Bizi Takip Edin

Diplomasi

Çin Başbakanı ‘iyi bir dost’ olarak tanımladığı İrlanda’da

Yayınlanma

Çin Başbakanı Li Qiang, İrlanda’ya resmi ziyaret gerçekleştirdi. İsviçre Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’na katıldıktan sonra İrlanda’ya geçen Li, çarşamba günü Dublin’de İrlanda Başbakanı Leo Varadkar ve İrlanda Cumhurbaşkanı Michael D. Higgins ile görüştü, iki ülkenin yakın ticaret ve yatırım bağları ele alındı.

Çin Dışişleri Bakanlığı’nın çarşamba günü yaptığı açıklamaya göre Li görüşme sırasında Çin-İrlanda işbirliğinin büyük potansiyelinden söz etti ve Çin’in ekonomi, ticaret, yatırım, yeşil kalkınma ve bilimsel ve teknolojik yenilik alanlarında İrlanda ile işbirliğini derinleştirmeye hazır olduğunu söyledi.

Li, Çin’in ayrıca iki ülke arasındaki personel değişimini daha da kolaylaştırmak için eğitim, kültür ve diğer halklar arası ve kültürel değişimleri güçlendireceğini ve iki ülkenin serbest ve açık bir uluslararası ticaret sistemini ortaklaşa koruması gerektiğini söyledi.

Higgins ise İrlanda’nın karşılıklı yarar sağlayan işbirliğini derinleştirmek ve iklim değişikliği, gıda güvenliği, sürdürülebilir kalkınma ve diğer küresel zorluklarla ortaklaşa mücadele etmek için Çin ile dostane alışverişi güçlendirmeye hazır olduğunu söyledi.

Varadkar, İrlanda’nın Çin ile iki yönlü yatırımı genişletmeye, tarım, gıda, inovasyon, yeşil kalkınma ve diğer alanlarda işbirliğini güçlendirmeye ve eğitim, kültür ve diğer alanlarda insanlar arası değişimleri derinleştirmeye hazır olduğunu belirtti. Xinhua’nın haberine göre Başbakan ayrıca İrlanda’nın her zaman tek Çin ilkesine bağlı kaldığını ve Çin’in erken bir tarihte barışçıl bir birleşmeye ulaşmasını umduğunu söyledi.

İlişkilerde AB unsuru

İrlanda’nın Çin’e yaptığı çip ve diğer ihracatlar ve Çin yatırımları için giderek daha önemli bir yer haline gelmesi, ülkeyi Pekin ile daha fazla dostane ilişkiler kurmaya yöneltti.

Analistler, Li’nin Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’na katılmasının ardından İsviçre dışındaki tek Avrupa durağı olan Dublin’e yaptığı ziyaretin, daha büyük AB ülkelerinin Pekin’e karşı daha sert bir tutum takındığı bir dönemde İrlanda’yı yakın ilişkileri sürdürmeye ve yarı iletken satışlarının devam etmesini sağlamaya teşvik etmek için bir şans olduğunu söyledi.

Pekin’in Dublin’deki büyükelçiliği Li’nin gelişinden sonra yaptığı açıklamada, Çin ve İrlanda’nın 45 yıl önce diplomatik ilişkiler kurduklarından bu yana “dostça bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliğine iyi bir örnek teşkil ettiklerini” söyledi.

“Başbakan Li’nin Çin ile ticaret fazlası veren tek AB ülkesine yaptığı ziyaret çok şey ifade ediyor. Çin’in her zaman bir yerlerde dostları olduğunu gösteriyor,” dedi Asya Toplumu Politika Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı olan Philippe Le Corre Financial Times’a verdiği demeçte. “Bu hem kendi halkına hem de dünyaya bir mesajdır” diye ekledi.

Varadkar ile öğle yemeğinde konuşan Li, iki ülkenin “uzun yıllara dayanan dostluğu ve işbirliği” için “büyük bir potansiyel” gördüğünü söyledi.

Birçoğu ABD’li çip üreticisi Intel tarafından İrlanda’da üretilen entegre devreler, son yıllarda ülkenin Çin’e hızla artan ihracatının yaklaşık yüzde 60’ını oluşturuyor.

Ancak Washington, Çin’e yapılan gelişmiş yarı iletken ihracatı üzerindeki kontrolleri sıkılaştırıyor. Intel’in CEO’su da geçen hafta ABD Temsilciler Meclisi’nin Asya ülkesinde büyük çıkarları olan ya da bu ülkeye satış yapan ABD şirketlerini inceleyen paneli önünde ifade vermeye çağrılan üst düzey ABD’li çip üreticileri arasındaydı.

İrlanda Merkez Bankası eylül ayındaki son üç aylık bülteninde, ABD’nin Çin’e gelişmiş entegre devreler ve yarı iletkenler ihracatına getirdiği kısıtlamaların İrlanda satışlarını etkileyip etkilemediğinin net olmadığını söyledi.

Banka, “Ancak, ABD’nin sahip olduğu çok uluslu şirketler İrlanda’da bu sektörden yapılan ihracatın önemli bir bölümünü oluşturduğundan, kısıtlamaların İrlanda-Çin ICT malları ihracatındaki zayıflıkta rol oynaması mümkündür” dedi.

Berlin merkezli düşünce kuruluşu Merics’te analist olan Alexander Davey, FT’ye verdiği demeçte, Li’nin ziyaretinin Çin’in Intel üzerindeki baskıya ve ayrıca askeri kullanım potansiyeli olan ihracatlar ve güvenlik riski oluşturabilecek yatırımlar üzerindeki kontrolleri sıkılaştıran yeni İrlanda yasalarına karşı duyarlılığını ortaya koymak için bir müdahale olarak görülebileceğini söyledi.

Davey, “İrlanda’yı ABD-Çin rekabeti ve özellikle de şirketleri için bir alan olarak görüyorum. İrlanda çok dikkatli olmalı çünkü kısasa kısas yaptırımlar ya da kısıtlamalar söz konusu olduğunda … İrlanda’daki Çinli ve Amerikalı şirketler ciddi zarar görebilir” diye ekledi.

Pekin ayrıca Li’nin ziyaretini – 2015’ten bu yana bir Çin başbakanı tarafından yapılan ilk ziyaret – İrlanda’yı kendi şirketlerine AB pazarına erişmenin bir yolu olarak gösterme şansı olarak görüyor.

Avrupa’da isminin açıklanmasını istemeyen Çinli bir yetkili, FT’ye yaptığı açıklamada, “[AB’nin] riski azaltma stratejisinin Çin’e karşı korumacılığa dönüşme riski var. Ancak İrlanda’nın deneyimi Çin ile ticari bağların ne kadar faydalı olduğunu gösteriyor” dedi.

Uzun süredir ABD şirketleri için bir üs olan İrlanda, teknoloji grubu Huawei, sosyal medya platformu TikTok, WuXi Biologics ve online perakendeci PDD Holdings gibi Çinli işletmelerin artan yatırımlarından yararlandı.

“Eğer [Çin’den gelen] doğrudan yabancı yatırımlara bakarsanız, 2015 yılında neredeyse hiç yoktu. Şimdi ise 5.000 kişiye istihdam yaratan 9 milyar avroluk bir yatırım söz konusu,” diyor İrlandalı düşünce kuruluşu Asia Matters’ın yönetici direktörü Martin Murray ve ekliyor: “Çinli şirketler yetenek havuzuna ve AB pazarlarına erişmek için İrlanda’da bulunuyor.”

Çinli yetkili ise “İrlanda Çin’in iyi bir dostudur” dedi ve ekledi: “İkimiz de Birleşmiş Milletler’in uluslararası ilişkilerdeki rolünün destekçisiyiz. Güçlü bir ticaret ve yatırım ilişkimiz var ve ortak kaygı duyduğumuz pek çok konuda hemfikiriz.”

İrlanda Dışişleri Bakanı Micheál Martin geçen yıl Dublin’in “AB’nin Çin ile sağlıklı bir ilişki” hedefini paylaştığını ancak Pekin’in farklı dünya görüşü ve stratejik hedefleri konusunda “açık fikirli” olması gerektiği uyarısında bulunmuştu.

Li ile öğle yemeğinde bir araya gelen Varadkar, Çin’i dünya meselelerindeki “vazgeçilmez” rolünü kullanarak Ukrayna ve Orta Doğu’daki çatışmaların yanı sıra iklim değişikliği gibi zorlukların üstesinden gelmeye çağırdı.

Varadkar, Li’ye “Bu sorunların çözümüne dönüştürücü katkılarda bulunabileceğinize inanıyorum” dedi.

Diplomasi

Almanya ile Fransa arasındaki yeni nesil savaş uçağı sorunu sürüyor

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Avrupa’nın yeni nesil savaş uçağı programına desteğini yineledi, fakat projenin yapısı konusunda Fransa ile devam eden gerginliği kabul etti.

Berlin’de NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ile birlikte konuşan Merz, 2040 yılına kadar mevcut savaş uçağı filosunu yenilemek için başlatılan milyarlarca avroluk bir girişim olan Gelecek Savaş Hava Sistemi (FCAS) konusunda Paris ve Madrid ile yapılan geçmiş anlaşmalara bağlı olduğunu söyledi.

Merz, “FCAS ile ilgili olarak Fransa ve İspanya ile yaptığımız anlaşmalara kesinlikle bağlı kalmak istiyorum,” diyerek, bunu “Avrupa savunması için iyi bir proje” olarak nitelendirdi ve Almanya’nın operasyonel gereksinimlerini karşılamak için “bu tür uçaklara ihtiyaç olduğunu” ekledi.

Merz’in açıklamaları, Fransız sanayi oyuncularının programın temel unsuru olan yeni nesil savaş uçağı projesinin yüzde 80’ini talep etmesiyle Berlin ve Paris arasında gerginliğin tırmandığı bir dönemde geldi. Bu talep, Alman sanayi ve hükümetinde endişe yarattı.

Merz çarşamba günü, sınır ötesi anlaşmazlıkların hâlâ çözülmediğini kabul etti. Şansölye, “Fransa’da yapılan görüşmeler” olarak nitelendirdiği konuyla ilgili olarak, “Bu konuyu önümüzdeki birkaç ay içinde kesin olarak netleştirmeye karar verdik. Bu konsorsiyumun yapısı konusunda farklı görüşler hâlâ çözülmedi,” diye ekledi.

Merz’in açıklamaları, POLITICO’nun Almanya’nın bu girişimdeki başlıca endüstri ortağı olan Airbus’ın, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu ayın sonunda Berlin’i ziyaret etmeden önce siyasi bir yeniden düzenleme yapılmazsa projenin çökebileceği uyarısında bulunmak için şansölye ile görüşme talep ettiğini bildirmesinden sonra FCAS hakkında yaptığı ilk kamuoyu açıklaması oldu.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Parlamento komitesi: İran, İngiltere için ‘kalıcı bir tehdit’

Yayınlanma

İngiltere parlamentosunun istihbarat ve güvenlik komitesi, İran’ın İngiltere için “kalıcı ve öngörülemez” bir risk oluşturduğu uyarısında bulundu.

Geçen yılki genel seçimler nedeniyle yayınlanması ertelenen İran güvenlik raporu, İngiliz hükümetini Tahran’ın etkisine karşı önlemleri güçlendirmeye çağırdı.

Komite başkanı Lord Beamish, “İran, Birleşik Krallık, Birleşik Krallık vatandaşları ve Birleşik Krallık’ın çıkarları için geniş kapsamlı, kalıcı ve öngörülemez bir tehdit oluşturmaktadır,” iddiasında bulundu.

Beamish, İran’ın devlet politikası aracı olarak “suikastı kullanmaya istekli olduğunu” göz önünde bulundurarak, Birleşik Krallık’ta bulunan muhaliflere ve rejim karşıtlarına yönelik fiziksel tehdidin keskin artışından “özellikle endişe duyduklarını” ekledi.

Raporda, 2022’nin başından bu yana İran’ın Birleşik Krallık’ta yaşayan kişilere yönelik tehditlerinde “önemli bir artış” olduğu ve bu tehditlerin “İngiliz vatandaşlarına veya Birleşik Krallık’ta yaşayan kişilere yönelik 15 cinayet veya kaçırma girişimini” içerdiği belirtildi.

Raporda, “Bu tehdit, muhaliflere ve rejim muhaliflerine yoğun bir şekilde odaklanıyor. Birleşik Krallık’taki Yahudi ve İsrail çıkarlarına yönelik tehdit de artıyor,” denildi ve saldırıların çoğunun “üçüncü taraf ajanlar” aracılığıyla gerçekleştirildiği öne sürüldü.

Raporda, “İran, Birleşik Krallık’taki muhalif, Yahudi ve İsrail hedeflerine yönelik saldırıları Birleşik Krallık’a yönelik saldırılar olarak görmüyor,” denildi.

Rapor, İngiliz hükümetini ve uluslararası ortaklarını, bu tür saldırıların aslında Birleşik Krallık’a yönelik saldırılar olduğunu ve uygun şekilde yanıtlanacağını İran’a her fırsatta açıkça belirtmeye teşvik ettiğini duyurdu.

Raporda, İran’ın “gizli yabancı nüfuz”u izlemek için İngiliz hükümetinin yeni kayıt defterinde Rusya ile birlikte en üst sıraya yerleştirilmesinden kısa bir süre sonra yayınlandı.

Komite, 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonu ve ardından Orta Doğu’da çıkan çatışmalardan önce, Ağustos 2021’den Ağustos 2023’e kadar delil topladı.

Raporu hazırlayanlar, “Orta Doğu’daki manzaranın önemli ölçüde değiştiğini” kabul ederken, İran’ın faaliyetlerine ilişkin daha geniş bakış açısının “hâlâ geçerli olduğunu” belirtti.

Raporda, İran’ın casusluk ve siber tehditlerine karşı uyarıda bulunuldu ve Birleşik Krallık’ın “öncelikli hedef” olduğu belirtildi, fakat bu tehdidin Rusya ve Çin’in oluşturduğu tehditten “daha dar” ve “daha az sofistike” olduğu ifade edildi.

Raporda, hükümetin İran tehdidine daha uzun vadeli bir yaklaşım benimsemesi tavsiye edildi ve acil krizlere yanıt olarak hükümetin çok fazla “yangın söndürme” faaliyetinde bulunduğu belirtildi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Lavrov ve Rubio, Ukrayna, İran ve Suriye’yi görüştü

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Malezya’nın başkentinde bir araya geldi. Görüşmede Ukrayna, İran ve Suriye’deki durum ele alınırken, Rubio, Rusya’nın Ukrayna konusunda esneklik göstermemesinden duyulan hayal kırıklığını iletti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Malezya’nın başkentinde gerçekleştirdikleri görüşmede Ukrayna, İran ve Suriye’deki durum başta olmak üzere bir dizi uluslararası sorunu ele aldı.

ABD tarafı, Rusya’nın Ukrayna meselesindeki tutumundan duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, Rusya ise iki ülke arasında doğrudan uçuşların yeniden başlatılmasını gündeme getirdi.

Görüşmenin ardından açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Lavrov ile yaptığı görüşmenin “önemli ve samimi” olduğunu belirtti.

Rubio, Başkan Donald Trump’ın, Rus tarafının Ukrayna ihtilafının çözümünde esneklik göstermemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradığını Lavrov’a ilettiğini söyledi.

Rubio, “Bu çatışmanın nasıl sona erebileceğini belirleyen bir yol haritasına ihtiyacımız var,” diye konuştu.

Moskova’dan işbirliği ve hava bağlantısının yeniden kurulması vurgusu

Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan resmi açıklamada ise görüşmenin, çatışma durumlarına barışçıl çözümler bulma ve Rusya-ABD iktisadi ve insani işbirliğini yeniden tesis etme yönündeki karşılıklı niyeti teyit ettiği vurgulandı.

Açıklamada, Rusya ile ABD arasında doğrudan hava bağlantısının yeniden kurulmasının bu sürece katkı sağlayabileceği ifade edildi.

Bakanlık, “İkili diplomatik misyonların işleyişinin normalleştirilmesi için daha fazla çalışmanın önemi vurgulandı,” ifadelerine yer verdi.

Açıklamanın devamında Moskova, “Rusya ve ABD dışişleri bakanlıkları arasındaki yapıcı ve karşılıklı saygıya dayalı diyalog, karşılıklı çıkar sağlayan ve genişleyen bir dizi konuda devam edecektir,” mesajını verdi.

ABD’den Rusya’nın enerji sektörünü hedef alan yeni yaptırım hamlesi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English