Bizi Takip Edin

AVRUPA

‘Avrupalı şirketler Çin’deki pozisyonlarını sorguluyor’

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis Pekin’de yaptığı konuşmada, Çin ile AB arasındaki ilişkilerin ‘bir yol ayrımında’ olduğu ve Çin’in Ukrayna konusunda Rusya’ya verdiği destek ve ‘ayrımcı’ ticaret kuralları nedeniyle iki tarafın ‘birbirinden uzaklaşabileceği’ uyarısında bulundu.

Dombrovskis, Çin’in tutumunu değiştirmemesi durumunda ‘AB’den yatırım ve ticareti kaybedebileceği’ tehdidini dile getirdi. Komiser, Tsinghua Üniversitesinde geleceğin Çinli liderlerine ‘açıklığa’ öncelik vermeleri çağrısında bulundu.

Dombrovskis, “Bir dönüm noktasında bulunuyoruz. Karşılıklı fayda sağlayan ilişkilere doğru bir yol seçebiliriz. Açık, adil ticaret ve yatırıma dayanan ve zamanımızın büyük zorlukları üzerinde el ele çalışan bir yol. Ya da bizi yavaş yavaş birbirimizden uzaklaştıran bir yol seçebiliriz. Son on yıllarda elde ettiğimiz ortak faydaların zayıfladığı ve kaybolduğu bir yol. Bunun sonucunda da insanlarımız ve ekonomilerimiz daha az fırsatla karşı karşıya kalır,” dedi.

Çin’in ekonomik başarısının ‘küreselleşme üzerine inşa edildiğini’ ve AB tüketicilerinin yüz milyonlarca insanı yoksulluktan kurtaran malları satın aldığını iddia eden Komiser, “Dışa açılma ve reform yapma isteği, küresel angajman üzerine inşa edilen büyüme, kalkınma, istihdam ve refahı destekledi,” dedi.

Çin’e Ukrayna eleştirisi

Letonyalı komiser, hem AB’nin hem de Çin’in ‘önemli siyasi ve ekonomik engellerle karşı karşıya’ olduğunu öne sürerken, bu engellerden bazılarının iki ekonomik devi ‘birbirinden uzaklaştırabileceğine’ dikkat çekti.

Ukrayna savaşındaki tutumu nedeniyle Çin’i eleştiren Dombrovskis, Pekin’in devletlerin toprak bütünlüğünü desteklediğini belirterek, Çin’in kendi temel ilkelerini ihlal ettiğini ileri sürdü.

Çin’in yeni Dış İlişkiler Kanunu ve güncellenmiş Casuslukla Mücadele Kanununa dikkat çeken Komiser, “Bu yasaların muğlaklığı yoruma çok fazla yer bırakıyor. Bu da Avrupalı şirketlerin uyum yükümlülüklerini anlamakta zorlanmaları anlamına geliyor ki bu da ticari güveni önemli ölçüde azaltan ve Çin’deki yeni yatırımları caydıran bir faktör,” dedi.

Çin’e daha fazla soruşturma tehdidi

Çin’in, AB’nin daha korumacı hale geldiği yönündeki suçlamalarını da reddeden AB yetkilisi, Çin’den gelen ‘haksız rekabet ve güvenlik tehditleri’ nedeniyle AB’nin ‘daha iddialı olmak zorunda kaldığını’ savundu ve “Açıklığımız suiistimal edildiğinde ya da ulusal güvenliğimiz tehlikeye girdiğinde AB kendini korumasız bırakamaz,” dedi.

Çin’den gelen elektrikli araç ithalatına yönelik sübvansiyon soruşturmasının ‘şeffaf ve adil olacağını’ kaydeden Dombrovskis, Çin’in ‘eşit bir oyun alanı’ sunmaması halinde bu soruşturmayı başkalarının da takip edebileceğini söyledi.

Dombrovskis, “Avrupalı şirketler Çin’in gidişatından endişe duyuyor. Birçoğu bu ülkedeki pozisyonlarını sorguluyor,” ifadelerini de kullandı.

AVRUPA

Polonya, Rusya ve Belarus ile sınırını güçlendirmek için 2,3 milyar avro harcayacak

Yayınlanma

Polonya Başbakanı Donald Tusk cumartesi günü yaptığı açıklamada, Polonya’nın Rusya ve Belarus ile olan doğu sınırı boyunca güvenliği artırmak için 2,3 milyar avro yatırım yapmayı planladığını duyurdu.

Polonya lideri düzenlediği basın toplantısında, “Belarus ve Rusya ile olan sınırımızın güvenliği için 10 milyar zloti (2,3 milyar avro) yatırım yapacağız,” dedi.

Tusk bunun Polonya’nın güvenliğine ve “her şeyden önce güvenli bir doğu sınırına” yapılacak bir yatırım olacağını savundu.

Ülkesinin hem NATO’nun hem de Avrupa Birliği’nin doğu kanadındaki stratejik konumunu vurgulayan Tusk, Varşova’nın Avrupa güvenliği konusundaki sorumluluğunun altını çizdi.

Tusk, “Polonya’nın sınırını barış zamanlarında güvenli, savaş zamanlarında ise düşman için geçilmez kılmak için bu çalışmalara başladık,” dedi.

Varşova 2021 yılında Minsk’i binlerce belgesiz göçmeni sınırdan AB’ye sokmakla suçlamış, Belarus ise bu suçlamaları reddetmişti. Tusk geçtiğimiz hafta sonu, Minsk’in Polonya’ya karşı giderek daha agresif bir tutum sergilemesi nedeniyle Başbakan Aleksandr Lukaşenko yönetiminin “bu uygulamayı ortaklaşa organize ettiği” yönündeki inancını yineledi.

Polonya Basın Ajansı’nın haberine göre Tusk 11 Mayıs’ta yaptığı açıklamada Polonya’nın Belarus’tan gelen yasadışı göç konusunda “hibrit bir savaşla” karşı karşıya olduğunu söyledi. ve “Polonya’nın güvenliği söz konusu olduğunda fonların sınırı olmayacaktır,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Gürcistan Cumhurbaşkan Zurabişvili, ‘yabancı acenta’ yasasını veto etti

Yayınlanma

Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili, ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırım tehditlerini beraberinde getiren ve geçen hafta parlamentoda üçüncü okumada da kabul edilen ‘Yabancı Etkinin Şeffaflığı’ yasa tasarısını veto etti.

Zurabişvili, milletvekillerine gönderdiği mektupta ‘bu yasanın Rusya’daki yasanın ruhunu tekrarladığını’, ‘özü ve ilkeleri Gürcü halkının iradesine aykırı olduğu için Gürcü ve demokratik olmadığını’ iddia etti.

Kamu yayın kurumu 1TV‘nin aktardığına göre Zurabişvili, “Bu yasayı ılımlılaştırmak mümkün değil. Yasa içeriği itibariyle tamamen anayasaya; Gürcü ve Avrupa demokrasisine aykırı,” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı, “Dolayısıyla, değişiklikler yoluyla ılımlılaştırılması mümkün değil. Özü, içeriği ve ilkeleri kabul edilemez. Buna göre, yasanın yürürlükten kaldırılması alternatifsizdir ve halkın iradesini temsil etmektedir. Yukarıda belirtilenler ışığında, yasanın mümkün olan en kısa sürede, yürürlüğe girdiği günün ertesinde yürürlükten kaldırılmasını öneriyorum,” dedi.

Daha önce Zurabişvili, parlamentonun üç okumada kabul ettiği tasarıyı veto edeceği taahhüdünü vermişti.

Gürcistan Başbakanı Irakli Kobahidze ise, cumhurbaşkanının motive edici yorumlarının kabul edilebilir olması halinde parlamentonun vetoyu destekleyebileceğini dile getirmişti.

Parlamento, Cumhurbaşkanı’nın vetosunu oy çokluğuyla aşarsa yasa, iki madde hariç yürürlüğe girebilir.

Gürcistan’ın ‘yabancı acenta’ yasası: Brüksel neden şeffaflığı sevmiyor?

Okumaya Devam Et

AVRUPA

AfD’nin AP seçimlerindeki baş adayından ‘Çin paranoyası’ eleştirisi

Yayınlanma

Almanya için Alternatif’in (AfD) gelecek ay yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerindeki liste başı adayı Maximilian Krah, batının Çin hakkındaki “topyekûn paranoyasını” eleştirdi.

Krah, asistanı Jian Guo’nun Pekin için casusluk yaptığı şüphesiyle tutuklanmasından bir ay sonra Financial Times’a (FT) konuştu. Önümüzdeki ay Avrupa Parlamentosu üyeliğine yeniden seçilecek olması muhtemel Krah, Guo’nun tutuklanmasının, oylama öncesinde partisi AfD’yi itibarsızlaştırmak için yetkililer tarafından yürütülen bir kampanyanın parçası olduğunu savundu.

Krah, “Bugünlerde her Çinlinin casus olduğundan şüpheleniliyor. Bu tam bir paranoya,” dedi.

Avrupa’nın Çin’e insan hakları ve iç siyaseti konusunda ders vermeyi bırakması gerektiğini kaydeden Krah, “Batı, dünyayı yönetmediğinin farkına varmalı,” ifadelerini kullandı.

Mülakatta Krah, Alman tarihinin “karanlık ve karmaşık” olduğunu kabul etti fakat Almanların, Adolf Hitler’in imha kamplarını yöneten SS’lerde görev yapmış olsalar bile, atalarının II. Dünya Savaşında yaptıklarından dolayı kendilerini suçlu hissetmemeleri gerektiğini söyledi.

Krah, “Bir milyon asker SS üniforması giyiyordu. Birinin Waffen-SS’de subay olduğu için gerçekten suçlu olduğunu söyleyebilir misiniz? Bireysel suçluluğu tespit etmek zorundasınız,” dedi.

Alman medyası, Krah’ın Kasım 2019’da Çin’e yaptığı ve otel faturalarının üç Çin belediyesi tarafından ödendiği ve bazı masrafların Huawei tarafından karşılandığı bir iş gezisi hakkında kapsamlı haberler yapmıştı.

Krah, gezisinde olağandışı bir şey olmadığını söyledi ve “Eğer her siyasetçiye beş yıl önce Huawei’nin onlar için ödediği yemekleri sorarsanız, ortada siyasetçi kalmaz,” dedi.

Krah AP’de Pekin’in “insan hakları ihlallerini” kınayan kararlara sürekli olarak karşı çıktı. Bir AfD milletvekili “Bana göre onun Çin çıkarları için lobicilik yaptığı her zaman açıktı,” dedi.

Fakat Krah duruşunu savundu ve “Çin’in hukuki sorunlarını çözmek Avrupa Parlamentosu’nun işi değil. Batının tüm dünyanın nasıl yönetilmesi gerektiğine karar verdiği dönemler geride kaldı,” diye konuştu.

AP milletvekili, Çin ile güçlü bağlar geliştirmenin yanlış bir şey olmadığını savundu. Alman siyasetçi, “1,4 milyar insanı var, çalışkanlar, yenilikçiler ve ekonomik olarak güçlüler ve onlarla iyi ilişkilere sahip olmak daha iyi,” dedi.

Almanya’daki ana akım partiler, AfD’nin “vatanseverlik” iddialarını sorgulamak için son skandallardan yararlandılar. Üst düzey bir Yeşil milletvekili Anton Hofreiter, bu ayın başlarında AfD’nin bir “hainler çetesi” olduğunu söylemişti.

Krah ise bu etiketi reddederek, “Almanya’nın çok büyük siyasi sorunları var ve casusluğu küçümsemek istemem ama ülkenin içinde bulunduğu derin krizin sorumlusu casuslar değil siyasetçilerdir,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English