Bizi Takip Edin

AVRUPA

İspanya’da genel seçimler: Milliyetçi-Muhafazakâr ittifak ufukta

Yayınlanma

İspanyol halkı Pazar günü (23 Temmuz) sandık başına gidiyor. İspanyol Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) Genel Sekreteri Pedro Sánchez önderliğindeki PSOE-Unidas Podemos hükümeti, geçen Mayıs ayında yapılan yerel seçimlerde istediği başarıyı elde edemeyince seçime gitmeye karar vermişti.

Mayıs ayındaki yerel seçimlerde PSOE, Alberto Núñez Feijóo liderliğindeki muhafazakâr Halk Partisi’nin (PP) ardından ikinci sırada yer almıştı. PP, genel seçimlerden de zaferle ayrılmayı planlıyor ama çoğunluğu kazanmak için parlamentonun alt kanadındaki 350 sandalyenin yarısından fazlasını elde etmesi gerekiyor. Bu durumda PP’nin, Santiago Abascal’ın liderliğindeki sağcı Vox ile koalisyon kurabileceği belirtiliyor.

İspanya’da yayınlanan son kamuoyu yoklamaları PP’nin oy oranını %33-%36, Sosyalistlerin oy oranını ise %29’un altında gösteriyor. Vox ve yeni sol koalisyon Sumar %12.5-13.5 arasında neredeyse başa baş durumdalar.

Vox ve ‘İtalyan işi’ İspanyol hükümeti: Avrupa sağından destek

Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın ‘Önce Amerika’ (America First) kampanyasına benzer şekilde ‘Önce İspanya’ diyen Vox partisi, 2013 yılında kurulmuş ve 2019’da üçüncü sırada yer alarak ilk kez parlamentoya girmişti. Zaman zaman ‘aşırı sağcı’ olarak nitelendirilse de, Vox Avrupa Parlamentosu’nda, örneğin AfD ile Ulusal Birlik’in yer aldığı Kimlik ve Demokrasi (ID) grubunda değil, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri’nin önemli bir bileşeni olduğu Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) grubunda yer alıyor. İtalyan sağ koalisyonu da AP’deki tüm sağcı eğilimleri bir araya getirmişti: Avrupa Halk Partisi (EPP, İtalya’dan Forza Italia üye), ECR ve ID (Matteo Salvini’nin Lega’sı bu gruba üye).

Nitekim Meloni, Vox’un seçim kampanyasına destek vererek partilerin ‘büyük dostluğunu’ teyit etmek için bir video yayınladı. Meloni, Vox’un 15 Temmuz’da Valencia kentinde düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, “23 Temmuz’da, Vox’un yeni ulusal hükümetin oluşumunda öncü ve belirleyici bir rol oynadığı muhafazakâr bir yurtsever alternatifin istikrar kazanması hepimiz için çok önemli. Vatanseverlerin zamanı geldi,” şeklinde konuştu.

Meloni’nin yanı sıra Macaristan Başbakanı Viktor Orban ve Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki de İspanyol genel seçimlerinde Vox’a desteklerini açıkladılar.

PP ile Vox bazı bölgelerde halihazırda ittifak kurmuş durumda. Vox, üç özerk bölgede muhafazakârlarla güç paylaşımı anlaşmaları sağlama konusunda büyük adımlar attı ve Murcia, Aragon ve Balear Adaları’nda daha küçük ittifaklara ulaşıldı.

PP lideri Feijóo, Vox yerine PSOE ile de ittifak kurabileceklerini iddia etse de parti içinden gelen tepkiler bu yönde değil. Batı Extremadura bölgesinin PP başkanı Maria Guardiola, önce Vox gibi bir parti ile birlikte bölgeyi yönetmek istemediklerini söyledi, sonra ise sözlerinden geri adım atarak kendi sözlerinin ‘Extremadura’nın geleceğinden daha önemli olmadığını’ duyurdu.

Ademi merkeziyetçiliğe karşı Vox

2018 yılında bölgesel Endülüs seçimlerinde bölgesel değil, ulusal bir programla yarışan Vox, İspanya Anayasasında yer almasına rağmen, ülkede bölgelere yetki devreden (İspanyolcada Estado autonómico olarak bilinen) ademi merkeziyetçi sistemi reddediyordu.

Programın 6. maddesi hedef olarak açıkça şunu belirtiyordu: “Estado autonómico’yu, ayrıcalık ve bölünme yerine eşitlik ve dayanışmayı teşvik edecek tek bir yasalar dizisine sahip bir devlete dönüştürmek. Tüm İspanya için tek bir hükümet ve tek bir parlamento. Bir ön adım olarak, eğitim, sağlık, güvenlik ve adalet alanlarındaki yetkilerin derhal devredilmesini ve bölgesel yasama gücünün mümkün olduğunca azaltılmasını [istiyoruz].”

Vox’un Endülüslü adayı Francisco Serrano, Trump’ı andıran 100 maddelik ‘popülist’ bir programla (İspanya’nın Ceuta ve Melilla eksklav şehirlerinin sınırları boyunca ‘aşılmaz’ bir duvar çağrısı da dahil), Hıristiyan krallıkların İber yarımadasında Müslümanların elindeki toprakları geri aldığı Reconquista dönemine atıfta bulunarak İspanya’nın ‘yeniden fethini’ başlatmayı hedefliyordu. Parti, İspanya’nın ‘medeniyete ve evrensel tarihe katkısı’ konusunda farkındalığı artırmak istiyordu. Aynı programda, partinin, ‘İspanya’nın ve İspanyolların ihtiyaçlarını oligarşilerin, reislerin, lobilerin ya da uluslarüstü grupların ihtiyaçlarının önüne koymak’ istediği vurgulanıyordu.

‘Toplumsal cinsiyet’ tartışması

Vox’un hedeflerinden bir diğeri de ‘cinsiyet şiddeti’ yasasını ve cinsiyetlerden birine karşı ayrımcılık yapan diğer tüm yasaları yürürlükten kaldırmak ve bunun yerine istismara uğrayan yaşlılara, erkeklere, kadınlara ve çocuklara aynı korumayı sağlayacak bir aile şiddeti yasası getirmek.

‘Sübvanse edilen radikal feminist grupların’ ortadan kaldırılmasını ve sahte şikayetlerin etkin bir şekilde kovuşturulmasını isteyen parti, doşanma davaları sırasında da ‘küçüklerin korunması’nı istiyor.

Vox ayrıca bir Aile Bakanlığı kurulmasını ve ‘Devletten önce gelen bir kurum olarak tanınacak olan doğal aileyi koruyan organik bir yasa’ çıkarılmasını istiyor.

Vox’un yanı sıra PP de PSOE hükümetinin insanların yasal cinsiyetlerini değiştirmelerini kolaylaştırmak da dahil olmak üzere trans hakları ve kürtajla ilgili yeni yasaları sert bir dille eleştiriyor.

Bu iki parti ayrıca İspanya’nın cinsel ilişki rızasına ilişkin tartışmalı ‘Sadece Evet, Evet Demektir’ yasasına da itiraz ediyor. Geçen Ağustos ayında kabul edilen bu yasa, 1000’den fazla hüküm giymiş tecavüzcünün hapis cezasını azaltan bir boşluk yarattı ve Başbakan Sánchez sonunda özür dilemek ve değişiklikleri kabul etmek zorunda kaldı.

Sert milliyetçiliğin anaakıma dönüşü

Seçim sürecinde tartışılan bir başka önemli konu da milliyetçilik. PP ve Vox, hapisteki bağımsızlık yanlısı liderleri affettiği ve ayrılıkçılık suçunu hafiflettiği için Sánchez’i ‘hain’ olmakla suçluyor.

Sağ partiler, kilit reformları geçirmek için ayrılıkçılara bel bağladığı gerekçesiyle başbakanı hedef alıyor. ETA tarafından işlenen suçlar nedeniyle hapse atılan Arnaldo Otegi liderliğindeki Bask ayrılıkçı partisi Bildu ile yaptığı anlaşma da bu hamleler arasında sayılıyor. “Txapote sana oy versin,” anlamına gelen Que te vote Txapote sloganı, bir dizi ölümcül saldırı gerçekleştiren bir başka ETA militanına atıfta bulunuyor.

PP lideri Feijóo da sosyalist liderin ayrılıkçılara bel bağladığı için hükümet anlaşmaları konusunda ders vermeye hakkı olmadığını söylemişti.

‘İklim değişikliği’ ile mücadelede Vox farkı

İspanyol siyasetindeki çoğu parti ‘iklim değişikliği’ ile mücadele için önlemleri var. Sadece Vox’un seçim programında bu konuya hiç değinilmiyor.

PP’nin seçim programında ise, “Hedefleri rasyonelleştirmek ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Avrupa ‘Tarladan Sofraya’ stratejisinin uygulanmasına yönelik takvimi daha esnek hale getirmek için çalışacağız, ulaşılabilir olan ve ulaşılamaz hedefler koymayan tedbirler için bastıracağız,” ifadeleri yer alıyor. Olası bir PP-Vox koalisyonunun ‘yeşil dönüşüm’ü yavaşlatacağı düşünülüyor. PP’nin AP düzeyindeki siyasi grubu EPP, Vox’un da üyesi olduğu muhafazakâr ECR grubuyla, başta tartışmalı AB Doğa Restorasyon Yasası olmak üzere önemli yeşil mevzuata karşı giderek daha fazla yakınlaşıyor. Mayıs ayında EPP de PP ve Vox’un yanında yer alaraki İspanya’da AB hukuku tarafından korunan bir doğa rezervinin yaşayabilirliğini baltalayan bölgesel bir sulama yasasını savunmuş ve Avrupa Komisyonu’nu Sánchez için kampanya yürütmekle suçlamıştı.

Vox ise, ‘dış organların müdahalesini’ önlemek için çevreyle ilgili herhangi bir yasayı Brüksel’den Madrid’e getirme sözü veriyor ve İspanya’nın ‘şu anda Brüksel politikasını yönlendiren lobilerin ideolojik önyargılarına’ tabi kalamayacağını söylüyor.

Aynı zamanda çevreyi korumak isteiğini öne süren parti, İspanya’nın kendi kaynaklarını kullanmasını engellediğini ve İspanyolların ‘yeşil vergiler’ yoluyla yeşil dönüşüm için ödeme yapma yükünü taşıdığını savunarak 2021’de Sosyalistler tarafından kabul edilen İklim Değişikliği Yasasını da iptal etmeye çalışıyor.

Ekonomi ve işsizlik

Çoğu İspanyol seçmen için en büyük mesele hâlâ ekonomi. İspanya bir büyüme döneminden geçiyor (2022’de %5,5) ve enflasyon Haziran ayında %2’nin altına inerek Avrupa’daki en düşük seviyelerden birine geriledi.

Buna rağmen işsizlik rakamları muhalefetin mevcut hükümete karşı en sık kullandığı eleştirilerden biri. Mayıs ayında İspanya tüm AB ülkeleri arasında en yüksek işsizlik oranına (%12.7) sahipti. Bu, 2019’dan bu yana 2 puana yakın düşük olsa da PSOE yönetimi eleştirilerden kurtulmuş değil.

Enflasyon ve yükselen faiz oranları ile birlikte işsizlik oranları, Başbakan Pedro Sanchez’in PSOE hükümetinin elde ettiği görece olumlu makroekonomik sonuçları gölgeliyor. Halbuki Sanchez hükümeti Haziran 2018’de iktidara geldiğinden bu yana asgari ücreti neredeyse %47 oranında arttırdı. Ayrıca emekli maaşlarını enflasyona göre yeniden endeksleyerek 2023 yılında %8’lik bir artış sağladı ve geçici sözleşmelerin kullanımını sınırlandırmak için iş kanununda reform yaptı. Sonuç olarak, belirli süreli işlerin oranı %26’dan %17’ye düştü. Buna rağmen anketlerin doğru çıkması halinde, PSOE ilk kez ülkede bir ekonomik kriz yaşanmadan iktidarı kaybetmiş olacak.

Vox, ekonomik meseleler söz konusu olduğunda vergileri azaltmayı ve devlet harcamalarını kısıtlamayı savunuyor. Daha düşük kurumlar vergisi ve emlak vergisi istiyor ve elektrik faturalarındaki tüm vergileri kaldırmayı planlıyor. Parti ayrıca emlak vergisi, veraset vergisi ve sermaye kazancı vergisinin de tamamen kaldırılmasını öneriyor. Son olarak Vox, serbest meslek sahipleri için daha düşük sosyal güvenlik katkı payları istiyor.

Göçmen sorunu

Göçmen meselesi de İspanyol siyasi tartışmalarının merkezinde yer alıyor. Özellikle Fransa’da yakın zamanda yaşanan isyan, başta Vox olmak üzere milliyetçi-muhafazakâr partilerin söylemlerini sertleştirmesine yol açtı.

Fransa’daki ayaklanmaları daha sert göç politikaları çağrısında bulunmak için kullanan Vox lideri Santiago Abascal, “Avrupa, yaşam tarzımıza ve yasalarımıza uyum sağlamak istemeyen… Avrupa karşıtı çeteler tarafından tehdit ediliyor, Avrupa Müslüman ülkelerden gelen göçmenleri kabul etmeye devam edemez,” demişti.

Macar lider Orban da Vox’a gönderdiği destek mesajında göçmen meselesine dikkat çekerek, “Ulusal sınırlarımızı ve kültürümüzü Avrupa’ya gelen yasadışı göçmenlere karşı korumalıyız,” demişti.

Yeni sol platform: Sumar

PSOE-Unidas Podemos hükümetinin dağılmasının ardından İspanyol seçimlerine yeni bir sol seçim platformu da katılıyor: Sumar (Birleş).

Eski bir komünist ve İspanya’nın ikinci başbakan yardımcılığının yanı sıra çalışma bakanlığı da yapmış Yolanda Díaz, İspanya’nın ilk kadın lideri olmak istiyor.

Sumar, 18-23 yaş arası gençlerin ‘hayatlarına yeniden başlamalarına’ yardımcı olmak için 20.000 avro yardım sözü vererek yeni seçmenleri etkilemek istiyor. Díaz, İspanya’da asgari ücretin 1.259 avroya çıkarılmasında ve popüler olmayan çalışma yasalarının kaldırılmasında rol oynamıştı.

Sumar’da İspanya Komünist Partisi (PCE), Birleşik Sol (IU), Yeşil İttifak ve Katalonya’dan partiler yer alıyor.

AVRUPA

İtalya’nın Kardeşleri ile Hukuk ve Adalet anlaştı

Yayınlanma

Polonya Basın Ajansı’nın (PAP) bildirdiğine göre Polonya’nın muhafazakâr Hukuk ve Adalet (PiS) partisi, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin Fratelli d’Italia (İtalya’nın Kardeşleri – FdI) partisi ile Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) siyasi ailesi olan Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri Grubu (ECR) içindeki görevlerin paylaşımı konusunda anlaşmaya vardı.

PiS ve FdI, sırasıyla 20 ve 24 AP üyesi ile milli-muhafazakâr ECR grubunun en büyük iki ulusal partisi konumunda.

Yeni üyelerin katılımıyla ECR kısa bir süre önce Avrupa Parlamentosu’nun en büyük üçüncü grubu haline gelmişti.

Tahminler, üye partilerden herhangi birini, özellikle de PiS kadar büyük bir partiyi kaybetmemesi koşuluyla, bu durumun devam edeceğini gösteriyor.

Fakat düne kadar PiS’in ECR’nin bir parçası olarak kalması hiçbir şekilde kesin değildi.

Perşembe günü basında çıkan haberlerde, partinin Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın Fidesz’i tarafından, eski Çekya başbakanı Andrej Babiš’in ANO hareketi ve Jansa’nın Slovenya Demokratik Partisi’nin (SDS) de yer alacağı yeni bir gruba katılmaya ikna edildiği öne sürüldü.

PiS, Le Pen ve Orban’ı da istemiş

PAP, PiS’in FdI ile uzlaşmaya vardığını ve gruptaki liderlik pozisyonlarını kendi aralarında paylaşarak uzlaşmanın yolunu açtığını bildirdi.

Grup resmi olarak oluşturulacak ve yeni başkan, son tarihten bir gün önce, önümüzdeki salı günü (3 Temmuz) seçilecek.

Euractiv’e konuşan çeşitli kaynaklar, çarşamba günü grubun oluşumuna ilişkin görüşmelerin önce kesintiye uğradığını ve ileri bir saate ertelendiğini, ardından da Polonya heyetinin boykotu nedeniyle iptal edildiğini söyledi.

PiS heyeti çarşamba günü (26 Haziran) toplantıya katılmış fakat ulusal partiler arasındaki gerginlik nedeniyle görüşmeler yapılamamıştı. Ayrıca PiS üyeleri liderlik pozisyonlarına kimin atanacağı konusunda da kendi içlerinde bölünmüş durumdaydı.

PiS, diğer hususların yanı sıra Fidesz ve Marine Le Pen’in Fransız Ulusal Birlik’inin ECR’ye kabul edilmesini talep etti.

“Meloni’nin dışlanması PiS’e cesaret verdi”

Toplantıya devam edilmemiş olsa da PiS nihayetinde FdI ile uzlaşmayı başardı ve Polonya grubun iki başkan yardımcılığı pozisyonundan birini aldı ve grubun genel sekreterliği de dahil olmak üzere halihazırda sahip olduğu diğer bazı pozisyonları korudu.

Fidesz’in üyeliği şu an için söz konusu değil ancak kaynaklar gelecekte bu konunun tekrar gündeme gelebileceğini söylüyor.

Euractiv Polonya’nın ulaştığı PiS, PAP’ın haberlerini ne doğruladı ne de yalanladı.

Bu arada İtalyan delegasyonu PAP’a yaptığı açıklamada PiS’in taleplerinin en başından beri grubun genişlemesiyle ilgili olmadığını, sadece Avrupa Konseyi’nin AB’nin üst düzey görevlerini müzakere ederken Meloni’yi dışlamasından cesaret alarak Polonya’nın gruptaki konumunu güçlendirmeye yönelik bir girişim olduğuna inandığını söyledi.

İtalyan bir AP üyesi, “Polonya delegasyonu Meloni’nin yenilgisinden bir şeyler kazanabileceğine karar verdi. Bu onun mezarı üzerinde bir dans,” dedi.

Yeni bir sağ AP grubu ihtimali artıyor

Öte yandan ANO hareketinin lideri, eski başbakan Andrej Babiš, geçen hafta Liberallerin saflarından ayrılan partisinin Avrupa Parlamentosu’nda yeni bir grup kuracağını söyledi fakat partinin kiminle işbirliği yapacağı henüz belli değil.

Babiš, 27 Haziran Perşembe günü Instagram hesabından yaptığı açıklamada, “Avrupa Parlamentosu’nda göçe karşı ve Yeşil Mutabakat’ta bir değişiklik için yeni bir grup kuracağız. Yakında daha fazlasını öğreneceksiniz,” dedi.
ANO hareketi geçen hafta liberal Renew grubundan ve ALDE partisinden ayrıldığını duyurmuş, Babiš ise hareketinin artık bu gruplarda kendi gündemini sürdüremeyeceğini savunmuştu.

Brüksel’de basına yansıyan haberlere göre Babiš, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán’ın Fidesz partisi, Slovenya’nın SDS partisi ve Polonya’nın PiS partisi ile güçlerini birleştirebilir, ancak bunların hiçbiri doğrulanmadı.
ANO’ya yakın kaynaklar geçtiğimiz günlerde yeni grupta Marine Le Pen’in RN ya da Geert Wilders’in Hollanda Özgürlük Partisi’nin yer alacağını öne sürmüştü.

Fakat her iki parti de halen AP2de sağcı Kimlik ve Demokrasi (ID) fraksiyonunun bir parçası ve bu iki partinin ilgilenip ilgilenmeyeceği şimdilik belirsiz.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Zelenskiy’in eski yardımcısı Kirill Timoşenko’ya yolsuzluk baskını

Yayınlanma

Ukrayna Ulusal Yolsuzlukla Mücadele Bürosu (NABU) görevlileri, Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in eski yardımcısı, Savunma Bakan danışmanı ve Büyük İnşaat Projesi eski sorumlusu Kirill Timoşenko’nun evinde arama yaptı.

Ukrayinska Pravda gazetesinin haberine göre yayımlanan fotoğraflarda Timoşenko’nun NABU dedektifleri tarafından bir araca bindirildiği görüldü.

Telegram kanalından açıklamada bulunan NABU, Timoşenko’nun henüz gözaltına alınmadığını ve soruşturmanın devam ettiğini belirtti.

Daha sonra Timoşenko’nun kendisi de evinin arandığını doğruladı, ancak bunların ‘kendisinin hiçbir ilgisinin olmadığı bir davayla ilgili’ olduğunu belirtti.

Timoşenko, “Kanun uygulayıcıların sunduğu tüm gereklilikleri yerine getirdim, bana karşı hiçbir suçlama yok,” ifadesini kullandı.

‘Büyük İnşaat’, Zelenskiy yönetimi tarafından 2020 yılında başlatılan bir projeydi. Amacı sosyal, ulaşım ve spor altyapısını geliştirmekti. Zelenskiy, daha sonra beş yıl içinde 25 bin kilometrelik yolu yenileme ve düzinelerce inşaat projesini tamamlama sözü vermişti.

Timoşenko, devlet başkan yardımcısı olarak görev yaparken (Mayıs 2019’dan Ocak 2023’e kadar) projeye nezaret etti.

Fakat ‘Büyük İnşaat’, kartelcilik, şişirilmiş fiyatlar ve ihalelerin yerli şirketler yerine yabancı şirketlere verilmesi nedeniyle defalarca eleştirildi. Eski Maliye Bakanı İgor Umanskiy, Rusya’nın askeri müdahalesinin başlamasından önce bile proje bütçesinin yaklaşık yüzde 40’ının zimmete geçirildiğini söylemişti.

Ukrayinska Pravda, Timoşenko’nun evindeki aramalardan önce basın mensuplarının devlete ait enerji şirketi Naftogaz’ın eski başkanı ve eski Yerel İdareler Kalkınma Bakanı Aleksey Çernişev’in aranması yönünde emir alan NABU’nun, büro başkanı Semyon Krivonos’un kararıyla aramayı gerçekleştirmediğine dair bir soruşturma yürüttüğünü kaydetti.

Daha önce Krivonos, NABU’ya olası sızıntılarla ilgili soruşturmanın bir parçası olarak sorgulanması gereken Verhovna Rada’nın yolsuzlukla mücadele komisyonu toplantısına katılmamıştı.

Strana‘nın haberine göre dava mayıs ayından bu yana devam ediyor ve Büyük İnşaat projesindeki yolsuzlukla alakalı. Daha sonra NABU’nun üst düzey çalışanlarının yolsuzluk soruşturmasında şüphelilere bilgi aktardığı ve onları yaklaşan aramalar konusunda uyardığı ortaya çıktı.

Sızıntı iddiaları, müfettişlerin soruşturma altındaki işadamı Yuriy Golik’e ait bir telefonu ele geçirmelerinin ardından ortaya çıktı.

Strana, NABU’ya yönelik saldırının Ukrayna’nın iki ana yolsuzlukla mücadele yapısı olan NABU ile Yolsuzlukla Mücadele Kovuşturma Teşkilatı (SAP) arasındaki çatışmayla alakalı olduğunu kaydetti.

Gazeteye göre, mevcut NABU yönetimi, ‘Batı’nın himayesindeki’ bir dizi yetkiliyi görevden almış, bu da SAP yönetimini ve Batı yanlılarını kızdırmıştı.

Ukrayna ordusunda dev yolsuzluk: Rusya ordusu neden bu kadar hızlı ilerliyor?

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Meloni, partisinin gençlik kollarına ait video nedeniyle zorda

Yayınlanma

İtalya’da Başbakan Giorgia Meloni’nin partisi Fratelli d’Italia’nın (İtalya’nın Kardeşleri – FdI), partinin gençlik grubu üyelerinin toplantılarında faşist diktatör Benito Mussolini’yi ve sağcı bazı tartışmalı isimleri övdüklerini ortaya çıkaran bir soruşturma üzerine haftalar süren sessizliğinin ardından, Senato Başkanı Ignazio La Russa eylemlerini kınarken, Meloni henüz bir yorum yapmadı.

Senato Başkanı ve FdI’nın kurucularından La Russa, Facebook’ta yaptığı paylaşımda her türlü ırkçılık ve antisemitizmi “kesin bir dille kınadığını” ifade etti ve olayların partinin değerlerine aykırı olduğunu ekledi.

İtalyan medya kuruluşu Fanpage, FdI gençlik kanadına yönelik bir soruşturma başlatmış ve Roma selamı veren, Mussolini’yi öven ve faşist sloganlar atan gençlerin gizli çekilmiş görüntülerini ortaya çıkarmıştı.

La Russa’nın açıklaması, soruşturmanın ikinci bölümünde Gioventù Nazionale’nin (Milliyetçi Gençlik) üst düzey bir liderinin gizli bir kamerada FdI Senatörü ve Roma Yahudi Cemaati eski sözcüsü Ester Mieli hakkında antisemitik ifadeler kullanırken yakalanmasının ardından geldi.

La Russa, “Gioventù Nazionale’nin bazı üyelerinin kabul edilemez sözlerinin kurbanı olan Senatör ve dostum Ester Mieli’ye en içten ve sevgi dolu dayanışma duygularımı iletiyorum,” diye yazdı.

FdI tutumunu değiştirdi

Çarşamba günü, FdI’nın örgütlenme sorumlusu Giovanni Donzelli’den de bir ton değişikliği geldi.

Donzelli ilk başta, “Solcu militan basının önyargılı soruşturmalarına itibar etmiyorum. Fratelli d’Italia’yı aşırılık yanlısı ve nostaljik bir hareket olarak gösterme çabası acınası bir durumdur,” demişti.

Fakat akşam saatlerinde, soruşturmanın ikinci bölümünün tamamlanmasının ardından U dönüşü yapıldı, hatta disiplin tedbirleri alınacağı duyuruldu.

Donzelli, “Tekrar ediyoruz: Fratelli d’Italia’da ırkçılara, aşırılık yanlılarına ve antisemitlere yer yoktur. Bugün yayınlanan videolarda yer alan ifadeler, kaydedilme ve ifşa edilme şekline rağmen, kabul edilemez ve siyasi hareketimizin değerleriyle bağdaşmamaktadır… Fratelli d’Italia sorumlulara karşı büyük bir kararlılıkla hareket edecektir,” dedi.

Meloni’den açıklama bekleniyor

Muhalefet, Giorgia Meloni’den Fanpage soruşturması hakkında yorum yapmasını talep etmeye devam ediyor.

Birçok kişi ayrıca, kendileri dışındaki tüm kanal ve gazetelerde yer aldığı üzere, kamu yayıncısı Rai’nin soruşturmayı yayınlamasını talep ediyor.

Buna cevaben, çeşitli dernek ve partiler çarşamba akşamı Rai’nin Torino’daki merkezinin önünde, kısa bir süre önce ulusal kamu yayıncısının soruşturmaya yer vermemesinden şikayet eden RaiNews24’ün yayın komitesiyle dayanışma amacıyla bir gösterim düzenledi.

“Rai’de göremiyorsak, Rai’de izleyelim” sloganıyla yola çıkan girişim, soruşturmanın ikinci bölümünü büyük bir ekranda yayınladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English