Fed, enflasyonun “biraz yüksek” seyretmesi ve işgücü piyasasının beklenenden güçlü olması nedeniyle politika faizini yüzde 4,25-4,5 aralığında sabit tuttu. Bu karar, Başkan Donald Trump’ın faiz oranlarını düşürme çağrısına da bir yanıt olarak değerlendiriliyor.
ABD Merkez Bankası (Fed) üç indirimden sonra baz faiz oranını yıllık yüzde 4,25-4,5 seviyesinde sabit tuttu.
Bankanın kararı, ABD’deki enflasyonun “biraz yüksek” seviyede olması ve işgücü piyasasının beklenenden daha güçlü olmasıyla açıklandı.
Faiz oranının sabit tutulması, aynı zamanda hızlı ve belirgin bir indirim hedeflediğini açıklayan ülke başkanı Donald Trump’a bir yanıt olarak da algılanabilir.
Fed’in para politikasını gevşetme sürecindeki duraklamanın ne kadar süreceği sorusu henüz cevapsızlığını koruyor: Faiz oranının gelecekteki seyrini, yeni başkanın ekonomik planlarının hayata geçirilmesi etkileyebilir. Fakat, değişiklik beklentisi bile para politikasını şimdiden etkilemiş durumda.
ABD Açık Piyasa Komitesi, ocak ayı toplantısının ardından faiz oranını yıllık yüzde 4,25-4,5 seviyesinde sabit tuttu ve karar oybirliğiyle alındı.
Daha önce kurum, eylül, kasım ve aralık aylarındaki üç toplantıda üst üste faiz indirimi yapmış ve toplamda 1 puanlık bir düşüş gerçekleştirmişti. Bununla birlikte, aralık ayı toplantısının tutanaklarından (ocak ayı başında yayınlandı) anlaşıldığı üzere, komite üyelerinin çoğu yıl sonunda faiz indirimlerine “daha temkinli bir yaklaşım” gösterilmesi gerektiğini dile getirmişti. Bu nedenle, mevcut karar şaşırtıcı olmadı.
Fed, para politikası gevşetme döngüsüne ara verilmesini öncelikle “biraz yüksek” enflasyon ile açıkladı.
Belirtmek gerekir ki, gösterge üst üste üçüncü aydır yükseliş gösteriyor: ABD’de enflasyon aralık ayında kasım ayındaki yüzde 2,7’den sonra yüzde 2,9 olarak değerlendirildi.
Tüketici fiyatları (bu, Fed’in yöneldiği daha “hassas” bir gösterge) de hızlanma gösterdi: kasım ayında yüzde 2,4 oldu (aralık ayı değeri daha sonra yayınlanacak) ve ekim ayında yüzde 2,3 idi. Temel gösterge kasım ayında ekim ayındaki yüzde 2,8 seviyesinde kaldı.
Bu arada, enflasyonun daha da artması riskleri devam ediyor. Donald Trump, yüksek gümrük vergilerinin getirilmesinde ısrarcı: Şubat ayında Kanada ve Meksika’dan gelen sevkiyatlar için, önümüzdeki aylarda ise Çin’den gelen ürünlere vergiler gelecek.
Bu tür önlemlerin sonuçlarından biri, ithalat maliyetlerinde belirgin bir artış oluyor. Enflasyon riskleri hizmetler açısından da devam ediyor: Göç politikasındaki değişiklikler nedeniyle (bu alanda çalışan yasa dışı göçmenlerin kitlesel sınır dışı edilmesi fiilen başlamış durumda) fiyat artışı hızlanabilir.
Fed’in faiz kararı, işgücü piyasasının beklenenden daha güçlü olduğuna dair verilerden de etkilendi; Fed, açıklamasında piyasadaki koşullar “istikrarlı” olarak nitelendirildi.
Hatırlatmak gerekirse, Fed sadece fiyat istikrarı (enflasyon hedefi yüzde 2) alanında değil, aynı zamanda istihdam alanındaki hedeflerinin de başarılmasını takip ediyor; eylül ayında banka, faiz oranını tam da işgücü piyasasında belirgin bir soğuma nedeniyle keskin bir şekilde düşürmeye başlamıştı.
Aralık ayında ise Federal İstatistik Bürosu’nun tahminlerine göre, iş imkanları dokuz ayın en yüksek seviyesi olan 256 bin arttı (tahmin 160 bindi), işsizlik ise kasım ayındaki yüzde 4,2’den yüzde 4,1’e düştü.
Para politikasında uzun süredir sıkılaştırma dönemine rağmen, ekonomik büyüme Fed’in beklediğinden daha dirençli çıktı ve bu durum ocak ayı kararını da etkiledi.
Banka, “Elde edilen veriler, ekonomik aktivitenin istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ettiğini gösteriyor” açıklamasında bulundu.
IMF tahminlerine göre, ABD GSYİH’si 2023’teki yüzde 2,5’lik büyümenin ardından 2024 sonunda yüzde 2,8 büyüdü. Bununla birlikte, düzenleyicinin açıklamasında belirtildiği üzere, gelecekteki ekonomik beklentiler “belirsizliğini” koruyor.