Bizi Takip Edin

Amerika

Cumhuriyetçi ve Demokrat Kongre üyeleri Filistin protestolarına karşı FBI’ı göreve çağırdı

Yayınlanma

Kendisini ‘merkezi’ olarak tanımlayan siyasi grup No Labels’ın ev sahipliğinde düzenlenen bir toplantıda, aralarında çeşitli üniversitelerin mütevelli heyetlerinin de bulunduğu 300’e yakın katılımcıyla birlikte, New Jersey’in Demokrat Temsilcisi Josh Gottheimer ile New York’un Cumhuriyetçi Temsilcisi Mike Lawler, Kongre’nin öğrenci protestocuların daha fazla bastırılmasına nasıl yardımcı olabileceği ve FBI’ın nasıl daha fazla müdahil olabileceği hakkında konuştu. 

The Intercept’te yer alan habere göre No Labels çarşamba günkü etkinliği, son iki haftada 150’den fazla kampüse yayılan Gazze’deki savaşa karşı öğrenci protestolarına karşı çıkan ‘partilerinin önde gelen sesleri’ ile ‘özel bir Zoom toplantısı’ olarak tanıttı.

The Intercept’in elde ettiği toplantı kaydına göre, iki temsilci de protestoları şiddetle bastırmak için polisi göreve çağıran üniversitelerin tepkilerini övdü ve Kongre’nin öğrenci hareketlerini araştırmak için daha fazlasını yapacağına söz verdi.

Filistin yanlısı eylemlere ‘kötü niyetli dış aktörler’ suçlaması

Kongre üyeleri ve üniversite mütevelli heyeti üyeleri defalarca üniversite kampüslerindeki Filistin yanlısı çadır kamplarını ‘kötü niyetli dış aktörlerin’ finanse ve organize ettiğini iddia etti.

Gottheimer, kampüs protestoları konusunda Federal Soruşturma Bürosu (FBI) yetkilileriyle temas halinde olduğunu söyledi. Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesinde yer alan Gottheimer, “FBI ile yaptığım görüşmelere dayanarak –komite sorumluluklarım nedeniyle daha fazla ayrıntıya giremeyeceğim– ama şunu söyleyebilirim ki insanların bunun bir sorun olduğunun farkında olduğunu düşünüyorum,” dedi. 

Yerel FBI saha ofisleri adına konuşamayacağını ama ‘herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini’ ekleyen Temsilci, “Parayı takip etmenin anahtar olduğuna inanıyorum. Parayı takip etmeliyiz. Bu üniversitelerin birçoğu paranın nereden geldiği konusunda hiç de şeffaf değiller,” dedi.

New York Üniversitesi Onursal Başkanından polise övgü

Tartışmanın en önemli konuları arasında FBI’ın Amerikan üniversite kampüslerinin soruşturulmasına daha fazla müdahil olması ve savaş karşıtı protestoların ‘dışarıdan kışkırtıcılar’ tarafından körüklenmesinden duyulan korku yer aldı.

Bu hafta kampüsünde onlarca öğrencinin polis tarafından gözaltına alınmasını memnuniyetle karşılayan New York Üniversitesi Onursal Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Bill Berkley, New York merkezli bir Filistin dayanışma grubunun şehirdeki protesto çabalarına öncülük ettiğini iddia etti ve federallerin soruşturma başlatmasını önerdi.

Berkley, grubun insanları Columbia’daki kampa yönlendirdiğini gösteren ‘mesajları deşifre ettiklerini’ iddia etti. Ayrıca kampüs protestolarındaki çadırların birçoğunun aynı olması nedeniyle gösterilerin dışarıdan düzenlendiğini öne sürdü.

New York Belediye Başkanı Eric Adams da dahil olmak üzere protestoyu eleştiren pek çok önde gelen isim bu iddiayı tekrarlamıştı. Oysa çadırlar Five Below’da 15 dolara, Amazon ve Walmart’ta ise yaklaşık 30 dolara satılıyor.

Berkley daha sonra FBI’ın gösterilere karşı neden henüz harekete geçmediğini sordu ve “Bu arada, FBI ve terörist izleme grupları bunu biliyor; neden federal hükümet tarafından herhangi bir eylem görmedik?” dedi.

Cumhuriyetçiler üniversite fonlarının peşinde

Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri bu hafta kampüs protestoları düzenleyen üniversitelere sağlanan federal fonları soruşturacaklarını açıklamışlardı. Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson, altı kongre komitesinin başkanlarıyla birlikte salı günü planlarını açıklamıştı.

Gottheimer ve Lawler, Gazze’ye yönelik acımasız işgal saldırısı sırasında İsrail’i savunmak için yoğun çaba gösteren Kongre üyelerinin başında geliyor.

Bu isimler, İsrail’e yönelik eleştirileri susturmak ve İsrail’i ABD’den aldığı milyarlarca doları uluslararası hukuku ihlal ederek kullandığı için sorumlu tutulmaktan korumak amacıyla ‘partiler üstü’ çabalara öncülük ettiler.

ABD’de bilinen bir yafta: Dışarıdan gelen kışkırtıcılar

The Nation’da yazan Dave Zirin, ‘dışarıdan gelen kışkırtıcılar’ temasının Amerikan siyasetinde 1940’ların sonundan bu yana kullanıldığına işaret ediyor.

Siyahların özgürlük mücadelesinin karalanması için, ilk olarak antikomünist John Birch Society ve Jim Crow yandaşları tarafından sivil haklar aktivistlerine karşı söyleniyordu.

Yazara göre argümanları şuydu: “Güney’deki Siyahlar, bir grup Kuzeyli, radikal, vurguncu komünist gelip onlara dünyada yanlış giden bir şeyler olduğunu söyleyene kadar beyazların üstünlüğünden fazlasıyla memnundular.”

Amerika

‘Büyük, harika yasa’: Şirketlere vergi teşvikleri artacak

Yayınlanma

Senato Finans Komitesi Başkanı Mike Crapo, Cumhuriyetçilerin “büyük, harika yasa” tasarısında üç önemli işletme vergi hükmünün kalıcı hale getirileceğini söyledi.

Brifinge katılan senatörler, bireysel vergi mükellefleri için önemli bir indirimin ise azaltılacağını belirtti.

Araştırma ve geliştirme maliyetleri, işletme ekipmanı alımları ve borç faizleri için daha büyük vergi indirimlerini geri getirme taahhüdü, Crapo ve komite üyeleri için önemli bir öncelik. Bu indirimler, ekonomik büyümenin önemli bir itici gücü olarak görülüyor.

Ne var ki bu indirimleri kalıcı hale getirmek maliyetli ve Cumhuriyetçi liderlerinin önümüzdeki haftalarda tasarı üzerindeki çalışmaları tamamlamaya çalışırken siyasi sorunlara yol açabilecek tavizler gerektirecek.

Crapo, bu tür bir adımın, eyalet ve yerel vergi indirimlerine ilişkin Temsilciler Meclisi’nde uzlaşılan anlaşmanın geri çekilmesi olacağını söyledi.

İşletme vergisi kesintilerini destekleyen Montana Senatörü Steve Daines ve Kuzey Dakota Senatörü John Hoeven, Crapo’nun açıklamalarını doğruladı. Hoeven, “Evet, işletme vergilerinin kalıcı olacağını garanti etti. Başından beri kararlıydım ve o da başından beri kararlıydı,” dedi.

Temsilciler Meclisi’nden geçen yasa tasarısı, üç vergi teşvikini 2029’a kadar geri getiriyor; bunların kalıcı hale getirilmesi, tasarıya muhtemelen yüz milyarlarca dolarlık ek maliyet getirecek.

Kalıcılık, esas olarak Senato’nun önceliği. Başkan Donald Trump, işletme vergisi indirimlerinin kısa süreli uzatılmasına sıcak baktığını işaret etti. Ek maliyetleri dengelemek için Crapo, SALT indirimi konusunda Temsilciler Meclisi’nin öncelikli gündem maddelerinden birini hedef alıyor.

Cumhuriyetçi Parti senatörlerine, SALT’ı Meclis Başkanı Mike Johnson’ın kendi üyeleriyle yaptığı 40.000 dolarlık anlaşmadan daha düşük bir seviyede sınırlamayı planladığını söyledi.

“Mavi” rengiyle bilinen Demokrat eyaletlerdeki Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, Senato Çoğunluk Lideri John Thune’un POLITICO‘ya ilk kez özetlediği plan hakkında şimdiden uyarı sinyalleri veriyor.

Katılımcılar, Crapo’nun toplantıda SALT için kesin bir rakam vermediğini, fakat bazı Cumhuriyetçi senatörlerin 20.000 dolara düşürmeyi önerirken, diğerlerinin Johnson’ın başlangıçta direnen üyelerine teklif ettiği 30.000 doları Temsilciler Meclisi’ne de teklif etmeleri gerektiğini savunduğunu söyledi.

Hoeven, “Temsilciler Meclisi 40.000 dolar teklif etti; biz daha azını yapacağız. Orada 350 milyar dolarlık bir potansiyel olduğunu biliyoruz, ancak henüz bir rakam üzerinde karar vermedik,” dedi.

Trump’ın ‘harika’ vergi yasasında sona doğru

SALT ile ilgili bu hamle, Thune’dan Temsilciler Meclisi tasarısında mümkün olduğunca az değişiklik yapmasını isteyen Johnson ve diğer Cumhuriyetçi milletvekilleri için bir darbe oldu.

Senato tasarısı Temsilciler Meclisi’nin tasarısının büyük bir bölümünü yansıtacak gibi görünse de, Crapo’nun sunumu, Senato’nun tasarıdaki en hassas siyasi alanlardan bazılarını değiştireceğine dair en önemli işaret.

Johnson, Senato toplantısının ardından gazetecilere verdiği demeçte, “SALT rakamı ve tasarıdaki bazı hükümler konusunda ne yapabilecekleri konusunda çok, çok endişeliyim. Umarım mümkün olduğunca az değişiklik yaparlar,” dedi.

Cumhuriyetçi Temsilci Nicole Malliotakois, Senato Cumhuriyetçilerinin Temsilciler Meclisi’nin SALT anlaşmasını değiştirirlerse “tüm tasarıyı çökertme riskiyle karşı karşıya olduklarını” söyledi ve “Amerikan halkına uygulanan en büyük vergi artışından sorumlu olacaklarını” savundu.

Crapo ve Thune, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya gelerek vergi planını ona anlatacak. Crapo’nun önümüzdeki hafta başında Senato Cumhuriyetçilerine daha ayrıntılı bilgi vermesi bekleniyor.

Vergi diline ek olarak, Crapo tasarıdaki Medicaid hükümlerinin taslağını hazırlamaktan da sorumlu ve senatörler, bu konuda ne gibi değişiklikler düşündüğü konusunda çok daha az ayrıntı verdiğini söyledi. Tasarıda programın ele alınışından endişe duyan birçok Cumhuriyetçi senatör, Finans Komitesi’nde yer almıyor.

Eyaletindeki kırsal hastaneleri korumaya çalışan Maine Senatörü Susan Collins, toplantı sonrası gazetecilere Medicaid’de bazı değişiklikler önerdiğini ancak ayrıntılara girmeyeceğini söyledi. Kuzey Dakota Senatörü Kevin Cramer ise “Medicaid ile ilgili bazı hususların çıkarılması gerekecek” diyerek, bu konuda daha fazla değişiklik olabileceğini ima etti.

Okumaya Devam Et

Amerika

Bezos, Washington Post’un görüş bölümünü yeniden yapılandırdı

Yayınlanma

Washington Post‘un (WP) sahibi Jeff Bezos tarafından istendiği şekliyle, görüş bölümünü yenilemesi kapsamında yeni görüş editörünü atadığını duyurdu.

Bezos şubat ayında, WP’nin geleneksel geniş görüş programını kaldırarak, “kişisel özgürlükler ve serbest piyasa” yanlısı başyazılara odaklanan bir bölüme geçeceğini duyurmuştu.

Bezos, haber yayıncılığının kamuoyundaki tartışmaların gündemini belirleme rolünün değiştiğini ileri sürmüştü.

Bezos, çalışanlarına yazdığı notta, “Bir zamanlar, özellikle yerel bir tekel olan gazeteler, her sabah okuyucuların kapısına tüm görüşleri kapsayan geniş bir köşe yazısı bölümü sunmayı bir hizmet olarak görebilirdi. Bugün ise bu işi internet yapıyor,” dedi.

The Economist’in Washington muhabiri ve The Dispatch’in eski genel yayın yönetmeni Adam O’Neal, yenilenen bölümün başına geçecek. 

O’Neal, mesajında yeni patronunun hedeflerini yineledi ve “Felsefemiz, bu ülkenin geleceğine dair temel bir iyimserliğe dayanacak. İdeoloji hakkında ders veren veya politikalar hakkında belirli şekillerde düşünmenizi talep eden insanlar olmayacağız,” dedi.

Gazete çalışanları, Bezos’un gazetenin haber içeriğini değiştirmeye çalışmadığını vurguladı fakat bu ilk kez olmuyor.

Geçen ekim ayında Bezos, WP’nin başkan adaylarını destekleme uygulamasını durdurarak, genel seçimler öncesinde eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris’e destek vermesini engellemişti.

Bu hamle, gazetenin birçok köşe yazarı ve eski baş editörü Marty Baron’un tepkisini çekmiş ve editörler kurulunun birkaç üyesi protesto için istifa etmişti.

Kararın ardından gazetenin okurları da isyan etmiş ve yaklaşık 250.000 kişinin aboneliklerini iptal ettiği bildirilmişti.

Okumaya Devam Et

Amerika

Trump’ın Los Angeles hamlesi Demokratları böldü

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump’ın milyonlarca belgesiz göçmeni sınır dışı etme girişimi, protestoları bastırmak için Los Angeles kentinde ABD ordusunu görevlendirmesiyle Demokratları böldü.

Financial Times’a (FT) göre bu hamle Washington’da, başkanın seçmenler nezdindeki gücünü pekiştirirken, Demokrat rakipleri arasında göç, hukuk ve düzen konusunda bölünmeleri ortaya çıkaran “kurnaz” bir siyasi hesap olarak da görülüyor.

Cumhuriyetçi kamuoyu araştırma şirketi North Star Opinion Research’ün başkan yardımcısı Jon McHenry, “Başkan Trump birçok açıdan takdire şayan olmayabilir, ama elindeki kartları nasıl oynayacağını iyi biliyor,” dedi.

Trump, 2024 seçim kampanyasında, Joe Biden’ın başkanlığı döneminde ülkeye yasadışı olarak giren milyonlarca göçmeni sınır dışı etme sözü vermişti ve o günden bu yana göçmenlik konusundaki tutumu nedeniyle nispeten yüksek onay oranları elde etti.

Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza (ICE) görevlilerinin giderek sertleşen taktiklerine dair haberlere rağmen, son zamanlarda yapılan birkaç ankette, Amerikalıların çoğunluğunun Trump yönetiminin belgesiz göçmenleri sınır dışı etme çabalarını desteklediği ortaya çıktı.

Geçen hafta, Los Angeles şehrinde protestocular ile kolluk kuvvetleri arasında çıkan çatışmalar ve Ulusal Muhafızlar ile ABD Deniz Piyadeleri’nin görevlendirilme kararından önce yapılan bir CBS News anketine göre, Amerikalıların yüzde 54’ü yasadışı göçmenleri sınır dışı etme programını onaylarken, yüzde 46’sı desteklemiyor.

Beyaz Saray iletişim direktörü Steven Cheung, ankete yanıt olarak “Ulusal Muhafızların şiddeti bastırmak için Los Angeles’a gönderilmesinden sonra onay oranı daha da yükselecektir,” diye yazdı.

Trump daha da ileri giderek, bu hafta Beyaz Saray’da düzenlenen bir üst düzey yöneticiler toplantısında, Amerikalıların yüzde 95’inin kendisini desteklediğini düşündüğünü söyledi.

Trump, “Diğer birçok konu gibi, bunun da 95’e 5’lik bir konu olduğunu düşünüyorum. Demokratlar, konularda yanlış tarafta oldukları için seçimleri ezici bir çoğunlukla kaybettiler,” dedi.

Trump’ın Ulusal Muhafızları görevlendirmesinden bu yana çok az ulusal anket yapılmış olsa da, hafta sonu gerçekleştirilen ve çarşamba günü yayınlanan bir Quinnipiac anketi, başkanın hamlesine verilen desteğin değişiyor olabileceğini ortaya koydu.

Sadece %43’lük bir kesim Trump’ın göçmenlik meselesini ele alışını onaylarken, %54’lük bir kesim onaylamadı. %40’lık bir kesim ise yönetimin sınır dışı etme çabalarını onayladığını belirtti.

Trump, ABD’deki göstericilere ‘hayvan’ dedi

Yine de Beyaz Saray çarşamba günü sert bir tavır sergiledi. Trump’ı daha fazla sınır dışı etme kararından vazgeçirebilecek bir şey olup olmadığı sorulduğunda, Beyaz Saray basın sekreteri Karoline Leavitt, “Trump yönetimi, başkanın Amerikan halkına vaat ettiği toplu sınır dışı etme çabalarını sürdürecek,” yanıtını verdi.

Demokratlar, geçen kasımdaki seçimlerden bu yana, Biden yönetiminin ABD-Meksika sınırındaki tutumu nedeniyle Beyaz Saray ve Kongredeki kontrolünü kaybetmesinden bu yana, göç konusunda tutarlı bir mesaj oluşturmakta zorlanıyor.

Şimdi, Los Angeles sokaklarında şiddet ve kaosu desteklediği izlenimi vermeden Trump’ın göçmenlik uygulamalarını ve protestoları bastırmak için ABD ordusunun konuşlandırılmasını kınamaya çalışmak gibi ek bir zorlukla karşı karşıyalar.

Zorluklar, parti liderliğinin üst düzey bir üyesinin çarşamba gecesi istifa ettiğini açıkladığı Demokratik Ulusal Konvansiyon (DNC) da dahil olmak üzere, parti yapısının iç çekişmelerle boğuştuğu bir dönemde ortaya çıktı.

Kaliforniya’daki Demokrat yetkililer protestoların büyük ölçüde barışçıl olduğunu ısrarla belirtirken, yağma ve vandalizm olayları ABD genelinde manşetlere taşındı ve Los Angeles’ın Demokrat belediye başkanı Karen Bass’ın yerel sıkıyönetim ilan edip sokağa çıkma yasağı getirmesine neden oldu.

Washington’da Demokratlar nasıl tepki verileceği konusunda bölündü. Senato azınlık lideri Chuck Schumer dahil olmak üzere önde gelen parti isimleri Trump’ın eylemlerini “endişe verici otoriterlik” olarak kınadı.

Fakat parti tabanı, partinin protestocuları kınaması gerekip gerekmediği konusunda sert tartışmalar yaşadı.

Pennsylvanialı Demokrat senatör John Fetterman, sosyal medya hesabında, partisinin “arabaları ateşe vermeyi, binaları tahrip etmeyi ve kolluk kuvvetlerine saldırmayı kınamayı” reddederek “ahlaki üstünlüğünü” kaybettiğini yazdı.

New Yorklu Demokrat Temsilci Alexandria Ocasio-Cortez, CNN’e verdiği demeçte, “Aileleri parçalamak, ICE’nin kanunları çiğnemek gibi şiddet eylemlerini kesinlikle kınamalıyız. Senatör Fetterman veya başka biri kanun ve düzenle ilgileniyorsa, ABD’de gördüğümüz en kanunsuz kurum ve yönetimlerden birine bakmalıyız,” yanıtını verdi.

Connecticut senatörü Chris Murphy, partisinin bu ikilemi çözebileceğini vurgulayarak, Kongrede gazetecilere, “Aynı anda iki şeyi yapabiliriz. Kontrolden çıkan protestoları kınayabiliriz ve Donald Trump’ın şiddet uygulayan protestoculara karşı durmakla ilgilenmediğini kabul edebiliriz,” dedi.

Murphy, “Gerçek şu ki: Donald Trump barış sağlamak istemiyor. Durumu yatıştırmak istemiyor. Kavga arıyor,” diye ekledi.

Öte yandan kavganın Trump’ın istediği gibi bitmeyebileceğine dair bazı işaretler var. Son günlerde bir grup Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, yaygın baskınların ekonomiyi bozabileceği ve toplulukları altüst edebileceği uyarısında bulunarak, yönetimi sınır dışı etme operasyonlarını daraltmaya çağırdı.

Kaliforniya’dan Cumhuriyetçi Kongre üyesi David Valadao salı günü X’te yaptığı açıklamada, “Kaliforniya’da devam eden ICE operasyonları konusunda endişeliyim ve yönetimle görüşmelerime devam ederek, yıllardır Valley’de barış içinde yaşayan çalışkan insanlardan çok, bilinen suçluların sınır dışı edilmesine öncelik verilmesi gerektiğini vurgulayacağım,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English