Avrupa
Moldova’da Rusya yanlısı Şor partisi üyelerinin seçimlere bağımsız olarak girmesi de yasaklandı

Moldova parlamentosu, daha önce yargı eliyle faaliyeti yasaklanan Şor partisi mensuplarını yerel seçimlere başka partiler adına ya da bağımsız aday olarak katılmasını engellemek üzere harekete geçti.
Anayasa Mahkemesi, haziran ayında partiyi ‘anayasaya aykırı’ ilan etmişti. Ancak parti, bu hafta yaptığı açıklamada, mensuplarının partiyi temsil etmemeleri halinde 5 Kasım’da yapılacak yerel seçimlerde aday olma hakkına sahip olduklarını bildirmişti.
Liderliğini 1 milyar dolarlık yolsuzlukta parmağı olduğu iddia edilen ve dolandırıcılıktan hüküm giyen sürgündeki iş insanı İlan Șor’un yaptığı parti, enflasyonun yükselmesi nedeniyle Devlet Başkanı Maya Sandu ve hükümetine karşı aylarca süren protestolara öncülük etti.
Sandu, hem Șor’u hem de Rusya’yı, Moskova’nın Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgal etmesinden bu yana Moldova’yı istikrarsızlaştırmaya çalışmakla suçladı.
Moldova parlamentosu, Şor partisinden ‘belirli şahısların’ yerel seçimlerden men edilmesini öngören seçim kanunu değişikliğini birinci ve ikinci okumalarında onayladı.
Parlamentodan geçişi tamamlanan değişiklik, kolluk kuvvetlerinin söz konusu şahısların listesini, nihai listeyi hazırlayacak olan Merkezi Seçim Komisyonuna sunmasını öngörüyor.
Halihazırda İsrail’de ikamet eden Şor, Facebook hesabından yaptığı açıklamada Kişinev’in hamlesini kınayarak “Parlamento bugün Moldova’da yasaların ve mahkemelerin hiçbir hükmünün olmadığı ve anayasal bir çerçevenin bulunmadığı mutlak bir diktatörlük ilan etti,” dedi.
En önemli siyasi müttefiki ve önümüzdeki ay Moldova’nın ikinci büyük şehri Balti’de belediye başkanlığına aday olan Marina Tauber de hamleyi ‘üzücü ve acınası’ şeklinde nitelendirdi.
Başbakan Dorin Recean başkanlığındaki hükümet komisyonu, dün ‘yaklaşan seçimlerde demokratik süreçleri tesis etmek ve devlete yönelik tehlikeleri ortadan kaldırmak için’ bir liste hazırlanması talimatını vermişti.
Meclis Başkan Yardımcısı Mihai Popșoi, açıklamasında “Kremlin, oligarkını (Şor) Moldova’da iktidara getirerek onun tüm ceza davalarından kurtulmasını, kendi dümen suyunda dans etmesini ve Ukrayna’nın sırtına bıçak saplamasını istiyor. Biz buna izin vermeyeceğiz,” diye konuştu.
Nisan ayında dolandırıcılık ve kara para aklama nedeniyle gıyaben 15 yıl hapis cezasına çarptırılan Şor, hem ABD hem de Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırım listesine girmişti.
Avrupa
AB’den Trump’ın ateşkesine benzer barış taslağı

AB ülkeleri, Rusya-Ukrayna savaşına yönelik, ABD Başkanı Donald Trump’ın 30 günlük ateşkes önerisine benzer bir ortak deklarasyon taslağı hazırladı. Almanya Başbakanı Friedrich Merz, taslağın barış görüşmeleri için zemin yaratmayı amaçladığını ve Rusya’nın daha uzun süreli bir ateşkese razı olması gerektiğini belirtti.
Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşa yönelik ortak bir deklarasyon taslağı hazırladı.
Almanya, Fransa, Polonya ve diğer AB ülkelerinin öncülük ettiği bu taslağın, ABD Başkanı Donald Trump’ın önerdiği 30 günlük ateşkes teklifiyle “büyük ölçüde aynı” olduğu bildirildi.
Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Avrupa Konseyi Başkanı António Costa ile düzenlediği basın toplantısında,, Trump’ın planını bir gün önce yaptığı telefon görüşmesinde kendisine anlattığını aktardı.
Merz, “Desteğimi ifade ettim ve bunun [ateşkesin] doğru olduğuna inanıyoruz,” dedi.
Avrupa ülkeleri, Rusya’yı “gerçek bir barış planı için gerekli alanı yaratacak” daha uzun süreli bir ateşkese razı olmaya çağırıyor.
Merz, Almanya ve AB’deki ortaklarının Ukrayna’yı desteklemeye devam edeceğini ve “gerekirse” ve Moskova barış görüşmelerine yanaşmazsa ABD ile birlikte Rusya üzerindeki yaptırım baskısını artırmaya hazır olduklarını belirtti.
Başbakana göre, bundan sonra her şey Rusya’ya bağlı. Merz, “Umarım ilgili tüm taraflar bunu, ateşkes halinden barış anlaşması müzakerelerine geçmek için bir fırsat olarak görür,” diye ekledi.
Rusya tarafı, 9 Mayıs şerefine üç günlük bir ateşkes ilan etmişti. Ukrayna bu ateşkese resmi olarak destek vermedi ve en az 30 günlük bir ateşkes çağrısında bulundu.
Bir gün önce Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, “diplomasiye şans verebilecek” teklifinin hâlâ geçerli olduğunu bildirmişti.
Kiev’in girişimi Trump tarafından onaylandı. Trump, Zelenskiy ile yaptığı görüşmenin ardından, “Bu ateşkes nihayetinde bir barış anlaşmasının imzalanmasına yol açmalı,” diye yazdı ve rejime uyulmaması halinde ABD ve ortaklarının yaptırımlarıyla karşı karşıya kalınacağını ekledi.
ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance ise Beyaz Saray’ın uzun vadeli bir çözüm arayışında olduğunu söylemişti.
Kremlin, anlaşmaya varmanın çaba, zaman ve Kiev’in Moskova ile doğrudan müzakerelere katılımını gerektirdiğini, “Ukrayna krizinin anında çözülemeyecek kadar karmaşık” olduğunu belirtmişti.
Rus yetkililer daha önce 30 günlük ateşkese “genel olarak evet” dediklerini, ancak “incelikler” olduğunu, özellikle de Ukrayna’nın bu süreyi nasıl kullanacağının Moskova’yı ilgilendirdiğini ifade etmişlerdi.
Avrupa
AB, Çinli şirketlerin liman satın almasından rahatsız

Avrupa Birliği (AB), limanlarının kime ait olduğu konusunda tedirginlik yaşıyor.
Blokun denize çıkış kapılarında Çinli şirketlerin izinin büyümesi de endişeyi artırıyor.
POLITICO’nun haberine göre Ulaştırma Komiseri Apostolos Tzitzikostas perşembe günü sektör liderlerine, Avrupa limanlarının “güvenliği yeniden gözden geçirmesi ve yabancı varlığını daha dikkatli incelemesi” gerektiğini söyledi.
Brüksel açısından bir zamanlar zararsız bir yatırım olarak görülen şey, artık bir güvenlik riski olarak değerlendirilmeye başlıyor.
Komisyonun yakın zamanda yayınladığı savunma beyaz kitabı, “kritik ulaşım altyapısı”nın yabancıların mülkiyetine daha sıkı kontroller getirilmesi fikrini ortaya atarak bu endişeyi yineledi.
Bu tedirginlik, POLITICO’nun elde ettiği, Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) Sosyalist ve Demokratlar (S&D) tarafından hazırlanan ve AB’nin yabancı yatırım tarama yönetmeliğinin yaklaşan revizyonunda daha sıkı kurallar getirilmesini talep eden taslak belgede de yansıtılıyor.
Ne Tzitzikostas ne de S&D, Çin’in adını açıkça anmadı, fakat alt metin şüpheye yer bırakmıyor. Belçika Kraliyet Savunma Enstitüsü araştırmacısı Simon Van Hoeymissen, bu ifadenin Pekin’in Antwerp-Bruges ve Rotterdam’dan Yunanistan’ın Pire limanına kadar Avrupa’nın önemli limanları üzerindeki etkisinin genişlemesine atıfta bulunduğunu söyledi.
Çinli devler COSCO ve China Merchants ile Hong Kong merkezli Hutchison, şu anda AB genelinde 30’dan fazla terminalde hisselere sahip.
“Gerçek ortada,” diyen Portekizli merkez sağ Avrupa Halk Partisi (EPP) milletvekili Ana Miguel Pedro, AP’nin “Denizler, Nehirler, Adalar ve Kıyı Bölgeleri Grubu” üyesi.
Pedro, “Pekin gibi yabancı devletlerin yönlendirdiği aktörler, tek tek ülkelerin parçalı tepkilerinin çok ötesinde bir koordinasyon ve niyetle hareket ediyor,” uyarısında bulundu.
Pedro, COSCO’nun tipik bir piyasa aktörü gibi davranmadığını, Çin Komünist Partisi’nden emir aldığını savundu ve “Limanlardaki artan varlığı sadece iktisadi bir endişe değil. Bu stratejik bir zayıflık,” diye konuştu.
POLITICO’ya göre artık AB de bu durumu aynı şekilde görmeye başlıyor. Varşova merkezli Doğu Çalışmaları Merkezi düşünce kuruluşunun son raporunda, “Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve Çin’in Rusya’ya verdiği gayri resmi destek, AB limanlarının güvenliği konusundaki endişeleri daha da artırdı,” deniyor.
Örneğin Hutchison, 20 yılı aşkın süredir Polonya’nın Gdynia Konteyner Terminali’nde hisse sahibi.
Bu durum değişebilir. Çin bağlantılı şirketlerin Panama Kanalı’ndan çıkmasını isteyen ABD Başkanı Donald Trump’ın baskısı altında Hutchison, BlackRock liderliğindeki ve Mediterranean Shipping Company’nin de dahil olduğu bir konsorsiyuma, Avrupa’daki 14 liman dahil olmak üzere dünya çapında 23 milyar dolarlık liman varlıklarını satmak için görüşüyor.
Ne var ki bu anlaşma, Pekin’in müdahalesi üzerine Mart ayında duvara çarptı.
Gdynia’yı özellikle dikkat çekici kılan, sadece ticaret hacmi değil, hemen yanında bulunan deniz üssü, tersane ve Polonya’nın seçkin deniz özel kuvvetlerinin karargahı.
Bu, terminali işleten grubun Avrupa ve NATO’nun askeri lojistik ve savunma operasyonlarını en ön sıradan izleyebileceği anlamına gelebilir.
Polonya hükümeti, terminalin stratejik öneminin farkında olarak, onu kritik altyapı olarak listeledi. Bu, işletmecinin güvenlik konusunda hükümetle yakın işbirliği içinde çalışması gerektiği anlamına geliyor.
Avrupa
Kuzey Akım-2’nin borç yapılandırma anlaşmasına onay

İsviçre’nin Zug kantonu mahkemesi, Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattının işletmecisi Nord Stream 2 AG ile alacaklıları arasındaki borç yapılandırma anlaşmasını onayladı. 30 Nisan’da varılan anlaşma, şirketin iflastan kaçınmasına yardımcı olmayı amaçlıyor. Kararın henüz yürürlüğe girmediği ve itiraz yolunun açık olduğu belirtildi.
İsviçre’nin Zug kantonu mahkemesi, Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattının işletmecisi Nord Stream 2 AG ile alacaklıları arasında varılan uzlaşma anlaşmasını onayladı.
Anlaşma 30 Nisan tarihinde imzalanmıştı. TASS haber ajansının mahkeme belgelerine dayandırdığı haberine göre mahkemenin açıklamasında, onay kararının belirlenen usullere göre temyiz edilebileceği belirtildi.
Kararın henüz yürürlüğe girmediği ve bu nedenle mahkemenin Nord Stream 2 AG’nin borç yapılandırmasına ilişkin moratoryum prosedürü hakkında bilgi vermediği aktarıldı.
Daha önce, 9 Ocak’ta mahkeme, Nord Stream 2 AG’yi küçük alacaklılara olan borçlarını 60 gün içinde tamamen ödemeye zorunlu tutmuştu.
Aynı tarihte mahkeme, Nord Stream 2 AG’nin borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin nihai moratoryumun 9 Mayıs 2025 tarihine kadar uzatıldığını duyurmuştu.
Aralık ayında Zug kantonu mahkemesinde yapılan bir duruşmada, Nord Stream 2 AG’nin iflasını önlemek amacıyla 10 Ocak 2025 tarihine kadar borç yapılandırma anlaşmasına varması gerektiğine karar verilmişti.
Kuzey Akım ve Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hatları, 26 Eylül 2022 tarihinde bir sabotaj sonucu hasar görmüştü. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, olaydan Batı’yı sorumlu tutmuştu. İsveç, Danimarka ve Almanya olayı soruşturmaya başlamış, ancak ilk iki ülke failleri belirlemeden soruşturmalarını sonlandırmıştı.
-
Görüş1 hafta önce
Hindistan ve Pakistan savaşır mı?
-
Görüş2 hafta önce
ABD, Ukrayna’ya ihanet etti
-
Dünya Basını2 hafta önce
Jeffrey Sachs: ABD’nin Asya’daki askeri üslerini kapatın
-
Rusya4 gün önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Dünya Basını2 hafta önce
Bender Abbas patlaması: Sabotaj mı kaza mı?
-
Dünya Basını2 hafta önce
The Ekonomist: Afrika’dan Göç Dünyayı Değiştirecek
-
Görüş4 gün önce
Kim kazandı?
-
Dünya Basını2 hafta önce
ABD’nin eski Asya çarı Kurt Campbell: Çin’le hesapsız bir çatışmaya girmekten kaçınılmalı