Bizi Takip Edin

Asya

Çin’in meşhur iki toplantısı başladı: Parti liderliği öne çıkıyor

Yayınlanma

Çin siyasi takviminin en önemli etkinliği olan iki toplantı bugün (pazartesi) başladı.

Ülkenin en üst düzey siyasi danışma organı Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı (ÇHSDK) ve yasama organı Ulusal Halk Kongresi’nin (UHK) toplantıları geleneksel olarak hükümetin önümüzdeki yıl için politika gündeminin önizlemesinin yapıldığı bir fırsat olarak görülüyor.

Bu yıl aynı zamanda UHK’nin kuruluşunun 70. ve ÇHSDK’nın kuruluşunun 75. yıldönümü.

Pazartesi günü 14. ÇHSDK’nın 2,000’den fazla üyesi danışma organının yıllık çalışma raporunu dinlemek üzere Pekin’de Büyük Halk Salonu’nda bir araya geldi.

Salı günü ise Başbakan Li Qiang, yaklaşık 3,000 Ulusal Halk Kongresi vekilinin önünde ilk hükümet çalışma raporunu sunacak.

ÇHSDK Ulusal Komitesi, yıllık oturumundan bir gün önce pazar günü bir basın toplantısı düzenledi. 14. ÇHSDK Ulusal Komitesi’nin sözcüsü Liu Jieyi, oturum hakkında basına bilgi verdi.

Liu, Halkın Siyasi Danışma Konferansı’nın sosyalist demokrasiyi teşvik etmenin ve Çin’in siyasi yaşamında tam süreçli halk demokrasisini uygulamanın önemli bir biçimi olduğunu söyledi. Konferansın sosyalist istişari demokrasi için önemli bir kanal ve uzmanlaşmış bir istişari organ olduğunu da sözlerine ekledi.

Çin Başbakanı ilk kez toplantı sonunda basın toplantısı düzenlemeyecek

İki toplantı sırasında biri Dışişleri Bakanı Wang Yi tarafından olmak üzere en az üç basın toplantısı düzenlenecek.

Ancak Çin basınına göre, son otuz yıldır ilk kez Çin başbakanı, pazartesi günü Pekin’de başlayan yıllık parlamento oturumlarının sonunda bir basın toplantısı düzenlemeyecek.

Çin’in en üst düzey yasama organı olan Ulusal Halk Kongresi’nin sözcüsü Lou Qinjian, istisnai durumlar haricinde bu uygulamanın mevcut Ulusal Halk Kongresi döneminin gelecek yılları için de kaldırılacağını söyledi.

İlk kez 1988 yılında düzenlenen ve 1993 yılında geleneksel bir uygulama haline gelen basın toplantısı, en üst siyasi danışma organı ve yasama organının bir araya geldiği yıllık “iki toplantının” en çok beklenen etkinliklerinden biri. Üst düzey bir Çinli liderin yerel ve uluslararası medyanın sorularını yanıtladığı nadir etkinliklerden de biri. Bu sorular dış dünyaya üst düzey bir Çinli liderden politika yönelimlerini doğrudan duyma şansı sunar.

South China Morning Post’un haberine göre Lou, yapılan bir incelemenin ardından liderliğin, iki toplantı sırasında benzer etkinliklerle sık sık çakıştığı için basın toplantısını kaldırmaya karar verdiğini söyledi.

Başbakan Li Qiang salı sabahı hükümetin çalışma raporunu UHK’ne sunacak, ardından Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu ile Maliye Bakanlığı planları ve bütçeyi özetleyen iki yazılı rapor sunacak.

Lou pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Toplumun temel kaygılarının [hükümet] raporlarında özellikle ele alındığı söylenmelidir,” dedi ve ekledi: “Medyanın ve halkın raporların içeriğini kolayca öğrenebilmesi için raporlar kamuoyuna duyurulacak.”

Gözlemciler, bu değişikliğin sürpriz olabileceğini ancak Çin’in siyasi gelişimiyle uyumlu olduğunu söyledi.

South China Morning Post’un eski genel yayın yönetmeni olan deneyimli Çin gözlemcisi Wang Xiangwei’ye göre, “Partinin liderliği son on yılda sağlam bir şekilde yerleşti ve Devlet Konseyi’nin rolü artık esas olarak partinin kararlarını uygulamaktan ibaret.”

Wang, “Devlet Konseyi’nin başında bulunan başbakanın rolü ve statüsü de buna göre ayarlanıyor” dedi.

Öte yandan uzmanlara göre, bakanların ayrıntılı politikalar konusunda daha iyi bir konumda olmaları ve hepsinin basın toplantıları düzenleyecek olmaları nedeniyle ek bir basın toplantısına gerek duyulmadı. Ancak gerekli görülmesi halinde Çin yönetiminin gelecekte bu uygulamayı geri getirebileceği düşünülüyor.

Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan bir başka gözlemci ise bu uygulamanın Çin’deki görev değişimi dinamiklerini yansıttığını söyledi: “Başbakanın işi artık esas olarak ekonomi ve sosyal meselelerle ilgili. Ancak basın toplantısında sorulan sorular genellikle dış ilişkiler ve Çin’in büyük stratejisi hakkında oluyor. Li’nin bu sorulara cevap vermesi garip olurdu çünkü dış ilişkiler giderek daha fazla parti lideri Başkan Xi Jinping’in elinde merkezileşiyor.”

Dışişleri bakanı nominal olarak başbakana bağlı olsa da Wang, Qin Gang’ın temmuz ayında herhangi bir açıklama yapılmadan görevden alınmasının ardından bir üst rütbeden bu göreve geldi. Wang doğrudan Xi’ye rapor veriyor.

‘Halk demokrasisi’

Aynı zamanda ulusal siyasi danışman olan Pekin Üniversitesi profesörü Zhang Yiwu, iki toplantıyla ilgili Global Times’a yaptığı değerlendirmede, UHK ve ÇHSDK’nın tüm süreçleri kapsayan “halk demokrasisini” sergilemek için önemli bir platform olduğunu ve Çinli üst düzey kanun yapıcıların ve politika danışmanlarının “halkın beklentilerini gerçeğe dönüştürmek için” çaba göstererek halkın geçim kaynaklarını “ne kadar önemsediklerini” yansıttığını söyledi.

Zhang Yiwu, bütünsel süreçli halk demokrasisinin sadece periyodik oy verme haklarıyla dar tanımlı bir demokrasi biçimi olmadığını, ekonomik, siyasi, kültürel, sosyal ve ekolojik sektörleri kapsayan seçimleri, istişareleri, karar alma ve gözetimi içeren “seçimsel ve istişari demokrasinin bir kombinasyonu” olduğunu belirtti.

Zhang, bu yılın iki oturumun dört yıl sonra normal formatına döndüğü ilk yıl olması nedeniyle özel olduğunu söyledi. Zhang, “Çeşitli sektörlerden, sosyal gruplardan ve toplumun farklı kesimlerinden gelen görüşlerin hepsi toplantıda yoğunlaştı ve Çin ekonomisinin daha sorunsuz gelişmesine ve toplumun özellikle pandemi sonrası toparlanma aşamasında hızla ilerlemesine yardımcı olacak ortak bir fikir birliğini yansıttı” dedi.

Kuzey Çin’in İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nden ulusal siyasi danışman ve aynı zamanda bölgenin kadın federasyonunun bir üyesi olan Xu Ruixia, Global Times’a yaptığı açıklamada, geçtiğimiz yıl boyunca anaokulları ve kreşlerdeki çocuk bakım tesisleriyle ilgili bir araştırma yürüttüğünü söyledi. Bulguları, bu tesislerde çalışanların düşük maaşlarla mücadele ettiğini, ebeveynlerin çocukları için yer bulmakta zorlandığını ve tesislerin kendilerinin de finansman sıkıntısıyla boğuştuğunu gösteriyor.

Sonuç olarak Xu, araştırma bulgularını belgeleyerek bir dizi öneri hazırladı ve bu önerileri ilgili makamlara sunarak söz konusu acil sorunlara çözüm bulunmasını savundu.

Çin medyası tarafından 5-25 Şubat tarihleri arasında 6,15 milyon katılımcıyla gerçekleştirilen bir ankete göre, hukukun üstünlüğü, istihdam, tıbbi bakım ve yüksek kaliteli kalkınma gibi konular, internet kullanıcılarının en çok endişe duyduğu ilk 10 konu arasında yer alıyor. Bu gündemler de oturumlarda ele alınacak.

Devlet Konseyi Enformasyon Ofisi sözcüsü Xing Huina perşembe günü yaptığı açıklamada, geçen yılki iki toplantı sırasında Devlet Konseyi’ne verilen tüm öneri ve tekliflerin ele alındığını söyledi.

Xing, 2023 yılında Devlet Konseyi’nin çeşitli birimlerinin iki toplantı sırasında UHK milletvekillerinden gelen toplam 7,955 öneriyi ve ÇHSDK üyelerinden gelen 4,525 öneriyi ele aldığını ve bunların toplam öneri ve teklif sayısının sırasıyla yüzde 95.7 ve yüzde 96.5’ini oluşturduğunu kaydetti.

Dışarıyla iletişim imkanı

ÇHSDK’nın pazar günkü basın toplantısında, çeşitli ülkelerden gazeteciler Çin’in iki toplantı için açıklanan politikalara ve sinyallere göz atmak için toplandı.

Suudi Arabistan’dan bir muhabir Global Times’a yaptığı açıklamada, iki oturum sırasında Çin’in teknolojik inovasyon ve yeşil enerji konularını ele almaya odaklandığını, böylece daha fazla Arap ülkesinin Çin’in kalkınma deneyiminden ders çıkarabileceğini söyledi.

Zhang Yiwu, her yıl düzenlenen iki oturumun sadece milletvekillerinin ülkenin karşı karşıya olduğu mevcut sorunların çözümüne yönelik önerilerini dile getirdikleri platformlar olmadığını, aynı zamanda yabancı gözlemcilerin ülkenin gelecekteki kalkınma planına ve Çin’de demokrasinin nasıl uygulandığına dair bir fikir edinmeleri için de bir pencere sunduğunu ifade etti.

Asya

Taliban, Çinli şirketle petrol sahası anlaşmasını iptal etti

Yayınlanma

Afganistan’da Taliban hükümeti, sözleşme yükümlülüklerinin ihlal edildiği iddiasıyla Çinli bir şirketle iki yıldır süren petrol çıkarma ve geliştirme sözleşmesini feshetti.

Maden ve Petrol Bakanlığı sözcüsü Hamayun Afghan, geçen hafta yaptığı bir X gönderisinde, “Maden ve Petrol Bakanlığı ile Afchin Şirketi arasında 25 yıl süreyle imzalanan Amu Darya Petrol Sahası Arama ve Üretim Anlaşması, yüklenicinin sözleşme yükümlülüklerini tekrar tekrar ihlal etmesi nedeniyle feshedildi” dedi.

2023 yılında Kabil, Afganistan’ın kuzeyindeki Amu Darya Havzasında petrol çıkarmak için Xinjiang Central Asia Petroleum and Gas Co. (CAPEIC) ile 540 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma, Taliban’ın Ağustos 2021’de iktidarı ele geçirmesinden bu yana yapılan ilk büyük yabancı yatırım anlaşması oldu.

Anlaşma kapsamında Taliban rejimi, %20 hisseye sahip Afganistan’ın devlet şirketi Afghan Oil and Gas Company ile %80 hisseye sahip CAPEIC arasında yeni kurulan ortak girişim Afchin’e lisans verdi. Çıkarım alanı Faryab, Jowzjan ve Sar-e Pul illerinde bulunuyor. Kabil’e göre CAPEIC, ilk yıl en az 150 milyon dolar, üç yıl içinde ise 540 milyon dolar yatırım yapmayı ve 3.000 Afgan vatandaşını istihdam etmeyi taahhüt etti.

Ocak 2023’teki imza töreninde, dönemin Maden ve Petrol Bakanı Shahabuddin Delawar, “Afganistan son 50 yılda hiçbir yabancı ülkeyle bu kadar büyük bir ekonomik anlaşma imzalamadı” dedi.

Sözcü Hamayun, Nikkei Asia‘ya “Çinli şirket anlaşmaya uygun olarak yatırımı erteledi” ve projenin “ödenmesi gereken telif ücretlerinin ödenmemesi, [yetersiz] sismik araştırmalar ve yerel altyapı projelerinin ertelenmesi” nedeniyle de aksadığını söyledi.

“Şirkete, vaatlerin yerine getirilmemesi halinde sözleşmenin sadece bir kağıt parçası olarak kalacağı açıkça bildirildi. Şirketin üç yıl içinde tüm araştırma, petrol keşfi ve üretim aşamalarını tamamlaması gerekiyordu” diye ekledi.

“Çinli yetkililere bilgi verdik. Şirket yetkililerine ekipler gönderdik. Ancak yanıt hiçbir zaman olumlu olmadı” dedi Hamayun.

Hamayun’a göre, bakanlıklar arası bir komitenin sözleşme ihlallerini soruşturmasının ve bakanlığın teknik ve hukuki değerlendirme için uluslararası danışmanlık firmalarına davetinin ardından, Başbakan Hasan Akhund sözleşmenin iptalini onayladı.

CAPEIC, Nikkei Asia’nın yayınlanma tarihine kadar sorulara yanıt vermedi.

Afganistan’ın eski bilgi, kültür ve turizm bakan yardımcısı Zardasht Shams, Nikkei’ye verdiği demeçte, “Bu fesih, yalnızca sözleşmeye uygun performans gösterememe ve teslimat yapamama nedeniyle gerçekleşmiş olsa da, Taliban ile Çin arasındaki genel ilişkileri, özellikle de ekonomik bağları etkileyebilir” dedi.

Shams, “2021 yılının Ağustos ayından sonra Taliban, Çin’e benzeri görülmemiş bir sıcaklık gösterdi ve ticaret, yatırım ve muhtemel mali yardım konusunda bazı abartılı beklentiler içine girdi. Taliban, Çin’i ABD’nin alternatifi olarak gördü” dedi. “Ancak Çin, ABD ve müttefiklerinin yerini hiçbir şekilde alamaz. 2021’deki çekilmesinden sonra bile ABD, Afganistan’a milyarlarca dolarlık yardımda bulundu” diye ekledi.

Shams, Taliban rejiminin mali sıkıntısının sözleşmenin feshine karar vermede önemli bir rol oynadığına da inanıyor. “Taliban şu anda mali sorunlarla karşı karşıya ve iktidarını sürdürmek için gelirlerini artırmanın yollarını arıyor” dedi.

Öte yandan, Afgan kökenli Amerikalı akademisyen Ubaidullah Burhani, sözleşmenin feshinin “Çin-Afganistan ilişkilerinde ciddi bir kopukluğa yol açmayacağını” düşünüyor.

Burhani, Nikkei’ye verdiği demeçte, “Her iki taraf da, özellikle Afganistan’ın akut ekonomik ve altyapı ihtiyaçları karşısında, Çin’in stratejik avantajına dönüştürmeye devam ettiği kritik karşılıklı çıkarlarla bağlı olmaya devam ediyor” dedi.

Ayrıca, Çin’in yatırımlarındaki yavaş ilerlemenin Amu Darya petrol sahası projesiyle sınırlı olmadığını da belirtti.

“Çin yıllardır Afganistan’da bu projeleri hayata geçirme taahhüdünde bulunmadan münhasır anlaşmalar yapma politikası izliyor. Bu eğilimin en iyi örneği, büyük ölçüde atıl durumda olan Mes Aynak bakır madeni sözleşmesi” diyen Burhani, 2007 yılında bir Çinli şirkete verilen Kabil yakınlarındaki Logar eyaletindeki projeyi örnek gösterdi.

Burhani, “Somut ilerleme olmamasına ek olarak, bu projeler karmaşık jeopolitik dinamikler, çelişen Batı çıkarları, çevre uyum talepleri, bölgesel baskılar ve tekrarlanan saldırıların oluşturduğu sürekli güvenlik tehditleri nedeniyle engellenmiştir” diye ekledi.

Afchin sözleşmesinin iptal edilmesine rağmen, Taliban diplomatik olarak Çin’e karşı sıcak tutumunu sürdürüyor.

Taliban hükümetinin farklı dillerde yaptığı açıklamalara göre, Taliban’ın Başbakan Yardımcısı Mawlvi Abdul Salam Hanafi, bu ayın başlarında Çin’in Kunming kentinde düzenlenen Çin-Güney Asya Fuarı’na katıldı ve Kabil’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne desteğini yineledi ve iki ülke arasında işbirliğinin güçlenmesini umduğunu ifade etti.

Açıklamalardan birinde, “Hanafi, Çin ile Afganistan arasındaki güçlü bağları vurgulayarak, Çin’in Afganistan’daki projelerini son derece önemli ve karşılıklı yarar sağlayan projeler olarak nitelendirdi” denildi. Açıklamada, Çinli yatırımcılarla bir araya gelen başbakan yardımcısının, Taliban’ın yerli ve yabancı yatırımcıların, özellikle Çinli şirketlerin yatırımlarını kolaylaştırma taahhüdünü yinelediği ve Afganistan’daki yatırımların büyüme potansiyelinin yüksek olduğunu vurguladığı da belirtildi.

Okumaya Devam Et

Asya

Çin Başbakanı Li: Küreselleşme geri döndürülemez

Yayınlanma

Çin Başbakanı Li Qiang, ticaret gerilimleri nedeniyle küresel tedarik zincirlerinin “parçalanma” riski olduğuna dikkat çekerek, ülkesinin “dünyaya kapılarını daha da açacağını” söyledi.

Pekin’in en yüksek ikinci yetkilisi olan Li, Çin’in teknolojik ilerlemelerini diğer ülkelerin de yararlanabileceğini belirterek, ülkesinin bir üretim gücü olmaktan “mega tüketici pazarı”na geçiş sürecini özetledi.

Li, çarşamba günü Çin’in kuzeyindeki Tianjin kentinde düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun yıllık yaz etkinliğinde, “Ekonomik küreselleşme tersine dönmeyecek, sadece yeni bir yol açacak” dedi. “Küresel pazara daha fazla entegre olacağız ve bağlantımızı güçlendireceğiz” diye ekledi.

“Kapalı ve izole adalara geri dönmeyeceğiz” vurgusu yaptı.

Pekin, küresel tedarik zincirlerini altüst etme tehdidi oluşturan Washington ile tam anlamıyla bir ticaret savaşı içindeyken, uluslararası ticaret ve kalkınma için istikrar sağlayıcı bir güç olarak konumlanmaya çalışıyor.

ABD ve Çin bu ay Londra’da bir araya geldi ve tarifelerdeki keskin artışları azaltmak için kırılgan bir ateşkes imzaladı. Ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın diğer ülkelere uyguladığı “karşılıklı” gümrük vergilerine ilişkin 90 günlük moratoryum temmuz ayında sona erecek ve bu durum küresel ticarette yeni aksaklıkların yaşanabileceği endişesini artırıyor.

Geçen hafta, Çin Halk Bankası Başkanı Pan Gongsheng, renminbi’nin rolünün artacağı “çok kutuplu” bir para sistemi savunurken, ABD dolarının hakimiyetine dolaylı bir eleştiri getirdi.

Çin Başbakanı Li, “Bazı ülkeler ve bölgeler, riskten kaçınma adı altında piyasa faaliyetlerine müdahale etti” diyerek, Batılı hükümetlerin ekonomilerini Çin’den izole etme çabalarına atıfta bulundu ve iki yıl önce, Covid-19 salgını nedeniyle kapanmaların ardından düzenlenen aynı forumda yaptığı açıklamaları yineledi.

‘Küresel Güney güçleniyor’

Li çarşamba günü yaptığı açıklamada, “Dünyanın ekonomik ve ticari sistemi daha çeşitlilik kazanıyor. Küresel güney hızla güçleniyor” dedi.

Genel eğilime paralel olarak gelişmiş ülkelerin ticaret hacmi zayıflarken Küresel Güney ülkelerinin ticaretinin son 20 yılda 4,6 kat arttığının altını çizen Li, bu ülkelerin küresel ticaret içindeki payının, 2000 yılında yüzde 30 iken yüzde 45’e kadar çıktığını belirtti.

Li ayrıca, “Çin’in inovasyonu açık ve açık kaynaklıdır” dedi. Ülkenin önde gelen yapay zeka grupları DeepSeek ve Alibaba, büyük dil modellerini dünyanın dört bir yanındaki geliştiricilerin kullanımına sundu. Li, “Yerli teknolojileri paylaşmaya hazırız” diye ekledi.

Dünya Ekonomik Forumu’nun “Yaz Davosu” olarak da bilinen Yeni Şampiyonlar Yıllık Toplantısı, son yıllarda Çin liderliğine, Batı ile gergin ilişkiler, yurt içinde zayıflayan ekonomik ivme ve iç ekonomiye daha fazla yabancı yatırım çekme çabaları arasında uluslararası iş dünyasına samimi bir tavır sergilemek için bir platform sunuyor.

Bu yılki konuklar arasında eski İngiltere başbakanı Sir Tony Blair ve Harvard siyaset bilimci Graham Allison yer alıyor.

Küresel ekonomik entegrasyon vurgusu

The Asia Group düşünce kuruluşunun Çin ülke direktörü Han Shen Lin, “Çin’in ‘Yaz Davos’una ev sahipliği yapması, giderek daha istikrarsız hale gelen bu dönemde uluslararası toplum tarafından sorumlu bir küresel paydaş olarak nasıl görülmek istediğini ortaya koyuyor” dedi.

Çin’deki AB Ticaret Odası’nın son anketine göre, rekor sayıda katılımcı ülkede iş yapmanın daha zor hale geldiğini belirtti.

Çin Başbakanı Li, “ülkelerin ekonomik ve ticari ilişkilerinde farklılıklar ve anlaşmazlıklar olması normal” dedi. Ancak Çin’in “tüm ülkelerle azami konsensüs sağlamak için ısrarlı çabalar göstermeye hazır” olduğunu da ekledi.

“Küresel ekonomi derin bir entegrasyon içindedir; hiçbir ülke dünyadan izole olarak refahını sürdüremez” dedi.

‘Çin, mega ölçekli bir tüketim gücü haline gelecek’

Li, küresel ekonomik büyümenin yüzde 30’unu sağlayan Çin ekonomisinin, dünya ekonomisinin motoru haline geldiğini belirterek, sürekli gelişen ve güncellenen Çin pazarının küresel ekonomi ve ticarete ihtiyaç duyduğu yeni büyüme alanlarını ve ivmesini sağlayacağına inandıklarını dile getirdi.

Çin’in halihazırda dünyanın ikinci büyük ithalatçı ülkesi ve tüketici pazarı olduğunun, yüksek gelirli bir ülke olma yolunda ilerlediğinin altını çizen Li, şunları kaydetti:

“Son yıllarda iç talebi genişletme stratejisi çerçevesinde tüketimi canlandırmaya yönelik özel teşvikler uyguluyoruz. Bu, Çin’i, bir imalat gücü olmanın yanı sıra mega ölçekli bir tüketim gücü haline getirecek.”

Li, Çin pazarının gelişiminin dünyanın her yerinden girişimcilere daha fazla pazar alanı sağlayacağını vurguladı.

Okumaya Devam Et

Asya

Lee Jae Myung, Kore Yarımadası’nda barış çağrısı yaptı

Yayınlanma

Güney Kore’nin yeni Devlet Başkanı Lee Jae Myung, çarşamba günü Kore Savaşı’nın 75. yıldönümünde Kore Yarımadası’nda barışın sağlanması için çaba gösterilmesi çağrısında bulundu.

Lee, Facebook’ta yaptığı paylaşımda, “En kesin güvenlik biçimi, savaşmaya gerek olmayan bir devlet kurmak, başka bir deyişle barışı sağlamaktır” dedi.

Lee ayrıca, ekonomiyi istikrara kavuşturmak ve kamu güvenliğini sağlamak amacıyla Kore Yarımadası’nda barış rejiminin kurulması yönündeki taahhüdünü yineledi.

Kore Savaşı, 25 Haziran 1950’de tanklarla donanmış Kuzey Kore birliklerinin Güney Kore’yi işgal etmesiyle başladı. ABD ve 20 müttefik ülke, BM bayrağı altında Güney Kore’nin yanında savaştı. Savaş, üç yıl sonra ateşkesle sona erdi.

Lee, çatışmada hayatını kaybeden askerlere ve gazilere saygılarını sundu ve Güney Kore’nin yoksulluktan zenginliğe dönüşümünün onların fedakarlıkları olmadan mümkün olamayacağını söyledi.

Lee, Güney Kore’nin resmi adını kullanarak, “Bugünkü Güney Kore Cumhuriyeti, savaş alanında görev yapan askerler, gaziler, onların yaslı aileleri ve savaşın izlerini taşıyan halkın fedakarlıkları ve adanmışlığı sayesinde mümkün oldu” diye yazdı.

Gaziler ve onların yaslı ailelerine ödenen tazminatların yetersiz olduğunu belirten Lee, hükümetin ülkeyi savunmak için “olağanüstü fedakarlıklar” yapanlara yeterli tazminatın ödenmesi için yollar arayacağını söyledi.

Güney Kore’nin yeni Başkanı Lee Jae-myung, ulusu birleştirme, ekonomiyi canlandırma, komşularla arayı düzeltme sözü verdi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English