Bizi Takip Edin

ASYA

Endonezya’nın yeni başkanı Prabowo dış politikada dengeyi sürdürecek mi?

Yayınlanma

Endonezya Savunma Bakanı Prabowo Subianto’nun resmi olmayan hızlı sayım sonuçlarına göre çarşamba günkü başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından, birçok kişi eski generalin ülkenin dış politikasını, özellikle de Çin’le ilişkileri nasıl yönlendireceğini tartışıyor. Bazı analistler Prabowo’nun geçmişteki milliyetçi söylemleri ve askeri geçmişine dayanarak Pekin’e karşı daha sert bir tutum takınabileceğine inanırken, diğerleri onun, ülkenin son on yıldaki hızlı altyapı gelişiminin çoğunu Çin yatırımlarıyla besleyen eski Başkan Joko Widodo’nun pragmatik yaklaşımını sürdüreceğini söylüyor.

South China Morning Post’a konuşan Cornell Üniversitesi’nde profesör ve Güneydoğu Asya Programı direktörü olan Tom Pepinsky, Prabowo’nun Çin ve ABD’yi nasıl dengeleyeceği sorusunun ilginç bir soru olduğunu söyledi, ancak Jakarta’nın “dış politikada  hizalanmamış olmaya devam edeceğini” tahmin etti.

‘Bağımsız dış politika sözü’

Prabowo seçim kampanyası sırasında dış politikasını açıklarken bu yönde söz vermişti. Kasım ayında Cakarta’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi adlı düşünce kuruluşunda yaptığı bir konuşma sırasında Prabowo dinleyicilere Endonezya’nın “bağımsız dış politikasını sürdüreceğini” söyleyerek ülkenin herhangi bir askeri ya da jeopolitik bloğa katılmayacağını ve tüm komşularıyla iyi ilişkilerini koruyacağını vurgulamıştı.

Post’a konuşan Yogyakarta’daki Gadjah Mada Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler bölüm başkanı olan Nur Rachmat Yuliantoro, Prabowo’nun Endonezya’nın bağlantısız konumunu her iki süper gücün ülkedeki rekabet halindeki çıkarlarından faydalanmak için kullanabileceğini söyledi.

Nur, “Çin’i, bir başka büyük aktör olan ABD’nin gücüne karşı yeterli bir denge unsuru olabilecek büyük bir aktör olarak görüyor” dedi ve ekledi: “Endonezya, mevcut güvenlik garantilerinin faydalarını en üst düzeye çıkarmaya çalışırken muhtemelen ortada bir pozisyon almaya devam edecektir.”

Yatırım meselesi

Endonezya dünyanın en büyük nikel rezervlerine sahip ve 2020 yılında rekabetçi bir elektrikli araç ve batarya tedarik zinciri kurma stratejisinin bir parçası olarak nikel cevheri ihracatını yasakladı. Çin, sadece 2022 yılının ilk yarısında Endonezya’nın nikel sektörüne 3,6 milyar ABD doları yatırım yaparak hevesini gösterdi.

Çin yatırımları Endonezya’nın Widodo liderliğindeki altyapı hamlesinde de, özellikle de ekim ayında Jakarta tarafından başlatılan Güneydoğu Asya’nın ilk yüksek hızlı demiryolu gibi projelerde önemli bir rol oynadı.

Bazı analistler Prabowo’nun, Widodo’nun Çin ile yıllar içinde, özellikle de Pekin’in Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla kurduğu ekonomik işbirliğini bozacak bir şey yapmasının pek olası olmadığını söyledi. Çin, Endonezya’nın en büyük ticaret ve yatırım ortağı konumunda.

Nur, Prabowo’nun Widodo’nun politikalarını devam ettireceğini ve “özellikle yatırım ve altyapı geliştirme bağlamında” Pekin ile yakın bağlarını sürdüreceğini öngördü.

Nur, Endonezya’nın Widodo’nun görev süresi boyunca Çin ile kurduğu ilişkinin “büyük ölçüde değiştirilemeyecek kadar değerli” olduğunu ve bunu yapmanın “Endonezya’ya sadece zarar getireceğini” savundu.

Geçtiğimiz eylül ayında Cakarta’ya bir ziyaret gerçekleştiren Çin Başbakanı Li Qiang, Endonezya’ya 21,7 milyar ABD doları tutarında yeni Çin yatırımı sözü vererek Widodo’nun geçtiğimiz temmuz ayında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile bir araya geldiğinde verdiği 44,89 milyar ABD doları tutarındaki taahhüde bir yenisini eklemişti.

Öte yandan bazı analistler ise, eski generalin borç endişeleri nedeniyle altyapı finansmanını artırma umuduyla Çin’le daha fazla yakınlaşmayacağını düşünüyor. Tom Pepinsky, Prabowo  için, “Sanırım Sri Lanka ve Kenya gibi kendilerini Çin yatırımlarına bağımlı bulan ülkelerin kaderinin farkında ve Çin bu borçları yeniden müzakere etmiyor” dedi.

Prabowo geçen ay yapılan bir başkanlık tartışması sırasında Endonezya’nın şu anda dış borçlarını diğer ülkelerin egemenliğini yıkmasını engelleyecek bir oranda ödeme konusunda iyi bir konumda olduğunu söylemişti: “Şu anda dış borcumuzun GSYH’ye oranı yüzde 40 civarında olup dünyadaki en düşük oranlardan biridir. İhtiyatlı ve iyi bir yönetimle ve doğru ekonomik stratejiyle, özellikle de aşağı havza yoluyla, artık pazarlık konumumuzu güçlendirebiliriz. Diğer ülkelerin bize müdahale etmek istemesi konusunda çok endişeli değilim. Saygınlığımız yüksek, asla temerrüde düşmeyiz. Bize müdahale edilememesi için güçlü bir savunma gücüne sahip olmalıyız.”

Merkez bankası verilerine göre Endonezya’nın dış borcu 2023’ün üçüncü çeyreğinde 393,7 milyar ABD Doları ya da GSYH’sinin yüzde 28,9’u olarak kaydedildi.

Güney Çin Denizi sorunu ve ABD ile ilişkiler

Prabowo’nun karşı karşıya kalacağı konulardan birinin de Pekin’in büyük bir kısmında hak iddia ettiği Güney Çin Denizi olacağı düşünülüyor. Ancak Prabowo, savunma bakanı olduğu dönemde Çin ile ASEAN üyeleri arasında kaynak zengini sularda yaşanan toprak anlaşmazlıklarını diplomasi yoluyla çözmeyi tercih ettiğini ifade etmişti.

Prabowo, 2021 ASEAN-Çin Savunma Bakanları Toplantısının ardından yaptığı açıklamada, karşılıklı güvene dayalı diyalog ve istişarelerin ihtilaflı su yolundaki tüm sorunları çözebileceğini ve tüm taraflar arasındaki toprak iddialarını ve haklarını belirleyecek bir Güney Çin Denizi davranış kuralları üzerinde devam eden müzakereleri desteklediğini söylemişti.

Öte yandan ocak ayındaki bir başkanlık tartışmasında Güney Çin Denizi konusu gündeme geldiğinde Prabowo, Endonezya’nın Kuzey Natuna Denizi’nde kendini savunabilmesi için deniz savunma kabiliyetlerini güçlendirmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Çin’in hak iddia ettiği dokuz çizgi çizgisinin bazı bölümleri Endonezya’nın Natuna Adaları yakınlarındaki münhasır ekonomik bölgesiyle çakışıyor ve Çin’in bu sularda balıkçılık hakkı iddia etmesi geçmişti iki ülke arasında sorunlara yol açmıştı. Prabowo’nun deniz savunmasını artırmaktan bahsetmesi, okyanusun bu kısmında Endonezya’nın egemenliğini uygulama konusunda daha sert olabileceğine işaret ediyor.

Prabowo’nun kampanya manifestosu da Güney Çin Denizi’ni Cakarta için stratejik bir sorun olarak tanımlıyor ve Endonezya’ya yönelik potansiyel tehditleri en aza indirmek için tartışmalı su yolu üzerinde ABD ve Çin arasında gelecekte yaşanabilecek çatışmaların öngörülmesi gerektiğini belirtiyor.

Queensland Üniversitesi’nden Ahmad Rizky Umar, Prabowo’nun “ABD ile ilişkileri savunma düzeyinde, özellikle de Güney Çin Denizi bağlamında güçlendirmek” istediğini savundu. Pek çok Endonezyalı general gibi Prabowo da askeri eğitiminin bir parçası olarak Batı’da kapsamlı bir deneyim kazandığını vurguladı. Prabowo’nun eğitiminin bir bölümünü ABD’nin Fort Bragg, şimdiki adıyla Fort Liberty’de ve Almanya’da almasının, Endonezya’nın savunma konusunda ABD ile onlarca yıldır süren bağlarına işaret ettiği düşünülüyor.

Umar, “Prabowo, özellikle Endonezya’nın savunma teçhizatının modernizasyonu bağlamında, savunma sektöründe ABD ile daha güçlü ilişkiler kurarak [ABD-Çin arasındaki yükselen rekabette] dengeyi koruyacaktır” dedi.

ASYA

Batı yaptırımlarının ardından Rusya’da Çin malı otomobil satışları rekor kırdı

Yayınlanma

Çin otomobillerinin Rusya’daki satışları, yaptırımların Batılı markaları Moskova ile ilişkilerini kesmeye zorlamasıyla yeni rekorlara ulaştı.

Pekin’in Washington ve Brüksel’den elektrikli araç ihracatına yönelik yüksek gümrük vergileriyle karşı karşıya olduğu bir dönemde Rusya’daki satışların artması Çinli otomobil üreticilerine yardımcı olurken, Rus otomobil kültüründe de hızlı bir değişimin mühendisliğini yaptı.

Moskova’da yaşayan bir otomobil blog yazarı olan Ilya Frolov, Financial Times’a verdiği demeçte, “Eğer bir araba satın alacaksanız, seçiminiz ya [Rus yapımı] bir Lada ya da gri ithalat olarak getirilen son derece pahalı bir Avrupa arabası ya da çok iyi donanımlı ve nispeten ucuz bir Çin arabası” dedi.

Ukrayna müdahalesi sonrası, daha önce Rusya’nın otomobil pazarına hakim olan Avrupalı, Koreli ve Japon otomobil üreticilerinin araç satışlarında keskin bir düşüş yaşandı.

Avtostat analiz ajansına göre, Şubat 2022’deki müdahale sırasında bu markalar tüm satışların yüzde 69’unu oluşturuyordu. Şu anda pazar payları sadece yüzde 8,5. Çinli üreticilerin payı ise aynı dönemde yüzde 9’dan yüzde 57’ye yükseldi.

Bir endüstri grubu olan China Passenger Car Association’ın verilerine göre, 2024 yılının ilk dokuz ayında Rusya, 849.951 araca ulaşan hacmiyle Çin yapımı otomobiller için en büyük ihracat noktası oldu. İkinci en büyük hedef olan Meksika ise bu rakamın yarısından daha azını ithal etti.

CPCA genel sekreteri Cui Dongshu, “Çin’in son yıllarda otomobil ihracatında kaydettiği büyüme esas olarak Rusya pazarından gelen katkılara dayanıyor,” dedi. “Rusya’nın otomobil pazarının rekabetçi ortamındaki dramatik dalgalanmalar ve değişiklikler, Çinli otomobil şirketlerine geniş satış fırsatları ve büyük karlar sağladı” diye ekledi.

Rusya’ya satılan Çinli araçların yaklaşık %90’ı içten yanmalı motorlara sahip olsa da, geniş hibrid SUV’larda uzmanlaşmış elektrikli araç üreticisi Li Auto tarafından üretilen 15.000’den fazla otomobil 2024’ün ilk sekiz ayında Rusya’da satıldı.

Çin’in varlığının genişlemesi o kadar büyük oldu ki sadece müşteriler değil sektör profesyonelleri de yeni şirketlere akın etti.

Otomobil endüstrisiyle çalışan Krasnoe Slovo adlı halkla ilişkiler ajansının Moskova’daki yöneticisi Vadim Gorzhankin, Financial Times’a verdiği demeçte, “[Eskiden Batılı şirketlerde çalışan] neredeyse herkes artık Çinli şirketlerde çalışıyor,” dedi.

Çin gümrük verileri, otomobil üreticilerinin tam rakamların mevcut olduğu en son ay olan eylül ayında Rusya’ya 1,8 milyar dolar değerinde otomobil ihraç ettiğini gösteriyor; bu rakam 2021’in aynı ayında 96 milyon dolardı.

Financial Times’a gör, Çin’in artan hakimiyeti bazı yerli üreticileri kızdırdı – özellikle de kaynaklarının daha fazlasını silah üretimine yönlendirmek zorunda kalanları.

Rusya’nın en güçlü silah üreticisi Rostec’in başkanı Sergei Chemezov, devleti Çin araçlarına “koruyucu önlemler” uygulamaya çağırdı. Şirketinin Rusya’nın en büyük otomobil üreticisi Lada’nın üreticisi Avtovaz’da hissesi var ve Avtovaz eylül ayında yaptığı açıklamada Çin araçlarının satışlarındaki artışın ardından pazar payının %25’e düşebileceğini söyledi.

Ülkenin otomobil üreticileri, batılı parçalara ve teknolojiye erişimi kısıtlayan yaptırımlardan ağır darbe aldı. Bunu telafi etmek için onlar da sık sık Çin’e yöneldi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Sri Lanka devlet başkanının koalisyonu erken seçimde çoğunluğu elde etmeye hazırlanıyor

Yayınlanma

Sri Lanka Devlet Başkanı Anura Kumara Dissanayake’nin koalisyonu Ulusal Halkın Gücü (NPP),  seçim kurulunun cuma günü açıkladığı sonuçlara göre, erken genel seçimlerde çoğunluğu kazanmaya hazırlanıyor.

Eylül ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Dissanayake, ağır bir mali krizden çıkmaya çalışan ülkede yoksullar arasındaki sıkıntıları hafifletmeyi amaçlayan politikaları için yetki istiyor.

Marksist eğilimli Dissanayake’nin koalisyonu perşembe günkü seçimlerden önce parlamentodaki 225 sandalyeden sadece üçüne sahipti ve bu da onu koalisyonu feshetmeye ve yeni bir yetki istemeye sevk etti.

Sri Lanka Seçim Komisyonu’nun internet sitesinde yer alan son sonuçlara göre NPP perşembe günkü seçimlerde yaklaşık %62 ya da 5,4 milyon oy alarak 52 sandalye kazandı ve parlamentoda çoğunluğu elde etme yolunda ilerledi.

“Bunu Sri Lanka için kritik bir dönüm noktası olarak görüyoruz. Güçlü bir parlamento oluşturmak için yetki bekliyoruz ve halkın bize bu yetkiyi vereceğinden eminiz,” dedi Dissanayake perşembe günü oyunu kullandıktan sonra.

“Sri Lanka’nın siyasi kültüründe eylül ayında başlayan ve devam etmesi gereken bir değişim var” diye ekledi.

Dissanayake’nin koalisyonunun başlıca rakibi olan muhalefet lideri Sajith Premadasa’nın Samagi Jana Balawegaya partisi 13 sandalye ve oyların yaklaşık %19’unu kazandı. Önceki Devlet Başkanı Ranil Wickremesinghe’nin desteklediği Yeni Demokratik Cephe ise iki sandalye kazandı.

17 milyondan biraz fazla Sri Lankalı beş yıllık bir dönem için milletvekillerini seçme hakkına sahipti. Rekor sayıda 690 siyasi parti ve bağımsız grup 22 seçim bölgesinde yarıştı.

On yıllardır aile partilerinin egemen olduğu ülkede siyasete yabancı olan Dissanayake, daha büyük refah önlemleri ve rüşvet gibi yoksullukla mücadele politikalarını destekliyor.

Sri Lanka’da genel seçimlerde, özellikle de başkanlık oylamasından kısa bir süre sonra yapılıyorsa, genellikle başkan desteklenir.

Başkan yürütme yetkisini elinde bulunduruyor ancak Dissanayake’nin tam teşekküllü bir kabine atayabilmesi ve vergileri düşürme, yerel işletmeleri destekleme ve yoksullukla mücadele gibi önemli vaatlerini yerine getirebilmesi için parlamentoda çoğunluğa sahip olması gerekiyor.

Ayrıca Sri Lanka’nın tartışmalı yürütme başkanlığını kaldırmayı planlıyor ancak bunu uygulamak için parlamentoda üçte iki çoğunluğa ihtiyacı var.

22 milyonluk bir ülke olan Sri Lanka, 2022’de ciddi bir döviz sıkıntısının tetiklediği ekonomik krizin altında ezilmiş, bu da ülkeyi temerrüde itmiş ve ekonomisinin 2022’de %7,3, geçen yıl ise %2,3 küçülmesine neden olmuştu.

Uluslararası Para Fonu’nun 2,9 milyar dolarlık kurtarma programıyla desteklenen ekonomi geçici bir toparlanma sürecine girdi ancak yüksek hayat pahalılığı başta yoksullar olmak üzere pek çok kişi için hala kritik bir sorun.

Okumaya Devam Et

ASYA

Hindistan Afganistan ile ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor

Yayınlanma

Hindistan, Afganistan ve Pakistan arasındaki gerginlikten faydalanarak Afgan ticaretini Pakistan güzergahından Hintli bir şirket tarafından işletilen İran limanına yönlendirmeye çalışıyor.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı’ndan Genel Sekreter J.P. Singh başkanlığındaki üst düzey bir heyet 4 ve 5 Kasım tarihlerinde Kabil’i ziyaret etti. Heyet Afganistan Savunma Bakanı Molla Muhammed Yakup, eski Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, Afganistan Dışişleri Bakanı Emir Han Muttaki ve Kabil’deki BM kuruluşlarının başkanlarıyla bir araya geldi. Görüştükleri konular arasında India Ports Global Limited tarafından işletilen İran’ın Çabahar limanı da vardı.

Bakanlık sözcüsü Randhir Jaiswal geçen hafta düzenlediği basın brifinginde “Hindistan’ın insani yardımları, Çabahar limanının Afganistan’daki iş dünyası tarafından işlemler, ihracat ve ithalat için nasıl kullanılabileceği ve yapmak istedikleri diğer şeyler hakkında görüşmelerde bulundular” dedi.

Taliban’ın savunma bakanlığı da sosyal medya üzerinden yaptığı bir paylaşımla Yaqoob’un Hintli heyetle ilişkilerini geliştirme yollarını görüşmek üzere bir araya geldiğini doğruladı. Muttaki’nin ofisi de Singh ile yaptığı görüşmenin detaylarını açıklayarak Taliban’ın baş diplomatının ikili siyasi ve ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi çağrısında bulunduğunu ve Afgan işadamlarının Hindistan’a seyahat edebilmeleri için daha kolay vize verilmesini talep ettiğini kaydetti.

Yeni Delhi’deki Observer Araştırma Vakfı Stratejik Çalışmalar Programı’nda yardımcı araştırmacı olan Kabir Taneja, Hindistan’ın bir süredir Çabahar limanını Afganistan için alternatif bir ticaret yolu olarak tanıtmaya çalıştığını söyledi.

“[Çabahar] projenin temel tasarımının bir parçası. Ayrıca Kabil’e, Afganistan’ın uzun süredir birincil liman olarak kullandığı Karaçi limanına bir alternatif sunmaktır,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English