Bizi Takip Edin

AMERİKA

Foreign Policy: Silikon Vadisi Çin’den kaçıyor

Yayınlanma

Amerikalı risk sermayedarları, büyük ölçüde artan jeopolitik gerilimler ve hem Washington hem de Pekin’de artan yatırım kısıtlamaları nedeniyle son yıllarda Çin’in teknoloji sektörüne olan ilgilerini önemli ölçüde azalttılar.

Foreign Policy’de yer alan makaleye göre, ABD’li yatırımcılar geçen yıl Çin’in teknoloji sektöründe 7,2 milyar dolar değerinde anlaşmaya imza attı.

Bu rakam 2018’deki zirvesinde 35,6 milyar dolardı.

S&P Global, Çin’in katı ‘sıfır COVID’ politikası, bunun sonucunda ortaya çıkan tedarik zinciri sorunları ve Pekin ile Washington arasında tırmanan gerilimin ‘bazı yatırımcıların temkinli hareket etmesine neden olduğunu’ söylüyor.

Hem ABD’li hem de Çinli yatırımcılara danışmanlık yapan ve adının açıklanmaması koşuluyla konuşan Şangay merkezli bir avukat, Trump yönetiminin ikinci yarısında her iki tarafın da teknoloji sektörlerine yaptığı yatırımların ‘uçurumdan aşağı düştüğünü’ ve geri çekilmenin ‘yüzde 90 siyasi’ olduğunu söylüyor.

Makalede, Trump’tan sonra gelen Biden’ın da bu eğilimi devam ettirdiğine dikkat çekiliyor.

Silikon Vadisinin en büyük yatırım şirketlerinden Sequoia Capital’in, Çin yatırımlarını incelemek üzere dışarıdan ulusal güvenlik uzmanları görevlendirdiği bildiriliyor.

Sequoia Capital’in Çin yatırımları arasında TikTok’un ana şirketi ByteDance de bulunuyor. Şirketin Çin kolu, geçen sene 8 milyar dolar yatırım toplamıştı.

Draper Associates isimli bir risk sermayesi şirketinden Andy Tang, “Bizim için yatırımların ayrıştırılması … aslında 2015 yılında başladı,” diyor. Bugün itibariyle ABD ve Çin’deki yatırımların tamamen ayrışmış durumda olduğunu belirten Tang, iki ayrı şirket haline geldiklerine vurgu yapıyor.

Tang’a göre ABD’li ve Çinli yatırımcılar, kısmen yatırım fırsatlarının ve sermayenin bol oluşu nedeniyle ‘piyasa güçleri’ nedeniyle, kısmen de jeopolitik ortamın farkına vararak, kendi ülkelerinde yatırım yapmaya giderek daha meyilli hale geliyorlar.

FP’nin derlediği verilere bakılırsa, Çin’e yapılan teknoloji yatırımlarında Kuzey Amerika ve Avrupa’nın payı 2010’lu yılların başlarına göre bir hayli marjinalleşmiş durumda. 2010’da Kuzey Amerika’nın payı yüzde 23’ken, 2022’de bu oran yalnızca yüzde 4.

Öte yandan Washington’ın politikalarından bağımsız olarak Silikon Vadisi’ndeki temkinliliğin devam etmesi bekleniyor. FBI’ın San Fransisco ofisinde karşı-istihbarat servisinde çalışan Jeff Fields, Silikon Vadisi şirketlerine yaptığı sunumlarda ‘anlayışlı’ bir dinleyici gitlesine hitap ettiğine dikkat çekiyor.

Fields, Silikon Vadisi’nin, kendi ekibiyle ilişki kurma eğiliminin ve istekliliğinin son zamanlarda ‘katlanarak arttığını’, bunun kısmen Ukrayna’daki savaşın daha önce soyut görünen yabancı aktör casusluğu tehdidini gündeme getirmesinden kaynaklandığını söylüyor.

Ama herkes Çin’den çıkmaya çalışmıyor. Örneğin Taylor Ogan, aylar süren çabaların ardından Ocak ayında yatırım şirketi Snow Bull Capital’ı Boston’dan Çin’in teknoloji merkezi Shenzhen’e taşıdı.

AMERİKA

FBI: İranlı hackerler Trump kampanyasının bilgilerini Biden kampanyasına verdi

Yayınlanma

Amerikan kurumları çarşamba günü yaptığı açıklamada, İranlı bilgisayar korsanlarının Trump’ın kampanyasından çaldıkları hassas bilgileri bu yaz başında Başkan Joe Biden’ın kampanyasına gönderdiklerini ileri sürdü.

Ulusal İstihbarat Direktörü Ofisi, FBI ve CISA tarafından yapılan açıklamada, e-postaların haziran ve temmuz aylarında “Biden kampanyasıyla ilişkili” kişilere gönderildiği ve “eski Başkan Trump’ın kampanyasından çalınan, kamuya açık olmayan materyalden alınan bir alıntı içerdiği” belirtildi.

Ajanslar, İranlıların haziran ayından bu yana Trump’ın kampanyasına ait “kamuya açık olmayan” materyalleri medya kuruluşlarına sızdırmaya çalıştığını da öne sürdü.

POLITICO’ya göre Biden kampanyasının İranlıların gönderdiği bilgileri ne ölçüde okuduğu ya da kullandığı belli değil. Üç ajans da e-postaların talep edilmediğini ve kampanya personelinin bunlara yanıt vermediğini söyledi.

Biden kampanyasının yerini alan Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in kampanya sözcüsü Morgan Finkelstein çarşamba günü yaptığı açıklamada, Biden kampanya personeline gönderilen bilgilerle ilgili, “Haberdar olduğumuzdan bu yana ilgili kolluk kuvvetleriyle işbirliği yaptık,” dedi.

Finkelstein, “Kampanyaya doğrudan herhangi bir materyal gönderildiğinden haberdar değiliz; spam veya kimlik avı girişimi gibi görünen bir şeyle birkaç kişi kişisel e-postalarında hedef alındı. Bu istenmeyen ve kabul edilemez kötü niyetli faaliyet de dahil olmak üzere, yabancı aktörlerin ABD seçimlerine müdahale etmeye yönelik her türlü çabasını en güçlü şekilde kınıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Trump’ın kampanya sözcüsü Karoline Leavitt ise, bu gelişmenin “İranlıların Kamala Harris ve Joe Biden’a yardım etmek için seçimlere aktif olarak müdahale ettiklerinin bir başka kanıtı olduğunu çünkü Başkan Trump’ın sert yaptırımları geri getireceğini ve terör saltanatlarına karşı duracağını bildiklerini” söyledi.

Leavitt, “Kamala ve Biden, İranlılar tarafından kendilerine verilen hacklenmiş materyalleri Başkan Trump’a zarar vermek için kullanıp kullanmadıklarını açıklamalıdır. Ne biliyorlardı ve bunu ne zaman öğrendiler?” diye sordu.

Çarşamba gecesi New York’ta düzenlenen bir mitingde Trump, İran’ı seçimlere müdahale etmekle suçladı fakat bilgisayar korsanlarının eski rakibinin kampanyasına hangi materyalleri gönderdiğinden emin olmadığını söyledi.

Trump, “İran benim kampanyamı hackledi. Ne bulduklarını bilmiyorum, öğrenmek isterim. Çok heyecan verici olamazdı,” dedi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Fed, faiz oranını düşürdü

Yayınlanma

ABD Merkez Bankası (Fed), Mart 2020’den bu yana ilk kez baz faiz oranını düşürdü. Fed, oranı 50 baz puan indirerek yüzde 4,75-5 aralığına çekti.

Baz faiz oranı tahmini 2024 yılı için yüzde 5,1’den yüzde 4,4’e, 2025 yılı için yüzde 4,1’den yüzde 3,4’e ve 2026 için yüzde 3,1’den yüzde 2,9’a düşürüldü.

Fed ayrıca ABD ekonomisinin temel göstergelerine ilişkin tahminlerini de güncelledi. Kurum, enflasyon oranının 2024 yılında yüzde 2,6’dan yüzde 2,3’e, 2025 yılında ise yüzde 2,3’ten yüzde 2,1’e düşeceğini öngörüyor.

GSYİH büyümesinin ise 2025’te daha önceki yüzde 2,1’lik tahminin ardından yüzde 2 olarak gerçekleşmesi bekleniyor.

Ekonomi ve Politika Araştırma Merkezi’nin kıdemli ekonomisti Dean Baker, Bloomberg’e verdiği demeçte faiz indiriminin “yüksek mortgage oranları nedeniyle milyonlarca insanın evlerini satmayı ertelediği konut piyasasını canlandırmaya yardımcı olacağına” inandığını belirtti.

Geçen ayın sonunda Fed Başkanı Jerome Powell, faiz oranlarını düşürmenin gerekli olduğunu söylemiş, ayrıca ABD’de enflasyonun, bankanın hedefi olan yüzde 2’ye doğru ilerlediğinden emin olduğunu ifade etmişti.

Powell, faiz indiriminin eylül ayı gibi erken bir tarihte yapılabileceğini de belirtmişti. KPMG baş ekonomisti Diane Swank, Bloomberg‘de yayınlanan yorumunda faiz indirimini “Jay Powell için büyük bir zafer” olarak nitelendirdi.

Fed, temmuz toplantısının sonunda, komitenin “enflasyonun istikrarlı bir şekilde yüzde 2’ye doğru ilerlediğine dair daha fazla güven kazanana kadar” faiz aralığını düşürmenin uygun olmadığını belirtmişti.

Fed kararı öncesi gözler faiz indirimi miktarı ve zamanlamasında

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, US Steel’in 15 milyar dolara satılmasına ilişkin kararı erteledi

Yayınlanma

ABD hükümeti, Başkan Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in karşı çıktığı, çelik devi Nippon Steel’in US Steel’i 15 milyar dolara satın alma teklifine ilişkin ulusal güvenlik incelemesini sürpriz bir kararla uzattı.

Financial Times’ın (FT) konuyla ilgili bilgi sahibi iki kişiden aktardığına göre, ABD’ye yapılan yatırımları güvenlik riskleri açısından inceleyen hükümet paneli olan ABD’deki Yabancı Yatırım Komitesi (Cfius), Japon gruba 90 günlük bir uzatma verdi.

Karar, anlaşmanın kaderinin 5 Kasım’daki ABD seçimlerinin sonrasına kadar neredeyse kesin olarak belirlenmeyeceği anlamına geliyor. 

Biden, Birleşik Çelik İşçileri Sendikası’nın (USW) da karşı çıktığı bu anlaşmayı engelleyeceğinin sinyallerini vermişti. Hazine tarafından yönetilen kurum içi bir panel olan Cfius, bir incelemeyi tamamlamış ve anlaşmanın “hafifletilemeyecek güvenlik riskleri” oluşturduğu sonucuna varmıştı. Panel tavsiyesini Biden’a resmi olarak iletmemişti. 

Karar, Biden’ın hafta sonu Delaware’de ABD, Japonya, Avustralya ve Hindistan’dan oluşan Quad grubu liderlerini ağırlayacağı sırada Japonya Başbakanı Fumio Kishida ile görüşmesinden günler önce geldi.

FT geçen hafta Nippon Steel’in başkan yardımcısı ve işlemin baş müzakerecisi Takahiro Mori’nin anlaşmayı kurtarmak için son bir girişimde bulunmak üzere Washington’a uçtuğunu bildirmişti.

Bir Beyaz Saray sözcüsü Biden ve Harris’in “US Steel’in yurt içinde sahip olunan ve işletilen bir Amerikan çelik şirketi olarak kalması” yönündeki görüşlerini koruduklarını söyledi.

“Başkan çelik işçilerimize arkalarında olduğunu söyledi ve bunda ciddi,” diyen sözcü, Biden’ın Cfius tavsiyesi almadığını da sözlerine ekledi.

USW Başkanı David McCall ise, “Başkan Biden ve Başkan Yardımcısı Harris, US Steel’in yurt içinde sahip olunan ve işletilen bir şirket olarak kalması gerektiğine inandıklarını ve USW üyelerine ve onların işlerine yönelik güçlü desteklerini sürdürdüklerini açıkça ifade ettiler. Sonuç olarak, Nippon’un satın almasının ulusal güvenlik açısından yaratacağı riskler ya da halihazırda tespit edilmiş olan kritik tedarik zinciri endişeleri konusunda hiçbir şey değişmemiştir,” dedi.

Uzatma kararı hakkında bilgi sahibi olan kişilerden biri, Cfius’un ciddi ulusal güvenlik endişelerini ortaya koyduğunu ve şirketlerin bu sorunları ele almak için daha fazla zaman talep ettiğini söyledi.

Söz konusu kişi, şirketlerin karmaşık durumlarda onay için yeniden dilekçe vermelerinin alışılmadık bir durum olmadığını belirterek, Cfius’un incelemeyi tamamlamasının muhtemelen 90 güne yakın bir süre alacağını sözlerine ekledi.

Konu hakkında bilgi sahibi olan ikinci kişi ise güvenlik incelemesinin uzatılması kararının, ABD’deki sistemi “bunaltan” çok fazla şeyin aynı anda devam etmesi nedeniyle alındığını söyledi.

Bu kişi, ABD’nin Çin’in çip endüstrisini kontrol altına almak amacıyla ihracat kontrolleri oluşturmak için Japonya ile görüştüğünü söyledi.

Cfius’un halihazırda bir kez tamamlanmış olan incelemeyi 90 gün uzatma kararı, satın almaya ilişkin nihai kararın bir sonraki başkana ait olacağı anlamına geliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English