Çin’in ABD hazine tahvillerini azaltmaya devam etmesi, piyasalarda spekülasyonlara yol açıyor. Ülkenin ABD devlet borcu stoku ağustos sonunda son 14 yılın en düşük seviyesine ulaştı ve düşüş hızı arttı.
Nikkei Asia’ya konuşan bazı analistler Çin para otoritelerinin yuanı destekleme hamlesine öncülük ettiğini söylerken, diğerleri ABD’deki son tahvil bozgunu için Çin’i suçluyor.
Apollo Global Management ekonomisti Torsten Slok, uzun vadeli ABD tahvillerinin getirilerinin 16 yılın en yüksek seviyesine ulaştığı ekim ayı başında yayınladığı bir yazıda, “Belki de ABD uzun vadeli faizlerindeki yükselişin arkasında Çin vardır” dedi. Yorumla birlikte gösterilen bir grafik, Çin’in hazine varlıklarının 2013’te zirve yaptıktan sonra istikrarlı bir şekilde düştüğünü gösteriyor.
ABD Hazine Bakanlığı’nın verilerine göre, Çin’in elinde tuttuğu ABD hazine tahvillerinin bakiyesi ağustos ayında 805,4 milyar dolara ulaşarak on yıl öncesine kıyasla %40 azaldı. Çin bir zamanlar geniş döviz rezervleriyle bu tahvilleri aktif olarak satın almış ve Japonya’dan sonra ABD hazinesinin en büyük ikinci yabancı yatırımcısı haline gelmişti. Elindeki varlıkların büyüklüğü göz önüne alındığında, Çin’in satışları ABD tahvil fiyatlarını sarsarak faiz oranlarını yükseltebilir.
Ancak herkes Slok’un görüşlerine katılmıyor ve Çin’in elindeki tahvilleri satmadan da kolaylıkla denizaşırı saklama kuruluşlarına taşıyabileceğini savunuyor. Yine de birçok analist, ülkenin hazine bakiyesindeki düşüşü Pekin’in kendi para birimini savunma konusundaki güçlü kararlılığının bir işareti olarak değerlendiriyor.
Çin, ekonomik büyümesi ve borç yüküne ilişkin artan endişeler nedeniyle ciddi bir sermaye kaçışıyla karşı karşıya olduğu söyleniyor. Goldman Sachs tarafından yapılan bir tahmine göre eylül ayında sermaye çıkışları 75 milyar dolara ulaşarak 2016’dan bu yana en büyük aylık miktara ulaştı. Bu durum, şu anda dolar karşısında 2007’den bu yana en düşük seviye olan 7,3 civarında işlem gören yuan üzerinde güçlü bir aşağı yönlü baskı oluşturuyor.
Nikkei’ya konuşan uzmanlara göre, Çinli yetkililer devlet bankalarını yuan’ı dolar karşısında desteklemeye çağırdı ve onlar da gerekli fonları toplamak için hazine tahvili satarak karşılık verdi.
Analistlere göre, yabancı rezerv dengelerinin mevcut seviyesini korumak isteyen Pekin, devlete ait kredi kuruluşlarını kendi adına yuanı desteklemeye itmiş olabilir.
Öte yandan spekülatörler yuan satıp başka para birimleri satın alarak kar elde etmeye çalışırken, bu durum Çin para birimini daha da zayıflatabilir. Pek çok analist, bu tür spekülatif ticaretin artması halinde Çinli yetkililerin yuanı desteklemek için – muhtemelen hazine tahvillerini boşaltarak – devreye girmekten başka çaresi kalmayacağını düşünüyor.
Uzmanlara göre, Çin hazine varlıklarını azaltmaya devam ederse, piyasa oyuncuları bunu tahvil getirilerini artıran bir faktör ve dolayısıyla ABD Merkez Bankası için bir endişe konusu olarak görebilir. Bu durum dünyanın en büyük ikinci ekonomisindeki bir istikrarsızlığın küresel finans piyasalarına nasıl etkilediğini de gösteriyor.