Bizi Takip Edin

Diplomasi

Blinken Çin’e düşük beklentilerle gidiyor

Yayınlanma

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın yaklaşan Çin ziyaretinin, ABD’nin Çin ile gergin ilişkisini kolaylaştırmayı amaçladığı ifade ediliyor. Uzmanların Blinken’ın Çin ziyaretinden beklentisi düşük.

Yine de Blinken’ın ziyareti sırasında bir sonraki aşama olan üst düzey toplantıların yeniden başlatılmasının planlanması bekleniyor. Görüşmede, Tayvan sorunu, ekonomik işbirliği ve Rusya-Ukrayna krizi gibi konuların gündemin başında yer alacağı düşünülüyor. Ziyaretin somut sonuçlar doğurup doğurmayacağı ise belirsizliğini koruyor.

Öyle ki, Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, önceki gün Blinken ile yaptığı telefon görüşmesinde ABD’yi “Tayvan meselesine saygı duyması gerektiği” konusunda uyardı. Bu uyarı, “Çin Dışişleri Bakanından Blinken’a azar” şeklinde medyaya yansıdı.

Reuters’e göre ise, ABD Dışişleri Bakanlığının doğu Asya üst düzey diplomatı Daniel Kritenbrink daha sonra gazetecilere ABD-Çin ilişkilerinde “bir tür atılım veya dönüşüm” beklemediğini söyledi.

Kritenbrink ayrıca şunları ekledi: “Pekin’e gerçekçi, kendinden emin bir yaklaşımla ve rekabetimizi mümkün olan en sorumlu şekilde yönetmek için samimi bir istekle geliyoruz.”

Beyaz Saray Hint-Pasifik Koordinatörü Kurt Campbell da aynı görüşmede, Washington’un çatışma riskini azaltmak için kriz iletişim mekanizmaları kurmakta çıkarı olduğunu söyledi.

Yeni krizler

Diğer yandan geçen hafta ABD, Çin’in en az 2019’dan beri ABD hakkında Küba’dan casusluk yaptığını iddia etti. Beyaz Saray, Çin’in ABD’yi dinlemek için Küba ile milyarlarca dolarlık bir anlaşma yaptığı yönündeki Wall Street Journal haberini ise yalanlamıştı.

Çin Dışişleri iddiaları yalanlayarak, hicivli bir şekilde, “dinleme” uzmanının ABD olduğunu söylemişti.

Çin medyası ise yine Blinken’ın ziyareti öncesi gelişen bu krizi, “balon krizine” benzeterek, ABD içindeki Çin karşıtı kesimlerin bu provokatif haberlerle korku salmaya ve ziyareti engellemeye çalıştığı yorumunu yaptı.

Blinken, Başkan Joe Biden’ın Ocak 2021’de göreve başlamasından bu yana Çin’i ziyaret eden en üst düzey ABD hükümet yetkilisi olacak. Ancak ziyaret ikili ilişkilerin dibe vurduğu bir zamanda geliyor.

Pekin, ABD’yi defalarca ticari yaptırımlar ve ihracat kontrolleri söz konusu olduğunda çifte standart ve “yeni bir soğuk savaş zihniyeti” uygulamakla suçladı.

‘Beklenti olmaması karşılıklı’

Çin Sosyal Bilimler Akademisi’nde araştırma görevlisi olan Lü Xiang, Global Times’a “Blinken’in gezisinden bir atılım beklentisi olmaması karşılıklı” dedi. Ancak, Kritenbrink ve Campbell’ın sözlerini “ölçülü” olarak nitelendirdi.

Lü, “ABD’nin ilişkileri geliştirmede samimi olup olmadığı hala belirsiz olsa da, ABD’nin ikili ilişkilerin karşı karşıya olduğu tehlikeyi ve risk yönetiminin aciliyetini fark ettiği sözlerinden açıkça görülüyor” dedi.

Cornell Üniversitesi’nde Çin ve Asya-Pasifik çalışmaları profesörü Jessica Chen Weiss de, ziyaretten “büyük atılımlar” beklemediğini söyledi. Weiss şöyle devam etti: “İlişkideki mevcut güvensizlik ve gerilim seviyeleri göz önüne alındığında, iyi bir sonuç, her iki tarafın da endişelerinin ve kırmızı çizgilerinin daha iyi anlaşılması üzerine olur.”

ABD’nin Çin ile rekabeti hakkında bir kitap olan The Decisive Decade’in yazarı Jonathan Ward, The Guardian’a ABD-Çin ilişkilerinin durumunun “ileride tehlikeli bir geleceğe” işaret ettiğini söyledi.

Ward, “Belirli bir toplantının ABD-Çin ilişkisindeki yapısal sorunu değiştireceğini düşünmüyorum” dedi ve ekledi: “Geniş tablo şu ki, Çin Komünist Partisi önde gelen bir ekonomik güç olmak için net bir stratejiye sahip ve ABD bunu daha yeni fark etti.”

Bill Gates, Xi Jinping ile görüştü

Pekin, resmi diplomasinin dışında batılı iş insanlarına kapıları açtı. Mayıs ayında Elon Musk Çin’i ziyaret ederek Dışişleri Bakanı Qin ve diğer üst düzey yetkililerle görüştü. Çarşamba günü Pekin’e gelen Bill Gates’in de bugün Xi Jinping ile görüştüğü bildirildi. Gates’in ziyaretinin ve Xi ile görüşmesinin, Blinken’ın ziyaretinin öncesinde gerçekleşmesi dikkati çekti.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Wang Wenbin, Blinken’ın 18-19 Haziran tarihlerinde gerçekleşmesi beklenen ziyaretinin ayrıntıları hakkında bilgi vermedi, ancak her iki tarafın da düzenlemeleri tartıştığını ve ayrıntıları yakında yayınlayacaklarını söyledi.

Blinken’in Çin Devlet Başkanı ile görüşüp görüşmeyeceği de henüz doğrulanmadı.

Diplomasi

Von der Leyen Papa’nın cenazesinde Trump ile görüşmeyi planlıyor

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, cumartesi günü Papa Francis’in cenazesinde Donald Trump ile yüzleşme fırsatı bulabilir.

Roma’daki Aziz Petrus Bazilikası, 88 yaşında hayatını kaybeden Papa Francis’e saygılarını sunmak için dünya liderlerinin bir araya geleceği cumartesi günü uluslararası diplomasinin odak noktası haline gelebilir.

Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in yan yana oturacağı tahmin edilirken, liderler arasında bir etkileşim olması muhtemel görünüyor.

Komisyon, cenazenin Trump ile ilk doğrudan görüşme için bir fırsat olup olmadığına ilişkin soruları yanıtlamaktan kaçındı. Bir sözcü, “ikili görüşmelerin olacağı ihtimalinin dışlanamayacağını” belirtti.

Sözcü, “Cenaze töreninin kenarında başka fırsatlar ortaya çıkarsa, elbette bunlardan yararlanılacaktır,” diye ekledi.

Brüksel’deki yetkililer ve diplomatlar, Komisyon’un Beyaz Saray ile doğrudan bir iletişim kanalı olmamasına ilişkin şikayetlerini giderek daha yüksek sesle dile getiriyor.

Ocak ayında Trump’ın göreve başlamasından önce, von der Leyen’in çevresi yeni yönetimin “erken temaslar” kurmak için çaba göstermiş, hatta bir ziyaret olasılığını bile değerlendirmişti. Fakat bu çabalar sonuçsuz kaldı.

Çok az sayıda Komisyon üyesi Trump yönetimi ile doğrudan görüşme ayrıcalığına sahip oldu ve AB yetkilileri, ziyaretleri ayarlamaktan çok, üst düzey yetkilileri için Amerikalı meslektaşlarıyla görüşme ayarlamakta yaşadıkları zorluklardan şikayet ediyor.

Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič, von der Leyen’in etkili başdanışmanı Björn Seibert’in de zaman zaman eşlik ettiği üç Washington gezisi ile öne çıkıyor. Seibert, dış ilişkiler faaliyetleri kapsamında, ABD’nin çelik ve alüminyuma gümrük vergisi uygulamaya koymadan hemen önce, şubat ayında Washington’da görüşmeler yaptı.

Fakat diplomatik girişimlerin somut bir etkisi olmadı. Von der Leyen’in yeni ABD yönetimine yönelik tavrı da gözle görülür şekilde sertleşti. Leyen, Zeit’a verdiği mülakatta, “Avrupa hâlâ bir barış projesidir. Kuralları koyan kardeşlerimiz ya da oligarklarımız yok. Komşularımızı işgal etmiyoruz ve cezalandırmıyoruz,” diye konuştu.

Trump ile doğrudan temas kurmak, von der Leyen’e şu anda 90 gün süreyle askıya alınmış olan gümrük vergileri konusunda Avrupa’nın taleplerini dile getirmek için nadir bir fırsat sunacak.

Avrupa Komisyonu’nun Avrupa’nın ticaret politikası üzerinde tek kontrol sahibi olmasına rağmen, Trump şu ana kadar von der Leyen ile doğrudan görüşmekten kaçındı ve bunun yerine İngiltere, Fransa, İtalya ve Norveç olmak üzere dört Avrupa lideriyle ayrı ayrı görüşerek “böl ve yönet” stratejisini tercih etti.

Bu arada, İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, von der Leyen ile Trump arasında ikili bir görüşme olasılığını soğuk karşıladı ve mevcut koşullar altında bunun zor olacağını söyledi. 

Tajani, “Aceleye getirilmiş bir toplantı için doğru zaman olduğunu düşünmüyorum. İhtiyacımız olan şey, Avrupa ve ABD arasında doğru bir şekilde yapılabilmesi için yeterli zamanın ayrıldığı, derinlemesine bir diyalog,” dedi.

Trump’ın en sevdiği Avrupalı lider olan İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, geçen hafta Washington’a yaptığı ziyaret sırasında bir kez daha bu fikri gündeme getirerek, AB-ABD zirvesini kolaylaştırma planlarını canlandırmak istiyor.

Fakat AB zirveleri Avrupa Konseyi’nin yetki alanına girdiğinden, bu tür görüşmeleri başlatmak Cumhurbaşkanı António Costa’ya düşüyor.

Şu anda AB yetkilileri, yakın zamanda bir AB-ABD zirvesinin yapılmayacağını belirtiyor.

Haziran ayında Lahey’de yapılacak NATO zirvesi, özellikle birkaç gün sonra bir AB zirvesinin de yapılacak olması nedeniyle potansiyel bir fırsat olarak gösteriliyor.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Trump: Hamaney ile görüşmeye açığım, Çin ile görüşüyoruz

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump, Time dergisine verdiği mülakatta İran Dini Lideri Ali Hamaney ile görüşmeye açık olduğunu belirtti. Trump, İran’ın nükleer silah edinmesini engellemek için gerekirse askeri müdahalede bulunabileceğini ima ederken, Suudi Arabistan’ın İsrail ile normalleşme anlaşmalarına katılacağını öngördü.

ABD Başkanı Donald Trump, Time dergisine verdiği mülakatta, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney ile görüşmeye açık olduğunu vurguladı.

Trump, dergiye yaptığı açıklamada, İran ile nükleer müzakereler konusunda askeri gerilimin tırmanma olasılığına değindi. Bir anlaşmaya varılmasını umduğunu belirten Trump, “Saldırmadan bir anlaşmaya varabileceğimizi düşünüyorum,” dedi.

ABD’nin İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine saldırmasını engellediği yönündeki iddialara ilişkin ise Trump, “Onları engellemedim, ancak saldırıya hazırlamadım,” ifadelerini kullandı.

Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, diplomatik çabaların Tahran’ın nükleer silah edinmesini engellemede başarısız olması hâlinde İsrail’i İran ile askeri bir çatışmaya sürükleyebileceğini söyledi.

İran’ın nükleer silaha sahip olmayacağını belirterek, gerekirse saldırı düzenlemek “zorunda kalabileceğini” sözlerine ekledi.

Çin ile müzakereler

Öte yandan Trump, Washington’ın Pekin ile aktif olarak bir anlaşmaya varmak için müzakereler yürüttüğünü duyurdu. Çinli mevkidaşı Xi Jinping ile gümrük vergileri konusunda bir telefon görüşmesi yaptığını belirtti.

Normalleşme süreci

Time dergisinin “Washington, Suudi Arabistan ile normalleşmeye eskisinden daha mı yakın?” sorusuna yanıt veren Trump, Riyad’ın İsrail ile normalleşme anlaşmalarına “katılacağını” öngördü.

Suudi Arabistan’ın ABD ekonomisine 1 trilyon dolar yatırım yapmayı kabul ettiğini de açıkladı.

Trump ayrıca, selefi Joe Biden yönetimini normalleşme konusunda hiçbir şey yapmamakla eleştirdi.

Trump, “Orada 4 ülkemiz vardı, her şey hazırdı, tamamlayacaktık ve şimdi yeniden başlayacağız,” şeklinde konuştu.

Trump, Suudi Arabistan ziyareti sırasında dev silah satışı önerecek

Orta Doğu ziyareti

Röportajda yer alan bilgilere göre, gelecek Mayıs ayında Suudi Arabistan’ı kapsayacak şekilde planlanan Orta Doğu ziyaretine ilişkin Trump, daha sonra Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni de ziyaret edeceğini ve başka bir tur daha yapacağını belirtti.

Trump, “Orta Doğu’da ve sanırım tüm dünyada çok iyi ilişkilerim var,” ifadesini kullandı.

Üniversite protestoları

Bunun yanı sıra Time‘ın, Gazze’deki soykırımı kınayan protestoların ardından ABD üniversitelerine yönelik keyfi uygulamalar hakkındaki sorusuna yanıt veren Trump, “ifade özgürlüğünü desteklediğini” iddia etti.

Ancak, ABD’deki tüm üniversitelerde yaşanan “ayaklanmaları” desteklemediğini söyledi ve ülkenin “antisemitizm” olarak adlandırılan bir durum yaşadığını savundu.

Trump: Kırım Rusya’da kalacak, Zelenskiy de bunu biliyor

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Trump: Kırım Rusya’da kalacak, Zelenskiy de bunu biliyor

Yayınlanma

ABD Başkanı Trump, Time dergisine verdiği mülakatta, Kırım’ın Rusya’da kalacağını ve Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin de bunu bildiğini belirtti. Trump, yarımadanın Rusya’ya geçmesinden Obama’yı sorumlu tutarken, Ukrayna savaşını 24 saatte bitirme vaadini ‘şaka’ ve ‘abartı’ olarak nitelendirdi.

ABD Başkanı Donald Trump, Time dergisine verdiği mülakatta, Kırım’ın Rusya’da kalacağını ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin de bunu bildiğini ifade etti.

Trump, yarımadanın Rusya’ya geçmesinden Barack Obama’yı sorumlu tuttuğunu belirtti. Ayrıca, Ukrayna’daki savaşı 24 saat içinde bitirme vaadini “şaka” ve “abartı” olarak nitelendirdi.

Reuters‘ın ulaştığı metne göre, ABD Başkanı’nın özel elçisi Steve Witkoff tarafından 17 Nisan’da Paris’te Avrupalı yetkililere sunulan Ukrayna’daki savaşı sona erdirme önerileri listesinde, “ABD, Rusya Federasyonu’nun Kırım üzerindeki kontrolünü hukuken tanır,” maddesi yer alıyordu.

Trump’ın başkanlığının ilk 100 gününe odaklanan mülakatta, Time Genel Yayın Yönetmeni Sam Jacobs ve kıdemli siyaset muhabiri Eric Cortellessa, Trump’a Kırım’ın Ruslara geçip geçmemesi gerektiğini ve nihai barış anlaşmasında Kırım ile Rusya’nın ele geçirdiği diğer dört bölgenin Rusya’ya bırakılmasının kendisi için kabul edilebilir olup olmayacağını sordu.

FT: Rusya, Ukrayna’da çatışmaları mevcut cephe hattında durdurmaya hazır

Trump, “Kırım [zaten] Ruslara geçti. Onu bana değil, Barack Obama’ya verdiler,” yanıtını verdi.

Trump sözlerine şöyle devam etti: “Eğer Kırım Rusya’da kalacaksa, sadece Kırım hakkında konuşmalıyız, çünkü hep ondan bahsediliyor. Kırım Rusya’da kalacak. Zelenskiy de bunu anlıyor, herkes oranın [Kırım’ın] uzun süredir onlarla [Rusya ile] olduğunu anlıyor. Ben gelmeden çok önce onlarlaydı. Tekrar söylüyorum, bu Obama’nın savaşı. Bu asla olmaması gereken bir savaş.”

Başka bir yanıtında Trump, daha önce defalarca yaptığı gibi, Rusya’nın Ukrayna ile savaşını “Joe Biden’ın savaşı” olarak nitelendirdi ve kendi başkanlığı döneminde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in komşu ülkeye asla saldırmayacağını da sözlerine ekledi.

Witkoff tarafından iletilen önerilerde, ABD’nin Rusya’nın Lugansk oblastı ile Zaporojye, Donetsk ve Herson oblastlarının bazı kısımları üzerindeki kontrolünü fiilen tanımaya hazır olduğu belirtiliyordu.

Ukrayna’nın ise toprak meselesinde yalnızca Rus birliklerinin küçük bir alanı kontrol ettiği “Harkov oblastındaki toprakların kontrolünü yeniden sağlayacağı” ifade ediliyordu.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Ukrayna anayasasının buna izin vermediğini belirterek Kırım’ın Rusya toprağı olarak tanınması ihtimalini reddetti.

Trump, başkanlığının ilk gününde neden söz verdiği gibi savaşı bitirmediği sorusuna, “Savaş üç yıldır sürüyor, ben ise sadece üç aydır durdurmaya çalışıyorum,” yanıtını verdi ve ekledi:

“Bunu mecazi anlamda söyledim ve abartı olarak söyledim, çünkü kendi görüşümü belirtmek için ve biliyorsunuz, bu tabii ki yalan haberlere konu oluyor. Açıkçası insanlar bunu söylediğimde şaka amaçlı olduğunu biliyorlar, ama aynı zamanda ona [savaşa] son verileceği de söylendi.”

Trump’a göre, Putin Rusya Devlet Başkanı, Zelenskiy de Ukrayna Devlet Başkanı olarak kalırsa savaşı bitirmek mümkün, ancak en önemlisi bunu yalnızca kendisi, yani Trump başarabilir.

Kremlin: ABD’nin Ukrayna konusunda makul fikirleri yok

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English