Bizi Takip Edin

ASYA

Çin’in meşhur iki toplantısı başladı: Parti liderliği öne çıkıyor

Yayınlanma

Çin siyasi takviminin en önemli etkinliği olan iki toplantı bugün (pazartesi) başladı.

Ülkenin en üst düzey siyasi danışma organı Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı (ÇHSDK) ve yasama organı Ulusal Halk Kongresi’nin (UHK) toplantıları geleneksel olarak hükümetin önümüzdeki yıl için politika gündeminin önizlemesinin yapıldığı bir fırsat olarak görülüyor.

Bu yıl aynı zamanda UHK’nin kuruluşunun 70. ve ÇHSDK’nın kuruluşunun 75. yıldönümü.

Pazartesi günü 14. ÇHSDK’nın 2,000’den fazla üyesi danışma organının yıllık çalışma raporunu dinlemek üzere Pekin’de Büyük Halk Salonu’nda bir araya geldi.

Salı günü ise Başbakan Li Qiang, yaklaşık 3,000 Ulusal Halk Kongresi vekilinin önünde ilk hükümet çalışma raporunu sunacak.

ÇHSDK Ulusal Komitesi, yıllık oturumundan bir gün önce pazar günü bir basın toplantısı düzenledi. 14. ÇHSDK Ulusal Komitesi’nin sözcüsü Liu Jieyi, oturum hakkında basına bilgi verdi.

Liu, Halkın Siyasi Danışma Konferansı’nın sosyalist demokrasiyi teşvik etmenin ve Çin’in siyasi yaşamında tam süreçli halk demokrasisini uygulamanın önemli bir biçimi olduğunu söyledi. Konferansın sosyalist istişari demokrasi için önemli bir kanal ve uzmanlaşmış bir istişari organ olduğunu da sözlerine ekledi.

Çin’in yönünü belirleyen ‘iki toplantı’da hangi başlıklar öne çıkacak?

Çin Başbakanı ilk kez toplantı sonunda basın toplantısı düzenlemeyecek

İki toplantı sırasında biri Dışişleri Bakanı Wang Yi tarafından olmak üzere en az üç basın toplantısı düzenlenecek.

Ancak Çin basınına göre, son otuz yıldır ilk kez Çin başbakanı, pazartesi günü Pekin’de başlayan yıllık parlamento oturumlarının sonunda bir basın toplantısı düzenlemeyecek.

Çin’in en üst düzey yasama organı olan Ulusal Halk Kongresi’nin sözcüsü Lou Qinjian, istisnai durumlar haricinde bu uygulamanın mevcut Ulusal Halk Kongresi döneminin gelecek yılları için de kaldırılacağını söyledi.

İlk kez 1988 yılında düzenlenen ve 1993 yılında geleneksel bir uygulama haline gelen basın toplantısı, en üst siyasi danışma organı ve yasama organının bir araya geldiği yıllık “iki toplantının” en çok beklenen etkinliklerinden biri. Üst düzey bir Çinli liderin yerel ve uluslararası medyanın sorularını yanıtladığı nadir etkinliklerden de biri. Bu sorular dış dünyaya üst düzey bir Çinli liderden politika yönelimlerini doğrudan duyma şansı sunar.

South China Morning Post’un haberine göre Lou, yapılan bir incelemenin ardından liderliğin, iki toplantı sırasında benzer etkinliklerle sık sık çakıştığı için basın toplantısını kaldırmaya karar verdiğini söyledi.

Başbakan Li Qiang salı sabahı hükümetin çalışma raporunu UHK’ne sunacak, ardından Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu ile Maliye Bakanlığı planları ve bütçeyi özetleyen iki yazılı rapor sunacak.

Lou pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Toplumun temel kaygılarının [hükümet] raporlarında özellikle ele alındığı söylenmelidir,” dedi ve ekledi: “Medyanın ve halkın raporların içeriğini kolayca öğrenebilmesi için raporlar kamuoyuna duyurulacak.”

Gözlemciler, bu değişikliğin sürpriz olabileceğini ancak Çin’in siyasi gelişimiyle uyumlu olduğunu söyledi.

South China Morning Post’un eski genel yayın yönetmeni olan deneyimli Çin gözlemcisi Wang Xiangwei’ye göre, “Partinin liderliği son on yılda sağlam bir şekilde yerleşti ve Devlet Konseyi’nin rolü artık esas olarak partinin kararlarını uygulamaktan ibaret.”

Wang, “Devlet Konseyi’nin başında bulunan başbakanın rolü ve statüsü de buna göre ayarlanıyor” dedi.

Öte yandan uzmanlara göre, bakanların ayrıntılı politikalar konusunda daha iyi bir konumda olmaları ve hepsinin basın toplantıları düzenleyecek olmaları nedeniyle ek bir basın toplantısına gerek duyulmadı. Ancak gerekli görülmesi halinde Çin yönetiminin gelecekte bu uygulamayı geri getirebileceği düşünülüyor.

Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan bir başka gözlemci ise bu uygulamanın Çin’deki görev değişimi dinamiklerini yansıttığını söyledi: “Başbakanın işi artık esas olarak ekonomi ve sosyal meselelerle ilgili. Ancak basın toplantısında sorulan sorular genellikle dış ilişkiler ve Çin’in büyük stratejisi hakkında oluyor. Li’nin bu sorulara cevap vermesi garip olurdu çünkü dış ilişkiler giderek daha fazla parti lideri Başkan Xi Jinping’in elinde merkezileşiyor.”

Dışişleri bakanı nominal olarak başbakana bağlı olsa da Wang, Qin Gang’ın temmuz ayında herhangi bir açıklama yapılmadan görevden alınmasının ardından bir üst rütbeden bu göreve geldi. Wang doğrudan Xi’ye rapor veriyor.

‘Halk demokrasisi’

Aynı zamanda ulusal siyasi danışman olan Pekin Üniversitesi profesörü Zhang Yiwu, iki toplantıyla ilgili Global Times’a yaptığı değerlendirmede, UHK ve ÇHSDK’nın tüm süreçleri kapsayan “halk demokrasisini” sergilemek için önemli bir platform olduğunu ve Çinli üst düzey kanun yapıcıların ve politika danışmanlarının “halkın beklentilerini gerçeğe dönüştürmek için” çaba göstererek halkın geçim kaynaklarını “ne kadar önemsediklerini” yansıttığını söyledi.

Zhang Yiwu, bütünsel süreçli halk demokrasisinin sadece periyodik oy verme haklarıyla dar tanımlı bir demokrasi biçimi olmadığını, ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal ve ekolojik sektörleri kapsayan seçimleri, istişareleri, karar alma ve gözetimi içeren “seçimsel ve istişari demokrasinin bir kombinasyonu” olduğunu belirtti.

Zhang, bu yılın iki oturumun dört yıl sonra normal formatına döndüğü ilk yıl olması nedeniyle özel olduğunu söyledi. Zhang, “Çeşitli sektörlerden, sosyal gruplardan ve toplumun farklı kesimlerinden gelen görüşlerin hepsi toplantıda yoğunlaştı ve Çin ekonomisinin daha sorunsuz gelişmesine ve toplumun özellikle pandemi sonrası toparlanma aşamasında hızla ilerlemesine yardımcı olacak ortak bir fikir birliğini yansıttı” dedi.

Kuzey Çin’in İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nden ulusal siyasi danışman ve aynı zamanda bölgenin kadın federasyonunun bir üyesi olan Xu Ruixia, Global Times’a yaptığı açıklamada, geçtiğimiz yıl boyunca anaokulları ve kreşlerdeki çocuk bakım tesisleriyle ilgili bir araştırma yürüttüğünü söyledi. Bulguları, bu tesislerde çalışanların düşük maaşlarla mücadele ettiğini, ebeveynlerin çocukları için yer bulmakta zorlandığını ve tesislerin kendilerinin de finansman sıkıntısıyla boğuştuğunu gösteriyor.

Sonuç olarak Xu, araştırma bulgularını belgeleyerek bir dizi öneri hazırladı ve bu önerileri ilgili makamlara sunarak söz konusu acil sorunlara çözüm bulunmasını savundu.

Çin medyası tarafından 5-25 Şubat tarihleri arasında 6,15 milyon katılımcıyla gerçekleştirilen bir ankete göre, hukukun üstünlüğü, istihdam, tıbbi bakım ve yüksek kaliteli kalkınma gibi konular, internet kullanıcılarının en çok endişe duyduğu ilk 10 konu arasında yer alıyor. Bu gündemler de oturumlarda ele alınacak.

Devlet Konseyi Enformasyon Ofisi sözcüsü Xing Huina perşembe günü yaptığı açıklamada, geçen yılki iki toplantı sırasında Devlet Konseyi’ne verilen tüm öneri ve tekliflerin ele alındığını söyledi.

Xing, 2023 yılında Devlet Konseyi’nin çeşitli birimlerinin iki toplantı sırasında UHK milletvekillerinden gelen toplam 7,955 öneriyi ve ÇHSDK üyelerinden gelen 4,525 öneriyi ele aldığını ve bunların toplam öneri ve teklif sayısının sırasıyla yüzde 95.7 ve yüzde 96.5’ini oluşturduğunu kaydetti.

Dışarıyla iletişim imkanı

ÇHSDK’nın pazar günkü basın toplantısında, çeşitli ülkelerden gazeteciler Çin’in iki toplantı için açıklanan politikalara ve sinyallere göz atmak için toplandı.

Suudi Arabistan’dan bir muhabir Global Times’a yaptığı açıklamada, iki oturum sırasında Çin’in teknolojik inovasyon ve yeşil enerji konularını ele almaya odaklandığını, böylece daha fazla Arap ülkesinin Çin’in kalkınma deneyiminden ders çıkarabileceğini söyledi.

Zhang Yiwu, her yıl düzenlenen iki oturumun sadece milletvekillerinin ülkenin karşı karşıya olduğu mevcut sorunların çözümüne yönelik önerilerini dile getirdikleri platformlar olmadığını, aynı zamanda yabancı gözlemcilerin ülkenin gelecekteki kalkınma planına ve Çin’de demokrasinin nasıl uygulandığına dair bir fikir edinmeleri için de bir pencere sunduğunu ifade etti.

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji işbirliğini geliştirme konusunda anlaştı

Yayınlanma

İki Güneydoğu Asya ülkesinin liderleri perşembe günü Malezya’da bir araya gelirken, Malezya ve Vietnam yenilenebilir enerji ve diğer alanlarda ilişkilerini güçlendirme konusunda anlaştı.

Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri To Lam, Malezya’ya üç günlük resmi bir ziyaret gerçekleştiriyor. Bu, ağustos ayında göreve gelmesinden bu yana Malezya’ya yaptığı ilk ziyaret.

Ortak basın toplantısında konuşan Malezya Başbakanı Anwar İbrahim, To Lam’ın ziyaretinin iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin “kapsamlı stratejik ortaklık” düzeyine yükseltilmesi yolunda önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, “Vietnam, ülkelerindeki 700 projeyle 13 milyar doları aşan iş girişimlerimize büyük destek veriyor” dedi.

Daha geniş kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak Malezya’nın devlet petrol grubu Petronas ve Vietnamlı mevkidaşı PetroVietnam, karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilir enerji alanında çözümler geliştirme konularında işbirliğine ilişkin bir mutabakat zaptı teati etti.

Anwar, Malezya’nın Vietnam ile savunma, denizcilik ve dijital teknoloji dahil olmak üzere çeşitli diğer alanlarda işbirliğini kolaylaştıracağını da sözlerine ekledi.

To Lam ise Vietnam’ın helal endüstrinin geliştirilmesi, karşılıklı iş yatırımları, yeşil ekonomi inovasyonu, eğitim, spor ve turizm gibi alanlarda işbirliğini genişletme niyetini vurguladı.

“Özellikle ASEAN, BM, Bağlantısızlar Hareketi ve APEC gibi çok taraflı forumlarda barış, güvenlik ve istikrar başta olmak üzere bölgesel ve uluslararası konularda yakın bir şekilde çalışacağız. Mekong alt bölgesi de dâhil olmak üzere bölgesel entegrasyon alanındaki işbirliğini de güçlendireceğiz” dedi.

Genel sekreter ayrıca Vietnam’ın Güney Çin Denizi’nde “barış, güvenlik, istikrar, emniyet ve seyrüsefer ve uçuş özgürlüğünü” koruma taahhüdünü vurgulayarak, “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi dahil olmak üzere evrensel olarak tanınan uluslararası hukuk doğrultusunda, tehdit veya güç kullanımı olmaksızın anlaşmazlıkların barışçıl çözümünü teşvik ediyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Trump’ın olası gümrük vergileri Güneydoğu Asya’yı nasıl etkileyecek?

Yayınlanma

Güneydoğu Asya, Donald Trump’ın evrensel gümrük vergileri tehdidine ve Çin ile yeni bir ticaret savaşına karşı endişeli görünüyor. Bölgenin en büyük altı ekonomisinden beşi ABD ile ticaret fazlası veriyor.

Ancak uzmanlara göre, durum o kadar da kötü olmayabilir. Jeopolitik olarak tarafsız durmaya çalışan bölge, Trump’ın ilk başkanlığı döneminde 2017-2020 yılları arasında hem Çin hem de ABD ile brüt ticaretinde artış gördü. Çin, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve ABD’den şirketlerin ABD gümrük vergilerinden kaçınmak için Güneydoğu Asya’daki üretim üslerini çoğaltmasıyla Vietnam, Endonezya, Malezya ve Tayland büyük kazanç elde etti.

Uzmanlara göre, ihracat ve ekonomik büyüme kısa vadede darbe alacaktır ancak bölge ticaret sapması ve ikamesinden kazançlı çıkabilir.

Trump’ın gümrük vergisi tehdidi nedir?

Trump’ın ticaret politikasının amacı, imalat işlerini ABD’ye geri döndürmek ve tedarik zincirlerini Çin’den ayırmak. Trump ve danışmanları Çin’in ticari avantajının kur “manipülasyonu, fikri mülkiyet hırsızlığı ve zorla teknoloji transferinden” kaynaklandığını iddia ediyor.

İlk döneminde Trump, Çin’den ithal edilen 250 milyar dolar değerindeki elektronik, makine ve tüketim mallarına %25’e varan gümrük vergileri uygulamak için yürütme yetkilerini kullandı. Pekin de ABD’nin tarım, otomotiv ve teknoloji ihracatına karşı benzer önlemlerle misilleme yaptı.

Şimdi Trump, ABD’ye giren tüm Çin mallarına %60 vergi ve diğer her yerden yapılan ithalata %20’ye varan gümrük vergisi uygulanmasını önerdi.

Güneydoğu Asya için ne kadar kötü olabilir?

Oxford Economics’e göre Kamboçya’nın ihracatının yaklaşık %40’ı Amerika’ya gidiyor ve toplam ihracata oranla ASEAN’daki en büyük ihracatçı konumunda; onu %27,4 ile Vietnam ve %17 ile Tayland takip ediyor. Tayland Ticaret Odası Üniversitesi Başkanı Thanavath Phonvichai, Trump’ın vaatlerini yerine getirmesi halinde Tayland ekonomisinin 160,5 milyar baht (4,6 milyar dolar) darbe alabileceğini söyledi.

Vietnam, ABD ile dünyanın en büyük dördüncü ticaret fazlasına sahip. Çinli, Tayvanlı ve Güney Koreli firmaların Trump dönemi gümrük vergilerini aşmak için Vietnam’ı kullanmasıyla bu dengesizlik hızla büyüdü. Vietnam’ın talihi, özellikle de ABD’nin Vietnam’ı daha yüksek gümrük vergileri gerektiren “piyasa dışı ekonomi” olarak sınıflandırmaya devam etmesi halinde, aynı hızla dönebilir.

Trump’ın gümrük vergileriyle ilgili belirsizlik, firmaların Güneydoğu Asya’daki yatırım planlarını duraklatmalarına ya da durdurmalarına neden olabilir. Şehir devletinin Ekonomik Kalkınma Kurulu’na göre, ABD şirketleri geçen yıl Singapur’daki 9,5 milyar dolarlık sabit varlık yatırımının yaklaşık yarısını oluşturdu. Başbakan Lawrence Wong, Trump’a gönderdiği tebrik mektubunda ABD’nin Singapur ile “istikrarlı bir ticaret fazlası” verdiğini hatırlatmakta gecikmedi.

Çin ekonomisine vurulacak herhangi bir darbe, Çin tüketimine, ihracat talebine ve turizmine bağımlı olan ASEAN ülkelerine de yansıyacaktır. Çin mallarına yönelik iştahın azalması, Çinli üreticilere girdi sağlayan Güneydoğu Asyalı tedarikçileri de etkileyecektir. Güneydoğu Asya’nın en büyük ekonomisi olan Endonezya, Çin’e olan %24,2 oranındaki ihracatı ve ağırlıklı olarak emtia ihracatı nedeniyle bu durumdan en fazla zarar görecek ülke olacaktır.

Mallarını ABD’ye gönderemeyen Çinli ihracatçılar, hükümetlerin metal, tekstil ve tüketim mallarındaki dampingden zarar gören yerel üreticilerin şikayetleriyle karşılaştığı Güneydoğu Asya’ya yönlendirebilir.

Güneydoğu Asya’nın avantajı nedir?

Güneydoğu Asya’nın mevcut üretim patlaması ticaret savaşı nedeniyle başladı. Analistler zaman içinde ticari ikame ve sapmanın büyümeye vurulan darbeden daha ağır basacağını düşünüyor.

Macquarie Capital ASEAN araştırma müdürü Jayden Vantarakis, “Çin’e yönelik daha büyük bir baskının, Çinli işletmelerin Asya’da daha fazla ticaret ve yatırım yapmasıyla tedarik zincirinde daha fazla sapmaya yol açabileceğini düşünüyoruz” dedi.

Bazı Güneydoğu Asya hükümetlerinin agresif bir şekilde başvurduğu elektrikli araç fabrikaları ekonomik bir tampon sağlayabilir. “ABD dışında da elektrikli araç talebi artıyor, bu nedenle Endonezya’ya net bir fayda sağlayabileceğini düşünüyorum. Özellikle benzin fiyatları giderek pahalılaştığı için karbon nötr olmaya çalışan daha küçük ülkeler arzı devralmaya çalışacak ve daha fazla elektrikli otomobil satın alacaklar,” diyor Singapur Ulusal Üniversitesi İşletme Fakültesi profesörü Sumit Agarwal.

Trump’ın vaat ettiği gümrük vergileri, Tayland’ın bu yıl haddelenmiş çelikte yaptığı gibi, ASEAN hükümetlerine Çin mallarına antidamping tarifeleri uygulama konusunda itici güç sağlayabilir. Daha sıkı ABD menşe kuralları da hükümetlere daha fazla yüksek değerli parça üretimi ve montajının yerel olarak yapılmasını sağlama fırsatı verebilir.

Güneydoğu Asya para birimleri ve piyasaları nasıl etkilenecek?

Trump’ın gümrük vergileri Güneydoğu Asya merkez bankaları üzerindeki para politikasını daha da gevşetme baskısını hafifletebilir.

İngiltere merkezli Pantheon Macroeconomics’in gelişmekte olan Asya baş ekonomisti Miguel Chanco, “Esasen Trump’ın zaferi, planladığı gümrük tarifeleri nedeniyle dünya için enflasyonisttir, bu nedenle küresel parasal normalleşme veya gevşeme döngüsü muhtemelen Filipinler de dahil olmak üzere daha önce düşünüldüğü kadar keskin olmayacaktır” dedi.

Nikkei Asia’ya konuşan Chanco, Güneydoğu Asya para birimlerinin daha önce beklendiği gibi güçlenmeyeceğini, bunun kısmen piyasaların ABD Merkez Bankası’nın gevşeme hızını yeniden fiyatlandırmasından ve dolayısıyla doların güçlenmeye devam etmesinden kaynaklandığını söyledi.

Altı büyük Güneydoğu Asya ekonomisi arasında Tayland bahtı ve Malezya ringgiti, Trump’ın zaferinden bu yana en kötü performans gösteren para birimleri oldu ve çarşamba gününe kadar ABD doları karşısında sırasıyla %3,2 ve %2,9 değer kaybetti.

Taylandlı menkul kıymetler şirketi InnovestX, güçlü dolar ve zayıf bahttan faydalanacak hisse senetleri önerdi. Bunlar arasında CP Foods ve Delta Electronics gibi önemli ihracat gelirleri olan ya da Tayland Havalimanları, emlak geliştiricileri ve otelciler gibi turizmle ilgili şirketler yer alıyor.

Hükümetler, diğer ülke ve bölgelerle ilişkilerini derinleştirerek ve tarafsızlıklarını vurgulayarak ABD ya da Çin’e olan aşırı bağımlılıklarını azaltmak için şimdiden adımlar atıyor.

Özellikle Güneydoğu Asya ekonomilerinin de ASEAN içi ticareti güçlendirerek direnç oluşturmaya odaklanması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English