Bizi Takip Edin

Diplomasi

G7 zirvesinde gündem Ukrayna, İsrail ve ticaret savaşları

Yayınlanma

Kanada’da bugün (16 Haziran) başlayan G7 zirvesinde masada Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail’in İran’a yönelik saldırıları ve Trump’ın tarife savaşları yer alıyor.

Bugün Kanada’nın Alberta eyaletinde başlayan zirvede ABD Başkanı Donald Trump ve Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya ve Birleşik Krallık’tan dünya liderlerinin İsrail ile İran arasındaki mevcut çatışmanın yanı sıra dünya ticareti hakkında görüşmeleri bekleniyor.

AB liderleri, ABD Başkanı Donald Trump’ı küresel ticaret savaşını durdurmaya ikna etmenin G7 zirvesinin en önemli öncelikleri arasında olduğunu söylediler.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Konseyi Başkanı António Costa pazar günü Trump’a gümrük vergileriyle küresel ekonomiye zarar vermeyi durdurması çağrısında bulundular.

Kanada’da düzenlenen G7 liderleri zirvesinin ilk basın toplantısında Costa ile birlikte gazetecilere konuşan Leyen, “Aramızdaki ticareti adil, öngörülebilir ve açık tutalım. Hepimiz korumacı önlemlerden kaçınmalıyız; bu, G7’nin piyasalara ve dünyaya verebileceği önemli bir mesajdır,” dedi.

”G7 ortakları arasında açık bir tartışma, aramızda istikrar ve öngörülebilirlik duygusunun yeniden tesis edilmesi” çağrısında bulunan von der Leyen, Brüksel’in Washington ile ticaret ateşkesi için müzakereleri sürdürdüğünü vurguladı.

Costa ise, AB’nin aynı anda bir ticaret savaşı vermek zorunda kalırsa, Trump’ın istediği gibi savunma harcamalarını artıramayacağını savundu.

Costa, “Ekonomide belirsizlik yaratmanın, ticarette sorunlar yaratmanın doğru zamanı değil, çünkü ekonomik temellerimizi güçlendirmemiz gerekiyor, ABD de ekonomik temellerini güçlendirmeli,” dedi.

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Kanada’ya giderken gazetecilere, zirvede Ukrayna, İsrail ve ticaret savaşları konuları ile ilgili “yoğun tartışmalar” olacağını söylerken, “Başkan Trump ile iyi ilişkilerinden” de bahsetti.

Politico’ya konuşan bir İngiliz hükümet yetkilisi, Birleşik Krallık’ın savunma harcamalarını artırma taahhüdünün Starmer’ı Trump’ı Ukrayna’ya daha fazla destek sağlamaya ikna etmek için daha iyi bir konuma getirdiğini ve bunun da Starmer’ın bu G7 zirvesinde diğer liderler arasında “köprü” görevi görebileceği anlamına geldiğini söyledi.

Yetkili, “Trump ile ilişkisi son derece kişisel. O, bire bir anlaşmalar yapmayı seviyor ve bu nedenle kişisel ilişkiler çok önemli,” diye ekledi. 

Bir üst düzey İngiliz yetkili, başarılı “sempati toplama hücumunun” Starmer’ın “yüksek IQ ve EQ”sunun, aylarca süren hazırlık ve planlamayla birleşmesinin sonucu olduğunu söyledi.

Trump, Starmer’dan birçok kez övgüyle bahsetmiş ve ikili, genel gümrük vergilerini azaltmak için bir anlaşmaya varmış olsalar da, gerçek hayatta bunun getirisi henüz görülmedi.

Londra hükümeti pazar günü, ABD’nin İngiliz çelik ve otomobillerine uyguladığı gümrük vergilerinden muafiyet elde etme takvimini erteledi ve haftanın sonlarına çekti.

Ticaret Bakanı Jonathan Reynolds, daha önce milletvekillerine yazılı bir açıklama yapacağını ve pazartesi günü ABD sığır eti ve etanolün pazara erişimine ilişkin yasa tasarısını meclise sunacağını söylemişti. İngiliz yetkililer şimdi Reynolds’un salı günü parlamentoya bilgi vereceğini umuyor.

Starmer, Kanada’ya giderken gazetecilere yaptığı açıklamada, iki tarafın “anlaşmayı imzaladığını ve şu anda uygulama aşamasında olduğunu, bu aşamada yeni bir el sıkışmasının gerekmediğini” söyledi ve “el sıkışmaları çok olacak” diye de ekledi.

Öte yandan G7 masasında bu iddiada bulunan tek Avrupalı lider Starmer değil. Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, on yıldır Trump ile uğraşıyor ve kendini Avrupa’nın en kıdemli politikacısı olarak görüyor. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ise kendini ideolojik olarak Trump ile aynı çizgide görüyor ve onun “MAGA ekosistemi” ile derin bağlantıları var.

G7 zirvesi öncesinde Rusya’ya yönelik yeni yaptırımların uygulanması konusunda daha aktif bir tutum sergileyen taraf AB oldu. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya’nın petrol fiyat tavanının 60 dolardan 45 dolara indirilmesini istedi. İngiliz yetkililer, İngiltere’nin de bu çabayı desteklediğini açıkladı.

İsrail’in İran’a yönelik saldırıları ile başlayan yeni gerilim de zirvenin gündemleri arasında. Saldıran taraf İsrail olmasına rağmen, Leyen Kanada’da yaptığı açıklamada İran’ı suçladı.

Gazze’deki saldırıları nedeniyle İsrail’i eleştiren Leyen, yeni çatışmanın sorumluluğunu İran’a yükleyerek, BM nükleer denetim kuruluşunun hafta başında Tahran’ın yükümlülüklerini yerine getirmediğini tespit ettiğini ileri sürdü.

G7 zirvesinde, Tahran’ın Moskova’ya sattığı insansız hava araçlarının saldırısına uğrayan Ukrayna’nın yanı sıra İran krizi de ele alınmalı diyen Leyen, “Aynı tip İran tasarımı ve üretimi insansız hava araçları ve balistik füzeler, Ukrayna ve İsrail’deki şehirleri ayrım gözetmeksizin vuruyor. Bu nedenle, bu tehditler birlikte ele alınmalıdır,” diyerek Kiev’den Tel Aviv’e uzanan bir hat çizdi.

Avrupa Konseyi Başkanı Antonio Costa da Leyen ile birlikte yaptığı açıklamada, “diplomasiye alan açmanın” ve “İsrail ile İran arasındaki gerginliğin azalması için fırsat vermenin” zamanı geldiğini söyledi.

Diplomasi

Yeni ABD-Çin ticaret anlaşması nasıl olacak?

Yayınlanma

İki rakip ekonomi arasındaki ticaret ateşkesinin sona ermesine sadece birkaç hafta kala, ABD-Çin anlaşmasının Donald Trump’ın ilk dönemindeki birinci aşama ticaret anlaşmasıyla benzerlikler taşıyacağı tahmin ediliyor

2019-2021 yılları arasında Donald Trump’ın dışişleri bakan yardımcısı olan Stephen Biegun, çarşamba günü Aspen Güvenlik Forumu’nda yaptığı açıklamada, anlaşmanın “genel hatlarıyla 2017-2020 yılları arasında müzakere edilen birinci aşama ticaret anlaşmasına çok benzeyeceğini ve bunun merkezinde ABD’nin tarım ve sanayi ürünlerinin önemli miktarda satın alınmasının yer alacağını” söyledi.

2020’de imzalanan anlaşma uyarınca Çin, 2017 seviyelerine kıyasla iki yıl içinde 200 milyar dolarlık ek Amerikan mal ve hizmeti satın almayı kabul etmişti. Anlaşmanın büyük bir kısmı, kısmen anlaşmanın imzalanmasından kısa süre sonra başlayan Covid-19 salgınının yol açtığı ekonomik yıkım nedeniyle gerçekleşmedi.

Trump yetkilileri, çeşitli derecelerde, anlaşmayı yeniden canlandırma isteğini dile getirdiler. İkinci döneminin ilk gününde, ABD başkanı, Çin’in anlaşmaya uyumunu gözden geçirmeyi emreden bir başkanlık kararnamesi imzaladı.

Mevcut ticaret müzakerelerini yöneten ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Pekin’in taahhütlerini yerine getirmemesini “dikkate alınması gereken” bir husus olarak nitelendirdi ve birinci aşama anlaşmasını mevcut müzakereler için bir “yol haritası” olarak nitelendirdi.

Biegun, bu kez neden benzer bir çerçeve beklediğini açıklarken, Çinli yetkililerin “ABD-Çin ticaret ilişkilerinde en azından geçici bir denge” sağlamak için “belirli bir bedel ödemek” zorunda olduklarını kabul ettiklerini söyledi.

Biegun, “[ABD] başkanı, müttefikler de dahil olmak üzere dünyanın herhangi bir ülkesiyle ikili ilişkilerdeki ekonomik adaleti ölçmek için tek kriter olarak ticaret dengesini kullanıyor” dedi. “Çin’in durumu da farklı değil” diye ekledi.

Biegun, yeni anlaşma kapsamında Çin mallarına uygulanacak nihai gümrük vergisi oranının, Trump’ın diğer birçok ülke için önerdiği yaklaşık yüzde 10’u aşmasının muhtemel olduğunu da sözlerine ekledi.

Biegun ayrıca, yeni anlaşmanın endüstriyel kapasite fazlası gibi uzun süredir devam eden ABD şikayetlerini doğrudan ele almasının “çok daha az olası” olduğunu da belirtti. Ancak Washington’un diğer ticaret ortaklarıyla yürüttüğü müzakerelerin Pekin’i reformları kabul etmeye zorlayabileceğini söyledi.

“Trump yönetiminin dünya çapındaki ticaret ortaklarıyla yürüttüğü bu müzakerelerde, Çin’den transit geçen mallara daha yüksek gümrük vergileri uygulanmasına ilişkin standart bir hüküm var. Böylece Çinliler, ABD ekonomisine girmek için arka kapıları kullanamayacak” ifadelerini kullandı.

Pekin ve Washington, 90 günlük ticaret ateşkesi’nin son aşamasında ve daha kalıcı bir anlaşmaya varmak için 12 Ağustos’a kadar süreleri var. Bu yılın başlarında Trump yönetimi, Çin mallarına uygulanan gümrük vergilerini yüzde 145’e kadar yükseltti ve Pekin de buna kendi gümrük vergilerini artırarak yanıt verdi. Ancak her iki ülke de mayıs ayında Cenevre’de yapılan toplantının ardından gerginliği azalttı.

O zamandan beri görüşmeler ilerledi. Haziran ayında Londra’da yapılan ikinci tur görüşmelerde, her iki taraf da yarı iletkenler ve nadir toprak minerallerine yönelik ihracat kontrollerini hafifletme konusunda anlaşmaya vardı.

Salı günü Bessent, Bloomberg TV’ye verdiği demeçte, iki ülkenin önümüzdeki haftalarda yapılması beklenen toplantı öncesinde “çok iyi bir noktada” olduğunu ve ağustos son tarihinin esnek olabileceğini belirtti.

Bu hafta başında, çip üreticisi Nvidia CEO’su, ABD hükümetinin Çinli firmalara gelişmiş H20 AI çiplernin satış lisanslarının verileceğini garanti ettiğini söyledi. Bessent, Bloomberg röportajında bu gelişmeyi doğruladı.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

New York’ta gayriresmi Kıbrıs görüşmeleri başladı

Yayınlanma

Kıbrıs meselesinde taraflar New York’ta beş taraflı gayri resmi bir toplantı için bir araya geldi.

Çarşamba günü düzenlenen akşam yemeğine Yunanistan, Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye, Birleşik Krallık, Kuzey Kıbrıs ve BM temsilcileri katıldı ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da hazır bulundu.

Ana oturum bugün daha geniş kapsamlı bir gayri resmi toplantı ve çalışma yemeği ile başladı.

Toplantıya katılmayanlar arasında dikkat çeken isim, AB’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Johannes Hahn oldu. Hahn’ın toplantıya davet edilmemesi, AB’nin herhangi bir anlaşmanın Avrupa hukukuna uygun olmasını sağlamakla yükümlü olmasına rağmen, Türkiye’nin AB’nin bu konuda hiçbir rolü olmadığı yönündeki tutumunu vurguluyor.

Türkiye, uzun süredir var olan iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çerçevesinin dışında bir iki devletli çözümde ısrar ediyor. Bu yaklaşım, Yunanistan ve Kıbrıs tarafından kesin bir şekilde reddediliyor.

Londra’nın tutumu esnek olmakla birlikte, resmi olarak her iki toplum ve garantör güçlerin uzlaşmasına bağlı görünüyor.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Giorgos Gerapetritis’in BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Birleşik Krallık Avrupa’dan Sorumlu Devlet Bakanı Stephen Doughty ile görüşmesi planlanıyor.

Fidan ile ikili bir görüşme henüz belirlenmedi, fakat katılımcıların programlarının çakışması nedeniyle mümkün olabilir.

Görüşmelerin, potansiyel güven artırıcı önlemler (CBM) üzerinde odaklanması bekleniyor.

Bunlar arasında dört yeni geçiş noktasının açılması, Gençlik ve İklim Değişikliği komitelerinin kurulması, tampon bölgeye güneş panelleri yerleştirilmesi ve mezarlıkların restore edilmesi yer alıyor.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Almanya ve Britanya’dan tarihi savunma antlaşması

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Brexit sonrası ilişkilerin daha geniş çaplı bir yeniden düzenlenmesi kapsamında, iki ülkenin silahlı saldırı durumunda birbirlerine yardım etme taahhüdünü içeren yeni bir savunma antlaşması imzaladı.

Merz, İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasından duyduğu üzüntüyü açıkça dile getirmiş ve Almanya ile İngiltere arasındaki işbirliğini derinleştirmek istediğini belirtmişti.

Starmer, anlaşmanın Donald Trump’ın ticaret savaşları ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı gibi zorluklarla karşı karşıya olan Birleşik Krallık ve Almanya’yı “her zamankinden daha yakınlaştıracağını” söyledi.

Starmer, bugün (17 Temmuz) Londra’daki Victoria ve Albert Müzesinde düzenlenen imza töreninden önce ofisi tarafından dağıtılan açıklamada, “Bu antlaşma, sadece bugüne kadar kaydettiğimiz ilerlemeyi ve paylaştığımız tarihi simgelemekle kalmıyor. Bu antlaşma, ortak sorunları çözmek ve ortak güçlerimize yatırım yapmak için daha ileriye gitmemizin temelini oluşturuyor,” diye ekledi.

Merz’in İngiliz başkentine yaptığı ziyaret, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Brexit’ten bu yana bir Avrupa lideri olarak İngiltere’ye yaptığı ilk devlet ziyaretinden bir hafta sonra gerçekleşti ve İngiliz-Fransız ilişkilerinin ısınmasına katkıda bulundu.

Alman yetkililere göre, Almanya ve Britanya’nın karşılıklı savunma taahhüdü, hem giderek saldırganlaşan Rusya’ya hem de Avrupa müttefikleri arasında ABD’nin NATO askeri ittifakına bağlılığı konusunda artan endişelere bir tepki niteliğinde.

Yetkililer aynı zamanda, bunun NATO’nun kuruluş antlaşmasının merkezinde yer alan ve 5. madde olarak bilinen kolektif savunma ilkesinin yerine geçmesi amaçlanmadığını vurguladı.

Londra hükümetinden yapılan açıklamaya göre, Starmer ve Merz perşembe günü, önümüzdeki on yıl içinde yeni bir uzun menzilli füze sistemi olan Deep Precision Strike (Derin Hassas Vuruş) kabiliyetini teslim etme taahhüdünde de bulunuyorlar.

Bu füzenin menzili 2.000 kilometreden fazla olacak ve Britanya başbakanlık ofisi, bunun “önemli endüstriyel yatırımlar” yoluyla İngiltere ve Avrupa savunma sektörlerini güçlendirmeye yardımcı olacağını söyledi.

Yeni anlaşma, ticaret, ulaştırma ve göçle ilgili taahhütler de içeriyor. Starmer’in ofisi, antlaşmanın yanı sıra Almanya’nın Birleşik Krallık’a düzensiz göçü kolaylaştırmayı yasadışı hale getirmeyi taahhüt etmesinin beklendiğini ve yasa değişikliğinin yıl sonuna kadar kabul edileceğini açıkladı.

Starmer’in sözcüsü Tom Wells Londra’da gazetecilere verdiği demeçte, anlaşma ile Birleşik Krallık ve Almanya arasında okul grupları için vizesiz seyahat imkanı sağlanacağını da söyledi.

Merz’in CDU/CSU parlamento grubunun dış politika sözcüsü Jürgen Hardt, perşembe günkü toplantının “belirsizliğin hakim olduğu bir dünyada güçlü bir sinyal” verdiğini ve yeni anlaşmanın “tüm Avrupa’yı daha güvenli, daha hareketli ve daha müreffeh hale getirmeye” yardımcı olacağını söyledi.

Hardt, e-posta ile yaptığı açıklamada, “Bu antlaşma ile Brexit’in geride bıraktığı pürüzleri gideriyoruz. Böylece, iktisadi politika ve ticaret politikası alanında olduğu kadar savunma alanında da Birleşik Krallık ile AB arasında daha fazla yakınlaşma için önemli bir ivme sağlıyoruz,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English