Bizi Takip Edin

Diplomasi

Fransa Çin’den Rusya’ya ‘net bir mesaj’ göndermesini istiyor

Yayınlanma

Fransa Dışişleri Bakanı Stéphane Séjourné, 1 Nisan Pazartesi günü Pekin’de mevkidaşı ile yaptığı görüşmelerin ardından, Paris’in Çin’den yakın ortağı Rusya’ya Ukrayna savaşı konusunda ‘net mesajlar’ göndermesini beklediğini söyledi.

Şubat ayında Paris’te yapılan görüşmeler sırasında Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’a ‘Pekin’in ülkesinin bağımsız duruşunu takdir ettiğini’ söylemişti.

Fakat Paris, Pekin’i Moskova ile yakın ilişkileri konusunda da sıkıştırmaya çalıştı ve Dışişleri Bakanı Séjourné, Ukrayna’daki savaşı konusunda ‘Çin’in Rusya’ya çok net mesajlar göndermesini’ istediklerini söyledi.

Çinli mevkidaşı Wang ile birlikte Pekin’de düzenlediği basın toplantısında konuşan Séjourné, “Ukraynalılarla müzakere edilmediği takdirde kalıcı bir barış olmayacağına inanıyoruz. Uluslararası hukuka uygun bir barış olmazsa Avrupalılar için güvenlik olmayacaktır,” dedi.

Macron ‘Çin’e yakınlaşmakla’ suçlanmıştı

Fransız bakan, Çin’in uluslararası hukuka saygının sürdürülmesini sağlamada kilit bir rol oynayabileceğini de söyledi.

Séjourné’nin ziyareti, selefi Catherine Colonna’nın kasım ayında gerçekleştirdiği ziyaretin ardından bir Fransız dışişleri bakanının altı aydan kısa bir süre içinde Çin’e yaptığı ikinci ziyaret.

Macron da geçtiğimiz nisan ayında Çin’i ziyaret etmiş ve güney Çin’deki bir üniversitede yüzlerce öğrenci ve hayranı tarafından ‘rock yıldızı’ gibi karşılanmıştı.

Fakat Macron daha sonra ‘Pekin’e yakınlaştığı’ suçlamalarıyla karşılaşmış ve Tayvan konusunda Çin ile bir çatışma yaşanması durumunda Avrupa’nın ABD’nin takipçisi olmaması gerektiğini söyleyerek tartışmalara yol açmıştı.

Fransa, Çin’den ‘ayrışmayacak’

Avrupa’daki bir başka tartışma konusu da iktisadi olarak Çin’e olan bağımlılık. Avrupa Komisyonu, ABD’yi takip ederek Avrupa’yı ‘Çin’den ayrıştırma’ politikasını uygulamaya çalışıyor.

Séjourné ise pazartesi günü Pekin’de yaptığı açıklamada ayrışmanın gündemde olmadığını söyledi fakat ticaretin ‘sağlıklı ve sürdürülebilir’ olmasını sağlamak için bir ‘ekonomik yeniden dengeleme’ gerektiğini söyledi.

Çin Dışişleri Bakanı Wang da Séjourné’nin Çin’den ayrışmayı reddetmesini takdir ettiğini söyledi. Wang, “Çin’den ayrışmak mümkün değildir ve Çin’den ayrışmak en büyük risktir. Çin’in Avrupa için bir risk değil bir fırsat olduğunun kanıtlandığına ve kanıtlanmaya devam edeceğine inanıyorum. Her iki taraf da rakip değil ortaktır,” dedi.

Diplomasi

Lavrov ve Rubio, Ukrayna, İran ve Suriye’yi görüştü

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Malezya’nın başkentinde bir araya geldi. Görüşmede Ukrayna, İran ve Suriye’deki durum ele alınırken, Rubio, Rusya’nın Ukrayna konusunda esneklik göstermemesinden duyulan hayal kırıklığını iletti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Malezya’nın başkentinde gerçekleştirdikleri görüşmede Ukrayna, İran ve Suriye’deki durum başta olmak üzere bir dizi uluslararası sorunu ele aldı.

ABD tarafı, Rusya’nın Ukrayna meselesindeki tutumundan duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, Rusya ise iki ülke arasında doğrudan uçuşların yeniden başlatılmasını gündeme getirdi.

Görüşmenin ardından açıklama yapan ABD Dışişleri Bakanı Rubio, Lavrov ile yaptığı görüşmenin “önemli ve samimi” olduğunu belirtti.

Rubio, Başkan Donald Trump’ın, Rus tarafının Ukrayna ihtilafının çözümünde esneklik göstermemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradığını Lavrov’a ilettiğini söyledi.

Rubio, “Bu çatışmanın nasıl sona erebileceğini belirleyen bir yol haritasına ihtiyacımız var,” diye konuştu.

Moskova’dan işbirliği ve hava bağlantısının yeniden kurulması vurgusu

Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan resmi açıklamada ise görüşmenin, çatışma durumlarına barışçıl çözümler bulma ve Rusya-ABD iktisadi ve insani işbirliğini yeniden tesis etme yönündeki karşılıklı niyeti teyit ettiği vurgulandı.

Açıklamada, Rusya ile ABD arasında doğrudan hava bağlantısının yeniden kurulmasının bu sürece katkı sağlayabileceği ifade edildi.

Bakanlık, “İkili diplomatik misyonların işleyişinin normalleştirilmesi için daha fazla çalışmanın önemi vurgulandı,” ifadelerine yer verdi.

Açıklamanın devamında Moskova, “Rusya ve ABD dışişleri bakanlıkları arasındaki yapıcı ve karşılıklı saygıya dayalı diyalog, karşılıklı çıkar sağlayan ve genişleyen bir dizi konuda devam edecektir,” mesajını verdi.

ABD’den Rusya’nın enerji sektörünü hedef alan yeni yaptırım hamlesi

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Paşinyan ve Aliyev, Abu Dabi’de barış için masaya oturdu

Yayınlanma

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Abu Dabi’de barış anlaşması müzakerelerine başladı. Ermenistan Başbakanlık Sözcüsü Nazeli Bagdasaryan görüşmeyi doğrularken, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise Moskova’nın sürece ‘her türlü desteği verdiğini’ belirtti. Tarafların, yıl sonuna kadar bir barış anlaşması imzalamayı hedeflediği bildiriliyor.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi’de barış anlaşması müzakereleri için bir araya geldi.

İkilinin görüşmesi, Ermenistan Başbakanlık Sözcüsü Nazeli Bagdasaryan tarafından doğrulandı.

TASS haber ajansına konuşan bir kaynak, Paşinyan ve Aliyev arasındaki görüşmenin ana gündem maddesinin, yıl sonuna kadar imzalanması hedeflenen barış anlaşması metnindeki anlaşmazlıkların çözülmesi olduğunu belirtti.

Kremlin’den müzakerelere tam destek

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya‘nın Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki doğrudan görüşmeleri memnuniyetle karşıladığını açıkladı.

Peskov, Bakü ve Erivan arasında bir barış anlaşması imzalanmasının bölgedeki durumun istikrara kavuşması için önemli bir adım olacağını ve Moskova’nın “bu sürece her türlü desteği sağladığını” ifade etti.

Paşinyan’ın BAE ziyareti

Ermenistan Başbakanı Paşinyan, 9 Temmuz’da BAE’ye bir çalışma ziyareti gerçekleştirmişti.

Paşinyan, bu ziyaret kapsamında BAE Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayid en-Nahyan ile Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki barış sürecini, Ermenistan hükümetinin “Barış Kavşağı” projesini ve ikili ilişkileri ele almıştı.

İki lider arasındaki bir önceki görüşme, mayıs ayında Arnavutluk’un başkentinde düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesi marjında yapılmıştı.

ABD’den barış sinyali

Görüşmeler öncesinde, ABD’den de konuya ilişkin açıklamalar gelmişti. 30 Haziran’da Carnegie Endowment düşünce kuruluşu tarafından yayımlanan makalede, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin Azerbaycan’ı Ermenistan toprakları üzerinden Nahçıvan’a bağlayacak güzergâh konusundaki önerisine değinilmişti.

8 Temmuz’da ise ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Erivan ile Bakü arasında yakında bir barış anlaşmasına varılacağını söylemişti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Trump’tan Brezilya’ya ‘Bolsonaro davası’ tehdidi

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump, eski Brezilya Başkanı Jair Bolsonaro hakkındaki davayı gerekçe göstererek bu ülkeye yönelik %50’lik bir gümrük vergisi getirme tehdidinde bulundu.

Trump, sosyal medya hesabında yayınladığı bir gönderide, 2022 seçimlerinde yenilgisinin ardından darbe girişimi suçlamasıyla yargılanan eski sağcı başkan ve Lula’nın rakibi Jair Bolsonaro’ya atıfta bulundu.

Trump, bu değişikliği “kısmen Brezilya’nın özgür seçimlere ve Amerikalıların temel ifade özgürlüğü haklarına yönelik sinsi saldırıları nedeniyle” yaptığını belirterek, siyasi bir bağlantı kurdu.

Başkanlığı sırasında Trump’ın siyasi tarzını taklit eden Bolsonaro’ya yöneltilen suçlamalar, Brezilya’nın başkentinde seçim sonrası çıkan ve 6 Ocak 2021’de Washington’da yaşanan ayaklanma girişimiyle karşılaştırılan olaylara ilişkin soruşturmadan kaynaklanıyor.

Bolsonaro, yasal sorunları artarken defalarca Trump’tan yardım istedi.

Trump’ın açıklamasının ardından Brezilya reali ABD doları karşısında yaklaşık %3 değer kaybetti, ABD’de işlem gören ve ülkenin hisse senetlerini izleyen en büyük borsa yatırım fonu olan iShares MSCI Brazil ETF ise piyasa kapanışında yaklaşık %2 değer kaybetti.

Brezilya, Trump’ın nisan ayında açıkladığı “karşılıklı” gümrük vergileri kapsamında en az %10’luk bir vergiye tabi olacaktı.

Trump’ın son günlerde yayınladığı 20’den fazla mektubun sonuncusu olan bu mektup, daha önce açıklanan oranlarda yapılan ilk önemli artış oldu.

Duyurunun ardından kısa bir süre sonra Lula, durumdan haberdar iki kişiye göre, Maliye Bakanı Fernando Haddad, Dışişleri Bakanı Mauro Vieira ve Brezilya Sanayi ve Ticaret Bakanlığının da başkanı olan Başkan Yardımcısı Geraldo Alckmin’in de aralarında bulunduğu üst düzey kabine üyelerini başkanlık sarayında bir toplantıya çağırdı.

Çarşamba günü geç saatlerde sosyal medyada yayınlanan bir gönderide Lula, Brezilya’ya kimse tarafından “ders verilemeyeceğini” belirterek, darbe planlayanlara karşı açılan davanın yalnızca ülkenin adalet sisteminin meselesi olduğunu ve “müdahale veya tehdide tabi olmadığını” ekledi.

Lula, “Herhangi bir tek taraflı tarife artışı, Brezilya’nın iktisadi karşılıklılık yasası ile karşılık görecektir. Brezilya halkının egemenliği, saygısı ve çıkarlarının kararlılıkla savunulması, dünyayla ilişkilerimizi yönlendiren ilkelerdir,” dedi.

ABD, Brezilya’nın Çin’den sonra en büyük ikinci ticaret ortağı ve bu kadar yüksek bir gümrük vergisi, Güney Amerika ülkesinin bazı sektörlerine önemli zarar verebilir.

Bloomberg’e konuşan Morada Capital CEO’su Felipe Arslan, “Çelik ürünleri, ulaşım ekipmanları (özellikle uçak ve uçak parçaları), özel makineler (inşaat ekipmanları gibi) ve metalik olmayan mineraller, Brezilya’nın ABD’ye ihracatının önemli bir bölümünü oluşturuyor,” dedi.

İktisadi etkilerin ötesinde, analistler gümrük vergilerinin siyasi sonuçları hakkında endişelerini dile getirdi.

ABD ve Brezilya, ideolojik farklılıklara sahip başkanlar tarafından yönetilse bile uzun süredir güçlü ilişkiler içinde olan tarihi ortaklar ve Trump’ın dinamik açıklaması bu ilişkileri tehlikeye atma riski taşıyor.

UBS Global Wealth Management’ın Brezilya makroekonomi başkanı Solange Srour, “Bu sadece ikili ticaret meselesi değil. Bu gümrük vergileri, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin kurumsal olarak bozulduğunu ve zarar gördüğünü gösteriyor. %50’lik gümrük vergisi, birçok durumda ihracatı imkansız hale getirebilir,” dedi.

Trump’ın açıklaması, BRICS bloğu üyesi gelişmekte olan ülkelere “Amerika karşıtı politikaları” nedeniyle ek gümrük vergileri uygulama tehdidinde bulunmasından sadece birkaç gün sonra geldi.

Bu hafta Lula’nın Rio de Janeiro’da ağırladığı BRICS liderleri, resmi bildirilerinde ticareti bozan gümrük vergisi politikaları ve İran’a yönelik askeri saldırıları eleştirmişlerdi. Bu adımlar, ABD’ye doğrudan meydan okumaktan kaçınsalar da Trump ile aralarında anlaşmazlık yaratmıştı.

Görevinin ilk aylarında Brezilya’dan pek bahsetmeyen Trump, pazartesi günü Bolsonaro’nun savunmasına koşarak Güney Amerika ülkesini eski başkanına “siyasi zulüm” yapmakla suçladı.

Mektupta Trump, yetkililere Bolsonaro’ya yönelik darbe girişimi iddialarıyla ilgili suçlamaları düşürme çağrısını yineledi.

Trump, “Bu dava görülmemeli. Bu bir cadı avı ve derhal sona erdirilmeli!” diye yazdı.

Trump ayrıca, ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer’e, Brezilya’nın “Amerikan şirketlerinin dijital ticaret faaliyetlerine yönelik devam eden saldırıları”nı gerekçe göstererek, ülkeye karşı 301. madde soruşturması başlatılması talimatını verdi.

Potansiyel olarak haksız ticaret uygulamalarını soruşturmak için kullanılan bu tür bir soruşturma, ABD’nin Brezilya’ya ek yaptırımlar uygulamasına yol açabilir.

Pazartesi günü, Lula BRICS zirvesinin sonunda Trump’ı sert bir şekilde eleştirerek, kendi işine bakmasını ve “sosyal medyada gümrük vergileriyle tehdit etmekten sorumlu olmadığını” söyledi.

Lula ayrıca dünya liderlerini, uluslararası ticaretin dolara olan bağımlılığını azaltmanın yollarını bulmaya çağırdı.

Bolsonaro’nun yargılanmasını denetleyen Brezilya Yüksek Mahkemesi sözcüsü yorum yapmaktan kaçındı. Çarşamba günü erken saatlerde, Brezilya Dışişleri Bakanlığı, Bolsonaro hakkındaki açıklamaları hakkında bilgi vermek üzere ABD’nin Brezilya’daki en üst düzey temsilcisini toplantıya çağırdı.

Brezilya, Trump’ın en son gümrük vergisi hedefleri arasında sıra dışı bir konumda bulunuyor, çünkü ABD ile ticaretinde açık verirken, diğer ülkelerin neredeyse tamamı büyük fazla veriyor. İstatistiklere göre, 2024 yılında Brezilya yaklaşık 44 milyar dolarlık Amerikan ürünü ithal ederken, ABD’nin Brezilya’dan ithalatı yaklaşık 42 milyar dolar oldu. Brezilya, ABD’nin en büyük 20 ticaret ortağı arasında yer alıyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English