Bizi Takip Edin

AVRUPA

Gazze savaşı Alman yatırımcıların savunma sektörüne olan ilgisini artırdı

Yayınlanma

Ukrayna savaşından sonra bile savunma hisselerine karşı temkinli kalan birçok fonun artık sektöre ilgi gösterdiğini söyleyen askeri tedarikçi Renk’in CEO’suna göre, Gazze savaşı Alman yatırımcılar için bir ‘uyandırma çağrısı’ oldu.

Renk, ABD’nin Ukrayna’ya daha fazla askeri destek konusunda artan tartışmaları arasında piyasa koşullarının zorlaşması nedeniyle şirketin geçen yıl planlanan ilk halka arzını iptal etmek zorunda kalmasının ardından bu ay Frankfurt’ta listelendi.

Renk’in ekim ayında iptal edilen listeleme tarihinden iki gün sonra Hamas, Aksa Tufanı operasyonunu başlattı. Bavyeralı tanklar ve fırkateynler için dişli kutuları, kayar yataklar ve şanzımanlar üreten Renk’in başkanı Susanne Wiegand, Financial Times’a verdiği demeçte, piyasaların ‘48 saat sonra Hamas’ın İsrail’e saldıracağını bilmesi’ halinde listelemeyi geri çekmeyeceklerini söyledi.

Wiegand, Hamas saldırısının, İsrail’in sadık bir destekçisi olan Alman yatırımcılar arasında artan jeopolitik belirsizlik duygusunun altını çizdiğini de sözlerine ekledi. 2008’de dönemin şansölyesi Angela Merkel, İsrail’in güvenliğinin Almanya’nın ‘Staatsräson’ ya da halefi Olaf Scholz’un miras aldığı bir taahhüt olan ulusal çıkarları olduğu fikrini ortaya attı.

Wiegand, “Eylül [2023] roadshow’da Alman kurumsal yatırımcıların ve fonların ilgisini aralık ve ocak aylarında gördüklerimle karşılaştırırsam, çok farklıydı,” dedi ve sermaye piyasalarının ‘Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik tek bir saldırganlığı olayına değil, yeni bir dünya düzenine’ uyum sağladığını da sözlerine ekledi.

Renk’in çoğunluk sahibi özel sermaye grubu Triton, iki hafta önce şirketin hisselerinin yüzde 30’unu listeledi ve şirkete 1,5 milyar avro değer biçti. Alman Krauss-Maffei Wegmann ve Fransız Nexter arasında gelecekteki bir tank sistemi geliştiren ortak girişim olan KNDS, Wiegand’ın savunma müteahhitlerinin tedarik zincirlerini daha esnek hale getirmeye çalıştıklarını gösterdiğini söylediği 100 milyon avro değerinde hisse satın aldı.

FT’ye göre dünyanın savunma şirketleri, hükümetlerden gelen siparişleri teşvik eden dünya çapında artan gerilimlerden büyük ölçüde yararlandılar.

Wiegand, Avrupa ülkelerinden gelen güçlü askeri siparişlerin yakın zamanda zayıflamasını beklemediğini, çünkü ülkelerin Ukrayna’ya destek gönderdikten sonra envanter seviyelerini yenilemek için yıllara ihtiyacı olacağını söyledi.

Renk yöneticisi, “Avrupa’daki silahlı kuvvetlerin donatılması konusundaki boşluk, Ukrayna’da neler olup bittiğine bakılmaksızın bir veya iki yıl içinde kapatılamaz,” dedi.

AVRUPA

Sahra Wagenknecht: CDU-SPD iktidarı, AfD’yi güçlendiriyor

Yayınlanma

Almanya’da CDU/CSU ve SPD arasındaki koalisyon görüşmeleri sırasında Almanya için Alternatif (AfD) anketlerde yeni bir zirveye ulaştı.

Forsa’nın 1 Nisan’da yaptığı son ankette sağcı parti, muhafazakâr CDU/CSU’nun sadece bir puan gerisinde yer aldı.

BSW Başkanı Sahra Wagenknecht Berliner Zeitung’a verdiği demeçte CDU-SPD koalisyon müzakerelerinde ortaya çıkan programı sert bir şekilde eleştirdi.

BSW lideri, “[CDU lideri] Friedrich Merz artık neredeyse Olaf Scholz kadar sevilmiyor. Muhtemelen Federal Almanya Cumhuriyeti’nde daha önce hiçbir koalisyon, yemin etmeden önce seçmenlerin oylarını bu kadar tutarlı bir şekilde göz ardı etmemişti,” dedi.

Merz geçtiğimiz haftalarda, diğer hususların yanı sıra, federal seçimlerden önce ilan edilenin aksine, borç freninde bir reform ve yeni borç paketleri konusunda oylanmış parlamentonun eski çoğunluklarıyla karar aldığı için eleştirilmişti.

Wagenknecht, “Siyah-Kırmızı [CDU-SPD koalisyonu], AfD’nin en güçlü parti olma yolundaki güç kaynağıdır. Koalisyon görüşmelerinde bırakın ekonomik krize karşı bir planı, politika değişikliğine dair en ufak bir ipucu bile yok,” diye konuştu.

Wagenknecht ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı gümrük vergilerini Rusya’ya karşı yaptırımları sorgulamak için bir fırsat olarak görüyor.

BSW lideri, “Trump’ın gümrük vergisi savaşına, örneğin Rusya’dan daha ucuz ve iklim dostu boru hattı gazına dönerek tepki vermek yerine, Siyah-Kırmızı koalisyon zararlı enerji boykotuna bağlı kalmak istiyor,” dedi.

Wagenknecht, tüketicileri rahatlatmak ve ekonomiyi canlandırmak için “düşünce yasakları olmaksızın” ucuz enerji ithalatı çağrısında bulunuyor.

Wagenknecht’e göre borç reformu, diğer bütçe kalemlerinde kesinti yapmak için erken bir fırsat. “Borç çılgınlığının ardından şimdi de uzun bir bütçe kesintisi listesi tehdidi var,” diyen Wagenknecht, bundan böyle “milyarların israf edildiği yerlerde” değil ama “önemli hizmetlerde büyük ölçekli kesintiler olabileceğine” işaret etti.

BSW, Alman Federal Meclisi’nde borç reformuna karşı oy kullandı. Parlamento grubu “2025 gibi 1914: Savaş kredilerine HAYIR!” yazılı pankartlar açtı.

Wagenknecht özel fonu “sınırsız yeniden silahlanma kredileri için bir incir yaprağı” olarak tanımladı ve “Gelecekte vergi mükellefleri sadece faiz için yılda 30 milyar daha ödemek zorunda kalacak,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

AB’de ‘Çin malları akını’ korkusu başladı

Yayınlanma

Financial Times’ta (FT) yer alan habere göre analistler, Çin’den yapılan indirimli ithalatın, Donald Trump’ın gümrük vergilerinin Avrupa’ya yönelik ekonomik tehlikelerini artıracağı uyarısında bulunarak Brüksel’i Asya’dan gelen ucuz mal dalgasından korunmak için tedbirler hazırlamaya sevk ediyor.

ABD Başkanı’nın AB ürünlerine getirdiği yüzde 20’lik verginin doğrudan etkisi, ABD’nin otomobil ve çeliğe getirdiği vergiler nedeniyle zaten zor durumda olan blok üreticilerinin görünümüne ilişkin korkuları tetikledi.

Fakat Trump’ın Çin ve Vietnam gibi ekonomilere uyguladığı gümrük vergilerinin şiddeti, Brüksel’in elektrikli ürünler ve makine aletleri gibi Asya menşeli ürünlerin kendi pazarlarına yönelmesi ihtimaline karşı alarmda olduğu anlamına geliyor.

Yetkililer, Avrupa Komisyonu’nun buna yanıt vermek üzere yeni acil durum tarifeleri hazırladığını ve ithalat akışlarının gözetimini artırdıklarını söyledi.

Deutsche Bank’ın Almanya başekonomisti Robin Winkler, “Asya’ya yönelik ani ticaret şoku muhtemelen Avrupa’ya da yansıyacaktır,” dedi.

Çinli üreticiler, “ABD’de zorlu bir tarife duvarıyla” karşılaştıkları için ürünlerini Avrupa’da ve başka yerlerde daha fazla satmaya çalışacaklar.

Üst düzey bir AB diplomatı, “Daha fazla sektörümüz için koruma tedbirleri almak zorunda kalacağız. Bunun Çin ile başka bir gerilim noktası olmasından çok endişeliyiz. Kapasite fazlası ihraç etme modellerini değiştireceklerini sanmıyorum,” dedi.

Diplomat, AB’nin halihazırda Çin malı elektrikli araçlara yüzde 35’e varan gümrük vergileri uyguladığını ve Brüksel’in diğer ürünlerde “çok daha yüksek” gümrük vergileri uygulamak zorunda kalabileceğini de sözlerine ekledi. 

AB, Beyaz Saray’ın Kanada ve Meksika dışındaki tüm ortaklarına uyguladığı yüzde 10’luk temel tarifeden daha yüksek bir vergiye tabi olan ekonomiler arasında yer alıyor fakat Çin’e daha da ağır bir darbe vuruldu.

Bazı yorumcular, tarifelerin AB ve Çin’i birbirine yakınlaştırabileceğini belirtirken, Brüksel aylardır, ABD’nin engelleri karşısında Çinli üreticilerin indirim yoluyla pazar payını artırmaya çalışması riski karşısında diken üstündeydi.

Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Asya ülkelerine uygulanan yüksek vergilerin bu ülkelerin ekstra kapasitelerini Avrupa’ya yönlendirmelerine yol açabileceği ve bunun da kıta sanayileri için “büyük sonuçlar” doğurabileceği uyarısında bulundu.

AB, Trump’ın ilk döneminde de benzer baskılarla boğuşmak zorunda kalmıştı. Brüksel, Trump’ın benzer tedbirler uygulamasının ardından 2018’de bir kotanın üzerindeki çelik ithalatına %25 “koruma” tarifesi uyguladı. Bunun amacı Çin gibi ihracatçıların ürünlerinin ABD’nin engelleri nedeniyle tek pazara yönlendirilmesini önlemekti.

Yetkililer yeniden harekete geçmeye hazır olduklarını söylüyorlar. Üst düzey bir Komisyon yetkilisi, “Beklenmedik ani bir ithalat akını nedeniyle pazarlarımızı kapatabiliriz. Bunu bir süredir çelik için uyguluyoruz ve diğer sektörler için de buna ihtiyacımız olup olmadığını göreceğiz,” dedi.

Ne var ki önceki deneyimler Çin’in sübvansiyonlu üretimiyle mücadele etmenin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. OECD’ye göre, AB çelik üretimi 2024 yılında küçülürken, diğer ülkeler üretimlerini artırmaya devam etti.

OECD’nin son rakamlarına göre, 2024 yılında 602 milyon ton olduğu tahmin edilen küresel çelik kapasite fazlasının 2027 yılında 721 milyon tona ulaşması bekleniyor ki bu rakam AB’nin çelik üretiminin beş katından fazla.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Estonya, Rusya sınırını mayınlayacak

Yayınlanma

Estonya Savunma Kuvvetleri, olası bir savaş durumunda Rusya sınırına mayın döşeyeceğini ve bu amaçla Ottava Sözleşmesi’nden çekileceğini açıkladı. Ülke, bu yıl sığınaklar ve tanksavar engelleri içeren bir savunma hattı inşa etmeye başlarken, Litvanya, Letonya, Finlandiya ve Polonya da benzer sınır güçlendirme adımları atıyor.

Estonya Savunma Kuvvetleri İstihkam Birlikleri Temsilcisi Ainar Afanasyev, olası bir savaş durumunda ülkenin Rusya sınırına mayın döşeyeceğini açıkladı.

Afanasyev, bu adımın atılabilmesi için Estonya’nın, bu tür silahların kullanımını yasaklayan Ottava Sözleşmesi’nden çekileceğini belirtti.

ERR‘nin aktardığına göre Afanasyev, “Kriz zamanlarında patlayıcı engeller, mayınlar ve patlayıcılar kesinlikle kullanılacak, köprülerin ve boru hatlarının imhasına yönelik tedbirler de planlanıyor. Bu tedbirler barış zamanında uygulanmaz,” dedi.

Tallinn, savunma hattının inşasına bu yıl başlayacak. Rusya ile kuzeydoğu sınırında 14 sığınaktan oluşan ilk tahkimat noktasının sonbahara kadar tamamlanması planlanırken, güneydoğu sınırlarına ise dört sığınak daha kurulacak.

Savunma yapılarının 152 mm’lik top mermisi isabetine dayanıklı olması hedefleniyor.

Afanasyev, iki sığınağın ilgili testlerden geçtiğini ve yaz başına kadar yetkililerin bunlardan birini seçeceğini belirtti.

Savunma hattında toplam 600 sığınak yer alacağı ve bunların sadece devlet arazisine değil, özel mülkiyetlere de yerleştirileceği ifade edildi.

Afanasyev, kurulum sırasında Ukrayna’daki savaş deneyiminin dikkate alınacağını vurgulayarak, “İHA’ların sığınağa doğrudan isabet etmesini önlemek için özel ağlar ve diğer İHA karşıtı sistemler kullanılıyor,” diye ekledi.

Ayrıca, Rusya sınırına tanksavar engelleri inşa edileceği ve ateş mevzileri hazırlanacağı kaydedildi.

Estonya Savunma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Danışmanı Kaido Tiitus, daha önce yaptığı açıklamada, “Rusya, Estonya için en büyük güvenlik tehdididir ve olmaya devam edecektir. Ukrayna’daki savaş, Rusya’nın saldırı gücünü azaltmış olsa da çeşitli tahminlere göre iki ila üç yıl içinde bu kapasitesini yeniden kazanabilir. Hazırlıklı olmalı ve Estonya’ya yönelik bir saldırının bedelini mümkün olduğunca yükseltmeliyiz,” ifadelerini kullanmıştı.

Litvanya, Letonya, Finlandiya ve Polonya da Rusya sınırına mayın döşemeyi planlıyor.

Polonya ayrıca Belarus sınırına da mayın döşemeyi hedefliyor.

Estonya, Letonya ve Litvanya, geçen sene Rusya ve Belarus’a karşı “Baltık Savunma Hattı”nı oluşturma konusunda anlaşmaya vardı.

Estonya Savunma Bakanı Hanno Pevkur o dönemde yaptığı açıklamada, “Ukrayna’daki savaş bize sadece teçhizat, mühimmat ve insan gücüne değil, aynı zamanda sınırın ilk metresinden itibaren fiziksel savunma yapılarına da ihtiyacımız olduğunu gösterdi,” dedi.

Varşova ise kendi tahkimat hattını oluşturmak amacıyla “Doğu Kalkanı” projesini hayata geçirdi.

Polonya, Rusya ile sınırına mayın döşeyecek

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English