya devam edecektir,” diye yazdı.

Trump, ICE ve sınır devriyelerine hedef olarak Demokrat ağırlıklı eyalet ve kentler olan Los Angeles, Chicago ve New York’u gösterdi.

2024 yılında kırsal bölgelerde büyük bir zafer kazanan Trump, büyük ABD kentlerinin “Demokratların güç merkezinin kalbi” olduğunu ve bu kentlerde “yasadışı göçmenleri kullanarak seçmen tabanını genişletmek, seçimlerde hile yapmak ve refah devletini büyütmek için çalışkan Amerikan vatandaşlarının iyi maaşlı işlerini ve sosyal haklarını ellerinden aldıklarını” söyledi.

Okumaya Devam Et

Amerika

Temyiz mahkemesinden Trump’a Ulusal Muhafızlar desteği

Yayınlanma

ABD’de temyiz mahkemesi, Donald Trump’a Kaliforniya Ulusal Muhafızlar kontrolünü eyalet valisine iade etmesini emreden bir kararı geçici olarak durdurdu.

ABD Dokuzuncu Daire Temyiz Mahkemesi, daha önce federal hükümetin Ulusal Muhafız birliklerini Los Angeles’a sevk etmesini geçici olarak yasaklayan bir alt mahkeme kararını durdurdu.

Temyiz mahkemesi, Trump’ın göçü durdurma ve Kaliforniya’daki Ulusal Muhafızları federalleştirerek protestoları bastırma çabalarını baltalamakla tehdit eden bir kararı askıya aldı.

Alt mahkemenin kararının geçerli olup olmayacağına karar vermek için 17 Haziran’da başka bir duruşma yapılacak.

Ulusal Muhafızların federalleştirilmesini kısa süreliğine yasaklayan San Francisco bölge mahkemesi yargıcı Charles Breyer, ABD başkanının “eylemlerinin yasadışı olduğunu, hem yasal yetkisini aştığını hem de federalizm kavramını tanımlayan ABD Anayasası’nın Onuncu Maddesini ihlal ettiğini” söylemişti.

Trump’ın emirlerine şiddetle karşı çıkan Kaliforniya Valisi Gavin Newsom, temyiz mahkemesinin kararının ardından gazetecilere, Breyer’in kararının kalacağından “emin” olduğunu savunmuştu.

Newsom, daha önce başkanın “orduyu kendi vatandaşlarına karşı kullanma eyleminin demokrasimizi tehdit ettiğini ve bizi otoriterliğe tehlikeli bir şekilde yaklaştırdığını” uyarmıştı.

Temyiz mahkemesinin kararı, mahkemenin nihai olarak Trump’ın görüşüne katıldığı anlamına gelmiyor ama şimdilik Ulusal Muhafızların komutasını başkanın elinde bırakıyor.

Trump, göçmen baskınları nedeniyle çıkan protestolara yanıt olarak geçen cumartesi günü Ulusal Muhafızları çağırmış, ardından pazartesi günü de ABD Deniz Piyadelerine, Muhafızları destekleme emri vermişti.

700 kişilik bir ABD Deniz Piyade taburunun bugün (13 Haziran) gelmesi bekleniyor. Bu, ABD içinde sivil polis operasyonlarını desteklemek için askeri güçlerin olağanüstü bir şekilde kullanılması anlamına geliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English