Bizi Takip Edin

Diplomasi

Dmitriyev: Rusya ve ABD iki günde üç adım ileri gitti

Yayınlanma

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, Washington ziyaretinde Trump yönetimi yetkilileriyle görüştüğünü ve iki ülke ilişkilerinde ‘üç adım ileri’ gidildiğini belirtti. Dmitriyev, Moskova-Washington ilişkilerinin yeniden canlandırılması, ekonomik ortaklık ve Arktik’te işbirliği gibi konuların ele alındığını, Trump yönetiminin Rusya’nın pozisyonunu dinlediğini ve yapıcı bir diyalog kurulduğunu ifade etti.

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı ve Devlet Başkanı’nın Özel Temsilcisi Kirill Dmitriyev, ABD ziyareti sırasında Donald Trump yönetimi yetkilileriyle Moskova ile Washington arasındaki ilişkilerin yeniden canlandırılmasını, ekonomik ortaklığın geliştirilmesini ve Arktik’te işbirliğini ele aldı.

Dmitriyev, Amerikalı yetkililerle yaptığı görüşmelerin ardından Moskova’da düzenlediği basın toplantısında ziyaretinin ayrıntılarını paylaştı.

Vedomosti gazetesinin haberine göre Dmitriyev, “Son iki gündür Devlet Başkanı [Vladimir] Putin’in talimatıyla burada, Washington’da, [Donald] Trump yönetiminin kilit üyeleriyle görüşmeler yapıyorum,” dedi.

Görüşmelerin son derece proaktif geçtiğini vurgulayan Dmitriyev, iki günlük müzakerelerde iki ülkenin “üç adım ileri” gitmeyi başardığını belirtti.

Dmitriyev, “Dün ve bugün birçok konuda üç adım ileri gittiğimizi söyleyebilirim,” ifadelerini kullandı ve ekledi: “Ancak elbette, a) çok fazla konu birikti ve b) esasen Rusya ile ABD arasında üç yıldır iletişim yoktu. Bu nedenle diyalog ve çözüm süreci biraz zaman alacak, ancak kesinlikle olumlu ve yapıcı bir şekilde ilerliyor.”

Dmitriyev, Washington’daki görüşmelerinin ana gündem maddelerinden birinin Moskova ile Washington arasındaki ilişkilerin yeniden kurulması olduğunu kaydetti.

Dmitriyev, çok sayıda küresel aktörün ve farklı ülkenin bu diyaloğu ve Rusya-ABD ilişkilerinin yeniden kurulmasını engellemeye çalıştığını, ayrıca çözülmesi gereken sorunların çözümünü sekteye uğratmaya çalıştığını iddia etti.

Bunun yanı sıra Dmitriyev, medyada koordineli bir kampanya yürütüldüğünü ve çeşitli politikacıların Rusya ile ABD arasındaki ilişkileri bozma girişimleri olduğunu söyledi.

“Rusya’nın sözlerini çarpıtma, Rusya’yı veya Rus liderlerini kötü gösterme girişimlerini görüyoruz. Bu her gün büyük ölçüde oluyor,” diyen Dmitriyev, “Ancak çok önemli olan şey, bu dezenformasyonla mücadelenin en iyi yolunun doğrudan diyalog olduğudur,” yorumunu yaptı.

‘Trump yönetimi Rusya’yı dinliyor’

Diğer yandan Dmitriyev, mevcut yönetimin jeopolitik sorunları çözmeye kararlı olduğunu vurguladı. Ona göre, yönetim birçok konuda Rusya’nın pozisyonunu dinliyor.

“Başkan Trump yönetimini farklı kılan şey, Başkan Biden’ın aksine Rusya’nın pozisyonunu dinlemesi ve Rusya’nın endişelerini anlamasıdır,” diyen Dmitriyev, “Elbette çeşitli konularda anlaşmazlıklar var, ancak bizim anlayışımıza göre bu anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye yardımcı olacak bir süreç, bir diyalog var,” ifadelerini kullandı.

Dmitriyev ayrıca Trump yönetiminin ve yönetimdeki kilit isimlerin Rusya-ABD ilişkilerinin tüm yelpazesini çözmeye odaklandığını belirtti.

Dmitriyev, “Son derece saygılı davranıyorlar, Rusya’nın pozisyonunu anlıyorlar, birçok soru soruyorlar ve uzlaşma yolları buluyorlar. Belirlenen yapıcı ruh bu,” değerlendirmesini yaptı.

Ekonomik işbirliği

Dmitriyev, Amerikalı yetkililerle yapılan görüşmelerde çeşitli yatırım ve ekonomi konularının ele alındığını bildirdi.

“Amerikan şirketlerinin Rusya’ya dönme konusunda büyük bir istek duyduğunu görüyoruz,” diyen Dmitriyev, hâlihazırda Rusya Federasyonu’nda 150’den fazla Amerikan şirketinin faaliyet gösterdiğini ve bunların yüzde 70’inden fazlasının 25 yılı aşkın süredir piyasada olduğunu kaydetti.

Dmitriyev, “Pek çok Amerikan şirketinin, Avrupalı şirketlerin terk ettiği nişleri doldurmak istediğini görüyoruz. Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki bu tür ideolojik kısıtlamaların, Amerikan şirketlerinin bazı nişleri doldurmasına olanak tanıyabileceğini görüyoruz,” diye ekledi.

Bunun ancak Rusya için faydalı olduğu, Rusya hükümetinin onayladığı ve Rus şirketleriyle ortak girişimlerin kurulacağı yerlerde gerçekleştirileceğini vurgulayan Dmitriyev, net önceliğin Rus iş dünyası ve Rus şirketlerinin çalışmaları olduğunu belirtti.

Ayrıca, Dmitriyev, tarafların Arktik’te ve nadir toprak elementleri konusunda olası işbirliğini ve ülkelerin “yapıcı ve olumlu ilişkiler kurabileceği” diğer çeşitli sektörleri tartıştığını söyledi.

Dmitriyev, “Dün çok sayıda ülkeye karşı gümrük vergileri getirildi. Rusya, gümrük vergisi uygulanan ülkeler listesine dahil edilmedi, oysa gümrük vergileri neredeyse tüm ülkelere karşı getirilmişti,” diye ekledi.

Rusya ile ABD arasında doğrudan uçuşların yeniden başlatılmasının görüşüldüğünü belirten Dmitriyev, “Doğrudan uçuşların yeniden başlatılması için aktif çalışmalar sürüyor. Bu konuda ilerleme kaydetmeyi umuyoruz,” dedi.

ABD, Kırım’ı Rusya toprağı olarak tanımaya hazır

Gelecek toplantılar

Aynı zamanda Dmitriyev, ABD’ye davet edilmiş olmasının önemini vurgulayarak diğer Rus temsilcilerin de davet edileceğini umduğunu ifade etti.

Yetkili, “Meslektaşlarımızı Rusya’ya davet ediyoruz. İşte bu doğrudan diyalog, çarpıtmalara izin vermiyor ve tüm kilit konuları çok doğrudan ve net bir şekilde tartışmayı mümkün kılıyor,” diye ekledi.

Gelecekteki toplantıların ve müzakerelerin beklentileri hakkında yorum yapan Dmitriyev, “Belirlenen bazı tarihler var ve bunlar gerçekten tartışılıyor, ancak ben Rusya’ya döndüğümde, bu nihai tarihlerin de onaylanacağını düşünüyorum,” dedi.

Ayrıca, “Diyalog devam ediyor ve Rusya tarafından kilit yöneticilerin ve kilit teknik uzmanların katılımıyla daha birçok önemli toplantı yapılacak,” diye belirtti.

Dmitriyev, iki ülkenin mevcut tüm anlaşmazlıkları çözmesi için bir dizi toplantıya daha ihtiyaç duyulacağını vurguladı ve “Ancak asıl önemli olan, Başkan Trump yönetiminin ve kilit temsilcilerinin olumlu, yapıcı tutumunu görmemizdir,” dedi.

Dmitriyev, 3 Nisan’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatıyla Washington’da Trump yönetimi temsilcileriyle görüştüğünü açıklamıştı.

RDIF Başkanı, diyaloğun yeniden kurulmasını “karmaşık ve kademeli bir süreç” olarak nitelendirmiş ve “her toplantının, her samimi konuşmanın ilerlemeyi sağladığını” belirtmişti.

Aynı gün Reuters ajansı Dmitriyev’in Washington’da ABD Başkanı’nın özel elçisi Steve Witkoff ile görüştüğünü bildirdi.

Ajans, Dmitriyev’in ABD’li yetkililerle tam olarak ne görüştüğünün belirsizliğini koruduğunu belirtti.

CNN, 2 Nisan’daki haberinde ise ABD makamlarının müzakerelere katılabilmesi için RDIF Başkanı’na yönelik yaptırımları geçici olarak kaldırdığını bildirdi.

Dmitriyev’i ABD’ye Witkoff davet etmişti. Bunun, 2022’den bu yana üst düzey bir Rus yetkilinin Washington’a yaptığı ilk ziyaret olduğu kaydedildi.

Diplomasi

Karin Kneissl: Trump, İran’a saldırarak aptalca bir karar verdi

Yayınlanma

Eski Avusturya Dışişleri Bakanı Karin Kneissl, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırı kararını ‘aptalca’ olarak nitelendirdi. Kneissl, bu saldırının tüm savaş yasalarını ihlal ettiğini ve İran’a bölgedeki Amerikan üslerini vurma konusunda meşruiyet kazandırdığını belirtti.

Eski Avusturya Dışişleri Bakanı ve St. Petersburg Devlet Üniversitesi GORKI Merkezi Başkanı Karin Kneissl, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’daki nükleer tesislere saldırma kararının “aptalca” olduğunu ve tüm savaş yasalarını ihlal ettiğini açıkladı.

Kneissl, 22 Haziran gecesi gerçekleştiği belirtilen saldırının ardından yaptığı değerlendirmede, bu hamlenin İran’a bölgedeki Amerikan askeri üslerine saldırma hakkı tanıdığını vurguladı.

Kneissl, Telegram kanalından yaptığı paylaşımda, “ABD Başkanı Trump bunu Kongre’nin onayı olmadan yaptı. Böylesine aptalca bir karar beklemiyordum,” ifadelerini kullandı.

‘Tüm savaş yasaları ihlal edildi’

ABD ve İsrail’in İran’ın nükleer tesislerini bombalamaya nasıl cüret ettiğini sorgulayan Kneissl, “Tüm savaş yasaları ihlal edildi,” diyerek duruma tepki gösterdi.

Kneissl, Trump’ın bu kararında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun baskısı altında kaldığını belirterek, “Ancak bu bir mazeret olamaz,” diye ekledi.

Eski bakan, saldırının sonuçlarına dikkat çekerek şunları kaydetti:

“Artık İran’ın, bölgedeki 40 bin ABD askerinin bulunduğu Amerikan askeri üslerine saldırması önünde hiçbir engel kalmadı. Ve hâlâ Tahran adına bu tür saldırılar düzenleyebilecek çok sayıda silahlı grup var.”

ABD’nin İran saldırısına Kongre’den ortak tepki: ‘Anayasaya aykırı’

Diyalog fırsatı kaçırıldı

Kneissl, saldırıdan önce Cuma günü İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile Amerikan yönetimi arasında diyalog için küçük bir fırsat penceresi doğduğunu hatırlattı. “İran belirli konuları tartışmaya hazırdı,” diyen Kneissl, “Peki ya şimdi?” sorusunu yöneltti.

Eski bakan ayrıca, ABD’nin İran’daki nükleer tesislere seyreltilmiş uranyum içeren bombalarla saldırmış olabileceği ihtimali üzerinde durdu.

Bu tür mühimmatların ilk kez 1999 baharında ABD’nin Belgrad’ı bombaladığı Sırbistan’da kullanıldığını belirten Kneissl, “Bu işe yaramayacak. Seyreltilmiş uranyumlu mühimmatlar eski Yugoslav Halk Ordusu’nun tanklarına karşı kullanılmıştı. Hiçbir etkisi olmadı, sadece daha önce Irak’ta olduğu gibi çevre felaketine yol açtı. Bu kez sonuçlar 26 yıl öncesine göre çok daha büyük olabilir. ABD ve NATO güçleri o zaman da askeri hedeflerine ulaşamamış, o çatışmada da desteğe ihtiyaç duymuşlardı,” dedi.

Hiroşima Nagazaki Barış Komitesi’nden Steinbach, İsrail’in gizli nükleer gücünün perde arkasını anlattı

ABD’nin saldırı açıklaması

22 Haziran’ı sabaha bağlayan gece ABD Başkanı Donald Trump, ABD Hava Kuvvetleri’nin “Fordo, Natanz ve İsfahan dahil olmak üzere İran’daki üç nükleer tesise” başarılı bir saldırı düzenlediğini duyurmuştu.

Trump, Tahran’ın çatışmayı sona erdirmeyi kabul etmesi gerektiğini ifade etmişti.

Bu saldırıdan önce, 13 Haziran’dan itibaren İsrail’in de İran’a yönelik günlük saldırılar düzenlediği ve operasyonun amacının İran’ın füze ve nükleer programlarını yok etmek olduğu belirtilmişti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

UAEA: İran’ın nükleer tesislerinde radyasyon seviyesinde artış yok

Yayınlanma

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), ABD’nin İran’daki üç nükleer tesise yönelik saldırısının ardından bölgede radyasyon seviyelerinde herhangi bir artış tespit edilmediğini duyurdu. İranlı yetkililer de tesislerin altyapısının güvende olduğunu ve radyasyon sızıntısı olmadığını açıkladı.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), bugün yaptığı açıklamada, ABD’nin İran’daki üç nükleer tesise yönelik saldırılarının ardından radyasyon seviyelerinde herhangi bir artış gözlemlenmediğini bildirdi.

İranlı yetkililer de tesislerde sızıntı olmadığını ve altyapının güvende olduğunu belirtti.

ABD uçakları, pazar günü şafak vaktinde İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesislerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirmişti.

UAEA, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, “İran’daki Fordo dahil üç nükleer tesise yönelik saldırıların ardından, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, şu ana kadar tesis dışında radyasyon seviyelerinde herhangi bir artış bildirilmediğini teyit etmektedir,” ifadelerini kullandı.

Ajans, daha fazla bilgi elde edildiğinde İran’daki duruma ilişkin ek değerlendirmeler sunacağını da ekledi.

İran: Tesisler güvende, sızıntı yok

ABD saldırılarına ilk resmi tepki İranlı yetkililerden geldi. Sabah saatlerinde yapılan açıklamada, saldırıdan etkilenen tesislerde herhangi bir radyasyon sızıntısı veya çevredeki halk için bir tehdit kaydedilmediği vurgulandı.

Açıklamada ayrıca, nükleer tesislerin altyapısının güvende olduğu ifade edildi.

İran Atom Enerjisi Kurumu da derhal gerekli incelemelerin yapıldığını ve “ABD’nin nükleer tesislere yönelik saldırıları sonucunda herhangi bir kirliliğe dair bir belirti olmadığını” duyurdu.

ABD’nin İran saldırısına Kongre’den ortak tepki: ‘Anayasaya aykırı’

Okumaya Devam Et

Diplomasi

ABD’nin İran saldırısı sonra ülkelerden ‘diplomasi’ çağrıları geldi

Yayınlanma

ABD’nin İran saldırısı, İsrail’in Tahran ile savaşının daha geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşebileceği korkularını körükledi ve diğer ülkeler pazar günü diplomasi çağrıları ve uyarıcı açıklamalarla tepki göstermeye başladı.

ABD Başkanı Donald Trump perşembe günü, İran’a müdahale edip etmeyeceğine iki hafta içinde karar vereceğini söylemişti. Washington, pazar günü erken saatlerdeki saldırısıyla İsrail’in kampanyasına dahil oldu.

Saldırının ne kadar hasara yol açtığı henüz belli değil, ancak İranlı yetkililer “önemli bir hasar” olmadığını söyledi. Tahran daha önce ABD’nin İsrail’in saldırısına katılması halinde misilleme yapacağına söz vermişti.

İran ABD saldırısının ardından İsrail’e füze gönderdi. 10 füzenin isabet ettiği ve ciddi hasara yol açtığı kaydedildi.

İşte dünya çapında ABD’nin İran saldırısı sonrası hükümetlerin ve yetkililerin ilk tepkileri.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, ABD’nin güç kullanmasından “ciddi şekilde endişe duyduğunu” söyledi.

“Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’a karşı güç kullanmasından derin endişe duyuyorum. Bu, zaten gergin bir bölgede tehlikeli bir tırmanış ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan bir tehdittir. Bu çatışmanın hızla kontrolden çıkma riski artmaktadır ve bu da siviller, bölge ve dünya için felaketle sonuçlanabilir. Üye devletlere, gerilimi azaltma ve BM Şartı ve diğer uluslararası hukuk kuralları kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirme çağrısında bulunuyorum. Bu tehlikeli saatlerde, kaos sarmalının önlenmesi hayati önem taşımaktadır. Askeri bir çözüm yoktur. İlerlememizin tek yolu diplomasi. Tek umudumuz barış.”

MEKSİKA

Meksika Dışişleri Bakanlığı X hesabı:

“Bakanlık, Orta Doğu çatışmasına taraf olanlar arasında barış için diplomatik diyalog çağrısında bulunuyor. Dış politika anayasal ilkelerimiz ve ülkemizin barışçıl inancı doğrultusunda, bölgedeki gerginliğin azaltılması çağrımızı yineliyoruz. Bölge ülkeleri arasında barış içinde bir arada yaşamanın yeniden tesis edilmesi en yüksek önceliktir.”

VENEZUELA

Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil Pinto, Telegram’da:

“Venezuela, ABD’nin İran’a yönelik askeri saldırısını kınamakta ve düşmanlıkların derhal durdurulmasını talep etmektedir. Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti, İsrail Devleti’nin talebi üzerine ABD ordusu tarafından İran İslam Cumhuriyeti’nin Fordo, Natanz ve İsfahan kompleksleri dahil olmak üzere nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirilen bombardımanı kesin ve kategorik olarak kınamaktadır.”

KÜBA

Küba Cumhurbaşkanı Miguel Diaz-Canel, X’te:

“ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik bombardımanını, Orta Doğu’daki çatışmanın tehlikeli bir şekilde tırmanmasına yol açan bir eylem olarak şiddetle kınıyoruz. Bu saldırı, BM Şartı ve uluslararası hukuku ciddi şekilde ihlal etmekte ve insanlığı geri dönüşü olmayan bir krize sürüklemektedir.”

YENİ ZELANDA

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters, “tüm tarafları müzakerelere dönmeye” çağırdı.

Peters, pazar günü gazetecilere Yeni Zelanda’nın Başkan Trump’ın eylemlerini destekleyip desteklemediğini söylemedi ve olayların henüz yeni olduğunu belirtti.

Üç kez dışişleri bakanlığı görevini yürüten Peters, krizin “şimdiye kadar karşılaştığı en ciddi kriz” olduğunu ve “daha fazla tırmanmanın önlenmesinin kritik önem taşıdığını” söyledi.

“Başkan Trump’ın İran’daki nükleer tesislere yönelik ABD saldırılarını duyurması da dahil olmak üzere, son 24 saatte yaşanan gelişmeleri takip ediyoruz. Orta Doğu’da devam eden askeri eylemler son derece endişe vericidir ve daha fazla tırmanmanın önlenmesi hayati önem taşımaktadır. Yeni Zelanda, diplomasiye yönelik çabaları güçlü bir şekilde desteklemektedir. Tüm tarafları müzakerelere dönmeye çağırıyoruz. Diplomasi, askeri eylemlerden daha kalıcı bir çözüm sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

ÇİN

Çin devlet medyasında yer alan kısa bir yorumda, ABD’nin “Irak’ta yaptığı hatayı İran’da tekrar edip etmediği” soruldu.

Devlet televizyonunun yabancı dil kanalı CGTN’nin çevrimiçi haberinde, ABD’nin saldırılarının tehlikeli bir dönüm noktası olduğu belirtildi.

Haberde, 2003’teki ABD’nin Irak işgaline atıfta bulunularak, “Tarih, Orta Doğu’daki askeri müdahalelerin genellikle uzun süreli çatışmalar ve bölgesel istikrarsızlık gibi istenmeyen sonuçlar doğurduğunu defalarca göstermiştir” denildi.

Haberde, askeri çatışmadan çok diyaloğa öncelik veren ölçülü ve diplomatik bir yaklaşımın Orta Doğu’da istikrar için en iyi umut olduğunu belirtildi.

JAPONYA

Japonya’nın NHK televizyonuna göre, Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba’nın pazar öğleden sonra önemli bakanlarla bir toplantı düzenleyerek ABD saldırısının etkilerini görüşmesi bekleniyor.

Japonya’nın en yüksek tirajlı gazetesi Yomiuri, saldırıyla ilgili Tokyo’da ek baskı dağıtıyor.

GÜNEY KORE

Güney Kore cumhurbaşkanlığı ofisi, ABD saldırılarının güvenlik ve ekonomiye etkileri ile Güney Kore’nin olası tepkilerini görüşmek üzere pazar günü acil toplantı düzenleyeceğini açıkladı.

AVUSTRALYA

Cuma günü Tahran’daki büyükelçiliğini kapatarak personelini tahliye eden Avustralya, çatışmanın diplomatik yolla sona erdirilmesi için baskı yaptı.

Bir hükümet yetkilisi yazılı açıklamasında, “İran’ın nükleer ve balistik füze programının uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturduğunu açıkça belirtmiştik. ABD başkanının şimdi barış zamanı olduğu yönündeki açıklamasını not ediyoruz” dedi.

“Bölgedeki güvenlik durumu son derece istikrarsız. Gerginliğin azaltılması, diyalog ve diplomasi çağrımızı sürdürüyoruz.”

SUUDİ ARABİSTAN

Suudi düzenleyici makamlar, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Körfez bölgesinde “radyoaktif etki tespit edilmediğini” açıkladı.

Suudi Arabistan Nükleer ve Radyolojik Düzenleme Komisyonu, X’te yayınladığı bir açıklamada, “ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini hedef alan askeri saldırıları sonucunda, Krallık ve Arap Körfezi ülkelerinin çevresinde radyoaktif etki tespit edilmedi” dedi.

ABD, İran’daki nükleer tesisleri bombaladı, İran misilleme başlattı, İsrail’de sirenler çalıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English