Bizi Takip Edin

AMERİKA

Apollo, Intel’e “multi-milyar dolarlık” yatırım teklif edecek

Yayınlanma

Bloomberg’in konuyla ilgili bilgi sahibi kişilerden aktardığına  göre, dev varlık yönetimi tekeli Apollo Global Management, çip üreticisinin “geri dönüş” stratejisine güvenoyu anlamına gelecek bir hareketle Intel şirketine milyarlarca dolarlık bir yatırım yapmayı teklif etti.

Gizli bilgiler nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen bir kişi, alternatif varlık yöneticisinin son günlerde Intel’e 5 milyar dolar kadar hisse senedi benzeri bir yatırım yapmaya istekli olduğunu belirttiğini söyledi.

Söz konusu kişiler, Intel yöneticilerinin Apollo’nun teklifini değerlendirdiklerini söyledi. Apollo’nun potansiyel yatırımının boyutunun değişebileceğini ya da görüşmelerin kesilebileceğini söylediler.

Konuyla ilgili bilgi sahibi kişilerin cumartesi günü yaptığı açıklamaya göre bu gelişme, San Diego merkezli Qualcomm şirketinin Intel’i devralma teklifinde bulunmasının ardından geldi ve şimdiye kadarki en büyük birleşme ve satın alma anlaşmalarından birinin gerçekleşmesi ihtimalini artırdı. Her iki anlaşma da henüz sonuçlanmadı.

Zordaki Intel’e doping: Pentagon’dan 3,5 milyar dolarlık çip ihalesi

İcra Kurulu Başkanı Pat Gelsinger yönetimindeki Intel, kendini yeniden yapılandırmak ve yeni ürünler, teknoloji ve dış müşteriler kazanmak için pahalı bir plan üzerinde çalışıyor.

Yine de şirketin satışları üst üste üçüncü yılında da azaltmaya devam ediyor ve hisseleri bu yıl %50’den fazla değer kaybetti. Apollo bugün en çok sigorta, satın alma ve kredi stratejileriyle tanınıyor olsa da, firma 1990’larda sıkıntılı şirketlere yatırım uzmanı olarak işe başladı.

Intel’in hisseleri pazartesi günü New York’ta piyasa öncesi işlemlerde %5’e kadar yükseldi. Hisse senedi cuma günü %3,3 artışla 21,84 dolardan kapanmış ve şirkete 93,4 milyar dolarlık bir piyasa değeri kazandırmıştı.

Gelsinger’in geri dönüşü hızlandırmak için bir dizi duyuru yapmasının ardından şirketin hisseleri geçen hafta sıçrama yaptı. Bunlar arasında Amazon’un Amazon Web Services bulut birimi ile özel bir yapay zeka yarı iletkenine ortak yatırım yapmak için milyarlarca dolarlık bir anlaşma ve zor durumdaki üretim işini tamamen sahip olunan bir yan kuruluşa dönüştürme planı yer alıyordu.

Intel ayrıca Almanya ve Polonya’daki yeni fabrika planlarını şimdilik rafa kaldırmak da dahil olmak üzere bazı projelerini geri çekeceğini söyledi.

Intel, mali sorunlar nedeniyle Polonya ve Almanya’daki fabrika inşaatlarını erteledi

Intel ve Apollo’nun halihazırda bir ilişkisi var. California merkezli Intel, haziran ayında İrlanda’daki bir fabrikayı kontrol eden bir ortak girişimdeki hissesini 11 milyar dolara Apollo’ya satmayı kabul ederek fabrika ağını büyük ölçüde genişletmek için daha fazla dış finansman sağlamıştı.

Apollo’nun çip üretimi alanında başka deneyimleri de var. Geçen yıl New York merkezli firma, Western Digital şirketine 900 milyon dolarlık bir yatırım yapmayı ve dönüştürülebilir imtiyazlı hisse senedi satın almayı kabul etmişti.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English