Avrupa Birliği Havacılık Güvenliği Ajansı (EASA), Çeçenistan’da bir Azerbaycan yolcu uçağının düşürülmesinin ardından, Rusya’daki beş şehre uçuşların durdurulmasını tavsiye etti.
Avrupa Birliği Havacılık Güvenliği Ajansı (EASA), Çeçenistan’da Azerbaycan Havayolları’na (AZAL) ait bir yolcu uçağının hava savunma sistemleriyle düşürülmesinin ardından, havayolu şirketlerine Rusya’nın Moskova, St. Peterburg, Yekaterinburg, Rostov-na-Donu ve Samara şehirlerine uçuşları durdurma çağrısı yaptı.
EASA, bu tavsiyesini, Ukrayna’ya karşı devam eden savaşın Rusya hava sahasında sivil uçaklar için ciddi bir tehlike oluşturmasıyla gerekçelendirdi.
Ajans, Rusya’nın hava savunma sistemlerinin, Ukrayna’dan fırlatılan füzeler ve insansız hava araçlarına karşı aktif hâle gelmesinin yanlışlıkla sivil uçakları hedef alma riskini artırdığını belirtti.
Bu riskin, yetkililer ve askeri birimler arasındaki yetersiz koordinasyondan ve kimlik tespitindeki hatalardan kaynaklandığı ifade edildi.
EASA’nın açıklamasına göre, şu anda hiçbir Avrupa Birliği hava yolu şirketi Rusya’ya uçuş gerçekleştirmiyor ya da Rusya hava sahasını kullanmıyor.
Ancak bu uyarı, savaş risklerine rağmen Rusya’ya uçmaya devam eden üçüncü ülke havayolu şirketlerine yönelik. Tavsiye, güvenlik durumuna bağlı olarak değiştirilebilmekle birlikte, 31 Temmuz 2025 tarihine kadar geçerli olacak.
Halihazırda yedi yabancı havayolu şirketi Rusya’ya uçuşlarının bir kısmını iptal etti. Bu şirketler arasında Kazakistan merkezli Qazaq Air, İsrail’in El Al şirketi, Arap havayolu Flydubai, Sırp hava yolu Air Serbia, Özbekistan merkezli Qanot Sharq ve Türkmenistan Havayolları bulunuyor. Azerbaycan Havayolları (AZAL) ise Kazan, Vladikavkaz, Volgograd, Grozni, Mahaçkale, Mineralniye Vodi, Nijniy Novgorod, Samara, Saratov, Soçi ve Ufa şehirlerine uçuşlarını askıya aldı.
25 Aralık sabahı Azerbaycan Havayolları’na ait Embraer 190 model bir uçak, Bakü’den Grozni’ye uçarken Kazakistan’ın Aktau kenti yakınlarında düştü.
Uçakta bulunan 62 yolcu ve 5 mürettebattan 38’i hayatını kaybetti, 29 kişi ise kurtuldu. Reuters ve Euronews’un Azerbaycan hükümetine dayandırdığı haberlerde, kazanın, insansız hava araçlarının Grozni’ye saldırısı sırasında uçak yakınında infilak eden bir Pantsir füzesi nedeniyle gerçekleştiği belirtildi.
Pilotlar, acil iniş için en yakın Rus havaalanlarından izin talep etti ancak bu talepler reddedildi. Grozni’ye iniş girişimi ise sinyal karıştırıcıların devrede olması nedeniyle başarısız oldu. Uçak daha sonra Hazar Denizi’ni geçerek Aktau civarında düştü.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, kazanın sorumluluğunu Rusya’ya yükleyerek, Embraer 190 uçağının “radyoelektronik harp araçlarıyla kontrolden çıkarıldığını” ve ardından “yerden hedef alındığını” ifade etti.
Aliyev, Grozni’deki “Kover” isimli hava sahası kapatma operasyonunun uçağın vurulmasından sonra başlatıldığını belirtti. Rusya’nın bu trajediyi önleyebileceğini vurgulayan Aliyev, Moskova’yı kazayı örtbas etmeye çalışmakla suçladı.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük savunma harcaması artışını planladığını duyurdu. Silahlı kuvvetlerin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayrılacak ve savunma harcamalarının 2030’a kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılması hedefleniyor.
İsveç, silahlı kuvvetlerinin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayırarak savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmayı planlıyor.
Başbakan Ulf Kristersson, bunun İsveç’in Soğuk Savaş’tan bu yana savunma kapasitesini en kapsamlı şekilde güçlendirmesi olacağını vurguladı.
Kristersson, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsveç ve tüm Avrupa, benzeri görülmemiş yeni güvenlik sınamalarıyla karşı karşıya. Bu nedenle bugün, İsveç silahlı kuvvetleri için Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük yeniden silahlanma planını sunuyoruz,” ifadelerini kullandı.
Başbakan, ülkenin savunma bütçesinin hâlihazırda NATO’nun yüzde 2’lik Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) hedefini aştığını ancak bunun yeterli olmadığını belirtti.
Yeni strateji kapsamında, savunma harcamalarının 2030 yılına kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılacağını açıkladı.
Kristersson, bu girişimin hayata geçirilmesi için kredi finansmanı kullanılmasının planlandığını da sözlerine ekledi.
Ayrıca Kristersson, NATO’nun üye ülkelerin askeri harcamalarına ilişkin gerekliliklerinin gözden geçirilmesini başlatmayı planladığını bildirdi.
Başbakan, haziran ayında Lahey’de yapılacak NATO zirvesinde, ittifakın asgari harcama oranının yüzde 2’den daha yüksek bir seviyeye çıkarılması için çaba göstereceğini ifade etti.
Avrupa Komisyonu, üye ülkelerden savaş ihtimali dahil çeşitli kriz senaryolarına karşı halkı hazırlamalarını tavsiye etti. Vatandaşlara en az 72 saat yetecek su, gıda, ilaç ve temel malzemeleri içeren acil durum kiti oluşturmaları önerildi. Preparedness Union Strategy adlı belge, AB genelinde kriz yönetimi kabiliyetlerini artırmayı ve tehditlere karşı dayanıklılığı güçlendirmeyi hedeflediğini öne sürüyor.
Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere, halklarını savaş ihtimali de dahil olmak üzere çeşitli kriz senaryolarına karşı hazırlamalarını tavsiye etti.
Preparedness Union Strategy (Hazırlık Birliği Stratejisi) başlıklı belgeye göre, vatandaşların su, ilaç, kibrit, el feneri, pil, sıcak tutacak giysiler ve dayanıklı gıda maddelerini içeren asgari bir acil durum stoku oluşturmasına özel önem verilmesi gerekiyor.
Bu kitte ayrıca önemli belgelerin kopyaları ve kişinin acil bir durumda en az 72 saat dışarıdan yardım almadan idare edebilmesi için gerekli her şeyin bulunması gerektiği belirtildi.
Strateji, toplamda hem vatandaşları hem de devletleri acil durumlara hazırlamayı amaçlayan 30 somut eylem içeriyor.
17 sayfalık taslak metne göre, tüm talimatların yerine getirilmesi, “tehditleri ‘kaynağı veya doğası ne olursa olsun’ yönetme kabiliyetine sahip, güvenli ve dayanıklı bir AB oluşturulmasını” sağlayacak.
Komisyon, Avrupa’nın Kovid-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından sürekli bir hazırlık durumunda olduğunu, ayrıca doğal afet ve finansal şok risklerinin de sürdüğünü hatırlattı.
Belgede, “Son yıllardaki büyük krizlerin hiçbiri tek başına veya kısa ömürlü olmadı,” denilerek Avrupa’nın sadece zorluklara yanıt vermekle yetinemeyeceği, aynı zamanda bunları öngörmesi gerektiği kaydedildi.
Öte yandan İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Komisyon Üyesi Hadja Lahbib, “tehditlerin çoğaldığına ve daha büyük ölçekli hale geldiğine” dikkat çekerek, bu noktada AB içinde koordinasyon ve dayanışmanın gerekli olduğunu belirtti.
Strateji ayrıca, hastanelerin, okulların, ulaşım ağlarının ve telekomünikasyon sistemlerinin olağanüstü koşullarda işlevlerini sürdürebilmeleri için asgari hazırlık standartları getirilmesini öngörüyor.
Diğer bir madde ise, ülkeler arasındaki etkileşimi geliştirerek acil durum yönetiminde AB’nin “beyni” işlevi görecek bir kriz koordinasyon merkezi kurulmasını içeriyor.
Birlik ayrıca ilaçlar, ham maddeler ve enerji ekipmanları gibi kritik öneme sahip kaynakların stoklarını artırmayı hedefliyor.
Temel amaç, hazırlık düzeylerinin büyük farklılıklar gösterdiği 27 AB ülkesindeki yaklaşımları standart hale getirmek.
Örneğin, 2024 yılındaki sel felaketlerinin ardından İspanya’nın doğal afetlere karşı koruma önlemlerini zaten güçlendirdiği, Baltık ülkelerinin ise siber tehditlere karşı bir kalkan oluşturmak için aktif olarak çalıştığı belirtiliyor.
Strateji, tüm Avrupa Birliği’nin erişebileceği ortak standartlar ve rezervler oluşturarak çeşitli “kör noktaları” gidermeyi hedefliyor.
Belge yeni savunma girişimleri içermese de, Kuzey Avrupa ülkelerinin deneyimlerinden esinlenen ve vatandaşlardan iş dünyasına, ordudan hükümetlere kadar toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir kriz yönetimi modeli sunuyor.
Konuyla ilgili bilgi sahibi iki yetkilinin POLITICO’ya verdiği bilgiye göre, polis yetkilileri Strasbourg’da Avrupa Parlamentosu (AP) siyasi asistanlarına ait iki ofiste arama yaptı.
Polis daha önce ofisleri 13 Mart’ta mühürlemişti, aynı gün yetkililer Huawei’ye fayda sağladığı iddia edilen AP’deki yolsuzlukla ilgili bir soruşturmanın parçası olarak Belçika ve Portekiz’de 20’den fazla adrese baskın düzenledi. Yetkililer Perşembe günü bu ofislerde arama yapıldığını doğruladı.
Yetkililerden biri Strasbourg’daki aramanın Huawei’nin lobicilik faaliyetlerine yönelik soruşturmanın bir parçası olduğunu doğruladı.
Parlamento üyeleri ve yardımcılarının, kurumun düzenli parlamento faaliyetlerinin gerçekleştirildiği Brüksel’deki binasında ve genel kurul oturumlarının yapıldığı Fransa’nın Strasbourg kentindeki resmi merkezinde ofisleri bulunuyor.
Brüksel’deki iki ofis bu ayın başlarında mühürlenip aranmış ve kiracılarına geri verilmişti.
POLITICO tarafından görülen adli belgelere göre Belçikalı savcılar, Huawei’nin sekiz Avrupalı parlamenter tarafından imzalanan ve Çinli teknoloji devinin çıkarlarını savunan bir açık mektup yazdırmak için yasadışı ödemeler yapıp yapmadığını araştırıyor.
Belçika savcılığı dört kişinin yolsuzluk ve suç örgütü kurmakla, bir kişinin de kara para aklamakla suçlandığını açıkladı.
İtalyan merkez sağ milletvekili Fulvio Martusciello’nun bir parlamento asistanı 20 Mart’ta İtalya’da tutuklandı. Kurumun basın servislerine göre söz konusu asistan Parlamento tarafından görevinden uzaklaştırıldı. Martusciello’nun 2021’deki ofisinin, soruşturma altındaki mektubu tanıtma çabasına öncülük ettiği ileri sürülüyor.
Huawei sözcüsü daha önce yaptığı bir açıklamada, şirketin “yolsuzluk veya diğer yanlış davranışlara karşı sıfır tolerans politikasına sahip olduğunu ve yürürlükteki tüm yasa ve yönetmeliklere her zaman uymaya kararlı olduklarını” söylemişti.