Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Iraklı milisler ABD ile gayri resmi ateşkesin sona erdiğini açıkladı

Yayınlanma

Irak’taki Nuceba Hareketi’nin siyasi konsey üyesi Haydar el-Lami, The National’a yaptığı açıklamada “Irak’taki direniş grupları ateşkesi sona erdirdi ve bu nedenle Irak içindeki tüm ABD üsleri direniş güçlerinin hedefinde” dedi.

Irak’ta büyük çoğunluğu Irak ordusunun bileşeni olan ancak siyasi gruplarla da bağlantılı milis güçler mart ayından bu yana ABD ile sürdürdükleri gayri resmi ateşkesi sona erdirdi. ABD askerlerinin ülkeden çekilmesi için yapılan müzakerelerde diplomasiye alan tanımak için yapılan ateşkes 30 Temmuz ve 5 Ağustos’ta fiilen bozulmuştu.

Washington ve Bağdat ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun IŞİD’le on yıl süren mücadelesinin ardından koalisyonun Irak’taki varlığını sona erdirecek bir anlaşmaya varmaya çalışıyor. Koalisyon kapsamında Irak’ta bulunan ABD askerlerinin bu ülkeden çekilmesi hem halkın hem de ülkede askeri ve siyasi ağırlığı bulunan milis güçlerin ortak talebi. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, çoğu Amerikalı olan yabancı güçlerin ülkeden çekilmesi için takvim belirlenmesi konusunda kamuoyu baskı altında ancak ABD, Irak’tan çekilme konusunda temkinli davranıyor. Bu kapsamda iki ülke heyetleri en son Temmuz ayında Washington’da görüşmelerde bulundu.

Son görüşmede ABD askerlerinin bir kısmını geri çekmeye başlama konusunda anlaştıkları ancak bazı ABD güçleri ve koalisyondaki diğer ülke güçlerinin yapılacak yeni güvenlik anlaşmaları kapsamında ülkede kalmaya devam edeceklerini belirtiliyor. Muhtemel rollerden biri Irak güvenlik güçlerinin eğitilmesi olacak.

ABD, Harir üssünden çekilmemek için diretiyor

İki ülke arasında Erbil’deki Harir Hava Üssü iki taraf arasında anlaşmazlık noktası olduğu belirtiliyor. ABD buradaki varlığının Suriye’de “IŞİD’e karşı operasyonları” koordine etmek için gerekli olduğunda ısrar ediyor ancak Bağdat, koalisyon güçleri 2014’te Irak’a gittiğinde bunu kabul etmediğini söylüyor.

ABD ile Irak hükümetinin müzakerelere başladığı süreçle eş zamanlı olarak milis güçler diplomasiye alan açmak için ABD misyonlarına yönelik daha önceki saldırılarını gayrı resmi olarak askıya almıştı.

Bu ateşkes 30 Temmuz ve 5 Ağustos’ta fiilen bozuldu. İlk saldırı ABD tarafından meşru müdafaa gerekçesiyle yapıldı. Gönüllü Halk Güçleri adıyla da bilinen Haşdi Şabi tarafından kullanılan ve başkent Bağdat’ın güneyinde yer alan bir üsse düzenlenen saldırıda dört Haşdi Şabi mensubunun öldü, dört kişi de yaralandı. Hedef alınan milisler Haşdi Şabi içindeki en şiddetli ABD karşıtı gruplardan biri olan Kataib Hizbullah’a bağlı. ABD’li kaynaklar gayri resmi olarak saldırının İHA saldırısı yapmaya çalışan milisleri hedef aldığını duyurdu.

Ardından bu ay başında Anbar vilayetinde ABD askerlerinin de bulunduğu Ayn el-Esad Hava Üssüne Devrimciler adlı bir grup tarafından roketli saldırı düzenlendi ve bazı ABD’li askeri ve sivil görevlilerin yaralandığını açıkladı.

ABD: Ayn el-Esad saldırısına yanıt vereceğiz

Haydar el-Lami, bu grubun, İsrail’in geçen yıl Gazze’de başlattığı savaştan bu yana Irak’taki ABD personeline ve varlıklarına yönelik bir dizi saldırıyı üstlenen Irak İslami Direnişi’nin bir parçası olduğunu doğruladı.

El-Lami, diplomasiye alan tanımak için bir süre saldırılarını rafa kaldırdıklarını ancak ABD’nin Irak’tan çekilmemek için oyalama taktiği izlediğini söyledi.

Irak ordusundan üst düzey bir yetkili, silahlı grupların ateşkesi sona erdirme yönündeki açıklama ya da tehditlerine karşı temkinli olduklarını ve bunun saldırılarda önemli bir artışa yol açmayacağını söyledi. Yetkili, ateşkesin sona erdiğini duyurmanın “ABD’ye dünya önünde baskı yapmanın bir yolu olduğunu” vurguladı.

The National’a konuşan üst düzey bir hükümet yetkilisi Bağdat ve Washington’un Temmuz sonu yaptıkları görüşmede anlaşmaya vardıklarını ve bu ayın başında anlaşmayı duyuracaklarını ancak Ayn el-Esad saldırısının ardından bunun ertelendiğini iddia etti.

Yetkili, “Neredeyse her şeyi tamamlamıştık ve duyuru yapılmak üzereydi ama Ayn el-Esad saldırısı oldu. Dolayısıyla, duyuru saldırı nedeniyle yapılmış gibi anlaşılmasın diye ertelendi” dedi.

Anlaşmaya göre, ABD liderliğindeki koalisyon Eylül ayında Bağdat ve Anbar’daki üslerinden çekilmeye başlayacak ve gelecek yıl Eylül ayına kadar görevlerini resmen sona erdirecek. Bazı birlikler Suriye’deki terörle mücadele operasyonlarını denetlemek üzere Eylül 2026’ya kadar Kuzey Irak’ta kalmaya devam edecek.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ise El-Hadath televizyon kanalına verdiği demeçte görüşmelerin devam ettiğini ancak bölgedeki durum ve ABD başkanlık seçimleri nedeniyle herhangi bir açıklamanın gecikeceğini söyledi. Hüseyin, “Görüşmeler askeri liderlik düzeyinde devam ediyor ve iptal edilmedi, ancak özel koşullar var. Birincisi, bölgede bir gerilim durumundan ve bazen de yaklaşan bir savaştan bahsediyoruz ve ikincisi, ABD’deki durum yani Kasım ayındaki seçimler” dedi.

ORTADOĞU

Lübnan’dan yeni patlama haberleri geldi

Yayınlanma

Salı günü binlerce Hizbullah üyesinin haberleşmek için kullandıkları çağrı cihazlarının patlaması sonucu yaralanmasının ardından, Lübnan medyası çarşamba günü ülke genelinde yeni patlamalar meydana geldiğini bildirdi.

Beyrut, Bekaa Vadisi ve Güney Lübnan’dan Hizbullah’ın telsiz ağına bağlı cihazların patladığına dair henüz teyit edilemeyen haberler geldi.

Bir güvenlik kaynağı ve bir görgü tanığı da Reuters’a, Hizbullah tarafından kullanılan el telsizlerinin çarşamba günü öğleden sonra ülkenin güneyinde ve başkent Beyrut’un güney banliyölerinde patladığını söyledi.

Eğer doğruysa bu, salı günü çoğu Hizbullah üyesi yaklaşık 3,000 kişinin patlayan çağrı cihazları nedeniyle yaralanmasının ve onlarca kişinin hayatını kaybetmesinin ardından Lübnan’da üst üste ikinci sabotaj ve patlama olacak.

Haberlere göre patlamalar Lübnan’daki Hizbullah üyelerinin cenaze törenine paralel olarak meydana geldi.

Bazı haberlere göre patlamalar yine Hizbullah tarafından kullanılan iletişim cihazları aracılığıyla oldu.

İnternette dolaşan görüntülerin, dün patlayan çağrı cihazlarından farklı görünen cihazları gösterdiği iddia ediliyor.

Olağan şüpheli İsrail’in, birkaç ay önce Lübnan’a teslim edilen bu cihazların içine, üretimin ve sevkiyatın bir noktasında müdahale ettiği ve küçük miktarlarda patlayıcılar yerleştirdiği, dün ise bir tür sinyal ile birlikte bataryalara müdahale yoluyla bu patlayıcıları etkinleştirdiği düşünülüyor.

Hizbullah üyelerinin çağrı cihazlarında patlamalar: Kim, ne diyor?

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

ABD’ye göre İsrail, çağrı cihazı saldırılarını yaptıktan sonra bilgi vermiş

Yayınlanma

Associated Press’in (AP) aktardığına göre Amerikalı bir yetkili, çağrı cihazlarına gizlenmiş patlayıcıların patlatıldığı saldırının ardından İsrail’in salı günü ABD’yi bilgilendirdiğini söyledi.

Salı günkü saldırıda kullanılan AR-924 çağrı cihazları, markasının çağrı cihazlarında kullanılmasına izin veren Tayvanlı Gold Apollo firması tarafından yapılan açıklamaya göre, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan BAC Consulting KFT tarafından üretildi.

BAC’ın paravan bir şirket olduğundan şüpheleniliyor. Sputnik’in haberine göre Budapeşte’deki BAC ofisinde bugüne kadar kimse görünmemiş.

Gold Apollo’nun başkanı Hsu Ching-kuang çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada, firmanın son üç yıldır BAC ile bir lisans anlaşması olduğunu söyledi.

Lübnan’daki çağrı cihazı saldırısının ardından hatırlatma: Amerikan istihbaratı kargolara nasıl müdahale ediyor?

Paravan şirket Macaristan’da Mayıs 2022’de tescil ettirilmiş

Bir limited şirket olan BAC Consulting, şirket kayıtlarına göre Mayıs 2022’de tescil edildi. Kayıtlara göre şirketin 7.840 avroluk bir sermayesi var ve 2022 yılında 725.768 dolar, 2023 yılında ise 593.972 dolar gelir elde etti.

BAC, LinkedIn sayfasında kendisini stratejik danışman ve iş geliştirici olarak tanımlayan Cristiana Rosaria Bársony-Arcidiacono adına kayıtlı.

Diğer görevlerinin yanı sıra Bársony-Arcidiacono, sayfasında bir sürdürülebilirlik grubu olan Earth Child Institute’un yönetim kurulunda görev yaptığını belirtiyor. Grubun web sitesinde Bársony-Arcidiacono’nun yönetim kurulu üyeleri arasında olduğu belirtilmiyor.

Çağrı cihazının batarya ömrü, Lübnan’da tercih edilmesinin nedeniydi

Uzmanlar çağrı cihazlarının içine teslim edilmeden önce patlayıcı madde konulduğunu düşünüyor. Saldırıdan sonra kaldırılmadan önce Gold Apollo’nun web sitesinde ilan edilen özelliklere göre, “sağlam” olarak tanıtılan AR-924 çağrı cihazı şarj edilebilir bir lityum pil içeriyor. 

Cihazın pil ömrünün 85 güne kadar çıktığı iddia ediliyordu. Yıllardır süren ekonomik çöküşün ardından elektrik kesintilerinin sıkça yaşandığı Lübnan’da bu çok önemli.

Çağrı cihazları ayrıca cep telefonlarından farklı bir kablosuz ağ üzerinde çalışarak acil durumlarda daha dayanıklı olmalarını sağlıyor. Dünya çapında pek çok hastanenin hâlâ bu cihazlara güvenmesinin nedenlerinden biri de bu.

Tayvan Ekonomik İşler Bakanlığı, Gold Apollo’nun 2022’nin başından Ağustos 2024’e kadar, bu yılın ocak ve ağustos ayları arasında 40.000’den fazla set de dahil olmak üzere 260.000 set çağrı cihazı ihraç ettiğini söyledi.

Bakanlık, Gold Apollo çağrı cihazlarının Lübnan’a doğrudan ihracatına ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığını söyledi.

Hizbullah üyelerinin çağrı cihazlarında patlamalar: Kim, ne diyor?

Saldırı nasıl planlandı?

AP’nin görüşlerini aktardığı Lübnanlı güvenlik kaynaklarına göre, İsrail’in ölümcül patlamalardan aylar önce 5.000 çağrı cihazı patlayıcısı yerleştirdiğini söylüyor.

Lübnanlı üst düzey bir güvenlik kaynağı, İsrail casus servisinin binlerce çağrı cihazına, Hizbullah tarafından ithal edilmeden aylar önce, üretim sırasında şifreli mesajlarla aktive edilen patlayıcı maddeler enjekte ettiğini söyledi.

AP’ye konuşan bazı uzmanlar patlamaların büyük olasılıkla tedarik zincirine müdahale sonucu meydana geldiğini açıkladı.

Çağrı cihazlarına Lübnanlılara teslim edilmeden önce çok küçük patlayıcı düzenekler yerleştirilmiş ve daha sonra muhtemelen bir radyo sinyaliyle hepsi aynı anda uzaktan tetiklenmiş olabilir.

TrustedSec’te güvenlik istihbaratı direktörü olan Carlos Perez, saldırı sırasında “pil muhtemelen yarı patlayıcı yarı gerçek pildi” dedi.

Eski bir İngiliz Ordusu bomba imha görevlisi, bir patlayıcı cihazın beş ana bileşeni olduğunu açıkladı: Bir konteynır, bir pil, bir tetikleme cihazı, bir fünye ve bir patlayıcı yük.

Şu anda Orta Doğu’daki müşterilere danışmanlık yaptığı için adının açıklanmaması koşuluyla konuşan eski subay, “Bir çağrı cihazında bunlardan üçü zaten var”. Sadece fünye ve patlayıcıyı eklemeniz yeterli olacaktır,” dedi.

Magnier: Cihazlar 6 aydan uzun bir süre önce tedarik edildi

Brüksel’de yaşayan ve bölgede 37 yılı aşkın deneyimi olan gazeteci Elijah J. Magnier, Hizbullah üyeleri ve salı günkü çağrı cihazı saldırısından sağ kurtulanlarla görüştüğünü ve çağrı cihazlarının altı aydan daha uzun bir süre önce tedarik edildiğini söyledi.

Magnier, “Çağrı cihazları altı ay boyunca mükemmel bir şekilde çalıştı,” dedi ve patlamayı tetikleyen şeyin tüm cihazlara gönderilen bir hata mesajı gibi göründüğünü söyledi.

Magnier, Hizbullah üyeleriyle yaptığı konuşmalara dayanarak, birçok çağrı cihazının patlamadığını ve grubun bunları incelemesine izin verdiğini de söyledi.

Magnier, 3 ila 5 gram arasında yüksek patlayıcılığa sahip bir maddenin gizlenmiş ya da devre içine gömülmüş olduğu sonucuna vardıklarını söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Hizbullah üyelerinin çağrı cihazlarında patlamalar: Kim, ne diyor?

Yayınlanma

Lübnan’da Hizbullah üyelerinin kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşandı. Sağlık Bakanlığı, ülke genelinde Hizbullah unsurlarının kullandığı çağrı cihazlarının patlatılması sonucu biri çocuk 9 kişinin hayatını kaybettiğini, 200 kadarı ağır yaklaşık 2 bin 800 kişinin yaralandığını açıkladı.

Pentagon: Alakamız yok

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Tümgeneral Pat Ryder, olaya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ABD’nin patlamalarda dahlinin olup olmadığı sorusuna, Ryder, “Bildiğim kadarıyla, ABD’nin bunda hiçbir dahli yok. Tekrar ediyorum, bu takip ettiğimiz bir konu” dedi.

Ryder, patlamadan sonra ABD’nin bölgedeki askeri pozisyonunda değişiklik olup olmadığı sorusuna ise Orta Doğu’da “ABD güç pozisyonunda bir değişiklik yok” yanıtı verdi.

Ayrıca, Dışişleri Bakanı Lloyd Austin’in gerginliklerin geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşmemesini sağlamaya “çok odaklandığını” belirten Ryder, İsrail ile Hizbullah arasında devam eden çatışmaları azaltmanın en iyi yolunun diplomasi olduğuna inandıklarını ifade etti.

Üç yetkili, cihazların patlamadan önce birkaç kez bip sesi çıkaracak şekilde programlandığını söyledi.

Cihazların ne zaman sipariş edildiği ya da Lübnan’a ne zaman ulaştığı henüz bilinmiyor. Ancak bazı yetkililer Tayvanlı şirketten 3 binden fazla çağrı cihazı sipariş edildiğini ve ülke genelinde Hizbullah üyelerine dağıtıldığını söyledi.

Öte yandan New York Times (NYT) gazetesinin konuya aşina Amerikalı ve diğer yetkililere dayandırdığı habere göre cihazlar Tayvan menşeiliydi.

Bazı yetkililer, Hizbullah tarafından Gold Apollo şirketinden sipariş edilen çağrı cihazlarının ülkeye ulaşmadan önce modifiye edildiğini belirtti. Gazeteye göre çağrı cihazlarının çoğu AR924 modeliydi, ancak sevkiyatta şirketin diğer üç modeli de bulunuyordu. İki yetkili, 60 gramdan daha hafif olan patlayıcı maddenin her bir cihazda pilin yanına yerleştirildiğini belirtti.

Gold Apollo, çağrı cihazlarını kendisinin üretmediğini açıklayıp BAC şirketini işaret etti

Tayvan merkezli Gold Apollo şirketi, Lübnan’da çok sayıdaki Hizbullah mensubunun üzerinde infilak ettirilen çağrı cihazlarını kendisinin üretmediğini açıklayarak, marka lisansı verdikleri “BAC” isimli firmayı işaret etti.

Gold Apollo şirketi tarafından yapılan yazılı açıklamada, “AR924” modeli çağrı cihazlarının üretiminde herhangi bir yetkilerinin olmadığı ifade edildi.

“Biz sadece marka yetkisi veriyoruz ve bu ürünün tasarımında veya üretiminde hiçbir dahlimiz yok” ifadeleri yer alan açıklamada bu cihazların üretiminin yalnızca marka lisansı kullanma yetkisi verdikleri “BAC” isimli şirkete ait olduğu belirtildi.

Tayvan basınında yer alan haberlere göre de Gold Apollo Yöneticisi Hsu Ching Kuang, düzenlediği basın toplantısında, bu cihazların Tayvan’da değil, yurt dışında üretildiğini anlattı.

Hsu, patlatılan cihazların Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bulunan “BAC Consulting Ltd” isimli şirket tarafından üretildiğini ve bu firmayla 3 yıl önce yetkilendirme sözleşmesi imzaladıklarını ifade etti.

Ayrıca Hsu, Gold Apollo’nun yaklaşık üç yıl önce bir Avrupa şirketiyle iş birliği anlaşması imzaladığını, bu şirketin ilk başta sadece Gold Apollo ürünlerinin dağıtımını yaptığını, ancak daha sonra patlamalara karışan çağrı cihazlarını bağımsız olarak geliştirmeye başladığını söyledi.

Patlamaların ardından Lübnanlı sosyal medya kullanıcılarının dolaşıma soktuğu görsellerde yer alan hasar görmüş çağrı cihazlarının marka ve modelinin “Gold Apollo Rugged Pager AR924” olduğu görülmüştü.

Hizbullah, İsrail’i cezalandırma sözü verdi

Hizbullah, olayın ardından İsrail saldırısına karşılık verme sözü verdi. Örgütten yapılan açıklamada, “Bu suçlu ve hain düşman hem beklenen hem de beklenmeyen bir şekilde bu günahkâr saldırı için kesinlikle adil bir ceza alacaktır” ifadelerini kullandı.

İsrail’e karşı operasyonların devam edeceği belirtilen açıklamada, “Salı günü işlediği katliam için suçlu düşmanı bekleyen ağır bir kefaret var” denildi.

Beyrut’un güneyinde tuhaf olay: Çağrı cihazları patladı, yüzlerde Hizbullah üyesi yaralandı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English