Bizi Takip Edin

AVRUPA

Bild: AB ile Türkiye arasında imzalanan göç anlaşması fiyaskoyla sonuçlandı

Yayınlanma

Alman Bild gazetesi, Ankara ile Brüksel arasında imzalanan yasa dışı göçmen akışını sınırlamaya dönük anlaşma kapsamında Türkiye’nin 2016’dan bu yana Yunan adalarından sadece 2 bin kadar mülteciyi geri gönderdiğini, bunun da anlaşmanın fiyaskoyla sonuçlandığının delili olduğunu öne sürdü.

Anlaşma, Türkiye üzerinden AB topraklarına yasa dışı yollarla gelen her bir Suriyeli mültecinin Yunanistan’dan iadesi karşılığında Ankara’nın, Türkiye topraklarında yaşayan birkaç milyon Suriyeli mülteciden birini Brüksel’e teslim etmesini ve bakımları için nakit ödeme yapılmasını öngörüyordu.

Gazetenin eline geçen AB Komisyonu raporuna göre, anlaşmanın başladığı 2016 yılından bu yana 2 bin 140 mülteci Türkiye topraklarına geri gönderilirken, AB ülkeleri Mart 2023 itibariyle program kapsamında 37 binden fazla Suriyeliyi kabul etti.

Makalede, böylece Avrupa diplomasisinin büyük bir başarısı olarak görülen anlaşmanın ‘büyük bir fiyaskoyla sonuçlandığı’ öne sürüldü.

Komisyon’a göre, anlaşmanın bir parçası olarak Brüksel, Suriyeli mültecileri tutmanın maliyetini telafi etmek için Ankara’ya 2016’dan bu yana 9,9 milyar avro ödedi. Gazetenin hesaplamalarına göre bu, her bir yasa dışı göçmenin geri dönüşünün AB’ye yaklaşık 4,7 milyon avroya mal olduğu anlamına geliyor.

Yunanistan Göç ve İltica Bakanı Dimitris Keridis, 9 Eylül’de yaptığı açıklamada Berlin’in arabuluculuğuyla ülkesine yönelik artan yasa dışı göçmen akışı karşısında Türkiye ile yeni bir göç anlaşması imzalanması gerektiğini iddia etmişti. Keridis’e göre Türkiye, Doğu Akdeniz olarak adlandırılan göç yolunu kontrol ettiği için AB’ye düzensiz göçmen akışının önünde kayda değer bir engel teşkil ediyor.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (BMMYK) göre 2023 yılında Türkiye’den Yunanistan’a kara ve deniz yoluyla 19 bin 676 mülteci geldi. Bu rakam 2022 yılının tamamından (18 bin 700) daha fazla.

 

 

 

AVRUPA

Fransa’da kim, kime oy verdi?

Yayınlanma

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un AP seçimlerindeki yenilginin ardından çağrısını yaptığı erken Ulusal Meclis seçimlerinin ilk turu Marine Le Pen’in Ulusal Birlik (RN) partisibnin zaferiyle sonuçlanmıştı.

Fransa’daki 49,5 milyon seçmenin yaklaşık %67’si oy kullanınca seçimlere katılım oranı 1990’ların sonundan bu yana görülmemiş bir seviyeye ulaştı.

RN oyların %33’ünü alırken, ikinci sırada %29 oy ile Yeni Halk Cephesi (NFP) yer aldı. Macron’un Ensemble ittifakı %22, muhafazakâr Les Républicains (LR) %10 ile üçüncü ve dördüncü sıralarda yer aldı. 

İlk turun öncesinde ve sonrasında yapılan kamuoyu araştırmaları, Fransa’da hangi toplumsal grupların hangi partilere oy verdiğine dair bazı ipuçları sunuyor.

Örneğin ilk turdan önceki günlerde 10.200’den fazla seçmenle anket yaparak oy pusulasının demografik yapısını ortaya koyan Ipsos’a göre RN, 34 yaş altı ve 70 yaş üstü hariç tüm yaş gruplarında en fazla oyu aldı.

Yaşlıların en yüksek oyu (%32) Macron’un Ensemble koalisyonuna gitti. Gençler arasında ise NFP önde görünüyor: Ipsos anketine göre 18-24 yaş arası oyların %48’i sol koalisyona gitti. NFP, 25-34 yaş grubunda da %38 ile birinci sırada yer alıyor.

35-49, 50-59 ve 60-69 yaş gruplarında ise Le Pen’in partisi en çok oy kazanan grup olarak öne çıkıyor. RN ayrıca hem 18-24 hem de 25-34 yaş gruplarında oyların yaklaşık üçte birini elde ederek gençlerin oylarında ikinci oldu.

RN Başkanı Jordan Bardella’nın sosyal medyada, özellikle de TikTok’ta güçlü bir takipçi kitlesi var.

Sınıfsal konum: RN ile NFP yoksul ve mavi yakalılar arasında yaygın

Ipsos’a göre, kendini “dezavantajlı” olarak tanımlayan kişilerin çoğunluğu (%54) ezici bir çoğunlukla RN’yi destekledi. Sağcı parti aynı zamanda “halk” sınıfları arasında en yüksek oranı (%38) alarak sol koalisyonun üç puan önünde yer aldı.

Ay sonunu zor getirdiğini ya da geçinmek için tasarruf ve/veya krediye güvendiğini söyleyen seçmenlerin çoğu da RN’yi solcu rakiplerinin önünde (sırasıyla %46 ve %41) destekledi.

Ayda 1.250 avronun altında kazanan seçimenlerin %35’i NFP’ye, %38’i RN’ye oy verirken, ayda 1.250 ila 2.000 avro arasında kazanan seçimenlerin %33’ü sol ittifaka, %36’sı RN’ye evet dedi.

Anketteki daha ilginç noktalardan biri, RN’nin üst segment gelir gruplarında da birinci parti olması. Aylık hanehalkı geliri 2.000 ila 3.000 arasında olan Fransızların %35’i, 3.000 avronun üzerinde olanların da %32’si RN’ye oy verdi.

Partinin uzun zamandır varlıklı kesimler, üniversite ve üzeri eğitim almış olanlar ve 60 yaş üstü kişiler arasında düşük bir performans sergilediği görülüyordu. Ayrıca daha az kadın seçmenin ilgisini çekerek cinsiyet ayrımından da muzdaripti.

İlk tur sonuçları bu verilerin artık doğru olmadığını gösteriyor. RN’nin tabanı şu anda Fransa’nın tüm ana partileri arasında en geniş tabanlardan biri haline gelmiş görünüyor.

Protesto oylarının dağılımı

Ipsos anketine göre, Macron’dan memnun veya çok memnun olduğunu beyan eden seçmenlerin çoğunluğunun Ensemble’ye oy vermeye devam etti.

Fakat Macron’dan memnun olmadığını söyleyenlerin üçte biri NFP’yi tercih ederken, hiç memnun olmayanların çoğunluğu (%53) RN’yi seçti.

Hem sağdan hem de soldan gelen “Macronizmin öldüğüne” dair tespitler şimdilik doğru görünüyor.

Hangi bölgelerde, kim üstün? Göçmenler Halk Cephesi dedi

RN’nin en güçlü kaleleri, Le Pen ve müttefiklerinin on yılı aşkın bir süredir yerleştiği endüstriyel kuzeyde ve güney sahillerinde bulunuyor. Le Pen pazar günü Hénin-Beaumont’ta %50’nin üzerinde oy alarak yeniden seçildi.

Fakat RN, Bordeaux yakınlarındaki Gironde ve Burgundy’deki Haute-Saône gibi seçmenlerin kamu hizmetlerinin gerilediğini düşündüğü kırsal alanlarda ve küçük kasabalarda da gücünü pekiştirdi.

NFP, Paris’in doğu bölgelerinde ve Seine St-Denis gibi Paris çevresindeki yoksul, göçmen banliyölerinde kendi kalelerine sahip. Aynı zamanda benzer demografik özelliklere sahip Rennes ve Nantes gibi küçük şehirlerin dışındaki düşük gelirli bölgelerde ve Marsilya’nın kuzeyinde de Halk Cephesi büyük bir zafer kazandı.

Bunun bir nedeni, başta Müslüman toplum olmak üzere göçmen kökenli Fransız vatandaşlarının, son yıllarda tek savunucuları olarak gördükleri La France Insoumise’e (Boyun Eğmeyen Fransa – LFI) kitlesel olarak oy vermeye başlamaları.

Örneğin LFI liderlerinden Mathilde Panot, Paris’in güneyindeki Val-de-Marne’de kolayca yeniden seçildi.

76 bölgede adaylar, kayıtlı seçmenlerin en az %25’i ile mutlak çoğunluğu sağlayarak ikinci tura kalmaktan kurtuldular. Bu zaferler 39 seçim bölgesi ile RN ve 31 seçim bölgesi ile NFP arasında neredeyse eşit olarak paylaşıldı.

Macron’un Ensemble’ı sadece iki, çok zayıflamış olan muhafazakâr Les Républicains ise bir seçim bölgesine sahip oldu.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna’dan göçmen işçi hamlesi

Yayınlanma

1 milyondan fazla aboneye sahip Telegram kanalı Rezident, Ukrayna Devlet Başkanlığı İdaresinden bir kaynağa dayandırdığı haberinde Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy yönetiminin cepheye gönderilen Ukraynalı erkeklerin yerine üçüncü dünya ülkelerinden göçmen işçi getirmeyi planladığını bildirdi.

Kanalın haberinde, yönetimin seferberliğin aksamaması adına Ukraynalıların yerine Asya ve Afrika ülkelerinden işçi getirmek üzere büyük şirketlerle koordinasyon kurduğu belirtildi.

Haberde, “Şu anda Genelkurmay Başkanlığı açısından ordunun rezervlerini yenilemek önemli ve işletmelerin çekinceleri, şu anda ayda 30 ila 40 bin kişi olarak belirlenen planın hızlı bir şekilde yerine getirilmesine izin vermiyor,” ifadelerine yer verildi.

Yine yaklaşık 1 milyon takipçili Legitimnıy Telegram kanalı ise göçmen işçilerin ülkenin yeniden inşasında yer alacağını belirtti.

Kanal, “Ukrayna’nın hayatta kalmasına yardımcı olacaklar. Yüzde 95’i Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu sakinleri olacak. Görünen o ki Ukraynalı erkekler, ulusötesi şirketler tarafından topraklarında yaşamaları için getirilecek göçmenler uğruna ölüyorlar,” değerlendirmesini yaptı.

CNN: Tüm Ukraynalı erkekler ya cephede savaşacak ya da ülkeden kaçacak

Okumaya Devam Et

AVRUPA

AB, ithalat vergisi önerisiyle Çin’in Temu ve Shein ürünlerini hedef alıyor

Yayınlanma

Brüksel, Avrupa Birliği’nin Çin’den geldiğini söylediği standart altı ürünlerdeki artışı durdurmak amacıyla Temu ve Shein gibi Çinli online perakendecilerden satın alınan ucuz mallara gümrük vergisi getirme planları yapıyor.

Konuyla ilgili bilgi sahibi üç kişinin Financial Times’a verdiği bilgiye göre, Avrupa Komisyonu bu ayın sonlarına doğru, ürünlerin gümrüksüz olarak satın alınabildiği mevcut 150 Avroluk eşiğin kaldırılmasını önerecek. Bir yetkili, hedeflenen ana platformların Çin’in online pazarları Temu ve AliExpress ile giyim perakendecisi Shein olduğunu söyledi.

Komisyona göre geçen yıl AB’ye gümrüksüz 150 Avro eşiğinin altında 2.3 milyar ürün ithal edildi. Komisyon verilerine göre e-ticaret yoluyla yapılan ithalat bir önceki yıla göre iki kattan fazla artarak nisan ayında 350,000’i aştı – ya da hane başına neredeyse iki teslimat yapıldı.

Çin sübvansiyonlu posta masraflarından faydalanıyor, bu da ucuz malları hava yoluyla göndermenin uygun maliyetli olduğu anlamına geliyor.

Hükümler, AB müşterilerine doğrudan blok dışından gönderim yapan tüm çevrimiçi perakendeciler için geçerli olacak. ABD merkezli Amazon genellikle Avrupa merkezli satıcıları kullanıyor.

Bir başka olası önlem de, büyük platformların, değeri ne olursa olsun, çevrimiçi KDV ödemeleri için kayıt yaptırmalarını zorunlu hale getirmek olacak.

2021 yılından bu yana, AB şirketlerine gönderilen paketler değerlerine bakılmaksızın KDV ödüyorlar, ancak gümrük vergisinden muaflar.

Seçenekler, bu yılın sonlarında göreve başlayacak olan yeni komisyona hazırlık olarak ortaya konulacak.

FT’ye konuşan bir AB yetkilisi, komisyonun geçen yıl gümrük vergisi eşiğini kaldırmayı önerdiğini, ancak şimdi ucuz ithalat artışına karşı koymak için bunun kabul edilmesini hızlandırmaya çalışabileceğini söyledi.

Ancak bir başka yetkili, yeni rejimin zaten aşırı yoğun olan gümrük memurlarının iş yükünü artıracağı göz önüne alındığında, AB ülkelerinin kabul etmesinin zor olabileceği konusunda uyarıda bulundu.

AB ülkeleri tarafından bildirilen “tehlikeli” ürün sayısı 2022’den 2023’e yüzde 50 ‘den fazla artarak 3.400’ün üzerine çıktı. Kozmetik, oyuncak, elektrikli ev aletleri ve giysiler en çok güvenlik sorunu yaşanan ürünler arasında yer aldı.

AB oyuncak endüstrisi Çinli perakendecileri Avrupa’ya tehlikeli oyuncaklar göndermekle suçladı. Bir endüstri grubu olan Toy Industries of Europe, şubat ayında Temu’dan 19 oyuncak satın aldığını ve hiçbirinin AB standartlarına uymadığını, 18’inin ise çocuklar için gerçek bir güvenlik riski oluşturduğunu tespit ettiğini söyledi.

Temu, “19 ürün listesinin tamamı artık AB web sitemizde mevcut değildir” dedi. Temu, “ürün güvenliği bizim için son derece önemlidir ve bu ürün grubunun ve ilgili gerekliliklerinin izlenmesini güçlendirdik” ifadelerini kullandı.

Bir perakende lobi grubu olan EuroCommerce’in genel müdürü Christel Delberghe şunları söyledi: “Nerede kurulmuş olurlarsa olsunlar, AB merkezli tüketicileri hedefleyen tüm oyuncular için online perakendede AB düzeyinde bir oyun alanı istiyoruz.”

Mevcut mevzuatın yeterli olduğunu ancak “etkili ve verimli bir sınır ötesi uygulama stratejisine” ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

Temu, büyümelerinin ucuz ürünlere bağlı olmadığını söyledi ve bu politikalar adil olduğu sürece “yasa koyucular tarafından tüketici çıkarlarına uygun olarak yapılan her türlü politika düzenlemesine açık ve destekleyiciyiz” dedi.

AliExpress, “AB pazarında uyumlu bir konumda olduğumuzdan ve sürekli olacağımızdan emin olmak” için “yasa koyucularla birlikte çalıştığını” söyledi. Shein ayrıca gümrük vergilerinde reform çabalarını “tamamen desteklediğini” belirtti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English